Birlik İlmi
  BARIŞIN SİSTEMİ (11) 2. Akış
 

5.KASIM.2014 TARİHLİ BARIŞIN SİSTEMİ (11)

 

2. Akış

 

Devinim artmaktadır ve biz bugün burada, bu yoğun çalışmada Bir’e hizmetçiyiz.

 

“İki yürek var” dediler, ben o yüreğin tümünde Birleşik Işığım.

 

Yaşam insanın kelamıdır. Kim ki kelamdadır, hakikidir. Ağır yük taşıtma bene ben olmayana. Bene ben olmayana ağır yük taşıtma anam!

 

Beste yapmışlar, gelmişler ses vermek isterler; ben bestekar, onlar besteyi güfteyle dilleyecekler. Anneciğim, izin ver de sesleşsinler.

 

Anacığım ben bestekar, onlar kelamdalar; kelamlarıyla dilleşecekler. Bugün burada olmayı istediler. Bunun için akış istiyoruz, anam.

 

Değerlim, ölümlerin en kötüsü kontrol dışı olup ölmektir. Seviyen iyi; ama bugün burada Nefes İlmi’ni tohumlamaya gelen ocakların kelamla dillenmeleri bizler için öz göz olamayış olacak; çünkü onlar karanlığın sırrını bilmezler. Buraya gelmek onlar için kolaydır; ama kontrolsüz gelirler; bunu bilin.

 

Buruşturma yüreğini; ben buradayım. Buruşturma, Altın Işık sessizliğin siteminde yoğunluğu tohumlar. Anam, buruşturma yüreğini. Başka gün gelsinler, bugün değil. Başka gün; lütfet.

 

Değerlim, beni iyi dinle. Kotlama yapmaya niyetim yok bugün. Sizlerini gücünüzü biliyorum ve bugüne geliş mükafatınızdı; ama Bütünün Gücünü artırmaya değil, ışığı tohumlamaya gelmeden önce bedenimi kontrol etmeye çabaladığınızı biliyorum. Buna izin veremem.

 

Kopup gittiğinizi gözüm gördü; ama tohumlarınızı kontrol ederek koklayıp, gökleyip, sözleyip, dilleyip geçiş yapmalıydınız. Başka bir dünya ve başka bir yaşam, o zaman sizle olabilirim; ama bugün burada bu çalışmada sizlerle Kelam Tahtı’nda insanlık ilmini tohumlayamam, bunu insanlar için değil, tüm yaşamlar için ifade etmek isterim.

 

Çakı çıkarıp yaşamı yaşamdan koparmaya çalışan değil miydiniz siz? Ağır yüktünüz, bunu biliyorsunuz; ama bugün artık, tüplerle dünyaya iniş yok artık, bunu da bilin.

 

Dünya Dışı Varlık Kotları dünyaya tüplerle inerlerdi; çünkü dünya ışığı onların yoğunluğunda kontrol dışı bilişleri de devreye alırdı ve bu onlara zarar verirdi ve biz bunun içindir ki doğanın gücünü tüplerden çıkardık; çünkü tüpsüz İlm-i Ko, bütünün köklerini göklere ulaştıracak ışığı yeniler.

 

 

Seviyeleri iyi mi ? yo, hayır değil. Neden geçtiler? İkmal tamamlamaya geldiler. Kalem mi olacaklar? akıl olmalılar evvela, levhide onların adı resimdi. Yaptıkları resimler, Kelamın İlmi’nde olmayan, olamayan resimlerdi ve biz onları toplumdan uzak tuttuk.

 

Öz görev, insanın gücüdür. Bu gücü hak etmedikçe dünya ışığına inmemeleri gerekir.

 

Sessiz Zaman Kapıları’nı açtığımızda görürüz ki Elin İlmi aklın tahtında iken yoğunluk artar.

 

İsrail bizi dinliyor şu anda; ama İsrail’in yoğunluğu kontrol dışı bir ışıma sağladı ve biz ocaklarında görev taşıttık onlara.

 

Cinni Cemaate bakın. Işık tohumlaması yapmaya çalışıyorlar. Öz görevleri nefesse de ekip haline gelemediklerinde Işık Tohumlaması olamamakta. Tüm insan soylarını tek tek size açıklayabilirim.

 

Türkiye’de yapılan çalışmalar kati olarak Dünyanın Kuranı’nı tohumlatmak içindir. Dualarla dünya çalışmaları yapılırken toplumların tohumlanmaları da görevdir.

 

İman edin ki dünya göz olup, söz olup dillenirken ışığın kaynağına inebilecek olanların bilişe varmaları gereklidir.

 

Ben apronda bekletmem dünyalıları. Unutmayın ki dünya yaşamında kontrol dışı sistemleşmeler çoktur ve onların levhilerinde ekip kapıları hep kapalıdır.

 

Mıknatıslık özelliği olan birliklerimiz var. Onlar dünya çalışmalarında İlm-i Ko olup bütünün gücünü tüm sistemlerde dürümlerlerken ağır yük taşırlar.

 

Alabildiğiniz, hak edebildiğiniz, yarınlara umutla ulaştırabildiğiniz bilgidir ki biz size bilemeyeceğiniz hiçbir bilgiyi dinletmeyiz.

 

Açım genişlemez. Açım, tüm insanlığın ışığıyla sınırlıdır; çünkü burada bu yoğunlukta umut olur ki dünya öz görev taşır.

 

Aşka gelen hasatını yapmadan gelirse kontrol dışı olur. Çöker dünyaya, öz kökleri güçsüz bırakır, kapıları kırar; ama kınar da kırar. Unutmayın ki kapıları kırmak, kati olarak kelamdan çıkmaktır.

 

“Çıkmayın dünyadan, ölümlüdür dünya” dediklerinde öz köklerimizi göklere ulaştırdık ve yoğunluğu kotladık. “Çamur yoğurmayacak dünya” dedik.

 

Sistem, Nizam ve güçlü Düzen’in gözü insanın gözüdür.

 

Şu ana kadar yapmadığınız, yarınlarda tohumlayamadığınız bilgimiz yoktur.

 

Misafirler, ‘’ ben apronda bekletmem ‘’ dedim; ama apron bedenimse ikmal tamamlamanız gerekir. Şevk, şavk, hak; aha işte, şimdi ve ben bütünün gücü, hepimiz görevliyiz, bunu bilin.

 

Temiz bir görevi başlatmak kolay değildi. Toprağın Tohumu Aklın Tohumu’na varmadıkça yaşamı, toplumları hakikiyetle dillemek imkanı yoktur.

 

Çörekler pişti dünya üzerinde; ama ışıksızdı, biz ekmek yaptık. Yapılan ekmek yaşamın ışığıyla yoğruldu. ‘’ dünya nurdur ‘’ dedik, ‘’ yoğun bir ışık kapısıdır ‘’ dedik. Sağı, solu dinledik. İsmaili Kapıları açtık. Her şeyi yaptık; ama kalem olup yazmadıkça yarınlanmamız imkanı yoktu.

 

Tüplerle dünyaya inerdi yüceler, nefesleri yoktu, öz köklerinde güçleri yoktu. Çökerlerdi yüreklere ve sesleşirlerdi ve derlerdi ki “sizi size vermeye değil, sizi hak etmeye geldik” ve dedik ki ‘’ alın, bilin; dünya Altın Işığa vardı ve artık kölelik yok ‘’. Düzeni kurdu dünya.

 

Mustafa Kemal Paşa Ana Kaynak’ta işçidir. Kim ki onunla olur ışıkla olur. O şu anda bütünün korunması için çok büyük bir çalışma yapıyor. Onun Kervan’a kattıkları hepimizin yoğunluğunda Yaşam Sistemleşmesi’ni sağlamaktalar.

 

Kare Sistem, insanın levhisinde yoktur; ama Kelam Tahtı’na ışıkla varıldığında, artık orada ilim kotlaması başlar ve otuz dokuzuncu kattan sonra Ana Kaynağa varılır.

 

Ana Kaynak, Miraç hadisesiyle ifade edilir. Siz ki açığı kapatmadan oraya vardınız, artık hepiniz miraççısınız. Miraçcı, yani sizler miraçsınız. Emin olun ki kesindir.

 

Kelamı Hakim olan, aklı has olan, tüm sayfalarda yaşayan, bütün kötülükleri aşıp geçtiğinde Miraççı olur.

 

İtibarsız hiç kimse bu çalışmaya alınmaz; kesindir.

 

Doludizgin yaptığımız her şey insanlık içindir.

 

Elim Altın Işığın ilmidir. Yolum hasatçılıktır. Ütülediğim kim varsa gözümdedir. Gözüm özde, sözde ve Bir’dedir. Misafir olmaz o artık bu meclise. Bu meclis onundur.

 

Torba torba insan tohumladık; bilin. Mahrek’teki göz, Altın Işığın gücüdür; bilin. İnsan, insanlığını dinleyip de anladığında kıranın kırılmayacağı bir yaşamda kapılarını açar ve gözünde, sözünde ve yüreğinde dürümlenir.

 

Bugün burada yapacağımız çalışma budur. Eh işte, şimdi. Aha şimdi.

 

Deşifre eden: Hüseyin Akdağ

 

http://youtu.be/YlmKS2D00UY?list=UUKYcKah6eDdOm-Vd3vIofvw

 

Süper  İnsanlık Realitesi 

 
  Bugün 72 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol