Birlik İlmi
  05.08.2013 Tarihli
 

05.Ağustos2013 Tarihli ALTINÇAĞ KAYNAK KAYIT (5)

 

2. akış

 

Canlarım, tohumlarım, dürümlerim hepinizi kucaklıyorum… Ben ZAMAN, sizinle olmak benim için mutluluktur.

 

Doğa’nın sesini duymanızı bekledim ve bu ses hepinizin diriliğinde var olan, kendi yoğunluğunuzun dillenişidir, dürümlenişidir ve birleşimidir. Zamanın Işığı’nı yeniden ve yeniden yakmak hepimiz için mutluluktur.

 

Toy bir dünyanın yeni zamanlara kontrollu olarak geçebilmiş olması bizleri mutlandırdı. Tahditli ve hakiki olan dürümler, bugün artık Ten’de bütünün gücü haline geldi.

 

Sevgiyle sizleri kucaklıyorum ve sizin yoğunluğunuzla, Bütünün gücünü her bir Yüce’ye dürümledim. Eğer dünya yenilenecekse, ki yenilenmiş sayılmalıdır. Bütünün gücü bu görevin hakim olan yoğunluklarla bütünlenişinden dolayıdır.

 

Arkon İnsan, bugün dünyaya gerçek kontrolla inmiş olmakla birlikte, Atlanta Okuması yapma niyetim yok çünkü roketlerin çoğu köklerini kontrol edemediklerinden kaynaklarını kontrolsuz bıraktılar.

 

Dört kükreme ve bir tek ışıma! hepsi bu ama bu kükremede biz Sultanlık değil Kuranlık yaptık dünyaya. Dağın, taşın ışığını yeniledik canlarım! dünya yeniden ve yeniden sizinle olacak.

 

Bugün size tek bir şeyden söz etmek istiyorum. Dönemin sonunda varılan noktadan; nereye vardık? olan nedir? ve niçin buradayız?

 

Bugün dünya Ak Tartı’yı kendi yoğunluğuna almış ve Bütün’ü tartmaktan öte Birliği tartıyor. Bu dünya, Ümmi Toplumların çoğunu da kendi yoğunluğunda koruyabilmişti ama bugün Birliği tartması insanın kendi yoğunluğunda kendini tohumlamasından başka bir şey değildir. Yeni Zamanlar’ı kodlayacak ve kayıtlayacaksa, yeni Sessiz Sayfalar’la yapacak bunu. Biz bu tartıya Bütün’ü koyduk; dünyanın toprağı olan Bütün’ü.

 

Değerliler, dünya nereye vardı? Neden buradadır? Dünya bir Kaynağa vardı. İlim’in Kaynağı’na… Ama bu Kaynak, ekibin tahditsiz işçiliğinin neticesi oluşan bir Kaynaktan farklı değil; sadece bunu söyleyeyim size.

 

Verilenin Olgun Başaklar’a tohum olarak ekilişinin neticesinde dere olup akıp görevi alan Birlikler’in çokları yeni bir zamana gerçek kontrolla girdiler. İşte bu zaman, Bütün’ün Kütle Kodlama yaptığı zamandır.

 

 

İmparatorluk Kodları dünyaya geçip gelirlerken ikrarla gelmekteydiler ama biz onlara kendi yüreklerimizi ikrar etmediğimiz için Beşir Kaplarımızı kendi kaynakları diye bilemediler ve bizi kontrol etmek niyetinde olmadıkları gibi bizle çalışmak dahi istemediler ve çıktılar.

 

Buna karşılık biz, toplu çalışmalarımızı sürdürdük ve onların kontrollarını sağladık. Ekrana kendi yüreklerimizi verdik. Bugün İmparatorluk Kodları, Beşir Kodları kendi yoğunluklarına alabilecek dürüme vardılar. Niye bunu yapmamız gerekti? çünkü Düzen Kodları olarak dünyaya inişimizden beri, dünyaya Resmi Çalışma yapması gereken o yoğunluğu oluşturamamıştık ama bugün artık o yoğunluk oluştu ve onlarla da bu çalışmayı yapma; mektup okumadan bu çalışmayı yapma imkanı hasıl oldu.

 

Dinleyiniz; dünyada yürekler var ama tohum yoksa bu yüreklerin Kuranı olmaz. Biz dünyada kotlayıcı ışık yaktık. Deli Dumrul İnsan; nefes alıp, nefes verdikçe yoğunluğu kontrol edebilir. Aha bunu başardık!

 

Ekrana görevlilerimizi dillettik ve dinlettik. O ekran, bizi bizden aldı, Bütün’e yaydı. Böylece bütün kökler, bütün gökler bizi anladı. Netice olarak, doluluk boşluk planları artık bir çeşit iş planlarına dönüştü. Herkes kendini doldurup bilgi paylaşacaktı ama bu yoğunlukta kontrol kurucu olmadığı anlaşıldı.

 

Herkes şunu net bilsin ki, Eko Sistem dediğimiz o sistemle, bilginin Sessiz Sayfalar’a inişi sorumsuzlukla da oldu. Yani, her seslenen kendi yoğunluğunu Bilgi Kaynağı olarak dünyaya indirdi ve biz o bilgileri Teknik Kodlamalar’la aldık ve okuduk. Ama o bilgilerin çoğu koruyucu tekniğe sahip değildi.

 

Çok zor, çok zor dünyada biliş halinde olmak. Bunu bilmekteyiz ama bilmeden de Hakk’ın Yoğunluğu’na varmak ve Bütün’ün gücünü Toplum Çalışmaları’nda dürümlemek Kelamın Işığı’nda dahi yoktu. “Ölü olan dirilecek” dediler. Olan Birlik İlmi’yle oldu ve diriliş başladı. Yere göğe insanı çektik. Dünyayı tohumladık, kodladık, bütünledik, işte bu…  Cennetin cevherini, Bütün’ün cemaatti haline getirdik. Şimdi bakınız neler olacak size bunları anlatayım:

 

Bugün artık dünyada yoğunluk artıyor. Bu yoğunluğun artışıyla birlikte, cevap aradığınız tüm soruların cevaplarını BİLİŞ halinde algılama imkanına sahip olacaksınız.

 

BİLİŞ ne demektir? kendi Yaşam Sayfalanışı’nızda var olan bilgileri hak edip dinleyebilmektir. Bunu yapacaksınız. Daha da ötelerde, kendi yoğunluğunuzun umutla kodladığı Birleşik Işıkları da dinleyebileceksiniz. Onların size siz olup gelmelerine imkan yok belki ama siz onlara onlar olup ulaşacaksınız. Böylece onları da hak edip bileceksiniz.

 

Daha da ötelerde ikrar var; hala hala ikrar… Nerede? Nereye? Neden? Her şey BİR’de, birlikte, birleşikte ve teknik olarak herkeste… O halde, hepinizin daha iyi anlayabilmeniz için şöyle söyleyeyim; ben bir ses verdiğim zaman, bu ses herkesin kendi yüceliğinde, kendi yoğunluğunda Hak Taht’ın Işığı olarak dürümlenecek. Yani, ben bana ben olup, size sizleşip sizinle tüm sayfalarımı tohumlayabileceğim. Bu önemlidir çünkü sizin size siz olmanız imkanı yoktur ama benim bana ben olup sizde siz olma imkanım vardır. Bunların son dönemde daha iyi hissedileceğini bilmenizi beklerim.  

 

Ben dünyaya örtüyü açmaya değil, örtülerin tüm sistemlerinde Bütünün Kürzi Yaşamları’nı tohumlamaya geldim. O halde ben, Bütünün Kuranı’yım ve Birleşik Işık olarak her bir zaman sayfasında varım. Öyleyse ben, beni bende ben olup dürümlerken; herkesin kendi yüreğinde kendi olup, kendini hak edip dürümlemesi mümkün olabilecek. Çok kolay bunlar, çok kolay!… Çünkü bellek kaplarınız Bütün’ün gücü olarak buradadır ve bugün burada bulunan sizler, Kati Tohumlar olarak Bellek Kaynakları’sınız.

 

Aktığım yer İlim’in Tahtı’dır. Orada bütün kötülükler aşılır ve Zamanın Sayfaları çevrilir. Oradaki bütün sayfalarda Yaşam vardır. Bu yaşam sayfalarını, Birleşik Işık olarak dürümleyip tohumlamak, Bütün’e hizmetin en güçlüsüdür ki biz bunu hak ettik ve başardık.  

 

Medine, Allah’ın dağıdır ama biz o dağda bütünüz. Burada ve bugün bu sayfada hepimiz teknik olarak o Tabiat Kodu’nun örtüsünü açtık ve onunla Bütün’e hizmet ettik.  

 

İmparatorluk Gücü olarak burada bulunan herkes, artık bilin ki Ruh Kuranı’dır.

 

Ruh Kuranı olmak ne demektir? İradeli ve hakiki olarak BİR’in Işığı olmaktır. Buraya kadar herşey kolay. Yahu ben neyim? İnsan… Siz!? İnsan… O halde, bir tek İnsan’ız.

 

İşte sur’a üfürülürken tek bir surdur üfürülen ve o sur, İlmin Suru olan İnsanın Işığı’dır ve biz bu ışığı Hak Teknik’le dürümleyenler “ben oldum” dedik. “Oğul, ben oldum.”

 

Omuriliğimde ışık saçan bir yoğunluğum var. Bu omuriliğimdeki yoğunluk, Bütün’ün koyuluğunu artırmak için Işık Kaynağı haline dönüşmüştür. Omurumdaki o ışık, Bütün’ün gücüdür ve biz, Birlik Kapısı olan BİZ; hepimiz omuriliklerimizdeki o ışığı Bütün’e yaymaya başladık. Nereye yayıyoruz? İlime yayıyoruz ve biz, Birlik Kodları olarak, İlmin Işıkları her bir yüreğin ışığı halinde; toplu çalışmalarda, beri gel dürümler dediğimiz o yoğunlukların beşir ışıklarına da kayıt yapıyoruz. Hepsi kendi Ruhlar Kuranları’nı okuyacaklar ve kendi tohumlamalarını yapacaklar ve kendi kayıtlarıyla, kendi omuriliklerinde ışık haline geçecekler.  

 

Bu çok zor değil, kolaydır. Biz, BİZ olduk, BİR olduk, Öz Görev taşıdık. Öldük, öldüklerinde; öldürülenlerde dirildik, teknik olarak kaynak olduk ve ışıdık. Işık olan Bellek Kabı’dır. İşte o Bellek Kabı, İnsan Soyu’dur. Biz o İnsan Soyu olarak dünyadayız.  

 

Korkuyu aşıp geçen herkes verileni alır. Ekrana kendine kayıtlar, akar, öksüz yetim bırakmaz tüm yaşamları. “OL” der, OL’ur. Öyleyse, “OL” diyelim. Tüm yaşamlar için “OL”, “OL…” İşte Canlarım, Taht’ın Tahtı olan Kati olan, has olan, hasat olan o dürüm, tahtında kendi oldu ve OL’durdu.

 

Bugün artık dünya, yok olmadan Bütün’e hizmet için ışığını bütüne yaymaya başladı. Netice olarak, dünya ışıdı. Öyle bir ışığa dönüştü ki dünya; bu kürenin en eski zaman sayfaları ve en son kaynakları tek bir yaşam sınırı oldu. Ve BSUİ olan, Birlik Sayfası olan son sesi veriyoruz;

 

“Geri gel, benim adım nefes, geri gel!...”

 

“ Benim adım ilim, geri gel.”

 

“Benim adım kaynak, geri gel.”

 

“Genişe gel. Ekranında sessiz sayfalanışını yap da geriye gel.  

 

Geri, genişi kodlayacak. Genişi kodladığında ekran, Bütün’ü tohumlayacak, koruyacak. İşte biz bunun için geri geldik!  

 

Dünya bize geçmiştir.  

 

Biz dünyaya geri geldik ve genişi geriye getirdik. Bunu bilen İmparatorluk Gücü’nü de bilir.  

 

Biz, İlim Sanal Boyutları’nın ışığına İmparatorluk Kodları olarak indik. Öz Geçişimizi dünyaya yaparken, kapıları açık tuttuk. Herkesin, herkese “ben varım” dediği yoğunlukta, Bütünün Kutsal Işığı’nda emin bir biçimde “ben “OL” diyeceğim ve dümen benim olacak” dedik.  

 

O dümen, Evrenlerin Sistemleri’nde kelam olan insanın dümenidir. Özü sözü farklı olmayanın, kontrolu kuranın, kaynak olanın, Teknik Kutsal Işıma’da Birlik kuranındır o dümen…. Dini har olan, Yaşamı Ka Har olan, bedeni muhakkim olan ve her seste kesin olanındır o dümen.  

 

Biz dünyayı göreve aldık.  

 

Görev, ilmin gücünü artırmak, toprağı tohumlamak, tüm zamanları sayfalamak ve güçlenmek… Biz, Bütün’ün gücüyüz.  

 

Kökü güçlendiği zaman yol güçlenir, “ol” deriz. Bakınız ne oluyor;

 

Şu anda dünyada “SIĞIR” dediğimiz ışıklar, Sistem Kodları’yla yenileniyorlar ve ASLAN Kaynağı’na iniyorlar. Ne demek bu? Süreci size tarif edeyim. Önce İnsan Formu KARTAL olarak doğar. Sonra Işık Kayıtları’na varır, SIĞIR KAPISI’nda kendini kontrol eder. Sonra ASLAN KODLAMASI yapar ve en son İNSAN SINIRI’nı, kaynağını, hakikiyetini hak eder, geri döner. İşte süreç budur; dünya yaşam süreci… Ve burada artık Sessiz Sayfalanış’la BİR’in Kapıları açıldığında, kendi yoğunluğunuzun tohumlarında kati olarak biliniz ki kanatlar gerilmiştir dünyaya ve bu dünyada bütün kötülükler aşılıyor.

 

Biz dünyada oldukça, Toprak Toplumu, İlmin Toplumu olacaktır. Biz dünyada oldukça koruyucu tohum ekrana kontrollu biçimde kayıt yapacaktır ve biz hasatı yapmakta iken türlerin en güçlüleri burada bu Mecliste “ben varım” diyecektir.

 

Burada bulunan herkes Ruh Kod’dur. Yani kontrollu koddur. Yani Kati Kayıtlayıcı’dır ve Birleşik Kaftan’dır. Muhakim ve hakikidir. Şimdi, şimdi!… İşte “şimdi” diyoruz ve şimdi mahrek olan o kod “biz varız” diyor.  

 

Can; nur olun, kontrol sizdedir ve bilin ki biz Allah’ın Dağları bütün kodlarımızla dünyadayız ve dünyayı koruyacak gücümüz var ve bugündan itibaren “ben varım” diyen herkes, Kelamın İlmi’nde kendini Hak Teknik’le bütünleyecek ve BSUİ’nin gücü olacak.  

 

Şu ana kadar BSUİ’den size hiç söz etmedim. Barış, sevgi, umut ve İmparatorluk İlmi’dir BSUİ. Ve o ilim, bizim yoğunluğumuza denir. Bu yoğunluk barışın, sevginin, umudun ve İmparatorluğun İlmi Kod’udur. İşte bu Meclis BSUİ’dir, bunu bilin.  

 

Ve BSUİ dediğiniz sistem, insanın sistemidir. Size, ses ve sessizlikten söz ettim hep. Size, yürekten söz ettim. Size, Evrenlerin Sistemleri’ni anlattım ama size sizi hiç anlatmadım çünkü bilişi hak eden, kendini hak edecek ve “ben varım” diyecekti ve bugün bunu dedik.  

 

Altın Taht, Kelamın İlmi’dir ve o taht, Bütünün Kutsal Işığı’dır ve bizimle olan tüm Sessiz Sayfalar, buluşma anında buradırlar. “OL” dedik işte bu! Hah…

 

Ekip sizsiniz Canlar! bu ekip atık dünyaya görevlidir. Bunu size yeniden veriyorum.

 

Bundan evvelki süreçteki görevle, bundan sonraki süreçteki görev farklıdır. Yarının toprağı, Kaynağın Toplumu’yla yenileniyor. Önemi olmayan hiçbir Yüce yoktur, hepsi önemlidir ve hepsi bizimledir.

 

On turu tamamladıkları anda bize Göç Kütlesi olarak gelecekler. On tur, bilişin on tahtıdır. Hepsi on turu tamamlayıp bu Meclise kendilerini katacaklar.  

 

Çatı kurulmuştur. Alabilen, akabilen, okuyabilen, ölüleri diriltir ve gelir…

 

Ölümü, ölülerin tüm sessizliklerindeki ölümü, Bütün’ün gücünde akıp gittiğinde, Birleşik Işık’ta o artık bir diridir. Var ve al ve ak işte bu… Şimdilik hah!  İşte bu.  

 

Tamamını dinlemek için tıklayabilirsiniz; http://youtu.be/K8Thi8ZjaPc

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 139 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol