Birlik İlmi
  BİRLEŞMEK VE KAYNAKTA NİMETLENMEK
 

BİRLEŞMEK VE KAYNAKTA NİMETLENMEK:

Zeytin taneleri gibi, Işık Kodlar vardır. Her bir kod, bir sayfa olacak güçte olmasına karşılık, onun yaşamlara kaynak olabilmesi için köklenmesi ve göklenmesi şarttır. Bütün kütle bunu iyi anlamalıdır. Her cevher, bir sayfa olsa da kontrol olmadıkça o yoğunlukta, kaynak olmaz. 

Misal olarak anlatılırsa; hindi pişirdik yılbaşı gecesi… Pişen hindiyi Hak Teknik ile kodladık ve yaşamda yenir hale gelmesini bekledik. Yenebilmesi için onun, kör ve sağır her diriyi kodlayacak güçle pişmesi gerektiği kesindi. İşte bir hindi pişirdik ve o hindiyi, sayfa sayfa yaşamlaştırdıklarımızla paylaştık. Böylece o sayfalara görev taşıdık. Pişen hindi, o sayfalarda paylaşılan ışıktı ve herkesin ışığı ile yendi. Yendiğinde sorduk beğendiniz mi diye. Dediler ki çok güç kaydı yaptık. İş buydu.

Yılda bir kez hindi dolmaları pişer tüm dünyada. O dolmada, birçok malzeme olur. Pirinç, kuşüzümü, fıstık, kestane, tarçın, yenibahar, tuz, tereyağ ve daha başka malzemeler… Tüm bu nimetler, sizleşen sayfalar olarak size tahditli şekilde dahil olur. Ve siz her yediğinizde, kendi yarınlarınızı kodlar ve çoklarsınız. Bir tek hindi yediğinizde mi!? Yok! Hayır!... Her yediğinizde… Yahu size neden hindiden söz ettim? İzah edeyim… Ortak zamanda ve ortak yaşamda aynı maksatla bir nimet yendiğinde, her bir yaşam soy, o nimeti yiyenden yer… Zira yenen ışıktır. 

Birler Işığı haline gelir ve tüm yarınlarda yaşam sayfaları halinde gökçe dillenir ve gökçe dürümlenir o yedikleriniz. 

Zeytin niye Işık İlmi’ndendir? Zira, yenen en çok ışık kayıtlayan ürünlerdendir. Her zaman yenilir. Yenen çok yemekte vardır. Zeytin taneleri, bütün yıl yenen bir “iş yaşam sayfalayıcısı”dır. 

Birler Kapısı’na geldiğiniz zaman işte her yediğiniz sizin yoğunluğunuza iner ve sizden teşekkür, şükür bekler. 

Her bereket, şükrettiğiniz yaşam sayfanızın bereketidir. Onun için yenilen her şey için Allah’a şükredin ki O, sizi sizden size tohumlasın ve sizleşen ışıklarda sizi kodlasın ve sizleşsin.

Erdiğiniz her yer, sizde siz olur ve kodlanır. Her yediğiniz sizi size kodlar ve tohumlar. Umut olur ki yaşam sayfalarınızda yedikleriniz, zaman tohumlarında ışık haline geçer ve sessiz yaşamlarda kaynak olur tüm insanlık için.

Beyler ve beyfendiler, niye böyle dedim!? Çünkü, kimimiz beyfendiyiz… İlim Kaynağıyız. Kimimiz beyiz, yarınların sayfalarıyız. Birçoğumuz umuduz ve tohumuz… Birler Işığı olanlarımız var. Yer ve gök sözcülüğü yaparız; köklenir ve güçleniriz. Ama zaman sayfalarında, nur olur kodlanırız. Eğer tek birimiz, yarın için ışık olursak, ölü olan dirilir ve yaşam, sayfalanır. Zira o kelam olup seslendiğinde, tüm insanlık kelam olur ve seslenir. Bir tek kaynak kayıtlarda olamayan; zihni bulanık olan değil, sadece kibri olandır. Kelam olmayan onun adı yaşam olmaz ama kaynak zaman sayfalarında o kul olur ve bütün olursa, her bir yarında olur.

Öz Geçişlerin yapıldığı bir yaşam sayfasındayız. Bu geçişler, tüm insanlığın geçişidir. Biz yarınları kodlarken, tüm insanlık için kodladık. İnsan soyu yeni bir ışık halinde görev almış ve yol açmıştır. Yolu açan, zamanın Nirvanan Kaynağı’ndaki hakiki yoğunluktan açmıştır.

Yüceler Cümlesinde ışık yandığında; biz, Sultanlık yaparız yarınları kodlamak için. Işık haline geçeriz ve yarınlarda görev alan Turkuaz sırrını tüm yaşam kayıtlarında dürümleriz. Bizim adımız, Atlanta Otağı’nda kutlu yoğunlukları kodlayan Işık’tır. O ışığı hak eden, Eren Güç’tür. O güç, ürediğinde, teknik olarak tüm insanlık ürer. Akil Hakim olur ve Bütün olur. 

Ölü olmayan bir sayfada, tahdit olmaz. İş, maya ise orada her dürümde maya olur. Öz Kökleri gökleyen yaşam olur. “Alacak, verecek kalmadı. Artık gitmeliyim” diyen kimsenin, o Yücelik’te bulunması mümkün olmaz. Alacak verecek orada sonsuzdur.

Köyler, olgun sayfalardır. Olgun sayfa, görev alırsa; o, Yüce Cevher’e varır ve orada kasaba haline gelir. Oradaki kayıtlar, tüm yaşamların sayfaları olamaz ama kaynak sayfalama başarı ile gerçekleşir. Ve daha sonra Işık Toplumları ile Birlik kurulur. İşte o zaman sayfalar, ışık halinde görev alır. Bu sayfa, artık bir şehir geçişkenliğindedir. Ve zaman tahtında nur yağar o yüceliğe. Oradan ışık çeken herkes, İnsan Işık halinde görev alır ve tüm yarınlar kodlanır. Daha ötelere ulaşılır. Ortak yaşam sayfalamaları başarı ile devam ederken, kaynağa inen Birlikler, büyük bir Sultanlık ile Birlik kurarlar. O Sultanlık, yaşamın ışığı olan soyu, tohumlar. O soy, İlmin Soyu’dur. Daha ötelere umman olunur ve kodlama başarı ile devam ederken, yeni bir resim yapılır o resim, İnsan Kaynak olur. İşte İnsan Kaynak olan o resim; ışık haline geçer ve Bütün’ü kontrol eder. 

(Not: Köy, kasaba, şehir…. Bellek alan kayıtlarının gittikçe genişlemesinin ifadesidir.)

“Alemlerin İlmi” dediğimiz ilim, insan soyu için kontrollu bir ışık halindedir. Bu ilim, insanı hak eden yaşam soyları tarafından göklenerek ışık kayıtlaması yapar. Bütün’ü cümle yüreklerde dürümler ve kodlar. Sonra yeniler. İşte dünyada yapmakta olduğumuz çalışma budur. Herkesin kaynakta olabileceği bir yaşam sayfalaması. 

Her zaman “dünya bir ruhtur” deriz. Ama o ruh, Kuran değilse, yaşam sayfalayamaz. Ağır yük olan insan soyu, bir kapı haline geçip de dünyanın nikahını tüm yarınlar için kıyarsa orada tüm yaşamlar, yer ve gök sayfalanışı ile kontrol altına alınmış olur. 

Evren Yaşam Sayfaları vardır. O sayfalarda tohum ekenler olur. Her diri o yoğunluklarda toplum olur ve bir kapı haline geldiğinde, yanıp tutuşulur ki o yoğunluktan geçip yarınlara ulaşılsın diye.

Bir tek kapı, insandır. O insan ki hakiki ve hakim yaşam sayfalamıştır. Onun ölüsü yoğunluğunuzda olsa da diri bir ışık halinde cümle yürekleri tohumlayan bir yaşam ışığı halinde tek bir yalınız kayıtlayıcı halinde, misafir olarak gelmiş olduğu bu Yücelik’te, türlenip kaynak yapan her diriyi kodlayacaktır. İşi bilir ve yapar. Amin… şimdilik…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 128 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol