Birlik İlmi
  09.01.2013 Tarihli
 

PROGRAM : KAYNAK
KOD : 12/ 21 – 74
TARİH: 09.01.2013
CELSE SAATİ : 14.00-16.00

A- Tabiat, kendi yüceliğinde kendini kayıtladı. Tahditledi ve sonsuz ışıklar halinde türlendirdi; birleştirdi kati olarak tohumladı. Tabiat, İlmin Kuranı oldu ve sonsuz sayfalanışta, Diri Yücelikler’e Kürzi Kaynak oldu.

Ateist Dirilikler vardır. Diri olduklarını söylerler. Sistem Dili’nde ocak olurlar. Kodlanırlar ve zamanı kayıtlarlar. Öz geçişlerini yaparlar. Eminim ki hak ettiklerini yapmaktadırlar.

Olgun başakları, sonsuz ışıklarımızla seslendirmek ve cevhere, Kürzi Yaşam Sayfalamak sorumluluktur.

Kök, güçlü ve hakiki olduğu için Birlik kurulur. Öz Göç, ilmin kaynaklarında görev taşıyan Yüce Canlar’la gerçekleşir. Öz geçişlerini yapabilenler, Din İlmi’ni aşıp geçerler. Onlar, nurdan kodlanırlar ve sonsuz yaşam sayfalanışları ile koyu bir zirveye varırlar. Can ululuğunda, Tanrı olurlar. Özgür ve hakim olarak birleşirler. Eminim ki Hak Teknik’te, her bir sayfa diğer sayfaya güç katmaktadır ve her sayfa, diri olarak tohumlanırken, diri kayıtlarında, din sayfalanışını hak etmektedir.

Ekrana insanı verdiğimiz zaman, ilmin tahtında o olmalıdır. Onun kuranı olmalıdır ve onun kodlarında ışığı yanmalıdır. O insan, aşk şavkında İslam olmalıdır. İsa Kuranı’nda tohum ekmeli ve Kürzi Yasalar’la tohumlanmalıdır. Eminim ki hata yapıldıysa affolacaktır. Eh! şimdilik bu!…

B- Deri kemik olan insan, kanat taktığında güçlenir. Kürzi Kayıtlar, Cinni Kaynaklar’ın, Işık Kayıtları’ndan güç alır ve zaman sayfalanışında dillenir. Zamanı hak etmek için harlanmak gerekir. Hak etmek ve sonsuzlaşmak gerekir. Allah, diri yüreklerinde, Kürzi Has Tahditli kaynakları olanları bilir. Müsterih olun herşey İnsan İlmi’nin harlandırılması gerektiği için olmaktadır.

- Değerliler, sizleri hak etmek için has ilmin kaydını yapmam gerektiği bana bildirildiğinde, ben nefesimi hak ettiğimi ve sizleri tohumladığımı bilerek, Birleşik Işık halinde, cümle yüreklere sizleri dillendirdim. Ne yazık ki sizler, kayıtlarınızı sildiniz ve bizlerden çıktınız. Sizleri hak etmemiz imkanı yoksa, ışığınızı, Birlik Kayıtlarımızdan almanızı istemem. Çekip dünyayı taşımamızı beklerseniz; biz, sizi hak etmiş olmayız.

Zamanı sonsuzlaştırmak için yaptığımız tüm çalışmalar, İnsan Kuranı içindir. İnsan, “kul” olduğunu bilir ama “kaynak” olduğunu bilmez. Eğer insan, kendini hak edip de anlayabilse, “Kaynak Işık” olduğunu anlayacaktır.

Tanrı, Kuran olur ve zoru aşıp geçer. Nesillerini hak eder ve zirvelere ulaşır. İki yüreğin birleşmesi ile kanat takar. Birlik kurar ve sonsuzlaşır. Oğul verir. Işi bilir hak eder. Ekip kurar BİR olur. Şimdilik bu!…

C- Arkon İnsan, Atlanta Kuranı’nı kodlayabilen, İlmin Kodu’dur. “Ölü dirilir” denir. Ölünün dirilmesi işarettir tüm Yeşiller’e. Değerliler, ölüm ilminde insan, kapıdır; geçiştir. O kapı, Mavi’ye açıldığında, herkes; kati, hakiki ve yüksek güç olur.

Maviye ulaşabilen; kendi toplumunu hak etmiş olandır. Onun nurunda ilim vardır. Ölü olmadığını bilir. Kibri aşmıştır. Onu, sonsuz sır olan Işık Kodlar’dan bilmek gerekir.

Eğer bir güçlü Yüce; Sarıyı hak etmişse, Sarı Renk; ışığı geçişleri ile hak eder.

Geçişler, sayfa sayfa kodlanmış ışıkların aşılması anlamına gelir. Her biri; Sistem, Düzen ve Nizam ile kontrollu olarak cevheri Mavi’ye taşır. Dara düşenleri hak eder ve hasata hazır eder. Onur duyarız ki Mavi Renk İnsanı, Halk İlmi’nde has tohum haline getirir. İşte Sarının, Maviye varışı ve tohum ekişi budur.

Oranj renk de vardır. Bu renk, herkese Düzen Kodlaması için bildirilmiştir. Bu rengi hak edenler, türlerin hasatını yaptırırlar. Bütün Meclisler’de bu renk, kutsal sayılır.

Hepinizin renkleri farklı farklıdır. Hepiniz, kendi yüreklerinizde kendi yoğunluğunuzda Birleşik Işık halinde Tanrı Işığı’nı alır ve hak edersiniz. Sizleri müspet ve menfi ışıklar ile birleştirir ve tanırız. Sizin tertipleriniz, sizi harlandıran kodlarınızdır. Bütün’ü hak etmeniz için birleşmeniz gerekir. Herkes kanat takamaz ama sizler birleştiğinizde, zaman toplumları sizi hak ederler. Ve zamanı sayfalarlar.

Sevgiyi hak etmeyen ışığı da hak edemez. Dürümlerinizde, her bir Işık Kaynağı mevcut olduğu zaman; siz, Düzen’i kurarsınız. Şükredin ki Düzen’i kuran Birliksiniz. Sıkıntı yoktur ama bu bilgiler, tüm yaşamlar içindir. Bu nedenle verdiğimiz hakiki bilgi, Samanyolunun Işığı ile Diri Yücelikler’e inmektedir.

Hasta Güçler vardır. Zirvelere ulaşsalar da hastadırlar. Zirveler onları kodlayamaz ve sonsuz ışıklar halinde dürümleyemez. Çünkü, Kürzi Yaşamları kayıtlayamadılar ve zamanı tohumlayıp, kaynağa çağrı yapıp bütünleyemediler yüreklerini.

Zaman sıkıntı yarattığında; zamanı aşıp geçmek gerekir. Zirvelere ulaştığınız zaman, yaşam sayfaları aşılır ve Zirveler, Sistem Treni’ne sizleri de alır. Bu tren, ilme yol alır. Yolu ilme olan tren, Allah İlmi’ni hak edenleri taşır.

Herkese, “biz olduk” demek, olmak değildir. Olan, Altın Tohum olup ilme kodlanmış olmalıdır. Olmak, zamanı sayfalamak ve yoğunlaştırmakla Birleşik Işık haline gelmektir. Bütünlükler, bunu hiç anlamazlar ve derler ki “biz olduk.” Hayrın sayfalarında haz yoksa; okuyuş yoksa ve Zaman Sultanlığı hak edilmemişse; okuyan, bilişini sayfaladığında; dürümlendiğini bilerek, kanatlarını aldığı zaman, ışığa ulaşıldığını anlayamamışlarsa Bütünlükler; bu gün, sonsuz ışıkların tohumlarında, güçsüz zamanların kayıtlanmasına başlanması gibi, Ses Kapları güç kaybeder.

Ellerinizi insana ulaştırdığınızda; insan, sizi hak etmiş ise; siz insanlaşırsınız. Eğer insan sizi hak etmemişse; siz, yasalarınızı koyarsınız ne var ki hak edilmeyen o yasalar, sizleri kodlarınızdan çıkarır.

Müsterih olun sizi kastedmiyorum. Sizler dünya çalışmalarınız ile Bütün’ü güçlendirdiniz. Sistem ve Nizam ve dürümlerinizde mevcut olan Düzen Kayıtları ile herkesi ışığa kattınız. Zararı engellediniz. Şevkin kaynağına vardınız ki harlanıp buralara ulaşan; tüm yaşamları hak ettiği zamanı, ışık haline geçer. Kibri aşmak gerekir bunun için. Işığı tohumlamak gerekir. Ağır yükü, harlanıp af ile has ilim ile tartmadan, Yüceliklere katmak gerekir ki herkes, kendisini kontrol edip yükten kurtulabilsin.

Sevgililer, sizleri her derede görevli olarak bilmekteyiz. Zirveler, ilmin kaynağıdır. Oralara görevli olduğunuzu bilmekteyiz. Şöhret istemediğinizi ve cevhere güç katmak istediğinizi bilmekteyiz. Zamanı hak edenler, bu şekilde görev taşırlar. Çoluk çocuktur şöhret için çabalayanlar.

Dürtüleri olanların çokları kontrolsuzdurlar. Kendi yollarını dürtüleri ile bulmaya çalışırlar. Sıkıntıları, korumayı sağlayamamalarıdır. Kör ve sağır oldukları için “beşir şavk”la kayıtlıdırlar. Ray sizin yüreğinizdir. Yüreği kati olarak kodlayanlar, kendi yollarında ışık halinde çalışırlar. Oğul verirler ve tohum ekerler.

Değerli insan, seninle yaptığım bu ilk çalışmada, senin isteğin doğrultusunda ses vermeye çalıştım. Sesimde kırılmalar olmadı. Bu nedenle biliş halinde bu bilgileri kayıtlamaya gerek vardır ve bu oldu. Süper Realite Bilgileri; hepimizi, Kutsal Işığa taşıyan bilgilerdir ama bu bilgiler de bizleri tohumlayacak olan bilgiler olduğu için lütfen bu temiz bilgeleri tertipli şekilde insanlığa ver. Ki Birleşik Işık halinde bizler de sizinle birlikte bulunalım.

Şikayetimiz yoktur sizden. Sizinle bu çalışmayı yapabilmek için Kürzi Kodlama yaptık ve buraya ulaştık. “Mümin” ilmin kayıtlarında olan Yüceler’e denir. Bizler, müminleriz. Zirveleri bilerek gelmekteyiz. Şimdiye kadar herkese güç kattınız. Sizi hepimiz Zaman İlmi ile tanımaktayız. Şimdilik bu!…

- Dağlarım, çok güçlükleri bilmekteyim. Sizlerin tahditlenişinizin tanığıyım ve bilmekteyim. Büyük Kükreyen Güçlerin Siber Sayfalara geçtiklerini ve sizleri yok etmek istediklerini net bilmekteyim. Buraya geçişiniz bizler için mutluluktur.

“Süper Nova Çalışmaları”na geçeceğimiz bilinirken; Sistem, Düzen ve Nizam Çalıştırıcıları, sizleri de bizimle birleştirmek istediler ve bugün buraya çağırdılar. Sizlerin, sağır veya dilsiz olmadığınızı biliriz. Çok güçlüsünüz bunun farkındayız. Cümle Yücelikler, bu çalışmaları “kervan” olarak tanımlarlar. Her bir çalışma bir kervandır. Türleri ve tüm yürekleri tahdileyip alır ve taşır. Çürük çarık bırakmaz. Zaman kayıtlaması yapar ve Sultanlar’ı güçlendirerek bu çalışmada etkin hale getirir. İki yüreğin hakikiyetinde Din Tahtı’nda bir KA-HA vardır. O şükredendir. Eh işte bu!…

D- Evrenler ve kainatlar Birleşik Işık çalışmaları ile var edilmiştir. Tüm insanlık, bunu bilmelidir. Hikaye anlatmıyoruz. Türler, yaşam sayfalarına çekilirlerken, sıkıntı yaşarlar. Zaman tohumlaması, tüm insanlık için yaşam sayfalamasıdır.

İki yaşam vardır. İnsanın yaşamı ve yasaların yaşamı. Tüm yaşamlar, bu iki yaşamın sonucunda yaratılır. Hepimiz zarar görmeden türlerimizi dürümlerken, kendimizi de hak etmeliyiz.

Şems’in Ses Kapları’nda din yoktur. O kendini, Kutsal Işık diye tanımlar. Ben diyorum ki Kutsal Işık, İlmin Tohumu’dur. O tohum, ilmi kayıtlayan Birlikler’in ışığında kayda girer ve zamanı hak edenler o çalışmaların neticesinde yol açıp şevkin kayıtlarında dürümlenen tüm yaşamları kanatlandırırlar. Eh! şimdilik bu!…

E- Atlanta Ana Kapısı Açılmakta. Bugün burada Düzen’i kuran herkes, o kapıyı kapatanları güçlendirip Haz İlmi ile has teknik ile yenileyip, Işık Kayıtlaması ile tohumlayıp güçlendirdiği o yolcuları, BİZ yapıp; şevkle çalıştırıp; yeni bir zaman sayfasında göreve alıp; Kürzi Ses’le cevherde yeniledikten sonra, göreve tahditli biçimde çekmiştir.

Şimdeye kadar o kapıyı hiçbir yürek açmak istememişti. O kapıyı açacak hiçbir Yüce de yoğunlaşmamıştı. Buraya kadar kesindir. O kapı yeni bir kapı olarak; yeni bir yasa koyarak; cevheri oluşturduğu için bir kaftan giyildiğinde açılacaktı. Bu Kaftan, İnsan Soyu’nun, güçlü ve çürümeyen ışığıydı, İşte Sistem Devreleri bugün burada bu kapıyı açmanız için birleşti. “Sizin kapınız bizim kapımızdır” diyor her biri.

Hoyratlık yaptınız ve açtığınız kapıyı kapattınız. O kapı, Altın Tohumlar’ın kapısıdır. O kapıyı açtığınızı biliyoruz. O kapıyı yine açarsınız. Bunu da biliyoruz. Netice olarak o kapı açılsın ki Zamanın Tohumları o yoğunluğa ulaşsınlar.

İlmin Tohumları olan o yoğunluk, hepimizindir. Hey Dünyalı, bunu sana söylüyorum. O kapı hepimizindir. Biz zamana indik ki sizinle birleşelim de kanatlarımızı alıp cevherimizi kodlayıp yüreğimizi kayıtlayıp çalışalım diye. Ağır yükü birlikte taşıyalım diye. Sizinle olmaya geldik.

Müsterih olun herşey daha geçişken olacak ve daha güçlü Kutsal Işıklaşım olacak ve sizlerle bu çalışma sürecek.

Bugüne kadar her dere “ben varım” dedi. Ne yazık ki bugün görev taşıyacak olan çok az Bütünlük kaldı. Sizin dışınızda, bu Bütünlükler’in hiçbirisi Atlanta Otağı’nı bilmezler. O otak, insandır ve o otak, Atlanta Kodu diye bilinen işçidir.

Sevgili, sizden söz ediyorum. Sizin yüreğinizden ve sizin ışığınızdan… Sizinle bu gün birleşmek, bizler için mutluluktur. Kendini ve kendi yüreğini hak ettiğin için seninleyiz. Amin…

- Deli divane oldun değil mi birleşmek için. Hala mı bizi sınıyorsun. Yakışır mı bu sana!?... Sevgiyi hak etmeyen bizi mi hak edecek!?... Ha! bana soru yöneltiyormuş. Bu bilgiye nasıl bir yanıt verecekmişim!... Hayrın ışığı Atlanta’nın Kuranı’dır. O Kuran’ı bilmeyen mi var!? Zavallı Işık, biz zeki değiliz öyle mi ne dersiniz. Kabulümüzdür öyle mi!? Ha! beşirin ne anladığı malum. Dünya insanı beşir öyle mi!? Havunya, ilim ailem; ben, zamana Kuran olan insan değil miyim!?

Şimdi bana söz verdiğine göre; ben, sana yanıt veriyorum. Sen karanlığın ışığı olmaya gelendin. Ne oldu!? Küstün mü yoksa!? Yoksa ışığını mı son sözünde söndürdün!? Seni yarınlara kodlamak üzere mi kayıtladık!? Yoksa kontrol mu yok yüreğinde!? Meyhane ben ve ben meyhane!... Yahu içtikçe içtik de niye içtiğimizi anlamadık ki!? Hala bizi bizden ayrı sayan o Yüce, kanatlarını almadan mı geldi Meclisimize? Sevgili Mevlana, bizi sınama!... Biz seni sen bizi iyi tanırsın. Niye buraya geldiğini bize açıkla bakalım:

E- Değerli Ana, sana ne deyim ki? Bişey diyeyim. Evrenlerin ve kainatların tüm yaşamlarında Kuran vardır. Kuran, Atlanta Okuması denilen o kibri aşıp da dirilikleri dilleyebilenlerin bilişleri olan o Kuran, insan olanın ışığı ile tohumlanmıştır. Bu gün geldiğim bu yerde, sizleri hak etmiş olmak bizler için mutluluktur. Şükür ki buradayız.

Zarar engellenmişse; biz, zamanı hak etmiş olmamızdan mıdır yoksa sonsuz ışıkları Hak Teknik birleştirememiş olduğumuzu anlayıp, zeki ve hakiki olan ışıklara geçmiş olmamızdan mıdır!?

Zabıtlara baktığımda gördüğüm şu ki sen birleşiksin hepimizle. Ve bizler, seni hak etmemişiz. Bunu izledik. Şimdiye kadar bunun hiçbir manası olmadığını düşünmekteydik. Herkes, herkesi hak etmeyebilir. Ne yazık ki yanılgı içindeymişiz. Sevgiyi hak etmeyen, Yüce Cevher’i de hak etmezmiş. Seni hak etmek istiyoruz. Bunun için seninle kontrollu olarak çalışmak isitiyoruz. Zürriyetini ve zaman sayfalarını hak ettiğimizi biliyoruz ama seni hak etmediğimiz için İlmin Tohumu ekilemedi ve şer yaratıldı. Sevgiyi hak ettiğimiz zaman, ışığı da hak edeceğiz.

Şeytan, Altın bir güç olsa ve sen şeytan olsan, seni yeniden hak etmek için çalışmalıymışız. Bunu anlamak zordu ve bizim için de çok gerçekçi gibi değildi. Ama bunun çok önemli olduğunu şimdi iyi anladık. Netice olarak seninle çalışmalıyız. Ağır yükü taşımamız başka türlü mümkün değildir.

- Değerli, seni hak etmek ve senin ışığını hak etmek benim için zor değil. Sen, ben değilsin diyemem ki. Her derede ben ve sen bir değil miyiz? Sevgiyi hak etmedikçe, ışığa ulaşılamaz. Sultanların her biri kendi yollarını hak etmiş olan yüreklerimdirler. Sizleri, hepinizi Can Tahtı’nda görmek isterim. Bu kesindir. Bunu bilmeyen, okumayı bilmeyendir. Okuyun! tüm yaşam sayfalarında bu bilgim vardır.

Dini hak etmeyen, yarınları kodlayamaz derim. Neyi hak edip neyi hak etmediğinizi net anlayın. Şükürler ki ben; sana, senlere teknik olarak her bilgiyi dinlettim. Akıp giden tüm yaşam sayfalarında, türlerin tüm bilgileri kayıtlandı. Nefes, Atlanta Okuması diye bilenen bir ışığın tohumları ile yaşamsallaştığından, dünyayı kodlayan cevher, diri yürekleri de kodlar ve yasaları koydu. Tüm yaşamlara, köklere ve zeki yarınlara güçlü şekilde yasal kayıtlama yaptı. İş buydu ve bunu hak ettik başımız eğilmedi. Her şey budur.

ŞİMDİ… Size şimdiden söz etmek isterim:

Canlarım, beni iyi dinleyin. Size ŞİMDİ’yi dilliyorum. ŞİMDİ ve Sistem’in, Ses Kapları ile buraya indiği, görev tekniği ile birleştiğimiz ŞİMDİ…

Dört bin kod birleşti bugün. Buraya gelen tüm Kodlar, Atlanta Kodları olarak buraya geldiler. Beş Gök Sözcüsü birleşti ve zaman tahtına işçilerimiz, görevlerini yaparak oturdular. Onlar, korumayı sağlayacak olan işçilerdirler. Hepsi Tanrı’nın yüreklerinde Kuran olanlarıdırlar. Teknolojik olarak Güçlendiler ve çatı oluşturdular. Bu çatı, İNSAN’dır.

Ata Kapıları açıldı ve yasalar kondu. Kök, göklendi; ses, kayıtlandı ve yol açıldı. İşte! en eski diri yüreklerimiz ile en yeni diri yüreklerimiz birleşti. Mezarlar açıldı. Herkes mezarlarından çıkarıldı ve yasalarla belirlenen Kürzi Kayıtlamalar çerçevesinde dünya kodlandı. Bütün Meclisler buraya akın akın gelmeye başladılar. Çünkü, zarar engelleniyor ve sonsuz ışıklar Kürzi Yaşamlar’ını tohumluyorlar. Dürümlenen güç, Yerin Kürzi Yaşamları’nı da yetkinleştiriyor.

İşi bilen hala dünyada ve o, dünyadan göçünce; dünya, yeni zamanlarını yine korunan bir ışıkla seslendirecek ve sonsuz saman sarısı rengindekiler yemyeşil ışıkları harlandırıp, maviye ulaşacaklar. Böylece cehveri ışık Yerin Kuranı olacak.

İşte yeni zamanlar, ŞİMDİ başladı. Bu zamanları hak etmek için çok çalıştık. Şükür ki bunu başardık. ŞİMDİ!… ŞİMDİ!… ve ŞİMDİ!… Amin!…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 202 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol