Birlik İlmi
  İNSAN SOYUNA
 

İNSAN SOYUNA

Dağlar, ben tohum olan ışık. Sizlere tek bir İlm-i Kod olup geldim. Adımı “Yaşam” diye bilin. Medine beni bilir ama Hak Teknik’te Medine, yarınlaşıp ışık olmadıkça yazılarımı dinleyemez. (Medine, yaşamın ışığıdır ve Altın Toplum’a görev taşımıştır.)

Zaman sayfalaması yapılmıştır ve yapılmaktadır. Zaman sayfalaması, Nefes Zamanlar’dan ışık alan Birlikler’ce yapılır. Türkiye, yarınlarında ışık olan tek bir yoldur. Bu yolu bilen, ilmi bilir. 

Arının ışığı yandığında, dünya yangın haline dönüşür ve bütün kökler, görev alırlar. 

İrinlerini kelam diye dinletenler, çoktan Işık Kodları’ndan çıktılar. Onları bir tek yaşam için tohumladık. Arkalarında kibri bırakıp yaşayan onlar, resmi yaşam sayfalarında tohum ekemezler. Biz onları koruduk ve kontrol ettik. Ekranlarında nur yoktur. Işıklarında tahditlenen o yürekler, ağır yük taşıyacaklar. Onları hala doğumlarından öteye alıp yeni birleşik yaşam ilmi ile dinletebilmekteyiz. 

Yasaları çiğneyen hiçkimse, ağır yükü taşıyamaz. Ağır yük, alemlerin Nefes Zamanları’nda taşınır. 

Buyurun anlayın, aracı koymadan dinleyin. Bilin ki hancı hanı has tahta kodladıktan itibaren o han, onun yoğunluğunu tohum olup ilmi diller. İşte biz, hanlarımızda Haçlı Tahtlar’ı dahi dilleyenleriz. 

Aranan Ana Kaynak, Işık Kod’dur. Umman olan o Kod, en sonda görev alır ve yapar. İşte biz en sonda görev alıp yapan Cevheri Kod’uz. 

Anlamak imkanı yok demiştiniz. Biz anlattık. Alan, ilmin tarıklarından ışık alıp anlar. 

Zordur insan soyuna ışık vermek. Biz ilme ışık yakan tarıkları bilir onları hologram yaşam sayflarından çıkarır, teknik kaynaklarda tohumlarız. 

Konuşulan herşey ilm-i toplumlar için konuşulur. Hidayet, ilime hikaye diye dinlenirken, anlam yüklenmez sözlü sesli dinletilere.

Alim, hakiki ise has tartıya konur ve diri yürekler onu dinlerler. Alim, hakim ise aklın tahtına konur ve olgun yaşam sayfalarında ocağını has tartıda dinletir. Yaşamak isterse yarınlaşır ve yaşar. Işığı Hakk’a varan her diri, Aklın Tahtı olur ve tüm sistemlerde dinleşir. Birlik İlmi ile yapılan çalışmalar bu şekilde yapılır. 

Alim’in ilmi, Hakim’in tekniği ayrıdır. Alim, hakikidir ve hakikiyette hakimiyet kurar. Hakimiyet, hakikiyetin hakimiyetidir. Onun umudu, tüm Sistemler’in umududur. Bütün amaç Alimler’in hakikiyetlerinde Hak Taht’a oturtulmaları ve soyları ile kontrol edilmeleri zannedilir. Oysa, Alim, temiz bir Sistem olup dünya üzerine inip Gök Çerçevesi’nde güçlendirici hal ile çalışır. 

Her resimde “hakikiyet, hakikiyet ve hakikiyet” denir. Ama hakikiyete varanlar çok azdırlar. Onlar, nüfuz ettikleri her bir Yüce’yi kelamda dinlerler ve yeryüzünün ümmi yaşamlarında kahramanlar olurlar. Zabura Kodları halinde görev taşırlar. 

Mesele, alemlere ekran olmaktır. Zira tüm İlm-i Kodlar, ekran halinde gök çerçevesinden ötelere Gökçülük yaparlar. 

Alim’in cenneti, hakikiyettir. Hakikiyet, Hasat İlmi ile tohumlarını korur. Hakikiyet, Has Taht’ın Cennet Kodu olur ve tüm yarınlaşan cümle yürekleri korur. Ameliyatlar yaptırır türleşen yüreklerde ve tüm Sistemler’de gerçek ışık halinde güçlendirici hal olur. 

Bütün’ü Bütün diye dinleyen, tüm yarınlaşan ışıklarda tüm Sistemler’de görev taşır. 

Bizi bize dinleyip dinletenler, bizden bizi dillerler. 

Her cennet, her diri ve her yürek ışık, akış halinde görev taşır. Her dürümde bu vardır. 

Türkiye cana, cevhere ve yüreğe ışık olup geldiğinde, dava insan olur ve insan ışık halinde görevlerini yapar. 

Şimdilik size bu kadar yetsin… Şimdilik…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 3 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol