Birlik İlmi
  Av. Nezire SELÇUK- BEDENİM VE BEN
 

14.10.2012 İNSAN KAYNAK SEMPOZYUMU
BEDENİM VE BEN

Ben bir transformasyonum. Bilgiyi alırım; direkt alırım; Eril’den alırım. Eril Arz Gücü’dür. Bilgiyi transforme ederim. Arşa kayıtlarım. Dişil’e kayıtlarım. Dişildir kayıtladığım. Ve Arş’a uzanan, benim kayıtladığımı alır, transforme eder ve Dişil’den alır ve Arz’a akıtır. Sistemin işleyişi böyledir. Eril Dişil’i yaratır.

Dağlarım; bedenim Allah’ın teknolojik kotudur. Biz Rahman’a Kuran olanlar Allah olanlar… Kendi yüreğimizde Allah var mı, yok mu? Allah bizden ne kadar uzak? Biz Allah’a ne kadar yakınız? Zaman sayfalarını çevirin. Ben RA-KA-HAR olan Allah. Yahu, sen ben var mı!? Biz hepimiz BİR değil miyiz!? Ati’de ben yeni bir Gök Sözü’yüm. Söz… Hepimiz Birleşik Işığız. Kemal Göz. Ha! Kim o? BİR. Hepimiz BİR’iz. Mektep kurduk. Toplu çalışmalar yapıyoruz. Ya ha, biz Allah değil miyiz? Kim kimden ırak, kim kimden uzak? Uzak mı? Yoo!..., biz O’yuz. Öksüz yetim değiliz. Hepimiz BİR’e hizmetçiyiz. Emin olun ki biz hala Dünya’yız.

Sonsuz sınırsız ışıktır bilgi. Başkanlık Divanları var dünyada. Bellek kaplarıdır onlar. Beden sayfalanışıdır bellek kabı oluş. Biliyor musunuz? Bilgiyi aldık, değerlendirdik. Değerlendirmek ne demektir? Ekip kurup mu değerlendiririz yoksa Hak Teknik’te tek başımıza mı? Muktediriyetle bildiririm ki ekip kurup değerlendiririz bilgiyi. Ben, bana ait bilgiyi, kendi beden sayfalamamda kayıtlarım. Benim kayıtladığım duygudur. Bilişin duyuşudur.

Yahu!, hepimiz kendi kendimize bilgi transformasyonu yaparız. Alırız, kayıtlarız; okuruz, tohumlarız; ışıkla dilleriz; ışığa kayıtlarız. Işık bilgidir. BİL’mişsek AL’mışızdır; OL’muşuzdur. Dağlarım, herkes net bilsin ki biliş, partiküler tohumdur. Okumayı bilen bilir ki o bilgi kotlanmıştır ve ışığa tohum olarak kayıtlanmıştır. Işık, o bilgiyi taşır. Ben O’yum. O halde ben bilgiyim.

Temizlik yaptık dünyada, teknik olarak. Nerede yaptık? İlimde yaptık. Yaptık mı? Yaptık. Olmuş mu? Olmuş. Özgürce yaptık. Aktık, aktık, aktık!… Bilişle aktık. Bilişle aktık… Hepimizin kendi bilişi değil, BİR’in bilişidir akış yapan. Ben, siz, hepimiz, bir tek ilim; okuyuş. Hepimiz birleştik ve okuduk. Neyi okuduk? Üzerinde Gök sözü olan bilgiyi okuduk. OLUŞ’tu bu. Ah! Yahu, yok muyduk orada? Her bir yaşam sayfasında vardık. OL’duk.

Öz Göç’tür bilgi. Hepinizin bilmesini istediğim teknik, bilişi hak ediş. Biz cemaatler görevdeyiz, nefes ile. Yahu nefes ne ki? İnsan. Ekran bizi gösteriyorsa iş budur. Hepimiz o ekranda ışık tohumlarıyız. Korkmayın! Biz zaman sayfalarıyız. Okunuyoruz. Okutuyoruz yüreğimizi, akıtıyoruz, birleşiyoruz, yasaları koyuyoruz. Ruhsal Muhamma olup, Kutsal Işık yakıp, ekip kurup, Allah İlmi’yle dillenip, bütünlenip… Hepimiz birleşiğiz.

Şimdi Dağlarım; netice, ekmek biziz. Yenmiş miyiz, yenmemiş miyiz? OL’duk ama okunmadık. Bildik ama dillenmedik. Zaman sayfalanışta biz yokuz. Öyle mi!? Var mıyız yoksa!? Koruma altına aldıklarımız var dünyada. Ölümleri ummanda, yürekleri Kutsal Işık’ta , Sultanlıkları kendi yoğunluklarında. Vallahi billahi onlarlayım ben. Örgüt halinde gelmek mutluluktur, Bütün’e hizmettir. Bir şeyin iş olması için o şeyin ilim olması gerekir. Eğer “iş ilimde hakikiyettedir” diyemezsek, emin olun ki o iş, iş değildir.

Demek isterim ki Dünya biziz. Bugün burada, yarın her bir sayfada bizden başka bir BİZ yok. Bütün’e hizmet budur. Öksüz yetim değiliz. İnsan soyu bizimdir. Biz, O’yuz.

Dönmeyin dünyaya. O dünya, Allah’ın toplumudur. Bakmayın insan var mı diye. Her seste vardır. Hepimiz insanlarız. Dünya, zaman sayfalanışında kırılmış, kısırlaşmış, kusurlu hale gelmişse, ilim olmadığındandır. Eğer ilim olursa; Dünya, Kutsal Işıma’ya başlar. Özgürce ve bütünlükçe, birlikçe, bizce… Vallahi biz insanız.

Darboğazdan geçiyor dünya. Öksüz yetim bırakmamak için çabalıyor. Özgürce ve göksüzce ama Gök söz söylemeli de öksüz olmamalı Dünya. Hadi bakalım, gelin kontrol kuralım. Var mı dünya!? Biz var mıyız!? Yoksa biz yok muyuz!? Gövdemiz var ama bu gövde Hak mıdır!? Yolumuz var mıdır!?

Omuzlarımız yüklü. Gömüler var dünyada. Gömüler. Mektep kurmaya çabalıyorlar. Hepsi define… Ama yoklar. Neden!? Küçücük küçücük ışıklarıyla kendilerini dilliyorlar ama yok edilmişler. Sevgisizler. Sessizler. Kesinlikle kisvesizler. Yoklar. Öyleyse olmalılar. Ne yapmalıyız!? Birlik kurmalıyız. Bugün burada Birlik kurduk. Bu Birlik ağır yükü hafifletebilecek bir Birlik… Işımaya başladı dürümlerimiz. Biz, Allah’ın tabiatında hasat yapanlarız. Bu kesindir…

Birçoğumuz diyoruz ki “Ulular Diyarı’nın Ruhsal Kuranları’ydık, niye dünyadayız?” Sömürü dünyada olmaktadır. Bir sömürüdür dünya. Sömürü yoğunluğudur. Herkes gelir kendini sömürür. Başkasını değil. Nesillerin nesilleri ve onların nesilleri ve tüm nesiller, hepsi sömürüldüler. Kendilerince. Kendilerinden kendilerine. Netice olarak, bin dağ bir tek ışık olduğunda, o dağ Kuran olur, okunur. İşte biz okunduk.

Görevimiz Allah’a hizmet. Bunu bilmeyen yok. Ve biz, aklın yoğunluğundakiler, Allah’ın ışıklarıyız. Bugüne kadar yaptığımız tüm çalışmalar, resim çalışmalarıydı. Yaşamı resmettik hep. Ama ışıksız bir resim. Öyleyse artık Birlik kuralım. Önemli olan Dünyanın Kuranı’nın okutulmasıdır.

İnsan, tohum olduğu zamandan beri Kutsal Işık için çalıştı. Ve o bir kontrol kabıdır. Kendini ve kendi tekniğiyle Bütün’ü kontrol için yaratıldı. Öyleyse yaratılan bu kontrol kabı, insan olup insanlık yapıp Rahman olup Kuran olup ilimle dillenmelidir ki kontrol kurabilsin; kontrol kurulabilsin. Eğer biz bunu yapabilirsek… Ben değil, BİZ yapabiliriz. Tek tek hiç birimiz buna kadir değiliz.

Varlık Boyutları’nda dünyanın kontrolü gerekir. Ekip kurmamız bunun için şarttı. Her birimiz Türkiye’de çalışmaya geldik. Tüm insan soyları Türkiye için çalışacak demiştik. Türkiye örgüt haline gelmelidir demiştik ve bugün bu örgüt kuruldu. Koruma altına aldığınız her şey sizinle ilgilidir. Bugüne kadar hepiniz kendi yüreklerinizde kendi tohumlarınızı korudunuz. Ama bir tekiniz bile kendi dışınızdakileri korumayı düşünmediniz. Sadece kendiniz. Sadece kendiniz. Ama “Ben herkesi koruyacağım” diyen çıktı mı? “Bütün’ü koruyacağım” diyen. Teknolojik olarak BİR’e hizmette, Bütün’e hizmettedir. Ve sizler, “Ben varım ama başkası yok” derseniz kendi yoğunluğunuzda dahi koruma altına alınamazsınız.

Bütün’e hizmet için birleşmek gerekir. Ve hepinizin kendinizde olanın ötesinde kendi toplumlarınızın ötelerindekileri de korumanız gerekir. Birlik Tekniği’nde bu vardır. Koruma altında tutacaklarınız sizinle ilişkilendirilmemeliler. Sadece korunmalılar. “Ben bana ait olanı koruyabilirim, başkası beni ilgilendirmez” dediğinizce kırılmışsınızdır demektir.

Buraya kadar her şeyi anladık. Ama bundan ötesi de var. Atlanta Ana Kaftanı… Size bundan ilk kez söz etmedim. Daha evvel de söz ettim. Birçoğunuz “Ben görevliyim” dediniz. Öyle ya, görevinizi biliyorsunuz. Peki, bu görev neyin nesi!? Kim neye görevli? Altın Toplum kendini hak etti. Öyleyse Altın Toplum, Birleşik Işığa görev yaptı. Birleşik Işık, ilmin sayfalanışını gerçekleştirdi. Öz Görev buydu ve bunu hak etti, başardı. Bugünden itibaren yeni sayfalanışa geçiliyor ki bu sayfalanış, yine kendi yoğunluğunuzda olacak. Bellek kaplarınızı, kendi yüreğinizi alıp Gök Sözü söyleyeceksiniz. Gök Sözü, ilmin sistemiyle söylenir.

Değerliler, ölümlü bir dünya, ölümsüz bir yüceliğe varıyor. Bu kesindir. Ne demek ölümlü dünya? Sanal Boyut’tu dünya. Ölüler Diyarı’ydı dünya. Gök Sözü’nü söyleyecek dürümde olmayanların, kendi yoğunluklarıyla kayıtlandıkları ve kendi değerleriyle dürümlendikleri bir yerdi dünya. Bundan sonraki süreçte artık dünya, kati tohum yaşamlarında bulunacak. Rahman Kuran’ı olacak. Yeni dönem bu şekilde devreye giriyor.

Rahman, toplumların kotlanışını sağlayanlara denir. Onlara verilen bir isimdir. Rahman, kotlama yapar. Bütün’ü tohumlar. Yoğunlaşır, ışığı yakar ve yeni dönemleri kayıtlar. Beden sayfalanışıdır yaptığı.

Hepiniz, bedensel transformatörlersiniz, dönüştürücülersiniz. Her şeyi alır, değerlendirir, diri kayıtlama yaparsınız. Diri kayıtlama, müspet tohumlama demek değildir, Birlik Kotlaması’yla gerçekleşen, yaşam kayıtlamasıdır. Bunları anlayabileceğinizi ümit ediyorum.

Bizler, “merkez kayıt” yapanlarız. 7. Dönem’i başlatırken, nefsin ışığından öte olan Sistem- Düzen - Nizam Gök Sözü’nden öte, sessiz sayfalarda dillenen Birlikler’le yapıyoruz bunu. Değerliler, kulluktur yaptığımız. Bu kesindir. Özgür ve hakim olarak bildiriyoruz sizlere bilgiyi.

Burada bulunmanızın teknik olarak ışığa kayıtlanmak olduğunu da bilmenizi bekleriz. Hepiniz şu anda ışığa kayıtlanıyorsunuz. Köprü kuruyoruz Yüceliklere ışıkla. Ve Işık Toplumlar, Işık Tohumlar olarak partiküler kotlamayla ağır ağır dürümleniyoruz. Ve Bütün’e kayıtlanıyoruz. Sıkıntı yok. Her şey basit bir çerçevede gerçekleşiyor ve cevheri düzeyde gerçekleşiyor. Etki alanınız geçişkenleşiyor. Eril Gök, Dişil Gök oluyor. Hepinizin Gök’ü kendi yüreğiniz…

Sevgililer, mehir verdik bugün yüreklerinize. Eskinin gücünden üstün yeni bir güç… Ve bu güç Birlik’tir. “Müracaat ilim” demiştik herkes için. Ve “müracaat insan”, Atlanta Ana Kaynakları, Işık Kotları… Bütün’e, Hira’nın gücünün örtüsünü örten yeni bir güç, İsa, Musa, Muhamma, hepsinden öte olan yasa, Allah’ın yasası… Biz O’yuz… Ondan başka bir “O” yoktur.

Ölümlüler, Ölüler Diyarı Dünya yeni dönemini başlatıyor. Bugün burada hepimiz birlikte yeni dünyayı kotladık. “Yes!” dendi, işte bu! Değerliler, asla hatamız olmadı. Yeni dünya kendini hak etti ve kayıtladı ve tohumladı ve korudu… Bunu bilin. Bin dil, bir tek ilimdir. Hepinizin ilmi… O ilmi bilen, Allah’ı bilir.

Ağır yük taşıdık birlikte. Ve bugünden itibaren yeni dönemler için Birleşik Işık halinde çerçevesiz çalışmalar başlayacak. Eser yaptık Allah’ın İlmi’yle. Ve bu eser ışığın ışığıdır. O ışıkta biz varız ve bizim ışığımızın üstü başka bir ışık yoktur. Özgür ve hakim olarak bildiririz ki dürülen zamanların en üstünde yeni bir zaman dürümü var. O dürüm Allah’ın ilmiyledir. Şimdilik size vereceğim budur…


Nezire SELÇUK

 
  Bugün 25 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol