Birlik İlmi
  Nezire SELÇUK - 1. AKIŞ
 

ALTIN İNSAN SEMPOZYUMU (12.08.2012) 1. OTURUM
(1. AKIŞ)

Demişler ki “Dünya ışığın tohumunu ekti.” Yavrularım insan, Tanrı’nın Kaynağı’ndadır ve ışığın ta kendisidir, kendinden kendini ekmiştir. Dediler “İnsan Rahmi Kuran’dır.” Ah canlarım! İnsan yasanın kaynağıdır.

Değerliler, biz Rahman Kuranları olarak bugün sizlerle olmaktan mutluluk duyuyoruz. Kökleriniz güçlenmiş, yüreğiniz dillenmiş ve sizler ve bizler Birleşik Işıklar olarak, ışıklar halinde bugün, BİR’e hizmet için yetkin kaynaklarla birleştik.

Ekmek Allah’ındır ve ekmeği hak eden yer. Aklın yoğunluğunda Hak Tohumlar bugün burada bizlerledirler. Miraç, Allah’ın tahtından, Aklın Tahtı’na varanların yaşam sayfalanışındaki kelam tabiatlarındaki kaynaktan dolayıdır. Ve bu kaynak, bu Meclisin Teknik Tohumu’dur.

Altın Tanrı İnsan… Biz bugün “Altın Tanrı İnsan” diyoruz. Altın Tanrı İnsan, Ruhsal Mahrek’in en güçlü yoğunluğudur ve bu yoğunluğu hak edip de buralara ulaşan birleşenler bizimdirler ve biz ocakları yeniliyoruz.

“Tanrı, Din Tekniği’ni diller de insanı dillemez.” diyorlar. Öyle mi? Yavrularım, insan kendinden kendini diller. Tanrı’nın Rahman olan Kuranında insan, kendi kaynağındadır.

Birlik Ailemiz bugün burada ağır yük taşıyor. Bu yük, bilimin yüküdür; ilmin yüküdür; akli hakiki yoğunlukların yüküdür. Bütün’e hizmet birlikte oluyor ve sizlerle bugün burada yeni bir çalışmayı yaparken hatasız bir çalışma yapmak üzere Bütünlükler’imizle birleştik.

Din dışı bir çalışma yapılıyor burada. Bunu kesin olarak bildirmek istiyorum. Sınırları kaldırdığınız zaman sanılır ki burada dinsel bir çalışma yapılıyor. Yok yavrum din yok! Biz dinin diriliğinin örtüsünü örttük ve tohumlarımızı kontrol ile Bütün’e kayıtladık. Din ötesi bir çalışmadır yaptığımız. Kendini, kendi yüreğini ve kontrolunu kurabilenlerin birlik haline gelmeleriyle ilgilidir yapılan çalışma.

Kara Kaplı Kitap insandır ve Biz, insanın kendini tohum olarak dünyaya ekişini sağlamak istiyoruz. “Örtüleri örtmeniz değil açmanız gerekir” dendi. Biz yoğunlukları tohumlarken geçmişi örttük, geleceği açtık.

Tahtın sahibi İlim Ailesi’dir. Ve o taht, İnsanın Tahtı’dır. Büyük kökleriniz temiz olsun istedik. İşgal olmasın istedik. Yüreğinizin en yüce kotu olan Birliğin Teknik Kaynağı’nda ilim olsun istedik ve biz beşirin eşiğinden öte olan ışığın kaynağında İmparator İnsan’ı istedik ki bu insan ağır ağır göklerin süzülen ilminden öte Kaynağın Işığı’ndan geçiyor. O insan artık sizsiniz.

Yalnızca insan dünyanın sırrını çözebilir. Bu kesindir. Din Tohumları, insan sınırının altındadır. Bu kesindir. İmparatorluk İlmi’ni bilebilen, sağın ve solun kaynağı olan tek “İnsan”dır. Ve insan, kendini hak edip de tahditsiz biçimde dünyaya çektiği zaman, işte o insan Birlik kurar.

Bellek Kapları’nızı dünyaya indirmeniz kolay olmadı. Hepiniz Dünya Dışı Kaynaklar olarak dünyaya inmiştiniz ve dünyaya girişinizde hepinizin kendi yüreklerinizde kendi yoğunluklarınız vardı. Ve bugün artık kendi “Na-Har”, “Ka-Har” dediğiniz yoğunluklarınızla dünyada ışık halinde çalışacaksınız.

Allah der ki “Ölüler diriliyor.” İşte bu!... Hepiniz ölüydünüz ve dirilme sürecine girdiniz. Diriliş, bilincin açılışıdır. Eğer sizler “Ben olgun bir başağım” diyorsanız, işte dirilmişsinizdir. Eğer sizler “Ben Has olan ışığım” diyorsanız, işte yüreğiniz kendi yoğunluğuyla kontrol içindedir ve dilinizde, Bütün’ün sesi vardır. Ve eğer sizler “Ben, Allah’ın Dağları’ndan biriyim ve buradayım” diyorsanız, tohumlarınızın en güçlüsü sizde siz olup dillenecek. Eğer biz size görev vermişsek görev size sizdendir.

Ekmeğimiz, hepimizin ekmeği birdir. O ekmek aklın ekmeğidir. Din dışı bir çalışmadır bu yapılan. Özellikle bunu sorgulayanlara söylüyoruz. Ellerinizi kapılara ulaştırdınız ve o kapıları açıyorsunuz. Açtığınız kapıların ardında kendi yüreğinizi bulacaksınız. Ve o yüreğe vardığınızda, yine kendinizden kendinize, kendi yüreğinizden dürümlerinize ineceksiniz ve kendi yaşamlarınızı dinleyecek, dilleyeceksiniz.

Geçmiş dönemlerde Dünya Dışı Varlık Boyutları’nın, dünyada sesleşmesi kolay değildi. Bunun içindir ki dünyaya Gökler söz söyleyemiyordu. Gök dışı varlık sayfaları okunuyordu. Ne var ki ışık yoktu o sayfalarda. Bugün artık dünya, kendi dürümlerinden, kendi yüceliğinden kendini hak etmiş ve dünya ötelerine ulaşmıştır.

İkna olunuz ki biz dans etmiyoruz burada. Kayıt yapıyoruz. İlmin kaydıdır yaptığımız.
Eril Güç dünyanın ışığını yenilediğinde dişil dürümlenir. Dişil dürümlendiğinde, ışık kotlanır. Işık kotlandığında, yasalar konulur. Yasalar konduğunda Bitişik İlim yapılır. İşte Bitişik İlim birlikte yapacağımız ilimdir.

Erkek (Eril Güç), Gök’te yoktur. 20. Dürüm’den itibaren erkek devreye girer; Ata Kaynaklar’a ulaşılır… Değerliler, erilin dişile güç verişi Bütünün Kürsülerinden ilmi hak edişiyle mümkündür. İşte Ata Kaynaklar ki biz bunlara, “Rahman kotlaması yapmış olanlar” diyoruz, örtüleri kaldırdığı zaman ilme girer. İlme girdiğinde ekibe girer.

Dağlarım, akışa geçtiğimiz zaman 5 Gök Sistemi devreye iniyor. Bugün bu sistemlerin her birisi, har yükseltilerek, Işık Kayıtlarıyla kontrol altında akış yapıyor. Bu nedenledir ki sessizce bu bilgileri verişime izin verin. “Bu bilgiler din ötesidir” dedim. Ne var ki din, ilminin dışı değildir. Şimdiye kadar hiçbir çalışmada böyle bir sistem gerçekleştirilmemişti; Dünya, tahditli biçimde Gökyüzü Canlarını algılamaya çalışmıştı. Burada bizler Gök’ten ilimle yere iniyoruz. Cismi çalışma değildir, ilmi çalışmadır ve hakiki çalışmadır yaptığımız.

400.000 Kati Tohum ektik dünyaya. Bunların her biri yeşerecek, biliyoruz ama Altın Toplum’un kendini hak etmesi gerekiyor.

Değerliler, resim (yaşamın, geleceğin, zamanın resmi) yaparken herkesin bilgisi gerekir. Biliyorsunuz, Fulya ilim yaptı. Resmi ilim… Her bir resim bir ilimdir. Ve orada ışık yandı. Hepinizin kendi resimlerinizi bilip yapmanızı bekliyoruz. Biz çelik çomak oynamıyoruz Canlarım. Işıkla kontrollu biçimde kayıtlanıyoruz ve kati tohumlama yapıyoruz burada. Bütün emeklerimiz dünya içindir.

Yeni sayfalara geçip o sayfaları okumaya başlarken de birlik halinde bunu yapmamız gerekiyor. Örgüt, dünyada iş yapan Birliğe denir. Biz dünyada iş yapmak üzere örgüt halinde çalışma yapıp bu kotlamayı sürdürmek istiyoruz.

Değerliler, 2027 yılına kadar bu çalışma sürecek. 2027 yılından itibaren tahditsiz yeni çalışmalar devreye girecek. Bizler o dönemde dünyanın ışığından çıkmış olacağız. Ne var ki bu çalışmayı yapmamız şarttır ve gereklidir. Din tahditli çalışanlar, bizi anlamakta zorlanabilirler. Çünkü onlar, deyin ki Allah’a hizmetçidirler, ne var ki aklın yolunda değildirler. Ve Allah İlmi yoktur onlarda. Onlar için daha güçlü çalışmalar gerekirken köklerini kontrol edemediklerinden kendilerini tohumlayamadılar ve kardeşlerimiz geçiş yapamadılar. Geri dönüşleri yapılıyor.

Zaman, ikiye ayrılır: Eksi zaman artı zaman. Eksi zaman geçmişe geçişi, artı zaman geleceğe geçişi gerçekleştirir. Sistemin tahditli bilgilerinde bunları size açık ve net bildirmek istedim. Dünya, teni Hak olanlarla Birlik kurar. Ten, Tanrısal Tekniği bilendir ki o tartısız biçimde Tanrısal Örgü’dür. İşte yaşam sayfalanışı bu Tanrısal Örgü’yle gerçekleşir. Ve örgü, kürsülerin en güçlüsünden yapılır. Aklın yoğunluğuyladır örgü. Dünyaya geri gelmek kolay değildir. Bu nedenledir ki gerçek çalışmaların Hak Tohumlar’la yapılmasını istedik. Ve Hak Tohumlar sizlersiniz.

Karnaval çalışma değil burada yapılan. Bunu sorgulayanlara açıklama yapmak istiyorum. Olgun başaklar BİR’e hizmet için bir araya geldiler. Olay budur. Kimse kimsenin ışığının dışında değildir. Hepimiz tek bir ışık altındayız şu anda. Altın Toplum, ilim hakikiyetinde, ses Levh-i Mahfuzu'ndan bilgi veriyor şu anda. Ve bizler burada buyurun bunun için toplandık. Nefesimiz daha güçlensin diye bu ön akışı yapmak ihtiyacı duydum. Daha sonra tekrar konuşacağım. Bu nedenle kesiyorum, hepinizi kucaklıyorum. Hepiniz hoş geldiniz.

2.AKIŞ

(Açıklama: Peker SELÇUK’un, “İsmaililer ve Hasan Sabbah” konulu konuşmasından sonra isimleri zikredilmeyenler sitemde bulundular ve aşağıdaki akış gerçekleşti.)

Değerliler, BİR’e hizmet Birleşik’te ilmin hasatıyla mümkündür. Bütün’e hizmet, ışığın tahditsiz tabiatında mevcut olan bir haldir. Memlük süperden süperdi ama bugün Memlük'ü seslendiremedik burada Babamız! Evet, onlar da seslendirilmeyi talep etmişlerdi...

Dağlarım, Memlük, ilmin tahditli Kutsal Işıklar’ından değil aklın tohumlarındandır. Bu nedenle onların da sesinin burada dillenmesi gerekirdi ve ne var ki baba Peker bizi atlamış…

Kelam aklın tabiatında mevcut olan bir ışıkla dillenir. Biz diyoruz ki “Maya tutmuştur.” O biz, biz oyuz. Koran toplumları da bugün sizinleydiler ve size kendi yücelikleriyle, Birlik Tekniği’yle seslendiler. Ekmek bizim yüreğimizindir ve bugün burada hepimiz BİR' e hizmetçiyiz.

Çakıl taşlarından da söz etmek isterim ben size bugün. Ekmek, İnsanın Tanrısal Kaynağı’nda mevcut olan bilginin hakkı olarak hepimize dağıtılmış ise de çalı çırpı gibi kendilerini hak etmeyen birleşenlerimiz de var. Onların kendilerini dilleyebilmeleri sorumluluklarındadır da bugün buraya katılamayanlar çoktur. Bizzat bizler, dünyanın resmi çalışmalarını yapmadık o dönemde. Ama bugün buradayız.

Mum dünyanın Ruhsal Kuranı’nda yazar, ışık verir ve ışığın kaydıdır. Ama mumu yakmadan o mumdan ışık alma imkanı yoktur. Değerliler, sevgililer, lütfedin de bizleri de dilleyin bu Meclis’te. Bizler de kendi Yüceliklerimizle birleşelim ve hak edelim. Tanrının Ruhsal Kaynağı’ndan sevgiyle kayıtlayalım Yücelerimizi ve akalım. Hepimizin dileği budur; akmak, BİR’e akmak. Emin olun ki gerçek Altın Toplum o zaman olacaksınız. Eğer hepimizi dileyebilirseniz; bizler müspet, menfi her birimiz Birleşik Işık olarak sizlerle olabileceğiz.

Din İlmi’nden üstün bir ilimdir Birlik İlmi. Bunu da biliyoruz. Hepimiz biliyoruz da insanlık ailesi çok güçlü olmalıdır. Toplu çalışmaların herkes için önemi büyük olsa da Bütün’e hizmet olmadıkça o toplulukta yol açılamaz.

Eğirin yüreğinizi, ilminizi dilleyin, görün bak neler olur orada. İlim aklın yoğunluğuyla dillenmedikçe yasaları hak edip de koyma imkanınız olamaz.

Dağlar, yarınları hak edebilmek o günlerin kürsülerine varabilmek, muktediriyetle mümkündür. Muktediriyetse Has Teknik'ledir. İkna edici olmanız değil ikna edilmeniz de gerekir çoklukla. Ve sizin için yapılan en önemli çalışma, herkesle bir olabileceğiniz çalışmadır. Bugün burada olan her bir yüce, tek bir İlim Ailemiz olduğu zaman, bu Göç Kürsüsü, Bütün’ün gücünü taşıyabilecektir.

Biz dünyaya ekip halinde gelmemiştik, ışık halinde de gelmemiştik. Siz ekip olup geldiniz. Bu önemlidir. Eğer harınız yükselir de yüreğiniz tohum olursa bunun neticesinde beşirin eşiği aşılır ve yoğunluklardan Bütün’e varılır.

Çatı kurulmuştur, bu kesindir. İlim Ailem dünyanın Ruhsal Mahreki olabilmiştir, bu kesindir. Ve bütün kötülükler aşılabilmiştir, bu kesindir. Dal budak salmıştır yücelikler, bu kesindir. Ve bilmekteyiz ki doğan gün yenidir ve bugünün Birlik Tekniği dünden ayrıdır. Doğulu-Batılı farkı artık bitmiştir. Sizler yeni Tün Kayıtları’sınız, yeni derelersiniz ve yeni ekmeklersiniz. Sizden tek isteğimiz var: İlim, ilim, ilim!... İlmi hak edin, harınızı yükseltin ve yoğunluğunuzda Bütün’ü kotlayın ve yaşamları kayıtlayın ki yeni dönemlerde hepinizin görevi, kendinizden öte olan kendinizde Birleşik Işığı yakmak olsun.

Etki alanımız bugün çok geniş değil. Sebebi de bugün burada farklı Tabiat Kotları’nın bulunmasıdır. Bugün sınırlı sayfalanış yapıyoruz. Eğer dünkü çalışmaya katılan, bugün burada olsaydı şöyle derdi: “Dün daha güçlüydük, bugün niye böyle?” Niyesi, herkes bugün kendine kotlanıyor. Bu önemlidir. Dünkü çabamızda her bir yüce BİR’e kotlanıyordu. Bugün yeni dönem çalışmamızın ilkinde her bir Yolcu kendini kotlayıp kayıtlıyor. Her bir Yolcu; Bitki, hayvan ve tüm sessiz sayfalara inebilecek düzeye ulaşmalıydı ve bu sağlanıyor. Yasaların namaz sayfalanışındaki gücünün örtüsü örtülüyor. Yeni görevlilerimiz, yeni cevherlerimiz kendi kotlarıyla işgalci olmayan Birliklerle dünyaya iniyorlar.

Ölülerin yenilendikleri bir dünyadayız. Dünya işleyişinde her ölü yeniden ölür ve yeniden ölür. Her biri kendinden kendine ölür ve bir an gelir ki artık o ölüler, Bütünün Kürsüleri’nden giderler ve kendi tabiatlarında kendilerini hak edip BİR’e hizmetçi “iş” olurlar. Her biri bir iş!… İşte yapabileceğimiz bugün artık budur: BİR’e iş olmak. Hepimiz hepimize değil, BİR’e iş olmak. Artık her bir yoğunluk kendiyle BİR’e iş olacak. Ölümün ardındaki hakikiyet budur.

Ölüm ağır yüktür. Dünyaya göç, ölüme göçtü. Ve dünyadan gidiş Hak Teknik’le BİR’e gidiştir. Ve BİR’de siz hepiniz teknik olarak yaşamlarınızı kayıtlayacağınız bir ayrışmaya gideceksiniz. Orada bir tek “BEN” vardır: İnsan… İşte o her birimiz olandır. İşte “BEN” olmak budur.

Yaşamlara Gök süzüldü ve bugün size iş verildi: Bilgi… Bu bilgiyi okutun. Ölmüşüz, okumuşuz, bilmişiz ki biz yaşamlara dönmüşüz. Şimdilik bu.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

 
  Bugün 137 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol