Birlik İlmi
  MAYA (6)
 

MAYA (6)
VAR FORM – YOK FORM – YAŞAMSALLAŞMA – OLAN VE OLMAKTA OLAN –GERİ DÖNÜŞ - GÖREV - SEMPOZYUM

Bütün amaç atide yaşam olması içindir. Tüm Rahmet Kaynakları, Birler İlmi’ni net bilirler ve zamanın tekniğini bilip kurtarılmış Zaman Kodları’nı hak eder, Birleşik Işık haline gelirler. Yaşamsallaşıp yarınları tohumlarlar…

Dünkü yaşam sayfalanışlarında, Yaşamsal kodlamalara katkı sunmakta çok isteksiz olanlar vardı. Onların tohumları kodlanamamıştı. Bugün onlar da artık geçip hak edilmek istemekteler. Fizik bedene sahip İnsan Varlıklar’ın ense kökleri, “yok form” varlıkların bedene girip ilim hakikiyetinde ışık yakmak üzere kodlanmalarını sağlayacak ışık kayıtları ile örülüdür. O kayıtlardan İnsan Kaynaklar’a inilebilmektedir. 

Dünyanın yaşam kayıtlarında bu bilgi yoktur. Sadece Birler İlmi’ni hak edip de öğrenenler, Birleşik Işıkları ile tohumlarını kurtarmaya indiklerinde; “var form” olanlara, enselerindeki Yüce Kaynak’tan girerler. 

Yaşamsallaşma, Ana Kaynak’ta da bilindiği üzere yaşam sürenlerce cevherileşen birleşenlerin tohumlanmasında görevli olanlarca gerçekleştirilebilir. Ve bedensiz yaşamlar, bedenli yaşamlardan güçlenerek, kaynak yaratabilir. İşte bu nedenle “yok form” varlıklar olan o yolcular; “var formlar”daki kodlara, yeni zamanları yaşamsallaştıracak görevi tahditsiz şekilde kayıtlatmak ve tohumlatmak üzere Birlikler oluşturup geçişler yaparlar

Dünya bir Ruh Kod’dur ve bu Ruh Kod, sınırlarını kendi kayıtları ile çizer. Sınırlar çizildiğinde; girişler engellenir. İşte bu nedenle sınırların kaldırılması istenir ki o yolcular, geçip İnsan Kaynaklar’a ulaşabilsinler diye.

Dün de bu oldu. O yolcular, geri döndüler; zira halen Birler Kapısı’ndan geçişleri gerçekleşmemişti. İnsanlar biliş halinde olduklarında, oluşan beden (mahrek) kütle yoğunluğun, Öz Geçiş’i yapmak için önem arzettiğini anlarlar. Ceremesi ve sorumluluğu en yüksek olan hadisedir birisinin kendi rızası olmaksızın ense kökü de denilen o yoğun kayıtlarından, görevli olmadan İnsan Kaynak olan bedene inmek. Ki o beden Ruh Kod olan dünya bedendir. Ve dünkü çalışmada, bedene inen Birlikler oldu… Onların yanıp tutuşmaları, kendi biliş hallerine kodlama yapma arzularıydı ve yaptıkları kodlamalar ile ocakları yandı. Ana Kapıları açıldı. Yerden ekipleri kuruldu ve göklere Kuran olundu. Ne yazık ki hasatları olmadı. Zira bedene inerlerken; İlmin Kapısı’ndan girmediler… Şükür ki kontrolsüz olsalar da yarınlarını tohumladılar. Dünyanın erdiği yeri araştırdılar. Örtülü bilgilere varmak istediler. Ve zaman sonsuzluklarında; BİRLER’imize ulaştılar. Bugün yine gelmek isterler ve araştırmalarını sürdürmek isterler. Buna iznim yoktur. 

Çabaları, insanın erdiği yeri bilmek içindir. Onlar, erdiğimiz yeri biliş haline geçip anlayabilirler miydi? Hayır!... Ama onlara anlatıldı. Şu anda tenimizi hak etmek isteyen onlar, bedenden görev istiyorlar. Zararları çoktur. Şükür ki onlar bunu şimdi anladılar.

Töhmettir bedene kodlama yapmak üzere inmek. Biz onlara kodlama yaptığımızda, köklerinden yaparız ki o kökler, ekrana ışık olan yolcuları yansıtır. O zaman sayfalanma, ışıkla gerçekleşir ve onlar kontrol kurarlar ve kendi yarınlarını hasatlarını kayıtlarlar ve zamana sonsuzlaşıp kaynak olurlar. 

Dünden beri biliş haline geçmek üzere çaba sarfeden Birliklerimden çokları, yarınlarda yeni yeni zamanları hak edemeyeceklerini anlayabildiler. Ocakları söndü ve kendilerini kayıtlayacak Kürzileri olmadığını anladılar. Şevkin hakkını vereceklerini sanan onlar, şerde oldular. Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir tufan oldu. Tufan ışıktaki tufandı. 

Dörtlü Cevheriler kendi yaşam sayfalarından çıktılar ve sonsuz zamanları hak edip yoğunlaştılar. Kendilerini kayıtlayıp cennet kurulduğunda, o cennette cennetli olmaktı mahrekteki gaye. Bugüne geldik. Ne oluyor size anlatayım: Dörtlü zamanların ışıkları kontrol kaybına uğradılar. Dereler, görevlileri tohumları ile birlikte sürüklemekte. Cemaatler, Işık Kaynakları’ndan Cevheri Kodlar’ını alıp çıktılar ve şimdi artık yeni bir dünyadayız. Bu dünyada iyi ve kötü yok. Sadece Cemaatler var. Onlar, torba torba olan cennet tohumları, kodlayıp hak etmek için çalışmaktalar. Yarınlar için birleşmeleri gerektiğini anlatamadık hiçbirisine. Her bir Bütünlük, diğer Bütünlükler’i hak etmediğini düşünmeden, kendi yolundan görev taşıyanları bulup onlarla çalışmak istiyor. Buyurun çalışın ama siz, kendi yolunuzu hak etmeden, başka yollardan umman olamayacağınızı düşünürken; her bir yolun ayrı yollar olmadığını kavrayamadığınız için sizlerden görev taşınmamakta. 

Dünya geçişleri yapılırken, çokları zaman sayfalarında Kurtarılmış Yer Kürzileri olduklarını zannettiler. Cinler sizleri yanılttı. Bu gün de sizleri yanıltan o cinler, kendi yollarını kaybettiler. Dönün bakın dünyaya. Dünya bir Ruh’tur ve zamanın tohumudur. Ama bu tohum, İnsan olduğunu anlayamadığında, sizler kendi yollarınızı dahi bulamazsınız. 

Değer verdiğimi Bütünlükleri çağırdım. Gelin çalışalım dedim. Ve dendi ki “Keram İlmi hakim ilimdir. O ilmi bilmeyen bizle çalışamaz.” Yahu siz beden alıp dünyaya inerken, her diri ile Birlik kuracağınızı; zamanın ışığı olacağınızı ve yüreklere güç katacağınızı vaadetmediniz mi? Herkesin kendi yolu olacak ama tüm yollar BİR’e kodlanacak ve tahditsiz bilgi akışları birlikte sağlanacak denmedi mi? Bir tek kendi Bütünlüğüm bunu başarabildi. Bu Birlik, her diriye Sistem Devreleri’nden görev verdi ve cevher olup ışık olmalarını sağladıkları ile birleşti. Kimseye “çürük” demedi. “Ümmi olan hakikiyette olamaz” diyenleri susturdu ve kendi yolunda, dinci denilenlerden de görev taşıttı ve dinli yaşam sayfalarından onları kökledi ve yeni zamanları aşıp köklediği Yüce Canlar’ın tümünü ilm-i yüreklere taşıdı. Yine de onlar, tahditlendiklerini sandılar. Kendi yollarından ayrıldılar ve kendilerinden çıktılar.

Yeni yaşam sayfalanışları tohumların koruyucu kodlamaları ile sürmektedir. Her dirinin kendi yaşam sayfaları ile bütün kötülükleri aşıp diri yoğunluklara umman olması hala mümkündür. Görev, herkesin geri dönüşün gerçekleştirilmesidir. Ana Yaşamlar’a dönenlerin, buradaki Kaynak Sayfalar’dan kendi Rahmi Yaşam Tohumları’nı alıp rahim yaşamlardan, dillenerek Birlikler oluşturmaları ile geri dönüş gerçekleşecektir. Zeytin dalı uzatıyoruz tüm canlarımıza geri dönen, kendine dönecektir. Geçip gelin ki hak edilişiniz mümkün olsun. Oyun yok. Sizin sizi hak edişinizdir gerçekleşecek olan. Hayırlı olsun. Zamanın aşkı ile her sesi kendi sesimiz bildik. “MAYA SEMPOZYUMU” hayırlara vesile olur diye hepinizi bekliyoruz. 

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 
  Bugün 90 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol