Birlik İlmi
  KANLA İLGİLİ BİLGİ (2)
 

İlm-i Kod Çalışması – (Kanla ilgili bilgi (2) )

Canlarım, kanımız helal tahtımızdır bizim. Hepimizin kanı hepimizin kaydıdır. Orada tüm yaşamımız kayıtlıdır. Bizim iradi, hakiki ve hak olan yoğunluğumuzdur kanımız…

O yoğunlukta her bilgimiz ses olarak bulunur. Bizim yaşama çekişimiz has oluşumuz ve Tanrı Levhisinde bulunup bulunmadığımız hepsi kanımızla belirlenir…

Kan nedir? diye sorarsanız, yarındır… Yaşam ilimle tohumlandığında kana iner… Hepimizin kanı tahditsizdir. Ben nefes alıp nefes verdikçe bilgim kanıma kaydolur. Nefes ilmidir. Ama kan hakikidir… Ve diriliktir kan…

Benim etki alanım, benim yoğunluğum, benim tüm sistemlerle ilişkilerim kanımladır… Hani nerde o kan? Bilgide… Ben bir bilgi akışı sağladığım zaman o bilgi, tohum olup ekilir. Hepimizin tohumu olur o bilgi ama kana ekilir…

Kan nesiller boyu sizi size tanıtır. Ve nesiller boyu kan ilmini anlamaya çalıştı insan soyu… Bilirsiniz ki kan dolaşımları vardır. İlmidir o dolaşımlar… Böbreğinize iner, sonra kalbinizle ilgilidir, ciğerlerinizle ilgilidir ve bütün kültler sizde kaydolur bu şekilde…

Her bilgi sizin yoğunluğunuzda mevcuttur. Ve siz o bilgilerle kelam olup dillendiğiniz zaman bilgi sizde yoğunlaşır. Bilin, bilin diye söylerim, bilgi sizin yüreğinize indiği andan itibaren sizin yoğunluğunuzu tohumlamaya başlar.

“Ben bildim” demek, “Ben bildiriler dilliyorum.” demek ya da “Ben o bilgiyi hak ettim, kotladım.” demek hepsi farklıdır…

Beni Altın Işık Yıllarına tanıtan, kelamım… Ama beni yoğunluklara tanıtan, Kelam Tahtı’ndaki o bilgilerim ki o bilgiler benim kanım…

Biliniz ki kançılar vardır. Örtünüzü örter ve sizi dinler. O kançılar, kan alır yüreğinizden, bakar. Der ki “Bu kanda yaşam yoğunluğu az.” Ya da “Bu kanda yaşam yoğunluğu yüksek…” Ve bu kanı ben değiştirebilir miyim? Değiştiririm… Ne yaparım? Buraya ben, Ses Kotlaması yaparım. Hangi sesi kotlayayım. Grupla ilgili mi bunlar? İlgili… Hangi kan grubuna bu bilgiyi daha rahat kotlayabilirim? Benim kan grubum 0’dı ama bana bilgi kotlattırmak isteyenler kanımı değiştirdiler ve benim kan grubum AB Rh+ oldu. Niye? Çünkü bu grup daha yüksek yoğunluğu olan bir grup ve daha güçlü ışık tohumlamaları yapabilir. İşte o nedenle kanım değiştirildi. Ve ban bu kanla daimiyetimi tohumlayabildim…

Peki, benim gen kayıtlarım ne oldu? Hepsi bende hak sistem olarak, nefes olarak ve yoğunluk olarak mevcut… Onlar benim kaynağımda var. Zaten vardı ama bende olmayanı bana katmalıydı yücelikler ki ben bütün kotlarımla tüm bilgileri hak edip dinletebileyim… Doğal Sistem budur…

Hepimizde var olan kendi genlerimiz, kendi kanatlarımız ama onların rahmi kuranlarını tohumlarken daimiyetimizdeki güçlerin örtüsünü örtmeden, daha yüksek bilgileri de kaynağımıza çekebilmemiz gerekliydi.

İşte bir tek yol var. O yol “Allah Yolu” dediğimiz yol… İşte o yola ulaşmak için o yolu hak edebileceğimiz cevheri kendimize indirmeliyiz. Ve bu cevher, muktediriyetle biliniz ki yaşam sayfalarımızda kayıtlıdır. Yani tüm kültlerimizde bu cevher mevcuttur. İşte bu cevher, Altın Işık Yılları’yla bağı olan bir cevherdir.

Sevgiyle sizleri kucaklarken, daha öte bilgileri de size vermek isterim… Hepinizin nefsi aşıp yolu bulmanız, tohumlarınızı kontrol altına almanız, gök sözcülüğü yapmanız, bütün bunlar kan levhileri ile mümkündür…

Ben, kan levhimle her bilgiyi çekebilirim… Benim kan levhim bir tek ışık olarak, bütünün kutsal ışığında mevcuttur. Vakit geldiğinde her diride bu kan levhisi yoğunlaşacak ve herkes bilgi akışına geçebilecek…

Kan levhisi dediğimiz levhi, resim yapar gibi bilgiyi alıp bilgiyi tohumlamak ve o bilgiyi bütünün kursiyerlerine, hakikiyetlerine, kaynak yapmak, çalıştırmak onları, sonra o yoğunluklarla köklenmek ve onların gök sözcülüğü yapmalarını sağlamak… Hepsi, hepsi kanla mevcut olan kanla yaşamsallaşan bir rahmi kapıdır.

Size ben diyebilirim ki Benim kanatlarım yok. Ben kanatsızım. Ama ben ışıklıyım. Ama neredeyim? Kanımdayım…

Peki, kanım yok. Ben öldüm… Öldüm ve benim kanım yok. O zaman ben nasıl yoğunlaşacağım? Ve nasıl tohumlanacağım?… İşte o zaman ben, kati olarak bellek kotlarımla yoğunlaşıp koyulaşacağım.

Peki, bellek kotlarım nasıl tohumlandı? Kanımdan dolayı tohumlandı… İşte, enzimlerle, hücrelere o kılcal yaşam sayfalarına indirdiğim tüm bilgilerim, enzimlerimdeki kayıtlarım, hepsi benim omuriliğimden süzülen o sıvı içinde tohumlanır. Yani ben, orada bilgiyi tohumlayıp kayıtlayabilirim… Orada benim hücre bölünmem, kati olarak kayıtlarımda gerçekleşir. Yani benim, omuriliğimden süzülen o sıvı benim şavkımdır. Benim, yeşilden maviye, maviden mora ve mordan siyaha beni ulaştıracak yoğunluğumdur… Ve bilginin türevlerini oluşturan bir yoğunluktur o…

İşte o yoğunluk, hücresel bölünmeyle birlikte, Sessiz Zamanları dillemeye başlar. Yani bellek tohumlaması, bellek yoğunlaşması gerçekleşir. Ben, beni bana katacak olan tüm yaşamları kendimde deneyimlerim ve beni bana katacak olan her bilgiyi kotlarım. Ve benim sayfalarıma katarım.

Benim sayfalarım; benim, fizik bedenimle, zihin bedenim arasındaki kayıtlarımdır. İşte ben, bu kayıtlarla ölüm ötesiyim… Yani benim kanımdaki tüm yaşam sayfalarım, benim belleğimde tohum olarak ve koyu bir yoğunluk olarak bulunur. Öldüğümde o beden bana aittir. İşte ölümsüz dediğim bedenim odur…

O bedenle ben, sistem, nizam, düzen gözü olurum. O bedenle ben, yenilik yaparım. O bedenle ben, teknik kontrol kurarım ve o beden, beni bana kapı olarak koyu bir yoğunlukla katar… İşte hepinizin net anlamanız gereken budur.

Kimse ölümlü değil bu yoğunlukta. Zira herkes o bedenini hak etmiştir. O beden, BİZ’iz, BİZ… O beden, Bütün’dür. O beden Kürzi Tohum’dur. Ve o beden, her sistemde yaşam sürecek olan bir GÖZ’dür. Biz O’yuz…

Ha! Diyebilirsiniz ki “Neden birliğimizde bu var da başka birlikler bu yoğunlukta değiller?”… Canlar, her resim BİZ’iz ya!... Onlar ve onlar ve onlar ve onlar… Her onlar, BİZ’dir. Bunu bilin… Ve biz neysek onlar odur…

Bunu BİZ, BİZ’e, BİZ’le dillediğimiz sürece, kibirli olmadığımız sürece her şeyi, her şeyi kelamda, teknik olarak BİZ’e kayıtladığımız sürece, ölüm yoktur tüm insanlık için…

Zirvelere BİZ’i, BİZ olup katarken, her şey bizimle “BİZ” olurken, kibir de bitmişken yüreğimizde, artık özü sözü ne olursa olsun, tüm yaşam BİZ olur bunu bilsinler…

Demin dedik ki “Nefes yoktur dünyada. Yaşam yoktur, kaynak yoktur.” dedik demin. Demedik mi? dedik. Ne zaman dedik? Dün dedik… Demin, dün… Ama biz o dünde bugünü hak ettik ve var ettik… Bugünü hak ettik ve var ettik…

Has insan, haşrı, hakkı bilir, aklı hak eder, yolu bilir… Yolu hak eder, Rahmi bilir. Rahmi hak eder, hasatı yapar, Rahmin kuranı olur, Rabbi bilir… Rabbi aşar, kapıları açar, Rahmani Kod olur, kontrolü kurar. Her resimde bu, müsterih olun, mevcuttur…

Beni “Ana Kapı” diye bilin, beni “akıl” diye bilin, beni “yaşam” diye bilin ve beni, ben değil “BİR” diye bilin. Ve “BİR” diyebildiğiniz “BİZ” olan o yüceliktir…

Hakkın yolu, Ak Tartı’ya konduğunda yüreğinde Aklın Yolu haline gelir. Artık dünya, koruyucu bir ışık altındadır. Ve o dünya, muktediriyetle korunmaktadır. Ve BİZ o dünyayı kollarımızda taşırız, bilsinler… Hikaye değil anlattıklarım, kesindir…

Kimseyi “Yeni bir dünya kurun.” diye yaşatmayız. BİZ bu Dünya oluruz, Dün Tohumu olur, Yürek oluruz, tüm sayfalarımızla Bütün oluruz ve kanatlanır, yolcularımıza Kaynak oluruz…

Bilişimiz ağır yükü hafifletir ve yeni sistemleri hak ederiz. Ama dünya BİZ’iz bunu bilsinler…

Kimse “Bu dünya artık yok edilecek. Yolu bitmiştir. Yaşamında ışık sönmüştür. Kulluk artık bitsin!...” Diyemeyecek. Dünya, bir kuldur Bütün’e, anlatıldı herkese… Dünya bir kuldur Bütün’e ve bu Dünya, BİR’e kulluk yapar.

BİR ise Akıl Tahtı’dır. Hakk’a varın akla varır, yaşama varır. “BİZ” olur, Bütün olur, mükafatını alır…

Aha! Geçip geldiler… Dal Tahtı’nda kaynak, yaşam akılda Hak ve BİZ o yolda Mushaf!… İşte bu!…

Süper İnsanlık Realitesi Derneği
İlm-i Kod Çalışması (70/39-32)
(Kitap Metni Dışı Son Akış)
07.06.2014
http://youtu.be/SLe_iwp4i58

 
  Bugün 749 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol