Birlik İlmi
  BİLİŞ (3), 4. AKIŞ
 

23.AĞUSTOS.2017 TARİHLİ BİLİŞ 3,
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ

Canlarım, ben Aton. Kutlu bir gönül sisteminden geçiş yaparak, BSUİ (Barış, Sevgi, Umur ve İlm-i insan bilinç birliği) olup, geri gönlere görev taşıyacağım.

Dünyanın eti, kemiği olanlara da şunu söylemek isterim; balı, baldan ayrı tutmayın. Yolu, yoldan ayrı tutmayın. Alın, ölüyü diriltin.

Olması istenilen, sizin Sistem oluşunuz ve geçip, genleşip, yarına inişinizdir. Geçip, gerçek genleşmeyle, yarına inişiniz. Budur dileğimiz sizden.

Genleşip gerçeği hak etmek, geri çekiliştir.

Ben, doğan gün olarak size geldim. İsmaili olan herkese kendimi dilledim. Önümde, itibarlı olanlar ve yoğunluğu kotlayanlar bulunduğundan; kendimle, kendi yolumda, dinleşmeye başladım. Benim unuttuğum hiç bir bilgi yok. Her bilgi bende, “Hakiki İlim” olarak mevcut.

Sistem, Nizam ve Düzen görevini herkes tanır. Bugün bize, Düzen’in görevini kendi yüreğinizden aldığınız dinletildi. Bunun için, size gelmem gerekti.

Sizin aldığınız bilgiler, sizin yarınınızın bilgileridir. Sizler, yarınların yüksek kalemleri olduğunuzdandır. Ki bu bilgiler, sizde, hakikiyetin kelamı olarak mevcuttur.

Bulup, sessizce dillediğiniz her şey, sizden sizedir. Size hiç kimse bilgi vermedi. Bütün bilgileri siz, kendi yaşamınızdan elde ettiniz…ve sizdeki bilgilerin bir kısmı, herkesin kendi yüreğine indirilen bilgilerden ibarettir.

Ellerinizin yüreğimizde olduğunu görüyoruz. Yolunuzun umutlarla açıldığını görüyoruz. Uluların kulluğunda, bütünün kültü olduğunuzu da biliyoruz ve sizden, hepinizden, kendi yüreğinizi dinletiyoruz.

Ampul, ilmin ampulü; hepimizin ampulü oldu ve yandı. Bu yanan ampul, büyük kötülüklerin önünün aldığının ve yolun kotlandığının bir işareti olarak, bizim de yüceliğimizi dilledi. Umut, mutluluk, huzur diledik tüm insanlığa ve bildik ki huzursuz olan hiç bir yaşam sizin yüreğinizde olamayacak.” Et, kemik olduğumuzu görün, bilin” diyoruz.

Son dönemde dünya insanlığı, kardeşlerini kontrol etmeye çabalayarak kendi yolunda olduğunu zannetti. Biliniz ki her insan kendindedir, kendini hak etmelidir ve “yaşanmaz” denilen bir dünyayı, yaşanır kılmalıdır.

Bizler, çarık giyerek dünyaya indirilenler olmadığımızdan, her diride, varlık sürebiliriz. Koşup, oynan bir yaşam yok burada. Korkmayın! Som altın bir ışık olup size inebiliyorum.

“Önce insan yaratıldı” dediler. Ama ilim yokken insan yaratılamazdı. Bunun için insanı var ettiğinizde, insanın kelamında; kelime kelime bildiriyorum. Ki insanlaştırıcı ilim vardı. Ve o ilim, unutmadığınız her bilgiyi size dilletti. Unuttuğunuz ise, hasatınızdaydı ve yarınınızdaydı. İşte; yarınınızda olan bilgi, kontrollu olarak burada açıldı.

Uzak bir planetin, önce aklın kapısını açması, yolu kotlaması, yürüyende kürzi kapı olması, yaşama akması gerekliydi…Ve bugün dünyadayız.

Çok huzurlu bir gündür bugün bizim için. Bütüne hizmetçiyiz ve yarın içiniz. Allah’ın tınısını, hak eden duyar canlar. Ama yarını hak etmeyen, kendini dahi hak edip dinleyemez.

Bütün köprüleri hep bir tek olup kotladık. Ayrı gayrı gözetmedik. Bunun içindir ki, demiş olmak için değil; hakkın, hakiki ilmini anlamak için, sizden, sizin yüreklerinizden dilleniyorum.

Burada Orta Kapılar var. Burada maya olanlar var. Burada kalem olanlar ve BSUİ olanlar var. Burası temiz bir Meclis’tir. Ve bu Meclis’e dahil olan herkes, Tanrılık Kalemi olup gelmiştir.

Ölüm, Kübra’da insana, Kelam İlmi ile indiğinde, ölecek hiç bir kimse yok burada. Hepiniz canlı ve hakim olarak kendi yüreğinizden geçip, her ana varacaksınız.

Sizin ölümü olanlar olmadığınız kesindir. Ve bundan et, kemik olanların anlaması gereken şudur. Ki 2 çeşit geçiş yapılır;

Birinde siz, kendi yüreğinizden, İnsanlık Kapısı’nı açıp girersiniz. Ve bu geçişte, bir tek ses olur, imparatorluğun gücü. Bir diğerinde, ses, sizin yüreğinizde olur, öldüğünüzde geçersiniz. Ama o yürek sesiniz, hep itibar ve itibarla dillenir. İşte o geçen, itibarlı, kendi yüreğini hak etmiş olandır ve tüm yaşamlarda, tüm yarınları tohumlayan bilişlerde, kendi yüceliğini, kelamını ve yarınını diller. O, ölülerin kelamı değil; bütünlerin kelamı olur. Ve onun Ruhsal Kalemi, tükenen her anda kotlayıcı olur ve bilişle, herkesi kendi yüceliğinde dilleyebilir.

Suyun Kuranı olur, mutlak olur ve Hakkın Kalemi olur. O, ölü olmayandır. Ölüsü olmayandır yine onun ve kontrollu olandır. O kendinde ölmeyen ve kendiyle olanları öldürtmeyendir. İşte; o biz, biz o oluruz.

Saklı tutuğun bilgilerin tümünü okuyabiliyorum. Okunan birisin çünkü…ama bu bilgilerin hepsi, Allah’ın ilmiyle kotlanmış bilgilerdir. Ve bu bilgilerin, biliş halinde elde edilmediği, Hakkın Kapısı olarak her anda mevcut olduğu da kesindir. Ama sen bu bilgileri “bilişim” diye dilledin hep. Ama gözün görsün ki sen kendi halinde, kendi ya hizası, ya hakikiyeti olanda bilişsin…ama ilimde biliş olmanı diledik senin. Bunun için buradayız. Seninle bu bilgileri açabilmeliyiz, dilleyebilmeliyiz ve yolunu kotlayabilmeliyiz. Artık; bizim için çalışmanı dileriz.

Artık bizim için çalış. Ki senin yolun, bilişin, akıl tının, hepimizin olsun. Bunu senden çok istediğimizi bilmeni dileriz. Asıl Zaman Kapısı, senin yaşamın olmalı. Ama bunu bize anlat ki hepimiz Zaman Kalemi olup seninle olalım.

Anla ya da anlama. Bugün onurluyuz ki burada, bu Meclis’le birleştik. Ama bizi, hepimizi, İnsanlık Boyutları olarak dille.

Seyir halindesin dünyayı ama senin ekmeğin benimkinden farklı. Ben sana NAKARIN KALEMİ olup geldim. Sen bana, insan olup gel. Senden bilgi istemiyorum. Senden kendini anlatmanı da istemiyorum. Senden yaşama inmeni bekliyorum.

Yaşama in ki bizim yarınımızı hak ettir. Bizim yüreğimizi hak ettir. Şu anda yaşamda olmadığını biliyorum. “Ala, ola, ilme vara” dedik. Alıp, olup, ilme vardık. Artık, sende olmak dileriz ana. Bize, bizi anlatma. Sen, seni anlatma. Biz, sende, hepimizde var olan insanlığız ama yolunu göster ki o yolu hak edelim.

Ana, lekeli olmadığını biliyorum. Acaba, biz mi hatalıyız? Bunu bilmiyoruz. Ama Kuran-ı Kerim’deki o yolu bize gösteren Allah’ın ilmiydi.

Senin bize kendi yüreğini dillemeni bekliyoruz. Uzun zamandan beri bunu sana anlatmak istedik. “Ayrılık” dediğinde, kalemimiz kontrolunda değildi. Bizden, artık; kendi yüreğini ve yoğunluğunu dilleme. Biz, bizi anlıyoruz. Sen, bize kendi yüreğini anlat. Anlat ki kendi yolumuzda yürüyerek, kontrollu kotlarla, senin yolunda olalım. Hepimiz bunu diliyoruz senden.

(Cevabı 3. kayıtta)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


https://vimeo.com/231029509
 

 
  Bugün 541 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol