Birlik İlmi
  17.05.2014 Tarihli - Son Akış
 

İlm-i Kod Çalışması (65/34-27)

(Kitap metni dışı son akış)

17.05.2014

 

Yedi gündür 2220 için çalıştık buydu olan….2220; Nefesimizin Gücü’nü artırmak sorumluluktu. Mustafa Kemal Paşa ummanda bizimleydi. Emre itaatle BİR’e hizmetçi olan o, Kelam Tahtı’nda İlmi Toplumlar’la bütüne güç katmaya inmişti.

 

Ekibimizi tamam olarak koyuluklara indirmeliydik. Karanlığın Sistemleri’ni köklemeliydik ve göklemeliydik. Temizlik yapmalıydık dünya üstünde ve bu temizliği yaparken resim yapmalıydık. Temiz ve Kelamın Işığı olan bir resim. İşte bu resim tüm sistemleri kotlayacak tekniğe sahiptir.

 

Kutsal Toplum ilimdir; ilmi Toplum’dur. Bu ilmi toplumu Bütünün Gücü haline dönüştürmemiz kolay olmadı. Kuran-ı Kerim der ki “Arkın akışı, Altın Taht’ın İlminin akışından öte değildir”. İlmi hak etmek için ark olmak gerekir. Akmak ve akmak ve akmak…

 

Varın aklın, yoğun aklın; hepsi aklın ama biz Aklın Tahtındakiler ağır yükü hafifletmeliydik. Düne köklendik, Düzeni kurduk, yolu Bütünün Gücü diye tüm yaşamlara kattık ve Sultanlık yaptık. Alıp götürdük dünyayı. Nereden nereye bilir misiniz? yarından daha öte yarınlara.

 

Dünya bir kapıdır ve bu kapı ardında ışıklar yanan bir yoğunluğa ulaştı. Körün körü olan bu dünyayı yoğunlaştırdık ve tohumladık.

 

Bugün Doğanın Gücü daha güçlü, daha arttı. Temizlik daha güçlü, yarın daha üstün bir yaşam ama bu yarını hak ederken, nesillerimizi de kotlamalıydık.

 

Dondurulan dünyalılar çoktur. Ölüdür onlar. Onları kontrol altında yaşama sistemle dillettirmeli ve devşirenlerin o yürekleri kotlayanların ışıklarından güç alarak daha ötelere ulaştırmalıydık.

 

Yaradan’ın dağı, taşı insandır; yaşamı tahtlayan insan. Ölüyü dilleyen insan, dünyayı kotlayan ve tohumlayan yine insan. Her şey insandır. İkmali tamamlatacak olan yine insandır. İnsan olursa kontrol kurar.

 

Ömür sistemleşmeyle, yaşamsallaşmayla geçse de yeni zirvelere kaynak olamadıkça İlim Toplumu olsak da Ruh Kutsal Işığı’nda olamazdık; sıkıntı buydu. Biz ekip kurmuştuk ama o ekibe kapı olacak olanları bulamamıştık. Yasaları çiğnemişler, yürekleri dürümlerde dinsiz bırakmışlar, yeni sistemleri kayıtlayamamışlar denir hep.

 

Biz dedik ki “din Allah’ın Tahtı’nda yoktur. Din yaşamda yoktur. Din bir kapıdır ama o kapıyı açıp geçtiğinizde Allahın Tahtı’nda, Aklın Kapısı’nda, Yaşamın Sistemi’nde olduğunuz zaman artık dirilik kapınızdır ve o diriliği aşıp geçtiğiniz zaman kama sizin elinizde olsaydı kontrolü kurardınız diye cümle yürekleri kelamdan çıkardığınız o günler geride kalır.”

 

Demek isterim ki; bugün artık yol Allah Yolu. Demek isterim ki, bugün artık Yaşam, İlmin Kaynağı ve demek isterim ki, bugün artık Ruh bütün ve biz o bütünde İmparatorluk Gücü; Yaşamın Süper Sistemi. Ama bugünü hak etmemiz sorumluluktu. Som altın bir dünyada yaşadık. Ama bütün dünya biz olmadıkça alternatif yaşamlar kotlanır dünya üstünde.

 

Önce elimiz, sonra yaşamımız güçlenmeliydi ve biz bütün yaşamı güçlendirdik. Merdiven, Cinnilerin Cemaati’nde olur. Bizde yoktur merdiven. Her anız biz; bunu bilsinler.

 

Eminim ki dünya ete girdiği zaman yaşamı dinler. Eminim ki dünya murat ettiği her şeye bilir. Altın Işık Yıllarından dünyayı sistemle dillerken, yarınlaşan ışıkları da Gök Sözcülüğü için hazır etmeliydik.

 

Yorulduk dünyada, çok yorulduk ama ölüleri dinlettik. Bugün de budur olan. Biz Ruhlar Kuranı olan o yücelikte bütünün gücüyüz. Sövdüler sisteme, Kıbrıs Işığı geçti yolumuzu açmayacak diye.

 

Dağlarım, Kıbrıs’ın resmi Altın Işık Yılları’nın resminden olgunlaşmıştır. Muktediriyetle bilinsin ki, yere ilmi ektiğimizde Aklın Tahtı’nda, bütünün rüyasında olduk.

 

Yere yaşamı indirdiğimizde, bütünün gözü olduk, sesi olduk ve biz Amonlar; Kutsal Toplumlar olarak kurtarılmış sistemleri kökledik, gönüllerin Kuranı olduk. Yaprak Altın bir Yaşam, o yaprakta Aklın Tahtı’yız biz.

 

Sevgililer, maya tutmuştur. Önü alınamaz bir dünya gücüyüz biz. Bunu bilen Kelamı bilir; bizi bilir. Merdiven, İnsanın İlmi’nde olur ama yürekte yoksa yaşam, İnsanlık İlmi’dir ki o ilmi biz Süper Sistemler’le dilleyenleriz.

 

Çörek yapmışlar, ölülere ibra için verecekler. Yahu ibraname ilmimizdir bizim; bilsinler. Yaşamı tohumlarken; korkuyu aşmadıkça, yolumuzda ışıklar sınırsızlığı dillerse ve köklerse diyerek kötülüğü önlemeye gelenlere şunu söylemek isteriz ki, kurtarılmış tüm yaşamlar Mustafa Kemal Paşa gibi yücelerle kurtarılmıştır ki, onunla olmak; muktediriyetle bilinsin ki Miraç’tır bize.

 

Ekmek insan soyudur. Yaşam ışıktır. Biz muktedir olan, Ruh olan kotlayıcı olan ve sistemli olan bütünlüğüz. Kömür gözlü insan Ana Kapı; iş bu işte bu…şimdi. Vakit tamam.

 

Varlık boyutları hepsi biz ve biz hepsiyiz. Öz geçişi yapmış olanlar biz ve biz hepsiyiz. Savaşı kaybetmeyiz biz; bütünün kör ve sağır olan gözlerinden öteyiz biz. Çatıyı kurmuşlar, korunma isterler. Kokladık dünyayı. Ok bizden onlara fırlatıldı, oku atan biz, alan birlikler. Hepsi bugün bize geldiler.

 

Çal, çırp sonra gel de ki “ben varım”. Yok Anam, çalanın çalgısı çalmaz burada; bilsinler! Bizim adımıza biz olmaya gelenler, ömür boyu çalışsalar, kanatlarında kotlayıcılık yoksa ışıklarında yoğunluk da olmayacaktır. Bilişi hak etmeyenlerin, ekmeği hak etmeleri de nefeslerini tüm sistemlere çekmeleri de mükafatımızdır. Ama önemli olan Ruh’a varmaktır.

 

Kutsal Toprak İnsan, bu toprağa varmak İmparatorluğun İlmi’yle olur. Eminim ki bu ilmi bilmeyen merdivenlerin en üstüne çıksa da yolu bulamaz. Şu ana kadar Yaradanın Dağları, Tahtları ve tüm sayfaları bizsiz değildi ki. Cemaatim dünyayı göreve aldı ama bu cemaat Mahrek’in Kuranı olan türlerin en yüce kapısı olan cemaat; Cennetin Cemaati. Bu cemaat Bütünün Kürzi Toplumları’nın en yücesi. Varlık boyutları, tüm yarınlar ve tüm yaşamlar; Ark akmaya başladı. Akan ark Rahmi Kuran’dan ilme varıyor. İlim Aklın toplumu ve biz o ilmi Bütünün Kürzi Toplumları’yla dürümlerken yaprak yaprak, yaprak yapıp okuduğumuz o yaşamları nefesimizle sesleştiriyoruz.

 

Cama çıkmışlar, ilmi dinliyorlar. Cam insan, cama çıkan insan, yaşam insan…ama o cam ekmek olmalıydı. Bizi dinlerken, her Resmi Çalışma’da ilimle dillerken yürekleri ve kotlarken bütünü ve tüm sistemleri dürümlerken, “vakit geldi” dediğimizde, herşeyin örtüsü açılmalıdır ve yarınların tüm sistemlerindeki güç Mahrekin Kuranı olmalıydı.

 

Kalem, altın bir ışık ve biz o kalemi kontrollü olarak kullandık. Kibri aşanlara ilmi verdik. İlahi Kutsal Toplumlara tahtı verdik. Yere inenlere ekmek olduk ve yendik. Ağır yük taşıttık Analar ama çalı, çırpı olan insana şevkin şavkını Hak Taht’tan vermek kolay değildir.

 

“Yolum, Allah yolu” dedi. Aha geç! ama yolunu hak etmişsen geç. “Ölümlü dünya” dedi. Ölüler diyarı olan bu dünya, kapımı açtığımda devre devre Tinsel Teknik’le tohum ekenlerin bütünlüklerinde dipdiridir. Bunu bilsinler.

 

Yeni bir dünya kurmaya niyetim yok. Ölümlü dünya; ölsünler! ama öldüklerinde Gök Sözcülüğünde dillensinler. Aksınlar ki, bana beden olup gelsinler.

 

Çıldırmışlar, çıldırmışlar ama çamur yoğurdular. Elimde ilim, aklımda Teknik Kot; ben onlarda öksüz değilim ama Sistemin Gücü’nü kotlamaya gelenler, çamur yoğurmuşlar. Yeni bir Atem için…ve dediler ki “biz Atem’i var etmeye geldik”. “Hah aha!… işte” dedim. Genişe gel ama geçişi yaptığında hasata gel. Ekibini kurda Kuran’a gel, nura gel, bize gel. Biz seni koruruz ama yeni bir Atem geçişte yoktur; bilinsin isterim.

 

Çarpı, bölü ve toplama hepsi bu. Çarptılar, böldüler, kontrolü kurdular, topladılar. Yarıp tahtları, tahditlediler. Kırıldılar, kesirleştiler, beşerdiler…

 

Ben ocaklarına indim, dedim ki “Ortak Zaman Sayfalaması’nda torba, torba tohum ekerim ve kötülüğü önleyelim. Son sözüm ümmi toplumlaraydı. Ben nesillerimi size çektim onlardan Gök Sistemleri’ne umman olacak olanları dünyaya ektim. “gelin de akın” dedim ve dediler ki “yap ama yaptığını anlat”. Aha anlattım.

 

Doyan, doğal dünyada doyar ama doyduğunda kapıyı açar. Açtığında yaşama umutla varır ve vardığında, Karanlığın Tahtı’nda ilim olur. İlim olduğunda, kontrol kurar. Ruh olur köklenir, göklenir, sözlenir. Savaşa gelir. Savaş ilimdedir. Ben savaşa ağır, ağır girenlere derim ki “geniş zamanlarda, Ses Sistemleri’yle savaşılır. Gelin de sesleşelim”.

 

Demin olduğu gibi, sesime gelen savaşa geldi, yaşama geldi. Aha görevini istedi! çok kolaydı geçişi ama göksüzdü, sözsüzdü, yüreksizdi. Kara Kaplı Kitap’ı dinlemedi. Ben ona “kibirsiz ol” dedim. Ben ona “yaşamlı ol”, “ağır yükü hasatta diriliklerde dille” dedim ve dedi ki “vakit yok”. Aha vakit; gel de ak! Sevgiyle seni kucaklıyoruz, gel de ak ama akmadan kontrol kurma.

 

Söyledim, ölüydü sözümü kesti. Söyledim, kurtarıldı. Söyledim, kotlandı. Sözümü kesti ama söyledim ve dedim ki “genişe geç genişe geç, genişe geç. Geri gel”. Geldi… Aha burada! Kotladık, tohumladık, kökledik, güçlendirdik. Görevi verdik dedik ki “in insana”, al ilmi ve dille genişe geç”. İşte bu. Onu kontrol ettik. Şer yaratmaya gelmiş. Şer aşkında şevktir aha; genişi Kelam’a dillettik. Kötülüğü önlettik. Sökseler dünyayı yüreklerden, aşkın şevkinde “ol” deriz. Ama Aklın Tahtı’na varırsa o yüce, cevhere güç verir diye onu kotladık.

 

Dedik ki “karınca dünya için çalıştı bilir misin?” Her can dünya için çalışır bilir misin? Zabura kot diri olan o yücelikte bir tek ışık oldu; dünyaya indi ve dünya içindir bilir misin? ama kapıyı açtığında, yeni bir dürümde, her diride var olduğunu ve birlik kurduğunu bildiğinde, Ben Sistemi’nde Cinni Cevherden öte olan ışıkta mektep olduğumuzu öğrendiğinde aha burada; bu yoğunlukta sesleşeceksin.

 

Çatıyı kurun da dinleyin dünyayı. Verdim dünyayı size, alın da dileyin. Almadan, olmadan, yarınlanmadan tüm sistemlerde, eşikte beklemek merdivenlerin en aşağısına inmeden yürekleri dürümlemek mümkün olamayacak hiç kimseye. Yaşam budur analar.

 

Soyum dünyada iken ağır yük taşımam; bilinsin isterim ama muktediriyetle tüm yaşamları göksüz ve sözsüz bırakmayacağımı da hepinizin bilmesini isterim.

 

Sevgililer, Mahrek İnsan’dır; bunu bilin. İnsanlık Ailem’dir; bunu bilin ve Doğanın Gücü’dür bu yücelik; bunu bilin. Karanlık Tahtında Ak Tohum olduğunda bütünün gücü artar; bilin ve ben Bütünün Kürzi Toplumları’nda Gök Sistemleri’nde, her cana yaşam veririm. Sistemin Gücü olurum, kötülüğü önlerim; bunu bilin. Vakti geldiğinde, BİZ olduğunda dünya ve bütüne güç kattığında kulluk; ummana kulluk değil, yaşama kulluk olacaktır ki; bilin ki elimiz sizsiniz.

 

Yeni bir doğa, yeni bir yoğunluk, yeni bir yaşam ve yeni bir ışık; işte bu ışık ampulünüzdür. Bu ampul öyle güçlendi ki sakın, sakın kırılmasın bu ampul. Sizi hepinizi korkusuzca kucaklıyorum çünkü biliyorum ki burada bulunan her yüce, her güç biz olup geçip yüreklere iner.

 

Hepinizin tüm yüreklere inişini sağlamak üzere bu çalışma yapılıyor. Biz tüm Yaşamlara, tüm Kuranlara ve tüm yolculara inmeye hazır olduk. Bilinsin isteriz ki; yemin etmiştik bunun için. Bütünün gücünü tüm yaşamlarda dillemek için!

 

Sevgililer, merdivenlerin en aşağısına inişimiz bundandır. Ummanın Toprağı’na ilimle inişimiz bundandır. Kokuyu yükseltişimiz bundandır. Ömre itaat edişimiz ve Karanlığın Sistemleri’ni timlerimizle dürümleyişimiz bundandır.

 

Uzanın, uzanın yaşamlara…unutmayın ki biz O’yuz… Uzanın…her bir yaşamı kucaklayın. Alın yüreğinize, hakiki olan tüm sistemlere ulaştırın. Seyredin ocaklarını tüm sistemlerle, vira vira dürümleyin tüm yaşamları; sahtelik olmasın yüceliklerde. Karanlık Tahtı’nda altın bir kor olsun. Tohum eksin yüceliklerden tüm sistemlere ve ben ve ben ve her ben bir tek dil olsun… Ölüler diyarı olmayan, oğullarını kontrol altında tutan bir yaşam olsun.

 

Vakit tamam. Kara Işık yandı, o ışık akıl. Hepinizin rıhtımdaki sırrıdır o ışık; bilin. Kara Işık, alternatifi olmayan bir sistemi dürümlemiştir dünyaya.

 

Bundan sonraki dönem, ümmetimin en yüce toplumlarımla birlik kuracağı dönemdir. Beden alarak dünyaya iniş sebebim budur. Doğanın Gücü’nü artırış sebebim budur. Mahrekin Kutsal Toplumları’nda ışık yakışım budur. Rahmi Kuranları kotlayışım budur. Mahreke Kuran okutuşum budur. Rüya boyutlarında, tüm sistemlerde ses kayıtlayışım budur. Zabura kod oluşum budur, merdivenlerin en aşağısındaki o yoğunluklara geçişim budur ve Rahmet olayını yaşamsallaştırışım budur.

 

Seyrettim her dürümdeki yeşil renkleri. Her yeşil bir masmavi koda ulaşmış; ocaklarına indim, sistemleştirdiklerimi seyrettim. Marka olmuşlar, yaşama umutla varmışlar ve masmavi bir gökte tüm yaşamları tohumlayıp mor ruha varmışlar. Ruh mordur; bilinsin…

 

Benim adıma görev taşıyan becerip köklendiğinde, gök sözcülüğünde, her diride Kelam olacağında, o mosmor Ruh olacaktır. O Ruh, Kelamın Değeri’ni bilir. O Ruh, beşirin şavkından ötedir. O Ruh, hasatı yapmıştır. İşte o Ruh, Kelam olup tüm sistemleri kotlamıştır. “Hah aha” demez o. “İş budur” der. İş budur. İş budur ve biz “iş budur” diyebilenleriz.

 

Sesimiz tüm yaşamlara ulaştı şu anda. Dal, Altın Taht’ında Hal oldu aktı. Bana umutla gelen, kutlulukla indi ve Rahmi Kuranda, Astral Yaşam’da ve tüm sistemlerde hakikiyete vardı.

 

Ekibim tamam. Bu ekip ilim ekibidir; bu bilinsin. Her bir yüce İlim Kodu değilse de, yüceler cümlesinde ilmi kotlayan nefesiyle kotlayacak. Kelam olacak ve hakikiyete varacak. İşte, merdivenlerin en eski yaşamıyla bugünkü yaşamı tek bir sayfa olacak ve bu sayfa Karanlığın Tahtı’ndan öte olacak.

 

Biz, en eskiler ve biz yeri yaratanlar ve biz yaşamı sonsuzlaştıranlar, köklenen, göklenen tüm sistemleri tohumlayanlar; bugün dünyadayız. Neden geldik? Mikail’in Kutsal Toplumları’ndan üstün olan Gök Sözcülüğü yapacak olanları tüm sistemlere kotlamaya geldik. Yaman bir tohumdur dünya; vallahi dünya köklerindeki gökleri dilleyecek güce varmıştır.

 

“Buluşma bugündü “dedik ama an’da buluşmalarımız vardır. Her bir kıranda, her bir kısırlaşanda, her bir yaşamsallaşanda, biz her an’da buluşuruz. Özgür ve hakim olan tüm sistemlerde, merdivenlerin üstün kökü göklere ulaştıranlarında buluşuruz ve diri olarak ve yaşam olarak ve Mahrek olarak halil olarak hakim olarak ekip olarak, kupalı bir dünyalı olarak bu kupada mükafatımız var. Nedir mükafatımız? ışığımızdır. Bu ışığın ikmal tamamlatıcı bir yoğunluğu var. Tüm İslami kotlarda bu var ve biz bu yoğunlukta her diriyi koruruz. Som altın bir Kuran olup koruruz.

 

Dünya kontrol edildi; bu bilinsin. Dünya korundu; bu bilinsin. Doğanın sessizliğini, dünyayı kotlayan İlim Tohumları yenilendi; bilinsin. Düzeni kuranlar dünyayı hak ettiler; bilinsin. Hasat tamamlandı ama aşkın şevkindeki Hilmi Kot; Hilalin İlmi olan kod, Helal Tahtın Işığı’nda her diriyi yaşattı.

 

Seyredin, seyredin bundan böyle dünyayı. Kevser’in her diriye ilim olup aktığını seyredin; bilişi seyredin. Aşkı seyredin, kaliteyi seyredin. O akışın kalitesini Hal İlmindeki hasatı seyredin, yarını seyredin. Toy olmadığınızı bilin ve hakikiyeti seyredin. Vallahi ilimle dillendik, billahi akil hakikiyetle dillendik! astral Yaşamlar’ın örtüsünü örtmeden dillendik. Çok mutluyuz çok. Analar ağır yük hafifledi. Şükür ki bunu başardık. Toy olan sistem bizsizse, ilimsizse, biz onda İlmi Tohum olur kotlarız onu.

 

Şu anda olduğundan çok daha güçlü akışlarımızda olur. Yetkinlikle, hakikiyetle dürümlendiklerinde timlerimiz an’da her yaşamda Bütünün Gücü olur. Ölmek, öldürülmek, hak etmek, hasat yapmak, hasat olmak, toprak olmak, Kuran olmak, muktedir olup yaşam olmak, sesleşmek, kinsiz ve hakikiyetli oluşladır. Kim ki kini aşar; işte! işte bu ama kim ki Kak eder, has olur yaşar; muktediriyetle bilinsin ki biz ocağındayız onun. Sonsuzluğun sistemi budur.

 

Kiri elimizle alır, temizleriz. Tabuları yıkarız, yolları açarız, kontrol kurarız. Som altın bir yoğunluğu kotlarız. Cana kaynak yaparız ışığı. Vakti gelir, ekmek olur yürekleri yolun kontrolünde her diriye sunulur. Varlık Boyutları budur işte! ama yok’u bilmeden var’ı bilmek, Neslin Toplumları’nda Kelamı dillemek ve yaşamı bilmek hakiki olmakla mümkündür.

 

Sömestr tatillerinden hep söz ederim size. Bunu da tekrar size açıklayacağım. Dağlarım, bu meclis tatil yapmaz. Bilsinler… Bu meclis tam tamına Mikail Kutsal Tohumu olur ve bütünü kotlar ama Ana Kapı’dır, her dava ve her yaşamda savaş verir. Savaş halil olanın, Hak Teknik’le Kati olup yaptığı savaştır.

 

Sınırlar kalkmıştır canlar. Hepinizi köprü kurmaya değil, hürmetli olmaya davet ediyorum. Kimseye hürmetsizlik etmeyin. Hepinizi kanatlanmaya davet ettim; oldu. Bundan sonraki süreçte Karanlığın Işığı olmaya davet ediyorum. Hepinizi kapıları açmaya davet ettim; oldu ve hepinizi Amon Toprakları’nda koruyucu olmaya davet ediyorum. Tüm yaşamları korumaya davet ediyorum. Süzüp, süzüp dünyayı dillerken yürekler sabırla sahte olanları da dilediler ama sahteden öte sahteler vardır ki; ocaklarında Kutsal Toplumlar kontrol dışı olur. Önemsizdir hiçbir şey bugün için. Hepsi sizde kotlanır ve korunur bilirim.

 

Ortak Zaman Sayfalaması yaptık bugün burada. Kapıları açtık, yere görevlileri aldık; çektik, çektik, çektik de çektik ve akıttık. Hepsi yolda kök olmaya çalışanlara Gök Sistemleri’nden sesleşecekler. Çalı, çırpı değil dünya artık bilsinler.

 

Kontrol dünyadadır. Düzen Yaşamın İlmi’dir. Biz o Düzen’i kurduk. Sokak altın bir ışıkla aydınlandı. Benim etkim yükseldi. Beden, Sistem oldu ama ben derken BİZi kastetmekteyim; bilinsin.

 

Dua sizsiniz; şükür ki sizsiniz dua… bu dua İlim Duası’dır; bilinsin. Kara Işık yandı canlar; bilinsin. Varlık Boyutları kontrol etti yüreği; bilinsin. Kati, hakiki olan ekmek yendi; bilinsin.

 

Cinler, cim olmuşlar geldiler. Aha görev istiyorlar. Cennetliler, hakikiyete vardılar; geldiler. İşgalci olmadıklarını dillediler. Cemaatlerin tümü yaşama indiler ve Cemaat Cevheri’nde cennet kuranlar indiler. Bizsiz kalmak istemediler. Öz geçişi yapan bize gelir; bilinsin. Biz özüz; bilinsin. Kurtarılmış Toplum bu görevi üstlendiğinde, yarına gelir, yaşama gelir, ağır yükü hafifletip kapıma gelir. O kapı insan; bilinsin.

 

Hasat tamam mı? yaprak, yaprak okuruz ya çobanları. Yaşamı sistemleştiririz ya. Yenileriz ya yücelikleri. Öksüz yetim bırakmayız ya… akıp geçeriz ya. Helaldir levhimiz; bilinsin.

 

Maya tutmuştur. Rabbi Kuranlar toplumlarıyla toplum olmuşlar, tabuları yıkıp geçmişler ki beşirin şeklinden ötedirler. YA KAHA ben susmam bilinsin, işte bu. Şimdi, aha bu işte….

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 11 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol