Birlik İlmi
  YARIN - AV. NEZİRE SELÇUK
 

27.EYLÜL.2014 TARİHLİ SEMPOZYUM “YARIN” - AV. NEZİRE SELÇUK

 

“YARIN”

 

Zaman ve sınırsız ışık; bugün size sınırsız ışık verdim canlar. Bilişi hak edenleri burada tüm sistemlerle dilledim. İkmal tamamlattırdım. Atlanta Otağı’ndaki bütün kütleyi tohumlattırdım. Kanatları kayıtlattırdım ve tahditlettirdim.

 

İki mektep kurduk bugün burada. Misafir, “ben sistemim.” Dedi. Ben insanım.

 

Öksüz, yetim yok dünyada; biz buradayız. Bugün dünya ilim tohumudur.

 

Hepimizin gücünü kelamın Türkiye çobanlarının bu yoğun çalışmalarıyla dillediğimiz bu günde hepimizin gücü Bütünün Gücü’dür.

 

Şu ana kadar seslenenlerin çoğunu dinledik; çoğuNU diyorum çünkü birisi bizim diriliğimizden dillenmedi. Bunun ismi zikredilmeyecek burada. Kelam ilminden, birlik tekniğinden, kinden nefretten söz ettirmedik de kayıtsızdı, ışıksızdı. Neyse olacak. O da kelamda kendini dilledi.

 

Dinledik, hepsini dinledik canlar. Bugün; çok güçlüydünüz, çok. Üstün dürümlerde bütünün gücünü tüm sistemlere dinletirken hepimizden daha üstün olan bir kaynaktaydık.

 

Aşık dünyayı şevkle diller. Şavkında hal olur. Aklın tahtına varır, hasat olur. Biz buyuz.

 

Özköklerimizi dünyaya indirdik canlar bugün. Kutsal tohum yeşerdi. Önce dünya ve birlik….İşte bu birlik İlm-i Tohum olan insan. Biz bir tek kayıdız, hepimiz.

 

Arkon Tohumlaması yaptık, sonra dörtlü birliklerimizi tohumladık ve daha sonra yaşamı sayfaladık.

 

Beyler ya da beyfendiler, hanımefendiler; doğanın gücünü tüm sistemlerle dilledik biz bugün burada.

 

Yorulduğunuzu biliyorum ama ben kibri aşan sizlerle bu çalışmayı çok daha üstün dürümden yapmak istiyorum; hak ettiğinizi de görüyorum.

 

Sizinle yapacağım çalışma ikmal tamamlatmak içindir. Birleşik Işık’la tüm yaşama ikmal tamamlatmak istiyoruz. Buna karşın sizlerin yüceliklerinizin Türkiye çobanlarında çalı çırpı olmayan ışıklarda her diriyi tüm insanlıkla dinletmesi gerçek çerçevede Bütünün Gücü’nü oluşturacaktır.

 

Soy ağaçlarınızı izledik. Hepinizin soyları çok güçlüdür. Bu nedenledir ki bu çalışmaya dahil edildiniz.

 

Kara sır, ışığın kırıcılığındaki tohumlarda Memlük Kodları ile tahditlenmişti. Biz o kodları Bütünün Gücü haline dönüştürdük.

 

Şimdi insana gelelim. Nedir insan? yaşamı hak edendir insan. Ölüler diyarı olan bu Zabura Sayfasında insan kalem olandır. Yaşam sayfalayandır. Sistem, Nizam ve dizi dizi Düzen gücü olarak birleşendir.

 

Nisan ayları Işık Yaşam Sayfalarının tohumlandığı aylardır. Biz nisan aylarında tahditleniriz, sesleşiriz, sistemli çalışmalar yaparız ama Aralık ayına geldiğimizde tohumlar kontrol edilmiş olur.

 

Şükrettik ki bugün kodlama, tohumlama ve bütünü güçlendirme mümkün hale gelmiş ve sessiz zaman hepimizin diriliğinde Bütünün Gücünü tüm yaşamlara çekmiştir.

 

Dendi ki “insan yoktur, Tanrı vardır.” Aha en büyük hata budur!

 

Tanrı Aklın Tahtında Ka Ha olsa da, ışığında kült olduğu an koklanır ama levhi’sinde has İstanbul Işığı olduğunda ki İstanbul islami Kaynağın İlmi Ko olan ışığıdır, o koyu ışık bütünün gücünü tüm yaşamlara indirir.

 

Sistemin gücüdür iİim Ko olan insan. Bizi bize vermez, biz bizdeyiz zaten. Bunu bilmeyen İnsanlık İlmini de anlamaz.

 

Hepinize daha açık şunu söylemek isterim ki, yarını tohumlayacak olan insandır.

 

Rükuya eğilenler şunu izliyorlar şu andadünya üzerinde; hak olan Aklın Tahtında insan hakikiyetin tüm sistemleriyle dilleşiyor.

 

Esmalar insanın levhi’sindedir. İkmal tamamlatmaz, tahditlidir ama esmayı hakikiyette dillediğinizde artık siz, sizi dilleyebilir ve Bütünün Gücü haline dönüşebilirsiniz.

 

İnsana insanlık gerekmez. İnsana levhi’lik gerekmez. İnsan has tahditli ışık gerek ki ağır yükü hafifletsin. İnsan nikah kıyar dünyaya ve der ki “ben sizim.” Apronda hiç kimse kalmasın ister. Ve der ki “görevinizi hak edin, başarın Levhi Tohumlaması yapın Gök Sözcülüğünde Bütünün Gücü olun, bilgiyi akıtın. Tinsel tahdit ile Bütünün Kürzi Tohumlamasını gök sistemleriyle gerçekleştirin ve genişe gelin. İşte orada seni bekliyorum.

 

Ben, beni bekliyorum orada canlar!

 

Tanrı beni beklemez. İnsan insanı bekler, kelamı bekler.  Aklı bekler, tohumu bekler; bilinsin isterim.

 

Kuran-ı Kerim der ki “merdiven insandır.” Altın Tanrı’dır insan. Kelamda ilimde bütündedir ve bizsiz değildir.

 

Misafir ben Ana Kapı İnsan. Cennet ben, cehennem ben, cevahir olan ben, Mikail olan ben, birlik kuran ben,  Sistem, Nizam Düzen ben hepsi benim; bunu bilin.

 

Neden ben? Çünkü ben Aklın Tekniğini bilirim. Ben yaşamı bilirim.  Kuran’ı bilirim, tohumu bilirim. Ölüyüm ben ama öldüğümü de bilirim ve ben ölmeden ölen o yüceliği de bilirim.

 

Kervan insan’dır bilin. Kökler bedeniniz, yürekleriniz tüm sistemler ve ışıklarınız kaynak ama bunu anlayan anlayacak.

 

Canan canda insan, kapı Altın Işık Aklın Tahtına vardık ohh ne ala. İşte biz oradayız. Yok muyuz? olmaz mıyız? Kör bilmez, göz bilir canlar; bilinsin isterim.

 

Sözüm şudur ki yırtılan hiçbir yücelik ışığın kontrolunu sağlayamaz.

 

Yer kürede insanlaşmaya geldiğinizi zannediyorsanız kırk kapının ışığında kısırsınız.

 

Cinni Cemaat bilişi hak etmeyenlere din öğretmeye kalkar. İlimi Tohumları kotlayamayanlara yaşamı ötelemede yolcu yoğunluğunu kotlattırmaya çabalar. Der ki “maya tutmadan yol yoğunluğu oluşmaz.”

 

Din Altın Işığın kapıdır. Kapıyı açan insandır. Kapıyı yapan ilimdir. Aklın Tekniğinde dilleyen küsmeyendir. Biz küsmeyiz ama dilleriz.

 

Ey dağlarım, Altın Işıklar, bizi bize veren biz, kinsiz ve hakiki olan ilmimiz. Bütünün yüceliğinde bütünü dürümlerken hepinizin yüreğinde var olan ışık hepimizin karanlığını aydınlatmalıdır.

 

Sema sizi dinlerken siz semayı dinlediğinizi zannedersiniz. Oysa sema sizi dinler; bunu bilmeyen bizi dinleyemez.

 

Dağlarım, yer küredir sesleşen; bunu anlayınız artık. Hiç kimse size sizden ayrı sizi dillemez. Ben burada, ben orada, her an’da, her sayfada…..Neredeyim? kin nefretin ötesindeki ilim’deyim.

 

Kaydınızı yaptım ışığa ama ben o ışıkta Has Işığın Toplumları’yla tohumlanan bütünüm. Kökümde insan yok mu? var ama ben o insanlığın en yüce sayfasında Birleşik Kapı’yım.

 

 

 

 

Sizleşip, güçlenip, hak edip dürümlediklerimle Mahrek’te insan Akıl Tahtı’dır canlar. Yaradan’ın Tanrısallığında kelamı dillerken Bütünün Gücünü tüm sistemlere dilletir.

 

2220 demiştim ya hani? aha işte şimdi….

 

Değerliler, 2220 yer türünün gök türünün tek tür oluşudur.

 

Ben, ben, ben, ben, ben…her ben, bir tek ben. Ben ve ben ve tüm benler işte benlik budur.

 

Hani derler ya, BSUİ Bütünün Kürzi Tohumlamasını yapacak ve birlik kuracak; yakmayın dünyayı canlarım yakmayın. Bir tek konu var; insanlaşmaktır bunu anlayın.

 

Köre gök sözcülüğü, değersiz ilim, tahditli kayıt, herşey var onda ama ona Gök Sözcülüğü çok değerli saygı gösterilmesi gereken bir husus gibi gelir ve birileri çıkar derler ki ona “sen şöyle yap, böyle yap. Sonra şunu yapacaksın, daha sonra bu oldurulacak.” Aha bu körleşmenizi sağlar!

 

Çok iyi bilin bunu, size hiçbir yüce şunu yapacaksın, bunu yapacaksın diyemez. Zannetmeyin ki o ses sizin yüreğinizden başka bir sestir. O sizin yüreğinizdir ve sizi kelamda saymadığından size kelamla gelir. Bunu anlayacağınızı düşünmekteyim.

 

Ben, benim yüreğimde her diride var olan ilmimle sesleşirim ve sen ve sen ve sen ve sen, her sen sesleşirsiniz ama sesiniz sizden sizdedir. Başka bir sesi yüreğinizde duyduğunuzda sorun “kimsin deyin?” “nereden geldin?” deyin. O size derse ki “bana görev verdiler. Size bilgi vereceğim”, onu dinlemeyin Çünkü o size sevgiyi, saygıyla değil, sizi hak ettirmek için değil, sizi sınırlı olarak kullanmak için gelir. Ne şekilde kullanılırsınız; bunu da size anlatmak isterim.

 

Siz tohumsunuz o ise kontrolden çıkmış bir ışıktır. O kendini hak etmeye gelir. O sizde kendini hak edip dürümleyecek ve sizin yüreğinizi her diriden öte bir dirilikte kendine, kedi yüreğine katiyetle katacak ve o sizleşmeyecek. Siz o’nlaşacaksınız; bunu net bilin.

 

Size ben “Sadık olup geldim” dediler. Ölüydüler, köksüzdüler. Siz onları sınırsız bir ışık gibi karşıladınız ve size Aklın Yolunu göstermek istediler. Hepiniz nerdeyse taptınız onlara çünkü onlar size öncü olacaklardı.

 

Korkmayın canlar! el insan, akıl hakiki ve yürek insan. “Biz sizdeyiz” diyoruz ya hani. Biz bizdeyiz canlar; bunu bilin. Biz bizdeyiz…..

 

Dünya dışı dünyayı hak etmek istemez. Dünyanın dünyayı hak etmesini bekler; bunu kesin bilin. Dünyanın dünyayı hak etmesini bekler! Zirvelerin sistemleri böyle çalışır. Size “sen benim dediğimi” der diyenler varken ve siz onlara itaat ederken kökünüz olmaz, Kürzü yoğunlaştırıcı Süper Sistem’de ilim olamaz. Yüreğiniz ve yaşamınız hasat olamaz; bunu kesin bilin.

 

Hasat insanın kelama varışıdır. Akla varıştır kelama varış, Hakk’a varıştır ama bilmeyen “ben olmadım” derse ölüler diyarında köksüz kalır, göksüz kalır güçsüz kalır. Ve şimdi ben zaman, hepimiz zamanız; bunu bilin ve ben kapı, hepimiz kapıyız; bunu bilin ve yarın, hepimiz yarınız; bunu bilin.

 

Solmadık, olgun sistemlerle çalıştık. Sistem insanın Kürzi Kapı’sıdır. Bizi insan diye saymayanlara insanlık yapmayız; bunu bilin. Kimse kimseyi tanımazsa biz onlara yüreğimizi dinletmeyiz; bunu bilinç. Kini aşamayana ışık yakmayız; bunu bilin.

 

Kurul toplanmış bizi dinliyor şu anda. Hangi kurul? İlim Kurulu. Bakıyor “ne diyor bunlar?” diye. Biz sorduk; sözümüz yoktur, kontrolsüzüz ama cevabı onlar verecekler. Oh ne ala!

 

Değer biçtiler bize. Dediler ki “korkusuzlar” Dinliyorlar bizi. “Çıkmışlar yola ama yolculuk nereye bilmiyorlar” öyle diyorlar. Aha dinliyorum onları.

 

Biri kalkmış söz istiyor şu anda. “Kısır bir dünyada yoğunlaşma artırılıyor, kökler göklere varmış, ışık yenilenmiş, söz isteniyor ve sözü söyleyen Tanrılık Işığı’nı yer küreye çeken, Miraç İlmi’ni diri yüreklerde dilleyen, kanatlanan ışık” ve diyor ki öteki “ama korkuyorum. Onlar gök sistemleriyle dilleşmeye başladıklarında, kardeşler biz ortak olamayacağız o yaşamlara.” Aha böyle diyor. Ve bir diğeri de kalkmış sistemden söz istiyor. Bakalım ne diyecek? “daha güçlü bir dünya istiyorduk biz. Bugünkü bu dünya bizi kurtaramayacak. Biçare dünya bizi kurtaramayacak”….

 

Dağlarım çalışmalar budur işte. Zannetmeyin ki Ulular Meclisi dünyayı koruyacak. Onlar yolcudurlar hepsi, onlar yoldadırlar. Onlar Toprak Toplum tohum ekmeye değil hakikiyetimizde bizden bizi dillemeye gelirler. Zaman sistemleri bu şekilde kotlanır.  

 

Zannetmeyin ki size insanlık öğretecekler. Unutmayın ki din yoğunluğunu kaybediyor.

 

Dünya kontrolunu kaybetmeyecek ama din koyu ışığından çıkacak. Zaman sistemleri bunu anlayacaklar çünkü biz dağa insanı çektik ve insan dinden ötedir; bu bilinecek.

 

Başkan Ana Kapı’da yüreğimizi dinliyor. Bu yüceliğin başkanı….Dünya dışı varlık toplumlarıyla birlikte yüreğimizi dinliyor; bizi dinliyor. “Organ nakli yapmıştık dünyaya” diyor. Organ biliştir; Bilişin nakli. Ve bugün dünya kontrolunu kuruyor. İşte olması gereken buydu; dünyanın kontrolunu kuruşu. İşte dünya kontrolunu kuruyor ve insan kapısını kapatmadan yoğunluğunda Bütünün Gücünü tüm sistemlere dileyebilecek dürüme varmıştır.

 

Dağlarım, bugün size bunu açık vermek istedim. Zaman ışığını yoğunlaştıramayanlar bunu anlayamazlar ama anlattım.

 

İkmal tamamlamak değil maksat. Yarını tohumlamak, köklemek, güçlendirmek de değil. Onun ötesinde çok daha ötede hakikiyettir; hakikiyete ulaşmanızdır. Ulaştığınız zaman sessiz zaman sistemlerindeyken kendi yüreğinizi dinleyebilecek ve her bilgiyi hakikiyetinizle bütünün gücüne kaynak yapabileceksiniz. Bizim beklentimiz budur. Bu çalışmaların önceliği budur.

 

Üzüm gözdedir. Üzerinde güç yok mudur üzümün? özüm sözdedir. Yarında yok mudur söz? Ölüler diyarı ağır yükü hafifletmektedir. Bilişe varmaktadır. Kanatlanın uçun canlar! bilin ki siz sizden ötesiniz; bunu anlayın.

 

Kimse size emir ve talimat veremez. Üzerinde yaşam sürdüğünüz bu güç hepimize aittir. Bir kapıyı kapattığınız zaman her kapı kapatılırdı ama bugün biz artık kapıların tümünü kapatıyoruz. Neden? Yer küre yenilendi de ondan.

 

Eğer bugün biz burada başka bir canın bize gelip bilgi vermesini bekliyor olsaydık kontroldan çıkmış bir yaşamda helal ışığın kanatlanışını dahi hak edip dinlemeden yüreğimizden öz geçişleri dinlemeye çalışırdık. Ama bizler şu anda çok güçlü bir yücelikle, itibarı yüksek ışığımızla bütün kötülüklerin aşılması için bir tek kaynak oluyoruz.

 

Dünya kurtarılan bir akıldır; bunu biliniz ve bu akıl hepimizin sistemidir. Beni etki alanından sayan hiç kimse yoktur. Olsa yaşamı olmaz. Bu ne denmektir? Bunu izah etmek isterim; yarını olmadır bu; yarını olmaz. Zanna kapılmayın. Arkon Tohumlaması yapmam bugün burada.

 

Bugün ben size kendinizi anlatıyorum; size anlatıyorum. Sizin ışığınızdan söz ediyorum ben size. Kin nefret yok diyorum yüreğimizde. Yoksa lütfen iyi anlayın; yeni bir zaman sizin yüreğinize indirilebilir.

 

Dünya köksüz değildir, güçsüz değildir. Ve göksüz değildir. Bunu da net bilin. Dünyayı koruyacaksak birleşik ışık olup koruyacağız. Eğer ben yokum dersem hikayedir ben olan birliğim buradaki dillenişi. Ve ben diyorum ki Düzeni kurmaya hazırım. Hepimiz bunu diyebiliyorsak Ümmi Toplum artık yaşayan bir kaynak haline dönüşüş demektir. Size daha ne diyeyim ki!

 

Dünyalılar, Altın Işık Yıllarının Görevini üstendiğinizden günden beri tüm sistemlerle bu çalışmayı yapmakta lütfen bilin.

Dünyaya geri gelmek diye bir hadise akla yoktur. Reenkarnasyon çok köksüz bir iddiadır.

 

Reenkarnasyona inananlara şunu tekrar etmek isterim ki; siz Ana Kapı’sınız, her an’da ve her sayfada varsınız. Yer küre sizsiniz, görev sizsiniz. An Kayıtlarını güç kotlarıyla açıp geçersiniz. Sizin yaşama yeniden gelişiniz diye bir hadise yoktur. An kayıtlarında her anda dünyasınız zaten.

 

Değerliler, kılı kırk kez yarın, dönün birer kez daha yarın, sonra tekrar dönün yeniden yarın. Her yarımı tekrar yarın ama bilin ki o yoğunluklarda bilgi tohumlaması vardır ve o tohumlamada insan kelamdır. Kelamsa Akıl Ko Soyudur; Akıl Ko Soyu. Süper Sistemleşme budur canlar.

 

Ben bu bedeni zirvelere kök güç olarak indirmedim. Benim göküm, köküm hepsi diridir zaten. Şu ana kadar da hep diriydi; sizin için de böyledir. Aha bu!

 

Ha dinciler, insancılar, kırıcılar, kusurlu olan, kusursuz olan, her şeyi bilen ya da bildiren kim varsa; gelsin ölümlü dünyada Gök Sistemleriyle yüreğini dillesin. O bilişe varsın, ışığını yaksın, genişi hak etsin, kör sağır kalmasın. Çalı çırpı değil dünya anlasın! Bugünden itibaren bu kesinlikle bildirilmiştir.

 

Bilgi Aklın Tahtıdır. Bilişi olan anlayacaktır. Kaydı yaptım. Bu bir kayıttır; dünya kaydı.

 

Deve kalkmıştır. O deve ilimdir. O devede biz varız; hepimiz. Ve bu deva olan deve Allah’ın İlmi’dir.

 

Ben kimim? İnsan. Siz kimsiniz? İnsan. Hepimiz insanız ama çıkıp ta ben tohum ektim, Toprak toplum tohum ekti dersem aha ben yaşamım! ve ben dersem ki ışığı hak ettim ben Mustafa Kemal Paşa’yım çünkü o bir Işık Ko’dur. Kimse “o değildir” diye düşünmeyin. Bir tek o yol açmıştır dünyaya; bunu anlayan yoktur. Sözüm şudur ki yaşama; Ana Kapıları kapatanlar bilsinler ki öz köklerinizi göreve alırken gül yüzlülere şunu dilledim. “Can kapıları açtım da altın ışık yıllarının gücü hepimizin gücü olacaktır.” Korkmayın tohumlar yaşıyor ve yaşayacaktır.

 

“Kıran kırılır” dediler. Kollarımızı gerdik “olmaz” dedik. “Kıranın kırıldığı bir sistem döngüsünde her an kırıktır” ve dediler ki “o halde onlar cezalandırılmayacak mı?” ve dedik ki “Onlar cevhere cennet kurdurdular, ocak yaktılar ışık yandı.” Hepsi ışıyacaklar ve o döngü kökünden kurutulmuş olacak. Eşya insan, Yaşam İnsan olacak.

               

Değerliler, düyun tohum ekti, biz o tohumu yaşattık. Unu eledik, elek olduk; yaşattık. Aktık, yarınlandık, tohumlandık, kodladık dünyayı. Otak kurduk yüreklere; koruduk. Biz insanlık; bilinsin.

 

En sistemli çalışmamızdı bugünkü çalışmamız canlar; en sistemli çalışmamızdı.

 

Bizi Evrenlerin sistemleri dilledi bugün. Yaşam Süper Sayfalanışla dilledi.

 

Buyurduk indik yaşadık. Astral Yaşamlar’ı sayfaladık ama yanlışsız yaptık yaptıklarımızı; kesindir bu.

 

Kimi zaman geldi “ölüler diyarı “dedik dünyaya. Kimi zaman geldi “yarınların ışığı yandı”dedik yaşattık bütünlükleri, kodlattık, toplattık tohumlattık. Enden otak kurduk, öncüleri bulduk. Hepsi birer akıp kapı açandı.

 

Biz ışıktık canlar; ışık. Yolcular size başka birşeyden daha söz etmek isterim.

 

Tanrılık Meclisi diye bir meclis var. Bu meclisin İlm-i Ko olan ışıkları var. Rahmi Kuran’da ışıyan o yoğunluklar bütünün Kürzi Tohumlamasını yapar. Çantaları dopdoludur ama o topraklarından tohum ekerler. Kötülükleri önlerler ve yüreklerinde tüm sistem var ve onlar ekip halinde dünyadalar. İşte o ekip sizsiniz; bunu bilin.

 

Bugüne gelmek kolay değildir. Bugünü hak etmek kolay değildir. Nuh Tufanı’nı dilledi dünyalılar tüm sistemlerde. O tufan ilimsizlikti. Şimdilik size vereceğim budur. Ve dünyayı hak etmiş bu birlik İsrail, Afrika, Ana Kapı olan İmparatorluğu Gücü olan İstanbul, Rahmi Kuran’ların en güçlüsü olan Mikail’in Kürzi Tohumlaması ı yaptığı Avusturalya ve resim yapılan en güçlü sayfa sistem olan insan her yer biz sizdeyiz; bunu bilin. Biz sizdeyiz.

 

Sanki dünya yokmuşçasına, çalışma olmamışçasına, kontrol kurulmamışçasına kelam olup da dünyayı dilleyen her diri bilsin ki mektep insandır. Sevgidir insan. Üstünde güç yücedir. Kör değildir ve o insan Ana Kapı’dır. “Kimse benden geçmez” demeyin. “Ben bir kapıyım, her diri bir kapı ve her geçen sizden geçer; bunu bilin.

 

Bugün burada, yarın tüm sayfalarda o kapılar Allah İlmi’yle açık olacak.

 

Kibri aşanların yaşama varışları mümkün. Kibre varanların sistemden çıkışları kesin. Altın Tekniği dilleyenlerin kelamda dürümlenişleri hakikiyet.

 

Biz sizi size vermeye değil, sizleşmeye geldik canlar. Şükür ki sizdeyiz.

 

Ben insan soyuyum, sizim ben. Bu dünya Altın İlmin Hasatı’nı tekniğine sahip olan yegane dünyadır; bunu bilin ve biz bu dünyaya geldiğimiz zaman göklerimizin gücünü dinlemeye değil. O köklerle birleşmeye geliriz.

 

 

 

 

Eğer biz bu dünyaya göç ettirdiklerimize dini öğretmek için gelseydik kıranın kırılacağı bir yaşamı seslendirirdik. Dünya kontrol ediliyor bu mutluluktur hepimiz için…

 

Evimiz dünyadır. Yolumuz dünyadır. Yaşamamız dünyadır; bunu herkesin net bilmesini bekleriz.

 

Canlarım; Altın Işık sizsiniz; bunu bilin. Tabuları yıkan insan aklın tek ilmidir. Aklın tahditsizliğidir.

 

7 dağ yarattık dünya için hepsi yaşadı. Bir teki kırılmadı. Bütün dağların tepesinde ilim vardır; bunu bilin. İnsanı bilin, insallığı bilin. Kutsal Toplum olan Yaşamı ve yaşattıklarınızı bilinç sizden başka Yaradan yoktur; bunu da bilin.

 

Sanmayın ki bir tahta oturmuş Tanrı “hadi ol” dedi, bütün yaşamlar oldu!

 

Sessizce dilliyorum. Siz sizi hak edip var ettiğinizde tüm yaşamları yarattınız ama bunu anlıyor musunuz bilmem.

 

Çoğunuz muktedir, çoğunuz hakiki ve çoğunuz has ve çoğunuz insan işte onlar anlar.

 

Değerliler, dünyalı olmak kolaydır ama dünyada dümenin başına oturmak kolay değildir. Biz sizden bunu bekledik. Oldu. İşte bu.

 

Hepiniz mayasınız ve yani bir zaman yaratılıyor. İşte o yeni zaman yaşam ama o yaşam zaman ve zamanı hak eden ilim. İşte Rahman olanın karanlığın ışığı diye dillediği, Rahmi Kuran’daki sistem bu ve bu sistem yeni bir gök ve yeni bir sayfa. İşte bu yeni sayfa insanlığın sayfasıdır.

 

Orada artık din olmayacak. Orada artık yürek olacak. O yürek Bütünün Gücü olacak ve bu şekilde tüm yaşa barışı hak edecek.

 

Barış ilimin tohumudur. Eğer barışı hak edecekse insanlık, dinci olmayacak. Bunu kesin olarak insan soyunun anlaması gerekir.

 

“Ben dindeyim.” Yok anam yok! sen insan olmazsın. Sen kaynakta olacaksın, bütünde olacaksın, muktedir olacaksın ve diyeceksin ki “ben halikim, ben hakikiyim, ben akılım, hak ettim aklı hakikiyette tahditli olamam” diyeceksiniz; bunu diyeceksiniz analar. Bunu diyeceksiniz yoksa yaşamınız olmaz!

 

Yeri yaradan ilimdir. Göğü hak eden tahditsiz insandır. Yeri yaradan göğü hak ettiğinde tüm yaşamı tohumlayandır o. Bütünü güçlendirendir.

 

 

 

Benim adım nezir. Ben bugün size adımı zikrettim.

 

Ben nezir, insan, hasat yapan, akıl tahtındaki hakikiyet…sevgiyim ben bunu bilin. İşarettir bu. hepinizi kucaklıyorum. Şimdilik…

 

Süper İnsanlık Realitesi

 

http://youtu.be/MGVr_cfLuNo?list=UUKYcKah6eDdOm-Vd3vIofvw

 
  Bugün 150 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol