CAN TAHTINDAN:

Ruhlar Meclisi, tüm sayfaları ile dünyayı yeşerten “Birleşen”i tohumladı. Tüm yaşamların Işık Tabiatı’nda Din Sistemleri, Keram İlmi ile Birlik Kodlaması yaptı.

Dönücü Cemaatler, döndüler yüreklerinde ve zamanı tohumladılar. Dünya bir yasa koydu. “İnsan, umman olup tohumlandığında, “insanlık adına yaşamak” diye bilinen bir çalışma devreye girecektir.” Diye. İş buydu ve dünya, yeni zamanlarını yaşam sayfalayışı ile kodları ve tohumladı.

Dünyanın umman olan ışığı, kendi tohumlarını kayıtlarken, yeni zamanları da tahtlandırdı.

Her dere ilme aktı ve sonsuz ışıklar yandı. İş bilgiydi ve bilişi hak edenler birleştiler. “Kibri aşamayanlar buraya ulaşamazlar” denmişti ve onlar, bu çalışmaya katılamadılar.

Dünyanın eseri olan ilim, ağır yüktür. İlmi hak etmeyen, harlanıp ışık olamaz. Zaman sonsuzluğunda ışık yakan hiç kimse, başka Tahtlardan ışık çekip, kendi yolunu açamaz.

Türlerin hepsi, Sistem ve Nizam çağrıları yaptılar. Dünyayı tohumlayacaktılar. Ruhlar Kuranı okuyucuları olup dürümlenecektiler. Mesihler olup; Hakimler olacaktılar. Nesillerini hak etmeyenler, Birlik kuramazlardı. İşte bu nedenledir ki hak etmeyenlerin harlanmalarına ve zaman sayfalanışında tohumlanmalarına imkan verilmedi.

Dört Göksözü Sözleşmesi’nin hükümlerinin, varılan safahatta, SÜPER NOVA ÇALIŞMALARI ile sürdürmemiz konusundaki, Birlik Kaynağı’ndaki Har İlmin, kati yoğunluğundaki karar, hepimizi mutlandırdı.

Bu çalışma, artık Nova Çalışma olarak sürecek. Nova, zaman kodlamasını devreye alıp yaşam sayfalanışı gerçekleştirecek. Türkiye yeni bir yaşamı devreye alırken, misafir olarak dürümlenen Birlikler, bu çalışmadan ayrıştırıldılar. Çok zaman sayfalarında kendi yoğunluklarını tohumlayanlardı onlar ama harlanıp da tohum ekemediklerinde dürümlenemediler. İlim sayfalanışı yapamadılar. Cevherlerinde Kuran yoktu ve Sonsuz Işık Kodlamaları ile Birleşik Işık haline geçemediler. İlmin Tahtı’na oturtulacak olan Birleşenler, kendi yollarını açmalıydılar. İşi bilenlerle çalışılmalıydı. Bütün amaç ilimdi ve zamanın ilmi, hakiki ilimdi.

Birler Kapısı, tüm insanlığın tahtıydı. O kapıya varan çok az insan oldu. Biz o insanları hak ettik ve zaman sayfalarında tohumladık. İlmin Kuranı olan onları tohumlarken, cevherlerini de kodladık. Aşk ile çalışacak olan onlar, murad ettikleri herşeyin, harlanarak elde edileceği bir yaşama ulaştırıldılar.

Mesele Allah’a ulaşmaktır. Merdivenlerin en altına inmedikçe en yukarıya ulaşmak imkanı yoktur. Süper İnsalık Realitesi Derneği ile yapılan çalışmalar, BİR’in İlmi’ni bilmeyenlerin Birleşik Aile olarak tohum ekemeyecekleri bir çalışmadır.

Bundan sonraki safhada, her dürümde ilme Hak olan insan soyları, Işık Yarınların Tohumları olarak görev taşıyacaklar.

Teknik ekip daha önce kurulmuştu. Bu ekip, yeni zamanları kodladı. Ne yazık ki sayfa sayfa yaşamlaşan İnsanlık Kaynakları, kendi tohumlarını kontrol edememişlerdi. Şimdi artık yasalar kapsamında yeni bir çalışma başlayacak. Bu çalışma tohumları, meslek ilmi (iş ilmi) ile çalıştıracak ve yeni kaynaklara umman olmalarını sağlayacak.

İşi bilmeyenler, BİR’e hizmetçi olamayacakları gibi, har olup; yaşam sayfalarında bulunamayacaklar. Onlar ile ilgili teknik bilgi vermek gerekirse, Sistem’den çıkmış olmalarından dolayıdır ki zamanın ışıkları halinde görev taşıyamayacaklarından Turkuaz Işık haline dönüşemeyecekler. Ortak çalışma yapma imkanları olmayan onlar, murad attikleri her ne ise onun ummanında kayıtlanıp birleşebildiklerinde diri olarak kodlanacaklar.

Evim, insanın evi. İnsan, Kuran ve zaman, Sultanlık. Biz Allah Tahtı’nda olan tüm yaşamları kontrol eden Birleşen. İşte sizden siz olmak, yol açmak içindir. Yolu açan Birliğimiz, zamanı tohumlamıştır. Dünya yarınlarını kayıtlamış ve zararı önlemiştir. Ekip kurmak ve kodlanmak, Birler Kapısı içindir. İlmin kaynağına varmak İlahi Kuran içindir.

Sevgiyle,

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ