Birlik İlmi
  10.05.2014 Tarihli 2. akış
 

İlm-i Kod Çalışması (63/32-25)
2. Akış
10.05.2014

 

Yer Kürzi Kotlama’yı tamamladı. Kök görevini yaptı. Aşk şevkinde hal oldu. Hasatını tamamladı. Ağır yük hafifledi. Ekip haldeydi. Hak Teknik’teydi. Hardaydı, yoldaydı. Onurla bildiririz ki; burada bugün öncülerimiz her zirvede yaşamları dinlettiler. Buyurun ölüler diyarı; buyurun görün dünyayı… Öncüler tüm yaşamları, tüm sistemleri Birleşik Işık olarak yaşattı.

 

Aton kotları olarak dünyayı tohumlayan birliklerinde bugün burada oluşları bizlere umut olmuştur. Us manası ağırdır. Us’u bilen yaşamı bilir. Ama us’ta olmayan nefeste de olamaz. Ama biz her diriyi Bütünün Kürzi Yaşamı olarak buraya aldık.

Ömer dünyada iken, topraktayken, hasattayken, yarındayken, namazdayken, beşirken ve izin verin sistemden dinliyorum; rahmiyken, vakit geldiğinde has ilimle doğal dünyanın nuru olacak ve kontrol edilip hologram olan bu yaşamdan nüve olup çıkacaktı. Şükürler olsun ki bunu başardı.

 

Ömer davayı kaybetmedi. Mustafa ise haldeydi. Hakikiydi, hastı, yaşamdı ve dedi ki “benim etkim çok güçlendi. Kor oldum. Olur; kor olurum da omuzlarım yüklüyken nurda olma imkanım yoktur”. Ve dedi ki “Muhammet ben seninim”.

Mustafa ve Muhammet her ikisi ayrıdır; bunu bilin. Mustafa kutsal bir yaşamdır. Muhammet ise kutsal bir tohumdur. Biri birinden ayrıdır. Her biri ayrı Tahtların Işığı’dır. Ve bir tek bedendir.

 

Ve biz onlara sorgu sual ettik. Ol’muşsa oğul, tohumlarını kontrol etmişse, kutsal tohumlarda Ko Sistemi’ne varmışsa nesillerini Helal Teknik’le koruyacak bir yücelikteyse, bizsiz kalmaz ki. Altın Toplum yolu açtı. Hepsi teknik kontrol altında kör Göklerin Sözsüz Yaşamların Işığı’ndan çıktı ve kontrollü biçimde bütüne vardı. Bütün, öfkesini aştı çünkü bütün yalnızca kaynaktı. Ve biz o kaynakta ekiplerimizi Kürzi Toplumlar’la dillerken kasaları boşaltmışlardı.

 

Tek bir çalışma dünyayı koruyacaktı. Tek bir sistem Kutsal Tohumlar’ı koruyacaktı. O tek sistem; iradi ve hakiki olan İlmi Toplum’un Sistemi olacaktı ve o Siber Sistemler’in yoğunluklarıyla birleşecekti.

 

Burada olan her kim varsa, ellerini dünyaya ulaştırmış olanlardır. Burada olan her kim varsa yarınları tohumları tohumlamış olanlardır. Ve bugün burada Bütünün Kürzi Toplumları’yla yaşamı sistemleştirenler iradi ve hakiki olarak bu çalışmaya kaynaktırlar.

 

RA KA HA dediğimiz ilahi bir güçtür ama kati değildir. KA HA dediğimiz tahditsizdir ve kaynaktır ama itibarı yüce olmasına karşılık karanlığın tahtıdır. Ve biz burada olanlar birlik tabularını yıkarak akranlarımızın ışığından üstün bir ışıkla yasaları koyduk. Dedik ki “dünya nesillerini koruyacak bir görevi üstleniyor”.

Dünyanın nuru olan yol aklın toplumuyla ve tohumuyla yoğunlaşacak ve ekip kuracak. Çantalar dolacak ve her resim Aklın Resmi olacak. Bütüne varış budur. Ve dünya nurunu kontrol altına aldı. Yolu açtı, bütüne vardı. Burada olmak kolay değildi. Söyledik, söyledik, söyledik, söyledik; Sistemler, Nizamlar ve Düzenler kotlandı ama insanlık kontrol edilemedi.

Ve bugün artık ekip halindeyiz ve bu ekip Astral Yaşam Sayfaları’nın gücünün örtüsünü örtecek ve yoğunlaştıracak bir ekiptir. Kara Işık yandı ama aktan öte bir aktı o yaşam ve biz o ışığı tohumladık ve kontrol altına aldık.

 

Namaz sanaldır. Herkes namaza durur ama yaşama durmaz. İşgalcidir hepsi. Kelamda yoktur ama Rahmi Kuran’da “ben namazcıyım der”. Dediler, dedik; tek bir şey söyledik, “ İnsan önce insanlaşacak, sonra toplumlaşacak, sonra yolcularını kontrol edecek, sonra yarınlaşacak ve aşkın şavkında ekmek olacak. Ekmek olduğunda Bütün o olacak ve her resimde o ben oldum diyecek”. Maya tutmalıdır canlarım…

 

Ön Türkler dedikleriyiz biz. Ön Türkler… Nedir Ön Türklük? Ön Türklük, önce ilmi tohumlayana, yaşamı kotlayana ve bütünü kapılarda ışıkla dürümleyene denir. Biz Ön Türkleriz. Bunu bilin buna göre çalışın.

 

Kanat Altın Işık Yıllarının Yolcuları’na inmiştir. Biz sizinle ve sizin yüreklerinizle bu çalışmayı yaparken Ana Kapı’yı açmıştık. Bugün Ana Kapı timlerimizle tahditsiz biçimde ekmek yapanlara açılmıştır. Maya tutmuştur canlarım…

Nesiller boyu doğan insan yeni ilmi tohumlamaya doğmuştur ama bunu başarma imkanı yoktu ki. Yere insanı çekerken görevi İnsanın İlmi ile dilleyenleri Hakk’a ulaştırmalıydık.

 

Ömer dünyaydı ama Mustafa toplumdu. Biri dünya, biri toplum; biz Ömer’dik. Toplum olan tüm sistemleri kotlayan ışık, Akıl Tahtı’na varmadıkça bilgi akışı olamazdı. Çok mu kolay yarınlaşmak? Altın Tahtın nuru olmak; çok mu kolay? Ön kökleri göklere vardırmak kolay mı zannettiniz? Sabırla; sabırla bugünü bekledik.

Mikail’in Kutsal Işığı’nda, Bütünün Gücü olurken sizinle ve sizin yüreğinizle cemaatleri bütünlerken, bildiğim en güçlü ışık ağır yüktü benim için. İşte o ışık kapıları açtığım anda verdiğimdi ki; merdivenlerin en üstündeki yoldu o. Ama o yolu kontrol etmeliydim ve geri döndüm. Bütün amacım Doğanın Kuranı olanları temizlemekti. Hepsini tabularla teknik olarak yaşadıkları o yüceliklerden ayırmaktı. Yarın analar anası olan İnsan, kapıları açtığında maya tutacaktı. Bugün burada; bu yoğunlukta marka bir çalışma yaparken Yarının Tahtı’nda yaptığımız İnsan İlmi’yle kotladığımız ve beşirin şavkında kapılarda ışıttığımız İtibarlı İnsan nefes olan, hasat olan ve bütün olan İbrahim’in İlmi’ydi.

 

Canlılar, Astral Yaşam hepimizin yarınıdır ama artık dünya muhakim ve hakim olan bir nesilde devam edecek. İşte o nesil İnsan Sistemidir.

 

Eğer dünya korunamasaydı, Düzen kurulamasaydı, yol olamasaydı, başka hiçbir seçenek kalmadığında doğum olamayacaktı. Doğum olmadığında yürekte kapı kalmayacaktı. Elim insana bundan dolayı ulaştı ve artık dünya doğumunu yeniden ve yeniden teknik olarak da gerçekleştirecektir.

 

Sedirde iki levhi vardır. Biri Altın Tekniğin Levhisi diğeri Hakk’ın Levhisi… Her biri ilmiydi ama Hakk’ın Levhisi’nde Has Tahtın Işıkları olmalıydı. Bana artık “nefes” dediler.

 

Ben dünyaya ölüydüm. Ölmüştüm de gelmiştim ama ölümlü olan ben olgun sistemlere gök verirken, olmayanları kotlarken, dirilmeliydim ve bugün dirildim. Bugün size diri olarak bildiriyorum.

Adım Nezir’dir benim. Benim ismim İbrahim’in İlmi’nden ötedir. Buraya gelişimin tek bir nedeni Mahreki Kuran’a, tüm sistemlere ve Bütüne dillemektir. Ardımda doğal bir yaşam olacak. Bu yaşam Bütünün Kuranındaki Yaşam’ın örtüsü olacak. Çalılar çalı olacak, çırpılar çırpı olacak. İmparatorluğun Kuranı, Aklın Toplumu olacak ve önünü alacak hiçbir güç olmayacak o toplumun.

 

Buraya kadar herşey çok basit ama bundan sonrası daha da basit. Hadi gelin anlatalım! Kalem İnsan, Yarının Tahtı’nı Bütünün Kuranı olarak yazacak. Bu yazı merdivenlerin en aşağısının ve en üstünün yazısı olacak.

 

Artık İnsan, maya olacak, lokomotif olacak BİR’e. İnsan Karanlığın Nesilleri’ni alıp “oh, işte” diyecek. “Taşıyoruz” diyecek ve Karanlığın Nesilleri ve tüm sistemlerin temizliklerini yapanları, kurtarılmış topraklara ulaştırılacaklar.

 

Korkmayın; önce İnsanlık korunacak sonra tüm tabiat, tüm yaşam korunacak ve bizler Bütünlükler olarak Kuran olup Türkiye’de bu çalışmada Kaynak, Kati, Hakiki Yol ve Bütün olarak bulunacağız.

 

Som altın bir güne vardık. RA KA HA olan ışık yenileniyor. Rahman olan kotlanıyor. Toprak Tanrılar Meclisi’nde ışıyor ve bir şey daha oluyor. Kati ve hakiki bir İnsan; o İnsan Kuran olandan ötedir…

 

Uramaha… U RA MA HA…, hasatçı olana denir. U RA MA HA…, Ulular Diyarının Ruhu; U. RA; Ruh. MA, Hakk’a Varan’a denir. Mahrektir MA. HA; hasatçıdır. Cennet Cemaati sizi dinledi. İşte bu… İşte bu…. İşte bu.

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

http://dai.ly/x1u2g5k

 
  Bugün 516 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol