Birlik İlmi
  SEMPOZYUM "SULTANLIK" HAKKINDA
 

SEMPOZYUM “SULTANLIK”

VE ZAMAN İNSAN OLDU VE O İNSAN, SULTANDIR

Dostlarım, 28 Haziran 2014 günü 10.30 – 17.30 saatleri arasında SEMPOZYUM “SULTANLIK”ta bir kez daha siz dostlarımızla yaşamı seyredeceğiz. Sonra sorgulayacak ve daha sonra tohumlayacağız. Birlik İlmi ile hak ettiğimiz herşeyi has tartıya koyup kodlayacağız.

Vereceğimiz ve alacağımız tüm bilgiler, bizi Has Taht’a kodlayacak ama hakikiyete de tohumlayacak.

KÖK VE GÖK BİRLİKLERİ olarak yaşam sayfalayan tüm Cevheriler; yaşamı hak eden türler ve tüm sesleşenler, yere ve göğe cennet kurmaya inecekler.

Doluluk ve boşluk hali, kapıların açılışı safhasında bilinmesi gerekli olan cevahiri hakikiyettir. Kapılar açıldığında, kim dolu ise kodlanır. Kim boş ise tohum olarak göreve alınır ve yenilenir ama herkes o kapının yoğunluğunuda, BİRLEŞİK IŞIK olur ve resim yapar. 28 Haziran’da BİRLEŞİK IŞIK olup yapacağımız resim, Ana Kapılar’ın ışığında yapılacak YAŞAMIN RESMİDİR.

Yeri, Analar ve Atalar Birliği’nde yaratan Görevliler ve göğü, yaşamın sırrı olan NİSA KODLARI ile yaratan Cennetliler bir tek karanlığı aydınlığa çevirmek üzere diri yaşamları kodlamaya indirildiler.

Öz Dere, koruyucu bir Can oldu yüreklere aktı. Ama öz söz söyleyen de durmadı o da hasat yaptı. Hisarların üzerinde, GÖKLÜ BİRLİKLER, canlar olarak kayıtlandılar ve zarar önlediler.

Dağlarım, Dünya üzerinde çok sayıda görev çalışmaları yapılmaktadır. Bu bilinmekte. Ama TEKNİK TOHUMLAMA yapılan GÖK SİSTEMLERİ ÇALIŞMASI dünya üzerinde sizin yoğunluğunuzda yapılmaktadır.

Yürüyordu Dünya ve Dünya yolunu kaybetmiş idi. Yere inmek gerekti. Ve gelen her güçlü Yolcu, yolu açmaya geldi. Yürüyordu Yolcu ve yol yoğunlaşmıştı ama zaman tohumlanamamış ve yaşam sayfalanamamıştı ve dünyayı yaratan Işık, dünya olamamıştı. Yolu kaybetmişti Yürek ve tüm yaşam yoldan çıkmıştı. Ve zaman, sırrını hasata hazır eden yürekten kodlanmak istedi. Yolu bulup yolcuları tohumlayacak olan YÜREK… O yürek, İNSAN KAYNAK ve ZAMAN, o yürekte IŞIK… Birlik Kodlaması yapılmalı ve YOLCU, YOL OLMALI; YAŞAM SONSUZLAŞMALI…. Aşk kayıtlanmalı ve sonsuz yoğunluklar muktediriyetle bütün kütleyi tahditsizleştirmeliydi.

Değerlenen her diri, değerli olduğunu bilip yaşamalıydı. Tüm yaşam sayfalanmalı ve zarar önlenmeliydi. Tohumları hak etmek için hasat olmalıydı yaşam. Ve zerk yapılmalıydı yürekten Yücelikler’e ki Hakikiyet’te hasat tamamlansın ve BİRLİK kurulsun diye.

Dünü ve dünleri hak etmek için çalışan her Cevheri, dünya ışığını hak edip dünya tohumlaması yapabilmeliydi.

Tomur tomur olmalıydı yaşam ve yeni bir SESSİZLİK, SÜPER SAYFALANIŞ’ı hasatlara kayıtlamalıydı.

Develer (taşıyıcılar), DÜZEN KODLARI ile toplumları, Hakikiyet’e götürmeliydi. Ve görevleri bu olmalıydı.

Dünlü ve yarınlı bir cevherilir RUH KODLAR ile birleşmeli ve zarar önlendiğinde mehirlerini alanlar karanlıktan aydınlığa ulaşmalıydı.

Kolları tüm yaşamları kucaklamalıydı.

Ve zarar önlendiğinde BİRLİK kurulmalıydı.

HALİK olan, HAKİM olmalıydı tüm sayfalara.

KULLAR ve KULCULAR bir tek TANRI KAPISI’nda NEFES’e ulaşmalıydı.

ASTRAL YAŞAM, sesleşmeliydi.

MUSHAF, yaşamın nefesini, tüm sayfalarında dürümleyip Dünya Nesillerine dilletmeliydi.

VASİ TAYİNİ YAPILMAMALIYI ARTIK DÜNYAYA.

Yaşamı Rahim olarak bilen her Cemaat, Yaradan’a yaşam olup varmalıydı.

Yaradan, yaşamı hak etmeli ve ZABURA KOD olmalıydı.

Doğan gün, yeni bir ışık ile doğmalıydı.

Bütünlükler nefes alabilmeliydi.

Vesile olmalıydı herşey yenilik için.

“Asaf ile Has Taht olunur” derler ya. Asaf, has olmalı ve Hak İlmi koyu bir ruh olarak kontrol etmeliydi.

Ve zaman, nefese ulaşmalıydı.

Karanlık aydınlanmalı ve MESİH YAŞAM, HAKİKİ YAŞAMA DÖNÜŞMELİYDİ.

Ve Cemaatler, Kırk Kapı açmalı ve NEFES olmalıydı.

Kurullar toplanmalı. Köklenmeli yürek ve görev alınmalıydı.

CANA KARIŞMAMALIYDI DÜNYA ÖTELERİ…

Ve DÜNYA ÖTELERİ, DÜNYANIN IRKLARINI ESKİDEN OLDUĞU GİBİ YÖNETMEMELİYDİ.

Dünle ve dünlerle yaşanırken, artık yaşamda yer ve gök köklenmeli ve YENİ BİR SİSTEMLE KONROL KURULMALIYDI.

Varanların, varacakların ve varmışların tümü temizlenmeli ve yerdeki köklerini hakikiyetlerinde kontrol etmeliydi.

Hazan Mevsimi geldiğinde, herkes KELAM’da olmalıydı ki o yaşama, Sesleşim Cevherileri olarak dökülenler, yere indiklerinde, yarını hak etmiş olarak inmeliydiler.

Vana açık kalmalıydı. Dünyanın vanası!… Ve bu vana, arıyı ve balı (Arı: Alim; Bal: İlim) , Hak İlme yaşam diye katmalıydı.

Bütün amaç davayı kaybetmemekti.

Dava, inkar edilemeyecek bir yaşam kayıtlanışıydı. İşte o kayıtlanış, İLMİN TOHUMU olan İNSAN’nın kayıtlanışıydı.

O kendini hak etmiş ve kendi yaşamını toplumlara çekmiş olandı.

Büyük bir varlık sayfalanışı yapacak güçteydi.

O bir NEFES olsa, herşey kolayca olacaktı.

O NEFES, IŞIK olacak ve tüm yaşamı hak ettirecekti.

Valideler validesi olan o, KEVSER’di ve KEVSER’i sesleştiriyordu.

Onunla yarın; onunla korunma ve onunla kayıtlanma olmalıydı.

Önü ve ardı tekmil yaşamdı.

Kavil olan; hakiki olan o, yolcularını hak etmiş bir SESSİZ IŞIK olarak doğdu ve GÖKÇE konuştu.

Önemli olan KÖKÇE de konuşmasıydı.

YILDIZ ZAMAN SAYFALARI’ndan geçip dünyaya indiğinde, karışık bir sessizliğe indi. Oyunlar oynadı dürümlerinde ve yarınlandı.

Şer ve şerr-i yarın, hep onun nurunda kodlanıp tohumlanıp engellendi.

Ve zamanı hak etti. Görevini aldı.

İşte artık SULTAN olan o yürek, kanatlanıp dünyaya inmiştir.

Önünü engelleyecek hiçbir yoğun ışık kalmamıştır.

Rahmet olan o, KEVSER olup geçmiştir.

Kanıtları mı? İNSAN SOYU… BAKIN İNSAN SOYU YERE İNMEKTE…. İşte o soy, nur olan yoldur.

Ve siz, her sessiz yaşam, hepiniz… Bir tak kanat olup indiğiniz bu yoğunluktan, çift kanatla uçup gitmektesiniz.

Her EREN bir ilimdir ama her ERİŞEN’in bir yaşam da olması beklentisi ile yaptığımız her şeyi, yaşama indirdik.

VE ZAMAN İNSAN OLDU…. Amin…

 
  Bugün 131 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol