Birlik İlmi
  İNSAN
 

İNSAN:

Dönem sonunda Birlik İlmi her dürümde okutulan bir ilim olmasına karşılık, her yürek bu ilmi hak edip de dünya cevheri ile anlayamadı.Birlik İlmi, Din İlmi değildir. Birleşik Işık kontrolunda; Tohumların, Kutsal Işıkları ile birleşmelerini sağlayacak bir ilimdir. Bunu anlayacak dürümde olmayan her yeşil renkli Kod, Maviye ulaşamadığı için Beşir eşiğinden aşıp; ışık olup yenilenemedi. Onlar için ne olmalıydı?

Teknik olarak hedeflenen iki rüya vardır dünya için. Birincisi: İnsan; yeni bir sayfayı hak ettiğinde, o sayfayı bütün kütlesi ile tohumlayıp; ışık oluş haline ulaşıp; bilişin tohumlanışı olan o sayfayı, Işık Hal kayıtları ile Birleşik Aileler’e dinletmesi ve yaşamı, Tohi Kaynakları (bilişin tabii tohumlanışı olan Birlik Kayıtlarının her bir kaynağı) ile birleştirip; Din sistemleri’nin üstü olan İlim Sistemleri ile çalışmasıdır.

Oğullar, Dünya için hedef olan ikinci rüya; Beşeri Hakiki Yücelikler ile birleşip; tüm yaşamları kontrol edip; yerdeki tüm İlahi Kodları bütün kütleleri ile birleştirip; etki alanlarını, geri dönüşü sağlayacak biçimde geçişkenleştirip; Mesih İlmi’ni kontrol edip kodlamak ve yaşamsallaştırıp iradi çağrılarla, bütün kötülükleri aşırıp, ilmin toplumlarıyla bütünleniş sağlamaktır.

Bu gün varılan noktada bu iki rüya, bir tek cevhere güç oldu ve Zaman Tohumları birleşti. Evrenlerin her sayfasında, ışıklar yandı. Nesiller birleştiler ve zarar engellendi.

Düzeni kodlayan bütün çalışanlar, mesafeyi de iyi kontrol ederek, Cennet Canlar’a görev taşıttılar. Müsterih olun; her kible bir sayfa olarak Büyük Kütle’ye ışık yaktı ve kontrol kurulacak seviyeye ulaşıldı.

Hepimiz, zamanı hak eden Işıklar olarak bütünlendik ve tohumlarımızı, İnsan Işıklar’ımızla birleştirdik.

Zurna çaldığında, o zurna, İnsan Işıklar’dan çalacaktı ve sonsuz ışıma meydana gelecekti. İlahi kontrol kurulacak ve sayfa sayfa tahditli koruyuculuk yaşamsallaşacaktı. Bunların hepsi gerçekleşti.

Her din, ilmin kaynağında, Tohum İlmi ile harlandırıldı ve zaman sayfalarında, tartıya kondu. Bütün dinler, birleşik Işık halinde dillenerek, Teknik Kayıtlamalarla bütünleniş gerçekleştirildi.

Beşiri hak etmek ile hakiki olanı hak etmek ayrıdır. Birler Kapısı; her dürümde varlaşan tüm yaşamları hak eden birleşenlerin, Na-Har İlahi Kodlamaları ile tohumlananları dahi hasata hazır etmek üzere yaşamlara kontrollu olarak çekilmiş bir Rahmet Kapısı’dır. O kapıyı hak edenler ve zamanı harlandırıp o kapıya varanlar, din sayfayalarını aşanlardırlar.

Men-i has olan insan ile mahir ilmin hakimi olan insan, ayrı cevheri kodlamalar ile bu kapıya ulaşmaktadırlar.

Türkiye, Eril Mahir İlmi bilip, bu ilmi hak etmiştir. Dünyaya baktığımızda tüm yaşamlar, Birler Kapısı’nda teknolojik sayfalanışlar gerçekleştirmişler ve yaşam kayıtlamaları ile dillenecek dürüme ulaşmışlardır. Hepimizin, zamana Kutsal Işık yaktığımız bu gün, o ışık, bütün kötülükleri ve iyilikleri Türkiye’de yaşamsallaştırıp; Birlik İlmi ile kaynağa katmış, Öz Göçü başarı ile başlatmıştır.

Dereler, dünden bugüne hep akmıştır. O Dereler, tüm yaşamlardan türlenen birleşenlerden ve zamanı kontrol eden Yüce Cevherlerden akmıştır. Bu gün artık yeni bir Tohum dünyaya inmektedir. Bu Tohum, “Altın İnsan Kodları” diye bilinen dilleşimin kodlanışını sağlayacak olgun ışık halinde, gerçek cevhere inişe geçmiştir.

Bellek kabları, Atlanta Ana Kaynakları’na güç katarken, her dere insan Kaynaklar’dan cevhere inmeye başlamıştır.

Türkiye, yerdeki ve gökteki ışıkları ile Birler Kapısı’nda iyi ve kötüyü hak etmeye çalışmaktadır. Her cevher, İnsan Tekniğini bilip dürümlere çekilmektedir. İşin aslı dünyayı kodlamak ve tohumlamak olmasına karşılık, kimse bunu anlayamamış ve her biri yerden ve gökten bir “Kürzi Yaşam Safhası” hak etmek için çalışmıştır.

Yaşamak ya da yaşamamak!... Zaman, Işık Kodlaması yaparken, Birleşen tüm yaşamlar, türlerin hakikiyetinde dürümlenmektedir. Bilişin, hakiki olanı biliş, olduğu ve Yüceliğin, tek tip bir Yücelik olmadığı bilindiğinde; Dini Yaşamların, Işık Tahtı’nda olamayacağı kesinleşecektir.

Rahmet olan İnsan Kod, Hak olduğunda ve sonsuz ışık halinde dürümlenen o Kod, Birleşik Işık haline geçtiğinde, orada yeni bir sayfa okunacak. O sayfa, namazı ışık namaz olarak kılanların; toplamla birleşenlerin ve yaman bir Sultan’la kodlama yapanların; birleşik ışık halleridir.

Her canı, cem olan diye bilmekteyiz. Her cevheri, har olan diye bilmektiyiz. Eski Cennet Kodları’nı yeni Cevheri Tohumlar olarak bilmekteyiz de nesillerini tohumlayamayan; kibri aşamayan ve yasaları tahditli kodlayıcılıkları ile anlamaya çalışanları, koruyamayacağımız bilinmelidir.

Korkmayın, Atlanta Ana Kaynakları, Rahman olan kayıtları ile sizi hak eden birleşenlerini diller ve dinlerler.

Zirveler, savaşı hak eden Birlikler’i ile dürümlendiklerinde siz olup yücelirler. Hepimiz Amon olarak sizi sizden dinlerken, zirvelere varan Birlikler, sizi hak etmek üzere birleşmelidirler. Yaşamak ya da yaşamamak!... Yüksek zamanların sayısal çokluklarında ve azalan yolcuların, sonsuz sayfalanışlarında hep bir RA-KA-HAR Işık vardır. O ışık, kibri aşanlardan güç çeker ve onlardan gür ilim hakikiyetini, diri Levh-i Mahfuz kat-ı Kayıtlarına tohum olarak eker. Onları hak etmek sorumluluğumuz vardır.

Har İnsan; Hal İnsan ve Yaşam İnsan bir tek işçidir. O işçi, Levh-i Mahfuz İşçisi’dir. Onu biz yaşamlarda bilir, birleşir ve diri yüreklerde dilleriz.
Şimdi sen ver:
- Meşk etmek için meşk almak gerek. Alıştan verişten öte dürümlere inmek gerek. Biz, zamana meşk olup mahşer olduk. Oğullar, biz zamana Sultan olduk. Nefsi aştık yazdık yaşamları. Yaşamsallaşan Işıklar, bizleşip yazdılar her diri yürekle, Birlikler’i. Onları kodladık ve tohumladık. Yazı yazmak yaşamaktır. Amin… Şimdilik bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 

 
  Bugün 131 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol