Birlik İlmi
  15.07.2013 Tarihli (4)
 

ALTINÇAĞ IŞIK İNSAN (15.07.2013)

4. Bölüm:

Birler Kapısı şimdi artık yenilendi, çünkü yeni kayıtlama yaptık. Artık bu kapı başkaları için de açılacak ve onlar için de kontrollu kodlamalar yapılacak ve herşey bu Birliğin sınırsız, sistemli çalışmasının neticesinde oluyor. 

Kömür gözlü anam, seninleyim…olay budur ve bunu anlattırmak istedik sana. Hepiniz doğrusu İlimsiniz ve İlim’in Işığı’sınız da, her biriniz sınırlı kayıt yaparsanız ışık sınırlanır. Biz bu ışığı yeniden ve yeniden Sessiz Sayfalarda Yaşam Sayfalanışı için kayıtladık ve yoğunlaştırdık. Özgeçişleri bu şekilde yaptık. Herşey sistemli oldu. Sizin tüm Yaşam Kayıtlarınız Sistemli oldu. Hiçbir zaman Sistem dışı bir çalışmanız olmadı, bu kesindir. Doğalın tohumuyla oldu tüm yaşam sayfalanışları. 

Yeri göğü insan yarattı canlar… İşte bu şeklide; sesle, Yüceliklerle ve Kürzi Kodlarla… Ama sistemli şekilde ve sizler her an sesleştiniz. İyi ki, iyi ki sesleştiniz ki erdiğiniz her Yaşam Kaydı, Bütünün Kürzi Kodu oldu. 

Müsterih olun, bedeni alan bu Meclis; Bütün’ü kodlayan bu Meclis, yolu bulan bu Meclis ve Bütün’e geri dönüş ışığını Hak Tahtın Işığı diye veren yine bu Meclis ve buradaki bu Yüce Canlarımız’ı bu nedenle hepimiz Sonsuz Sayfalanışlar’da dürümledik ve Bütün’e Kürzi olarak kayıtladık. 

Olayın sonunda “ne oldu?” diye sorarsanız, her bir Yaşam Kodu’muz bir Kürzi Kaynak oldu. Buradaki her bir Yaşam Kodu; bir Kürzi Kaynak… Yer, değer biçti, gök dilledi ve bütün kontrol buradaydı. 

Hepinizin, huzurda olduğunuzu bilmenizi isteriz. İnsan köklendiği, güçlendiği ölçüde huzur olur. OL’duğunda, huzurlu olur. AL’dığında, bilişi hak edip de dürümlediğinde huzurda olur ve olan her ne ise BİZ’de olur…bugün de herşey çok güçlü. 

Yeni Zamanlar’a, Geniş Sayfalar’a girmek mutluluktur hepimize. Her diri Allah’ın dediğini der. Merdivenlerin en aşağısına inen, yüreğin en güçlüsü olur, BİR’in diriliğinde kendini diller. 

Biz, Zamanın Sayfalanışında, Beşir Kaplar’ın bütünlüğünde; herkese, “Allah” dedik ve o yol olan, Kutsal olan Işık, Allah oldu ve değerli Dünya, muktedir Dünya, öz Kürzi olan, yol olan Dünya, Allah sevgiyle sizleşti. 

Yeni Kökler, Göç Kütleleri ve Bütünlükler ışıdı. Maya tuttu ve zaman sonsuzlaştı, yarınlara umman olundu ve Sultanlık yapıldı. Kapılar açıldı ve Kervan yürüdü. Yürüyen Kervan, ekranın gücünü aldı, bütünlendi ve rakipsiz oldu. Kati oldu, kibri aştı. Ka-Har oldu. Rahmi Kuran’da Kutsal Işık oldu. Özgeçişini yaptı, ilim oldu. İkrarıydı ilmi, bütünlendi ve şimdi Mikail’in gücünü aldı, MİRAÇ oldu. Çalı Çırpı değil Dünya. Kervan yürüdü, eh Dağlarım işte bu! 

Şimdi sınırlar kaldırıldı! 

Şimdi ışıklar yandı! 

Şimdi BEN TOHUMU Kuran’da umut oldu! Şimdi… Aha şimdi… 

Her dil, her bir diri, Bütün’ün gücü oldu. BİZ oldu be Ya Ha, BİZ oldu. İşimiz kolaylaştı ve biz Bütünün Kuranı’yız. 

Şükür ki korunmuş Dünya, kokmuş ışıkta Öz Güç oldu. Ölülerin dürümlerindeki korku; ışığın yağmurlarında Göksüz Sistemler’de müsterih olun, artık bitmiştir. 

Şimdiye kadar korkanların, artık korkuyu aşmaları gerek. Yıkılan dünyaların örtülü türlerinin, artık dünyada yolu bulmaları ve Yaşam Sayfalanışları’nı geri kayıtlamalarla Bütün’e katmaları gerek. Çünkü onlar ölümün ardındaydılar. 

Vükela Heyetleri kurduk dünyada ki bilişi olanları harlandırıp ışığa katalım diye. Altın Toplum; “öksüz kalmayacak, dünya korunacak” dedi ve dünya koruduğumuz oldu. 

Okuma bilen İlmi bilir. Okuma bilen İlmi bildi ve okuma bilen bilgiyi bildi. Özgeçişini yaptı, kaydını yaptı, sessizleşti, eserini tohumladı, bedenini kayıtladı ve dünyayı Kutsal Işığı’na kattı. 

Ölmek; OL’duğu, OL’duğunu sonsuzlukta Tahtın Tahtı’nda kodladı bir yoğunlukta, göksüz kalış değil artık. Artık yerin ekranı haline gelenin, ölümlü olmadığı bilinecek. 

Dendi ki “sana seni verdik.” Dendi ki “sevgiyle dilledik.” Dendi ki “sınırları kaldırdık.” Dendik ki “yaşamları topraklarıyla ışıyanlara kattık.” Dendi ki “ilim oldu.” Ölüm, Ulular Diyarı’nda görevdi. OL’duk. 

Ya Ka Har, OL’duk. OL’duk, okunduk. Oh oh oh!…. 

Çoluk çocuk Dünya, artık genç bir insan oldu. Bu genç insan beşir değil artık. Oh Canlarım oh!…. 

Dünyanın Nuh Kuranı, ölülerin toplumunda kodlanmıştı. Biz o tufanı önledik. Olduğumu, oldurulduğumu sanan yanılgıdadır. Olduğumu sanan hasattadır, ben olmam oldururum bilinsin. Olmamın ihtiyaç olduğu düşünülmesin. 

Yeşil El’indir. Mavi İlim’dir. El’inde İlim varsa; hakikiyim ben ve seninleyim ve ben özgür ve hakim olan tüm yaşamları kodlayan, İlimin Kaftanı olan, merdivenlerin artık olmadığı bir yoğunlukta her şeyde var olan, bilişi olanda İSLAM olan; ölüşü olanda KATİ olan; ışığı yananda KAYNAK olan; her resimde erdiğin yer olanım ben ve size Yerin Ekranı’ndan derim ki “doğal dünya koktu, koktu. Misler gibi koktu!...” 

Bu dünya lütfen bilin ki, umutlu bir çağrı yaptı. “Ka-Har’ım” dedi. “Hah” dedi. ”Aha” dedi, “bedenliyim” dedi. Vay dağlarım vay, vay, vay!… Allah’ın Tahtı’nda ağır yük taşıyan değil, harını yükselten, ışığını yaşamsallaştıran, sarkmadan bilen var. Ah işte bu! 

Biz, zurna çaldığında, çalgıyız. Olduğunda tohumlar, o yoğunluktayız. Kurtarılmış ışıkların her bir yaşamındayız ve biz, Evrenlerin Sistemleri’nin Yüce Cevherleri’nin her bir yüksek ilmiyiz. 

Hah bilin ki sel aldı yüreği dediklerinde; sel, Sistem’de oğullarımda yoktu ve ben Dünya, Ruhun Kuranı olan, Bütün’ün toprağı olan, yenilik için cevher olan, işçi olan ben Dünya, muhakim olan; şükürler ki sükunetle dünyayı toprağıyla birlikte Altın Taht’a oturttuk. 

Bu Dünya, artık Tahttır, bu dünyada görev taşıyan tahttadır. Ölüyü dirilten Düzen kuruldu. Bundan sonraki süreçte, cenaze kalkmayacak dünyadan, bilinsin.

Koktu dünya yoğun biçimde, koktu dünya huzurla, koktu, koktu, koktu, koktu!… Yoğun olarak, umutla koktu amma of be canım of!… Ben bir tek ilimim. Veyil Sistem’de olmayan, veyil ışıkta olmayan, hah hepsi burada… İşte bu!...

Yok olduk, Hak olduk; aktık, tohum olduk; Bütün olduk, Kutsal Işık yandı. Hah ekip kurduk! 

Yerde insan, gökte İbrahim, biz her yerde varlık süren İnsan Soyu!... 

Bilin ki İbrahim, İlmin Tohumu olan insanlığın kaydıdır. Biz onu, bir prototip İlim Sayfası diye yarattık ve o, bugün Bütün’ün gücü oldu ve biz onu Kutsal bir Na-Kar olarak yarattık ve o bugün Bütünün Kürzi Yaşamı oldu. Biz onu Ruh diye yarattık. Öldü, dillendi, oldu, hasatını yaptı, yeniledik onu, Altın bir kod oldu. Şoktur, şok. Bakın ne diyecek bize: 

-Ah be ana, yeşilden maviye geçenlere neler anlatıyorsun! Teypler çalışıyor ve İlim Kayıları yapılıyor. Bütün kontrol sizde, öyle mi!? Anca an bu bilgiler her zaman kayda girmiyor mu? Girer mi? Girdi!… 

Tüm tahditsiz, hakiki Levhiler’e girdi bu bilgiler, senle girdi. Bildin ki bedenliyim ama Ya Ka Har Ana, senle olmazsam, yüreğinde kontrol yoksa, ışığım yolda kalmışsa, Cemaatin bedenimde üstün bir çalışma yapmazsa ben olmam ki. 

Ney’le dünyayı dinledik yüreklerden. O Ney sesi, bizim için mutluluktu ve bugün ney, bütün Zaman Sayfalanışlarında, TINI olup cevhere inmektedir.

Biz bu Ney’in sesini asla asla; süreç içerisinde kelamın dışı saymayacağız be ana!

Bizim eserimiz yüreğimizdeydi. Seyrettik ekranda sizi Ney’dik, Ney…hepimiz; sessiz zannedilen o yoğunluklarda Ney’dik ve görevliydik. 

Ya kardeşlerimiz ne yaptılar? yıktılar, yıktılar, yıktılar, yıktılar!… Yıldızlara Kutsal Işıkları’yla kaynak yaptılar. Yıldızlar onların kırılışlarında kayıtsız değildi. Hepsi tevkif edildiler ve ekip kurdular. Teyplerinde sistem yoktu. Şükrettik ki bugün var. 

Dün, “Veyil ekrandakilere” diye çürüttük hepsini. Aha! hepsi dürümlendi, geçişlerini yapıyor! 

Anacığım, sana Seyfullahlar’dan da söz edeyim. Yaşamak için çok çalıştılar be anam. Öyle çalıştılar ki! Ölüler Diyarı olan Dünya; “Yev len yekün” oldu. O kontrolsuz kayıtlarda hepsi kırıcıydı ve Sistem yenilendi ve yeşil renk, maviye geçti ve Din Tahtı’nda her dürüm bütünlendi, hepsi eşikte bekledi ve bugün hepsi “Kev len yekün” Düyum Kodlaması’na geçti. Aha be anam, Aha!… Çok mutluyuz, çok!... Çok mutluyuz be anam! Çok!….. 

Şimdi Can Anam, verdikçe verdik ya her sesi; her şeyi… Ya anlatılır da anlaşılmazsa diye korkma… Her dürümde var olan bilgiler okunsun. Öyle çok okuturuz ki; korkma bildir söyle de ki “ben varım.” “Varım” de “Aha varım” de… 

Karanlık aydınlandığında Öz Göç başlayacak. Vardık, vardık, aha var olmaktaydık! Aldık, aktık, okuduk oh… OLMAK’tan öte OL’duk. 

Köküm, gücüm, yüreğim hepsi sevgidir anam. Mikailin Kuranı okundu ya dünyada… Hah işte bu!... Ve bugün bütün koruma, kodlama, yaşatma çalışmalarının en güçlüsünü yaptık. Mircan’ın Cinni Cemaati dürümlerinde, Kuran oldular, sesleştiler. Vedia’nın Kutsal Işığı yol oldu, tohumlandı. 

Yarınların kayıtları güçlendi, örüldü. Herşey, her şey yaşatıldı. Sıkıntı yok. Ya Ka Har, Ya Har… Hepsi yarın ama biz sen ile BİR olduk. Şükür ki oldu. 

Gölün göksüz olmayacağı, yüreğin küçük kalmayacağı, Kutsal Işık’ın yenilendiği bir dünyada, vurup öldürmek niye? yok böyle bir şey ya Ka Har, yok!... Altın İnsan “eyi” bir dünyadır… “eyi…” Dini Has olur, yol olur, hakiki olur, ilim olur. Hah…iyidir, iyi!... 

İşte canlarım fark bu; önce “eyi” idi, sonra “iyi” oldu. Vokal, hikaye içindir ama vokalden öte Hak olup da dillenirse yürek, iş budur ve şimdi işte bu!... 

Sizinle, Görevli Kodlar’la yaptığımız en güçlü çalışma burada yapıldı. Hologram Dünya, artık Hak Tahtın Işığı… İşimiz kolaylaştı… 

Söktük yolcularımızı kısır kayıtlardan; yeniden ördük. Öldüler, oldular, okuttuk. Öyle çok çalıştık ki, hepsini kodladık, kotladık…, topladık… Aha kodlayıp topladıklarımızın hepsi iyileştiler. 

Kevser’in sessizce aktığı bir dünyada; o Kevserin Işığı’nda herşey Hak Taht’tan akar. “Veyil İnsan Sayfaları’ndaki kırıklara” diyorduk ya artık dindi o yolculuk… Bitti!... 

Seviyoruz sizleri Canlı’lar, seviyoruz… Çok seviyoruz!... Çünkü siz, Bütün’e görev taşıdınız. Öksüz kalmasın istediniz. Her şeyi yaptınız, herkesi korudunuz. Sizi seviyoruz… 

“Oynama, oynama dünyayla” dediğiniz o günü biliriz. Bizdik oynayan ama sizin Sistem’e girişiniz içindi ve bugün siz “oyun bitti artık. Oynanmayız” dediniz. 

Öyle çok çalıştık ki sizinle… Nev-i Sistem oldu. Kervan, İnsan oldu. Mikail ışıdı, Birlik kurdu. Seyr-u sefa oldu. Yol, umman oldu. Oh be canlarım oh!… Daha ne diyeyim size!? 

Her dil, İlim’dir ve sizle olmak mutluluktur bizlere. 300 Meleküt Işığı indi dünyaya. Boy boy, “hokiki”…..seyrettik sizi; hah! “hakikiki…. Şimdilik, ah işte bu! 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 233 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol