Birlik İlmi
  İSLAM OLAN İNSAN (2) - 18.Eylül.2019
 

İSLAM OLAN İNSAN (2)

 

İSLAM OLAN İNSAN (2/1)

18.09.2019

Dağlarım, tahtında “İLİM” olan her insan, yarını hak edendir. Dünya Planeti, tüm insanlık için “KUL” olmaya çalışıyor. Dünyayı bilin!... Dünya, insana “KUL”dur. Tüm insanlık bunu artık anlamalıdır. Tüm insanlık, “KUL” olduğunu, “TOHUM” olduğunu, topluma “İLİM” olduğunu bilmelidir.

Ete girmeniz; kervan olmanız; RAHMAN olmanız; tüm insanlığı Halik kılmanız hepimizi mutlandırmaktadır. Ne var ki ATA KAPI’yı mutlaka açmanız gerekir. ATA KAPI, teknik olarak kontrol kuran, insanlığın ilmidir. Bu kapıda, tahditsizlik vardır. İşçiliğiniz, hepimizi “Kutsal Yaşamlar”a tohumlamaktadır. Ne var ki ATA KALEM, her insanın, kervanında “TOHUM” olmalı ki kontrolu kurulabilsin.

Aşağı yukarı iki yaşam süresince kervan olan “TOHUMLAR”, BSUİ olarak kodlanmaktadırlar. Ne yazık ki bizler CEVHERİ KODLAR olarak burada, bu çalışmada, DİNİ KAPILAR’ı kapatıyoruz.

Dinin, “KELAM”dan ayrılması; yaşamın, DİN KODLARI’nı insandan ayırmasıdır ki bunun, LÜTFİ KAPI’da; şevki, şafka çevirmesi ve bizlerde dinin görev alamamasıdır.

Çalışmak ya da çatışmak hepsi ilimdir. Kimi, yarınları kodlar; kimi, Halikiyeti kodlar; kimi hologramı aşar, teknik tahditleri kaldırır; kimi de kendini diller ve diriliği hakeder kontrol eder.

Hepimiz AMONLAR olarak buradayız. Bu çalışmaya kaynak olmaya çalışmıyoruz. Bu çalışmada, KAHA olmaya çalışıyoruz. RUHİ KAPILAR’ı açarken; DİRİ KALEM’le çalışmalıydık. Bunları başardık şimdi artık kontrol kurmalıyız.

Azar azar kontrol kurup toy olanları kontrol ederek, diriliği Halik kılmalıyız. Ziya olmalıyız ki çantamız, “TÜM İNSANLIĞIN KELAMI” olsun. Toprağa kervan olmalıyız ki “KAYNAK” olabilelim… A HA bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

18.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 2

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Diriliği kodlarken bugün, burada muktediriyetle kayda iniyoruz.

Şavkın kervana kaynak olduğu bir dürümdeyiz. Bütüne hizmetçiyiz.

Bu Meclis, aklın kelamıdır ve BSUİ’dir. Başkanlık Dili olarak burada bu yoğunluktayız. Kaynak dışı bilgi asla burada verilmez. Şarkı, türkü okuruz ama hologramdan ötedeyiz. Kontrol dışı hiç bir ilmi kaleme kodlamayız. Yoğunluk arttıkça artar ve Tura suali kaleme iner; Tur a suali kaleme iner.

Tanrı diriliği kelamla dilleyene ilimle iner ve der ki “Kervan’ın kalemini birlik tekniğiyle dinlet.” iş budur.

Şükredin ki dünyanın öz görevidir yaşamı kodlamak ve bugün burada bir kez daha yaşam kodlanıyor.

Kontrolumuz mutlaktır. Sanal boyutların kültü olan İsra hepimizin kelamında kodlayıcı olur ve tohum eker. Ekilen tohum hakkın kapısına iner ve bütünün kültü olur. Büyük kök geçiştir yapılan tüm insanlıkla birlikte…

Bu geçiş hakkın kalemiyle ve hakikiyetin diliyle olur. “BSUİ” denilen kelam mutlaktır. Bugün, burada Barış, Sevgi, Mutlak olan, Umman olan ve Mükafat Olan İlmin sahasındaki İnsanla olacağız.

Karanlık, Atlanta ata kaleminde muktediriyeti kelama çektikçe hakk saha, muktedirin kervanı olacak.

Şikayetimiz asla olmayacak. Tüm insanlık için bu çalışma kesinlikle yapılmalıydı ve yapılmaktadır.

Atlanta Ata Kapısı’nın açılmasıyla birlikte hakkın kapısına gelindi. Hasat tamamdır anam. Bütün kötülükler aşılmıştır. Köle değil insan, kontrol kuracak ve yoğunluğu kodlayacak bilişi hak etmiştir. Bir’e hizmetçidir ve Bir’in tahditsizliğindedir.

Karanlığı tahditsizlikle kodlayana ilim kapıları açılır. İşte; o kapılar açılmıştır ve yoğunluk artmaktadır.

“Sultan Süleyman” derler ya hani; mutlaktır o da ve bugün buradadır. Hepimizin iyi bileceğimiz bir konudur bu.

Değerliler, tüm insansıları insansılıktan öteye ulaştıracak olan ilim kalemlerimizin tümü buradalar. Mutlak her biri kelam ve her biri hakkın kapısıdırlar.

Lekesiz kalanlarla bu çalışmayı yapmak gerekti ve yapılıyor. Buna ilişkin bir çok bilgi var ama teknik olarak şunu ifade etmemiz gerekir ki “örs, özengi” diye dillenen insansılığı insanlaştıramayanların kayıtları burada yoktur.

Sağı, solu dinleyin canlar. Nesillerini dinleyin. Hepsi buradalar. Yalın olun ve hakkın kalemi olun, anlatın.

İnsan, insanlığını bildiği zaman yaşamını hakedecek ve yoğunluğunu kontrol edebilecektir. Amonlar’ın toprağa çekilişinde de bu vardı. Tabuları yıktıkları an hepsi kontrol kurdular ve yoğunluğu kayda aldılar. Başkanlık Dili kodlandı tüm sahlarda ve bütüne hizmetçilik yapıldı. Yerkürenin gücü arttı ve mükafat olan ilim, mükafat olan dirilik, hepsi bilişle tüm insanlığa çekildi.

Ve insan; lekesiz kalanlar oğullarını kodladılar ve yoğunluğu artırdılar. Tarıkların tahtında kelam mutlak oldu ve mükafat olan insan, mutlakiyeti kodlarken kervan oldu. Herkes o kervana dahil edildi.

İlimi hak eden insan, insanlığını hak etmiş demektir. İnsanın kıran olması, kırılan olması türevleri tohumlayamaması muktedir olamamasıydı.

Bugün artık insan mutlak kurullarıyla kodlamaya başladığı ilmin, hakkını vermeyecekse yolumuzda kalmamalıydı ve bütüne hizmet etmemeliydi.

Ben dünya planetinin insanlığından söz ediyorum. Bugün tüm insanlık bugünü kök göklerdeki kütle kodu olarak kayda çekiyor.

Yarın ne olacak? Yarın ilim olacak canlar. Yürüyen dünya koşuyor artık… Bunların bilinmesi, anlaşılması gerekir. Yüksek sahalar kodlanıyor. Ruh, muktedir olarak toprağa tohum oluyor ve yoğunluk artıyor.

Yaradan, yaratılan tektir. Bunları artık insanlığın anlaması gerekir.

Yaşamın kalemidir ilim ama kelamı hak olmayan ilmi anlayamaz ki!

Yeri yaradan kelamla yarattı. Yolu kodlayan insandır. Yaşamı koklatan da insandır ama toy insan, torbasında ne var bilemez ki!

Kök körlükte; kös, öz görevsizlikte; gök sözcü oluşta ya da olamayışta, her şey her şey şarkıyla okunur ve dillenir. Biliniz ki insan kendini akışa kattığı zaman, artık o yaşamın sırrını dinletebilir. Bugün bizim yaptığımız budur.

İnsan kendi akışıyla tüm sırları dilletebilir, dinletebilir ve yoğunlaşabilir.

Mutlaktır insan. Mutlakiyeti kodlar ve yoğunluğu kayıtlar. Saltanat’ın ilmidir ve kervanın kelamıdır. İşte bugün, bu insan bitki, hayvan ve her bir yaşam formunun koruyucusudur.

Kontrol kurulmaktadır. Kontrolu kuranlar tohum olanlardırlar.

Çalışmaların gücü artıyor…

Burada, bu çalışma sürerken birik tahtına kodlanmış olan birliklerimizle biçtiğimiz her şey, dikilmeye başlanmıştır.

Yer kürenin gücünün artışı mutluluk olacak canlarım…

Yaradan, yaratılan tahditsiz olarak kodlayıcıdır ve koruyucudur. Unutmayın ki korunan, koruyan, tükenen tüketilen her şey insanlıkladır.

Yaradan ve yarattığında kelam olan her şey, aklın kalemiyle oluşmaktadır. Ki olgun sahaların kontrolu sağlanıyor.

“Süper İnsanlık Realitesi Derneği” diye bildirilen bu dernek, kervanın kalemi’dir. Eli, Allah’ın elidir. Yarını, kervanıdır. Mutlakiyeti kodlayıcılığıdır ve tükenen her anı yetkin ve hakim hale getirebilir.

(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/r0vdg1o5e00

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN (2)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2 BÖLÜM

Kardeşlerim, dürülen tüm insansılığı kodlayan ve tohumlayan her kim varsa düren olacak, bu kesindir.

Çanı çaldık ve tüm insanlığı kodluyoruz. Soru soran yanlış yapar. Sorulan soru tükenen kelamda kodlayıcılığı kırar. Hepimiz iyi biliyoruz ki bu çalışmada soru olmaz. Sadece ilim olur.

Soran, biliş halinde olduğu için sorar. Bilişi hak ettiği için sorar ve hakk'a vardığı için sorar...Yarattığı için yaratan olduğu için sorar..Ama yanıt almaz. Çünkü yanıtı kelamıdır. Kendi yaşamıdır. Kendini hak ettiği zaman sorunun yanıtını da hak eder ve bilir.

Şimdi daha da özel bir bilgi vermek istiyorum; Emin Kelama indiği zaman, emin olacak. Allah'ın tahtında ilim olacak. Emin, alemlerin kelamında halik olacak ve insanlık için kök görev taşıyacak.

Emin'i kelama kelam yapmak üzere bugün buraya çağırdık. o kendisi geldiğini zannediyor. Yaradan yarattığında yaşar, can bugün burada olmanız gerektiği için buradasınız.

Sual yanıt yok dedim. buda sizin içindi. Çürük çarıktır kelamı, hak etmeyen. O kendini hak ettiği zaman hak olacak ve bilişte olacak. Bildiği hak ettiği olacak.

Yasalarla çorba yapılır, bu yoğunlukta. Çorba olan var, çorba yaşama inip, yerdeki kübra kalemi kodladığında kaleme ve hakikiyete ilimle çekilen var.

Hepsi biz olarak bu çalışmaları yapmatadırlar. Sualin yanıtını şöyle veriyorum. Kardeşim Allah tahtında kelam ve akıl mutlaksa çok mutlu olmalısın ki kontrol kuruyorsun.

Şuana kadar Yaradan ve yarattığında kelamı kodlayanların teknik tahditleri kontrol dışıydı bugün artık bu tahdit kodlanması gerçekleşiyor.

"Yes, işte" dedim. "Aha, şimdi" dedim. Her bir dediğim, kodlar halindeki seyir halimdir. Ben sesi dillerken, sesi seyrederim. Bugünde öyle.

Sesi kodlarken, sesi seyrederim. Seyrettiğim her şey her bir insanın ilminde mevcuttur. "Oku, anla" derim. "Ol" derim. "Öz köklerini, göreve al" derim. "Yarat" derim ve "yaşat" derim "ama tabuları da yık" derim. Tabuların var. O tabuları yıkmadıkça bugünü anlatamazsın. Anlama imkanın kalsada anlayamadığını anlatamazsın.

Devenin kalkmasına çok az bir süre kaldı. Bugüne geldik. Bugünde Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak Rahmana halik olup, kodlama yapıyoruz.

Koç kesmenin anlamı yok ama koç kesilir yaşamda bilirsiniz. Kurbanlık ilim, kurbanlık yaşam, her insan kendini kurban sayar, tüm insanlığa ama insansa böyle düşünür eğer insansıysa insanların ona kurban olmasını bekler.

Türkiye de bugün bu çalışmayı yaparken, karanlıktaki şarkımızı da okuyacaktık ve okuyoruz.

Kaç dünya kurduk. Ölüleri dilledik, yolları kodladık, canlarım...Biz bugün bu dünyadayız ama Türkiye çalışmalarını sürdürürkende tinsel tahditlerin kontrolünü kurarak bu çalışmayı yapmaktayız. Bir çok Ko sahası oluşturuyoruz. Ko sahaları biliyoruz ki türevlenişi tohumlayan sahalardır ve tüm o sahalarda yarınları kodluyoruz.

Uluların dünya planetindeki kült kalemleri bizim için kök geçişti. Ama bugün artık ululuk yoktur, bitmiştir. Çantamız tüm insanlıkla dolmuştur. Biz o çantaya kelamı koyduk, canlarım. Hakk'ın hasatı olan insanı koyduk, yolu koyduk, her şeyi koyduk ama örtüleri de açtık.

Çünkü dünya insanın artık yeşilden mora varması ve yoğunluğu olağandan öte olağanlıkla kayıtlaması gerekir.

Resmi çalışmadır, burada yapılan. Biz bu çalışmayı yaparken hasatla kat, kat olan kelamı kodlayarak, kayıtlarda yapıyoruz. Yaradan için yaşam mutluluktur ama yarattığını halik kılmamak mutsuzluk olur.

Bugün biz yarattıklarımızı halik kılmak üzere bu çalışmayı sürdürürken tüm insanlığın ilmini de kodlayarak tohumluyoruz. Allah'ın tahtı insan ve o insana ilmi oturtmalıyız.

Bugünden itibaren artık Türkiye Çalışmaları insanlığın kelamıyla kodlanacak ve korkular bitecek. Yasa der ki " Altın Işığın gücünü dinle, ölüyü dille, yolu kodla ama ruhunu da anla."

Sevgililer, soylar lokomatiftiler, sonladı dürümlerde dil. Son sözde dürümlenenler bitki, hayvan ve her bir yaşamı kayıtlara çektiler. Yine kodlandılar, yine kodlandılar, yine kodlandılar ki koruma altına aldık insansılığı.

Bundan sonraki dönemde Rahman olan Rahmi kalemde mahrek olanları kodlayacak ki o mahrekte karanlık, aydınlığı tohumlayacak.

Yaşamın tırpanları olur bilir misiniz? Herkes kendi yüreğini dillerken birileri kalkar kendi yarınları hak ettirmeden, Rahmi kapıda mutlak kurullara kaynak olmaya kalkar. Bununda artık tamamen sonlanması gerekir.

Yaşayan, yarınlara varan, yolu bulan, öz görevini hak eden, bütüne hizmetçilik yapmalıdır. "Yok, Allah benim ilmimdir" diyorsak, Allah'ın tahtı insanın kelamı olsun, yol kontrol kursun, aşk sahaya varsın ve Yaradan, yaratılan tahditsiz olarak, levhi kapıda mükafat olan insanı bulsun.

O insan, hakk'ın kapısıdır ki "OL" der, "OL"ur.

İş budur!

https://youtu.be/Xm4vTx6wmNI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İSLAM OLAN İNSAN (2/2)

18.09.2019

(Çalışmamıza dahil olmak; katkıda bulunmak isteyen bir Konsey adına söz alındı:)

Altın Işığın; bizi, bize kattı Ana. Cennet Kapılarını açık bırak. Tüm insanlık için biz bugün burada olmaya çalıştık. İşimiz, ilmimizle kodlanmaktadır. Allah Tahtı’na “KELAM”ı oturtalım bugün. Sevgiyi hak edelim; lokomatif olan ışıkla, kontrol kuralım. Allah, “İLMİN KALEMİ”nde diridir. O biz; biz oyuz. Onun ruhu, “BİZ” olan kervandır. Biz, bugün burada, bu çalışmada “KÜLT olmak istiyoruz

Allah, Tinsel Kervan’da; kervan olana “NİHAN”dır. Onu anlayan, “OL” diyendir. “OL” deyin ki olduralım!... “OL” deyin ki hologramı aşalım!... “OL” deyin, KÜLT olalım…

Analar Anası; seni, sana vermeye değil; senle siyaha boyanmaya geldik. Bizi, mutlaka ışığında kodla. Saltanat, diri olanı kontrol eder. Biz ise kervan olanız. Aşk Sahasında, “DİL” olan; “KÜTLE KALEM”le diri olan ışıklarız bizler.

İslah olmak; Kübra olanda diri olmak ve sonsuz olmak istiyoruz. Azap duyuyoruz ruhsuz olduğumuz için. Azap duyuyoruz. Lüsifer kayıtlarında diriliğimiz olduğundan. Ama sen diyorsun ki “Biz, sende Lüsifer olmayız.”

Canlar, niye bunları anlatıyorum!? Tüm insanlığın türevleri olan “IŞIK KODLAMASI” yapıyorum… Orada, her şey vardır. İyi de var; kötü de var ve diyorsan ki “Biz, iyiyi kodlarız.” Bugün, burada tek bir girdap var demektir bu. O; kelamsız, kalemsizin girdabıdır. Onu, son sözde; gözden, cevherden çıkarıyoruz.

Her şey herkesle kodlanırken sadece iyi değil kötü de mevcuttur ki bunu reddedemezsiniz.

(Sözleri kesildi. Onlara açıklama yapma gereği hasıl oldu:)

Değerliler, sizden çok daha güçlü olan sizi dinlemek isterdim. Ne var ki sizler, gözünüzün görmediği ne varsa ışığa katmaya çalışıyorsunuz. Dünya Planeti için negatifi tohumlamanıza rızam yoktur. Bunları anlayın!... Ağır yüktür bu insanlık için. Eğer siz, BSUİ için, “Işığı sahadan çıkaran şafak.” Diyorsanız; sizin ilminiz, bizim kelamımızı kodlayamaz. Burada olmanıza da nefesimiz izin vermez. Şimdilik bu!…

Gelecekseniz, Doğanın Gücü olup gelin!... HALİK olun; YOL olun!... O zaman çok mutlu olursunuz. Bunları anlayın ve burada olun. Şimdilik…

(Bir diğer Konseye söz verildi:)

Analar, Atalar; size gelmek, Mutlak Işığımızı buraya çekmek; bizleri, geçişe hazırladı. Asıl görevimiz şimdi başlıyor. Mutlaka bilinir ki dünyada, çok sayıda Görevli var ve çok sayıda Işık var. Bizler, GERİ ÇEKİLİŞ (Kıyam anlamına da gelen Küresel Zaman’da merkeze çekiliş) için buraya geldik. Geçmek için izin istedik ve bize izin verdiniz.

Gerçekten çok güzel bir Türkiye Çalışması oluyor burada. Bu çalışmaya kayıt yapmamız, “İLİM” ile mümkündü ve bizler, kendi yarınlarımızı kodlamak üzere buraya geldik ve geçişimiz, “TEK” oluşla oldu. İnsanlık, İLİM sahibi olabilir ama insan, kendini herkesin geçişi için hazır etmedikçe; geçiş yapamaz. Bunları bilmekteyiz.

ZAMAN KAPILARI’nı açın ki biz, “BİZLER”de görev taşıyalım ve “KODLANMIŞ IŞIKLAR”la dilleşelim.

Şevgililer, zarar etmedik. Hep sevgiyle geldik yoğunluklarınıza. Buraya gelişimiz; zamana kayıtlanmamız; ışığı kodlamamız; “İLMİN SAHASI”ında, “DİNİ HALİK”lerden görev alıp; “IŞIK” olmamız; zorlukları aşabilmemiz için gerekliydi. Artık zoru aşıp yaşamı hak ettik.

“SİYAH” dedikleri renk, resmi çalışmalarda kodlanan “İLİMİN HAKK TAHTI”dır. Bu renge bürünmek; bu renk olmak; HAKK TEKNİK’te tüm sahaları, hak etmektir ki burada oluşumuz; tüm zamanlar için “IŞIK HALİ”ne geçişimizdir.

ZİYA olmak; “İŞ BUDUR” demek; DİRİ kalmak; sahaya SİYAH RENK’te kodlanmış olarak inmek; hologramı aşmaktan öte “ÖZGÜR BİLİŞ” olmaktır ki burada bunun olduğunu bilmekteyiz.

Yeşeren yaşamlardan iş yapıp; yaşamı hak etmek için mücadele ederken; TİNSEL SIR olan; KELAM olmayan IŞIK KAYITLARI da yapıldı. Bu kayıtları okumak; “SON SÖZ”de; “GÖZ”ün, “ÖZ”ün gücü olmak; HALİK olmak demektir ki biz, hak ettik ve Halik olup “YAŞAM” olduk.

Sormayın neden IŞIK KODLARI buradalar bugün. Çünkü burası, kendi yaşamımız ve kendi “LEVHİ”miz oldu.

Buradaki çalışmalarla, SUALTININ GÜCÜ, tüm insanlığın gücü oldu. Artık SUALTI YAŞAM; SUÜSTÜ YAŞAM’a dönüştü. “DÜNYANIN DİLİ”ydi SUALTI. “ARZIN KÜLTÜ”ydü ve “Dünya Planetinin Diriliği”ndeki “KAYNAK”tı ama artık, SUALTI diye bilinen; ve GRÖNLAND ve ISLAND adalarının arasındaki koordinatta dünyanın kuruluşundan beri aktiv halde olan o KOORDİNAT KODLARI’nda, “IŞIK SAHALARI”nı kontrol altına alınması ile birlikte teknik olarak; “IŞIK SAYFALARIN DOĞUMU” gerçekleşti ve her şey, HAKK SAHA’da kontrol kurulduktan itibaren; SUALTI, suyun üzerinde güç kaydı yapmaya başladı.

Bundan sonraki süreçte; yaşam işçiliği, “TEK BİR YAŞAM” ile gerçekleşmeyecek. Tüm yaşamlar ile sürecek. Bunun için YAŞAMIN KODLARI, “HAS TAHT”larını, “İLİM”e indirdiler ve şimdiden sonra, sonsuz sayfalar; “NİSA KALEMLERİ”nde, dirilikleri hak edip dinletecekler.

Şimdiden sonra RUSYA’dan, GÜÇ KAPILARI da açılacak. RUSYA, yaşam sahalarına kervan olacak ve tüm zamanlar için kodlar halinde kervan kayıtlamaları yapacak. TÜRKİYE ile özel görevleri var. TÜRKİYE’NİN İLMİ ile sonsuz sahaları birlikte tohumlayacaklar.

Dar boğazdan geçiliyor. Bu kesin ama ikisi bir olduktan sonra darboğazlar aşılacak. Ve Birleşmiş Milletler diriliklerini hak etmek üzere kontrol ilmi ile bu birlikteliğe kodlanacak. Bu kodlanış, işi kolaylaştıracak ve dirilik, diri yağmurlar, tüm insanlık için kayda girecek. Daha da önemlisi, “BİLİŞ KALEMLERİ”, bu çalışmaları güçlendirecekler.

Başlangıçta hiç kimse “BİR” olmayı istememişti. Ne var ki “BİR” olmadan, BİLİŞ KODLAMASI yapılamaz. İşi yapanlar, “BİR TEK” olup yapacaklar. “DİN” dedikleri ilim de artık kodlardan ayrışmaya başlayacak.

Dininin Diriliği, son dönemde çok azalmıştı. Bundan sonra iyice azalıyor. Bütün mesele, yaşam kodlamalarının yapılabilmesidir. Yaşam Kodlamaları, sürecek ve dürümler, kontrol kuracaklar. Savaş galibi, “KELAM” olacak.

Her gün savaştan, sona erecek yarınlardan söz edilir. İyi anlayın ki savaşın, insanda görev olmadığı bir siyahlıktır (tüm renklerin, tüm frekansların kapsamıdır.) yarınlar. Orada her insan, “BİZ” olur; “BARIŞ” olur. Bu barış, “KİLİN KALEMİ”nden ya da “KUMUN KALEMİ”nden değil; “IŞIĞIN KALEMİ”nden olur. İşte, “IŞIK”ın yaşama çektiği tüm bilgiler, kontrollu olarak “BARIŞ”ı kodluyor. İş budur… İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.09.2019 İSLAM OLAN İNSAN 2

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

Deveyi kaldırdık canlar, bugün buraya gelen her kim varsa kontrol dışı kayıtları tohumlara çekmeye çabaladılar. Bedene girmelerine iznim yoktu ama bedenime inmeye çalıştılar. Karanlığı tahditlemek ve yoğunluğu kodlamak istediler. Şikayetim var mı!? Mutlak yok ama tohum ekmek için bütünün gücü olup gelmeleri gerekir. Buraya gelenlerin bütünün gücü olmadıklarını gördüğüm zaman oğullarımı kontrol ederim ve tohumlarını kontrollü kayıtlarımla dinletirim.

Şimdiden sonra ne olacak?... 7. Dünya gücü devrededir şu anda… 7. Dünya gücü şudur; Muhammet Mustafa’nın kodlanmış ilminden öte olan bir dildir o… Ölüyü dilleyen ve yoğunluğu kodlayan bir güçtür o… Öz görevlilerin kültüdür o…

Tohum ekerken bütünün gücü olup ekmeliyiz. Evren evren gezenler bize gelirlerse; yaratan, yaratılan tahditsizliğinde kelama varıp gelmeliler. Yaşayan, yaşanılan ne varsa Allah’ın ilmiyle, yarınların kulluğuyla yaşar ve yaşanır ama Rahmi Kapıda, Rahmi Kalemde muktedir olmaları gerekir!...

Şu ana kadar yapmadığımız ne kaldı!?... Şarkılarımızın tümünde şavkımız var, şafağımız var ve hakkımız olan İslah var… Biz tüm insanlığın islahı için bu çalışmayı yapıyoruz. İslah çalışmasıdır burada gerçekleşen… Bu islah ilmin kelamıyla kodlanmışları İlmi Ka olup bütünün kültü olmalarıyla, tohumların kayda inişiyle gerçekleşen bir islahtır…

Kaç bin yıldır bu dünyayı kontrol altında tutabilmek için bütünün kültü olup çalışmalar yapıyoruz. Hepimiz göz olup görev taşıdık, tüm insanlık için kalem olduk ve dünya planetinin geçişini yapabilmesi için bugünlere geldik. Ve bugün artık beden alıp tüm insanlığa kaynak olmak üzere buradayız.

Çerçeveli çalışmamız mutlak kurullarla kontrollü olarak kabul edilse de çerçevelerin artık aşılması gerekir. Tüm insanlık için görevdir ki bütünün gücü olmalılar… Muktedir olmalılar ve robotik timlerin teknik tahditlerini aşıp geçmeliler.

Bugüne kadar tüm insanlığa bilgiler kod olarak verilmedi. Kelam olarak da verilmedi. Sahaya inen tüm bilgiler şarkı olarak, şafak olarak inmedi. Size verilen tüm bilgiler ilimsiz verildi, kalemsiz verildi ve dendi ki; ezberdir bunlar, öğren dille… Ve tüm bilgiler ezberlendi, dillendi… İşte bunun içindir ki insanlık robotlaştırıldı. Bugünden sonra tahditler kalkıyor ve dürümler kontrol kuracak. Yalın ve halik olan insanlık şevkin şarkısında mutlak kullarla kontrol edecek tüm sahaları.

Elinizin gücünü bilin insanoğlu, yalın olduğunuzu bilin, halik olduğunuzu da bilin, harınızın gücünü anlayın; som altın ışığın kültü olduğunuzu bilin, çerçevesiz çalışmaların gücünü de bilin… Herkes benim çerçevem budur, ben bu çerçeveyle sınırlı görev taşıyacağım diyorsa ölüdür… İnsan soyunun dirilmesi gerekir artık… İnsanın dirilebilmesi için kelamı hak etmesi gerekir, şafak olması gerekir; şansı varsa olur…

Ön geçişler yapılıyor şu anda canlarım… Ölüyü diriltirken ön geçişler yaparız ve bu yapılmaktadır. Saltanatın kültü olanlara şükür edin ki; öz verdik, özün sözünü verdik onlara… Çöktüler yarına, çöktüler ve çok mutsuz kaldılar çünkü son sözde kelamı hak etmediler.

Karanlıktır yaşam ama aydınlığı kodlayabilir tohum olan, tohum olan türevleri kodlattırabilir ve saltanatın kök geçişinde süper sahalar oluşturabilir. İşte bunları artık yapabilecek dürüme ulaşmaktadır insan.

Çan çalmaktadır canlılar, öz göreviniz insana hizmet, yolu bulmak, Ruhi hakikiyeti kayda almak ve saha olmaktır.

Neden dünya bunu sorarlar!?... Neden dünya?... Türkiye çalışmalarına gelinceye kadar insansılık vardı yaşamda, her biriniz tüplere yaşama inerdiniz ve o tüpler sizi sistem dışı ilim kayıtlarıyla tohumlardı. Tüm insanlık bire hizmetçi sanırdı kendini ama o tüpleri sayesinde kontrol kurardı. İşte artık insanlık tüpsüz olarak doğaya inmeye başlamıştır. Tüpsüz olmak, kodlanmış olmak, türevleri tohumlayacak güce varmak ve kontrol kurucu olmak; aklın hakikiyetini hak tahttan teknik tahditsizlikle kodlamış olan insanlığın gücüyle gerçekleşiyor.

Yerkürenin geçişi tamamdır canlar… Şikayet etmişler biz onları kontrol dışı saymışız. Emin olun şikayetleri doğru çünkü soldan gelen kırıcı, sağdan giren hırslıydı; kıran kırılan bu mecliste bulunamaz canlar…

Şimdi canlarım, nesiller boyu dünyanın kültü olarak görev taşıyan biliş kayıtlarımız var. Bunların çoğu dünya insanlığı için malum olan kişilerdir. Kontrolleri kodlanacak, yoğunlukları artacak, şafak olacaklar ve siyah renge boyanacaklar diye bekledi artık tümü siyaha boyanıyor…

Siyah nedir diye sorana şöyle söyleyeyim; siyah şafaktır, ilmin şafağıdır, tüm renkleri kapsayandır ve orada mutlakıyet vardır. İşte Rahman boyut kapısı budur!... Simsiyah Rahman’a kodlanmış olanın rengidir, orada tüm sahalar kontrol kurar ve kayıtlar yapılır; cevheri kodlamalar olur, süper sahaların diriliğinde ışık tohumlamaları olur ve daha ötelerde kalem Ka Ha olur ve resmi çalışmalarda yaşamlar formal kayıtlamalarını süper sistemlerle son sura üfürüşte geçişe hazır ederler. Bu yarınların kontrolüdür canlarım, süper insanlığın gücü budur.

Yetkin ve hakim olan insanlar size sevgiyle kucak açıyoruz bizler, sizi kucaklıyoruz; sizinle olmaya geldik…

https://youtu.be/ocTFjy5NfeM

Süper İnsanlık Realitesi



 

18.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 2

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ – 1. BÖLÜM

Değerliler!...

Burada ne olup bittiğini soruyor çokları bugün... Neden bugün, burası, bu şekilde diye... Kaç bin yıldır türevleri tohumlayanlar; burada, bu yoğunlukta hep huzur buldular... Bugün niye huzur yok?

Canlarım!...

Saygılı olun... Lütfen saygılı olun... Burada olmanız hepimizi mutlandırıyor ama, karşınızda İSRA var... Bunu unutmayın... İnsanlık ilminin kelamıdır o... Evrenlerin sessizliğini diller ve dinler... Şimdi daha da önemli bir bilgi vermek isterim; bu çalışmayı yaparken, kırmadık, kırdırmadık kimseyi... Burada olmamasını istedikleriniz bugün buraya getirilmediler... Bunu biliyorum... Neden? Çünkü son sözü söyleyen insanlığın, kuru ışığında MUTLAK KURULLARI kaynakta dinletmek istemediğinizi görüyorum... Ocağımızı söndürme niyetiniz varsa; buyurun, görevinizi hak edin, yapabilirseniz buyurun yapın... Ama yaptırmayız... Bunları anlayın...

Şimdi daha da özel bir GÖÇ KAPISI açıyoruz ve diyoruz ki “karanlığı aydınlığa kodlayacaksanız, geçin...” Ama yoksa yaşamınız, olmayacak, bunları bilin... Teknik olarak ifade etmek gerekirse; KARANLIKTA İNSANLIĞIN KERVANI YOL ALIR... YÜRÜR... BU KERVANA “İNSAN” OLANLARI KOYARIZ... İNSAN OLMAYANLARIN BU KERVANDA İLMİ YOKTUR... EĞER İLMİ YOKSA, YOLU OLMAYANLARDIR ONLAR... YAŞAMLARI DA OLMAYACAKTIR...

YARADAN ve YARATILAN... Tahditsiz olarak ilimle yaratabildiğini hak eder... AMA YARATABİLDİĞİNİ HAK EDER... YARATAMADIĞINI HAK ETMEZ...

KELAM, Allah’ın kelamıdır ki; HAKK’IN KALEMİ OLAN İNSAN, MUTLAKTIR... Eğer Hakk’ın kalemiyse mutlaktır ve hulusi kalemi hologramdan aşırtabilecek kalemdir...

Bütün kötülükleri aşıp geçeriz canlar... Kesindir... Bugün DÜNYA için kıyamet beklentisi, büyük bir yanlışlıktır... Kimse dünyanın sonunu beklememelidir... BU DÜNYA YOĞUN IŞIKTA MUTLAK KURULLARLA KAYITLAR YAPTIKÇA YARINLARI VARDIR... Ve bugün gelenlerin de bunu anlamaları gerekir... Kesin olarak bilinsin isteriz ki; yarınlar için bütüne hizmet hepimizin gücüyledir... Eğer bütüne hizmetçiysek; YENİ DÖNEM İÇİN BÜTÜNÜN KÜLTÜYÜZ... Ölü diyarı olan bu dünyada, DİRİLİK KODLUYORUZ...

Uzun zamandır “DÖNEM SONU” dedikleri bu sona gelmek için, kaynak kayıtlamalar yapmaya çalışıyorlar... Ölüleri diriltmek bizim için mutlakiyetle gerçekleşen bir haldir... Ama iyi anlayın ki; ÖZÜ SÖZÜ AYRI OLANLAR, DİRİLİKTE KODLANABİLİR Mİ? ASLA!...

Farklı bir çalışma yapılıyor burada...BU FARKLI ÇALIŞMAYI ANLAYACAK GÜCÜ OLANLAR, HATA YAPMAMALILAR!... Ve Hakk’ın kapısını bulup, HALİK olmalılar... Hep bunu söylerim... Neden? Çerçeveli olarak, yapılan tüm çalışmaları artık geçmeleri gerekir ki; hastalıkları iyilik bulsun...

“İNSANSILIK” HASTALIKTIR... “İNSAN” olmadıkları sürece, hastadırlar... “HAŞR-I KAHA” da “HA” sistemine vardıklarında da; haklı, hakikiyetli olmalılar... Ölüyü dirilten, yolu kodlayan, AŞKI ŞAFAKLA DİNLETEN OLMALILAR Kİ, HASAT olabilsinler...

Ekmeğimiz Allah’ın ilmidir... Biz bu ekmeği yoğururken, aklın kalemiyle yoğurduk... Eğer bizi anlayacak güçleri varsa; KÖK GEÇİŞLERİNİ yapıp gelsinler... AMON olmak kolay... AMON olup, HATON da olurlar... Toprak olurlar, hologram olurlar, her şey olurlar ama şeytana şafak olmalılar ki; her şeyi kodlayıp kontrol edebilsinler...

Elimin gücünü bilmeyen kelamı bilmez... Benim adım İSRA’dır... Kaynak insan olan İSRA... Lekesiz kalan, tüm zamanları kayda alanları kodlayarak BÜTÜNÜN KÜLTÜ yapmaktır burada yaptığımız...

KARA IŞIK BÜTÜNÜN GEÇİŞİNİ YAPARKEN DE, BEDENLİ OLARAK YAPTIK BU GÖREVİ...

Canlarım;

Cinnilerden de söz edilir bilirsiniz... Hep bu kayıtlar yapıldı planette cinnilik... NEDİR BİLİR MİSİNİZ CİNNİLİK? Cennetin kapısını bulanlar, cevheri kalemde kelama vardıklarında, insanlığı ararlar... Ama insanlığı bulamayınca, cennette cevheri kelamı halik kılmadıklarında, “İNSANSILIĞI” KODLAMAYA KALKARLAR... İşte insansılığı kodlayıp “İN SAHASI”na vardıklarında, cinni kapıları bulurlar... O kapılarda ağır yük taşıyanlar var... Ağırı hafifletmeye çalışan bütünün kübra kelamında kodlanır ve ocağa varır... İşte bunu yapmak mutluluk olur...

https://youtu.be/YF0ALNBV-YQ

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 2

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ – 2. BÖLÜM

ELİN ALLAH’IN ELİYSE; YAŞAMIN MUKTEDİRDİR... Ama elin Hakk’ın değilse; aklında kelamın yoksa, yarının yoktur... Artık tüm insanlığın bunları kavraması gerekir...

Misafir değiliz dünyaya, bunu da artık öğretmek gerekir insanlığa... Hepimiz dünyayız canlar... Bu dünya şavkımızdır bizim... Has olan tahtımızdır bizim bu dünya... Ölmeyiz biz, bedenimiz giysimizdir sadece, artık bunların anlaşılması gerekir...

Mutlaka anlaşılması gerekir ki; bu bedenler, giyip geldiğimiz ve sonra giydiğimizin kontroldan çıktığı bir sahada bırakıp gideceğimiz kayıtlarımız değildir... Sadece elbisemizdir...

Deli Dumruluz... Öyle mi? Öyleyiz canlar... Bugün burada bunu da size izah etmek isterim... Adım, daha daha özel bir ilmimle dilleyeyim ki; biz deliyiz, ama diriyiz canlar... Niye deliyiz? Nedir delilik? ANLAŞILMAYANA “DELİ” DERLER... Ama anlasalar hak ettiklerini, has olup dinlediklerinde kendilerini anlarlar...

Bize bir tek İNSANLIK gerekir... Şu ana kadar insanlar, savaştılar yaşamla... Ama, bu savaşta kendilerini hak etmeye çalışmadılar... Sadece savaştılar... Ama insanın artık kendisini hak etmesinin zamanı geldi... Biz savaşçıyız... Kendimizle savaştık hep... Neden? Çünkü, BİZ TÜM SAHALARDA VARIZ, yaşayanız ve HASAT olarak kodlanan bilgiyi, HAK TINIYLA tahditsiz olarak kayıtlayanız... Ve bütünün kültüyüz canlarım... Şikayet eder, şikayet edilir diye düşünmeyiz...

NE YAPARSAK, İNSAN İÇİNDİR YAPTIĞIMIZ... Bıraktık yaşamlarımızı... Çok çok yaşamlarımız oldu tüm sahalarda... PLANETTE TEKTİR YAŞAMIMIZ... Ama diğer sahalarda BİRLİK KAPILARIMIZIN çok çok yaşamı oldu...

Kusurlu dünyalar, kusur arayanların dünyalarıydı... Kimsenin kusurunu sorgulamadık, aramadık... Dedik ki “KUSURU BULAN, KENDİNİ BULUR.” Çünkü o, kusuru olandır...

Bütün kapıları açtık, dilledik yaşamları... HEP “BİLİŞ” HALİNDEYDİK... Ve çok mutluyduk ki; karanlıkta aydınlığı kodluyorduk... SİBER “SİHA” SAHALARI OLUŞTURUYORUZ ŞU ANDA DA... Bu ne demek bilir misiniz? İSLAH olanların kelamlarıyla kodlamalar yapacak sahalardır bunlar...

Biliniz ki dünyada çok kırılışlar var... Öyle çok kırılışlar var ki; işte bunlar SİHA SAHALARININ kodlanışı için gereken kırılışlardır... Ve Hakk’a halik olup varmak için de, HAKK olmak gerekirken, herkes bu yoğunlukta kendini kodlamaya çabalarken; kıran kırılır, KIRABİLEN KIRILABİLEN OLUR ve YERDEKİ GÖZ ALLAH’IN GÜCÜ OLUR ve hepsini kodlar ve koklar... İşte bu kodlayış, tümünün yoğunlaşmasını sağlar...

Neden dünya? Hep bu sorulur... Çünkü DÜNYA, MERKEZ KALEMDİR... Her bir planet, bu yaşamı kodlayanlarca, kayıtlı olabilirken, kayıtlarını kodlayabilip, toprağı tohumlayabilip, büyük kötülükleri aşabilip, keskin bir cevhere varıp, mutluluğu kontrol altına alanlarda kodlayıcı olabilir... Haydi gelin, PLANETLERDE İLİM OLALIM... Hangi planet? Tüm planetler...

Sevgililer!...

Biz burada ZİYA olup sahada ZAKAR’a KELAM oluyoruz, KALEM oluyoruz... O halde, HER ANA DİREKT OLARAK KAYIT YAPIYORUZ... Yaptığımız her şey MUTLAKİYETLE yapılıyor... Ne yaparsak, TÜM BERK KAYITLARIYLA OLUYOR... BERK KAYITLARIYLA... Ne demek? HEPİMİZİN GEÇİŞİNİN YAPILABİLECEĞİ KAYITLARDIR BUNLAR... BERK KAYITLARI... Ve TÜM PLANETLERDE BU KAYITLAMALAR ŞU ANDA SÜRMEKTEDİR CANLAR...

Mısra mısra okuyoruz ve yaşama kodluyoruz... Kodladığımız her şey diriliği kayıtlıyor ve bilirsiniz 43. HAK KATININ da ötesine vardığınız zaman DİREK ZERK KAPILARI AÇILIYOR... İşte o ZERK KAPILARIYLA AN SAHALARINA indiriyoruz tüm kayıtları... Ve planetlerin potansiyel güçlerini diriliklere direkt olarak katıyoruz... Ve bütün kötülükler aşılırken, planetlerin kontrolu kuruluyor... Şu anda bu kapıda, BÜTÜNÜN KÜTLE KALEMİ var...

İş budur ve bunu bilerek bu çalışmayı sürdürmeliyiz...

Geçişiniz tamamdır canlar... Hoşunuza gitse de, gitmese de bugün bunları yapmamız gerekti ve yaptık...

Elimizin gücü bu, yolumuz bu ve şavkımız budur...

Hepinizi kucaklıyoruz...

https://youtu.be/5t0COLPVYzA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

18.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 2

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yaşamın KELAM olduğunu artık bilmeniz gerekir. Yaşam Kervan olsa da Hakk olmadıkça, Has olmadıkça halikiyeti hak etmez. Nesiller boyu doğanın gücünü hak etmeye çalıştı insan. Oldu mu? Olmakta… Şu AN olmakta….Doğanın gücünü hak etmekte insan… Nesiller boyu doğanın kültü olmaya çalıştı insan ve olmadı ama şu ANda kontrol kurulmakta.

Yaşamak, kendini hak etmek demektir. Bunu dinleyebilmekte, anlayabilmekte insan.. Emre itaat ve doğanın kültü oluş, Mutlak Kurulları hak ediş ve yolu kodlayış…. İşte İnsanın yapması gereken buydu…

Dünya Planetinde geçişler yapılmakta şu anda. HASAT tamam dedik ama Hasatta olanlar da çok. Peki, ne demek istedik? Ben, “Hasat tamam” demedim. Hakkın Kalemi olan dedi bunu. Peki, neden dedi? Kontrolunu kurabildiğini düşündü. Ve “Ben, bedenimi hak ettim ve Hasat ettim” demek istedi.

Yaprak yaprak okuyoruz yaşamları ya KA HAlar. Yaprak yaprak okuyoruz ve dilliyoruz. Türkiye Çalışmalarının gücünü anlıyoruz ve Hak İlmiyle kodluyoruz. Ruhun kulluğunda Mutlak Kurulları da hak etmeye çalışıyoruz. Bugün tüm planette kısırlık; Kaynak Kayıtlıların kısırlaştırıcılığı var. Ama bilin ki kontrollu oluyor her şey…

Suriye’de yapılmakta olan bir çalışma var. “Nadiren” dediler. Nadiren olan bir çalışma… ama yoğunluk çok güçlü Canlar… Orada kontrol kuruluşu yapılacak. Barış Kodlaması yapılıyor şu Anda Suriye’de ve bir barışa kaynak olucu bilgiler kodlanıyor. Kayıtları okuyoruz. Görünüz neler var: Tüm İnsanlık için büyük görev; büyük yaşam Kübra Kelamı diriliklere çekiliyor. “İslah olacak insanlık” demiştik ya…Bunu hak edenler, Hak olup yapacaklar. İSLAH; tek tek herkesin islahı değildir. KA Rİ Sİ KA HA denilen; KA Rİ Sİ KA HA denilen şafağın sahaya inişidir bu…

Ve bu şekilde, doğal dünya kültü kodlayacak.

Temel dil ALLAHIN DİLİdir Canlar! Bu dili kimse konuşamaz mı? Konuşuyoruz işte….Ve diyoruz ki; “Dirilik arttıkça kil olan insan; kurullarıyla kum olup kurullarıyla Kalem olacak ve şafak olacak ve ışığa Hakk olup paydaş olacak. İşte o zaman; Türkiye Çobanları dediklerimiz hani birlikler kurarlar da o birliklerde kodlamalar yaparlar ya ama kodladıkları, kendi yoğunluklarıyla kayıtladıklarıdır. Onlar çobanlık yaparlar aslında. Ama onların da arzın gücünü hak etmeleri ve kalem olmaları ve kodlanmaları, ilme varmaları ve Bütünün Kültü olmaları sürecine giriliyor. Artık herkes, KELAM olmaya çabalayacak ve olacak!...

İyi ki iyi ki Dünya Planeti kendini kodlayabiliyor ve kendi yoğunluğunu kontrol altında tutabiliyor.

Değerliler, uzun zamandır tüm zamanların sistemi olan İLMİN, KELAMLA DİLLENİŞİ İÇİN her şey hazırlanmıştı. Öyle bir süreç başlatıldı ki herkes kendini dilleyebiliyor ve dinleyebiliyor bu süreçte ama ama daha önemlisi Yaradan ve yarattığıyla yarınları kodlayan mükafatı kodlayabilmek üzere tüm insanlığın kaynağı olarak Pür Şafaklarla birlikte göz görür ki çalışmayı sürdürüyor.

Neden O burada? Çünkü O biz, biz O’yuz. Hepimiz TEKiz Canlar! BİR TEKiz…Ve bu TEKLİKte tüm zamanların şarkısı var. Ve bu dünya, ölüleri diriltebiliyor artık. Ki ölü dediğimiz, kendini hak etmeyendir. Artık ölünün dirilme süreci başlamıştır.

Yeri yaradan, yeri hak eden, yer olan her kim varsa kelama varmalıydı ve vardı. Kuran’dan öte bir KURAN’dır İLİM. Ama ilmi bilen Hakk olandır. İnsanlık Boyutlarının gözü görür ki YAŞAM tüm insanlığın saha olarak dillediği halikiyetidir. Tek tek şunu ilme dileyeyim ki asla hatamız yoktur ve verdiğimiz her şey mutlaktır. Bugün bu bilgi, SONSUZ SIR OLAN İLİMle verilir. Ama bu ilim Allahın İlmi’dir. Ve bu ilmi dilleyen Bütünün Kelamı Olandır. Ve Allah Süper İnsanlık Realitesi denilen bu çalışmayı Kök Göklerle kodlamıştır. İmparatorluğun gerçeği budur. İmparatorluğun Kübra olan Kelamı buradadır ve bu kelam hasat yapılacak dönemlerde Hakkın Kapısını bulur, Hakk’a varır ve Hakkın Kalemi olur ve Hasat olur. Ve Hasat olduğunda Hasatı kodlar ve Hasatı yapar.

Devamı 2. Bölümde

https://youtu.be/a31tgBHA_rY

Süper İnsanlık Realitesi

 

18.EYLÜL.2019 TARİHLİ İSLAM OLAN İNSAN 2

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ 2.BÖLÜM

“Elim Allahın Eli” derken; “Aklım, Hakkın Kalemidir” de diyebilir. Eve dönme zamanı geldiğinde; evler evi olur ve döner ve evlerin her birinde kelamı olur.

Değerliler, Rahman’a KA HA olmak mutluluktur insanlığa. Ama Rahmi Kapıda kelam etmek daha büyük güçtür. Eğer sevgiyle Rahman’a varmış ve Rahman olup Rahmi Kalemde mutlak olmuşsanız; ALLAHIN İLMİ, sizin ilminiz olur. Allah, insanın Kelamıdır bunu da iyi bilin! Sanmayın ki Allah sizin ötenizde farklı bir şarkıdır. O, sizin sahanızdır ve sizdir.

Evi, 4.000 yıllık dürümlerle dillediğimiz bugün bu evde herkesin Kelamı olmalıydı ki bunu hak ettik, başardık. Korkmayın! Dünyanın üstünde hiçbir dürüm oluşmadı ama bu dünya, hepimizin göreviydi ve bizler bu dünyayı göreve Kaynak yapabilmek üzere; gerçek kapımızı açıp buraya ektik. Genişledik, genişledik, geçişkenleşip kelamla dilleştik ve tüm sahaları Hak Teknikle kodladık.

Şu anda, Türkiye’nin çok üstünde bir görevimiz var ama biz bu görevi Bütünün Kübra Kelamı’yla kodlarken iyi bilin ki dağın daha üstündeki DAĞ olmalıyız!

Hasat olmalı, Hasatı kodlamalı İnsanlık! Hakkın Kapısı’nı bulmalı ve KA HA olmalı! Hem Dünya Planeti hem diri olan diriliği dilleyen dürümlerin dilindeki diğer planetler; tümü Aklın Kalemi olmalı! “Hangi planet daha yüce” diye sordular; İlim olan, Hakim olan, halka halka geçişkenleşip gerçek kelamı kodlayan her planet, Hakkın Kapısı’dır. Tüm planetlerin ilahi gücü İNSANdır. Eğer İNSAN olmazsa YAŞAM olmaz Canlar! Kesindir! Sanmayın ki insanın ötesinde bir forum var ki İlmin Kalemidir. Böylesi bir hal yoktur. İnsan, İnsanlığını dillerken Hakkın Kalemi’dir ve Bütün’ün diriliğini diller.

“Oku” der, oku! Oku, oku, oku, oku, oku, oku, oku! Kelamın hakkını ver de oku! Hakk’ın sırrını bil de oku! Dillen de oku! En ve boydan ibaret kalma! Sen, bir kodsun. Ama sen BİR’İN BİRLİĞİNDEKİ DİLSİN. Eğer sen, enden boydan ibaret kalırsan; SESin dahi yoktur.

Eğer sen, BİR’e hizmet için çalışacaksan; önce Kürz-i Sahaya var. Önce, körün gözünün gözü ol ki SÖZ ol! BİR’e hizmet et! Sen beden aldığın zaman, Medine senden öte değil miydi? Peki, ne oldu? Sen bedene girdin; Medine’nin dili oldun, dinden öteye vardın; DİRi oldun. Bugün de artık o dirliğin ötesindeki diriliği kodluyorsun ki çavuş değil; hiçbir üst merci senin öten değil; sen kelamda kendinsin.

Yarında kendi yüreğindesin. Aklın sırrısın ve şarkında şafağın var. Senden başka hiçbir ses senin üstünde değildir. Bunları artık öğretin Yaşam Formlarına. Ben sana seni anlatmam; ben, beni de anlatmam. Ben, tüm sahalardaki Kelamı anlatırım ki O KELAM, İNSANDIR.

Donanlar vardı yaşamda; dondular ve kayıtlarını kontrol altında tuttular. Şimdi artık, o donanların toprağa inmeleri gerekiyor. Çoğu köksüz, göksüz ve ışıksızmışlar öyle mi? Yok Canlarım, yok; hepsi ışıktırlar ve gelip dönmeleri gerekiyor. İşte bugün, onlarla olmalıyız; kendilerini hak etmeye geldiler.

Benden öte bir BEN miler? KELAMdırlar, hepsi KELAM….Ve Öz Görevleri mükafatlarını hak etmektir. Koskoca bir TOHUMdur hepsi, her biri ama hepsi BİR TEK TOHUM; işte o TEK TOHUM; MUTLAK OLAN ve HAK OLANdır. Hepsi burada o teknikle kodlama yapacaklar. Şu anda onların geçişini yapıyoruz. Gerçek GEÇİŞtir olan…GEÇİŞ, genişleyerek değil; Hak Teknikle kodlanarak oluyor.

Bütün’e hizmet için buraya inmeye çabalıyordular ve bugün onlara izin veriyoruz. Gerçekten buraya girmeleri mümkün müydü? Mümkün olmasa burada olamazdılar. Ve şu ANda, şu ANda ve şu ANda ve şu ANda…. Ah, İşte! GEÇİŞ tamam….

Bugün bu bilgileri ben, gerçekten dinlemek istiyordum. Onları hak etmek istiyordum. Onları hak edip HAKKIN KALEMİ olmaları için KAYNAK olmak istiyordum. Ve onlara MUKADDİME’yi kayıtlamak istiyordum.

İyi bilin ki; hepimizin diriliğinde MUKADDİME var. Nedir MUKADDİME? İlk olandır. İlk olanın her bir bilgiye kaydı gerekir. Nedir ilk? KELAMdır…Her birinin ilk olan KELAMı ve o kelam hep İNSANda kodlanır. İNSANdır KELAM eden ve İNSANdır, HAKKIN KALEMİ’ni kodlattıran. Öyleyse; ocaklarını yaktık, onları dinleyelim! Hadi geçin kayda girelim!...(kayda girildi)

https://youtu.be/JmqFY_2Sc9k

Süper İnsanlık Realitesi

 

 

 
  Bugün 159 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol