Birlik İlmi
  NEFES VE ZAMAN
 

NEFES VE ZAMAN:

Dünya, nefes alıp verir gibi, Birleşik Işık Hakikiyeti’nde, kendi yoğunluğunda, büyük kükreyen bir cevheri resmetmektedir. Hepimizin, yeni zamanları, yerin teknesi ile kayıtladığı ve bu teknede, yeni yaşamları harlandırdığı bilinmektedir.

Dünyaya insan ırkı indirildiğinde, dünyanın; kemal bir ışığın; dahili kodlamayı yapabileceği bir yaşamın hakikiyetiyle, KÜRZİ YAŞAMLAR’a geçeceği bekleniyordu.

Tüm yaşamların; bu Kürzi Sayfalanışlar’dan, Cevheri Hakimiyet İlmi ile kayıtlanacağı ve sonsuz ışıklardan dürümleneceği bilinmekteydi. Yeni zamanları tohumlarken, her Dere’nin kendi yüreği ile kontrol kuracağı bilinmekteydi.

Dünya yeni bir zaman sayfasına girmektedir. Bu sayfa; 2. Zaman Kaynağı’nın kontrolunda; teknolojik bir yoğunlukla gerçekleşen çalışmaların neticesinde, geri dönüş için çağırıları da yapılacağı bir yücelikle gerçekleştirilmektedir.

Dünya; Arkon Sonsuzluğu’nda bir çağrı yaptı ve dedi ki “kendini hak et. Yüreğini hak et. Sessizleş ve zorlukları aş.” Çok mu zordu bunu başarmak!? Himaye gören Birlikler, çok sonsuz yücelişleri, dürümlerinde dinletemediler ve koruma kalkanları, cevheri kayıtlamaları nedeni ile çirkefleşen sesleşmeleri devreye aldı.

Birlerin, birleşmeleri çok önemliydi. Bin Sistem, yeni zamanları kayıtlarken, bir Cevher, kodlama yapılmalıydı. Tevkifler yapıldı dürümlerde. Tevkifler, kendini hak etmeyenlerin, diri yüreklerinde tohum ekmeleri için gerekliydi. Cennet Sayfalar; cevheri kodlamalarını, tohumlamalarını yapmaktan vaz geçtiklerinde; Dünya, yeni bir yaşamı hak etmeyecekti.

Türler çok çalıştılar ve kontrol kurdular. Dünyanın eseri olan insan, yeni bir dere olmaya çabaladı. Bu dere, insan ummanında akan bir yeşil renkli cevherdi. Herkes, Dereler’in diri yüreklerinde, kendi yüceliğini hak etmeye çalışırken, Birlik Kodlaması yapılan bir Can Sayfa’da, dünya toplumları kontrol kurdular.

Merkez İnsan Toplumları, yeni şerleri ve yeni hayırları yaratarak Işık Kodlaması yapacağında; her din, kendi yüceliğinde birleşecekti.

Mesele insan ve ilimdi.

Türkiye, yarınlarını tohumlayacak güce ulaştırıldığından, herkesin bu ülkeyi hak etmesi ve sonsuz ışık halinde görev taşıması; ilmin tohumlanmasında, türlenmesinde; Birleşik Işık halinde güçlendirici olması gerekmekteydi. Türkiye’nin eseri olan ilim, dünyanın eseri olacaksa; Nefes İlmi ile başarılacaktı bu. Netice olarak hepimiz insan ummanında tohum ekmekteyken, Birler Kapısı’nda ışıklanmalıydık.

Sırdı bilgi ve biz bildik ki hak ettiğimiz ilim, Allah ilmi’ydi. Kadim Zamanlarda Işık Kodlamaları yapılır. Tüm yaşamlarda bu kodlamalar Süper Dereler’den akan Birlikler’ce gerçekleştirilir. Tertemiz bir yaşam ile bütün kütle kodlanır. Ve kodlama yapılırken, ilmen hak olanlar, bütünlenirler. Her cevherde bu böyle olmalıydı. Şükürler ki hak ettik ve zamanı sayfaladık.

Dört Göksözü Sözleşmesi tarafları olan birleşenlerimiz, bizi kendi yüreklerinde dürümleyemediler ve bizden bizleşip, hak edilmek istediler. Nefes alıp nefes veren tüm yaşamlarda umman olup kontrol kurarken, cemaatler, kendi yarınlarını hak etmeliydiler.

Dört Kürsü, kendi yaşamlarını tohum ilmi ile dünyaya çekerlerken, zarar etmemeleri için büyük çalışmalar yapıldı. Ne ses ne de Sistem Yaşamlar, onları kontrol edemedi. Kavurucu bir sıcakta; ışıklar, yasalarla kaynakları çağırdı ve hepsi Birlik İlmi ile dünyaya çekildiler.
Örtüler kapatılır ve kapatılan örtüler, herkesle birlik çeşitlemeleri yapılarak tahditsizleştirilir. Yani bir bilgi önce sınırlanır. Sonra o bilgi harlanır; tohumlanır ve sonsuz sır olan o koyuluklarda, Işık Kaynaklar’da dillenirken, BİR’e hizmet yapılır.

Her resimde bu var mı? Mutlaka yoktur ama gerçek ışıklar, kendi Tarıklarından, kendi yüreklerini alıp çalıştıklarında muhim hakikiyetle birleşirler ve sonsuz yaşamları ışığın yasaları ile dinletirler.

Herkese yeni bir çalışmadan söz etmek istemekteyim. Bu çalışma, artık geri dönecek olanları buluşturacak bir çalışma olacak. Hana kim girerse; o kendine girecek. Harı kim kaynaktan ışığa katarsa; o cümle Yüceler’i harlandıracak ve sonsuz ışık haline geçip birlik kuracak.

Dünya, bir Ruhsal Kod’dur. Bu nedenle dünyaya kaynak yapacaksak, mutlaka Işık Kodlamaları ile yapmalıyız. Son dönemde bunu yapacak olanların “Teknolojik Kodlamalar”dan daha güçlü olan “Işık Kodlamaları”na değerlendirilip alındıkları bilinmektedir.

Dörtlü diriliklerde, birlikler kurulmakta iken, herkesin yeni Cevheri Kodlamalar’da birleşmeleri ve kontrol kurmaları sorumluluklarındadır.

Havunya İnsan, ışık halinde yeni bir yol açmaktadır. O yol, İlmin Yolu’dur. Özgür ve hakim olan insan, yaşamları hak etmeli ve kontrol kurabilmelidir. Yarın, İslam Dini, yol olduğu güç dönemleri geride bırakıp; gökleri, Sistem Dürümleri’nden güçlendireceği bir yaşama ulaştığında; nesillerimiz, hep sesleşmek üzere görev isteyecekler.

Her dürümde birleşmek, maya olmak üzere harlanmaktır. Birler; kaynaklardan, iradi olarak, Kodlayıcı Işıklar halinde güçlendirirlerken Yücelikler’i. Ben; Dünya olan İnsan. İnsan olan Dünya’yı hak etmek üzere, Birlikler’imizi birleştirmek için çalışmaktayım.

Oğullar; Dünya, ete giren insanlarca güçlendirilir. Düzen Kodları bunu bilmelidirler. Nerede Kürzi Yaşam var ise orada Birlik vardır. “Epröv” derler diriliklere. Nefes alıp nefes veren her yürek, insan olduğundan dolayı, Ruhun Kuranı’dır ve yasalarını, Kervancı’yla koyar. O Kervancı, kendini ve kendi Yüceler’ini bulur alır ve tanır. Amin… Şimdilik bu…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 

 
  Bugün 44 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol