Dernekte yapılan bir söyleşi;

Gelen bir bütünlük söz aldı ve sordu;

-          Bu bilgileri tam olarak ne zaman anlayabileceğim?

 

İnsan’ın cevabı:

-          Öncelikle anlayabilmek için bu bilgilerin frekansı ile bütünlenmeniz gerekir. Bu bilgileri net olarak anlamanız gerekmiyor. Biz burada olanı ve olmakta olan o anda okuyup dilliyoruz. Bu bilgileri ezberlemenize gerek yok, amaç bu değil. Amaç size sizi okutturmak, çünkü bilginin kaynağı sizsiniz. Bizim bütün hedefimiz size sizi okutturmak. Önemli olan bu bilgileri sevgi ve saygıyla duyumsamanız ve yüreğinizde hissetmenizdir.

 

-          Peki ama akış nasıl olacak?

 

-          Yüreğinizden gelen bir yazı, bir şiir; bunların hepsi akıştır aslında. Orada öz sizde dillenmeye başlıyor ve yazı olarak akıyor…..kendimizi okumak budur.

 

-          Yani belirli bir frekansa yükselmemiz mi gerekiyor?

 

-          Evet ama önce dolmak gerekiyor, usul budur.

 

-          Kendimizi okumak için nasıl dolacağız?

 

-          Bilgiyle dolmak gerekiyor…Bu yazıları okudukça ve paylaştıkça diliniz çözülecek. Biz dünyaya ölüler diyarı ve dünya insanına da kör ve sağır diyoruz. Neden? Çünkü kendini dinleyemiyor, okuyamıyor. Bugün gelinen noktanın önemi budur…insan uyanma noktasına gelmiştir. Yani artık dünya insanı çeşitli öğretilerle güdülmek yerine özgürleşme aşamasındadır. Zira her öğreti kendi bilgisini verir ve öğrenin der. Halbuki bilginin kaynağı sizsiniz.

 

-          Okumak yeter mi?

 

-          Yetmez zira orada tek başınızasınız. Odak gruplar kurmanızı öneririm. Bilgiyi okuyun ve paylaşın zira bilgi paylaştıkça büyür. Daha sonra Birlikler oluşturun ve daha güçlü birleşimlerle yeni bilgilere ulaşın. Yeni bilgiler açtığınızda siz artık Tanrı’sınız.  

 

Işıkla,