Birlik İlmi
  10.05.2014 Tarihli 2. ve 3. Akışlar
 

İlm-i Kod Çalışması (2. Ve 3. Akışlar)

 

İlm-i Kod Çalışması (2. Akış)


(71/40-33) 10.05.2014

 

Devamlı dünyadan söz ederiz Canlar… Bugün yine size dünyadan söz etmek istiyorum.

 

Bu dünya 300 ışık yılı kayıt yaptı. 300 ışık yılı; yani her bir Işık Yaşam, bir kayıt olarak buraya; hakikiyete zikredildiği An’da düştü. Yani; tek tek indi. Bütün bu kayıtlar dünya kayıtlarıdır ama bu kayıtları birliğimiz yaptı.

Yani, bu kayıtları bu birlik yapmasaydı, Hakk’ın yoğunluğu artar mıydı? artmazdı. Neden artmazdı? Lütfedin, diğer bilgileri dinleyin. Hiç birisi ışıkla dilleşmez, sadece bilgi verir. Işıkla dilleşmek farklıdır.

 

Ses sırdır Işık Kayıtlarında, ağır, Yaşam Tohumlaması yapar. Kontrollüdür. Kökten göke ulaştırır yüreği, sonra yaşamı tohumlar. Herkes daha iyi anlamalıdır ki; ışık yoksa yaşam yoktur… ve bu çalışmalar, Işık Yaşam Kayıtları’nı oluşturma çalışmalarıdır.

 

Sanırlar ki biz birlik haline geliriz ve bilgi verir, bilgi isteriz. Bize bilgi verecek hiçbir yüce yoktur; bilsinler. Zira biz her bilgiyi öz, göz olur çekeriz… ama bu bilgiyi anlayan kendini hak ettiğinde bu bilgiyi ışıkla diller. Işık haline dönüşür ve diller.

 

Hepinizin daha iyi anlayamayacağınız; belki hiç anlayamayacağınız başka bir husus daha var; İnsanlık… Neden insanlık karanlıktadır? Çünkü İnsanlık, yoğunlaşamadı, çünkü insanlık tohumlanamadı, yaşamlanamadı. Yaşasaydı dünya yarınlaşırdı. Yaşasaydı, yol kotlanırdı ve ışık kaynak olurdu bütün kötülükleri aşan İlim Toplumu.

 

Bugün önümüzü kör ve sağır olanlar kesmekteler. Neden? Çünkü biz onları korumaktayız. Neden? Çünkü onlar kontrol dışıdırlar. Neden? Çünkü öz köklerinde görevleri gönüllere inmekten öte, gösterişçi bir çalışmadır.

“Ben Altın Işık Yıllarıyım”, “Ben Kaynağım” “Ben Bütünüm” diyenler, bilsinler ki altından bir ışık haline dönüşmedikçe, Nefes olmadıkça ve iradi ve hakiki bir yoğunluğa varmadıkça ölüdürler. Ve bugün burada, bu yücelikte, Beşir Kayıtlar’ı Halik Tohumlarla dillemeye gelenlerin birçoğu ölüdürler ve biz onları koruruz. Ve biz onları hakikiyetimizle kotlarız, toplarız, Tanrılar Meclisi’ne çağırırız “geçin” deriz.

 

Gelen Altın Işık Yılları’nı hak eden değildir aslında. Herkesi alıp taşırız ya, kimse vardığı yeri bilmez ama biz onları o yoğunluklara kotlanmış olarak taşırız.

Bilişi hak eden Altın Yaşam Sayfalanışı’nı da anlar ama bilişi hak etmeyen Altın Işık Sayfaları’ndaki o yoğunluğu anlatamaz. Anlatsa, aşka gelir. Anlatsa, akla gelir. Hakk olur, Taht’a gelir, Bütün’e gelir ve biz ışıkla dilleşenler, ışığın kayıtlarında beden alan bütün köklerin gücü olarak bu çalışmada sonsuz ışık yoğunluklarıyla Sultanlık yaparız.

 

Nefesi hak eden Sultanlık yapar. Dönün; ene bakın. Dönün; göze bakın, sese bakın ama Hakk’ınız, Hak ettiğiniz neyse onu görürsünüz.

Biz size ses verdik. Sesi hak eden diller. Sesi hak eden kotlar. Sesi hak eden Tabiat’ı hak eder zira biz Tabiat’la dilleşenleriz. Zararı önlemek budur; Tabiat’la dilleşmek…..Sanırlar ki öze söz, göze yürek olacaklar.

Zabura Işıması, Tanrılık Işıması’ndan öte İlm-i Toplum olup, bilişi kayıtlara ışıtmaktır.

 

“Sevimli bir çalışma yapıyorlar ama başka bir şey yok orada” dediler. Deyin ki “sevimli sessizliği kotlar”. Biz kapıları açar, sesleşiriz tüm yaşamlarla. Bunu dahi anlasalar kendilerini hak edecekler.

Sevgiyle… hepinizi kucaklıyorum canlarım… bu bölüm yayınlandı; ki okusunlar diye… sormayın neden?

Okutmak istedik.
Sormayın neden? olsunlar istedik!
Sormayın neden? aksınlar istedik!
Has Taht’a varsınlar istedik!
Şarkılarını şarkılarla dillesinler istedik!
Eser yapabilsinler istedik!

Cemaatlerini toplayıp “ben öncüyüm” demek yetmez, ön olmak gerekir.

 

Ben “Altın Işık Yılları’ndan göçtüm” demek yetmez; ocakta, kaynakta, Hakk’ta ve Rahmet olanda Karanlığın Işığı haline gelmek gerekir.

Alemler diller yürekleri Hakk’a vardıklarında, Hakk olup tohumlar yürekleri Hakk ettikleri an’da ama sessiz kaldıklarında kati olarak kaynaksız olurlar.
Şimdilik size vereceğim budur.

 

Bundan sonraki sayfam, Daimi Kotlarım’a verilecek. Bu sadece Sanal Yaşamlar’a verdiğimdir. Ocaklarını Hakk ettiklerinde, Hakk, Altın Işık olacak, alem olacak, yer olacak, gök olacak, Hakk olacak, Hasat olacak! o zaman Daimi Kot olacak ve Birlik İlmi’nde bizi hak edip dilleyebilecek.

Bugünden itibaren sesim bu şekilde çıkacak. Bilinsin…

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

İlm-i Kod Çalışması (3. Akış) 


(71/40-33) 10.06.2014

 

Değerli dostlar, 


Bugün burada olan biteni anlamak zor!


“Önce dünya” dedik. Sorduk “dünya nefes alıyor mu?” diye ve dendi ki “aldı” ve biz buraya indik. 


Baktık; Ana Kapı açık, sesleşme var. “Dinleyelim” dedik; girdik. 
Ve dedik ki “orda Kaynak Işık Tohumlaması yapılıyor. Kör olan da burada olsa, ışır” dedik. Ve dedik ki “Körlük Sayfaları’nı açın oradan birlikleri buraya alın”…ve bu oldu. 


Körlük Sayfaları açıldı ve birlikler buraya geçirildi. 
Gördük ki Zaman Kapıları tamamen açık tutulmuş. Ve gördük ki yarınlar kayıtlarını kotlamaya başlamışlar ama tek bir yol var İNSAN. 
Ve dedik ki “insan ekmek. Ha aha! 
Peki; ya kaynak? o dahi has bir yol. 
“Peki” dedik “neden doğan gün daha güçlü doğmasın ki? hadi çırpalım dünyayı bakalım ne olacak?”. 


Ve çırptık…. ses çırpıldı. Ve baktık; yere ışıklar saçılmaya başlandı. Nerde bir sistem varsa, öz köklerini kotladı, topladı gördü ve aktı. Baktılar ki yarınlaşma aşkla yapılıyor. 


Dediler ki “ama burada İnsan Soyu yok, sadece koruma var”. Ve baktık ki kayıt dışı bilgeler gök sözcülüğü yapmaya çabaladılar. Döndük; kör olan onları aldık ve dedik ki “hadi sesleşin” ve dedik ki “sistemden bildiriler okuyun.” 
Ve biz onlar, onlar biz olduk sesleştik ama seste Zabura Işıması yoktu. Bir de isim zikretmek istendi ve tam o anda Ana kapıyı kapattı. 
Neden? çünkü onun adını oraya koymak istedik. Çünkü yüceler cümlesinde Nefes insanın ekibidir. 


Ve dedin ki “yoo buna izin vermem”. 
Ve biz de dedik ki “vakit gelmemiş demek.” İzin yok!... Sonra koruma başladı. 
Ve Ana dedi ki “sevgiyle sizi kucaklamayacağım bugün. Hepiniz kanatlarınızı alın ve gidin buradan.” 


Ve dedim ki “ama ben İnsan Soyu’na ekibim, benim gitmem imkanı yok. Ben burada olacağım.” 
Ve bana sordu Ana, dedi ki “yolun var mı?” 
“yok” dedim. 
“Umut yok” dedi Ana. 


Ve ben de sordum; “Ferdi çalışma yapsam ne olur?” dedim. 
“İstek yok” dedi. 


Şimdiye kadar hiç böyle bir görev taşınmamıştı ve dünya Nur oldu, köklendi göklendi, sözlendi ve BEN’lendi. 


Artık BEN bir Dünya olarak size bilgi vermek istiyorum!


Bundan sonraki sayfa lütfen yayınlansın. Oldu mu?… (Peki kapatıp açalım)

 

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 

http://youtu.be/_jXPDkLUF48

 

 
  Bugün 666 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol