Birlik İlmi
  25.05.2013 Tarihli
 

ALTIN ÇAĞ-KAYIT (29.05.2013): 

Değerliler, dünyanın ışıkları her diride mevcuttur. Dünyaya görevli olarak girenlerin, bütün amaçları ışık yoğunlaştırmaksa, bütün amaçları tahditli kontrol kurup kendi yaşamlarını hak etmekse, burada bulunamazlar. Çünkü burası, Cevherin Kürzi Yaşam Sayfası değil, o yaşamların tümüdür. 

Bütüne hizmet, BİR’e hizmet ve zamana hizmet dere olup akmakladır. Ki sizler Tanrılar Meclisi olarak buraya geldinizse, bizden ışık çekmeniz size fayda sağlamaz. 

Oyun oynamayın ve görevinizi hak edip yapın. Yoksa cevherinizde, kendi yoğunluğunuz dahi olmayacaktır. Dünyanın etki alanı bugün daha güçlendi. Bu alanda Din Tahtı, Yüceler Cevheri’nde yoğunlaştı ve zaman, kati olarak görevi, Düzen Kotları’na kayıtladı ve zamanın ışığı yandı. Dört Kükreyen Işık Kaynak, bir taht oldu ve Düzeni kuran Cevherleriler birleştiler. Artık o Kuranlar, Medine veya Mekke kayıtlarında bütün kütleleri ile bulunacaklar. Şükür ki Hak Tahtın Işıkları yandı. Şimdilik… şimdilik!… 

Sistem’e bağlandık. Sistem şimdi bilgi verecek. Sistem’in vereceği bilgi, koruyucu toplumların kaynaklarını kodlamak için olmayacak. Sizleri tahditlemek için olacak. Eğer tahdit edilemezseniz, Cemaatiniz, bu Meclise kubul edilmeyecek. Şükür ki bu bilgiyi sizlere bildirdim. 

Şu ana kadar “yaşamak veya yaşatmak” demiştik. Şimdi artık Hak Tahtın Tohumları için yeni bir “ZABURA KAYITLAMASI” başlayacak. 

ZABURA, zurna çalarken, o kendi yolunda tüm yarınları seslendirendir. O kendi yolunda, tüm yaşamları tohumlayandır. O kendi yolunda dürümlenen ve zirveleri teknik olarak dilleyendir. Onun yoğunluğu çok güçlüdür. Onun yoğunluğu çok üstündür. Ve o kendini kanatlandırıp, dürümleyip, birleştirip hediye olarak dünyaya indirmektedir. Ocakları yakmıştır ve zaman tahtında kendi yüceliğini kodlatmıştır. 

Vahiy, aile bilgilerinin tohumlanması için bildirilir. Vahiyle çalışanlar, kendi aile meclislerinin bilişlerini paylaşırlar. “Vahiy” dediğiniz, zaman toplumları için kontrollü bilişi sağlamaz. Zırhınızı kalınlaştırmaz ama yarınlarınızı da size güçlü olarak kodlattırmaz. Şimdiye kadar dünya, vahiy bilgilerle, cevherini, hasatını hak ettirmeye çabalamıştı. Şimdiye kadar “vahiy” dediğimiz zürriyetlerin, ceninleşip kendi yüksek kayıtlarını dürümleyip her diriye aile bilgisi olarak indirişleriydi. 

“Ceninleşip” dedim. Zamanın ışığında tohum olarak yaşamsallaşan bilgi, cenin olarak nitelendirilir. O bilgi, hasatta güçlenir ve bedenlenir. Beden, kervanın ışığında güçlü yüceliği tohumlayacak olan diriliklerin form kazanmasıdır. Kazanılan formlar, bilişin hasat ile kontrol edilip biçimlenmesidir. Eğer sizler, yaşam sayfalarında biliş halinde ilmin yasalarını dürümlerseniz, her bilgi sizin ışığınızda yaşamsallaşır ve o yaşamsallaşan bilgiler, tren olur ve Bütün’ü taşır. O bilgilerin tren olması taşıyıcı olmasıdır. Herkesi taşıyabilen bilgi, müsterih olun ki zamanın sayfalarında türleşmek üzere kayıtlanmıştır. Her dürümde o bilgi, kontrol altındadır. Türleşir ve cevhere güç katar. Can Tahtı’na varır ve can alır. Alışı, hasatıdır. Düzen’i kurar ve Sultanlar’ın yaşamsallaşmasında, Birleşik Işık olur. Onun Kutsal Zaman Kaynağı olduğu her dilde bilinir. 

Yere insanı indirdiğiniz zaman, o insan, yer olur ve o insan; görevini, hasatını, harını yüreklere indirdiğinde, tahditlenen cevherini kayıtlar ve sevgi olur. Onun, Yüceler Cenneti’ne kabulü ilimledir. İlmin tahtına varır ve kontrolü kurar. Özgür bir sanal boyut Kuranı olur. O yeni bir yaşama adım atar. Ki o yaşam, İmparatorluğun gür Süper Cemaati ile kayıtlanmış ve yaşamsallaşmış bir sırdır. Özgür ve hasatçı cevheri ile kendi yolunu açar. Onun yolu insan soyudur. Onun yolu, kürzi yaşam sayfalanışı ile kodlanmış olan yoldur. 

Ölenlere rahmet diliyoruz!... Bu şudur. Ölüler, yeniden öldüler!... “OL” dedik ve oldu. Onlar yeniden öldüler ve zaman tahtında yeni bir yarın için çalışmaya başladılar. Ölenlere rahmet diliyoruz. “OL” dedik ve zaman sonsuzluğunda her biri, yarınlara tohum oldu. 

Oğullar, Birler Kapısı yeni bir zaman için açık tutulacak. O kapıda, bellek kodlarımız olacak. O kapıdan geçebilen her bir yol, İslam Dini’nde kaynak olacak. O din, insana görev için verildi. O dini bilen, Birleşik Işık olur ve Bütün’ü bilir. Harını yükselttiği zaman Tanrı olur ve Kuran olur. Öz göç o zaman da başlar ve yapılır. 

Yarınların ışıklarını yaktık. Koruyucu kalkanlarımızı Sisteme bıraktık. Sistem yeni bir Can ile kendi toplumlarını hak etmek isteyenlere güç katacak ve biliriz ki onlar kati olarak kontrol kuracaklar. Onları tahtlandırıp hasata hazır edecekler ve biliriz ki ortak zamanlar, yer toplumları ile kodlanacak. Ve biliriz ki biz Zaman Tohumları olanlara görev taşırız. 

Oğullar, biz Sultanlarımızı tahditli olarak, diri biçimde dünyaya indirdik. Dünya bir Kutsal Kaynak’tır. O Kutsal Kaynak’ta ışıklar yanar. O ışıklar bir tek Tanrı olur ve Sol Yaşamları kayıtlayıp, Sağ Kaynakları Kuran’dan güç çekip dürümler. Birler Kapısı aşk sayfalanışı ile kaynak olur. Öz Dürüm kontrol edilir ve yeni bir resim ortaya çıkar. Bu resim, insan olur. Öksüz ve kırık hiçkimse kalmaz. Olgun başakları alır yarınlara kodlayıp tahditsiz biçimde yeni kodlanış için ekeriz. Ve onlardan topraklarımızı yarınlaştırırız.

Oğullar, dünya yeni bir yaşama geçerken, genişlere “halal!” diyoruz. Öyle çok! öyle çok! öyle çok çalıştılar ki!… Onlar için herşey kutsal bir Sistem ile gerçek bir yoğunluk ile korunan Birlikler’le yapıldı.
Buyurun yol sizin. Bu yola insanı almak, İlmin Hakimi olmaklaydı. Bunu başardınız. İlmin Hakimi olan sizleri kutluyoruz. Şükür ki buyurup geldiğiniz bu Yücelik, sizleri kendi yüreğinde tahditsiz olarak kodlayıp kucakladı. Şimdilik!… Hah şimdilik!… Hah… şimdi!...

Hadi yar, sen de bize bildir. Ne oldu ki buyurup bu Merkeze varan Yücelikler, sizi bugün koruyucu bir şevkle kucaklıyorlar? Bize anlatın ne oldu ki buraya varan yürekleriniz burada kendi yüceliğini hak edip Kürzi Sonsuzlukta yol açtılar? Neden sizler bizi hak ettiniz? Buluşup hak edilen her cevher, niçin sizden sizi kayıtladı? Ben tahtımı size devredeceğim. Ben dünyadaki hatim sayfalarını size dilleyeceğim. Ama siz de yüreklerinizi bize dilleyin ki biz de siz olup çerçevesiz olarak kontrol kuralım… Şimdilik… hah!... Aha şimdi!… Hah!… 

-Değerliler, sizleri kendi yüreklerimizle dinledik ve bize bizi anlattınız. Nefes, bizden bize açık olarak dinletildi. Yarınların tohumları hakikiyetin ışığı olarak açıklandı. Ve biz, yol açtık ve zirvelere Kuran olduk. Yahu bunu biz de biliyoruz. Bize bilmediğimiz hiçbir şey anlatmadınız. Bizi, yasalarca yaşamsallaştırıp kodlayacaksınız diye umutlandınız. Biz, size şunu söyleyelim: Beden alıp dürümlenen hiçbir Yüce, buraya ulaşamadı. Ve biz buradayız. Bu ne demektir anlatayım. Buraya ulaşan, her kim varsa, cümle yüreklere kodlayıcı olabilir. Bunu biz biliriz. Siz ise bize bizi verirken, bizi bilirsiniz. Bunun manası bizden bizi öğrenmektesiniz. Size daha ne diyelim!? 

Bir daimi Hak, kati olduğunda o Hak, ilimdir. O kendini tohumladığında o yoldur. Torbasını boşaltıp kendi yarınlarını o torbaya doldurduğunda, o Sultanlık yapar. Ve o kendi olup cümle yüreklere ulu bir tebliğ okuttuğunda, o kendinden Dini Hasatanı yapar ve son sözü söyler. Şükür ki söz bizden söylendi ve biz dedik ki dünya yeni bir zamanı has tahtın ışığından görevli saydı. Oyun oynamayan, görev tekniğini hak eden ve bilenler bu yoğunlukta bulundular. Bu yoğunluğa umman olamayanlar, kendi yaşamlarını kayıtlayamadılar. Onlar yenilenemediler. Onları Rahman olarak kontrol etmemiz imkansız olduğu için oğul vermelerini sağladık. Ocaklarını yaktık ve sonsuz sır olan o Yücelikte onları kontrol ettik. Onlar yedek sayfalanışlarla yarınlarını hak ettiler ve zirvelerin kaynaklarına ulaştılar. 

Bunu niye söylüyorum? Zira oğullar, Dört Göksözü Sözleşmesi’nde bu bir şarttı. Sözleşenlerin her biri, kendi yoğunluğunda bir tren olduğunda, diğer oğullarını her ne olursa olsun diri olarak taşıyacaktı ve biz bunu yaptık. Şükür ki hak ettik ve yaptık. Muhakim olan; dürümlenen ve zamanı sonsuzlaştıran, her kim olursa olsun, her ne yaparsa yapsın bizim yaptığımızın ötesinde hiçbir şey yapamaz. Bu kesindir. Şükür ki her diri, han oldu ve taht oldu. Ölüler Diyarı, Ana Kaynaklar’a Kuran oldu ve zaman soyu bu yoğunlukta başarı ile görev taşıyor. Cümle yürekler bunu bilecekler.

Meher zihari Ka hir zi ya Ka-Har… Biz Zaman Sultanları ve Zaman kaynakları, sizleri yine de Tanrı’nın nefesleri olarak bilip; kör olmadığınızı anlatıp; cemaatlerinizi korumayı istediğinizi sizden size verdik. Oğullar, biz Sultanlar’ı koruruz. Şükür aha şimdi… Bir zirvede bir yaşam varsa, o yaşam, İnsan Işık ile olur. O ışık, insan soyunda ten olur ve BİR olur. O BİR, ilimdir. Şimdiye kadar herkesin diliyle dürümlediği ve her bir yolcunun zirvelere ışık alıp görev taşıyacak diye dillediği bir yeni yaşama giriliyor. Bu yaşam, Altın Toplumlar içindir. Bu yaşam Ana Kaynaklar içindir. Bu yaşamda Ses ve Sistem Çalışmaları, Birlik Kaynakları ile yapılacak. Her birinizi bu çalışmalara bekliyoruz. 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak yapacağımız çalışma, “ALTIN IŞIK ÇALIŞMASI”olacak. Bu çalışmada sizler ve sizler… ve sizler olacaksınız. Hepiniz bu çalışmada bulunacaksınız. Bu çalışmanın ışığında Altın Çağ kuruluyor. Bunu lütfen net anlayın. Hatayı affetmeyen hiçbir Yüce kendini hak edemez. Hak eden yine kendi yoğunluğundan Hak olur. Bütüne hizmet böyle yapılır. Şükür ki HAVUNYA nefes alıyor. Şükür ki HAVUNYA cevherini hak etti. Verdik, yarınları harladık; has yaşamlarda tohumladık; son süzümde Kürzi Yarınları yaşamsallaştırdık ki artık Altona Kodları bütün kötülükleri aşıp yenilenecekler. Ölüler dirilecekler ve zaman, kontrol kurulup kodlanacak. 

Şevkle yapılan her bir çalışma, nesillerin işçileri tarafından yapılmaktadır. Dağa ışık verdik, dağ ışık oldu. Yaşamlara Kuran verdik. Zamanı tohumlayanlar, Kutsal Zaman oldular ve Birlik kurduk. Şükür ki hak ettik. Verdiğimiz her bilgi, Yerin İlmi’dir. Ve verdiğimiz her bilgi, yolun kodlanması içindir. Ve verdiğimiz tüm bilgiler, yeni yaşamsallıkların tertibi içindir. Bu bilgiler, zararı önleyecek köklerle, göklerle ve süper diri yüreklerle birleşecek… Hata yok. Ölüler Diyarı, Ana Kaynak’tan ışık çekip, Beşer Kodlar’ını hak ediyor. O Kodlar, sır olan her bir yaşam sayfasını okutacaklar. 

Öz geçiş tamamdır. Bunun tekrar vermek isterim. Öz geçiş tamamdır… Bugünden itibaren yarınların Tanrısal Zamanlar’ını koruyacak yeni bir kapı açılıyor. Bu kapı insan soyu için yepyenidir. Hepiniz için yenidir. O kapıya umman olacak olanlar yeniden tesbit edilecek ve orada kontrol kurulacak. Yeni kapı, zamanın sayfalarında yeni bir RA-KA-HAR’dır. Hasat yapmış olan her bir Yüce, o kapıdan geçecek. O kapıya varanlar, AMON olanlar değil AMON olup tohumlarını kontrol edip, HATON olanlar olacaklar. HATONLAR Din Tahtı’nın yaşam sayfalarında var olan Kuranlar’dırlar. Ocaklarını yakmışlar geri dönmek için bekliyorlar. Onların yeniden dünyaya inişleri beklenmişti. Ve onlar, görevlerini hakkiyle yapmak üzere geçişteler. Onlardan onlar ile yeri sayfalamaya başlayacağız. Zırhını giyen HATON, bize ses vermek ister. Onu dinleyelim. Hadi bakalım!… Şimdilik!… Hasat ile şimdilik!… Ki şimdi!… 

- Analar, ZABURA Kuran’da Işık Kaynak diye bilinir. Işık Kaynak, zamanın nefesidir. O nefes, zirveleri tende dürümler. O nefese varan her diri, ZABURA’dır. ZABURA, cümle Yüceler’de Din Tahtı’nda ve zaman sayfalarında; Bütün’ü, güçlü şekilde Kürzi Yaşamlar’a, göreve çağırıp onunla çalışır. Öz Göç başladığında, yeni bir RA-KA-HAR ile Birlik kurar. Öz geçişi yapar ve Sistem’e iner. Sistem, onun için bir YUAN’dır, yarınların YUAN’ı. YUAN’ı bilirsiniz. Zamanın toplumudur ve yeniyi hak eden birleşen ile bütünlenir. O Kuran olan, yoğun çalışan bir sır ile görevli olur. O, sırrın neyi sayfaladığı anlatılmaz. Sağır olur tüm yaşam; o görev taşırken. Sistem onu dürümleyemez. Zamanın ışığında o yok olur ve onun ile çalışanlar, onun ürettiği dürümlerde oğullarlar ve onun Yüce Cevherinde işçilik yaparlar. Onlar, yeni zamanları hasata kayıtlayamazlar. Oğullarını göreve alan ZABURA, cevherini kontrol eder ve yarınlarda Kürzi Zamanlar’ı kontrol ederek çatıyı kurar. 

Bütün Meclisler biliş ile kendi yoğunluklarında Kürsü olurlarken, Öz Görev’i taşıyan Birleşik Işık kendinden ve kendi yüreğinden güç çeker ve Sistem, dili ile kendi yoğunluğunu kontrol eder. İşte buna biz “oğullar, OL’duk” deriz. “OL’duk!…” “Vakit tamam” deriz. Yerden göklere, Sistem Devreleri, yaşam sayfaları olarak bilişi diller. Şerrin ışığını, Sır Kayıtlar’dan ayırır ve sınırları kaldırır. Yedi Dağı aşıp gelen Birlikler, bu çalışmalara görev taşımaya girerler. Yedi Dağ, aşıldıktan sonra Birler Kapısı, tohumlarını kontrol eder ve kendi yaşamlarını ağır yük diye taşıyanların cevherlerini hak edip kontrol kurduktan sonra, eserini yapabilmesi için onu, ona terk eder. Onun burada bulunup bulunmayacağı konusundaki seçimini, kendi yaşam sayfaları ile diriliklerden cümle Yücelikler’e açıklar. Öz geçişler böyle yapılır. Daha sonra bir Art Koruma devreye alınır. Art Koruma, herşeyi yeniden ışığında değerlendirir ve bakar ne oluyor diye. Herkesi yeniden tartar ve yeniden tohumlar. Ve yeniden kayıtlar. Ve zamana sayfa sayfa katar. Çok zaman kaybı olur böylece. Yine de bu yapılır. Öz geçişini yapamayanlar, bu sayfalanışta ışığa kodlama yapamayanlardır. Öz geçişler, tahditsiz olarak yapılır. Söz verdiğimiz gibi biz de size görevli oluruz ve sizinle birlikte çalışırız. Sınırları aşmadan Süper Cevheri Kuran Kodlaması yapılamaz. 

Oğullar, son dönemde herkesi kendine ve kendi yoğunluğuna terk ettik. Baktık ne oluyor diye. Şükür ki sizler, her ne yaptıysak yine de hak ettiniz ve zirveleri hasata haz ile kodladınız. Şu anda bu çalışmayı yapmak bile önemli bir hadisedir. Şimdiye kadar sizlere verdiklerimizi hak etmeseydiniz yeni zamanları hak edemezdiniz. Dört Kürzi Yaşam Sayfası, yeni bir Rahman olarak görev almıştır. Buraya kadar sizleri dinlemeye gelmedik. Sizlerden sizleri hak etmeye geldik. Şükür ki hak ettik. Hah aha geçiş tamam… ve zaman sonsuzluğunda Kürzi Yaşamlar tahditsiz olarak geçişlerini yaptılar.

Vahiy, hepimize işçilikti. Vahiy ile Kürzi Yaşam sayfalanamazdı. Bu nedenledir ki sizden daha güçlü olan sizi hak etmek üzere kendi yüreklerinizi, Has Tahta ulaşıp kayıtlamanızı bekledik. Şükür ki bunu başardık. Aha şimdi… Hah işte bu!…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 363 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol