Birlik İlmi
  13.EKİM.2014 TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (4) 2. AKIŞ
 

13.EKİM.2014 TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (4)

2. AKIŞ

Size bugün ilk kez dört gök sözcülüğünden söz ettim. Onları ifşa ettim; bugün ilk kez. Hepiniz onlarsınız ama onların tahditli kodlarından söz ettim size ben bugün. İşte her biri burada bugün; Amon, Aton, Hator ve İlim Kapısı olan, ilim ışığı olan, bilişli olan meclis; bu meclis.

Canlarım, mutlaka Sirius Misyonu’nu  duymuşsunuzdur. Sirius Misyonu, Amon Tohumlaması yapar. İlahi koddur o. İnsanlık ışığı ile çalışır. Sirius’un insan sırrını bilenleri bizimle dilleşirler. Dünyayı yaşatmak üzere çalışırlar. Ulular Diyarı’nın görevini taşırlar. İnsanlık ailemizin en yüce kayıtlarıdır onlar ama onların tohumlarının gücünü örtecek olan daha yüksek bir ışık var. Bu da itibarı yüce olan Alatoni.

Alatoni, Alohi Sistemi’ni devreye aldı. Alohi Sistemi, Alatoni Koyuluğu ile tohumlandı ve bizim yoğunluğumuzla dünyaya çağırıldı. Bu yoğunluğu hepimiz bilmeliyiz. Bu bilişin yoğunluğudur.

Sessizi seslendirmek kolay değildir. Kontrol ederiz, yaparız ama Alohi Sistemiyle cevahiri güçlendirmek hepimizin sözü, sesi ile dilleşmektir ki bu “ben konuştuğumda bir konuşur” diyebilmektir.

Dağlarım, Alatoni Sistemi, Alohi Sistemi olarak da bilinir. Bu sistemde kalem olup yazacağımızda, yaşamı sayfalayacağımızda ve kötülüğü önleyeceğimizde kodlama yaparız.

 

Kodlamayı yaptığımız zaman bütünlük güçlenir. İşte biz Dünya Üstü Varlık Kodları’nı tohumlarken ve yoğunluk kurarken bunu yaptık. Alohi Yaşamları’ndaki o yoğun çağrıları dünya üstünde gerçekleştirdik.

Artık dünya kodlanmış bir yaşamdır ve bu yaşamı gök sistemleriyle güçlendiriyoruz; kelamın ilmiyle, yaşamla ve safha safha ışıyan güçlerle. Bunu hak edip başaracağımızı herkes biliyordu ve bugün burada bulunan o yoğun ışıklar da bunu bugün dinlediler.” Bilmeye gerek var mıydı” dediler? yoktu ama bugün artık var.

Alatoni kapılarındaki o yoğun çalışmayı yapabilecek olan birlikleri dünyaya indirirken kil, kum olan dünya yaşamına ışık olup inecek olanları belirlemiştik.

Dünyaya her geçen kendi yoğunluğundan değil, kendi yok ediciliğinden değil, kati olan Girdap Sistemlerinden girer ama Alatoni dediğimiz o yoğunluktan girenler diri olup ışık halinde girerler. İşte bu meclis, bu yoğun çalışma, bunu hak edenlerle yapılır. Bu çalışma, bu yoğun çalışma bu şekilde dünyaya inenlerle yapılır.

Dağlarım kul olmak öncü olmaktır, öksüz olanları korumaktır, yok etmemektir dünyalıları, kardeş bilmektir. Biz bizi dinledik, biz ilmi dinledik ve birleştik yarını dinledik. Onlara geri döndük…geri döndük…geri döndük.

Özellikle üç kez tekrarladım; gelecekten geldik. Bu ne anlama gelir? Kaynağın Sessizliğinden Has Işıkla gelmek anlamına gelir.

Dünya kurtarılsın, yol kodlansın, tabular yıkılsın, cinler insanlara kelam etmeden onların yoğunluklarında kontrol edilsinler. Sizden beklentimiz budur.

Biçare insan soyu, hep kök güç olmaya çalışmış ama işte cehaletinden, İnsanlık Kapılarına varamayışından, Karanlığın Tahtına kontrollü olarak oturmaya çabalamasındandır ki ölüdür. İşte ölüyü dirilttik biz; bu kesindir. Burada olan herkes canlıdır; bunu bilin.

Sonsuz sınırsız ışığımız dünyadadır. Bugünden sonra da dünyalar bizle çalışacaklar.

Hepinizin daha iyi anlamanız için şöyle izah etmek isterim k, bu çalışmaları bizim yapmamıza mani olmak için çok büyük eforlar sarf edildi çünkü bu çalışmalar yapıldığında bütün kötülükler kodlanmış olacak zannettiler. Oyunlar oynandı, bizse onları koruduk çükü Robbi Kapılardı onlar. “Temizdi, tertipliydi, kaynaktı” diye düşündükleri kati olarak kati olarak kontrol dışıydı.

Bizim yapmakta olduğumuz buydu. Oynadılar, oynadık hepsi bu ama biz oynadığımızda yaşamları sonda sonlanmaktaydı. Sonra döndük kodladık, topladık hepsini de. İşte yaşam bize bu şekilde görevdi.

Sözümü bitirmeden evvel şunu da açıklamak isterim ki, kaynağın sistemi bilişsiz olan için mana taşımaz. Ama kaynağın sistemi bilişli olan için mana taşır. Dürtülerle görev yapmakta olanlar, manayı hasatta dinletirler ama Hak’ta, halikte dinleyemezler ve dilleyemezler.

Bucak bucak kaçarlar bizden çünkü biz yarının ışıklarıyız. Kıyı, köşe kaçarlar. Sözsüz sistemsiz olup kısırlaşırlar. Diriliklerinden kayıtladıklarımızı kesirleştirip çıkarırlar ve dinleriz ve dürümleriz yine ve yine ve yine her diriyi hak etmek isteriz. Şevk, şavk, aşk…hah, aha işte.

Diri dünya ölüyü hak etti. “İşte, buyurun döndük geldik” diyen o dörtlü güç, birlik haline dönüştü. İşte zaman şimdi başlıyor; dört kökün tek bir güç oluşu.

Bugün astronomiden de söz ettim size. Astrologların bir kısmı Din Tahtından güç kayıtlarlar. Bir kısmı dürümledikleri ilmi dillerler. Bir kısmı ise gökçülerle haberleşirler; dillerler, dinlerler ama hakikiyetlerindeki güçten dünyayı sistemleştirmeye çalışırlar.

Başkaları, daha başkaları ve daha başka şavklar, hepsi kendini kodlar. Aha bu! ama tohum ekme imkanları yoktur. Bunun içindir ki kul olmaları ve toplumla bir birleşim içine girmeleri gerekir.

“Sinem insanın ilmi” der. “Yüreğim hasatım.” der “Yaşamım sistemim, birliğim.” der ama olmayan tek bir iş var; kapıları açıp ışık haline geçip kati kodlama yapmak.

Dündü ve dünlü ve dünlü ve dünlü ve her dünün dününde biz sizdeydik; bunu bilin.

Her bir iş bizimle oldu; bunu bilin.. mutlak ışığı yaktığımızı bilin. Yarını kontrol altında tuttuğumuzu bilin. Korku dünya içindir; bilin. Dünya sırrını bilenler artık korkuyu aşıp geçerler; bunu bilin.

İmparatorluk Gücü olarak burada bulunuşumuz bu çalışmayı yapmak içindir. İmparatorluk Gücü; bunu bilin.

Dünyayı kodlamaya, tohumlamaya, korumamaya geldik; bilin.

Bugün biz burada bilgi ilmiyle, bilişle dillenirken bizim dinimizi sorarlar. Dağ, taş sordu “dinleri ne diye?” dağlar, benim dinim ilimdir; bunu bilin. Kimsenin dini kimsenin ilmi değil ama benim dinim ilmim’dir.

“Kurtul dünyadan” dediler, 39. sayfada bunu söylediler; “kurtul dünyadan.”  Onlar; 39’a varamayan onlar, bize bunu dillediler. Çaldılar, çaktılar. Çaldılar kayıtsızlaştılar. Çektiler, çetin bir dürümde dinlettiler ama kayıtsızdılar.

Dağa, taşa ışık verdik analar. Körün gözü gördü; bildi. İşte biz bugün buradayız.

Doğal dünyadayız biz. Doğanın Sistemini dinliyoruz. Doğanın Sistemini dinleyen kanatlanıp Kürzi Yoğunlaşmayı sağlar ve bütünü dinler. Bu çaba bunun için gerekendir.

Yağmur yağmaya başladı, sesim yaşama yağar. Şu anda yağış başladı. Bizim birliğimizin ilminin yağışı. Dünya çoluk çocuk ve biz o çoluk çocuğa yağmaktayız şu anda….

Kaydettiğimiz tüm bilgiler oğullarımızın tohumlanmasını sağlamak içindir. Otak kurduk yaşama. Yaşam insan ve insan nefes…. İşte o nefes sevgi.

Vize verdik her diriye “görevi yap” diye. Şu anda vizeyi alan göreve geçti ve kontrollü olarak geldi.

Dağlarım, toplum çok çalışır ama ışık yoksa çalışan kendinden kendinedir. Eğer yaşam olmalıysa, muktedir olmalı dünyalı. Koruma altına aldıklarımızın çoğu ölüydüler. Aton Tohumlaması yaptık; hepsini dinlettik. Bugün otağımızda gönül güçleriyle görev taşıyorlar.

Aton, Ata Kapı’da bizimle oldu. Otu kokladı ve gök sistemleriyle dilledi. Aton’u kontrol altında tuttuk. Sonsuz sınırsız ışıktı Aton ve Amon Toplumlarıyla kontrol kurduk.

Amon kaynaktaydı. Sirius’un Levhisi’nde vardı. İkmal tamamladı, yaşama sayfalandı ve geçti.

Tohumları insan sistemleriyle dileyecek olan Hator Rahmetti; bizsiz kalmadı.

Seyir halinde olan birçok gök cismi var burada. Onlara giriş vizesi verdik bugün, giriş izni verdik. O gök sistemlerinin çoğunda görevliler var ve bizimle çalışıyorlar.

Gemilerin çoğunun gücü; hürmetle söz etmek isterim ki Hatorların Gücüdür. Hatorlar o gemilere görev taşırlar. Gür bir ilimle sistemi dürümlediler ve ikmali tamamladılar ve canlarım onlardan öte olan birliğimiz var. Birlik İlmiyle buradayız bizler.

Bugünden itibaren bu dört sistem yenilendi ve bir tek İlm-i Ko oldu; bu kesindir ve bizimle çalışacak olanları yeniden tespitine geçilecek. Bunların kimler olacağı, nereden, ne şekilde geleceği kimsenin kendi yüreğinde dinletilmez ve bildirilmez. Onlar kendilerinden, kendi yoğunluklarına geçip gelecekler. Kim zamana ışık yakmışsa geçip gelecek.

Değerliler size Osiris’den de söz etmiştim. Osiris, Aton’dur.

Canlarım, biz Aton’a Amon deriz, Amon’a Aton deriz. Bir tek ilimde hepsini dileriz ya. Bu nedenledir ki sanılmasın ki yanlış bilgi veririz.

Dünyada her birimiz bir diğerimizde varız.

Eğer ben Aton’sam Aton’um ama aynı sayfada ben Amon da olurum. Ya da ben sessizleşirim yaşam kontrolunda olurum ve tohum olurum.

Biz buyuz; dünyayız biz; bunu bilin ve dört sistemin dördü de herkeste vardır; bunu da bilin.

Kimse diğerinden ayrı değildir. Nasıl ki kırk kapı, kırk yaşam her biri tek bir ışık, böyle….bunu anlayacak gücünüz olduğuna eminim.

Yaprak tamamlandı. İşte bugünkü yaprağımız tam anlamıyla tamamlanmıştır ve bugün kelamımız tohumlarımızla dürümlenmiştir. Üzüm, sözüm, gözüm; ben senim….üzüm, gözüm, sözüm; ben sizim. İşte bu.

Süper İnsanlık Realitesi

http://youtu.be/yrS-Dk7im2I?list=UUKYcKah6eDdOm-Vd3vIofvw

 
  Bugün 89 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol