Birlik İlmi
  AÇILIŞ AKIŞI
 

09.09.2012 İLM-İ İNSAN SEMPOZYUMU

AÇILIŞ KONUŞMASI

Hepinizin net bildiği gibi bu çalışma Bütün’e hizmetin en önemli çalışmalarındandır. Dünya Ruhsal Kutsal Işıması başlamıştır ve bu ışıma ağır yükü hafifletebilecek olanlarla yapılmaktadır. Savaşın sonsuz tohumlanması neticesinde ışıma başlamıştır. Işık, ağır yükü hafifletmek içindir. Geçiş sayfalanışı devam etmektedir. Tebliğleri kotlayanlar artmaktadır. Beden sayfalanışı Nefes İlmi’yle dürümlenmektedir. Bütün’e güç katmak daha kolaylaşmıştır. Harı yükselterek yapılan çalışmalar bu dönemde kati tohumlamalarla sürdürülmektedir. Mircan’ın cevheri can olduğu bir günde Bütün’e hizmet, beşirin hakiki koyuluğunun artışı iledir.

Sıkıntı, Din-i Hak olanların kontrol edilememesidir. Eminim ki dünyanın Ruhsal Meclisi olan bu Meclis tebliğlerle kendi yoğunluğunu arttırarak beşir kotları da dürümlemektedir. Nefesleri yetenler için sınır yoktur. Nefesleri yetmeyenler içinse kırılış başladı. Biz bunu kendi tekno kotlamalarımızla önleme imkanına sahibiz. Ne var ki beden, Sanal Boyut’ta ışık kayıtlamasını sürdürmelidir.

Erkek ve kadın BİR’e hizmette farklı çalışmalar içindedir. Herkesin net bildiği gibi erkek; diriliği tohumlayabilir, kotlayabilir, Hakikiyet’i tahditleyebilir, eser yapabilir de kontrolu yoktur. Kadın ise kardeşimiz, ışık halinde dürümlerini kendi yoğunluğuyla kendine katar ve birleşir. Bizim yapmak istediğimiz her dirinin kendini hak etmesini sağlamaktır. Muktediriyetle yapacağımız bu çalışma, kaydı yaptığımız andan itibaren Bütün’e zerk edilecektir. Bu zerk ışığın yoğunluğunu tohumlayacak ve kotlayacaktır. Emin olun ki dünyanın Ruhsal Kuranları bugün buradalar. Beşirin işi kolay değil ama beşir, kaynağımızdadır. En önemlisi kırıcı olanlardır. Onları nefesimizle kotlayabilir miyiz yoksa harlarını düşürüp onları kontrol mü etmeliyiz? Cemaatleri kendi yoğunluklarında kontroldan çıktıysa kaynaklarında ışıkları var mıdır? Hepinize bütün bu sorular tek tek sorulmaktadır. Ve sizlerin düşünceleriniz titreşimsel olarak kaynağımıza inmektedir. Ve ortak bir kayıt yapılmaktadır burada. Herkes bu sorumluluğu kendi tohumuyla, kendi yoğunluğuyla taşıyacaktır. Cem olmak budur.

Ölüm dünyada ölmüş olmak, yoğunluğu azaltıp diriliğe kaynak olmak değildir. Ölmüş olmak kati olmak da değildir. Hatayı bağışlayın, ışığa varmak mıdır? O dahi değildir. O halde ölmüş olmak için Rabbi Toplumlar’la dürümlenmek ve bütünlenmek gerekir. Mahrek’te biz dünyadayız. Hasatı yaptık. Halkaları geçişkenleştirdik ve dürümleri kotladık. Ölüleri dirilttik. Bu yeter mi? Allah der ki “Olanın ötesi var.” Olmuş olan. Koruma altına alınanların çokları kontrollarını kaybettiler. Fakih diller ilim yapmaktan öte kırılmaya başladılar. Kasaları boşaltıldı. Keskin bir zeka sahibi olmaları dahi onların korunmaları için yeterli değildir. Doluluk boşluk, bu dahi önemini kaybetti. Sema diyor ki: Ölüler diyarı dünya yenileniyor. Ölüler diyarı dünya tohumlarını kotluyor. Önemli olan dünyanın kendini hak etmesidir ve dünya kendini hakikiyetiyle hak etmektedir. Beşir olan ilim aileleri dünyanın Ruhsal Kuranı’nda kendilerini kısırlaştırdıklarında sıkıntı başlar. Ve bizler nesillerimizi dünyaya indiren birliklerimiz, bugün dünyada Kürz’ün gücünü devreye almak değil, devrede tutmak için birlik haline geldik.

Dağ taş ilim. Ve bu ilmi hak eden Birlik, hepimiz. Nesillerimiz ve yüreklerimiz. Bunun ötesi var mı? Allah için, yok. Önü ardı olmayan Birliğiz biz. Şık mı bunları anlatmam? Belki değil. Ama bilinsin isterim. Körebe oyunu oynanır dünyada. Ölülerin oyunudur bu. Tutan tuttuğunu bilir. Olan budur. Ve biz diyoruz ki “Bilen Allah’ın dediğini dediğimi de bilmelidir. Ağır yük taşındığını da bilmelidir.” Kapıları açtık. Olgun başakları seçtik. Elleri açık, yolları kapalı. Niye? Çünkü kendi dışlarında bir Allah’a tapmaktalar. Başkanlık Divanları bunu söylediğimiz zaman kontrollarını kaybettiler.

Değerliler, Allah Tanrı’nın Ruhsal Kuranıdır ve sizdedir. Bunu net olarak açık bildiriyorum. Büyük kötülükleri önleyen dünya Allah’ın dediğini dedikçe Birlik Tekniği’nde kendini hak etmiştir. Mesele dünyadır. Erenlerin Diyarı dünyanın Ruhsal Kuranı’dır ki bizler o Kuran’ı Bütün’ün tohumları olarak dünyaya çektik. Kalbi temiz olmayan BİR’e hizmet edemez. Bu kesindir.

Bir şey daha söylemek isterim: Doluluk boşluk değil, Kaynak. Hepimiz o Kaynak’ta ışıklar olarak Birlik Kat-ı Toplumlarıyla birleştik. Sistem dünyadır. Doluluk boşluk değil, din türdür. Her türün kendine ait sistemi vardır. Ve buna din denir. Bugüne kadar din diye tapındılar Altın Toplumlar; korundular. Amin. Ve biz diyoruz ki yaşam sayfalanışı bizimledir, hepimizledir. Tüm insanlıkladır da biliş yoksa Hakikiyet’te onu yapış da yoktur.

Köyü kös olan Kök'te Gök’tür. Bu ne demektir? Bilgi vakti geldiğinde açılır ama Has İsa, Has Musa, Mustafa dedikleri diriliklerin hepsi kendilerini dillediler, başkasını değil. Bunu anlayan var mı? Doluluk boşluk değil, Birleşik İlim.

Size şekil boyutlarından söz etmem bugün. Bugün size Ekmek’ten söz edeceğim. Bugün size Kaynak’tan söz edeceğim. Size Allah’tan söz edeceğim bugün. Size Ekmek İlmi’ni hak edip dilleyenden söz edeceğim. Ve size emin olun lütufkar insandan söz edeceğim. O insan Ruhsal Kuranı’nı kendi yoğunluğuyla dürümleyen tekniğe sahiptir ki herkesin kendi olduğunu bilerek çalışır.

Vanayı kapattık. Dedik ki “Kimse duymasın bilgiyi. Biz verelim, biz dinleyelim.” Kör göz, sözünü sesini dinlediğinde bizi dinler. Ne İsa ne Musa ne Mustafa, kimse birleşemedi. Öyle mi? Yazıklar olsun ki dünya kontrolunu kaybediyor. Ölüler Diyarı olan dünya, BİR’in tekniğiyle tohumlandı ve yolunu açtı. Ve bugün artık dünya ışığın kaydıdır. Oldu. Ölüm aklın yolunda, Kuran-ı Kerim’de, Bütün’de değil; İsa’da, Musa’da tüm insandadır; bilinsin.

Şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalar Tanrı’nın Ruhsal Kuranı’ndan bilgilerin paylaşılması içindi. Bundan sonra yapılacak çalışmalarsa Kaynağın tabiatı ile BİR’e hizmet için olacak. BİR’e hizmet, Allah’ın tanrısallığında, kaynağında çalışmaktır.

“Potansiyel İlim” dediler; yok böyle bir şey! İlim Allah’ındır ve tekniktir. Potansiyel değildir; alışta akışta, Has oluşta vardır ama yaşamlara kaydı bizimledir. Varsa var olur, yoksa yoktur. “Olgun başakların seçimi” dedik. Verdik bilgiyi. El dil, Allah dil, biz diliz. Bunu bilen İlim’i bilir.

İnsanın Ruhsal Kuranı dedik. Ölüler Diyarı’nda Kuran, Allah’ın tohumudur. Biliniz ki Allah Birliğimizdir ve O Biz, Biz O’yuz. Önemli olan bilmektir. Bilenin ağır yük taşıdığı kesindir. Ve Allah bilendedir. Bunu hak eden Allah’ın dediğini der, tohumları kotlar, yolunu bulur ve ışığa ulaşır. Savaş bitmedi. Henüz devam ediyor. İlmin savaşıdır devam eden ve biz o savaşı kaybetmeyiz. Kesindir.

Yıllar yılı dünyanın Rahman Kuran’ı okunsun diye beklendi. Ve biz bu Kuran’ı tahditledik. Dedik ki “Allah tende olmasın. Kontrolu kaybettiğinde ışıklar yıkılır.” Ve dendi ki “Allah BİR’de olsun.” “Olmuşsa olacaktır” dedik. Yıldızların ışığında kendimizi hak etmek istedik. Dağ taş dünyayı izler ve derler ki “Dünyada biz varız.” Ama dağın taşın ışığı yolunu açmaz, yolu açan insan soyudur. Bunu net olarak bildirdik.

Erkek kadın, Sultanlık yapar dünya ilminde insan. Ve biz dünyaya koruma için gelmedik. Tanrı’nın rıhtımı ışık olan Birliğinde bütünleniş için çalışmaya da gelmedik. Rahman’a Kuran okutmaya geldik. Bu ne demektir? Bilişte oluş, Allah’ın dediğini deyişten öte aklın tekniğiyle bütünleniştir. Sıkıntı yok! Hepimizin yapması gereken buydu ve yaptık. Dava org çalmak da değildir. Org çaldı, çaldık. Seslendik. Herkes orgu dinledi. Tekne kalktı, yol adı. Ama o teknede insan soyu yoktu. Neden? Ruhsal Kuranı’nı kotlayamadığından. Bir şey daha yoktu. Allah. Neden? Çünkü insanda olması gerekendir Allah. İnsanın olmadığı yerde Allah da olmaz.

Dağlarım, itibarı yüce olan İlim Ailem sizsiniz. Bütün’e kök söktürmeye değil, köklendirmeye geldik Bütün’ü. Unutmayın ki dünya yanlışsız bir yer olmalıdır. Gök Sözünü söylemelidir. Erilin dişile, dişilin erile ilmi vardır. Ekmeği aklın ekmeği olmalıdır. Yüreği toplumun kürsüsü olmalıdır ve Biz olmalıdır.

“Merhamet” der İlahi Kuran’da, ışıkta yoğunluklar. Merhamet var mı? Yok! Niye yok? Rahman’a Kuran olan ışık, merhametçi değildir, hakikiyetçidir. Kesindir.

Dalı ummanda olan, OLmuşsa yoldadır. OLmamışsa Kuran ondadır. Ama o Kuran’da yoktur. Özenli bir çalışma gerektirir yoğunlukların koyuluklarındaki Kaynak. O özenli çalışmayı biz yapıyoruz. Men-i hakiki olan. Yani hakiki olanı men eden, İslam’da yoktur. İslam, İnsan’dır. Bilinsin! Eğer insan Altın bir toplumsa ışığında her şey BİR’dir. Ve hepinizin bilmesi gerekir ki artık dünya insanı kaynağında bulunmalıdır. Ve o kaynakta kırıcı olmamalıdır. Eser yaparken öz güçle yapmalıdır. Çalı çırpı olmadığını dünyanın, anlamalıdır. Yaşamlara görevli olan da bunu bilmelidir. Şikayetim var mı? Yok. Ama bilinsin istedim. Cemaatimizin kürsüsünde Bütün’e güç katacak olanlar bulunur. Bütün’e güç katmayacak olanlar bu çalışmalara alınmazlar, bilinsin.

Etki alanınız genişlemekte şu anda. Ses bunu sağlar. Ve bu genişlikte hepimiz BİR’e hizmet için birleşiriz. Bunun içindir ki açılma konusu bu olsun istedim. Bugün yeni bir görev veriliyor dürümlere. Ve görevi veren Birlik burasıdır. Ve bu görev artık tüm insanlığı ilgilendirecek bir görevdir. Ekmek. Herkese verilecek ekmek. Ve o ekmeğin geçiş sayfalanışı. Ocak tohumlanışı. Işık yakışı. Bütün kötülüklerin aşılması. Ve Kaynağın tabiata çekilişi. Hepimiz birlikte bunu yaparız, yapmalıyız da. Nefesimiz yeter de biz tüm insanlığın bunu yapmasını bekliyoruz. Eğer insanlık hak ederse bu olur. Eğer insanlık hak etmezse bu olmaz.

Söküldüğü zaman yücelik tüm sessiz sayfalardan, orada yine dünya kalır. Ve o dünyanın mutlu ve huzurlu olması hepimizin temennisidir. Ve bu mutlu ve huzurlu dünya, üstünde varlık olan tüm yaşamlarla mutlu oluştur. Ki bizler bunu bekleriz. Ark akıyor. Hepimiz akıyoruz ama dünyanın akışında birliklerin akmasını bekliyoruz. Süper İnsanlık eşikte değil, ışıktadır. Bu kesindir. Ki dünya insanlığı o ışıkta olduğunda Kaynak Işık olan o çoban çalışmalar da Bütün’e hizmetçi olacaklar. İlim Aileleri bunu anlamalıdırlar.

Hepinizin hepimize ilmi vardır. Hepimizin insan soyuna ilmi vardır. Allah’ın tohumu olan insana ilmi vardır hepimizin ama bilmek gerek. Bilmeden Kaynağa inmek mümkün değildir. Bunu açık verdim bugün. Süper İnsanlık Realitesi Derneği, ağır yükü hafifletir, ruhunda bu güç vardır. Bunu net bilin. Hepinizin net bilmesini istediğim diğer bir husus, elimiz Allah’ındır. Ve Allah Biz oldukça, Yol’da kontrolsüzlük asla olmaz.

İyi ki kökler, Gökler ve tüm sessiz sayfalar bugün buradalar. Şikayet etmeyin burada çok kişi yok diye! Okumayı bilenleri aldık bugün buraya. Okumayı bilmeyenlerin buraya geçme izni yoktur; bu kesindir. Bir tek şey daha söylemek isterim: Koruma altında olmayanlar kontrol kurabilirler. Tüm insan sayfaları koruyucu kayıtlarıyla dürümlere inmek istediklerinde girmelerine iznimiz yoktur.

Mürvet, insanın toplumuna ışık yakmaktır. Hepinizin hepimize gücü vardır demiştim ve Mürvet o gücü Bütün'e katmaktır. Şavkınız çok iyi bugün. Sizinle olmak bizler için mutluluktur ve umuttur. Hepinizi kucaklıyoruz. İşte bu.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 74 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol