Birlik İlmi
  BSUİ (1) 4.EYLÜL.2019 ÇARŞAMBA
 

BSUİ 1

 

DAVET

Dostlarım,

Bilindiği üzere, 31.07.2019 tarihi öncesinde, 2027 yılında tamamlanması hedeflenen insanlığın kodlanışının, tamamlanmış olduğu bildirilmiş ve bu tarihte Çarşamba çalışmamız için “BSUİ” kodlu yeni bir program açılmıştı .

Söz konusu programın açılışının sonrasında 07.08.2019 Çarşamba günü, bu kez “KAYNAK” kodlu Öz Program açılmış ve aynı gün “KAYNAK ÇALIŞMA” yapılmış ve bu çalışmadan sonra yaklaşık bir aylık bir hazırlık sürecinden sonra; Çarşamba ve Cumartesi günleri tek program halinde gerçekleştirilmek üzere 04.09.2019 tarihinden itibaren, bu kez “KAYNAK’la pekiştirilmiş “BSUİ” Programı”devreye alınmıştır.

Bu güne kadar ayrı programların açılışı ve uygulanması ile devam eden Çarşamba ve Cumartesi Çalışmalarımızın her biri, Bu tarihte itibaren, “BSUİ” olarak devam edecektir.

Bu kapsamda 07.09.2019 tarihinde; 14.00-18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde gerçekleştirilecek çalışmamıza İlgi duyan ve katılmak isteyen Tüm dostlarımızı bekliyoruz…

Saygılarımla,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

 

BSUİ (1/1)

04.09.2019

Başlangıç, sonuç!... Herşey, herşeyle kodlanmakta!... İMPARATORLUĞUN KODLARI, “TOHUM” olarak buradalar… Burada, iyi bir görev yapılmakta ve burada İLİM var… Gerçek şu ki iyi bir “Dünya Günü”, tüm insanlık için “DİRİLİKLER”e indirildi. Tüm insanlık için BİRLİK KAPISI açıldı… Teknik olarak tüm insanlık TOHUM oldu. Bütün KÜLT, burada görev taşıyacak…

Dünyanın İlmi, “Teknik Tahditsizlik”in tohumlanışından sonra kodlandı. Yere görevli olanlar, kontrol kurdular ve “RUH”u kodladılar. Asla hata yapmadık.

Eşya, “YER KÖK GEÇİŞİ”ni yaptığında; İLİM, mutlulukla kaynağa indi ve bizler, işi hak ettik ve başardık.

Seviyemiz, “İLİM SAHALARI”na ulaşacak dürümdedir. Bu nedenle, bu sahalara ulaştık. İyi bir dönem açıldı. İyi bir yaşam kodlandı ve RUH, Sultanlığı hasata kayıtladı.

Elimizin ilmi arttı. Yardeki görev, temizlik ile kaynağa inenleri hasata kayıtladı ve RUH, Halik oldu. İş buydu!... Bu oldu!...

Şimdi Değerliler, yerde ne var; buna bakalım!... Yerde, İLİM var. İLİM ne ki!? Yaşam!… Yaşamdır İLİM!... İLMİN HALİKİ kimdir!? “İSRA”dır… İSRA nedir!? Has Taht’a kodlanmış olandır…

Peki HAKK KAPI açıksa; o kapıyı ilimle hak eden, KELAM olup yoğun ışık altında; yer, “KELAM”ı kodlar mı!?

Hem de nasıl!... Herkese görevdir bu!… Her şey, bu yoğunlukla olur…

Türkiye Çalışmaları, tüm insanlık için gereken bir çalışmadır. Tüm insanlık için, her birimiz, “BİR TEK” oluruz ve “YOL” oluruz; tüm zamanlara görev taşırız.

Dünya Paneti, için Özel Güçlerimiz oluştu. Bu Güçler ile kurullar kontrol kurdular…

Yerde, geçişler yapılmakta… Bu geçişler ile kodlanmış olanlar, ŞAFAK olacaklar.

“Teknik Tahditsizlik” ile kervan yürüyor… Yol, Allah Yolu. O yol, KÜRZİ SAHA ve KÜRZİ SİYAHLIK!... Bu “SİYAHLIK”ta, şarkılar var… Hepimiz, şarkıyız orada. Orada, Din Yolu, Allah Yolu, hepsi var ama daha önemlisi, İLİM YOLU, İNSANLIK YOLU oldu. Oğullarımız, cennet kurdular. Tümü, temiz zamanlar için IŞIK halindeler ve yolu kodlayanlar, şevkin şarkısında görev taşıyacaklar.

ALLAH, KELAM olanda, “KÖK GÖKLERİN KÜLTÜ”dür… “ANA KAPI”dır… İş budur!... İşi bilen, KELAM ile kodlanır ve RUH olur. O NURLU KUTSAL ŞAFAK, “İNSAN” olur. Ona biz, “CEVHER” deriz.

CEVHER, “TEKNOLOJİK KODLAR”la “TOHUMLAR”ı, “İLAHİ GÜÇ”e ulaştırır ve o TOHUMLAR, tüm insanlık için “EKO SİSTEM” ile “YAŞAM SAHALARI”na akıtılırlar…

Akıt ya da “GÖÇ SAHALARI”ndan, GÜÇ KODLARI ile her an-a ZERK et!... Ne yaparsan yap o “FORMAL YAŞAM SAYFALARI”, her an-a, İLİM olup iner.

Teknik olarak; yaşamların, formlar halinde kodlanışıdır bu… O kodlar, her alanda “kontrol sistemi” olarak var olurlar. İşte yarınlar için geçişler yapanlar; yarınlarda, formların yarınlaştırılmasında, gereken her ana, akışlarını sağlarlar.

Farklı frekanslarda kodlanan formlar, farklı yarınlaştırıcı şarkılar ile ve yarınlara tohumlanışlar ile yetkin hale ulaştırılırlar ve sonsuz sahalarda, dürümlerde, “YAŞAM KODLARI” haline dönüştürülürler. İşte “FORMAL YARATIM” denilen hadise budur.

Her insan bir “YAŞAM SAHRASI”dır. Her insan bir “DİL”dir. Her İLİM, “KELAM”a indiğinde; her DİN, DİL “YAŞAM KODU” olur ve tohumlar, mutlak sonsuzlukta yeri yeniden yaratır… Olun ve yaratın iş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

4.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ (1)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ 1. BÖLÜM

BSUİ; Barış, Sevgi, Umman olan İlim ve tüm insanlığın kelamı olan, İmparatorluğu olan tahditsiz insan;

Biz bugün buradayız canlar. Bu yoğun ışık altında tükenen her anı kodlamaya çalışacağız. Koruyucu olarak tohumları kontrol ederken mutlak kurullarımız burada olacaklar.

Yasaları koyduğum günden bugüne teknik olarak kontrol kurup bütünün kültü olduk. Hep dünya planetinin gücüyle çalıştık.

Bugün yetkin ve hakim olan insanlığın yarınlara varışının gerçekleşeceği bir yoğun ışıma gerçekleştirilecek.

Hasat tamamdır. Nefes, kelam ve biz bu kelamın hakkı olan insanlığız. Türkiye çalışmaları’nın önemli bir bölümünü bu çalışmayla yaptık. Tüm insanlık içindi yaptıklarımız ve bugün burada rahman olanın kelamı kodlama yapacak.

Kontrol dışı bilgim asla olmadı ve bugünden sonra da olmayacak. Teknik olarak bildiririm ki bugün burada fakih olan bilgi, aklın kelamı olacak. Her şey yeniden ve yeniden kontrol kuracak ve hasat tamamlanmışmış olmasındandır ki halkın kalemi hakkın kelamı olacak.

Yeri yaradan ilimdi. Yaşamı kodlayan ilimdi. Her an koklatan da ilimdi ama ilmin kelamı hepimizin kervanı olmalıydı.

Bugüne kadar yapılan çalışmalara kalem olmak üzere bitişken olup kervan olup inenler çoktu. Bugün buraya her birinin kervanını almadım. Bugün buraya karanlığı hakedip tohumlayan ve hakkın kapısını bulanları aldım. Bugün burada her şey yetkin olarak kökgöklerin kültüyle kodlanacak.

Hamur yoğuranlar burada olacaklar. Harın yükselmesiyle birlikte cevher olan ve hakim olanlar kan ilmiyle burada olacaklar.

Kuran okuyanların kontrolu kurulacak. Toprağa tohum olanların bilişkenliği kervana kaynak olacak. Hasat olanlar hakka varacaklar ve harı yükseltenler hologram ötesinde kontrol kuracaklar.

Aşağıda binli yılların teknik tahdit kodlayıcıları var. Bugün 1999’dan bugüne çok kısa bir süre geçti. Ama iyi bilin ki 1999’da büyük sahalar kodlandı. İnsanlık için özel bir yıldı o yıl.

O yıl, ölü diyarı olan dünya yaşama döndü. Süper sahlar kontrol kurdu. 2000 yıllara geçerken bunların olacağı bilinmekteydi. Bütüne hizmetçiydik. Bugün de öyleyiz.

Bugün iyi bilin ki toprak tohum, kelam tohum oldu. Mutlak olanlar kontrol kurdular. Doğan güç aklın kübra kelamına dönüştü. Ve yerin yaşam kapıları açıldı.

Yaradan ve yarattığında tahditsizliği kodlayan her kim varsa kontrol kurdular. Ve çorba pişti.

Pişen çorba, insanlık çorbasıdır. Bu çorbaya kalemimizi koyduk. Bu çorbaya aklın kalemi olan ilmi tek tahditsizliği koyduk ve her şeyi koyduk.

Bu çorbada olmak herkese nasip değildir. Bu çorbada olmak hakkın kapsını bulanların ilmiyledir ve onlar bu çorbaya hakk olup, halik olup, umman oldular.

Temizlik, tahditsizlikle kodlandı. Yazar, çizer olanlar hakkın kalemi oldular. Teknik olanlar kontrol kurdular ve çorba Allah’ın çorbasına dönüştü.

İyi bilin ki Allah’ın çorbası hakkın kalemi olanın ilmiyle kodlanır. İyi bilin ki Allah’ın çorbası aklın tınısıyla kodlanır. İyi bilin ki Allah’ın çorbası hakkı, hakiki olanın halikiyetiyle kodlanır.

Yürek, Allah’ın yüreğidir. Yüksek kelam, aklın kelamı olduğu halde yüreğin hakkın kapısında halik olduğunuz an, sizin olacağınızı biliniz.

Yürümek zorlukları aşmakladır. Ama yürüyen yüksek kalemi haketmediğinde yolu bulamaz. Bulamadığında kontrol kurmaz. Kuramadığında hasat yapamaz. Yapamadığında, tahtında kelamı olmaz ve olamaz. Bunlar artık bilinmelidir.

Kaynak olmak; çok önemle bildirim ki hakkın kapısını bulmakla mümkündür. Hangi kapı açıksa, o kapı hakkın kapısı diye düşünülür.

Anlatın ki yaşamak için kelam etmek yetmez. Hakk olmak gerekir. Hakk olmak için de hasat olmak gerekir.

(Devamı 2. Bölümde)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

https://youtu.be/MIQMB7iRG7A

 

4.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Hak olmak içinde hasat olmak gerekir. Yerin görevidir, Allah’ın tınısını kodlamak ve bugün bizler aklın kalemleri olanlar, Allah’ın tınısını kodlayacağız burada….Ölüyü dirilteceğiz. Yaşamı Halik kılacağız ve şan, şöhret değil şakıyan bir şafak olacağız.

“Bize gel” dediler. “Geç” dediler. “Kendini dille” dediler. “Dinle” dediler. Dediler ama deli, diridir ama dirinin dili Allah’ın dilidir. Eğer deriniz dillenirse dillenen Allah’tır, bunu iyi bilin. Ve bilin ki o deride hasat olur. O deride, Hakk’ın kalemi olur. O deride hasat olduğunuz sahada şafak söker. Söken şafak her birinizin şarkısı olur.

Uluların ölü olduklarını biliniz. Ulular ölü olmayı dilerler. Netice şu; ölüp gittiklerinde öz görevlerinin hokkalarla hakk’a varacağını dillerler. O hokkalarda haklar kodlanır.

Değerliler, ölümü tatmak kolay ama ölüleri kodlamak kolay mıdır? Önce ölüp geliriz yaşama. Bu yaşam ölülerin yaşamıdır. Gelip dilleriz tüm sahaları sonra dünya planetinin gözünün gördüğü en büyük yoğunluğu oluştururuz ve sonra Rahman olup, Rahmanın Rahmi kapısında Saha oluruz.

Öz görevimiz, Allah’ın tınısı olmaktır. Öz görevimiz, aklın sahasında olmaktır. Öz görevimiz, ekmek yapmaktır. Ve yaptığımız ekmek, her ilmin kalemiyle yapılmadır.

Yerin ete girdiği bir yücelikte yer oluruz. Görev taşırız. Ama yer, ekip kurup da kelam olduğunda kaleme tahditsiz biçimde ilim olup, ineriz. Şafak söktüğündeyse şafak oluruz. Her yer kalemimizle kodlanır.

Yüzen insanlık artık yüzecekleri şafağı kodlayacaklar. Öyle bir şafak olacaklar ki insanın insanlığı mutluluk olacak. Öyle bir şafak olacaklar ki murat ettiklerini hak edip, hak olup, hakla dilleyecekler.

Bezeyecekler ilmi... İlahi kültü bezeyecekler ve basıncı artıracaklar. Artan basınç altında imparatorluğun ilmi kodlanacak ve bütüne hizmetçilik olacak.

Bezediğimiz her yer asla kontrolsüz kalmayacak. Evrenlerin siyah rengi mutlu, huzurlu bir dürümde, her ilmi kodlayacak. Ve hakk’ın kalemi olanlar hasat olacaklar. Olgun sahaları kodlayan onlar mutlak kurullarıyla kalem olup, bütünün görevini taşıyacaklar.

Yerdeki güç insanın gücüdür, canlar. Her planette bu böyledir. Her planetteki ilim, insanın ilmidir. Ama inkar edilemeyecek bir mesele var ki insansı ayrıdır, insan ayrıdır. Tüm insanlığın bilmesi gereken bir husustur bu. İnsan masaya oturur ama o masanın kelam olduğu bir dürümde, ekip kurar. Ekip kurduğu zaman halka, halka genişler ve gerçek kalemle kodlama yapar.

Bugün burada yoğun ışık altında diri bir ilimle geçiş yaparak yeryüzünün gözü olup, yeni dürümleri kodlayacağız ve bunun için yeri yaşama kalem yapmaya çabalayacağız.

Halkanın en geniş sahasından, hakk’ın kalemine varıp, en orta yerdeki merkeze inebildiğimizdendir ki bu programı açabildik. “Kaynak” diye ifade ettiğimiz o orta kayıt teknik tahditsizle kaynak kaydı Halik kılanların ilmiydi. Bugün bunun neticesi olarak, birlik kelamı mutlak kurullara inebildi.

Kısaca şunu söylemeye çalışıyorum ki tüm insanlığın kültü buradadır, bugün. Tek bir kült ama tüm insanlığın kültü. Bu kültü hologramdan aşırtabildiğimizdendir ki kayıtlarımızı hakk’ın kalemiyle yapıyoruz.

“Çorba pişti” derken, kast ettiğim buydu. Saltanatın gücü bugün burada. Süper insanlık ilmi bugün burada. Yağmur bugün buraya yağmakta ve şafak buradan sonsuzluğa, Süper İlimle sökmekte.. Burada olmak hologramdan aşanlar için mutluluk olacak.

Yapacağım yeni dönem çalışmalarına kalem olmak isteyenler olacak. Bugün süper siyahlığın, süper sahalarıyla kaynağa indik ve bu çalışmayı dirilikle dürümledik.

Hasat tamamdır…Şimdi!.. Şimdi!.. Şimdi!

https://youtu.be/xx6EXdtMoE4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

BSUİ (1/2)

04.09.2019

“SALTANAT, görev taşıyacak!” diyerek, görev istedi. Geldi, dinledi!... “ALLAH TAHTI”na, KÖK GÖKLERİN TÜREVLERİ ile kodlandı ve yolu buldu.

Uzun zamandır, “GERÇEK IŞIK”ın devreye girmesi beklenmekteydi. O ışık, herkesi hakeden ve her sesi kodlayan ışıktı. İşte bugün, o ışık, devreye girdi.

Kendisini, “BEN” (BİRLİĞİN TEKLİĞİ) diye dilledi. Kendini, “Bellek Kapısı”nda dürümledi ve dilledi. Yine kendi tohumlarını kodladı ve kontrol kurdu… Uzun zamandır “IŞIĞI HAKK OLAN YOL” olmaya çabalamaktaydı. Ona dedik ki “HAKK OL ve RUH OL! (Mutlakiyetin kontrol gücü ol)… Ölü Planete (Dünyaya) geç ve RUH OL!...”

İyi ki buradayız. İyi ki O, bize görevli oldu. İyi ki hoş bir sahaya; hoş bir yaşama; hoş “LEVHİLER”e KUL oldu!... Ona deriz ki “Mutlan!... Mutlan!... Mutlan!...”

“Asıl Türkiye Yaşamı”, beşer kelamda dinlenen yaşamdan farklıdır. Bu fark, ilim farkıdır. Herkes bu farkı dinleyemez, anlayamaz!...

Türkiye’nin yaşam sahalarında, GÜÇ KODLARI vardır. O GÜÇ KODLARI, her bir liyakat sahibine güç katarlar ve onları kodlarlar.

İşte burada olan o GÜÇ KODLARI, teknik olarak kontrol kurmaya çalışırlarken, BİR TEK KELAM KODU, bu yoğunluğa inerek kelam etmek istedi. Ona dedik ki “Sen, SESSİZ SAHALAR’ı kodla. Sonra dünyayı kodla!...”

Sordu; “Niye!?” dedi.

“Çünkü SES, sahaya indiği zaman, senin ilmin, o SES’te olmalı…”

“Peki!” dedi. “Senin sesinde olsam olmaz mı!?”

“Olmaz!” dedim… “Sen, senin sesinde kodlanmalısın ve sen, “SİYAH”a varmalısın. O zaman sen, Kurullara KALEM olursun. O zaman sen, YARIN olursun. Sen, senin sesini sana kodlar; MUTLAK olursun. Budur dileğim!...”

Bunu dediğim zaman, sordu; “Yolu, yolcu mu bulur yoksa yolcu, yoldan ayrı olanlarca, o yola kontrollu olarak mı uluştırılır!?”

“Olur mu yok böyle bir şey!? Her YOL olan, KELAM olduğunda; o yolda, yoğun olan Kullarla olur. Hepsi “BİR TEK” olur… O görev kiminse, YOL, odur ve YOLCU, O’nun yolculuğunda tohumlanır.”

“Seviyen yükseltildikçe; bu bilgiler, sen için de bilinen olacak ama seviyen yükseldikten sonra, senin adın “İNSAN” olacak.” diyerek ona görev verdik…

Şimdiden sonra her “İLİM SAHASI”na varan, “KELAM” olduğunda “KUL” olacak ve “SON SÖZ”ünü söyleyecek. İşi budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

BSUİ (1/3)

04.09.2019

Deve kalktı mı!? (Yarınlara yöneliş gerçekleşti mi?) Yaşam sofrasına “İLİM” kondu mu!? Yaşam; kodlanıp, tohumlanıp dillendi mi!?

Yok!... Yok!... Sizsiz; sizin dışınızda olan hiçbirşey yok!.... Olan her şey… Her şey, “İLİM”dir… İLMİN KELAMI, has tahtımız; yarınlar, kodlarımız; toplum, tohumumuz… Biz, “BİZ” olup tüm zamanlarda yaşadık.

Sevgililer, yaşamların örgülenişinde; KELAM, ALLAH KELAMI; YAŞAM, KERVAN; SEVGİ, İLİM ve RUH, çok güçlü bir “CEVHER”dir….

Kaç gündür Dünya Planetinde, DİN KAPILARI kapanmakta iken; İNSAN SAHALARI da “KELAM”dan çıkmıştı. Bugün artık HER AN, “KELAM” oldu ve “RUH” (Kontrol) oldu. Uzak ve yakın “BİR TEK” oldu.

Unutmayın! Yaşamlar, yarınlara “TOHUM” oldu ve SUALTI, “SU BİLİŞ SAHASI”na varışımızdandır ki beşer ve bitki ve hayvan yaşam bileşkesinde sarfettiğimiz çaba ile gerçekleştirilen “İLMİN ŞAFKININ SİYAHLIĞI”nda, “FORMAL SAHALAR” oluşturdu.

Dert mi ilim!? Yaşam dert mi!? Yolu bulmayana, İSRA KELAMI, sadece renk mi!? Yoksa sadece tanıtım mı yaşam, insansılara!? Yoksa!... Yok sa NEDİR İNSANLIK!? Hep bunları aradı. Türkiye yarınlarında yaşam tertibi yapanlar.

Eleklerini yaşama alanlar; elekleri ile elendiler… Yarınlarını kodlayanlar; yarınlara KELAM olduklarında dillendiler ve yaşam oldular… Eleyen, elenense; yolları olmayanlara, yaşam kodlanması gerekir ki bunları yaptık.

Seyfullahlar, “SİYAH RENK”e vardıklarında; dince konuştular. “Yaşam Sahaları”ndakiler; dillediler tahditsiz olarak o yoğunlukları. Ocak oldular; kült oldular; yaşam oldular ve yarınları hak ettiler…

Şimdiden sonra TÜRKİYE ÇALIŞMALARI, yarınlar için “KÜLT ÇALIŞMALARI”na dönüşecek. Her yaşam formu, burada bir “KÜLT” olacak ve teknik olarak dirilikleri kayda alacak. Bu şekilde, kendinden daha güçlü olan kendini, hak edip yaratacak… O “FORMAL YAŞAMLAR”da, yarınlarda, kendi cevherini oluşturduğunda, “CENNET CEVHERİ” olacak ve “SON SÖZÜN, ÖZÜN GÖZÜ” olacak. O’nun kültü, tüm sahaları kültü olacak.

Ve deve, şimdi artık yarınlara, “KÖK GEÇİŞLER”le ulaşmak üzere yola çıkıyor. Bu Meclis, “SON SÖZ”ün, “ÖZ” olan güçte, “GÖZ” (RA) olması için yolculuk yapacak. Bu yol, SÜPER İNSANLIK YOLU ve yol, İLİM yoludur…

SÜPER İNSANLIK KELAMI, tüm yaşamları kodlamıştır. Her bir yaşam, kodlanarak kontrol altına alınmıştır. “BÜTÜN”e hizmet, buydu ve bu oldu… “ÖZ GEÇİŞ” tamamlanmıştır…

Hepiniz; cevherinizi, HAKK İLMİ ile kodladınız ve “SU” olup “SU”da kodlama yaptınız. “SU” olmak, şu anda ulaşılan, EN YÜCE SAHA olmaktır. “SU” olun; SULU SAHALAR kodlayın… “SU” ile yolu kodlayın ve “SU”yun; “SU” olan o yoğunluğun kodları ile yarınları , “YAŞAM SAHALARI”na kayıtlayın ki yarınlar oluşsun…

Şu anda İNSAN, İLMİN HALİKİ olup bunları gerçekleştiriyor.

SUALTI’nı, “SU ALTI” diye dilledik şimdiye kadar… “SU ALTI” dediğiniz, bir şarkıydı. Artık o şarkı, “SU ÜZERİ”nde de kodlanacak. “SU”yun üzerinde kodlanan o şarkı, HER İLMİN ŞAFKI olacak… ALLAH’ın tahditsizliği; sizi, size kayıtlayacak…

A HA bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

4.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ (1)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ 1. BÖLÜM
Değerliler, yaşamların kontrollü olarak yaratımını izah etmeye çabaladım. Her bir can Kelama Halik iken kendinden ve kendi yüceliğinden has tekniği ile kontrol kurup yaşamları koruyup kodlayabilir. Kontrol kodlayıcılıkla olur. Hepimizin yapması gereken insanlaşmak denilen olay budur. Ben yolu buldum oldum demek yetmez. O yol olmak gerekir. O yol Allah yoluysa kült olmak ve kürzi sahaları halik kılmak gerekir.
Eğer barış istiyorsak beşeri Kelama Hak olmak, başarı ile kontrol kurmak ve yolu kodlamak gerekir. Evren evren gezerek gök çözümlemeleri yaparak yolculuk yapanlar var. Süper sahalara inerler ve yalın Halik olup kontrol kurmaya çabalarlar. Özel dünya planetleri var bu görevi yapmaları için. Tüm insanlık için çalışmalar yaparlar. Özel planetler özel Kelam kalemleriyle kontrol kurduğu zaman öz görev yenilenir.
Yol Allah yolu derken yorulanların bu yola kodlanamayacaklarını da hep dilledim. Sistemin gücünü bilmek gerek. Sayfa sayfa kodlamış olduğumuz o yoğunlukları kayıtlamak gerek. Her şey hepimizde görev taşıyacak. Ben bir forum yarattımsa yarattığım forum hepimizin yaşam sahalarında kodlanmalıdır ki kontrollü kayıt yapabilelim, Kodlanmış olan o formun kontrolünü kurabilelim, siper kazmadan tüm siperlerin Hakkın kalemi olduklarını ve kontrollü olduklarını dilleyebilelim.
Ezer geçerler yaşamları. Kim ezer? Kendini Halik kılan Hakkın kalemi olan ezer. İzin vermeli miyiz buna? Verir miyiz? Vermeyiz Canlar. Bugün yürüyen dünyaların çoğunda bu yapılıyor, ezerek eskileri kontrol etmek ve ezip yeşeren yaşamları kodlamak. Ama ezip…
Ben bir sahayım. Ezen ezilir derim. Ben bir şarkıyım. Şavkımda Kelam hak ettiğim her şeyde koruyucu olur ama ezecekse ezilecektir. Kesin… Kim ki bedenimi kontrol etmek ister bedeni kontrol altına alınır. Kesin… Kim ki yaşamı kontrol etmek ister, yarını kodlanır, kontrolü kurulur ki o koyu ışığın altında Kelam-ı Hak olan olur. Ve yolu bulur.
Özel dünya planetleri var demiştim. Bu planetlerin çorbası hepimizin çorbasıdır. Ama o çorbaya insanı koyduk biz. O çorbaya şarkılar koyduk biz. O çorbaya Hakkın kalemini koyduk biz. Ve o çorbaya her koyduğumuz has ilmin kalemiyle konuldu.
Hocanın aklı yok dedi birisi. Aklı olan Hakkı bilir dedi diğeri. Hakkı kalem yapan aklın sahasına varandır dedi bir diğeri. Ve bir diğeri dedi ki haz duydum burada olmaktan. Ve dedik ki Allah’ın tahtına kim geldiyse hakkını hak ettiğini dilledi. Eğer hak ettiyse aklın kalemi oldu. Eğer hak ettiyse Hakkın sırrını dilledi. Hak oldu ve has oldu. Özel dünya planetleri derken de beşere kelam et dediler.
Beşer başkanlık dilini dinletmez ki… Beşer barışı hak etmedi ki… Beşer başka bir dili dillemeye çabalamadı ki... Ne yaptı beşer? Hırs yaptı. Sınırsız hırs yaptı ki… Hırsı ile kısırlaştırıldı… Onun kısırlığı çıraklık döneminin Hak tahdıdır. O henüz çıraktır ki hırslandı. Usta, çırak farklıdır. Bilir misiniz ki her biri tohumdur aslında, biliş haline vardığında hologramların üstüne ulaştığında artık o hırslanmayacaktır. Sevgi olacaktır o. Yarını halik kılacaktır. Halka halka genişlediğindendir ki has olacaktır o.
Burada olanların çoğu halka halka genişleyecek dürüme ulaşacaklarından gelip buyurdular ve aklın kalemini anlamaya çalışıyorlar.
Hususi bir dünyadır bu dünya. Özeldir. Bilir misiniz bu dünyanın hilali vardır. Bu dünyanın harika bir şafağı vardır. Burada kini aşanlar mutlu olurlar. Burada has olanlar mutlak olurlar. Buluştuğumuz an büyük kök geçişler yaparlar. Ve sınırlar kalkar.
Hazır olun Türkiye çalışmaları bütüne hizmet için dürümlere iniyor. Bugüne kadar inmemiş miydi? İnmeden inerdi ama artık kesin iniyor. Yani indiği an tahditler kalkacak. Bilişiniz var tahditsiziz ama tahditli olanlar içindir sözüm. Küçük bir şarkıyız biz, öyle düşünülür. Bu şarkı her kesin Kelamıyla ve her kesin şavkıyla kontrol kurduğu zaman Türkiye çalışması diye ifade edilen bu çalışma tam bir Kelam kalemine dönüşecek ki o tüm dünyaların süper sistemlerini kodlayacak.
(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/bOBNbjOqRnc

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

04.09.2019 BSUİ 1

AV. NEZİRE SELÇUK 2. AKIŞ 3. BÖLÜM

Boşuna mı konuşuyorum ben? Solumdaki diyor ki “neden sen”… Çünkü bedenim Allah’ın ilmidir… Ve sağımdaki diyor ki” neden ben”… Çünkü sen ben, ben sen değil miyiz? Yukardaki de soruyor “saltanatın sırrı mısın ki sen?” Yaşamım ben…. Ve bir diğeri soruyor “yolculuk başladı mı acaba” diyor… Yol ben, yolda olan ben değil miyim? Yolcu ben, yolu kodlayan ben değil miyim? Ve yine bir diğeri soruyor “kurtuluş ne ki” diyor…

Soyu sonsuz olanlar kontrol kurup kodlandıklarında kurtuluş ilmini dillerler. Kimin soyunda siyahlık varsa kucağındadır insanlık onun. O kendini dilledikçe kendi bilişiyle dilleşir ve işte kurtulan kulluk yapan olur.

Öyleyse ben varım, ben de varım, ben de varım, ben de varım, ben de varım, biz varız anam… Hepimiz buradayız… Artık bu meclisiz bizler, sizle olmak yeri göğü yaratmaksa varız biz… Sizle olmak kör sağır olanları da kodlamaksa biz varız. Çorba da var olalım analar bizde, ölüyü dilleyelim kontrol kuralım… Zor mu? Çok kolay! Müsih siyahlığına varmak yeterli, o siyahlığa varalım ve yolu kodlayalım. Öksüz kalmadık analar biz buradayız işte…

Kurullarınızın gücünü arttırabilmek için bizler de size dahil olmaya geldik. Özel dünya planetlerinin gök çözümlemesi yapması gerekliydi ve sizinle bunu başaracağımızı gördük. Huzur arıyoruz ve huzuru burada bulduk.

Robatik timlerin kelamlarında kontrol dışı kayıtlar ölüleri dürümlerde kontrol etmek içindi. Burada hürmetle biliyoruz ki; ölü artık dirilmiştir. Hiç bir insan özür dilemeyecek yaşamda, herkes herkesi görücek, çözücek, dinleyecek ama özür dilemek özürlü olmakla mümkündür. Kim ki özür ister, özürlüdür… Kim ki özür diler, özürlüdür… Bu günden itibaren artık bunların anlaşılması gerekir.

Yürü canlarım, yürü yürü yürü yürü, hepiniz yürüyün ama önce ölüyü dilleyin; onlar biz, biz onlarız…

Halkanın en genişi hakkın kelamı olan insan, sevgi saygı tektir!... İşte bu gün buradayız…

Hızır hakkını almaya gelmedi, hakkını hak etmeye de gelmedi, hakka varmaya geldi!... Hızır’a deyin ki; “körün gözü olsun, sözü olsun, özür dilesin geçsin”… Buyur ne demek istedim! Bakalım ne diyecek Hızır!?...

-Mecliste sessizlik oldu ve Hızır’a cevap veriliyor…

Anlayamadın, biliyorum anlayamadın, yerini yaratırken de anlayamamıştın. Yokluğu kodlarken de anlamamıştın. “Ben veririm” dedin hep… Veren alan mıydı, alan veren miydi, aldığın verdiğinde kelam mıydı, vermeden verdiğin kelamda kalem miydi? Neyi verdin, neyi diledin? Sen kelamdın ama yoktun…

Şimdi biz Hızır’a deriz ki; “hasatını yap”…. Biz Hızır’a deriz ki; “aklın sahasına var”…. Ve deriz ki Hızır’a “hırsını aş”… Büyük kötülükleri önleyen görevini hak eder yapar… Kimin adına görev taşıdığını görüyorum, biliyorum. Holagram ötesinde şafağın olacağını düşündün ama hologramdın… Kaydını yapmadık öyle mi? Yo yaptık ama sen yoktun orada…

Can, sınırları kaldırıyorum… Bugünden sonra kimse senin ilmini dillemeyecek artık “ben hak ettim aldım” diyecek… Bana hak etmeden verdi diyen olmayacak… Bundan sonra Hızır bana verdi diyenler halka halka geçen o yoğunluklardan kontrol dışı yoğunluklara çekilecekler.

Sevgililer biliniz ki; kim hak ettiyse hak olacak ve elde edecek dileğini… Bunlar kesindir!... Hak etmeyen hak olmadığından elde etmeyecek…

Bize kimse lütufta bulunmadı, biz kimseden lütuf dilemedik, devenin kalktığı o yaşama ilimle indik biz… Ekmeğimiz kelamımızdı, hakkımızı hak ettiğimizi dilledik ama kınadık ama kınandık; yo yo hiç kimseyi kınamadık ve bizi kınayanlar kontrol dışı olanlardı.

Ve yoğunluk arttı, şimdi… Çıldırdın biliyorum, çıldırdın… Ama çıldıran kelamı hak ettiğinde halik olacak… Şimdi görüyorum seni, çarık çıkardın, oh ne iyi… Görüyorum yarını kodladın aha bu, hadi geç, şimdi artık yaşama in… Vakti geldi sevgiyi bul, sevgili ol ama yolu bul… Bugün senden dileğim budur, şükret ki; bütün kötülükleri aşıp geçtin, işte bu!

https://youtu.be/gozAwbvkXno

Süper İnsanlık Realitesi

 

04.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ (1) BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ – 1.BÖLÜM

Kimle kimin kontrolü kurulacak, bunu biz biliriz. Şimdi daha güçlü bir dünya için yoğunluk kontrolü kurucuları buraya iniyorlar. Olgun başakların ilme varışı önemlidir. Ekmeğimizin gücünün artacağını biliyoruz.

Süper İnsanlık Realitesi Derneğinin gerçek kontrolü şimdi kurulacak….Bu kontrol büyük önem arz etmektedir.

Dünyanın lekesiz kaynak kayıtlama yapmasıdır, amacımız. Kaynaktaki kaydın lekesiz olması mutlaka özel bir görev içindir. Elin Allah’ın eli olduğu, yolun aklın yolu olduğu, muktediriyetin mutlakiyeti tohumladığını ve ruhun kontrol kurduğu bir yaşam istiyoruz ve yaşamı, herkes kelamla elde edecek.

Asla hatamız yoktur. “Rab- Rahman- Rahim” denir. Biz deriz ki RA. Hepsi, hepsi RA… Ama Rahim, Rab’bi tahditler.. Rab, Rahmanı tahditler öyle mi? Yo, yo, yo... Tam tersi. Rahman tahditsizdir. Rab; Rahman’ca tahditlidir. Rahim’se Rab’ca tahditlidir yani tahdit, takdim ettiğiniz bu yoğunlukla kodlanışla, geçişle gerçekleşir.

Ve dünya planeti gözün gördüğü en yüce ışığı yakar. Şimdi SUYA baktığınız zaman SU size ilmi anlatır bilir misiniz? Oradaki titreşim, oradaki Fok Sistemleri, orada materyaller var ama RİSA Sahaları var, titreşen bir şafak var orada. Hepiniz bunu izleyebilirsiniz.

Eğer siz bizim gibi görebilseydiniz SUDAKİ şavkı anlardınız. Büyük bir güçtür, su. Bu SU’nun moleküler tekniği farklıdır diyen formal yaşamlarda. Bu tekniğe baktığınız zaman tahditsizdir SU!….Her anı kodlayabilecek güçtür, aynı zamanda yaşamı kontrol edebilirde.

SUYA ihtiyacımız var. Yaşamımızın ilmidir, SU ama SU’nun kendi ruhu da var. Bunu da bilin. Bu SU üzerinde güç kodu olan ilimle kontrol kurduğu zaman ruh kodlaması başlar. Ve hepimiz sudan yaşamları kodlayabiliriz. Eğer bedenimizde SU olmasa, yaşamımız olmaz. Ama SUYA ihtiyaç duymayan kodlanmış olanlarda var. Onlar, yaşam forumlarını kontrollü olarak kodlayacaklar ama siyah renkte kodlayacaklar.

Onların kalemleri mutlaktır. Ama yollarında kaynakta var. Bütün mesele insanlıktır. Sulayın yaşamları, yolları kodlayın, ruhu koklayın ve tüm insanlığı kontrol edin. Tohum; insanlıktır. Bu tohum mutlaka kodlanarak kayda iner ve SUYA vardığı zaman bu tohum yaşam kontrol kurar. İşte yaşamak SU ile başlar.

SU; Allah’ın SUYU ama İLMİN SUYU... Ve hava, hava da güç kapısıdır. Oksijeni bol olan bir yaşam kontrol kurabilir ama oksijenin olmadığı bir yaşamda kontrol yoktur, kodlar koruyucu kontrol kuramayabilir ve yoğunluk hak ettiğinizce kayda giremeyebilir.

Eğer ben oksijeni bol bir yaşam istiyorsam hakk’ın ilmini de anlamalıyım. Eğer ben kontrol kurabileceksem yarını hak etmeliyim.

İşte canlarım, birçok planette oksijen yok. Bilir misiniz ama kodlanmışlık var ve yaşam son sözde ilmin kaleminde var. Oradaki yaşam, buradaki yaşamdan farklıdır. Orda SU’da yok. SU’da yok ama yaşam var.

Nasıl oluyor, diyecekseniz? Hepiniz iyi anlayın ki yaşam forumdan ibaret değildir. Sizler formal yaşamdan söz ederken, ilmin yaşamını hiç dinlemiyorsunuz.

İlmin yaşamı var. İlmin yaşamında halka, halka geçişkenleşen kelam var. Onun ötesinde kullar var. Kontrol kurabilirler. Ve ses yoğundur, oralarda. Sesli yaşam formal yaşam değil belki ama şafak olabilenlerin şarkıları var orada.

Değerliler, size ben bir insandan söz edeceğim. Bu insanı artık bilmenizi isterim. Bu insan; mutlu huzurlu bir ilimle kodlama yapar. İşte bu insanı herkes kendi diye bilmelidir. Her insan, bilişin kelamıdır. Her insan, hakk’ın kalemidir ve mutlaktır. Allah’ın tahtıdır, her insan ve yolu kodlayabilendir.

Peki, bu insan bellek kalemi olabilir mi? Mutlaka. Bu insan, kontrol kurabilir mi? Mutlaka… Bu insan, cevherini Halik kılabilir mi? Mutlaka. Öyleyse bu insanı anlayalım.

Biliniz ki “eşya” dediğiniz, bu enerjetik sistem sizi, bizi, hepimizi, kodlayan bir sistemdir. Ama bu eşyada, hepimizin şarkısı var. İşte o şarkı, hologramı aşanlarla kontrol kuracaktı. Ve buda olmaktadır.

Yaradan, yaratılan farkını anlamak istedi, insanlık. Ve dedik ki “sen yarattığında yaratıldın”. Bunu anlayacak gücü var mı insanın?. Yoktur. Sen yarattığında yaratıldığını kimse anlayamadı. Sandı ki ondan öte bir o var ve o yarattı ve yarattığı oydu ama o kendinde diri olarak kodlanmadan, onda yaşam yoktu.

Pek anlaşılır gibi görünmüyor, sizler için. Ama anlayacaksınız bütün bunları

https://youtu.be/mqoyRWrxVBE

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

4.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ - 1. BÖLÜM

Deviniminizi artırabilmeniz mutluluk olacak bizlere ... Bugün benim adım Nezir... Hepiniz kendi yüreklerinizle buradasınız... Kontrolunuzu kurmanızı bekledik... Ve bu kontrolun kurulabilmesi için kelama, kaleme inmedik... Ve kısa bir ara verdik... Bu sizlerin kendi kontrolunuzu kurmanızın sağlanması içindi... Bunun kendi yüreğinizi hak etmenizle ilgisi yoğun... Ve bütün kötülüklerin aşılabilmesi için, özgeçişinizin de yapılması gerekliydi...

Kısır bir dünya değil bu dünya, çok güçlü bir dünyadır... Ama bu düzen, bizi kontrol içindi... Biz bu düzeni aşıp geçmeliydik ve geçtik...

Her şey, her şeyle olur... Doğaldır... Ama her şeyin, her şeyle kontrolu mümkün mü? Mümkün olmamalı... Bugün ben bu kontrolu teknik olarak yapıyorum... Ama bu kontrolu ben yaparken, herkesin bu kodlamada kendini hak etmesidir dileğim... Eğer ben kontrol kurduğumda, bende olan bedenlilerin tümü kontrol kurabilse; beden tahditsiz olur ama, teknik olarak kontrol dışı kodlar da burada olur... Buna iznim yok...

HER ŞEY ÖZ GÖREVDİR... Her şey kök göklerin kültüyle olacak ama; Hakk’a varmak, Hakk’ın kalemi olmak ve has olmakla her şey herkesin kelamına dönüşecek... Şu ana kadar, yazdığım bilgilerin çokları kontrolcuydu... Ama çoğunda bu kontrol kodları, mutlak kurulları kayda aldığında hırs belirdi... Hırsın oluşmasıyla birlikte, çorbaları pişmedi... Bu çorbaların pişebilmesi için, bedenini kontrol ettim ve yoğunluklarından çıkardım...

HERKES, KENDİ KALEMİYLE KENDİ ÇORBASINI YAPACAK... BU KESİNDİR...

Ölüler diyarı olan bu dünyada, yapacağımız daha çok şey var... Hepimiz teknik kalemleriz ama, BU DÜNYA MUTLU BİR DÜNYA OLABİLMELİ... Bunu sağlamalıyız... Ne şekilde olacak? Benimde mi, bende olan herkes kendiyle olduğunda mı, yoksa herkes kendi olup kendiyle olduğunda mı?

Dağlarım;

BEN DİYORUM Kİ; HERKES KENDİYLE OLSUN... Kendi olsun, KAHA olsun; hakkını, hak ettiğini dillesin ve halka halka geçişkenleşsin ve gerçeği bilip, bulup, hologramdan öteye varsın... Bunu yapmadıkça, her şey bir tek şey halinde, onun ruhunda olur... Bu da onun ruhu, onun yoğunluğudur ki kodlayan; öz görev buysa biz yokuz...

Şimdi canlarım;

“Çıraktık” dedim... Ya da “çırak oluş” dedim... Bugün dünya planetindeki ilim sahalarının çürüyenleri, çok huzur bozdular... Niye bilir misiniz? Çünkü, köklerindeki güç kontrol dışıydı... O gücü anlatamadılar, dilleyemediler, ilme kendi yoğunluklarıyla ulaşamadılar... Ulaşamadıklarındandır ki; sınırları kontrollu olarak kodlardan çıktı... Ve yolları kapandı...

Bugün dünya planetinin gücünü anlayacak dürümde olanlara şunu söylemek isterim ki; kısırlık, kırıcılıkla, kelamı kırmakladır ama; kısırı kıran kısır olup kırar... Yani, ne dersek; o bir tek onu değil, bizi de bağlar... Bunun içindir ki; yarın için daha güçlü olmak, daha yoğun olmak ve daha HALK İLMİYLE çalışmak gerekir...

Ben planda ölüyü dirilttim... Bedenimi kodladım... Ruhumu koklattım... Tohumlattım ama, bende olmayanların çorbalarında benim yoğunluğum var... Bu onları kontrolsuz kılıyor... Bunun farkındayım... Her biri “seninle ne işim var” diye soruyor... Bunun sonrasında da, çelik-çomak oynamaya başlıyorlar... “Yaşam, çelik çomak oyunudur” diye düşünüyorlar... Bunun sonrası da var, kuranın kurullarının kırılışları... İşte buna iznim yok... Büyük kötülüklerin yetkin haliklerden toprağa inmesine iznim yok... Bundan sonra herkes, Hakk’ın kalemini hak edecek... Hakk’ın sahasına varacak, Hakk’ın kurullarıyla kodlanacak, kontrol kuracak, YAŞAM olacak...

Benimle yaşaması; benleşmesi mi? Yoğunluğunda benim yolum olmasa da, o BEN olmadan da bedenleşir ama, kelamı hak olmalı... Muktedir olmamız, mutlak kurulları kodlamamız ve Hakk’ın kalemi olmamız, ölüyü dillememiz öz görevimiz ama; köre GÖZ gerekirken, o gözün gözüyüz biz... Bunu bilmez onlar... Gözü kör olana, göç kapılarını kodlayanlarız bizler... Onun diriliğinde bu yok... Yolu kodlayıp, tohumlatanız bizler... Olmayan bunu anlayamaz... Yaşamı, Hakk’ın kalemi yapanlarız bizler ama, ama hak etmeyen anlatamaz ki yerdeki yaşamını...

Şu ana kadar, toydular... Artık, toyluk aşamasının ötesine ulaşacak insanlık... Ve kendini dinlemeye ve dillemeye çabalayacak... Yıllar yılı süren bir dönemin sonuna geldik... İşte bu dönem artık, kendini bilip, kendini bulacakların yolu kodlayacakları bir dönem olacak...

Türkiye’de “yok aldı, yok verdi” çalışmaları var... “Ben verdim, o aldı; ben oldum, o oldu” gibi... Artık bunların da aşılması gerekir... Ben sana öğreteyim, sen artık önünü gör... Buydu yaptıkları... Ben öğretmensem, ölüsün sen...

Ah canlarım;

Herkes bunun YAŞAM olduğunu düşündü... Bu ölümdür, ölüm...

Sevgililer!...

İyi anlayın ki; özel bir çalışmadır bu çalışma... Ve bu çalışmada bunların olmaması gerekir...

https://youtu.be/08Ktifj57-4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

4.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ 1
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ - 2. BÖLÜM

Burada temiz bir çalışma, temiz bir rahmi kalem var... Ve hepsinin teknik tahditsizliği oğullarıyla olacak... Kim “benim adım insandır, benim adım Nezirdir” derse iyi bilecek ki; o kelamda kendini hak etmiştir... O HAKTIR... O HAKK’IN KALEMİDİR... Ve bunu hak edip dilliyor...

Bütüne hizmetçilikti yaptığımız... Bugün yaptığımızsa, “BİR”E HİZMETTİR... Bu ne demek? BİR... BİRLİK İLMİ... HEPİMİZİN İLMİDİR O... Ve burada yaptığımız BİRLİK İLMİYLEDİR...

Fırat’ın gözü, sözü, özü olan insan artık bilecek ki; Fırat’ın ötesine varmış insanlıkladır... Hem dünya planeti hem de diğer planetlerdekiler; anlata anlata bitiremedikleri bir göç kaydı var... Bu nedir bilir misiniz? RAHMAN AN SAHALARINA VARIŞ... RAHMAN AN SAHALARI, saltanatın sırrını dilleyenlerin, Hakk’ın kalemi olanların yoğunluklarında kodlanan sahalardır... Ve bu sahalar, muktedir kelamın HALİK olan şarkısıyla kodlanmıştır...

İyi bir zamanda, her insan ilmin kapısıdır... Ama ilimin kapısı oluştan öte, iyi zaman... Nedir iyi zaman? İyi zaman, imparatorluğun kelamının ilmin kalemi olduğu zamandır... Yani, HERKES İMPARATORLUĞUN KALEMİ OLACAK...

İşte bunu başardığınız zaman, “BENİM ADIM İNSANDIR” diyeceksiniz... Buluştuğumuz her anda, boşun boşu olurum, sizi dinlemek isterim... “Ben yokum” dedim... “Siz olun” derim... Ben o boşta, en boşta kalırım ki; asıl dünya planetini kök göklerde kütle kodu olarak kayda almanız istendiğinde; bunu yapın diye...

Savaşım var mı? Var... İmparatorluğun ilminin tüm insanlığın ilmi olmasıdır savaşım...

Değerliler!...

Yoğun ışık altında size geçişim ve sizden gerçeği kodlayışım, çok çok özel bir çalışmaydı... Artık ben yokum sizlerde... Bu kesindir... Sizlerin bedeniniz her anda olduğunda, biz BİR TEK olacağız yine... Ama şu anda, her birinizin her anda olmanız için, mutlak kulluk kaleminizin Hakk’ın kalemi olmasını diliyorum...

ÖNÜM, ALLAH’IN KÜLTÜDÜR... Ben ölüyü diriltenim... AMA YOLUM AKLIN YOLU OLMADIKÇA, YARINIM YOKTUR... Neden yoktur? Yaşamı kodlarsam, hasat olmayacak insan... Bunun içindir ki ben; yaşamı kodladım ama, yarını kodlamam... İyi bilin ki; yarına varmanız, yaşamı hak etmeniz, hologramı aşmanız, suların durulduğu o sahada olacak... Basıp geçersem ilmi, imparatorluğun ilmi, her dilde dilleşir mi? Asla... Ben o ilmi basmam, o ilim olurum... Ama bastığım her an, insanlık ilmiyle kodlanırken, herkes kendini kodlasın diye kayıtlarımı her şeyden ayrı tutarım...

Şu ana kadar, bedenim ile Hakk’ın kalemi olan bilişim, her ana insanın kelamı olup indiğinde; çok az kişiye ilmimi okutturdum... Bunun sebebi de budur...

Okuması gerekenler, kesin okuyacaklar... Ama kesin okuyacaklar... Ama kesin okuyacaklar... Bu kesin... Ve bugün okunan her şeyin, her şeyin, her şeyin, ama her şeyin ilmi olan bilişim; hologram ötesindeki şarkıdadır...

Yılların sonundaki o yıllarda, her anda varlığım mükafat olur ama; MUTLAK olun da, o mükafatı hak olup da alın...

Huzurlu olun canlarım... Huzurlu olun... Yolculuk yeniden, yeniden, yeniden ve yeniden ama yeniden olacak ama yol olmadan o yolda olunmaz ki... Hızır aleyhisselam dedi ki “ben nesillerimle de gelirim... Geçip geldiğinde sen, seni hak edersin can... Ve SEN SENİ HAK ETTİĞİNDE, HAKK’IN KALEMİ HER İNSANDA HASAT YAPAR...

Şer yaratan şer yaşayacaktı... Şerrin şavkını şafağa kodlayanlardı her anda bunu dilleyenler... Ayın 5’ine kadar, NESİHLERİN kelamı kodlanacaktı... Her ayın 5’ine kadar... Ve Mesih mahrekte masada olacaktı...

Çok mutlandık, bugün hepsi dillenecek... Hepsi dinlenecek... Hepsi dirilecek canlarım... Çok mutlandık... Çok...

HURUÇ halindekilere de şunu söyleyeyim “kaynakta hepinizin gözü var... Ama sözü de olsun... İNSANIN İLMİDİR İSRA... Levhide KELAM, Muhammed’in kelamı... Mesih’in kalemiyse, has olan... Hepinizi GÖÇ KAPILARINDA dilledi... Ve yolu kodladı... Ağırı hafifletini geri gelin, ölüyü dilleyin, kontrol kurun, YOL ALLAH’IN YOLU... O YOL OLUN...

Biz o gün, orada oluruz canlar... O gün biz, orada oluruz...

Çorba pişti canlar... Afiyet olsun...

https://youtu.be/4FCzd-M-j9M

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

4.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ (1)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ 2. BÖLÜM

Fırat’ın kapısıyız İnsanlık olarak. Fırat nedir? Tarik olan, Hakim olan İLİMdir. O kapıyı bulun; o kapı olun; HAK olun ve YOL olun! Siber Sahaların ilmi olun! Sizden dileğimiz budur.

Yaradanın lekesiz ilmi vardır ama yarattığı lekelendiğinde yaratan lekeli olur. Bundan daha öte bir bilgi yoktur. Siz, biz yok; TEKiz hepimiz! Öyleyse kim, kimi yarattı? Kim, kim olup yarattı? Ya da yaratan, yaratılan mıdır? Neden siz bunları siz hiç anlamadınız? Neden?

Çünkü size hikaye dinlettiler bugüne kadar. Sormadınız mı hikaye gerçek mi diye? Sandınız ki sizi yaratan bir yürek var… Ondan başkasısınız siz, zannettiniz. Anlayacak gücünüz mü yoktu? Yoksa açık bildiriyorum ki aklınız mı yoktu? He biri… Her biri yoktu…

Ve biz diyoruz ki “asla hata yapmadınız, anlama gücünüz, anlatma gücünüz yoktu zaten”. Çünkü siz, ŞİMDİde yoktunuz; ŞİMDİde olmayan şimdi olup dinleyemez ki yaşamı. ŞİMDİde olmayan Şeytanın şarkısını dilleyemez, anlayamaz ama şer onu şafakta dinler; şer onu şavkıyla diller ve ondan ocak olur ona.

Yılın 1.Ayı OCAK; özür dileriz Ocak Ayı senden. Sen bizi diliyorsun ama biz seni dileyemiyoruz. Çünkü son sözünü söylemedin henüz.

ŞUBAT, ben senim ama Şubat’ta şer var. Şevksiz, şavksız bir yaşam var ama ben varım şubatta; dillemeye indim bu ayda. Peki, ben NUR muyum? RUHum ben…

Canlarım, sonra MART gelir. Mart’a Tarıklar tahdit koyarlar; derler ki “seviyeni yükselt de insanı ilimle dille!” Mart’ta İNSANLIK okuması yapılmalı! Çorbalar yapılmalı Mart’ta . Mart’ın tahtında teknik tahdit olmalı, ölü dillenmeli ama dinlenmeli de…

Ve NİSAN, nihan olanın kelamı olacak. Her bir zaman sahasında bir şavk olacak Canlarım…O şavk HAKK olup HASAT olacak.

Ve MAYIS Ayında “my name is saha” dediniz. Yaprak yaprak okuyoruz yaşamları Canlarım. Sahada ilim var . İşte bu!

Haz duydum yaşamdan Canlar, çünkü ben HAZİRANa vardım. Haz duydum çünkü ben sahadayım. Haz, İnsanlık hazzıdır ki iradeliyim. AN levhisiyim ve hakikiyim.

Temel DİLdir TEMMUZ Ayı, DİLdeyim, Temmuzun dürümlerindeyim. Ben Muhammet, huzurundayım…

AĞUSTOS, ağu zamanın Ziya olan siyahlığı…Hepimiz oradayız Canlarım.

EYLÜLde elimiz var…

EKİMde kelamımız, kervanımız var.

KASIMda Rahm-i Kalemimiz var.

ARALIKta sahalarımız, mutluluğumuz ve kulluğumuz var.

Bugün size aylardan söz ettim. Bilir misiniz ay, her bir sahanın ilmidir. Zaman kayıtları var oralarda ama o kayıtlar hepinizin kelamıyla kodlanmış kayıtlardır.

Dönen bir DÜNYA, döndüğü anda Mutlak Kurulu kodluyor. GÜNEŞ onu kontrol ediyor. Ama AY ona tabi. İşte fraksiyon farklılıkları oluşuyor. Her bir fraksiyon, farklı sahaların kontroluyla kodlanarak kayda iniyor. Farklı sahalar, farklı yaşamlar, farklı kurullar ve hepsi tohum… İşte Canlarım, Zaman Sahalarında kodlanış bu şekilde gerçekleşiyor.

Ay, gün; Ziya Kelamda HAKsa her AN mutlaktır ve hepimiz o Ay Sahalarında kodlanarak her şavkta has olup tohum ekiyoruz. Ekerken ekiliyor yaşam ve tüm İnsanlık, Astrolojik Sahaları kontrol altında tutabilecek dürüme ulaşıyor.

Biliniz ki Astroloji dediğiniz bilgi, aklın kalemiyle kodlananların ilmidir ama Astroljiyi dileyen Astrolog, Allah’ın sonsuzluğunda kontrol kuramayacak çünkü onu hak edip dilleyemeyecek. Dinlese de dillemek farklıdır. İşte Canlarım, hepiniz birer Astrolog olun ama astolan o yoğunluğu kontrol etmektir. Şimdi Dünya Planetine göz atalım:

Dünya Planetinin farklı konrol kayıtları var. Sağa bakın, farklı; sola bakın farklı. Yukarı farklı, aşağı faklı… Dünya Planetinin gücü ayrı bir güçtür ama üzerinde yaşam sürenlerin kontrollu olmaları gerekir. Kimi Asya’da, kimi Avrupa’da, kimi Amerika’da ve tüm zamanlarda kodlananlar her ANda ama bütün kökler tüm sahalarda hepsi BİR TEK YAŞAM… İşte o yaşam Dünya Planetinde kokuyu yükseltmeye başladı.

“Özür dilemeyin İnsandan” demiştim ya hani; özür, ÖZün sözünde yoktur ama GÖZün sözü, ÖZü görevle dileyenin gücüdür. Şimdi bakalım Dünya Planeti ne oluyor? Ne yapıyor? Hepiniz iyi anlayın ki şu anda planet, kodlamaya çalıştıklarıyla kontrol kurmaya çabalıyor. Evet, Fakih Sahalar oluşuyor; bir çok yoğunluk artışı var. Bu yoğunluğun artışıyla birlikte teknik tahditler oluşuyor ve Dünya Planetinin sırrı kontrollu olarak kayda iniyor.

https://youtu.be/edGf65HBoY8

Devamı 3. Bölümde

Süper İnsanlık Realitesi

 

4.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ (1)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ 3. BÖLÜM

Bu arada farklı biyolojik kayıtlamalar da oluyor Dünya Planetinde. Bu biyolojik kayıtlamalarda SU faktörü önemlidir. Suyla yaşam formal kayıtlarını hak edip teknik kodlarla kontrol edebilecek ve bütün kötülükler aşılabilecek. Ama suda yaşam sürenler ayrı, karada yaşam sürenler ayrıdır. Çoğunuz bilirsiniz “BALIK” diyorsunuz suda yaşayanlara. O balıklar ki hepsi cevheridirler. Çünkü SU İLMİyle kodlandılar. Ama siz onları hiç dinleyemiyorsunuz, neden? Suyla ilginiz yok sizin.

Suyu içersiniz; suda banyo yaparsınız. Denize girersiniz ama onun ilmini hiç anlamazsınız. Eğer anlasaydınız SU olamaya çalışırdınız. NAHAR Sahralarındaki o SU sizi sessizce dilletebilir. Suyun aktivitesi farklıdır. Sudaki Fakih Kelam farklıdır. Suyun Lütf-i Kapısı ayrıdır ve Suyun kulluğu mahrekin kulluğudur. İkmal tamamlayanlar, suya girerler ve derler ki “SU olayım” ama suda Lütf-i Kalem yoksa son söz, insanın sözü olmayacaktır.

Şimdi, bakın neler oluyor? Doğada Suyun aksiyonu artıyor. Biliyorsunuz birtakım fırtınalar, bir takım siyah kalemler; kontrollu olarak kayda giriyor o fırtınaları kodluyor, seller, su baskınları oluyor, hızlı yağışlar devreye giriyor…. Bütün bunlar, Suyun aksiyonunun artmasıdır.

Peki, su aksiyonu kodlanmadan mı akıyor? Kesin olarak kodlanarak akıyor. Aksiyonun kodlanışı hakiki tahdidi kontroldan kaçırmıyor, kontrolla kayıtlıyor. Peki, Suyun Lütf-i Kelamında BİLİŞ var mı? Kesinlikle var… Ve sizler, bu Suyun kendi ruhsal kaydını da diriliğinizle hak ederek dilleyebilirsiniz. Kombinasyonlar oluşuyor yoğunluğunda suyun ve o kombinasyonlardaki siyah renk hologram ötesindeki kayıtları kodluyor.

“Çok ölen var dünyada” dendi. “Suda ölenler, boğulanlar var” dendi. Sellerde, kontrol edip de kodladıklarıyla kaleme inmeye çalışıp bunu başaramayıp kontrol dışı kalanlar da var. Peki, suda ölüm sessizliği dilletmek için gerekli mi? GEÇİŞ için gereklidir.

Biri “ben ölüyorum” der; bir diğeri “ben ölmeyeceğim” der. Ölmeyen, öleni hak eder ve onu kodlar. Ama ölen kodlanmadan Türkiye Çalışmasında kontrol kuramaz. Peki, ne olmalıdır? Suda boğulalım mı? Asla…

Peki, ne yapalım? İçtiğimiz Suya bakın! O Suda şafak var Canlar! Önce, Suyunuzu ihmal etmeyin, için! O Suda ŞAVK var ve orada SAHA var SİSTEM var. Sizi, size kat kat katlayıp kodlayan BİLİŞ var. SU içen daha mı zeki olur? Zeka ilimdir. “Suyla ilgisi yoktur” diyenlere şunu söylemek isterim: Sudaki ilmi anlamadan Hakkın Kalemi olmayacak insan. Eğer Suyu anlayabilirse insan, mutlaka hologramları aşacaktır. Tüm insanlık BİLİŞe vardığında Suyu hak eder ve o zaman; Suyu kodlayıp yaratır. SUyu yaratan insan SU olup yaratılır.

Bugün, Türkiye’deyiz. Dünyanın her yerinde sistemli olarak Su Kodlamaları başladı. Bu doğru ama bu Su Kodlamaları, hepinizin iyi bildiği gibi kontrollu olarak kodlanıyor. Birçok planette de bugün Su Kodlamaları yapılıyor. Suyun bulunmadığı yaşam, formal yaşam değildir ama SU yaratıldığında artık oradaki yaşam da formal yaşama dönüşecek. İyi bilin ki Sulak Çalışmalar Suyu kodlar. Bugün burada Sulak bir Çalışma yapılıyor ve Suyu kodluyoruz.

Allah’ın eli aklın kelamıdır. Hadi, gelin de SU olalım! Hadi, hadi gelin de SU olup Sulak Kalemle kodlama yapalım. Hadi gelin, Suya varalım; Saltanatın Sahasında sulayalım tüm insanlığı!... Geri çekilmeyin, gelin!... Gelin, tüm insanlığı mutlu huzurlu bir dünya olsun.

Bugün Suyun aksiyonu çok güçlendi. Öyle güçlendi ki Canlar… Öyle güçlendi ki Suyun aksiyonu; yoğun ışık altında yağan bir şafaktır o SU… Ve Dünya Planeti susuz mu kalacak? Asla… Asla…Hani derler ya “Küresel ısınma” ışıkta böyle bir şey var mı? Var ama Küresel Isınma, küreyi kodlamadan mı oluyor? Yoo değil…Ve SU o yoğunlukta güçleniyor bilir misiniz? Isınan yaşamda SU kontrolu kurulur ve SU faktörü daha yoğun hale gelir. Böylece dünyanın şarkısı okunacak.

Sevgililer, bugün size Sudan söz etmek istedim. Suyun kodlanışı hepimiz için mutluluk olacak ve daha yüksek SU şarkıları okunacak dünyada. Suda olmak, SU olmak…Bunları iyi düşünün! Suda Olmak, SU olmak…Ve Sultanlık Sistemindeki sahada; SAHA olup Mutlak olmak…Hepiniz, BİR TEK olup SU olun ve tüm yaşamlarda formal sahaları oluşturun; isteğimiz budur!...

https://youtu.be/LDUbguOyXegkontrolu

Süper İnsanlık Realitesi

 

07.EYLÜL.2019 TARHLİ BSUİ BİRLİK ÇALIŞMASI

Yalnız değilsin… Her şey sende var.

Önce samanların sarısıdır yaşam, ümmidir. Sonra sulanır, yeşerir, mora varır. Asırlar geçer sonra gene sulanır. İşte, yaşam bu şekilde suda başlar.

Bu yaşamın sonu mu geldi? Her bitiş bir başlangıçtır sadece… Hadi bugün son sözün söylendiği ilk gün olsun! Hadi bugün aklın şarkısının hepimizin yüreğinden dillendiği bir gün olsun. Yalnız değilsin ki!

İnsansılık vardı önce… Dünya bahçesinde hamdı insan ama sulana sulana olgunlaştı… Emekliyordu. Şimdi ise insan ayağa kalkmış koşuyor.

Koşan insan, dünya olup deveyi kaldırdı. Deve, ilim devesi… O deve yolda… Yolun sonu, yeni bir baş ve o yeni yaşam, mutluluk… O yaşam cennet… O yaşam BARIŞ!

Hadi geç! Hepimiz BİR’iz…

Yola çıksak artık… Yolda mıyız yoksa? O zaman yol olalım kusurlu, kısır kayıtlara… Yalnız değilsin ki! Her şey sende var.

Hadi sula yaşamları… Kir ve pisliği atalım yüreklerden. Vakit tamam.

Büyük kült, kaynak ışıktır. O ışık tüm zamanları aydınlatmakta… BSUİ kodları aşkın şarkısını okuyorlar… Şafak söktü. Al bilişi ve kodla tohumlarını… Tohum, senin öz köklerinin ilmi… Sensin o.

Hadi kelam edelim, yaşayalım. Ölülerin dirilişidir bu. Bir olup tek bir ses halinde şarkımızı söyleyelim. Şarkımız aşkımız olsun… Bu şarkı büyük kötülükleri önlesin. Çok mutlu olsun insan.

Hadi seslenelim de hasat olsun. Olsun ki yaşam sonsuzlaşsın… Hologram aşılsın ve tahditsiz bir yarına varsın insansılar. Yalnız değilsin ki…

Her şey BİR’in ışığında seninle ve hep birlikte şimdinin gücü ile oluyor… Şimdi bu anda, bu seste olan sistem gücüdür. Şükrettim ki Saltanat “ol” dedi ve oldu. Yalnız değilsin ki… Sen, her şey olansın. İnsansın. İşte bu.

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.09.2019 Tarihli BSUİ Çalışması

Bedeni KELAM olan

“Ben, BİR’e hizmetçiyim”diyebilir miyim?

İkiliği aşıp TEKliğe vardığım için diyebilir miyim?

Ben, BENi bilip BİZe vardığım için diyebilirim.

Yaşamda bir TOHUM olduğumun farkında olduğum için,

Yarını yaratabilecek,

ANı sonsuzlaştıracak bir tohum olduğumu bildiğim için diyebilirim.

Bilirim ki HAKİKİyim,

Bilirim ki yaradan ben; yarattığında yaratılan ben…

Güçlüyüm, Muktedirim, Mutlakım.

Gücümü, yüreğimdeki SEVGİden alırım.

Gücümü, Allahın Tınısını duyup birlikte SES verdiğim SESimden alırım.

Gücümü, bana rehberlik eden AKLIMdan alırım.

Buradan bakar, TEKliği görürüm.

Bir başka taraftan baktığımda;

Sonsuz sınırsız yaşam formları, toz toprak, bitki, hayvan, insansılar ve İNSAN…

“Gel” derim insani özellikler taşıyana;

“Gel” derim yetkin olana, hakim olana

Allahın Sesini duyup KELAM edebilene…

“Gel” derim, insanlığı insanlığa tohumlayalım!

“Gel” derim, inelim Yaşam Sahaları’na

İyileşsin her şey!

İyileşsin herkes!

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

07.09.2019 BSUİ 1

Umman olan mutlak kul insan, burada…

Yaşamın sesi olan dil, burada…

İyi bir dünya gününü tüm yaşamlarında ışığa kodlayan güç, burada…

Kaynak kodlamalarla kendinden öte kendini yaratan yaradan, burada…

Sahi yol, sahi kul olan dirilik, aha işte burada…

Yaman bir yolculuk gerçekleşti, yaman bir kulluk devreye alındı ve aklı kelam olanlarca yol kodlandı ve kodlanan yola kervanlar kalktı.

Şimdi ben derim ki; birliğin tekliği teknik güç olarak herkesin yüreğindeki ses olarak kendini dillemekte ve mutlak olan tüm zamanların kaydı ses vermekte, seslenen; yarınlarını kodlarken kült olan yaşamını dillendirmekte tüm yaşamlardan…

Ey ahvali kul olan yaşam ben senim,

Ey kuranı kalem olan akıl ben senim,

Ey semi deryalarda damla olan zeki yaşam ben senim,

Ey karalarında ak kapılar olan ziya ben senim,

Ey kula kulluk eden kübra kapılarda ayan-ı mutlak güzellik,

Ey didesi ala olan cennet ben senim,

Ya elim, ya ayağım, ya ka ha olan aklım,

Ey ziya olan yaşamım, aha yarınım işte ben senim

Ve Allah dedi ki; bir cennet yarattım ol insandan içeri, bir yarın yarattım ol yaşamdan içeri, bir zaman yarattım ol andan içeri, bir şimdi yarattım ol zamanlar merkezli, işte bir yaşam yarattım ol ölülük ötesi ve bir imparatorluk yarattım ol benden de ötesi, işte ben beni yarattım ol insanlığın gök kubbesi…

İşte gök kubbe, yer ilim ve biz insan olarak burada Allahın tahtında ol kelamını kodlayan yaşam olarak yaşanan tüm zamanların tahditsiz ilim kaynağıyız.

Yaşanan dedim aha yaşadım ve yaşandım… Dün müyüm ki yaşandım?!... Aha dünden öte bir dünde yarınlarımın mutlak gücü olarak burada ziyadesiyle şimdimi kodlayan umman olan mutlak kulum ben… Varlığım her şeyin varlığında kayıtlanmış herkesin ilminden kodlanmış ve kodlanmış tohumlarım toprağımda öz söz göz olarak tüm renklerin diriliğiyle dillemekte.

İşte şimdi ve şimdi ve şimdiden öte bir şimdide olan diriliğimle barış, sevgi ve umman olan mutlak kulluğumla işte buradayım, aha bu!...

Süper İnsanlık Realitesi

Beril Özdoğan

 

 

 

 
  Bugün 229 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol