Birlik İlmi
  DAİMİ KODLAR
 

DAİMİ KODLAR’DAN; İLMİ HAK EDEN YÜCELİKLERDEN YÜREKLERE İNİP VERDİK.

Sisler yüreklerde dağılmaya başladı. Yürüyor yüce cevherilik. Aşk şevkiyle yürüyor… Çağırın dünyayı, yarının Nisa Koyuluğu’na. Yaşama sayfa sayfa tohumlayın. Aşığın şavkı yere inerken, yaşama Sistem’le dürümleyin ve zevkle, cevheri hakiki yoğunluğu tohumlayın. Arıya bal gerek ama Zabura Kod, Yolu koyu bir ışık halinde dürümlerken, her resim bir ışık halinde ve her Yüce bir yaşamdır… 

Zeytin taneleri gibi rahmetin nuru olan yol olanlar, Zevk-i Zakkumlar’da, zahir olurken yüreklere; beşir, haşrı hak ettiğinde; Hak Tartı’ya konan nur, korur yüreklerde dürümlenen her cevheri. Halil hakiki ve hakim iken, Hak İlmi, has ilim iken; veren alan iken ve yaşam sessiz ilim iken, Hey yaşam!, ben Ruh olan koyu bir yarın… Ey dere ak ki yaşa!... Bence akan ve akanla akan ve her dürümde akan, birlik tekliğinde aktıkça, Beşer Başkanlar da birleşik yaşama ikrarla inerler. Eh işte bu!…

Canan’a Can olan ışık. Beşeri has rahmet olarak kodladın. Has Sistemler’e güç kattın. Aşık ışık olup yaşatın yüreklerde türleşen her Yüce’yi. Yasa, Sistem’e cevher ve yaşam, tüm Ruhsal Kuranlar’a cevher. Vara yok denen; yoka var denen bir yücelikte, cemaat cevherinde hal olmadan; nefes, yaşam olamaz. Zabura Kod, ekran ve zaman, ışık. Var Can, Yok Can’a ışık olan her diride, has bir yaşam olup köklendi. Ahh işte!... İşte bu!… 

Dedim dünya ben. Dedin hasat, tevekkil tohum. Ben, ana kapı yaşam dedim. Dedin ışık yarın. Arı mı bal mı yarınlaştı ve yoğunlaştı? Bilişin ilmi hak etti mi yarınları? Tanrı, tohum olup yolu olgun sayfalara kayıtladı mı? 

Başımız taçlı, yüreğimiz has ve zaman, yaraşan ışık. Ağır yük hafif ve Zinnur, Ruh İlmi… İşi bilmeyenin, ekrana kodlanışı ve yaşama sayfalanışı mümkün mü?

Yedek zaman ışıkları yaktık yoğunluklarda. Rahmet olan Nur Yolcular’la tohumlandık. Işığı kodladık, Yaradan’a yaşam sayfalayan tohumlarda koruyuculuk sağladık. Şevkin şavkın ışığı ile hak ettik ve zoru aştık.

Yere nesillerin inişi, Hakk’ı hak edeni dürümleyiş ve birleşim hep Yaradan ile olmaktadır. Yaradan ve yaratılan bir tek İlm-i Tohum’dur. Oğul verdiğiniz zaman her diri sizi hasata, Hak Tartı’ya ve Hak Kod’a tohumlar ve yarınları tüm sistemler ile ve yeşeren ilim ile kayıtlar.

Everest, ilahi bir yoğun ışıktır. Ama Mariana da koyu bir resim yapmış ve zevkli bir cevheri tohum olmuştur. İşi bilmeyen bunları anlayamaz.

Arama yüreklerde nüve olan ışığı!... Arama yarınlaşan yücelikte mutlu kutlu koyuluğu. Aşk ve haşr hepsi saf ışıktır. Her dere ilme akar. Bana ben olan her Yüce, yaşama akar. Ben Zabura Ruh olur kuran’a akarım. Bende ben olan her dere yaşar. İş budur… 

Karışık yaşam, sayfa sayfa ışırken, ben Zabura, her diri ile bir tek kod olur yol olurum. 

Sonsuz ışık kodlaması yaptık yürekte. Hep Zabura Işık ile koyu bir ruh olduk. Ve zemzem içtik yüreklerde. İş budur. Hah işte bu… 

Yeryüzü ve gökyüzü sen ile seslendi ve ses kodlaması yaptı. Her diri, Has Tahta kondu ve yaşadı. Hak İlmi, has teknik ile dürümlendi. İş budur!... Herşey budur!... Aha bu!…

 
  Bugün 20 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol