Birlik İlmi
  KAYIT (2)
 

ALTINÇAĞ KAYNAK KAYIT (2)

Okumayı bilen her kim varsa, Ruh’u bilir. Ruh, ilmin kontrolunu sağlar. Ruh, kaynağın katiyetini ve sesin ilahi gücünü var eder. O, Ruhlar Kaynağı olan Işık, BİR’in İlmi’ni kati hakim olup tohumlar. Ruh’u bilen, hakim olup kendi yüreğini bilir. Bir Taht’ın zaman tohumlaması yapması, o Taht’ın kaynağa umman olması anlamına gelir. Kökler, gür oğulları ile kodlandığında; Cemaat kaynağa varır. 

Oğullar, dünü bugüne kaynak yapan insan, yeni bir yaşam için uğraşmaktadır. Yeni yaşam, yerdeki Kuran’ın Kürzi yaşamı olan; Cemaatin yaptığı teknik kayıttır. 

Örgünüz, süzülen güneşin, işçiliğidir. O gür işçilik, sizi sizden göreve alır. Gönüller dillenir ve “zaman sistem diriliği” hasat olur. 

Öğüt veren, öğütünü verirken, haşatını da yapar. Size, sizden bir işçilik yapıldığında, o işçilik, Hasat İlmi ile yapıldığı sürece, sorumluluk sizin olmaz. Oğul verip oğul alan insan soyu, kendi yaşamını kayıtladığında, kendi yarınını hak eder ve zoru aşar. 

Ölülerin dirilmeleri anlamına gelen ilim kayıtları ve ilim sonsuzluğundaki tohumlanış, Birler Kapısı’nda, kendi yoğunluğunu hazır ettiğinde, geçişini yapar ve o geçiş, onu hak edenin dirilmesi anlamına gelir. 

İkrar, insanın kendini Kuran’a kodlaması anlamındadır. İkrar, kendini kendi yarınlarına kayıtlaması anlamına gelir. İkrarı soran kim varsa cevaptır bu. Size sizi veren her diri, sizden siz olur ve koruyucu ışık olup Bütün olur. O siz, sizden sizi hak eder ve cevherine sizi kodlar. Sizi size kayıtlayıp kodlayan, sizden siz ile dillenir ve diri olur. O siz, yeni bir ses olur ve o kendi yolunda kendi olur. 

Öyle çok umut vaad eden hadise olmakta ki dünyada, sizin için ark akarken, her dürüm için akmaya başladı. Bu olaylar, sizlerin Kelam İlmi ile kendi yüreklerinizi hak etmeniz için yaptırılan Işık Çalışmaları’dır. İkrar, ister ağır gelsin isterse hak ettiğiniz işçilik olarak yapabildiğiniz olsun ki o yapılan, mutlaka neticeleri bilinen hadiselerdir ve yapılan; sizleri, has tahta taşımak içindir. 

Dürümlerinde görev taşıyan yürekler, muhit ilmin kaynaklarından çıkıp, Bütün’ü kapsayacak düzeyde çalışmaya başlamışlardır. Eti olan yürek, kati olur. Atiyi hak eder ışık yakar. Üzer ya da üzmez ama hırsını aştığı zaman, teknik olarak körün gözü açılır. O göz açıldığında, gören bilir ki Birlik İlmi hakikiyete umutla varmıştır. 

Erdin, aktın. Yaşadın ya da yaşattın. Her resimde yeni bir yarın vardır. O yarınlar, kati olarak Bütün’ün Kürzi Yaşamlar’ını ifade eder. İlmin Tahtı’nda yeni bir yarın olur. Öz görev, ilmin hakikiyeti iledir. Evinizin ışığı yandığında, görev üstlenirsiniz. Ortak işçilik yaparsınız. Artık ağır yük yoğunluğunu kaybeder ve siz, yerden güç alıp Yüceliklere Kuran okursunuz. Okunan Kuran, insanın nefesidir. Ve Zaman Tahtı’na ulaşırsınız. Ulu görev oradan alınır. Olup da görevi aldığınız zaman, sizden görev taşıyanlar olur. Görevi hak eden ve Hak olup görev olan herkes, kendi ilmini harlandırır ve kendi yoğunluğunda kendi ile çalışır. 

Nakar size der ki seni hak ettim. Ve sizleri Hak olarak kodladık. Hakk’ın yoğunluğunda, Kuran olduk; siz olduk ve BİR olduk. Görevinizi harlanıp yapın. Buyurun yapın!... Yapın ama har, sizi kendi yoğunluğunuzdan çıkarır. Bunun için siz yüreğinizi hak edin ve yüksek ışıklar ile Yüceler cümlesinde yapın. Eve döndüğünüz zaman, sizden siz olan ışıklar, sizi arayacaklar ve dilleyecekler. Soracaklar ne yaptınız diye. Denir ki onlar geldiklerinde, siz olgun başaklarınızı harlandırın ve hak edin. Onlar harlansınlar ki harlanıp yollarını bulsunlar. 

Ölü dirildiğinde, kontrol kaybı olmaz. Ne var ki ölü hak edildiğinde, kodlama yapılır. Kodlama, Hak olmak içindir. Hak olan kontrolü kurar ve her diriyi korur. O, bu koruyuculuğunu, kodlamalar ile yapar. İkrar, işte kendi yolunu bulanların kendi yarınlarını hak edip tohumlamalarıdır. O tohumlar, sizden iş yapar ve sizleşip ışık halinde güçlenir. Oğul verir ve okuma bilenlere okutur. Özgür ve hakim olan ışıklar yanar o yürekte. İşte o yürek, ilmin tohumu olur ve zikreder diri yüreklere kendi yoğunluğunu. Buna, Ni-Cahil İlm’in kaynağında, “insanın Kuran’dan çıkışı” denir. Ama bilin ki bu, Kutsal Işık’ta biliştir. Bilen kendinden kendi olur ve yürekleri hak eder bilir. O, cehil ilme has olmaya çalışanlara, kendi yarınlarını hak edemediklerinde, bilişleri olmadığından ve kontrolları kaybolduğunda, Kürzi’de iş yapamazlar. Onları biz, yerden güç çeker ve tohumlar, koruruz.

Oğullar, sizi “Yirminci Dürüm”de görmüştük. Zamanın ışıklarıydınız. Sorduk, kim bunlar dedik. Dendi ki “İlmin Tohumları.” Öyleyse dedik. Onları izleyelim. Bakalım neler yapacaklar. Kötülük mü yoksa iyilik mi… Ve baktık; ki bunu bilmenizi istedik. Siz, ilmin tohumlarıymışsınız. İyilikten güç alıp; kör gözleri güçlendirip yarınlar için çalıştırıp bütün kütleniz ile görev yapmışsınız. Bunun üzerinde görev olan bir yücelik yoktur. Sizin size ilmi hak ettirmeniz, bizi mutlandırdı. Köklerinizi sizden çektik ve izledik. Bakalım ne yapacaklar diye. Kürzi yaşamları hak edip etmiyeceğinizi izledik. Başınız diktir. Zirvelere görev taşıdınız ve kendi yolunuzu hak ettiniz. Çöktük yüreğinize ve sizi zirvelerden ayrı tutmak istedik. Bakalım kimler dayanacaklar diye. Kürzi yaşamlarda görev alabilmek muktediriyetledir. Buralara ulaşanların hak olup varmaları beklenir. Ki gördük sizler Hak olmuşsunuz. Sizi Kürzi Yaşamlar’da toplu çalışmalarınız ile kodladık ve sonsuz ışıklarda kürzi kontrol ile tahditsiz şekilde kontrol ettik.

Bugün buraya gele çok sayıda Kürzi var. Hepsi siz kibrinden üstün biz kibrindeler. Ne demek siz kibri biz kibri. Bunu anlatalım. Siz, Din Tahtı’nın kontrolü için çalışan her diriyi koruyup kontrol eden ışıklar ile bir oldunuz ve onlardan kükrediniz ve ocaklarında görev taşıdınız. Onlar da sizlerden geçip kendi yoğunlukları ile Kürzi oldular ve kendilerinden güç aldılar. Her biriniz kendi yaşamlarınızı kontrol ettiniz ve kendi yarınlarınızı, Kürzi Tohumlamalar ile koyulttunuz. Bu görüşmeler, Sistem Çalışmaları ile gerçekleşti. 

Dünyaya kütle yaratmaya gelen “İkili Birlikler” olur. Biri “artı”dır; diğeri “eksi”dir. Her biri kendi yoğunluğunu, Bütün’ün koyuluğu olarak zamana kayıtlar. Bir Taht kurulur “İkili Birlik” ile. O Taht’ta “Işık Kodlamaları” olur. Özgür ve hakim olan Işıklar, tahditsizleşir ve kati yaratım olur. O yaratım, sırrın ışığında kıranın ve kırılanın tohumlarından ve görevi hak edenlerin topraklarından cemaate kütle yarattırır. İşte bu kütle, birleşmek için zemindir. Herkes kendi kütlelerini Bütünün Kütlesi haline getirmek üzere BİR olurlar ve koruyucu kodlama bu şekilde dünyaya iner.

İnsana ve insanlık için kodlama yapanlara görev vermek için birleşmek ve Süper İlmin tohumlarını hak etmek gerekir. Sizler, bu çalışmalar ile bunları yaptınız. Çünkü sizler zirvelere güç katan Birlikler oldunuz. Kötülüğü ve kökdeki ilmi bilerek iyiliği kayıtladınız. Çok özel bir çalışmaydı bu. Bütün amaç dünyadır. Dün ve dünler ve geçip giden yaşam. Hepsi sizin yüreklerinizde, Durgun Toplumlar’ın kayıtlarında güçlenmekte. Kötülük ve iyilik yeni bir zamanı hak edende kontrol kurar ve kötülüğü hak eden, iyiyi hak edenden çıkar. Bunun sonucunda; Tanrı, Kati Hakim olur ve Birleşik Işık halinde o Yüceliğe iner. Seyreden, kendini seyreder. Ve der ki ben sana geçtim. Özgür ve hakim bir güç ile. O güç, Altın Taht’ın ışığıdır. 

Eğer ben dünya isem, ki ben Düzen’im. Ve ben dünya üstünde yaşayan herkes ile BİR olursam işte o zaman ben, nefes halinde görev taşırım. Çok özel çalışmalarda, Nefes Zamanları oluşur. Bu zamanlara görevli olmak için Birlikler kurulur. Öz geçişler yapılır ve denir ki ben ve ben ve ben ve her ben bir tek işçiyiz. Öz geçişimizi birlikte yaptık. Öz geçiş, insanı kendinde kendi yapan ilimledir. Öfke bittiğinde, işçilik hak edilir. 

Korkmayın işçilik hak edilmiştir ve iş, hak olmuştur ve olmaktadır. Korkmayın, ben torunlarımda kendi yoğunluğumu hak edecek bir cevherim. Sizlerin de kendi yoğunluklarınızda, kendi yarınlarınızı hak etmeniz gerekir. Şükür ki bunu başaran Dünyalılar, bize görevli oldular. Öz geçişlerini yaparak dürümlendiler. Kimseyi hak etmeyen kendini hak etmez. Kendini hak etmeyen, BİR’i hak etmez. Kati olarak dürümlenen tüm insanlık bir ışık olduğunda, tüm yarınlar Bütün içindir. Ki bu dahi olmaktadır. 

Kurul der ki “hadi geçin.” Ya Canlar, biz geçtik. Daha önemli bir çalışma yapılacak. O zaman siz, daha özel bir yoğunlukta olacaksınız. İşi bilenler oraya çağrılacaklar. Ve zaman sonsuzluğunda, o Ruhlar Toplumu Kuran olacak. İşte oraya varan tüm insanlık, kendi yoğunluğundan görev alacak. Öz Geçişler, başarı ile sürecek ve kendi yarınlarını hak edenler, kurtarılmış ışıklarından güç çekip, kendi yolcularını; bütün kötülüklerin görevlilerinden ve hasata hazır olan yüreklerden ayırıp dürümleyecekler. 

Öz Görev birleşiktir. Herkes kendi görevini kendi yoğunluğunda yapar ve teknik olarak BİR’de bütünler. İşi bitirdiği zaman, oraya varan her diri kendi yolundan varır. Ki oraya varan tüm yaşamlar, sayfalanır ve güçlenir. Ölüyü diriltmek budur. 

“Örül ve öz geçişini yap” derler. Örülen geçer ve zamanı hak eden ile Birlik kurar. Öyle çok çalışılır ki bir Din İşçisi, o çalışmaya dami kaynak olduğunda, o Din İşçisi oraya kendi yolcularını taşır. Örtüleri açar ve dinletir. Herkes kendini ve kendi yoğunluğunu orada açıklar. Bütün amaç insana Kuran olmaktır. Eğer bunu hak ederse, kendi yolunda kütlesini kodlamış olur. Kürzi Yarınlar’da kendi olur ve kendinden, kendi yoğunluğundan sığacağı kütleyi alır ve kendini o kütleye kayıtlar. Şimdilik bu…

Diri olarak seslenmek istedik. Verdiğimiz her bilgi Hak Taht’ın ışığı ile verildi. Sizi sizden dilledik. Şükür ki hak ettik. Şimdi sizin yüreğinizi dinlemek isteriz. Hah işte bu…

-Deli divane olmadık siz için. Aha gitmeyin durun!... Size yeni bilgi vermek isterdim. Ama siz bizi bizde dillemek istediniz ve sizi dinledik. Şimdiye kadar verilen her bilgi, hasat için verildi ve bizler de kendi yüreklerimiz için çalışanlar olarak hasat ile bildiriyoruz. Tohumları hak edip dünyaya çeken Birlikler, buraya gelirlerken bizden iş için görev isterler. Biz onlara güç verir, görev veririz. Nefes alıp nefes versinler isteriz. Dünya, yarınlarında güçlenecek olan bir yer olmadığından, her bir çalışma şu anda dünyada yapılmaktadır. Sizin yaptığınız ve bizim yaptığımız her bir çalışma, Amon Toplumları içindir. Sizden görev alırken, sizi kodlamak üzere görev almadık. Sizi kontrol etmek üzere görev aldık. Ve siz, bizi bizden çok tanıyormuşsunuz gibi bilgiler, tahditsiz olgun işçilik ile bildirildiğinde; “onlar, şükür ki hak ettiler” dediniz. 

Size yeni bir çalışmadan söz etmek isterim. Dünyaya geçiş imkanı olmayanlar, oğul veremezler. Bu nedenledir ki biz dünyaya geçiş imkanı olacak olanları Düzen Kodları olarak seçtik ve onlara Kuran öğrettik. Onlar Kuran okudular ve kendi yollarını hak ettiler. Onların kendi yürekleri bunu anladı ve Birleşik Işık halinde görev taşıdılar. Şikayetimiz olmadı onlardan ama şükür ki onlar da kendi yarınlarında güçlendiler ve kendi yoğunluklarında tohum oldular. Oğul verdik ve Kuran kodlattırdık hepsine. Kendi yarınlarında, kendi yaşamlarında görev taşısınlar diye. Sizi kurtarmak ya da sizi hak etmek için Birlik Kodlaması yapmamız istendiğinde, biz dünyayı kurtarmak üzere görev alırız dedik. Şükür ki buna yaptık. 

Dağların tahtlarında Kuranlar olur o Kuranlar bütün için yaşam sayfalanışı yapar. Her yarın yeni bir yol olur ve tüm yarınlar, ışık halinde görev taşırlar. “Sizi yüreklere indirmek istemezdik” diyenler varsa geçip gidebilirler. Her diri kendi yolunda kendi olsun ve kütlesi kendi yaşamı olsun. Şükür ki bugün buraya görevli olan toplumlar kaynak olarak görev almak için geldiler. 

Evim insandır. Kürzi yaşamlarda Kuran okuyan her diri insandır ve insan bir resimdir. O resim ilimdir. O resmi bilen, kendi yolunu bulur. Oğul verir ve Kuran olur. Öz görev ilimdir. Hah! işi bilen bizi bilir.

-Dağlarım, sizi yeniden görmek bizler için mutluluk oldu. Herkese insan soyu için ışık vermeye gerek yok. Ama biz sizi size vermek istedik. Hepinizi kucaklıyoruz. Hah işte bu…

Altın Toplum… Amin… Sevgililer, sizi ve sizi ve her sizi kucakladık. Sizi ve sizi ve her sizi… Yaşamak ve yaşamak ve yaşamak!... Aha yenilendik. Hah işte bu!… Şükrettik ki hak ettik. Şimdilik… Hayrın aşımı Has İlmin hakkıdır. Has İlim ise hakkımızdır. Aha şimdilik… Hah işte bu!… 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 156 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol