Birlik İlmi
  BİRLİK HAKİMLERİ'NE
 

BİRLİK HAKİMLERİ’NE:

Ölü dirildiğinde; yürek, Kürzi Yaşamlar’ı tahditsizce dillediğinde; Birlik Kodları, has tahtın ışıkları olduklarında ve yürekteki mahrek, kontrolu kurduğunda; umman, tohum olur ve yürek Kuran olur. Onun içindir ki biz yolcuları hak ettik.

Her dil, insanın Kuranı değildir. Her cevher, ilmin hası, hakkı veya kodu değildir. Emeklerimizin zayi olduğu bir yerde; yüreklerimiz Hak İlmi’ni dilleyemez.

Azıp görevden kaçanların, has olamayanların, hak edemeyenlerin, verdiklerimizi hakikiyetle, Hakk’ın ışığı ile alamayanların tahditlenişleri son derece doğaldır.

Muhammet Mustafa, “Ben varım” dedi ve görev taşıdı. Her din, ilmin dinidir. Her dürüm, Altın Tohumların Kuranları ile dürülmüştür. Biz cennetlere insanı kodlayıp kayıtladığımızda; bizi harlandıracak; her diriliği ve bütün Kürziler’i kodlayacak; zararı engelleyecek görev taşıyıcıları, tohum olarak o mehire ektik.

Kırk Kaynak Işık, teknik olarak bir kod oldu ve yol açtı. Gürzi yaşamlar ve tüm ilim sayfaları tahditsiz olarak “Körlerin Ülkesi” olan dünyayı, İncan Tahtları’ndan yasalarla kodlayarak yaşamlara indirdi.

Merkezin, cevheri olduğu; hakikiyetin, ilahi olduğu; Birlikler’in, Teknik Hakimler oldukları hiç anlaşılamadı. 

Dünyayı hak ederken, Dini Sayfalar’ı tohumladık. Kuranlar’ımızı kayıtladık ve yüreklerimizi sayfalayıp dirildik.

Dünya, Ana Kapı’dır. Bu kapıdan geçebilen insanlar, tohum olarak kökleşip yaşam sayfalarında Kürzi Işıklar haline gelirler.

Erdiğiniz zaman; hepimizin zararını önleyen zaman olduğunda; orada Apollon Kuranı okunur. O Kuran, altın bir ışıktır.

Ertelenen Dünyalılar, can taşıyan yerdeki yaşam sayfalarından ertelenirler. Çünkü herkes bir tahttır ve tahtta, Işık Kaynakları vardır. Hepimiz kendi tahtımızda Kuran oluruz. Zurna çaldığında tahtın ışığıdır kaynakta öten. O ışık, insanın nuru olduğu zaman, tahtın kaynağında bir tek Kuran olur. Üzerinde “Kuran” yazar onun. 

Amon olan ya can taşır ya da taht taşır. Ölür veya öldürülür. Her derede Kürzi Kuran okur. Ölür ya da öldürülür ve sonsuz sayfalarda tohum olur. Onur duyarız ki o ölülük, dürümlerinde diriliktir.

Müsterih olun hepimiz öldük ve yaşlara umman olduk. Diriliklere gerçek Kuranlar’ı tohumlayıp indik. Orada, Kutsal Kaynak olduk. Şükrettik ki hakikiyiz. Şükrettik ki hasatı yaptık. Olur da bir gün, tüm insanlık kontrol kurar da herbiri ışığa varırsa; onları, Kuran Tahtı’nda beklemekteyiz.

Etki alanı genişledikçe ışık kaynakları geçişkenleşir. Artık biliniz ki mesele insana Kuran olmaktan öte, umman olmaktır.

Ortalarda dolaşıp da “ben varım” demek yetmez. Bellek Kapları’nı alıp Kutsal Kaynaklar’a ulu bir yaşam kayıtlayıp; hakim olmak ve has olmak için yanıp tutuşmak gerekir. 

Sanal Boyutlar’da her şey mübah değildir. Her derede ışık yansa da dünyada huzur yoksa, yüreklerde koruma kalkanları olamaz.

Sonsuzlukta iyi ve kötü bir tek ışık halinde görevdedir. Biz zamana Kuran olmaya değil, yasaları koymaya geldik. Koyduğumuz yasa, kesindir ve teknik olarak, sonsuz Kutsal Işıma ile gerçek sayfalanışı yerde gerçekleştirmektedir.

Ölmeyen kontrol edilemez. Biz, onları Yüceler cümlesinde ölümlü yaptık. Sonra döndük onları koruduk ve şimdi artık hak etmelerini sağlamak isteriz.

Yeni zamanlar ve yeni yaşamlar hepimizin arzusu değildir. Birçokları, harlanıp zamana kaynak olmaktan mutlu olmaz. Zerk Sayfaları’nda ışık halinde bulunmayı seçer. Beden alıp da dünyaya doğanların çokları hasat yapamadıklarında; könyelerinde Kuranlar’ı, tohumları kalmaz. Bir çeşit kayıtsızlaşmadır gerçekleşen. 

Hepinizin nefesi görev taşımaya yetmeyebilir. Hepiniz işçilik yapmak isteyecek yücelikte değilseniz, Sistem’den ayrılabilirsiniz ve yolcuların kayıtlarında bulunamazsınız. 

Zaman Kaynaklarında herşey bir rizk taşır. 

Beşer kontrollu olmalıdır. Toplu çalışmalara kayıtlanmak, tahditlenmek için yeterli değildir. Birlik kurmak gerekir. Sultanlık yapmak gerekir. “Hadi yaşamlaşalım ve hakikiyete varalım” dediğinizde, kontrol sizde olmayabilir.

Bütün kötülükler, ışığın Nakar’da kırılmasından kaynaklanır. 

Her ana, kapılarını tüm insanlığa açık tutmak üzere çabalar. Analık, Kuran’da koyu bir şevk ile izah edilir. Örtüyü açan; kontrolu kuran; tahtı, hak edenlere kayıtlayan; verdiğini hak edip veren ve aldığını da kontrollu alan... Bütün bunlar, öz geçiş için gerekendir.

Merdivenlerin en altına inerek; yürekten, en yüksek sayfaya ulaşırsınız. Bunu hak edip de yapmak istemeyen üstün Kürziler, sadece tepede tahditli çalışmalar yaparlar. Kibri hakikiyetle dürümleyen onlar; sonsuzlukta ışıkları son sözün söyleneceği yoğunluğa kayıtlayıp; sözü söylemek üzere beklerler. Bizler ise en aşağılara inen yürekleriz. Tüm insanlık için Birlik kurduk. Geçişi herkes yaptıramaz. Bunun içindir ki Birlik Kodları, her diriyi hak edip Kuran olmalıdır. Öz Geçiş, insandan yapılır. İnsanlık Ailem, Birlik kurduğunda tüm yaşamlar, geçişleri yapacaktı. Bugün dünya, geçebilecek bir yaşam sayfasındadır. 

Özgür ve hakim Kodlar, görevlerini yapıp, kıran cevherleri kırıp, yüreklere Gök Sözü ile geçecekler. Emir komuta yoktur bu çalışmada. Ağır yükü hak edip hafifleten birleşebilir. 

Emir komuta yoktur demek; her diri, bir Kürzi’dir demektir. Bişeyin bişey ile tahditlenmesi; her şeyin, her şeyden has tahtını alıp çıkması değil; onlarla bütünlenmesidir. 

Ağırlıkların artık hafiflemesi gerekmektedir. 

Çok mu sorumlulukla çalışmaktayız? Herkesin bir cemaati yoktur. Herkesin bir yüreği yoktur. Hediye dağıtılırken, herkes kendini has tahtın ışığına ulaştırıp o hediyeyi alamayabilir. Bütün amaç Kuran’da kodlanan ışıklardan görev taşımaktır. 

Hepimiz ışık halinde kültü, hasata hazır ettik. O kült, “İnsan Kültü”dür. Üzerinde Kuran yazar. Yazıyı okuyan, Birleşik Işık halinde olur ve tohumları kontrol eder. İşte kült okunmaktadır...

Hat çizilmiştir. Hattın ışığını yakan herkes; Birleşik Aile olarak; yaşamlara, üzerinde Kuran olan bir Yüce olarak inmiştir.

Merkezin ışığı, yangın halinde tüm insanlığı kuşatırken, hepimizin o yangında kontrollu olmamız gerekmektedir.

İstikbalde herkes hak edip yol olacak. Herkes kendi yollarında tohum olacak; Bütün olup yaşamsallaşacak. Bunu bilmekteyiz. Bugün için hepimiz “amin” demeliyiz. Hak edip Kuran olmak için Birlik kurmalıyız. Biz, kendi Birliğimizde çok mutluyuz. Ne var ki Kutsal Işık hepimizi aydınlatmalıdır. Bizim yoğunluğumuz, bizi şevkle çalıştırırken; Sistem’de Kürzi olamayanlar, Bütünün Kürzi Yaşamları’nı etkilemektedirler. Bu nedenle her dirinin kendi yolunu bulması tek hedeftir. Şimdilik....

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 
  Bugün 227 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol