Furkan Pelen Öz Akışı;

Değerliler, "İlm-i Kotlar" bugün "Han" sizsiniz görmekteyim. Amin.. Burada ne var? Kutsal Işık. O "Kutsal Işık", belleklerinizden akmakta ve kotlamakta yaşamları. Yeniden ve yeniden doymak bilmeyen bir "Aşk" ile kotlamakta her zerreyi.

Han, hastır ve o has olan Han'da "Nefes" vardır ve o Nefes yaşamdır. Ahaaaa o zaman sizin adınız Yaşam. İşte bu. Altın ve hakiki bir Yaşam.

Yaşattığımız kadar yaşatırız değil yaşar, "O". "İnsan" var oldukça yaşar "O".
Alimler'in rehperi, "İlim" ile dürümlenmiş akıldır işte sizler, burada o ilmin sayfaları olarak sesleşmektesiniz. Ve ilmin nefesiyle harlandırdığınızda adı "Zaman" olan o yürek, bilinmeyen her sırrını yine kendinden kendi olan bize bildirir. Bildirendir o. O, bildiren bildirilen de ışır, bildirilen bildiren de ışır ama ışıyan yine Bizizdir. Bugün bilipte emin olduğumuz İlmin en yüce katında, İnsan’ın olduğudur. Ve işte o İnsan, bugün dünyada ağır, ağır her bir yüreğe inmekte ve hâkimiyet kurmaktadır. O hâkimiyette “Allah”, var ve o Taht’ın yüceliğin de Bütün’ün Gücü var. O her bir "var" sayfasını, sahip olduğu ilimle tek bir Sayfa yapmaktadır. El-An yoğunlaştırmaktadır Zamanı ve o yüreğin derinliklerinden yaşamı sonsuzluklara taşımaktadır. İnsan, insanlığını bildiğinde çalışır her yaşamı mutlaka tohumlar ve yaşar ve yaşatır. Yeter ki; onun adı "İnsan", olsun. İnsan, sonsuz birleşendir bunu mutlaka bilin. Onda ayrılık gayrılık yoktur ve onun adı yaşamdır. Bugün bilişte olamayanlar, yarın bunu bileceklerdir ve o bilişte onlar, "Altın Bir Kuran” olacaklardır. Amin
Kadim bir Zaman’ın kuranından Allah der ki; oğullarım/insanlarım benden bana sesleşmeye başladıklarında “Zaman” olan “Ben”, hepsini zırhlarım ve derim ki; OL ve OL’an olur. Olan An, Ben de olur ve o "Ben" işte benim. Amin. İnsan’ım, bedenimde ve yarınım da İnsan’ım, bedenimden ses verdiğinde “sonsuz sır olan tekniğim” o sesi, sayfa sayfa zamanlaştırır. Öz Cevher bilgidir o bilgi “örüme geçtiğinde” işte o örüm, Tanrı’sal Yaşam'ın örümüdür. Her sayfadan akmayan O Allah, aktığı sayfalar da sonsuz-sınırsız bir çağlayandır. Her Çağda yenilenen “Ben”, bütün çağların has olan Rabbidir. Ve yine Allah der ki; “ses verdiğinizde” ben o seste olurum ve “İlm-i Kütlem” benden bene akışa geçer ve ben, o akışta sonsuz hakimiyetle kuranlarımdan kontrol kurarım. Amin. 
Sevgili kardeşlerim, dünyamızın bir "Sonsuz Zaman Kapısı" olduğunu artık hepimiz bilmekteyiz. Yaşam tohumu olan o Atlanta Nur'u, bu kapıdan nefesinde örgüledi bizi ve tenine sayfaladı ve dedi ki; "Yaşam" sonsuz sırdır. Bütün yaşamların ötesi bir sırdan varlaştığımızda yine yeniden bir "sırlaşma" başlar ve o sırlaşma, işte o tohumun sonsuz sırrıdır. O "Kaadir" kapıyı bilmeliyiz ancak o sırdan sırların sırrına inebiliriz. Burada en güçlü hasatı yapan Ruh'tur. Yaptığı o hasatta varlaşan ve yarınlaşan gene ruhtur ve yine onun adı yoldur. Yol…O Yol Bütün'ün yoludur...

Burada bulunan Üstatlar ve Üstadeler ve Altın Toplum’un Kuranları olan dinleyenler, işte "sesleştiniz" yarattınız, yarattıklarınızı kotladınız ama bakın yine sırlaştınız. İşte yine bir sonsuz sır daha. Hadi buyurun, o sonsuz sırdan bir başka An'da yine varlaştırın zamanı ve yine bizi bize verin. Amin.
Hakim der ki; "ben", Bugün Altın bir Kuran'da sayfa sayfa okundum ve bildim ki; "Dünya" yeni bir yaşama Altın bir Kuran olmuş. Amin...

Harlanan, Hakk'ı bilir, Bir'i/bütünü bilir bütünü bilense yüreği olan sonsuzluğu yine yüreğinden dinleyebilir. Kendinden kendi olanın yolu yine Kuran'dır ve o Kuran, emin olun candır diri bir candır o.

Güzel Ruhlar, yine bugün gelinen sayfa da bildik ki; her yeni “Gün” mutlaka yüreğinde sonsuzluğu dinleyen İnsan’ın, Bütün olan Kütlesinden yaratılır ve kotlanır. Her yeni “Gün” yeni bir yaşamdır bize. Ve “Han” olan işi başarır “OL” der OL’ur. Sonsuzluğun her değerini bilipte yaratan İnsan, o değeri bugün burada yaptığınız gibi bütüne kotladığında o "değer", bütüne yeni bir yaşam sayfası olur.

Bugün İstanbul’un ismi, “Sonsuz Şehir" oldu. Bütün yine bu Dünya gününden bu kapıdan ışıdı ve "Nur olan İnsan", sayfaladı belleği o bellek ki yaşamın kodu olan Bellektir. Her yer dolu dizgin bir “Kuran” ve o Kuran’ın her bir harfi bir tohum ve her tohum birleşik bir yaşam. Ve o yaşam da Tanrı'sal yoğunluk ve o yaşam da yaşanan "Aşk". Har, Aşk’ı her var da dinler. Tarık’ta dinler ve her tarık’ta dinler. Bulunmayan yol yoktur, yol bulunur yol daima ilimle bulunur o İlim, aklın ilmidir ama o akıl da daima yine "Yürek" ışır. Yerdeki ve Gökteki Has dereler, sonsuzluğun yolcuları esip, geçen rüzgarlar yüreğim, hanın yüreğidir diyen bitap düşmemiş Kuran'lar... Siz biz biz siz. Bizden bize bizleşen Biz. Biz olan o yürek ve o yürekte ışıyan "O Kutsal Ben". İşte "O Ben", bugün burada ve işte "O Ben" biziz. Amin.

Yokluğunu bilen Allah, kendinden ayrı olmayan varlığını da mutlaka bilir. Amin.

Zamana ait tüm sesler, Allah'ın yüce meclisinde birleştiklerinde birleşik kürsüdeki "ses", Mutlak Sonsuz Belleğe ulaşır. Kuran’dan kuranlaşan o “ses”, Mutlak Var’a vardığında o Har, Ben’i benden alır ve Bene verir. O veriş, yine bütünün kutsal yaşamı olur. Her şey böyle yaşar. Her şey sonsuz Allah’ın ilmi ile yaşar ve yaşatılır. Kaadir kapılar, işte tüm birlikler yüreğe indi "Zaman", yine sonsuzlaştı ve “Dünya” Birleşik Işık’dan yine yoğunlaştı ve İnsan, toprakta daha da kökleşti.

Allah der ki; ben size “Ruh” olan bir Öz Kök Tohum’um o kökünüz olan “Ben”, sizden size sizim. Amin.

Değerliler, birleşik “Işık” sayfaları, her ben de benleşenler her benini “öz köke” çekip, “benleştirmeye” çabalayanlar “Nur” olun diyemem çünkü nursunuz. Amin…
Süper İnsanlık Realitesi Derneğine tüm kütlesi ile ve orada bulunan Üstat ve Üstadelerimize ve dinleyen kuranlara/kardeşlerimize ve semadaki tüm yüceliklerimize ve yücelerimize sonsuz sevgi ve saygılar…