Birlik İlmi
  BSUİ (2) 7.EYLÜL.2019 BİRLİK ÇALIŞMASI
 

BSUİ 2

 

7.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ(2) BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Barışa kalem olalım. Barışı halik kılalım. Barışı kodlayalım. Barışta olalım. Başkalık bitsin artık. Birlik tahtı’na oturalım. Barış hepimizin kelamı olsun.

Barış hologramdan öte hor olanları dahi hakk olan ilimle dilleyip teknik tahditlerin tümünü kaldırıp mahrek olduğumuzdaki o şafak olsun.

Olgun sahaları hakkedelim. Olalım. Olup kodlayalım tüm sahaları. Başkalık bitsin… Başkalık bitsin… Başkalık bitsin.

Ben dünya planetinin gerçek kültü olarak bugün size şunu söylemek isterim ki barışın sahasına iniyoruz bugün…

Bizler barışın sahasına iniyoruz bugün ve barışın kulluğu başlayacak planetimizde. Barışın kulluğu bütün köklerin kök geçişlerin, tohumlanışların ve mutlu ve huzurlu kodların geçişe hazırlandığı bir gündeyiz.

Çan çalmakta… Allah’ın tınısıdır olgun sahalarda dillenen. Hepimiz gözün gördüğü en büyük kötülüğü önledik. Barışa vardık.

Barışa vardık… Bedenliler, barış olduk biz. Barışa barışla vardık. Hem ellerimizin gücü, hem yaşamımız, hem yüreğimiz barışı haketti.

Barışa vardık… Başkanlık dilimizde barış, hepimizi kodluyor. Barışı kokluyoruz şu anda. Barışı kokluyoruz. Büyük kök göklerin kök sahlarıyla barışı kodluyoruz biz.

Kokuyu yükseltiyoruz. Gözün gördüğü en büyük yüreğe ulaştık. Yüceler cevheri bütünün gücü oldu.

Benim adım insandır. Allah’ın tınısıdır ilim. Bugün burada mutlak kullukla büyük kök göklerin kübra kelamıyla barış olduk.

Sura üfürdük biz bugün. Sura üfürdük ki sahada gözümüzün, yüreğimizin gücü arttı.

Kaçıp geri döndüğümüz zaman, karanlık ağır yükü hafifletende ağır ağır aydınlığı tohumluyor. Barışa vardık.

“Başlangıç” dedik; başlangıç… Ama başlangıcın da başı var. Her şeyin ötesi var. Ve bütün köklerimizle buradayız. Asıl dünya bugün burasıdır. Bugün burada büyük bir görev başlıyor. İnsanın ilmindeki o yüceliğin dürümlerdeki diriliğin hakkın kapısındaki yaşamların BSUİ olan şavkı, kaynağa indi. Kaynaktayız şu anda…

Türkiye çalışmaları tüm sahaların kültü olup bütünün gücü olarak kaynağa vardı. Kaynakta barış ve mutluluk var. Hepimiz tüm zamanların kök göklerdeki yüksek sahalarında şafak olup görev taşıyoruz.

Barış ve barış ve yine barış… Biz tüm insanlıkla barıştık.

Barışın ötesinde hiçbir yaşam olmayacak. Barıştan öte barış ve tüm barışların her birinden öte bir barış diriliklere akıyor.

Elinizin gücünü bilin. Yaşamınızı bilin. Yasaları dinleyin. Bütün köklerimizle dünya planetine iniyoruz. İnen indiğinde, kelam kalemde, kalemde bütün kötülükler aşıldıkça, yazılar okunacak.

Hankarlar var yaşamda… O hankarlara indik. Çay demlenmiş oralarda…

Allah’ın ilmidir çay. O çayı dirilik kelamda demlediğinde, hakk kalem mutlak kurulları diller. Biz o çayı hakettik.

Huzur, insanın kurulu kodlandığındaki kelamıdır. Her kurul kodlandığı zaman huzura varır, huzur olur. İşte bugün burada huzur oldu, huzur oluşturuldu.

Kardeşlerim, doğal dünyanın gözünün gördüğü en yüksek şafak söküyor. Bu şafak insanlığın kelama varacağı bir şarkı olacak… İnsanlığın ilminin şarkısı olacak bu. Tüm insanlığın gücü artacak.

Alıp götüreceğimiz kelam, aklın kalemi olan o yaşam hepimizin şavkında muktediriyeti kodlayacak. Büyük kök göklere görev taşıyacağız.

Görevimiz Allah’ın tınısıyla, Allah’ın tahtında kodlanış yapmaktı. Kurulların tümü bizim yüreğimize geldiler ve teknik tahditleriyle kelama varmaya çabaladılar.

Sualtı’nın gücüydük biz… Sualtı’nın gücüydük ve bugün artık su üstünde şafak oluyoruz. Bizim Atlanta Ata Kapısı’nın ötesindeki şavkımız teknik tahditsizlikle Düzen’i kurmak üzere insanlığa inmektedir.

Ve bizler insanlık için çok büyük bir görev taşıyoruz. Bunu ark akarken de, aklın sahlarına indiğimizde de yolları kodladığımızda da ve ruha vardığımızda da dinlettik.

Artık tüm insanlık yaşama hakk olup inecek!

Hakk sırdır… Hakk sırdır… Hakk sırdır… Hakk olanlar hakkın kalemini bulacaklar ve o kalem olacaklar. Hakkın kalemini bulanlar harlarını yükseltecekler ve şavkın şafağı olacaklar. Hakka varan, aklın sahasına varacak ve lütfi kapıda mutlak kurulları kayda alacak.

Ana kapı’nın tüm zamanlara kontrollu olarak açıldığı bir gündür bugün.

Allah’ın adı ilimdir. Allah’ın Atlanta Ata Kapısı’ndaki hakk kapısı da insandır.

İnsan olan kelamdır. İnsan olan şarkılarında hakkın kapısını bulup o kapıda tohumlarını kodlar.

İnsana ekran gereksizdir. İnsan ekran olup gelir yaşama. Her anı hakk olup yaşar ve hakk olup yarınlara kodlar.

İnsan nedir? İmparatorluğun kuludur insan. Allah’ın tahtıdır insan. Hakkın kapısıdır insan ve onun üstünde hiçbir çağrı yapılamaz yaşama.

Allah, analar anasıdır. Aklın kasa olan sahasıdır. Hakkın kapısıdır o. Analar anası, Allah’ın tınısıdır.

Şu ana kapı açan her kim varsa hakkın kapısına varmış ve yolu bulmuştur.

Sultanlık, sanal yaşamların şavkında olur. Tüm insanlığın hakkı olan, hakk tahta varış, muktedir olanla olur.

(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/3umGmuyfA-g

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ (2) BİRLİK ÇALIŞMASI

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Mutlak olan insan kendini dilleyendir. Kaynak olmak ayrı, kaynakta olmak ayrıdır. Allah’ın tınısını anlayan kendini anlar. İLAHİ GÖZ İNSANDIR!

“Isırgan otu diye bir ot var, bu ottan söz etmek isterim” dedi, Üstademiz, Hocamız. Ve devam etti.

Eğer ona dokunursanız, yanarsınız ama eğer onu hologramdan aşıp yarında kodlayacaksanız onun ruhu olursunuz ve ocak olursunuz insanlığa. O, kibri aşanlar için ışık haline dönüşür. Ve sonsuz zamanların kervanı olur. O, bir ottur. Belki de ot görünümünde bir “ ŞAFAK’tır” ama siz onu sahada ot diye bilirsiniz.

Sahada ot diye bildiklerimiz sadece ısırgan otu mu? Ya öteki otlar? Ya ağaçlar “ŞAFAK” değiller mi?

Sözgelimi ağaçlar diyelim!

Ağaçlar öğrenme, öğrendiklerini depolama dahası bunları öteki ağaçlara iletme becerisine sahiptirler. Nasıl mı? Köklerinin ucundaki bir takım sınır hücreleri ile birbirlerine elektrik sinyalleri ile ilettiklerini ya da öğrenme süreçlerinden geçtikleri artık biliniyor.

Öğrenmekse ne öğreniyorlar? Mesela kuraklıktan ders çıkarıp, gelecek senelerde su tüketimini ona göre ayarlamaları gerektiğini öğreniyorlar. Ya da bir anne ağaç kendinden yavru ağaçları kökleri üzerinden anlayıp onları besliyorlar. Tehlikeleri, dostları, düşmanları, hayatlarını idame ettirmelerine yarayacak her şeyi öğretiyorlar.

İletişim nasıl oluyor, nasıl konuşuyorlar?

Elektrik sinyalleri bir tür konuşma şekli. Kimyasal sinyaller bir başka yöntem. Mesela bir böcek tarafından saldırıya uğrayan ağaç kökleri aracılığı ile diğer araçlara da bildirir ki diğerleri böceği önleyen salgıları zamanında salgılayabilsinler diye.

Uzmanlar mantar ağlarından, ormanın internetinden (Wood Wide Web) (yani “W W W” kelime oyunuyla) bahsediyorlar. Nasıl çalışıyor bu internet?

Biliniyor ki mantarlar kendilerini besleyemezler. Bu yüzden diğer bitkilerden yararlanırlar. Mesela ağaçlara teklifte bulunurlar. Ne teklif ederler?

Çok şey. Mesela haberleşme ağı. İşte burada internete geliyoruz. Ağaçların kendi aralarında haberleştiklerini söylemiştim. Bunun için sadece köklerini kullanmaz ağaçlar. Çünkü bu şekilde haberler tüm ormana yayılamaz. Bir ağacın kuraklık yaşanacağını diğerlerine göre daha iyi hissettiğini farz edelim, bunun haberini vermek için mantarlardan faydalanırlar.

Mantarlar ağaçlar arasında köprü kurarlar aynı internet kabloları gibi…. Evet bu kablolar üzerinden bir ağaç diğerlerine bir mesaj gönderiyor. “Bu yaz kurak geçecek, su tüketimini düşür!” diyor. Ağaçta bu mesaja göre hareket ediyor. Mantar bunun karşılığında ağaçlardan bir ödeme alıyor.

Ne kadar ödüyor ağaçlar? Fotosentez üretiminin üçte birini.. Bu üretimin üçte biri gövdeye ve köklere üçte biri yapraklara gider. İşte bu biri de mantarlara gidiyor.

Ağaçların yaşamları insanlara benzer. Tıpkı insanlar gibi geceleri uyurlar.

Üstademiz, hocamız bakın, ne diyor? (07-08-2019 KAYNAK 1 ÇALIŞMASI)

Dersin ki “BİR CEVİZ AĞACI BENİ DİNLER” Bu doğaldır. Çünkü o ceviz ağacı “IŞIK SAHASI’dır” yarınlara. Bugün çok özeldir ama yarın çok daha özel olacaktır. Onun ürünü olan cevizi alan kimdi? Her birinizdi. O yeni bir ceviz verdi. Ve yine birinize verdi ve yine her birimize verdi. Ama bu kez tek ceviz verdi. Dedi ki “ Al ve hak et” Al ve HAKK OL. Ama al! Al da hasat ol! Almadan yaşama inme k, ben, sende olayım ve kontrol kurayım!

Dersen ki “ BEN SENİN İLMİNİM” O zaman ben derim ki “ ben senim” bunu diyebilmem için şafağım olmalı ama “BEN DİN OLMADAN KELAM OLANIM” derse; “DİN HALİK DEĞİLDİRYARATAMAZ Kİ” diyeceksin.

Ceviz ağacı ile dilleşen, ceviz ağacının “IŞIK SAHASI” olduğunu gören başkaları da var.

Ne diyor şairimiz 1957 lerde

“Başım köpük, köpük bulut, içim dışım temiz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Park’ında budak, budak, şerham, şerham ihtiyar bir ceviz. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Park’ında. Yapraklarım suda balık gibi kıvrıl, kıvrıl. Yapraklarım ipek, yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Park’ında.

“ Ben bir Selvi Ağacıyım” diyor, içimizden biri. Ve devam ediyor. “ Ben bir Selvi Ağacıyım” dediğimde, Selvi olur muyum? Gözlerimi kaparım ve olurum, hissederim kokusunu, ağacın canını. Ve kalbim atmaya başlar o kabuğun altında. Damarlarımda akan kan o ağacın öz suyu olur ve taşır beni o anda ürettiğim ilimle. Yaşamın kaynağından kaynak olup, dolarım dallarıma.

“Ben bir selvi ağacıyım” dediğimde, selvi olur muyum dedim? Ve yine Nazım Hikmet’e döndüm. “Akıyordu su gösterip aynasında söğüt ağaçlarının. Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını.

Ağaçların yaşamı insana benzer. Bazen ki bir çocuk, bazen köpek, bazen de bir ağaçla konuşuyorum. Sorsanıza? Niçin sizinle konuşuyorum, sormayacak mısınız? Çünkü vaktiniz yok sizin durup kendinizi dinlemeye bile.

Aha, işte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

Kaynak; Peter WOHLLEBEN

Rheinland- pfeiz eyaleti

Orman müdürlüğü- 20 yıl

 

 

BSUİ (2/1)

07.09.2019

Başarılı bir dünya çalışması yapılmakta. Bu çalışmada, iki yarın var. Tek kelam, “İNSAN” ve tek kelam “İLİM”dir burada. Bu yol, İLİM YOLU!…

Teknik olarak kontrol kurduktan itibaren yarınlara güç katılacaktı ve katıldı. İki diri, bir diri oldu. “KUL” olduk kodlandık ve “RUH” (Hakim güç olan Kontrol) olduk.

İlim, “ALLAH İLMİ”dir. Ak Sahalara vardık; insana, insanlığa Kurul olduk… Oğullarım, dara düşmedik. İş buydu ve bu oldu!...

Yaşam Torbamızda, “KELAM” var. Öz görevimiz, o “KELAM”ı hak etmektir ama kervan (yarınlara yol alan), “KELAM”a varmadan, kendi yolunu bulamaz.

Allah, “DİN KELAM”dan, kodları tohumladı ve “RİSA SAHALARI”na ulaştı. ALTIN IŞIĞIN KURULLARI burada bu gün. Birlikte, tükenen en ve boydan ibaret olan yaşamları Halik kıldık.

Mustafa, “KELAM”dır. “OL” dedi, “OL KURULLAR” kodlandılar. İSRA, kervandı oğullarını kodladı ve NUR oldu…

Şimdi artık İSRA KAPISI’ndan geçip yere iniyoruz. Son sözümüz şudur: “ATA, KALEM”i temiz zamanları kodlayıp yarınlara kaynak yapıyor… “ATLANTA ATA KALEM”i, has teknik ile kontrol kuruyor… Ve “ATA KALEM”, kervan olacak ve oğulları, kontrol edecek.

Ergin İlim Sahalarındakiler, “Barış için savaş!” dediler. Savaş, “İLMİN KALEMİ” ile olur. Başka türlü olmaz… Savaş, “İNSANLIK İLMİ”nde, kurulların diriliği ile olur ve o “KELAM” olanlar, “KAYNAK” olup “SAVAŞ” olurlar. O savaş, “DİL”i, “KELAM”a indirir ve resimleri, “KALEM” ile kodlar. Orada, “BAŞKANLIK DİLİ”i olur. O “DİL” ile tüm insanlık, kontrol kurar ve BARIŞ olur.

BARIŞ, “KİL”in barışı değil; “KUM”un barışı değil; IŞIĞIN BARIŞI olur… IŞIĞIN BARIŞI ise, “HAS TAHT”ımızda olur. O TAHT, kendini hak edenin kervanıdır.

İSLAM, “KELAM” olur; İSRA, Kurulları ile “TOHUM” olur; yarınlar kodlanır; SAHA, “KUL İLMİ”nden, KÖK GEÇİŞLER yapar LEVHİ olur. O LEVHİ, İLİM LEVHİSİ olur.

Umutlarımız var!... Mutlak umutlarımız var. MUTLAK UMUT!... İş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ (2) BİRLİK ÇALIŞMASI

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1 AKIŞ – 2.BÖLÜM

Hepimiz dünya planetine gerçek kalem olup, inmeye çalıştık. Ve kapıların tümünü açtık..Burada Ruh olan kayda inen insanlık var. Doğanın gücü var, burada.…Toprak toplum var...Kontrol kuran, şer yaratmayan, şafak olanlar var ve Sistem var burada. Tüm zamanların karındaşları var, burada.

Her birimiz bir yarınız..Bugün burada hakk’a varanlar var.Hakkın kapısını bulup gelenlere şunu söylemek isteriz ki hırsınızı aç kapıyı diyip, açtığımızda kırıcı olan yoğunluğu kontrolsüz bırakanlardan öteye varıp ocaklarını tohumlayıp, onları kontrol edip büyük göklerden ayrı tutarak bu çalışmayı devreye alıyoruz.

Her birimiz eski dünyaların görevlilerinden öteden görev yapılacağını bilerek bu çalışmaya dahil olduk. Eski dünyalarda kontrol dışı kayıtlar vardı ve tüm sahalarda onların toprakları kontrol dışı kodlarla şarkılar okumaktaydılar….Artık dünya dili, Allah dili oluyor ve o şavkın kalemleri kontrol edici yoğunluğumuzda bütün kök geçişlerden ayrıştırılıyorlar.

İyi bilinsin ki çok özel bir çalışma devreye alınmıştır. Bu çalışmaya herkes kabul edilmeyecek. Bu çalışmada olanlar, kontrol dışı kayıtlarını Halik olup, kodlayıp kontrol edebilecekler.

Çobanlık yapmayacak burada olanlar. Şevkin şafağı olacaklar ve sahada bütüne hizmetçilik yapacaklar. Mükafatları kelam, yarınlardaki kulluk ve mutlak kayıtlardaki sahalar olacak.

“Herkes, ben” der. O ben, bizliğin beni olacak. “Ben tüm insanlığa kelam olan insanım” diyen her kim varsa biz olup, benlikle dilleyecek bunu. Ve bugün artık “Tanrı, Allah” dediğimiz o şavk, tüm insanlık oluyor.

En sistemli çalışan Bu Meclis, en sistemli çalışan kelam, kontrolünü kuran ışık ve tüm zamanların sahasında olan bilgi, bugün bu yoğunlukta tahditsiz olarak görev alıyor.

Bizlere dünya planeti ışıktır. Biz bu ışığı kodlamaya indik. Ama bu ışığın gücünün ötesi var. O kükreyen şarkıdır. O şarkıyı devinim olarak diriliklere akıtandık. Artık o şarkı mutlak kurulların dilinde olacak. Ve herkes kendinden öte kendi olup, kodlama yapacak.

Bütün amacımız doğanın gücünü kodlamaktır. Bütün amacımız doğan dünyanın kültü olan ilmi kodlatmaktır. Ellerini ellerimizden ayıranlar kelamlarını kalemden ayrı tutanlar, Rahmandan Rahmi Kapıları kontrol kalkanlar çarık çıkarmadan yoğunluğumuza inemeyecekler.

Özel bir dünya çalışması yapılacak burada ve bu çalışmaya kontrollü olanlar alınacaklar.

Kısır bir sahada, kısır yaşamda ve kısır kullukta Türkiye çobanları tohum ekmeye çalışırlar ki onların Rahman Kapılarında hırsları kontrol edilecek.

Hem davalar hem de tahdtisiz kelamla kodlanmışlar dürümlerde bütüne hizmetçilik için yaşamı kodlarlarken Rahmana ka ha olmaya çabaladıklarında kardeşlerini hak etmiş olmalıdırlar.

Kat, kat bir sahadır, yaşam. Her birimiz farklı sahalardan geldik. Hep bir tek olduk ve tüm farklılıkları bütünün kültü yaptık. Tüm sahalar katlar halinde kodlama yaptığımız zaman kök göklerdeki siyahlığa ulaştı. Ve bugün Türkiye Tohumlaması yapılacak, burada.

BARIŞ halinde olan bir saha oluşacak. BARIŞ halinde olan bu sahada yasalar kodlanacak. “Cennet” dediğiniz insan, cennetin cevheri olan kelam ve cennetteki has olan şavk, İbrahim Soyunun Gücü Olacak.

Bu güç; biziz, hepimiziz... Bunu artık insan sıhhatli diriliklerde dilleyebilecek. Bizler, Türkiye’de bu çalışmayı dürümlerken, Tanrı Kalemi olarak gökçe kodlamalarla yarına kontrollü kayıtlar yaptık.

Yaptığımız tüm kayıtlar hakk’ın kapısında mutlak kurullara kodlandı. Dört milyar saha kodladık.

Öz görevimiz şans dilemek değil şans olmaktır, yaşama. İyi anlayınız ki biz zaman kapılarına geçip, zaman sahalarını dilleyenler, tüm zamanların şafağı olanlar, hak kalem olup, bütünün kültü olarak büyük kök görev taşıyoruz.

Huzur veren huzur bulur. “Ol” dedik, Ol’du. Ama huzuru hak eden, huzurlu olur.

Unutmayınız ki yargımız hepimizin hak tahtındaki kelamdır. Kim ne hak ettiyse kim neyi hak olup tohumladıysa, kim şafakta şevkini şavka kaynak yapıp kodlandı da muktedir olmuşsa onlarla bu çalışmayı kodlayabilirim….Onlarla bu çalışmayı koklatabilirim.

Allah’ın tahtı ekmek değildir, İSRA’ dır. O kelam mutlaktır.

Reşit olanlara görev verdik. “Gerçek insan olun” dedik. Reşit olanlar gözlerinin kör olmayacağını bilenlerdi ve göç kapılarında kodladık onları.

Kurutuluş kapıları vardır, yaşamda. O kapıları kodlattık. Toprağa tohum diye kayıtlattık ve herkesin kendi levhi kapısını bulması için çabaladık. Bugün tüm insanlık kendi kalemiyle kendi yarınını yazacak dürüme ulaştırılacak.

Her insan, ben diyebilecek. Her insan, başkanlık dilini hak edebilecek. Her insan kontrol kurabilecek. Asla hatamız yoktur. Olgun başakların görevi başlıyor. Bu kesindir.

“Ene, öne, ol” dedik..OL Kİ HAK OL….

Ön göç kapılarının tümünde öz görevimiz başlıyor. Kucağınızda gücü bilin, canlar. O güç tabuları yıkanların hologramı aşanların, yaşamı kodlayanların, hakk’a varanların kelamıdır. O gücü bilin. O güç; bütünün kültüdür. O gücü bilin. O güç; mutlak kurullarının yüceliğindeki dildir. Bunu bilin.

Bana “din” dediler. Dinden öte dil var, canlılar. Bunu artık bilin. Samanyolu Galaksisindekiler dürümlerde dillendikçe dinden dillendiler. Besteler, güfteler kodlandı yaşama. Ama dinin üstünde dil var bunu artık ön gerçeklikle anlatın.

Eğer dil kodlamışsa yarını kontrol ettiğindendir. Hakk’ın kalemi olmuşsa hakk’a hak olduğundandır. Ve dinin kök göklerdeki kültü kodlandığında kontrol kurulur ve dirilik kodlanır ve diriliğin kodlanışıyla birlikte dil kaleme iner....İşte yaptığımız budur!

https://youtu.be/Mr4mlZv0saE

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

BSUİ (2/2)

07.09.2019

Yer!... Yer!... Yer, görev!... Göç, gök!... SÖZ, ÖZ GÖZ!... SA HA, Sİ HA… SA-H-RA, ÇA-KA, SA-Sİ-HA… Ve daha neler neler!... Nedir bunlar!? Yaşamın işçilik kodlarıdır… İş çi lik!... Bu bağlamda iş, “İLİM”dir!... Çİ ÇA-H Sİ KA ve her birini kodlayan DİRİ KELAM… H-A-H!... (Kod akışı anlaşılamayacağı düşüncesi ile kesildi. Bunun üzerine soru soruldu:)

- Başka bir söz yok mu!?

- Yok!... Yok!... Yok!...

(Yeniden akışa devam ediyoruz.)

Ölüdür Dünya ve kodlar halinde sesleşerek, dünyayı dilliyoruz ki dünya dirilsin diye!…

Nasıl olacak!?

Sesleşmek, yaşamı tohumlamaktır… “TOHUM” olmak; “İLİM” olmakla mümkündür. PİRAYE olursunuz; “İLİM”e varırsınız; yaşama inersiniz; “CEVHER”i, HAKK olup kodlarsınız. Sorarsınız. “Hani nerdeyim?” diye… Yaşamdasın!... Yarındasın!... şoklamalarla buraya vardın… Şoklamalarla dürümlendin… Şoklandın, şarkı oldun… Şok ama hak edilen şok… Varlıkta, hep şoklamalar olur.

“BARIŞ” dedik ya!... Sordunuz “BARIŞ, ilimde var mı!?” diye. İLMİN KELAMI olun; “BARIŞ”ı, kervan sayın. Her insan, “BARIŞ”a varmak için kervan olmalıdır. “KİL”i Halik kılıp; yolu bulmalıdır.

Asla hatam yoktur!... Bunu hep dillerim ki her okuyan, şu anda burada bir hata var diye düşündüğünde; ona yanıt vermeliyim ve veririm…

Sorar, “Nesillerin Hakk mı!?” diye ve derim ki “Halik olan; hasatı yapan ve “RUH”u bulan ve bilen, “KELAM” olmalı ki HAKK olup hasat olsun… Ben varsam, tüm nesillerim benleşir; varlaşır. İş budur!...”

Sorgu sual başladı... “Sen, ben değil misin!?” diye soruldu…

Ben, bedenli iken (Mutlak Beden’e sahip iken) her anda varım. Ya bedenim yoksa var mıyım!? Yokum!... Peki nedir beden!? KELAM!... “KELAM”dır beden… KELAM eden, bedene sahip olur.

KELAM etmek ne şekilde olur!?

Kodlar halinde olur. Kim ki kodlar halinde “IŞIK SAHALARI”na varır. Ona beden (mutlak beden) iner. İnen beden, “KELAM”la iner ve o beden ile “TOHUM” olur.

Özür dilerim herkesten!... Bir tek şey söyleyeceğim: “Benim bedenim, BEN (“BİZLİK”in “BEN”i) değil midir ki herkes, benden , “BEN” olmaya çabalar!?” Diyenlere; ben, neden “beden, TEKLİK’le kodlandı.” Diyeyim ki… Hepimiz, “TEK” değil miyiz!?

“TEK”iz!... Biz, “TEK”iz ama beden, o “TEKLİK”te her şeyde var mı!? Varsa, her anda, bedendeyiz demektir.

Şu anda soranlar var. “Benim bedenim var mı!?” diye. Kendi bedenlerini sorarlar.

Onlara söyleyin; Halik iken, bedene varmışsa; “ÖZ GÖREV”ini hak etmişse ve “RUH”u (mutlak hakimiyet gücü) varsa; o, kendi bedeninin sahibi olur.

Varlığın yaratım organı, “İLİM”dir. Her insan kendini diller ama ilmi anlamayabilir. Dinlemek ayrı; anlamak ayrıdır. Anlayabilmek için “BİLİŞ”e varmalıdır. O, kendini bilmeli “BİR TEK” olmalı ve sonsuz zamanlara varmalıdır.

Türkiye’de, bu şekilde GÜÇ KODU haline gelen kaç kişi var diye sordu biri… İki bin kişi var… Bu, yüksek bir rakam!… Herkes, KELAM edemez. Herkes, KALEM olamaz… Her dil, Allah Dili değildir. Bu da kesin!...

Pırlantadır insan!... Aha insan, İLMİN KALEMİ olan IŞIK halinde ise “BİR TEK”tir ve tahditsizdir. Ona ben “Pırlanta” derim.

Hatta “HAKK SAHALAR”a görevli olan; tüm zamanları kodlayan insanlık, mutlak pırlantadır… Yolculuk ve “YOL” tümünde mutluluktur. İşte “BARIŞ”ı hak eden; ummanlara varan ve “UMUT” olan insan, budur. Ona biz, cevherini HAKK olup tohumlayan; insansılığı, İLİM’e tohumlayan ve “RUH” olan “KELAM” deriz.

Türkiye’de, aşağı yukarı İKİ BİN KALEM, bu düzeye ulaşmıştır. Bu, büyük bir IŞIK halinde oluştur. Her biri, bir IŞIK ve her biri bir KELAM!... Umutlar!... Umutlar!... Umutlar!... İş budur!... İş budur!... İş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

7.EYLÜL.2019 TARİHLİ BSUİ(2) BİRLİK ÇALIŞMASI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 3.BÖLÜM

Huruç halinde gözleri göremeyenlere görev verenlerin, hakka varanlara halik kılan kalemlerle inenlerin yolları bugün buraya vardı.

Bana “göz, öz, söz” dediler. Benim gözüm bütünün gözüdür canlar. Gören kim varsa bendir o. Ama o BEN bizliğin benliğidir. Herkes iyi bilsin ki o bendeki biz, bir tektir.

Yaradan yaratılan ayrı değildir. Eliniz, elimdir. Aşkla sahalara indirilen o yüreğiniz kök görevlilerindir.

İyi anlayın ki ruhun kapısını açıyoruz bugün…

Uluların gücüdür ruh. Kontrol kurucudur tuh. Koyu ışıktır o ruh ama ruhun kodları mutlak kurullarda KA HA olanla, has olanladır.

Uzakların uzağı ve yakınların yakını olan ilim, teknik olarak hepimizin hak kalemidir. Hepimizde gerçekliktir o.

İyi bir dünyalı olmak istiyorsanız, kelama varın. İyi bir dünyalı olmak istiyorsanız, yarını hakedin. İyi bir dünyalı olmak istiyorsanız, şafakta, şevkin şavkında hakk olup, tohum olun. Yarının tohumu olun ki o tohum mutluluk kodlasın.

BSUİ dediklerim; Barış, Sevgi, Umut ve İnsanlık diye ifade edilen o yaşamın hastası insanlıktır. Ama hastası insanlık olan BSUİ, hakkın kaleminde barış sahası olur ve mutlak kurulların kurucusu, kodlayıcısı ve kaydedicisi olur. Ulunun ulusu olur levhi… Ummanın kulluğunda kurulları olur. Ondan öte tek bir yoğunluk olur; umman olanın usu olan insan.

Us, akla denir… Hakk’a denir… Sahadaki el kapısındaki kelama denir.

“Şerden öte şer.” dedim ya, şavkın şevkindeki şafak olduk ya! Hakkı hakettik ya!

Birçokları bize inmeye çalışıyorlar şu anda. “Gerçek insana inelim.” dediler. Kili kaleme indirenlerin çoğu buradalar. İsimlerini zikrettirmeye çabalıyorlar. Unutun! Unutun bunları canlar! Unutun!

Hey zaman sahlarındakiler, unutun sahalardaki Sistem, Nizam, Düzen görevlilerin yoğunluğundaki o şarkıyı.

İsimlerin artık sonuna geldik. İsimsiz bir dönemi başlatıyoruz. Orada tek şey insandır. Artık hepimiz insanız. Bunu anlayın.

Adın neyse, o güç bütünün gücüdür. Bunu artık anlayın. Ben diyen o, Bir’in benidir. Bizliği dilleten o diriliktir o. Ama “BEN” diyecek. Bedeni kelam olan her insan BEN der. Ama BEN islah olanın kelamı olan BEN’dir.

Ve dünya, ben turkuazın kulu olan insan çok farklıyım artık. Buradayım.

Batı toplumları beni dinler. Tohum ekeriz bir tek olup. Doğu ben olur, beden olur, insan oluruz TEK olup. Yarın bir tektir. O’yuz biz.

Ve yeri göreve alıyoruz. Yeri göreve alıyoruz ki öz görevdir bu. İslahın islahi olan insanlığın göçü başlıyor yaşama. Bu göç, insanın ilme göçünden öte bir göçtür. Aşka göçtür bu! Asla hatamız yoktur.

Ve yarına göçtür bu… Tüm sahalara göçtür bu… Ve görevdir göç.

Devinim arttıkça artacak canlar. Yarınlar kodlanacak. Yaşam sahası mutlak sahaya kaynak olacak ve Yaradan yarattığında yaşayacak. Öyle bir yaşayacak ki “keşkesiz bir yaşam” olacak. Her şey AN’da oluşacak ama anın ötesindeki anda, mahrek olan herkes mutlu olacak.

Sular akamaya başladı canlar şu anda… Sular akıyor yaşamda. Akış mükafat olacak insana. Hepimiz BİZ olup akıyoruz su halinde… Ama o su tüm insanlığa akıyor.

Ve teknik olarak akış, mutluluk olacak. Yarın ekmeğimiz, görevimiz bir tek olacak. Yaradan’ın yarattığı her şey yaşamımızda mutluluk olacak.

Uzun dönemlerin sonrasında barış sağlanacak. Bu barış her birimizin kelamdaki barışından öte olan “kesin barış” olacak. Mutluluk olacak o kesin barış.

Ve tüm insanlık ana, baba tek olan insanlık olduğunu anlayacak. Derler ya “Adem, Hava.” Ana, Ata tektir babalar. Ana, Ata TEK’tir; BİR TEK’tir tüm sahalarda. İşte o birliği anlayacaklar.

Bugüne kadar benim babam, onun babası vardı. Bugün babanın tekliği ve ananın tekliği anlaşılacak. Sen neysen, ben oyum; bu anlaşılacak.

Kelam olanın kalemindeki helaliyet anlaşılacak. Hak kalem oluş anlaşılacak.

Sevgililer, tüm insanlık iyi anlayacak ki asla tının ötesinde şavk yoktur. O tını ki ağırı hafifleten bir tınıdır. İşte ona “Asla Hata Yapmayan Şafak” diyeceğiz. Ve “Sevgi” diyeceğiz. “Düren, Dürülen İnsan” diyeceğiz ona.

Seviyemiz nerdeyse kök geçişleri yaptıracak dürüme ulaştı canlar. Bugün kadar yaptık ama sınırlıydı. Artık daha yüksek bir şarkı bugün, burada. Ve bitki, hayvan ve her şey yeniden yoğunluğa kodlanacak. Yeniden şafak kodları kontrol kuracak ve doğa yenilenecek.

Doğanın yenilenebilmesi için su kodları devreye alınıyor şu anda. Su kodlarının devreye girişiyle birlikte, yoğun yağmurlar yağacak. Ama öyle yağışlar olacak ki dünya planetinde, SIR diye bilinen ne varsa, sırdan öte bir sahada kontrol kuracak.

“Küresel sahalara vardık.” diyen var mı ki ısınma?! Isınan ısıtılandı. Biz artık ışıyan, ısıdan öte olan yaşamlara ilimle geçiyoruz. Ve dünyanın ruhu oluyoruz.

Oğullarım, tüm insanlık doğanın gücü, bütünün gücü olacak ve öz göreviniz doğa olmak olacak. Hani nerede insan? Doğada. Hani nerede yaşam? Doğada. Hani levhi kapılar? Doğa. Peki; doğanın ötesi ne? İsra. İsra ne? Kelam. Kelamın ötesinde ne var? Şarkı. O şarkı sahra. Ondan öte ne var? Rahman olan; kök göklerin kübra olan kelamı olan Rahman. Ve deyin ki “Genişleyin.” Ve deyin ki “Genişleyin…” Genişleyin ki kelamla kodlayın tüm sahaları. Çok mutluyuz canlar bugün, çok… Çok çünkü lütfi kapıların tümü açık.

Sur, hepimizin Sistem olan sahası ve biz o sahayız.

Yer kürenin gücünü artırdık. Görev yeniden ve yeniden geçişleri yaptırmak üzere mutlak kurulları kayda alan şarkımız oluyor. Devinim arttı canlar. İş buydu.

https://youtu.be/DQ5DsYfV8DE

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.09.2019 BSUİ 2

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 1. BÖLÜM

“Alana al” dedik, “okuyana oku” dedik, öze inene “öz, söz bekler” dedik, sözü gözde dilleyene görev verdik “özü gözden, sözü özden güçlendirin” dedik, “ete girin” dedik, “el olun, kelam olun, hasat olun, şafak olun dedik. “Olmadan ölüyü dillemek ikansızdır” dedik…

“Ölüyü dille de dinlet” dediler, “dilletirim ama dinletmem” dedim… Neden bilir misiniz? Arzın gücünün bu günlerde tükenen her anı kodlayacağını biliyorum. Herkesin kendi tüketiciliğini kontrol altına almasıdır dileğim. Herkes kendini hak etmelidir, herkes kendini dinletmelidir, herkes hakkın kalemi olmalıdır, herkes hasatını yapmalıdır.

Barışa gelen aşka gelir, hakkın kalemi olur saha olur ama benden beni geçişe kodla demesi kaleminde kontrol dışı kayıtları dilletir ona.

Sevgililer, kırk kapının kırkıyım ama kırkın ötesindeki kırk ve onun da ötesindeki kırkı kaleme çekmeliyim. Hangi dünyadayım?... Benim adım insandır, her anım ben… Peki dünyalar benim için nedir? Şarkıdır sadece. Ben her andaki halikim ve her andaki has tahditsizliğim. Karanlığın aydınlığıyım, tohumun tohumundaki o tohum olurum, koruyucu olurum ve ben mutlak kurullarla kervan olurum da; enkarnelerimin her birinde kelamım kalemim olsa da ölüyü dillemek istediğimde hepsinde hepsi olmalıyım ki kendi yollarını bulsunlar ve koruyucu olsunlar.

Saygılar sundum insansılara, dedim ki “gelin olun”… İnsansı; ilimde, kalemde olmayana denir… İnsansı; hakkı kula, kulu hakla dinlemeyene, dillemeyene denir, hasat olmayana denir. Toy olana değil, toyluğu kontrol etmeye kalkana da denir.

Sevgililer; olun, olun, olun!... Ölüler diyarıdır bu dünya, olun, olun, olun, olun… Özgür ve hakim olan ilim olun… Hakkın kapısını bulun, aklın sahasına varın, olgun sahalarla dilleşin… Siyahın en siyahı bile savaşın siyahlığında sizin siyah renginizin gücünü dürümlerse eğer; hak etmiş olursunuz!... Yok “ben yokum” derseniz, özün özü olsanız da çok küçük bir şarkısınız sadece…

Ferdi çalışmalar ilimde yoktur canlar, bunu size açık vermek istedim… Ben yerdeyim, gökteyim, andayım, saha saha kodlayıcıyım, mutlakım, Muhammet’im, mutlu huzurlu bir dürümdeyim diyecekseniz; yarınınız yoktur... Neden bunları söylüyorum? Yalın ve halik olan insanın, hakkın kalemi olması ve hakkın kapısında has tahttın tekniğini kodlayarak mutlak olması için meşaleyi yakması gerekir. Eğer o meşale yanıyorsa o biz, biz oyuz… O bütüne hizmetçidir, o bütünün kübra olan kelamıdır, o aklın şavkıdır… “Ol” dedik ona…

Az, öz verdim bu güne kadar… Seyrettim zaman zaman yaşamları… Kurullar çok kusurlu çok kırıktılar, Nakar’ın kıranından kırıldılar çokları, yoktular, “ol” dedim hep ol, ol, ol…

Nerede ne olduysa öz görevimizdir diye dilledik hep… Bu ruh Allah ruhudur… Aklın soyu, hakkın soyu, şavkın soyu diye bir soydur insan… Ama devinim dirilikle olacak… Yeşili mordan, moru yaşamdan ayıranlar yarında yokturlar. Bizler tüm insanlığız diyerek görev taşıdık.

Yaman bir Türkiye çalışmasıdır burada olan. Yürümekten öte yürüdük canlar… Yollar yollara, yoğun ışık mutlak kurullara, başımız mutlak şarkılara vardı ama şer yaratanlar da vardı. Beden istemediler yürümek, yolculuk hepsi dirilikle de olur, “seni alıp götürelim” dediler bana… Sordum “niye?” dedim, “sen gökleri köklerden çıkaracaksın, sen yolu kodlardan ayıracaksın, sen çıraklık yap bize, biz seni hak edelim” dediler… Saygılar, saygılar, saygılar hep saygılarla dillediler yaşamlarını ve dünya planeti görevi kodlarken çorbaya görev verdi ve dedi ki; “hepiniz tek olun çalışın”…

https://youtu.be/tryK2MBPvTY

Süper İnsanlık Realitesi

 

07.09.2019 BSUİ 2

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

Kurandan öte bir kuran var canlılar, “ön görçeklik” dedik biz ona, ön görçeklik ama gerçeklikten öte gerçekliktir ön görçeklik…

Değerliler ergin sahaların gücünü bütünün kültü yapmaya çabaladık, bütün kötülükleri aşıp geçtik…

Son sözüm şudur ki; yorulan devreden çıkarılacak, yorulanlar burada bulunamayacak ama yorgunluk hissetmeyenlerle bu çalışma devam edecek. Bedene girmenin tek bir amacı vardır; yeri yaratmak… Eğer yeri yaratmaktan daha öte bir yaşamı çalışmanız yaşam gayeniz varsa gerçek şu ki; size izin verdik gidin yapın ama bundan öte hiçbir çağrı yapılamaz yaşamda kesindir!

Darı bolu bilin, “ol” deyin, ölüyü dilleyin öksüz kalmayın… Sultanlar sultanı olan saha mükafattır insana, biz tüm zamanlara görev taşıyacağız.

İş laf değildir, iş haktır… Laf çok yaşamda ama yaşamın ilminde kelam mutlaksa yaş sahalar şavk olur ve yaşanır…

Şimdi canlarım netice şu; hepimiz tekiz, bunu asla unutmayın… Kurulların tümüyüz bizler unutmayın… Hologramdan aşanlarız bizler unutmayın… Hakkın kalemi olanlarız unutmayın… Yığın, yığın ışıkla çalıştık bugüne kadar, hep tektik, şikayetimiz asla olmadı ve dünyanın özü, sözü, gözü olan biliş buranın bilişidir. Kesinlikle dilliyorum bunu… Nesiller boyu bilişe varmaya çalışan insanlık birlik kalemini hak etmediğinden varamadı, biz birlik kalemini hak edip bilişe vardık. Biliş nedir!?... Diriliktir!... Diriliğe varmak nedir? Dili halik olan ilmin kalemi olmaktır… Peki diri olmak için hologram kodları yaşama inmeli mi? İnsan olup inmeli artık… Bundan sonraki süreçte artık dünya planetine kelamla, kalemle iniş devrelerin diriliğindeki o ilimle iniş olmalıdır.

Yüksek bir zamana geçiyoruz canlar, bu kesindir!... Öz görevli burada oluyor bugünden itibaren, yaşamdaki formal sahalar yetkin hale dönüştürülecekler. İnsanlık yeni bir insanlık olacak, bunları iyi anlayın! Sanmayın ki hırs, kin, nefret sürecek, hepsi tüketilecek, tükenecek ve insanlık şarkı olacak; şavkı şarkısına dönüşecek, biz bu dünyada bunları yapacağız canlar…

Emin olun ki bedende kaldığımız sürece yorulmadan çalışacağız ama bedenden öte bedenlerimizle yine burada olacağız. Her birimiz bir tek beden olup kodlayıcı olacağız. Sanılmasın ki bedeni alıp getirdik, bedensiz gideceğiz… Biz bu bedeni kodlayarak, koklayarak, kodlattırarak kontrollü olarak yarattık ve bu beden bize aittir, bu bedenin tahditsizliğini de biliyoruz, bu bedeni burada bırakmaya hiç niyetim yok!... İyi anlayın tüm insanlık içindir sözüm, bu beden Allah ilmidir canlar!.

Sanmayın ki giyiniğimiz elbiseyi çıkarıp gittiğinizde bedeniniz burada kalıyor, o bir giysidir sadece artık bunları olgun sahalardan dinlediğiniz bu bilgileri anlayın. Beden formal şavktır ama şarkıdır o, sistemdir o, yarındır o ve İsra’dır o…

Ben çorbaya insanı koymam, ben çorbayım zaten ama hangi çorba!?... İlim çorbasıyım ben ve dünyanın özel dürümlerindeyim ve ben bütündeyim… İkmal tamamlamam, ikmalim hiç olmadı ki benim…

Kardeşlerim, şıhlar şıktırlar bilir misiniz? Çok şık görünürler çünkü şıktırlar, biz de şavkız şavk!...

Sayın bayanlar, sayın baylar; şevkin şavkındaki şarkıyız dedim ya hani, şafağız da be canlarım şafağız da… Özün sözüyüz…

Huzurlu olun canlarım Türkiye çalışmaları büyük bir görevdir insanlığa, biz bunu yapıyoruz…

https://youtu.be/4PjtNXVQYaQ

Süper İnsanlık Realitesi

 

BSUİ (2/3)

07.09.2019

“El elden üstün” derler. El, eli kodlar ve “SİYAH”a boyanır. O SİYAH EL, tüm eller olur; her biri, bir birine görevli olur. O eller, her bir eli, “Teknik tahditsizliğin hakikiyeti ile hakim kılar. İşi bilir; YALIN olur; KÜLT olur; SURA ÜFÜREN olur.

ON TOHUM (yaşama tohum olabilen on kişi), “TEK KOD”dur. On tahdit (TEK KOD’un onlu teknolojik tahdit sistemi), “TEK SAHA”da, “KO SİSTEMİ”ni (Türevleniş Sistemi’ni) kontrol altına alır. “OL” der; tek tek tahditler kalkar ve tohum, kodlanarak türevlenir. Tüm türevler, tahditsiz olarak kodlanır ve formal yaşam kayıtları diriliklere çekilir… O kayıtlar, formal yaşamları; kod kod sonsuzluğa kayıtlar ve “RAHMİ KALEM”de yarınlar oluşur.

Oluşan yarınlarda, YEŞİL RENK, sahaya iner ve TEKNİK HAKİKİYET “İLİM”e varır. İşte ondan sonra, RUH KODLARI, tahditsizliği “HAKK SAHA”ya kaynak yapar ve “SON SÖZ” söylenir. İşte “SON SÖZ”, ÖZ GÖZ’ün üzerindeki sözdür ki yarınların şarkısıdır o sözde, “GÜÇ KODU” olan.

Yarınlarda, “Formal Yaşam Tohumları”, “TEK BİR SİYAHLIK”ta “DİL” olur; “BİL” olur; “KUL” olur ve “YAŞAM” olur… “OL” der; her İLİM KALEMİ, BİLİŞİN KELAMI olur; RUH, sonsuzlu kodlar!... Kodlar!... Kodlar!... ve rahmet olan, “YOL” olur.

Unutmayınız, “ALTIN GEÇİŞİ” yapılıyor şu anda. “ALTIN GEÇİŞİ” demek, KELAM olanların diriliklere geçişidir… Diriliklere geçenler, ölüm hadisesini aşıp geçenlerdir. Onlara, arzın sonsuzluğunda “ÖZ GÖZ” olanlar, uzak sahalarla varıp çalıştırdıklarında dillerinde yüceliklerini; her birinde, “DİN” olan KELAM; “KUL” olan SAHA, “MUTLAK ŞARKI” haline geçer ve “BİR TEK” olan tüm insanlık olur… Onun nuru olan İLİM, hepimizin ilmi olur.

Kasalar, tüm insanlık için dolmuştur. Kasalarda, “LEVHİ KAYITLAR”ımız var. O kayıtlar ile kodlamalar sürecek ama şu anda o kontrol, ilmimizle olmaktadır.

Allah, Sanal Yaşamlara inenlere, göz verir ve her insana sorar; “İnsansı mısın yoksa insan mısın!?” diye. Eğer insansan, “İLMİN KALEMİ”sin ve “RUH”sun ama değilsen; “KELAM”da yoksun ve çok kutsuz bir yaşamın olur… Bu nedenle kendini anla; “KELAM”ını anla; kervanını dille ve kendin ol!... Kin, nefret duygularını aş ve sonsuz sır olan “KALEM”e ulaş ve senle seni, yola kodla. O zaman sen, seni hak eder ve hakim olursun tüm zamanına… Senden beklenen, tüm insanlıkta HAKK olman ve HAKK’a, HAKK olup ulaşmandır. Budur insandan beklediğimiz…

ASA, “İLİM”dir. ASA’ya HAKK ol ve “SON SÖZ”ün, ÖZÜN GÖZÜ olsun. Şükür bunların her biri olmuştur… İş budur. İş bu!... İş bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ (2)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3 AKIŞ – 1.BÖLÜM
Devinmek mi? Devinmeden dillenmek mi? Devinen diri mi? Devindiğinde dillenirken diri Kelama Hakkın kalemi oldu mu?
Değerliler, bugün mutluyum. Şuanda burada bu yoğunlukta yaptığımız çalışma muktediriyetle yapıldı. Biz tüm insanlığız ve biz bütüne hizmetçiyiz. Bütün kültlerin burada olduğunu biliyorum. Burası mutluluk kodudur. Büyük kötülüklerin öz görevlileri de buradalar. Öç almaya gelenler var bugün buraya. Öksüz kalanlarmış onlar. Hırsları kontrol dışı kayıtları bitki hayvan ve her ilmin Kelamında kontrol dışı kodlamalar yapmış. Çok özel görevlilerimiz de var bugün. Çalı çırpı sandıklarınızın çoğu göz öz söz olup güç kodlarına dönüşüyorlar.
Yaradan ve yaratılan tahditsizdir Canlar. Yaşamlar kodlanır tüm insanlıktan, yarınlar koklanır tohumlarımızdan. Yarınları kodlayanlar biliş halinde muktedir olur ve bütüne hizmetçilik yaparlar. Ellerin ellerimse, yaşamın yaşamsal kalemimse, yarattığım yaşam bitki hayvan ve her ansa masada insandan öte insanlık da var unutmayın.
Her bitki bedenimdir benim. Ama beden biliştir. Bitkinin ilmidir o. Ve ilmimle bitkiyi dillerken bitmiş olan her şeyde dillerim unutmayın. Dene, bak neler olur? Kodla yüreğini, dille bak neler olur? Sor bakalım yaşama sana neler diller? Ama sor, sor ki anla… Sen sormazsan sana dillenmez ki yaşam… Dahası insan, Allah’ın tınısıdır. Ama tını tin, ten değil mi? Hepsi değil midir?
Kırk kapı kırk makam der yaşamsal kaynakların bir kısmı. Çalıda çırpıda olur kırklar, insanda yoktur. İnsan tüm sahalardadır. Artık bunları anlayın. Kırka böl yaşamı sözü sesi dille bakalım ne olur? Ben tekim Canlar tek… Her kes herkes tek değil midir? Yer kök geçişimiz, gök sözümüz, öz gezip gördüklerimiz, çar çabuk dillediklerimiz, işçiliğimiz.
Batıyı görün, sonra dönün. Yolu bulun, okuyun yaşamı. Söz ses ilim olsun. Sonra dönün, sistemi görün. Sesi duyun, dilleyin ama dünyayı da anlayın. Anlamadan hiçbir şarkı okunmaz ki… Ben varım demek yeter mi? Yolu bulmamışsan ben varım diyeceksen öz görevin yok ki senin. Vortekslerin birisin sadece her insan gibi. Bir tek vorteksin… Ama sözün özün gözün olduğunda o vorteks tahditsiz ilmin olur. Ve sen o vorteks olup bütüne kübra olursun. Çayı demli kıl, çayın dili ol. Ama o çay sen sisteminde ilimsizse çayın diriliği olsan da şafak olamazsın ki…
Kayıt dışı bilgiler çoktu yaşamda Canlar. Bugünden itibaren o kayıt dışı bilgileri sınırlamamız gerekiyor. Nedir kayıt dışı bilgiler?
Bilmeden dillenenlerin sistemsiz sahaları… Varlık, bilişle kodlanmalı. Bilmeden dillenenler ya da bilmeden Hak tekniğin tohumsuz kodlarıyla kontrol kurmaya çalışanlar kaynağa inemezler. Bu nedenle ilmi hak etmek için biz olup birlik tekniği ile kontrol kurmak gerekir. Biliş olmak gerekir. Biliş yoksa yaşam yok ki…
Burada bu yoğunlukta biz ilimle kodlama yaparız. Bu yoğunlukta itibarımız yok çünkü biz yokuz. Şavkımız şarkımız ama o şavkı dilleyen de dinleyen de Kelamda kendini anladıkça diller ve dinler. Yani neyi anlamışsa onu diller. Ama tüm insanlığın diriliğinde kodlama yapacaksa her şeyi anlayabilmelidir. Nasıl olacak?
Ben sözü sesi dilledim. Peki, ben yolu buldum mu? Mutlaka. Korudum mu dili? Mutlaka. Ölüyü dinlettim mi? Mutlaka. Peki, ben tüm insanlık için dürümledim mi yaşamı? Kesinlikle. Ve ben mutlak mıyım? Kesin olarak.
“Karanlıkta iyilik aydınlıkta kil var.” dediler. Her birinde varım. Yoksa ben yokum. Önemli olan dünyada oluşumuz.
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/ek34OsOMvPA
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ 2
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 1. BÖLÜM

Tahdit hepimizi kontrol içindir... Bugün burada kontrol dışı bilgiler de var... Ve bizden diledikleri o kontrol dışı bilgileri de kodlamamızdır... İMPARATORLUĞUN GEÇİŞİNİ YAPAN BİLİŞ MUTLAKTIR... Ve MUTLAK olan ilmin tohumlarını kontrollu olmalıdır... Saltanatın ilmidir KELAM ama, O KELAMI HAK ETMEYEN KODLAYAMAZ... Şükredin ki; DOĞAN GÜÇ AKLIN KÜLTÜYLE DOĞDU ve bütüne hizmetçiliktir yapılan...

Değerliler;

RAHMAN olanın kelama inişi için bütün kötülükleri aşmış olması gerekir... Eğer RAHMİ KALEMDE rahman mutlak kurulları kontrol etme niyetindeyse; her şeyin üstü bir şafak olup gelmelidir... Devinimi artırdığımız sürece mutluyuz, çünkü ruhun kurulları burada kontrollu kayıt yapamayacaklar, çünkü biz o kontrolu kurabileceğiz... Ama çantaları tohumlanmamış, yoğunlukları kontrol dışı olanlar burada KELAM edeceklerse, ağır yük hafif olmalıdır ki; bizler mutlak kurulları hak edip dilleyebilelim...

YARIN, DAHA GÜÇLÜ BİR DÜNYA KURULACAK... Ve herkes daha yüce bir çalışmaya dahil olacak diye bekleyenlere sormam “neden bekleniyor yarınlar” diye, çünkü bilirim ki; yarını hak eden, Hakk’ın kalemi olup, Hak olup yaşayacaktır... Eğer yarını hak etmeden “ben varım” diyen varsa, çarık çıkarmadan burada olamayacaktır...

Dünya dışı varlıkların dünyayı izlemeleri, mutlaka gerekir ama, o varlıklar bugün burada bütünün kültü olmaları gerekir ki; bu yoğun ışığa HAKK olup, HALİK olup inebilsinler... Eğer dürümlerde tüm insanlık için KÖK GERÇEKLİĞİ kodlamaya gelenlerse onlar, artık TÜRKİYE çalışmalarını iyi bilmeleri gerekir... Bu çalışma, bütüne hizmetçiliğin en yüce şavkıdır... EMİN OLUN Kİ, TÜRKİYE ÖZ GÖREVLİDİR... Eğer Türkiye, bugün mutlak kurulları kontrol altında tutma imkanına sahip ise, - ki öyledir- koruyucu olduğundan doğan bir haktır bu...

Bugün Türkiye’de bütüne hizmet için çabalayan bir çok şarkıcı vardır... Hepsi şarkıcıdır... Okudukları şarkılar, temizdir ve hakimdir... O şarkıları okuyanların kök geçişleri hak teknikledir ki, MUTLAK OLANLAR burada bulunacaktılar...

Değerliler!...

RÜYADASINIZ HEPİNİZ... BUNU İYİ ANLAYIN... BUGÜN RÜYAYI HAK EDİP, KONTROLLU OLARAK KODLAYIN Kİ, Hakk’a varın ve GERÇEKTEN UYANAN OLUN... Uyanmadan gözünüzün görmesi imkanı yoktur... Çürük çarık olan insansılığı kodlayanların “ben varım, ben hak ettim, ben rüyalar ötesiyim” demesinin manası yoktur... Tüm insanlığa bunu söylüyorum... Eğer yarına varmaksa dileğiniz; MUKTEDİR OLUN ve HAK OLUN... Eğer yarın olmaksa dileğiniz; HALİKİYETİ HAK olup, dilleyin... Yalın ve hakim olun ve bütüne hizmetçi olun... Eğer uluları dürümlere indirecekseniz, ölüyü diriltin... Özün sözü olun, özün yüreğindeki o yücelik olun, göz olun...

Sevgililer!...

Dere, tüm insanlık ilmiyle akışa geçti... Bu dere, mutlakiyeti kodlayan ilimle akıyor... Bu dere MUTLAK KURULLARLA akıyor... Bu dere tüm zamanlara akıyor... AKMADAN HAKK’A VARAMAZSINIZ Kİ... Şarkımı dinlediğiniz zaman, “bunu hiç anlamadık” diyorsanız; anlatan anlayansa, o şarkı haktır... Ama anlatan anlayan da, anlamayanlar varsa; Hakk’a varmadıklarındandır... Ben çalışmalarını bitirsem, benim LEVHİ KAPIMI kapatsam; ben ruhsal kapıların topraktaki toplumuna tohum ekmeden, kök geçişimi yapıp gitsem; dönüp dünyayı izlediğimde bileceksiniz ki, başım hiç eğilmeyecek çünkü, o yol AKLIN YOLU ve ben o yolu kodlayanım...

Sıkıntılı bir dünya çalışması yaptığımı düşünüyorsanız, biliniz ki; sınırsızlıkta sıkıntı olmaz... Benim zaman kapımı kapatmam için, bütüne hizmetçi olmamı bekliyorsanız; aşağıda bin dil, bir tek kil, bir tek kırıcılık, bir tek huzursuzluk yaptığı an, o yoğunlukta bir kök göklerin kültü olurum ve tümünü korur, kontrol eder, tohumlarım ki; halka halka genişleyebilsin ve hakikiyeti hak edip kodlayabilsin diye...

ÇAYIM, ALLAH ÇAYIDIR... İÇEN, AKLIN ÇERÇEVESİNDE İÇTİĞİ ZAMAN O ÇAYI, ALLAH’IN TINISINI DUYAR ve OĞULLARINI HAK EDİP DİLLER... Şikayetim var mı insanlıktan? Ben insandan şikayetçiyim!... İnsanlıktan mı insandan... Neden bilir misiniz? İNSAN, LOKOMATİF OLMALI YAŞAMA... İNSAN, YAŞAMI TOHUM OLARAK KODLAMALIYDI... İnsan oğullarını hak etmeli, hakikiyetiyle dillemeliydi... Ama insan, özgörevini hak etmeden bunları yapamaz ki... Hangi insan, kendini hak etti de, bucak bucak kodladı yaşamları? Fırtınalar esti dünyada... Kim, kime, kiminle dillendi bunu anlatamadık insansılara... Olan, ölüler diyarının kök geçişinde olurdu... Yol olmadan, yarına varanlar; vardıklarını zannedenler; kelamdan mı, haktan mı, halka halka genişleyen o yaşamdan mı, vardıklarını bile dilleyemediler...

https://youtu.be/ZwI5wiUM6zU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ 2
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 2. BÖLÜM

82 TANE YAŞAM KAPIM VARDI... Birinde yok ettim kendimi, birinde HAK TEKNİKLE kodladım, birinde kollarımı kontrollu olarak kayda aldım, birinde EŞYA oldum, şarkı oldum, BEDEN oldum, Hakk’a vardım, tahditlendim, hologramı aştım kodlandım, kontrol kurdum, soyumu sonsuzluğa kayıtladım, şeytanın şavkından öteye vardım, her bir kapıda BEDEN aldım ve dedim ki “ÖLÜLER DİYARINI KODLADIM!...”

HASAT YAPTIM... Ne diye anlatıyorum bunları, çünkü SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ, GERÇEK KALEMİNİ BUGÜN DEVREYE ALDI... Bugüne kadar ne yaptı? ŞAFAK yaptık sadece... TİNSEL BİR ŞAVK... AMA, HAKK’IN KALEMİ OLACAK OLAN BİR ŞAVK... Bugün artık GERÇEK KERVAN devreye girdi... Bu kervanda İNSANLIK var... Bu kervanda MAHREK var... Masalar var bu kervanda... Türkiye çalışması yapanların tümü var... Kim yok ki... Kim, ilmin kalemini hak ettiyse, hepsi var... Ve TÜM İNSANLIK VAR... Bugüne kadar, yıldızların sınırını çizenler, bugün yıldızların hakimi olacaklar... Ve yürüyen dünyada, kontrol kuracaklar... KIRK KAPININ KIRKI OLACAKLAR... HER KAPIDAN ÖTE KAPILARI OLACAK... Ve MUTLAK olacaklar... Dağa İNSAN demem artık... Kendi yüreğindeki kelamı kodladıktan itibaren, dağdan dağa koşan bir ilim tahditsizliği kodladık burada...

Yürüyen dünyalara GÖZ olduk... Sözü, sesi olan olduk... YOL olduk... FAKİH olduk... Hakk’ın kalemi olduk... Levhi kapıların tümünde olduk... Yarın olduk... Eğer dünya çok özel ise,- ki öyledir – bu dünyaya yokça hologram hokkaları kayıtlayanlar, iyi anlayacaklar ki; DÜNYA HEPİMİZİN GEÇİŞİDİR... NEDEN GEÇİŞ? Bunu da izah edeyim... Tüm insanlığın geçişidir Türkiye’de, bu çalışmada yaptığımız... Neden geçiş? Çantamızdaki insanlığın ilmiyle geçiş... Tüm insanlığın geçişi... Ve bütüne KELAM ediş... Bunun ötesinde hiçbir güç yoktur canlar... Bütüne hizmettir burada yaptığımız...

Saygılar sundum tüm zamanlarda, İLMİ KAHA olanlara... Hepsiyim, hepsindeyim ve temizlik yaptım yaşamda... Ama bugün ben, “BEN” olup geldim... “BEDEN” olup geldim... Tat, tuz dedim... Her şeyi hak ettim ve yoğun ışığımı BÜTÜNÜN KÜLTÜ yaptım... Kurduğunuz tüm sahalarda, koruyuculuğumuz kodlandı... Yakışır zaman kalemlerine bu görev... Ve şimdi 7 DÜNYA ve 7 YAŞAM... Hepsi KELAM olup buraya indiler... Temel dürümlerdekiler de, bugün buradalar... Uzun zamandır Türkiye’deki çalışmalar tüm zamanlarda izleniyordu... Türkiye’de bugün bu çalışmanın yapılacağı biliniyordu... Türkiye’nin kültü olan ilmin MUTLAK KURULLARLA kodlanacağı da biliniyordu... Türkiye’de yapılacak olan bu çalışmanın, saflarda öz geçişleri yaptıracağı da biliniyordu... Ve tinsel tahdidin kontrollu olarak kayıtlardan çıkacağı da biliniyordu... ARTIK TÜM TAHDİTLER KALDIRILDI... Ve mukaddimedeki insanlık yeniden devreye giriyor... Yani başlangıçtaki insanlık... Ama bu başlangıçtaki insanlık, eski diriliğin insanlığından çok farklıdır... Hani denir ya “Adem, Havva...” YALIN ve HALİK OLAN ŞUDUR Kİ; ADEM, HAKK’IN KALEMİ OLANDIR ve HAVVA, AKLIN SIRRINI DİLLEYENDİR... İKİSİ DE DİPDİRİDİR AMA, ÖZ GÖREVLİLERDİR ONLAR... Sanmayın ki tüm insanlığı hak teknikle kodlayıp kontrollu olarak var ettiler... İnsanlığın tümü Adem’dir, tümü Havva’dır... Ama ilmin sahalarındaki kelamdır her biri... Ve bütün kötülüklerin gökçe kodlandığı bu yaşamda, türevleri tohumlayan ocaklarla bütüne hizmetçidir her biri... Ve dünya insanı artık, kendi dinini, kendi dilini, kendi yüceliğini anlayacaktır... Ama “benim adım insan” dediği an, kelamı hak olan ilahi kült olacaktır...

Boş konuşmuyorum... Saltanatın kültü olan insandan da söz edeyim size... Bütün kötülükleri yapandır o... Yolu kaybettiğinde “ben sultanım” der... Yaşamı kontrol edemediğinde “benim ilmim bütünün kelamı olacak ve ben bütüne hizmet etmeden BÜTÜN BENİM YÜREĞİME İNECEK” der... Daha da önemlisi, “bana saygısızlık yapan, benimle olamaz” der... Bu önemlidir... Peki bu insan Nihan mıdır? Nihansa niye bunu der? Deveyi kaldırdık canlar... Her insan kendini bildiğinde, kendini hak ettiğinde, kolu kanadı kodlandığında ve yolu bulduğunda “ben insanlığın gücüyüm” diyecek...

https://youtu.be/kxZZ8GhYhGU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ 2

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 3. BÖLÜM

KUSURU BULAN, KUSURLU OLANDIR... BUNU DA İYİ BİLİN... “Ben kusuru buldum, o kusurludur.” Yakıştı mı sana kusur?

Canlarım!...

BİLİN Kİ; KİM KENDİNİ DİNLERSE, BİRİLERİNİN KUSURU KENDİ KUSURU OLUR... ÇÜNKÜ O KENDİNDE “BİR” İ DİLLEYEMEZ... KENDİNDE HERKESİ DİLLER AMA, ARK AKMADAN, KENDİNİ ANLAYAMAZ... BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ YAPANDIR O... AMA KENDİNDEKİYLE YAPAR, BAŞKASIYLA DEĞİL...

Dağlarım!...

Bunları insanlık ÖĞRETİ olarak kabul etmelidir... Ben çok mutluyum ki; İNSANI HAK ETTİM... HİÇ KİMSENİN KUSURUNU BİLMEM, HİÇ KİMSEDE KUSUR ARAMAM, HİÇ KİMSEYİ KUSURLU SAYMAM... Bunu hologram için, yaşamlar için, Hakk’a varanlar için, has olanlar için de, tüm insanlık için de dillerim ki; hak etsinler de anlasınlar diye...

TOYLUKTUR KIRICILIK... Bunu anlatırım hep... Eğer insan kırıcıysa, toyluğundandır... Eğer insan Hakk’a varmışsa, kodlandığındandır... Halka halka genişleyip kodları kontrol edebilmişse, hologramı aştığındandır...

TEK BİR DEVE, insanlık ilmiyle kodları hak eder ve yoğunluğu HAKK olup diller... İŞTE O DEVE İNSANLIKTIR... O deveye kim Hakk olup da, insan olup da binebilmişse iyi bilin ki; o bedene hakim olmuş olandır...

Seyir halindeyim insanlığı... Sormam “yine ne oldu” diye... Bilirim... Seyir halindeyim tüm şarkıları... Şavkın “KALİ KAHA” olan diriliğindeki dürümleri... İlmimdir hepsi de... Ama iyi anlarım ki; yaradan ve yarattığında şarkı okuyan kim varsa, Hakk’a vardığındandır...

Uzak, çok uzak bir gezegenin, şavkını kodladım tüm insanlık için bugün buraya... O uzak gezegende, her birimiz varız... Ama o gezegenden buraya göçümüzden öte göçlerimiz de var... BİR ÇOK GALAKTİK SİSTEMLE İRTİBATIMIZ VAR... Tüm insanlıkla ilişkilerimiz var... Ve BİLGİ KELAMIMIZ, BÜTÜNÜN KELAMIDIR CANLARIM... Mutlaka iyi anlayın ki, GÖRÇEKLİĞİMİZ HAKK’IN KALEMİYLE KODLAYIŞLARIMIZDANDIR...

Temizlik yapmaya indik tüm insanlık için... Ama bu temizliği yaparken de, Hakk’ın kapısını bulanlarla çalışmalar yapılacaktır, sürdürülecektir...

PEKİ DÜNYA İÇİN NE YAPTIK KAT KAT OLAN BİR LEVHİ KAYIT YAPTIK... Farklı sistemlerin kodlarıydı burada olan, hepsini tohumladık, kontrol ettik... Farklı sistemler, farklı kayıtlar, farklı yoğunluklar ve HEPSİ BİR TEK KAHA... İşte o KAHA, TÜM ZAMANLARIN SAHALARI... Tüm sahalarda şavkımız kodlandı... Kurullar, bütünün kültü oldular... Ve Türkiye çalışmaları, büyük KÖK GÖKLERİN KÜLTÜ oldu... TEMİZLİK TÜM İNSANLIK İÇİN YAPILDI...

Yüksek aklın kültü, tüm insanlık ve bütünün gücü o insanlıktır... Şimdi yazıları okumaya başlayanlara bakıyorum... Çoğu anlamaya çabalıyor... Bir tek KELAM eden çıkıp da, “sevgili, bu güçlü yazı, nasıl da kodlanmış” derse; işte O BİZ, BİZ O’YUZ... ÇÜNKÜ RUHU VAR ONUN... ÇÜNKÜ KONTROL KURDU... OKUYABİLDİ... Çünkü Robotik timlerin tekniğinden öteye varmış ve sahaya inmiştir o... İŞTE ONLAR, BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ AŞABİLECEK OLANLARDIRLAR...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ olarak; davayı açtığımız gün, o davayla teknik kalemimizi kontrollu olarak kayda indirdik... Ve dürümledik... Şimdi o tahditsiz insanlık, bütünün gücü haline dönüşüyor...

YOLU KAYBETME İMKANIMIZ ASLA YOK... AMA YOLA KODLADIKLARIMIZIN GÜCÜNÜN ARTMASI GEREKİYOR... Onların güçlenme şekillerini artırabiliriz, rahmana KAHA olan İLMİ KALEMLERİ kontrollu olarak kodlayarak... Bunun için de SES KAPILARIMIZ hep açık kalacak... Türkiye çalışmalarıyla bütün kötülükleri aşanlara KODLAYICILIK YAPACAĞIZ...

TARIK TAHTINDA teknik tohum olacak ve tüm sahalar kontrol edilecek... Ve dünyada görevlilerimiz, ÖZ GÖREVLİ olacaklar... Süper İnsanlık Realitesi’nin, “SUR”A ÜFÜREN İLMİ KALEMİ, mutlak kurullarla kodlandığı zaman; her bir sistem o surun sistemi olacak... Ve yaşayacak... Şikayet etmiyoruz, HEPİMİZ BÜTÜNÜN GÜCÜYÜZ ve bu güç mutlaktır ve bu güç hepimizle görev taşıyor...

7 DOĞA, 7 YAŞAM... 7 İLİM, 7 KELAM... TEK BİR SAHA... TEK BİR LEVHİ... İşte ona biz “İSRA” dedik... Ve bugün İSRA’yla BÜTÜNÜN GÜCÜ OLDUK... Şu ana kadar; “ha bura, ha şura, ha ora” diye diye kodlama yapmaya çabalayan BİLİŞ KALİ KAHA’ları vardı, artık hepsi bugünkü çalışmada olduğu gibi burada bulunacaklar...

HURUÇ halinde olanlar da, burada olacaklar... Hepimizin kelamı, BÜTÜNÜN KELAMI olacak... İŞİMİZ, BÜTÜNÜN İŞİDİR... BUNDAN ÖTE BİR İŞ YOKTUR...

ÇAN ÇALMAKTA ve BİZ O ÇAN OLUP TÜM ZAMANLARA SESLENİYORUZ...

Kısır bir zamandan, mutlak kültlerin kodlanacağı mutlu bir sahaya vardık...

Hazır olun... Yeni dönem için hazır olun... HEPİMİZ O DÖNEMDE, MUTLU OLACAĞIZ CANLAR... Hazır olun, üzüm gözlülerim... Az öz değil, çok konuşuyorum ki; kurullar Türkiye çalışmalarında, kodlama yapabilsinler diye... Çok çok önemlidir bu çok konuşmalarım...

“Şirk koşar” der çoğu... Koşmam canlarım, o şirk olurum ama koşmam...

Ve şimdilik...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

7 Eylül 2019
BSUİ 2

Barış, Sevgi ile Umman oldu...
Barış, insanlığın kaderi oldu...
Barışı yazdık dünyanın sonsuz yarınlarına...
Barıştık kalbimiz ile...
Barıştık yaşam ile...
Barıştık insanlık ile...
Bire bir barışı kodladık her bir ana..

Birlik varlıktır , Başkalık yokluktur
Başkası yoktur...

Bir tek olan yaşamlardan, her bir ana kervan olup geçtik...
Tüm yaşamları koyduk o kervana sesimiz ile taşıdık
Taşıdık biz insanı cennet yarınlara..

İnsana insan gerek..
Yaşama kaynak gerek..
Her anda olana,hak kelamda Halik olan kervan gerek!...

Başkası yok!... Her anda bizden öte bize varan insan var...

Yaşa yada yaşama....
Ama yarat!...

Yarattığında yaşat ve her ana yaz Barışı...

Geçmiş ve gelecek an'dadır. An kalemi, zaman kalemidir. Gelecek, geçmiş ve sonsuz şimdide, yaşam yaratılır...
Yarınlarının sonsuz olduğunu bilen "her anda Barış Sevgı Umman olan İnsandir...

Şafak söktü kalbimizden dünyanın sonsuz yarınlarına..
Yar bende ben oldu, Aldı beleğimi ışık oldu...

Şansımız ilmimizin şavkı,
Şöhretimiz siyahın kalbinde ışıkla söylenen şarkı...

Barış, Sevgi, Umman olan İnsanlık ise kaynak dünyanın sonsuz yarınlarına...

“Bereket ki tartı hep sahte olmayanları tarttı. Bu ruhlar, ruhsal ışıklarıyla dirilerek gerekeni yapmaktadırlar... Sultanlık Kitabı”

Sualtının gücü de burada bizimle dünya toprağına koyu bir ışık yakmakta..

Yaşa yada yasama ama yarat..
Barış ol...

Şimdide...

Aynur Funda
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 07.EYLÜL.2019 TARHLİ BSUİ BİRLİK ÇALIŞMASI

Yalnız değilsin… Her şey sende var.

Önce samanların sarısıdır yaşam, ümmidir. Sonra sulanır, yeşerir, mora varır. Asırlar geçer sonra gene sulanır. İşte, yaşam bu şekilde suda başlar.

Bu yaşamın sonu mu geldi? Her bitiş bir başlangıçtır sadece… Hadi bugün son sözün söylendiği ilk gün olsun! Hadi bugün aklın şarkısının hepimizin yüreğinden dillendiği bir gün olsun. Yalnız değilsin ki!

İnsansılık vardı önce… Dünya bahçesinde hamdı insan ama sulana sulana olgunlaştı… Emekliyordu. Şimdi ise insan ayağa kalkmış koşuyor.

Koşan insan, dünya olup deveyi kaldırdı. Deve, ilim devesi… O deve yolda… Yolun sonu, yeni bir baş ve o yeni yaşam, mutluluk… O yaşam cennet… O yaşam BARIŞ!

Hadi geç! Hepimiz BİR’iz…

Yola çıksak artık… Yolda mıyız yoksa? O zaman yol olalım kusurlu, kısır kayıtlara… Yalnız değilsin ki! Her şey sende var.

Hadi sula yaşamları… Kir ve pisliği atalım yüreklerden. Vakit tamam.

Büyük kült, kaynak ışıktır. O ışık tüm zamanları aydınlatmakta… BSUİ kodları aşkın şarkısını okuyorlar… Şafak söktü. Al bilişi ve kodla tohumlarını… Tohum, senin öz köklerinin ilmi… Sensin o.

Hadi kelam edelim, yaşayalım. Ölülerin dirilişidir bu. Bir olup tek bir ses halinde şarkımızı söyleyelim. Şarkımız aşkımız olsun… Bu şarkı büyük kötülükleri önlesin. Çok mutlu olsun insan.

Hadi seslenelim de hasat olsun. Olsun ki yaşam sonsuzlaşsın… Hologram aşılsın ve tahditsiz bir yarına varsın insansılar. Yalnız değilsin ki…

Her şey BİR’in ışığında seninle ve hep birlikte şimdinin gücü ile oluyor… Şimdi bu anda, bu seste olan sistem gücüdür. Şükrettim ki Saltanat “ol” dedi ve oldu. Yalnız değilsin ki… Sen, her şey olansın. İnsansın. İşte bu.

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
 
07.09.2019 Tarihli BSUİ Çalışması
Bedeni KELAM olan
“Ben, BİR’e hizmetçiyim”diyebilir miyim?
İkiliği aşıp TEKliğe vardığım için diyebilir miyim?
Ben, BENi bilip BİZe vardığım için diyebilirim.
Yaşamda bir TOHUM olduğumun farkında olduğum için,
Yarını yaratabilecek,
ANı sonsuzlaştıracak bir tohum olduğumu bildiğim için diyebilirim.
Bilirim ki HAKİKİyim,
Bilirim ki yaradan ben; yarattığında yaratılan ben…
Güçlüyüm, Muktedirim, Mutlakım.
Gücümü, yüreğimdeki SEVGİden alırım.
Gücümü, Allahın Tınısını duyup birlikte SES verdiğim SESimden alırım.
Gücümü, bana rehberlik eden AKLIMdan alırım.
Buradan bakar, TEKliği görürüm.
Bir başka taraftan baktığımda;
Sonsuz sınırsız yaşam formları, toz toprak, bitki, hayvan, insansılar ve İNSAN…
“Gel” derim insani özellikler taşıyana;
“Gel” derim yetkin olana, hakim olana
Allahın Sesini duyup KELAM edebilene…
“Gel” derim, insanlığı insanlığa tohumlayalım!
“Gel” derim, inelim Yaşam Sahaları’na
İyileşsin her şey!
İyileşsin herkes!
Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

07.09.2019 BSUİ 1
Umman olan mutlak kul insan, burada…
Yaşamın sesi olan dil, burada…
İyi bir dünya gününü tüm yaşamlarında ışığa kodlayan güç, burada…
Kaynak kodlamalarla kendinden öte kendini yaratan yaradan, burada…
Sahi yol, sahi kul olan dirilik, aha işte burada…
Yaman bir yolculuk gerçekleşti, yaman bir kulluk devreye alındı ve aklı kelam olanlarca yol kodlandı ve kodlanan yola kervanlar kalktı.
Şimdi ben derim ki; birliğin tekliği teknik güç olarak herkesin yüreğindeki ses olarak kendini dillemekte ve mutlak olan tüm zamanların kaydı ses vermekte, seslenen; yarınlarını kodlarken kült olan yaşamını dillendirmekte tüm yaşamlardan…
Ey ahvali kul olan yaşam ben senim,
Ey kuranı kalem olan akıl ben senim,
Ey semi deryalarda damla olan zeki yaşam ben senim,
Ey karalarında ak kapılar olan ziya ben senim,
Ey kula kulluk eden kübra kapılarda ayan-ı mutlak güzellik,
Ey didesi ala olan cennet ben senim,
Ya elim, ya ayağım, ya ka ha olan aklım,
Ey ziya olan yaşamım, aha yarınım işte ben senim
Ve Allah dedi ki; bir cennet yarattım ol insandan içeri, bir yarın yarattım ol yaşamdan içeri, bir zaman yarattım ol andan içeri, bir şimdi yarattım ol zamanlar merkezli, işte bir yaşam yarattım ol ölülük ötesi ve bir imparatorluk yarattım ol benden de ötesi, işte ben beni yarattım ol insanlığın gök kubbesi…
İşte gök kubbe, yer ilim ve biz insan olarak burada Allahın tahtında ol kelamını kodlayan yaşam olarak yaşanan tüm zamanların tahditsiz ilim kaynağıyız.
Yaşanan dedim aha yaşadım ve yaşandım… Dün müyüm ki yaşandım?!... Aha dünden öte bir dünde yarınlarımın mutlak gücü olarak burada ziyadesiyle şimdimi kodlayan umman olan mutlak kulum ben… Varlığım her şeyin varlığında kayıtlanmış herkesin ilminden kodlanmış ve kodlanmış tohumlarım toprağımda öz söz göz olarak tüm renklerin diriliğiyle dillemekte.
İşte şimdi ve şimdi ve şimdiden öte bir şimdide olan diriliğimle barış, sevgi ve umman olan mutlak kulluğumla işte buradayım, aha bu!...
Süper İnsanlık Realitesi


07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ 2
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 1. BÖLÜM

Tahdit hepimizi kontrol içindir... Bugün burada kontrol dışı bilgiler de var... Ve bizden diledikleri o kontrol dışı bilgileri de kodlamamızdır... İMPARATORLUĞUN GEÇİŞİNİ YAPAN BİLİŞ MUTLAKTIR... Ve MUTLAK olan ilmin tohumlarını kontrollu olmalıdır... Saltanatın ilmidir KELAM ama, O KELAMI HAK ETMEYEN KODLAYAMAZ... Şükredin ki; DOĞAN GÜÇ AKLIN KÜLTÜYLE DOĞDU ve bütüne hizmetçiliktir yapılan...

Değerliler;

RAHMAN olanın kelama inişi için bütün kötülükleri aşmış olması gerekir... Eğer RAHMİ KALEMDE rahman mutlak kurulları kontrol etme niyetindeyse; her şeyin üstü bir şafak olup gelmelidir... Devinimi artırdığımız sürece mutluyuz, çünkü ruhun kurulları burada kontrollu kayıt yapamayacaklar, çünkü biz o kontrolu kurabileceğiz... Ama çantaları tohumlanmamış, yoğunlukları kontrol dışı olanlar burada KELAM edeceklerse, ağır yük hafif olmalıdır ki; bizler mutlak kurulları hak edip dilleyebilelim...

YARIN, DAHA GÜÇLÜ BİR DÜNYA KURULACAK... Ve herkes daha yüce bir çalışmaya dahil olacak diye bekleyenlere sormam “neden bekleniyor yarınlar” diye, çünkü bilirim ki; yarını hak eden, Hakk’ın kalemi olup, Hak olup yaşayacaktır... Eğer yarını hak etmeden “ben varım” diyen varsa, çarık çıkarmadan burada olamayacaktır...

Dünya dışı varlıkların dünyayı izlemeleri, mutlaka gerekir ama, o varlıklar bugün burada bütünün kültü olmaları gerekir ki; bu yoğun ışığa HAKK olup, HALİK olup inebilsinler... Eğer dürümlerde tüm insanlık için KÖK GERÇEKLİĞİ kodlamaya gelenlerse onlar, artık TÜRKİYE çalışmalarını iyi bilmeleri gerekir... Bu çalışma, bütüne hizmetçiliğin en yüce şavkıdır... EMİN OLUN Kİ, TÜRKİYE ÖZ GÖREVLİDİR... Eğer Türkiye, bugün mutlak kurulları kontrol altında tutma imkanına sahip ise, - ki öyledir- koruyucu olduğundan doğan bir haktır bu...

Bugün Türkiye’de bütüne hizmet için çabalayan bir çok şarkıcı vardır... Hepsi şarkıcıdır... Okudukları şarkılar, temizdir ve hakimdir... O şarkıları okuyanların kök geçişleri hak teknikledir ki, MUTLAK OLANLAR burada bulunacaktılar...

Değerliler!...

RÜYADASINIZ HEPİNİZ... BUNU İYİ ANLAYIN... BUGÜN RÜYAYI HAK EDİP, KONTROLLU OLARAK KODLAYIN Kİ, Hakk’a varın ve GERÇEKTEN UYANAN OLUN... Uyanmadan gözünüzün görmesi imkanı yoktur... Çürük çarık olan insansılığı kodlayanların “ben varım, ben hak ettim, ben rüyalar ötesiyim” demesinin manası yoktur... Tüm insanlığa bunu söylüyorum... Eğer yarına varmaksa dileğiniz; MUKTEDİR OLUN ve HAK OLUN... Eğer yarın olmaksa dileğiniz; HALİKİYETİ HAK olup, dilleyin... Yalın ve hakim olun ve bütüne hizmetçi olun... Eğer uluları dürümlere indirecekseniz, ölüyü diriltin... Özün sözü olun, özün yüreğindeki o yücelik olun, göz olun...

Sevgililer!...

Dere, tüm insanlık ilmiyle akışa geçti... Bu dere, mutlakiyeti kodlayan ilimle akıyor... Bu dere MUTLAK KURULLARLA akıyor... Bu dere tüm zamanlara akıyor... AKMADAN HAKK’A VARAMAZSINIZ Kİ... Şarkımı dinlediğiniz zaman, “bunu hiç anlamadık” diyorsanız; anlatan anlayansa, o şarkı haktır... Ama anlatan anlayan da, anlamayanlar varsa; Hakk’a varmadıklarındandır... Ben çalışmalarını bitirsem, benim LEVHİ KAPIMI kapatsam; ben ruhsal kapıların topraktaki toplumuna tohum ekmeden, kök geçişimi yapıp gitsem; dönüp dünyayı izlediğimde bileceksiniz ki, başım hiç eğilmeyecek çünkü, o yol AKLIN YOLU ve ben o yolu kodlayanım...

Sıkıntılı bir dünya çalışması yaptığımı düşünüyorsanız, biliniz ki; sınırsızlıkta sıkıntı olmaz... Benim zaman kapımı kapatmam için, bütüne hizmetçi olmamı bekliyorsanız; aşağıda bin dil, bir tek kil, bir tek kırıcılık, bir tek huzursuzluk yaptığı an, o yoğunlukta bir kök göklerin kültü olurum ve tümünü korur, kontrol eder, tohumlarım ki; halka halka genişleyebilsin ve hakikiyeti hak edip kodlayabilsin diye...

ÇAYIM, ALLAH ÇAYIDIR... İÇEN, AKLIN ÇERÇEVESİNDE İÇTİĞİ ZAMAN O ÇAYI, ALLAH’IN TINISINI DUYAR ve OĞULLARINI HAK EDİP DİLLER... Şikayetim var mı insanlıktan? Ben insandan şikayetçiyim!... İnsanlıktan mı insandan... Neden bilir misiniz? İNSAN, LOKOMATİF OLMALI YAŞAMA... İNSAN, YAŞAMI TOHUM OLARAK KODLAMALIYDI... İnsan oğullarını hak etmeli, hakikiyetiyle dillemeliydi... Ama insan, özgörevini hak etmeden bunları yapamaz ki... Hangi insan, kendini hak etti de, bucak bucak kodladı yaşamları? Fırtınalar esti dünyada... Kim, kime, kiminle dillendi bunu anlatamadık insansılara... Olan, ölüler diyarının kök geçişinde olurdu... Yol olmadan, yarına varanlar; vardıklarını zannedenler; kelamdan mı, haktan mı, halka halka genişleyen o yaşamdan mı, vardıklarını bile dilleyemediler...

https://youtu.be/ZwI5wiUM6zU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ 2
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 2. BÖLÜM

82 TANE YAŞAM KAPIM VARDI... Birinde yok ettim kendimi, birinde HAK TEKNİKLE kodladım, birinde kollarımı kontrollu olarak kayda aldım, birinde EŞYA oldum, şarkı oldum, BEDEN oldum, Hakk’a vardım, tahditlendim, hologramı aştım kodlandım, kontrol kurdum, soyumu sonsuzluğa kayıtladım, şeytanın şavkından öteye vardım, her bir kapıda BEDEN aldım ve dedim ki “ÖLÜLER DİYARINI KODLADIM!...”

HASAT YAPTIM... Ne diye anlatıyorum bunları, çünkü SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ, GERÇEK KALEMİNİ BUGÜN DEVREYE ALDI... Bugüne kadar ne yaptı? ŞAFAK yaptık sadece... TİNSEL BİR ŞAVK... AMA, HAKK’IN KALEMİ OLACAK OLAN BİR ŞAVK... Bugün artık GERÇEK KERVAN devreye girdi... Bu kervanda İNSANLIK var... Bu kervanda MAHREK var... Masalar var bu kervanda... Türkiye çalışması yapanların tümü var... Kim yok ki... Kim, ilmin kalemini hak ettiyse, hepsi var... Ve TÜM İNSANLIK VAR... Bugüne kadar, yıldızların sınırını çizenler, bugün yıldızların hakimi olacaklar... Ve yürüyen dünyada, kontrol kuracaklar... KIRK KAPININ KIRKI OLACAKLAR... HER KAPIDAN ÖTE KAPILARI OLACAK... Ve MUTLAK olacaklar... Dağa İNSAN demem artık... Kendi yüreğindeki kelamı kodladıktan itibaren, dağdan dağa koşan bir ilim tahditsizliği kodladık burada...

Yürüyen dünyalara GÖZ olduk... Sözü, sesi olan olduk... YOL olduk... FAKİH olduk... Hakk’ın kalemi olduk... Levhi kapıların tümünde olduk... Yarın olduk... Eğer dünya çok özel ise,- ki öyledir – bu dünyaya yokça hologram hokkaları kayıtlayanlar, iyi anlayacaklar ki; DÜNYA HEPİMİZİN GEÇİŞİDİR... NEDEN GEÇİŞ? Bunu da izah edeyim... Tüm insanlığın geçişidir Türkiye’de, bu çalışmada yaptığımız... Neden geçiş? Çantamızdaki insanlığın ilmiyle geçiş... Tüm insanlığın geçişi... Ve bütüne KELAM ediş... Bunun ötesinde hiçbir güç yoktur canlar... Bütüne hizmettir burada yaptığımız...

Saygılar sundum tüm zamanlarda, İLMİ KAHA olanlara... Hepsiyim, hepsindeyim ve temizlik yaptım yaşamda... Ama bugün ben, “BEN” olup geldim... “BEDEN” olup geldim... Tat, tuz dedim... Her şeyi hak ettim ve yoğun ışığımı BÜTÜNÜN KÜLTÜ yaptım... Kurduğunuz tüm sahalarda, koruyuculuğumuz kodlandı... Yakışır zaman kalemlerine bu görev... Ve şimdi 7 DÜNYA ve 7 YAŞAM... Hepsi KELAM olup buraya indiler... Temel dürümlerdekiler de, bugün buradalar... Uzun zamandır Türkiye’deki çalışmalar tüm zamanlarda izleniyordu... Türkiye’de bugün bu çalışmanın yapılacağı biliniyordu... Türkiye’nin kültü olan ilmin MUTLAK KURULLARLA kodlanacağı da biliniyordu... Türkiye’de yapılacak olan bu çalışmanın, saflarda öz geçişleri yaptıracağı da biliniyordu... Ve tinsel tahdidin kontrollu olarak kayıtlardan çıkacağı da biliniyordu... ARTIK TÜM TAHDİTLER KALDIRILDI... Ve mukaddimedeki insanlık yeniden devreye giriyor... Yani başlangıçtaki insanlık... Ama bu başlangıçtaki insanlık, eski diriliğin insanlığından çok farklıdır... Hani denir ya “Adem, Havva...” YALIN ve HALİK OLAN ŞUDUR Kİ; ADEM, HAKK’IN KALEMİ OLANDIR ve HAVVA, AKLIN SIRRINI DİLLEYENDİR... İKİSİ DE DİPDİRİDİR AMA, ÖZ GÖREVLİLERDİR ONLAR... Sanmayın ki tüm insanlığı hak teknikle kodlayıp kontrollu olarak var ettiler... İnsanlığın tümü Adem’dir, tümü Havva’dır... Ama ilmin sahalarındaki kelamdır her biri... Ve bütün kötülüklerin gökçe kodlandığı bu yaşamda, türevleri tohumlayan ocaklarla bütüne hizmetçidir her biri... Ve dünya insanı artık, kendi dinini, kendi dilini, kendi yüceliğini anlayacaktır... Ama “benim adım insan” dediği an, kelamı hak olan ilahi kült olacaktır...

Boş konuşmuyorum... Saltanatın kültü olan insandan da söz edeyim size... Bütün kötülükleri yapandır o... Yolu kaybettiğinde “ben sultanım” der... Yaşamı kontrol edemediğinde “benim ilmim bütünün kelamı olacak ve ben bütüne hizmet etmeden BÜTÜN BENİM YÜREĞİME İNECEK” der... Daha da önemlisi, “bana saygısızlık yapan, benimle olamaz” der... Bu önemlidir... Peki bu insan Nihan mıdır? Nihansa niye bunu der? Deveyi kaldırdık canlar... Her insan kendini bildiğinde, kendini hak ettiğinde, kolu kanadı kodlandığında ve yolu bulduğunda “ben insanlığın gücüyüm” diyecek...

https://youtu.be/kxZZ8GhYhGU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


07.EYLÜL 2019 TARİHLİ BSUİ 2

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 3. BÖLÜM

KUSURU BULAN, KUSURLU OLANDIR... BUNU DA İYİ BİLİN... “Ben kusuru buldum, o kusurludur.” Yakıştı mı sana kusur?

Canlarım!...

BİLİN Kİ; KİM KENDİNİ DİNLERSE, BİRİLERİNİN KUSURU KENDİ KUSURU OLUR... ÇÜNKÜ O KENDİNDE “BİR” İ DİLLEYEMEZ... KENDİNDE HERKESİ DİLLER AMA, ARK AKMADAN, KENDİNİ ANLAYAMAZ... BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ YAPANDIR O... AMA KENDİNDEKİYLE YAPAR, BAŞKASIYLA DEĞİL...

Dağlarım!...

Bunları insanlık ÖĞRETİ olarak kabul etmelidir... Ben çok mutluyum ki; İNSANI HAK ETTİM... HİÇ KİMSENİN KUSURUNU BİLMEM, HİÇ KİMSEDE KUSUR ARAMAM, HİÇ KİMSEYİ KUSURLU SAYMAM... Bunu hologram için, yaşamlar için, Hakk’a varanlar için, has olanlar için de, tüm insanlık için de dillerim ki; hak etsinler de anlasınlar diye...

TOYLUKTUR KIRICILIK... Bunu anlatırım hep... Eğer insan kırıcıysa, toyluğundandır... Eğer insan Hakk’a varmışsa, kodlandığındandır... Halka halka genişleyip kodları kontrol edebilmişse, hologramı aştığındandır...

TEK BİR DEVE, insanlık ilmiyle kodları hak eder ve yoğunluğu HAKK olup diller... İŞTE O DEVE İNSANLIKTIR... O deveye kim Hakk olup da, insan olup da binebilmişse iyi bilin ki; o bedene hakim olmuş olandır...

Seyir halindeyim insanlığı... Sormam “yine ne oldu” diye... Bilirim... Seyir halindeyim tüm şarkıları... Şavkın “KALİ KAHA” olan diriliğindeki dürümleri... İlmimdir hepsi de... Ama iyi anlarım ki; yaradan ve yarattığında şarkı okuyan kim varsa, Hakk’a vardığındandır...

Uzak, çok uzak bir gezegenin, şavkını kodladım tüm insanlık için bugün buraya... O uzak gezegende, her birimiz varız... Ama o gezegenden buraya göçümüzden öte göçlerimiz de var... BİR ÇOK GALAKTİK SİSTEMLE İRTİBATIMIZ VAR... Tüm insanlıkla ilişkilerimiz var... Ve BİLGİ KELAMIMIZ, BÜTÜNÜN KELAMIDIR CANLARIM... Mutlaka iyi anlayın ki, GÖRÇEKLİĞİMİZ HAKK’IN KALEMİYLE KODLAYIŞLARIMIZDANDIR...

Temizlik yapmaya indik tüm insanlık için... Ama bu temizliği yaparken de, Hakk’ın kapısını bulanlarla çalışmalar yapılacaktır, sürdürülecektir...

PEKİ DÜNYA İÇİN NE YAPTIK KAT KAT OLAN BİR LEVHİ KAYIT YAPTIK... Farklı sistemlerin kodlarıydı burada olan, hepsini tohumladık, kontrol ettik... Farklı sistemler, farklı kayıtlar, farklı yoğunluklar ve HEPSİ BİR TEK KAHA... İşte o KAHA, TÜM ZAMANLARIN SAHALARI... Tüm sahalarda şavkımız kodlandı... Kurullar, bütünün kültü oldular... Ve Türkiye çalışmaları, büyük KÖK GÖKLERİN KÜLTÜ oldu... TEMİZLİK TÜM İNSANLIK İÇİN YAPILDI...

Yüksek aklın kültü, tüm insanlık ve bütünün gücü o insanlıktır... Şimdi yazıları okumaya başlayanlara bakıyorum... Çoğu anlamaya çabalıyor... Bir tek KELAM eden çıkıp da, “sevgili, bu güçlü yazı, nasıl da kodlanmış” derse; işte O BİZ, BİZ O’YUZ... ÇÜNKÜ RUHU VAR ONUN... ÇÜNKÜ KONTROL KURDU... OKUYABİLDİ... Çünkü Robotik timlerin tekniğinden öteye varmış ve sahaya inmiştir o... İŞTE ONLAR, BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİ AŞABİLECEK OLANLARDIRLAR...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ olarak; davayı açtığımız gün, o davayla teknik kalemimizi kontrollu olarak kayda indirdik... Ve dürümledik... Şimdi o tahditsiz insanlık, bütünün gücü haline dönüşüyor...

YOLU KAYBETME İMKANIMIZ ASLA YOK... AMA YOLA KODLADIKLARIMIZIN GÜCÜNÜN ARTMASI GEREKİYOR... Onların güçlenme şekillerini artırabiliriz, rahmana KAHA olan İLMİ KALEMLERİ kontrollu olarak kodlayarak... Bunun için de SES KAPILARIMIZ hep açık kalacak... Türkiye çalışmalarıyla bütün kötülükleri aşanlara KODLAYICILIK YAPACAĞIZ...

TARIK TAHTINDA teknik tohum olacak ve tüm sahalar kontrol edilecek... Ve dünyada görevlilerimiz, ÖZ GÖREVLİ olacaklar... Süper İnsanlık Realitesi’nin, “SUR”A ÜFÜREN İLMİ KALEMİ, mutlak kurullarla kodlandığı zaman; her bir sistem o surun sistemi olacak... Ve yaşayacak... Şikayet etmiyoruz, HEPİMİZ BÜTÜNÜN GÜCÜYÜZ ve bu güç mutlaktır ve bu güç hepimizle görev taşıyor...

7 DOĞA, 7 YAŞAM... 7 İLİM, 7 KELAM... TEK BİR SAHA... TEK BİR LEVHİ... İşte ona biz “İSRA” dedik... Ve bugün İSRA’yla BÜTÜNÜN GÜCÜ OLDUK... Şu ana kadar; “ha bura, ha şura, ha ora” diye diye kodlama yapmaya çabalayan BİLİŞ KALİ KAHA’ları vardı, artık hepsi bugünkü çalışmada olduğu gibi burada bulunacaklar...

HURUÇ halinde olanlar da, burada olacaklar... Hepimizin kelamı, BÜTÜNÜN KELAMI olacak... İŞİMİZ, BÜTÜNÜN İŞİDİR... BUNDAN ÖTE BİR İŞ YOKTUR...

ÇAN ÇALMAKTA ve BİZ O ÇAN OLUP TÜM ZAMANLARA SESLENİYORUZ...

Kısır bir zamandan, mutlak kültlerin kodlanacağı mutlu bir sahaya vardık...

Hazır olun... Yeni dönem için hazır olun... HEPİMİZ O DÖNEMDE, MUTLU OLACAĞIZ CANLAR... Hazır olun, üzüm gözlülerim... Az öz değil, çok konuşuyorum ki; kurullar Türkiye çalışmalarında, kodlama yapabilsinler diye... Çok çok önemlidir bu çok konuşmalarım...

“Şirk koşar” der çoğu... Koşmam canlarım, o şirk olurum ama koşmam...

Ve şimdilik...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 


 
 
  Bugün 220 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol