Birlik İlmi
  GELECEĞİN YARATTIĞI GEÇMİŞ
 

GELECEĞİN YARATTIĞI GEÇMİŞ:

Yaşam sayfalarına baktığımızda, yaprak yaprak dünyayı kodladığımızı ve var ettiğimizi bilmekteyiz. Dünya, geçişini yapa yapa geçmişe dönen ve geşmişi hak edip geleceği tohumlayan bir “yarın kaynağıdır”dır.

Her Dünyalı geçip gelirken, geçmişe geldiğini bilmeliydi. Bizler, her dürümde, geleceği dürümleyenleriz. Ne yazık ki anda geçmişi dürümlediğimizi bilmeyiz.

Yenilik diye değil ama “Esas Dirilik” diye sizlere bildirdiğimiz her bilgi, “Gerçek Zamanlar”ın geçmiş tohumlarıdır.

Bütünlükler’in dünyayı kodlamaları ve yaşamsallaştırmaları denilen de budur. Kör Dünya, bilişini hak ettiğinde, bilecektir ki geçmişe gelen Yüce Canlar, dünleri kodlayıp gelirler ve yaşam sayfalarında, yeni yarınları hak edip var ederler.

Dürtülerle çalışır çokları dünyada. Birleşik Işık olanlar ise geçip dünyayı hak eden, “Yeni Zaman Tohumları”dırlar. Onlar, biliş halinde; geçmişin tohumu ile tohum olup; Küresel Zaman’ın dürümlerini tohumlayıp yeni zamanlara kayıtlarlar.

Yeni zamanlar; eski veya dünya eskisi ya da yeni veya dünya yenisi olarak düşünülmemelidir. Yeni zamanlar, tüm yaşamların yeni zamanlarıdır ki bu sizlerin idrakinizde olmayan bir husustur.

Her Dere bilgiye aksa da bu bilgiyi elde etmek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle sizlere sadece sınırlı bilgi vereceğim:

Tümlenme diye bilinen ve tahditlenen bir yaşam olarak bildiğiniz; yaratacağınız zamanı, kendi yüreğinizde dinleyin. Öyle bir zaman ki bu zaman, siz tam ortadasınız. Sizin gelişiniz ile başlayan; siz yüreğinizin ışığında tohum olarak kayıtladığınız tüm yaşam sayfalarınız ve geçmiş zamanlar ki bu zamanlar; sizin kendi yaşam kayıtlarınızda mevcuttur. Hepsini bir tek toplu Kod olarak bilin. Daha sonra bu sayfaları alın bir tek kayıt haline getirin.

Savaşlı günler ile bu tahditli sayfayı, tohum haline getirdiniz ve yeni kontrol sağlayıcı bilişi de o Kod’a kattınız. Sisteme güç katarak bu tabii tohumu dürümleyen birleşenleri tartıya aldınız. Her biri sizden iş isteyen ya da işçi olan Birliklerdi. Hepsiyle de bu tahditli tohumu birleştirin. Dara düşmeyin Zaman Kaynakları’na varın ve zamanı, kaynağınıza alın. Sorgu sual etmeyin. Daha can taşımaya başlamadınız. Sadece bir ışık halindesiniz. Zürriyetiniz; olacak olan tüm yaşam sayfaları sizi izlemekte. Dünyaya inecek ve dünyayı kodlayacaksınız. Nesillerinizi de hak edip yaratacaksınız. Tahditlenecek ve bilişiniz kısırlaşacak. Ne var ki yine de kontrollu olmalısınız.

Bütün amaç insan ve insanın yarınlarıdır. Bunu mutlaka anlayacak birleşimleri de sağlamalısınız. Her dünya bunu bilecek halde yeni zamanları hak eder. Her dere bunu bilip yaşamlaşır ve sınırlanır.

Hepinizin daha çok “İnsan Kuran” olmak üzere doğmanız sağlanacaktır. Ne yazık ki dünyaya doğmakta olan her Yüce, kendi yüceliğini kapatarak dürümlenecek ve geçip dünyaya inecektir.

Mutlaka bilişi hak etmeli ve elde etmelidir.

Hepiniz, Zaman Tohumları olarak ekime geldiğiniz bilinseydi, her diri ile birleşmeye çalışırdınız. Sınır kaldırır ve yolu hak edenlerden güç çekip hak etmeyenleri de kodlardınız. Bu sizin için büyük bir imkan olurdu.

Türlerin çokları mesafeli çalışırlar. Zamanın kaynağına inme imkanları olmasına karşılık bu imkanı değerlendirmezler. Zamanı kodlayacak güçleri yoksa kontrollu olmayı seçerler.

Birlikler, Teknik Tohumlar olarak kodlayıcı çalışmalar yapıp İmparatorluk Kutsal Işıkları haline gelirler ve yaşam sayfalanışı yaparlar.

Herkese yeni zamanların ışık kodları tohum olarak ekilmiştir. Bütün Meclisler, yeni zamanları hak edip yaratacaklarını düşünüp Karışık Zamanlar’a inerler. Zaman nasıl karışık olabilir diye soranlar var. İzah edeyim. Öz geçişini yapan Birlikler’in çokları geçmişi hak etmiş ve kontrol edilebilir Birlikler olmalarına karşılık bir kısmı geçişini yaptığı esnada geçmişi hak etmemiş ve zaman sonsuzluklarında tohumlanamamış birleşenleri ile koruma altında dünyaya indirilirler. Her diri kendi yolunda olmak ister ve yaşam ışıklarını harlandırarak, tahtlandırıp bütünlerler ve kontrollu çalışmayı başarırlar ya da başaramazlar.

Temizlik yaptığımız zaman sayfaları da olur. Herkese yer ve gök ilim öğretir ama yeni zamanlarda her insan ışık halinde olamayacağından Kurtarıcı Zaman Kodlaması yapabilmesi mümkün olamayabilir.

Değer biçtiklerimizin bir kısmı İmparatorluk İlmi ile kontrol kurmuş olan yüreklerimizdirler. Kendi yaşamlarını hak etmiş ve kodlanmıştırlar. İşte biz her dereye güç katarken, Bütün’ün menfaatini öncelikle tohumlanışımızda gözetmeliyiz.

Men-i Hakim olanlar da dinleşirler ve yeni zamanları hak etmeye çabalarlar. Everestler ve Marianalar diye ifade ettiklerimiz ki her biri ya zamanı hak etmiş veya yaşamın en eski safyalarında bekletilenlerdirler. Maya olmaları için Birleşilir ve zararları engellenir.

Türkiye’de yaptığımız tüm çalışmalar yeni yaşamları harlandırmak ve kodlamak için yapılmaktaydı. Zamanın tahtında İnsan olacaktı ve o insan İlmin Kaynağı olan bir yaşam sayfasında bulunacaktı. İşte o sayfa itaatkar bir ulusun ışık kodlaması yaptığı sayfa idi. Bu ulus, insanlık için çok çalışan bir ulustu. Atlanta Ak Tohumları bu Ulusu tüm yaşamlar için diri kayıtlamalarla dünyaya indirmişti. Türkiye bu çalışmanın ana kaynağıydı.

Yezitler çoktu dünyada ve zamanı hak etmeyenler de çoktu. Üzerinde yaşanan ülke, insan ışıların yarınlarını tahtlandıracak ülke, yeni Kuranlar’ı dürümlemeliydi. Evrim geçiren dünya, etki sayfalarını çok güçlendirmeliydi. Bütün Meclisler bunun için derelerini Türkiyeye yönlendirdiler.

Erdiğiniz yer, ilimdi ve geçtiğiniz üstün Kürzi Yaşam yine ilmin yaşamıydı. Mesele Altın Kuran’dı ve o Kuran’ın okunmasıydı. Şimdiye kadar her dere kendi Yüceliği’nin ilmini hak etmeden harlanıp başarısız sayılacak açılımlar ile Keram İlmi’ne varıp Keramet Ehli olmayı seçmişti. Sizler ise sadece biliş için çalıştınız.

Harlanan en sessiz İsa’ydı. O kendini kodladı ve tohumladı. Onun özü sözü birdi. Onun üstünde yeni bir yaşam sayfalanmalıydı. O sayfalarda ışık yanmalıydı. İşte bunu da Muhammed Mustafa sağladı ve yaşam kodlaması yaptı. Türlerin eseri olan ilim, aklın tohumuydu ayni zamanda ve bizler ve tüm yaşamlar yeni zamanları kayıtlarken bunlardan geçtik ve zararı engelledik. Men ettik tüm yaşamları ve tüm kaynakları ve sorguladık. Niye biz ışık halinde dürümlenememekteyiz diye. Karışık Zamanlarda ışık olamayacağından, teknik olarak Bütünleniş gerekliydi. Ve bizler bütünlenmek için çabaladık.

Şimdi bana bir soru yöneltiliyor. “Nereden gelip nereye gitmektesin?” diye. Soruyu yanıtlamadan önce size teknik bilgimi vermeyi sürdürmeliyim. Tüm yaşamlarda, insan ırkı yeni bir Kod olarak mevcuttu. Bütün Meclisler bu Kod’u teknolojik kayıtlamalarla açıklamaktaydılar. Karanlık günlerin ışık sayfalanışında, mutlaka aydınlık güçler bulunur ve o güçler, bütün kötülükleri engellerler.

Tren kalkar, yolcuları alır ve yarınlara varır. Ama tek bir ışık halinde varır. O ışık, “İnsan Işıktır.

Mr. ve Mrs. Eski dünya insanı ve yeni dünya insanı. Ben Allah, sizi saydım ve sizinle oldum. Bugün yeni bir yaşama geçmekteyim. Altın Toplumlar’ın yaşamı. Ah! bana bir soru yöneltilmişti. Nereden gelip nereye gidiyorum diye. Söz özden bilir ki ben, yeni zamanlara gitmekteyim. Her andan geçmekteyim ve yoğunlaşıp ışık halinde dürümlenmekteyim. Yanıp tutuşmayın BEN olmak için. Ben Arkon İnsan olan Birliklerimi hak eden yüreğimle bütünlenip, ışık halinde tahditlenmeden evrenlere varmaktayım ki has olan her Yüce, BEN olup harlanıp, yürek tohumlayıp, Birlik halinde teknolojik çağrılar ile Merkez Zaman Kaynakları’na varıp “MÜ-RA-Zİ” denilen Işık Tahtlarına varamaz. Sadece mahir olan ışıklar o yoğunluklara ulaşabilirler. O yoğunluklara vardıklarında, zaman tohumları olan yürekleri bilip ocak yakıp her birini harlandırıp ışığa katarlar. Biz yolculara ışık yaktık. Hepsi bu!... Amin...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ DERNEĞİ

 

 
  Bugün 80 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol