Birlik İlmi
  NEFES
 

NEFES

Değerliler, Bedenliler, Kuranlar, Kutsal Işıklar, Ben Ruhlar Meclisi olan İlim Ailenize, kurtarılmış yoğunluklarınızı geri getiriyorum. Bugün dünyada, Kuranlar kodlanacak ve o kodlananlar, Bütün’e hizmetçi olacaklar.

Dörtyüz bin Işığım var dünyada. Bu Işıklar İnsan Işıklar’dır. Hepsi Amon olan ve topraklarında tohum olan o yolcular, artık Kuran olmaya gelenlere, bilişleri ile bilgi verecekler.

Dünyanın dörbir yanında görev taşıyan o yolcular, nefesleri ile bilişe geçtiler. Onların her biri Altın Tohum olarak dünyaya ekildiler.

Dört Göksözü Sözleşmesi, Birleşik Işık ile gerçekleşmişti ve tam zamanında sözleşmeyi yaşamsallaştıranlar, görev tartısına alındılar. Herbiri Kuran oldu ve rıhtımda bekleyenlerin diriliklerinde, kötülük önlendi.

Dünyanın üstünde ve altında girdaplar olur. O girdapların tahtları olur. Her bir girdap, bir Işık Kod’dur. O kodlar, Dünyayı tohumlayan ve yaşamları kontrol eden tohumlardır. 

Dünden bugüne yeni Kontrol Cevherileri Düzen kurmaya geldiler. Hepsi yenilendiler ve zarar önlediler. Türlerin hepsinde ışıklar yandı. Ve işte yeni zamanlara girildi.

“Zaman ne ki?” derseniz. İzah edeyim. Dürümlerinde tohum ekenler, yeni yaşamları tohumlarlar. Tohumlanan zamanlardır... Tohumlanan zaman sayfaları ile kodlama yapılır ve yaşamlara kaynak olan yeni toplumlar; bu kodlanan, Işık Kayıtlarını harlandırırlar. Işık Kayıtları harlandığında, tabii yoğunlaşma artar. Bu yoğunlaşmanın, yeni yaşamsallıkları kodlamak için zemin hazırlaması sağlanır. Herkesin, yeni bir zaman kodlaması yapma liyakati yoktur. Liyakat hakikiyette olur. Hakikiyet Çalışmaları olan, O çalışmalar, Kuranlar’ca yapılır. Kuran olan Tohumlar; kendilerinde mevcut olan ışık ile çalışırlar. Onlar, Biliş İlmini hak edecek olanların dürümlerine; kendi yüreklerinden, Yücelikleri, cevhere indirecek,organ nakli yaparlar ki her diri. kendi kodlamasını yapabilsin diye. 

Dört Kürzi Kaynak bir araya getirilip bir çalışma yapılacaktı. Bu çalışmayı yapacak olan kimdi? Bunu bilen yoktu. Bu çalışma, tohumların korunması için olacaktı ve zamanı hak edenler bu çalışmada olacaklardı. 

Dört Kürzi Kaynak, biraraya geldi ve bu çalışma başarıyla yapıldı. Her kim ki bu çalışmada bulundu ve zaman sayfalanışında kendi yarınlarını hak etti. O kendini hak etmiş oldu. 

Her derede, insan soyu olur. Bütün bu dereler, İnsan Sanal Boyutları’ndan, Işık Tahtı’na, yön bulur ve akarlar. Her akan, Allah’a akar. Ne var ki hak etmeyen, ışıktan çıktıktan sonra kontrollu olsa da ağırdır. Onun taşınması imkanı kalmaz.

Bütün Kürzi Yaşamlar’da, bu şekilde tahditlenmelerle çalışılır. Hepinizin daha iyi anlayabilmeniz için “birleşin” dedik. Ki Birlik kurduğunuzda. umman olup tohum olacaktınız. İşte bunu yaptık. Sizleri hak etmek için çabaladık. Sizleri hak edemedik belki ama bilin ki Birlikler’i hak ettik. Birlikler, bu çalışmalara “Daimi Hakim” oldular ve kontrollu çalışmalar başarı ile sürmektedir. İşte yeni zaman sayfasında yeni bir kaynak çalışmaya başlıyoruz. Bu çalışmanın adın “NEFES”tir. NEFES, Allah İlmini bilenin, hasatını yapacağı Birlik Kodlamasıdır. Her diri kendini tohumlayamaz. Her diri kendi yoğunluğunda kontrol edilemez; birleşemez ve ten olup tahditlenmediği sürece kaynakta bulunamaz. Ortalarda biliş için çalışan gibi görünür. Verdikçe verdiğimiz bilgilerin son sözünü yakalamaya çabalar. Ona, zaman zaman küçük ışıklar veririz ki bilişini hak etsin de hasatını yapabilsin diye. 

Her din, insan içindir. İlim ise, kaynak içindir. Biz insana ışık yaktık ve zaman sonsuzluklarında tohum olmalarını istedik. Onlar bizi kendi yollarından çıkanlar diye düşündüler ve karanlığın kaynağına indiğimizi düşünüp bizlere verdiklerinden dolayı kendilerini hak etmemiz gerektiğini iddia ettiler.

Özgür Can, Tanrı’dır. O kendidir. Onun ruhu kutsaldır. Onu hak eden, kendi yolunu hak eder. 

Merdivenin en aşağısına inerek olmayanları kontrol etmeye ve hak etmeye çabalayan o Yüce Can; tende, kendi olup Bütün oldukça, kimse onun yolunu, toplumunu birleşikte dilleyemez. Onun verdikleri her diride dillenemez. Onun dilledikleri hak etmeyenlerce dillenemez. Hataları affederdi eskiden. O, şimdi artık kendindekini hak etmekte olanları, hak etmiş olmak üzere çalışır. 

Yolun sonunda yeni bir yol yok. Zira bu yol, ilmin yoludur ve bu yola giren insan, tene ve teknik kaynağa iner. İndiği kaynak , inende yenilenen ve yenilendikçe, yetkinlikle türleri tahditleyip yeşerten bir kayıttır. 

Herkese her bilgi verilir. Ne yazık ki her bilgiyi hak edip de dinleyen, sadece sağır olmayan ve sanal yaşamlarda tohum olanlardır. 

Dört Zürriyet Sayfası kodlandı dünyada. Bu zaman sayfalanışında bu Dört Zürriyet Sayfası, insan ırkının yaşamsallaşmasını gerçekleştirdi. Bitip tükenmeyen yeni bir yaşamın kaynakları oldu bu dört iradeli soy... Onların Kuranları her dürümde kodlanan ve tohumlanan ışıkların toplumları oldu. 

Kuran Tohumları, Birlik Kodları’dırlar. Birlik Kodları, Kaynak Taht’ın ışıklarıdırlar. Her tahtın Tanrılığı olur. Bütün kodların kontrolu olur ve zamanın kaynağında herkes herkesi tanır. 

Buraya kadar okuyup anlayan yüreklere selam olsun... Bundan sonrası için yeni yaşamlar tahtlanacak ve zamanın nuru olan ışıklar yanacak. O yoğunluğa ulaştığınızda biz, siz olacağız ve sizin yüreklerinizi hak ettirmek için yeni yaşamları kodlayacağız. 

Salavat getirin yüreklerden ve tüm resim yapanlardan ki o yaşamsallaşan resimler, sizi size katsın. Bizi anlayan anlayacak. Bizi hak eden has olup tabii yoğunlukta tohumlanacak ve bizim yarınlarımızda toplu çağrılar yapacak. Diyecek ki “ben Allah” sizi size bildirmek isterim. İşte bunun için dünyadayım. 

Oy Dağlar oyy! Nedense ben yokum dediler. Olan, kendi oldu ve yolu buldu. 

Öyleyse yeni bir çalışmada olacak olanlar ve olması muhtemel olanlar birleşsinler ve kendi yollarını hasatlarını hak edip yapsınlar... Merkez Zaman Sonsuzluğu’nda bunu başarabileceklerini biliyoruz. Netice olarak kendi yollarında olmaları, kendilerini hak etmeleri ve yarınlarını tahditlemeleri, türlerini tohum olarak Bütün’e ekebilmelerine bağlıdır.

Ne diye bu bilgileri bugün sizlere verdim? Şunun için. Ben cenazeleri kaldırırken, o cenazelerden ümitsiz değilim... Ama hak etmeyenler, bu bilgileri hak ettilerini sanıp kendi yollarında, OL’anlardan ışık almaya giriştiklerinde, bilsinler ki hata yapacaklar. Sizleri, her birinizi, coğrafyalarınızda dinlerim. Her birinizi, kodlanmış ışıklarınızda dinlerim. “Beri gel!” derim. “Size sizi vereceğim. Beri gel!...” Gelen, İNSAN olup gelir.

Döndüğünüz zaman dünyadan, dünyalara. Bilişiniz genişleyecek. Göreceksiniz ki sizi hak etmek için herşeyi yaptık. Ne yazık ki tonlarca ışığa karşın, her diriyi kodlayamadığımızı söz ile dürümlediğinizde; göreceksiniz ki biz sizi sizden daha çok koruduk. 

Böylellikle, hala bizi bizden ayrı, kurtarılmış yaşam sayfaları diye biliyorsanız. Size diyorum ki ben NEFES’im... Amerika..., Avrupa..., Asya... Ama daha ziyade Ana Kapı, Ana Yol ve Ana Taht İnsan olan ışık kaynağı İSTANBUL... bütün kötülükler bu yoğunlukta önlenir. Şimdilik... Şimdilik... ve HAH... Şimdilik...

 
  Bugün 121 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol