Birlik İlmi
  BARIŞIN SİSTEMİ (5) 3. AKIŞ
 

15.EKİM.2014 TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (5)

3. AKIŞ

 

Yer küreyi izliyoruz şu anda, biçip diktiklerinizi izliyoruz. Sözleriniz sesleştikce, dilleriniz dürümleştikce, bütünlendikce yürekleriniz, biz bizleşip, sizleşip dinleşiyoruz. Hayrı akla varan, aşka varan diller ama aklı helal olan dinler.

 

Ben,  her diride var olan İlim Ko Sayfası olarak ilmi dillerken BİR’i diller; dirilikleri diller, Altın Işığı diller, tüm yaşamı dillerim. Zamanın Işığı, bütünün gücü ve birliklerin tohumları hepsi bir tek yoldur ve o yol bütündür.

 

Sömestri tatili yapmadım. Ama şimdi yapıyorum, ben tatildeyim. Nefesim çok iyi, yoğunluğum çok iyi, ışığım hakiki, ben nefsi aşan yoğunluklarda şu an da tatildeyim ve sizi dilliyorum. Sizdeyim ben.... ben sizdeyim; bunu bilin. Yere çekildim, geçtim, indim ama sizdeyim.

 

Beden Sayfalanışımı yaptığım zaman, Işık Tohumlamasıyla Bütünün Gücü’nü arttırıp, yaşamı tohumladıktan itibaren,  sonsuzlaştım. Ağır yük taşımam, bundandır ki Sistem, Nizam ve Düzen’in gözüyüm ama geçip gelmem dünyaya. Burada sesleşirim ama sesim dünya dışındandır.

 

Çok mu kolay anlamak? anlayamayacağınızı da düşünebiliyorum. Şunu net biliniz ki; bedenle sınırlı değilim, dünyayı izlerken çok mutlandım bu gün. Sürpriz olmadı bana bu çalışma, çok mutlandım çünkü tohumlanış buydu. İlmi Ko oluş buydu, Yaşam Sayfalayışı buydu.

 

“Biçare” demişlerdi dünyaya, “ağır yüktü” demişlerdi. “Kanatlanıp dünyayı taşıyacağını zannetme bu dünya tanrısal ışığı bilmez demişlerdi.”

 

Görmek gerek, öz köklerin gücü buradadır bu gün... Dünya güçlendi... Sarı renkten mor renge vardı dünya, ilimle... İki merdiven kurmuştuk dünyaya. Biri bedenim, biri de yüreğimdi. Beşerin ilmini, Hasatın Tahtı’na Tinsel Teknik’le kodlama imkanı yoktu ama kontrol kurabilecektik. Öz görev buydu.

 

Yok muyduk?.... yoktuk.... Ortak zamanı tohumladık, kökledik, gökledik, söz ses olduk, ekmek olduk.... yendik. Biz, bizi bizle dilledik, geri döndük. Dünyayız.... Ark akmakta, akan arkız biz. Her şey bu arkta akmaktadır.

 

Kırıl ya da kırılma, kork yada korkma... Okut yüreğini, otuzun sayfasını okuduktan itibaren,  elin yüreğine varır. O sorumluluğu taşı. Otuzun sayfası, hakikiyetin tahditsizliğiyle dilleştiği zaman artık yüreğiniz güçlenir. Dirilik artar. Yaşam sizin yüreğinizde öteye ulaşır. Sizden beklenilen budur.

 

Yırtılan dünyaları kodladık biz hep, bunu hatırlayamazsınız bilirim. Ama dünya örtüsünü örttüğü zaman hep birlik halindeyiz ve dürümleriz birlik tahdidiyle her diriyi. Şimdilik size vereceğim budur. Şunu sıkıca, sistemle hak edip cevherinize alın ki; siz yolsunuz, siz yol olarak çalışmalısınız.

 

Yol şudur.... “ben insan soyuna yaşamı öğreteceğim, ben yaşam olacağım ve ben halik olup, hak olup... O yaşamı kodlayacağım... Ölülerin yaşama indirilişi, İlmi Ko olup ışığı yenilemeleri içinse de, ölümlülerin ışık haline geçişlerini sağlamak gerek, bunu başarıp yapacağım... Zamanım ben, ben kalemim, ben Kuran’ım, tüm insan soyuyum ben”.... İşte bunu dinletebildiğinizde yüceliklere, siz ölüler diyarında, ölümsüz olan bir yolsunuz; bu kesindir.

 

Daha önemlisi....  kardeşim... Dünya sensin, bunu bil. Dünya insan olur koklanır, toplanır, Tanrılık Meclisi’nde Gök Sistemleriyle dillenir.

 

Ve derki; “Ben dünyayım, bu meclis beni bilsin, ben dünya olup geldim.” Orada her bir yaşam formu bir planeti temsil eder; bunu bilin.

 

Ve siz dünyasınız... Dünya planetisiniz.... bunu anlayacak gücünüz varsa ne ala.

Ve dağlarım biliniz ki, burada, bu yoğun çalışmada biz ümmet olarak tüm sistemlerle çerçevesiz biçimde dilleşiyoruz.

 

Dünyayı tanıyan yoktu; tanıttık... Dedik ki “biz dünyayız.” Dünya bir sistemdir, ışık sistemdir. Sizler, her biriniz...  farklı zaman sayfalanışlarıyla yaşama çağrıldınız. Bizse aklın tahtıyla buradayız....

Dünyayı dinleyen yoktu, dünyayı dinlettik....

 

Çörek yaptılar “buyur ye” dediler, dedik ki; “Ben, beni hak ettim, çöreğiniz sizle, sizin yüreğinizle olsun.” Biz size ekran olalım, size sizi dinletelim.

 

Doğal Sistem bunu anlar ama, Rabbi Sistem’i tohumlayamayan Robbiler yani Robotik olan Yaşamlar anlamazlar. İşte onlara biz insanı anlattık.

Sorup dururlar insan nedir diye, insan neymiş bunu anlamak isterler.

 

Değerliler insan nihandır... Hastır... Haktır.... Hardır... Aktır ve Hak’ın Rahman olanıdır.

 

Söz vermiştik birliğe, demiştik ki; “Girdiğimiz heryeri yaşatırız...”

 

Dünya söz verdiği gibi yaşadı ama söz veren yaşattı. Biz bu dünyayı yaşattık.

 

Firari çalışmalar yapılır, kaçak çalışmalar.... Bilir misiniz, geri dönüş için derler ki; “biz yeri göğü yaratana güç katalım da, gövde gösterisine dönüşsün bu yaşam, aşka varalım, harlanalım, tahta varalım, özün sözünde sesleşelim, merdiven olalım, geri dönelim”.

 

Kelamı hak etmeyen, Hakk’a varamaz. Harlanıp, hasat olsa da Aklın Tohumu olamaz. Türkiye çalışmaları, öncü çalışmalardır bunu bilin..

 

Türkiye'de yaptığımız Birlik Çalışması her ilmi tohumlayacak çalışmadır.

 

Eğri büğrü bir çalışma İnsan Sistemi’ni kodlayamaz. Olmayan hal olamaz, harlanamaz, has olamaz. Bundandır ki, olmak için çalıştık...

 

Sevgililer, Su Yun Su La Ha Si...Si Ka Ha ... Su Yun Su La  Ha Ki Si Ka Ha.. Sistemin ilminde kodlar vardır, size bir kod verdim..Size kod verdim, sizi yaşam sistemleşmesi için dürümledim. Sizin yoğunluğunuzdadır bu kod.

 

Peki, neden veriyorum bu kodları? Kelam için... Kodları dillediğinizde, kelamınız has tahditle dürümlenir ve timleriniz kelama inerler. Her yücenin timleri vardır, birlikleri vardır. O timler size inmekteler ama ilimle inemediklerinde kodlarla inerler. İşte bu kodları bu nedenle veririm. Daha da önemlisi, yoğunluğunuzu kodlayabilecek olan ışıklarla çalışmanızı sağlar bu yoğun çağrılar.

 

İşte bu gün burada olan sizlere, gök sistemleri cevahir olup inmeye çalışıyorlar ve sizin sesleşmeniz bu nedenle çok önemliydi. Ören, örgüsünde kendini örer. Örülen sistemdir, bunu bilin...Biz bilgiyi ördük, sessiz zamanları dilledik, sistem, nizam, düzen gücünü dürümledik... Buluştuk yüreklerle... Olay budur.

 

Yere indik analar, işte bu... Yere indik... Dal altın ama dalın, öz güç olarak tüm yaşamı dilleyeceği o yoğun ışık ilim. Şimdilik size vereceğim budur... Hey canlarım... İşte bu...

 

Deşifre eden: Beril Özdoğan

 

Süper İnsanlık Realitesi 

 
  Bugün 128 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol