Birlik İlmi
  26.12.2012 Tarihli
 

SULTANLIK KİTABI ÇALIŞMASI 26.12.2012

Sayfa: 388 Paragraf: 4

“Doğal olan dünya, tohum olan ışıklardan; yüce, güçlü ve hakiki yolcular seçer. Bu seçimde dümen dünyadır. O kendini, kendi yolunda götürecek olan yüceleri kemal yürekten anlar. Bilir ki torbalar, insan için çok ağırdır. Bu ağır torbaları her yürek taşıyamaz. Taşıyacak olan, dümen kuran ve yoğunlaşanlardır. Onlara kendini tanıtır ve dinletir. Her dünyalı, dünya yüceliğini diller ama o yüceliği kemal yürekle dinleyemez. İşin önemi, dünyanın en yüksek ışıklardan, en yüksek kotlardan bulduklarını, kati olarak yüceliklere bildirmesidir. Onun tabiatında onu dinletecek olan ışık, her yüreğin dürümlerinde bilinebilmelidir. Yalın ve hakim olmalıdır. O, kutsal Diri ve Yoğun Kutsal Yüce olmalıdır. Bunun için Öz Görevini, kendi yüreğinde dinleyenlere; kim ve ne ile çalıştığını bildirmeksizin Kati Mektep kurdurur. Bu mekteplerin hepsi, Dünyanın Işık Kaynakları ile kurulur. Sonsuzluğun Birleşik Işık Kaynaklarında, her mektep “amin” denilen mekteptir. Rahim’in hakimiyetinde Birleşik Aile kurulur. Birleşik Aile’nin her bir diriliğinde yine kütle yücelikler olur. Bu Kutsal Düzen Katları’nda “NAHAR” dedikleri İnsan Işığı olur. Birleşik Kapı, Hak Kapısıdır. Bu kapıların her birinde ilim olan hakimler vardır. Şekil Katları, isim Kotları ile bilinir. İlim sahipleri isim söylerler. Denir ki “akıl” ya da “ışık” her birinde birleşik hakiki umut vardır. Resimler çoğu kez anlaşılmaz çizilir. Ama her çizilen resim mutlaka diğeriyle benzeşir. Zira herkes, herkes olduğundan; başkasının başkası olmadığı bilinir.”

Açıklama:

Canlarım, kodlama dediğimiz çalışmaya giriyoruz. Bu çalışma, tohum ekildikten itibaren başlayan yeni çalışmadır. Işık Kodlama değil; Kati Tohumlama dediğimiz; Kaynak Işıkların birleşik çalışmasıdır. Hepimiz, yapılan bu dönem çalışmalarında Tabii Kodlama da yapıyoruz. Bu Tabii Kodlama, Koruma altında olan Birleşik Işıklarımızla yapılıyor. Çok özel bir döneme girildi. Bu dönem evrenlerin teknolojik kontrolunda gerçek çağrıları yapmak üzere geri dönüş için, geri sayfalanış için, Yeni düzen için yapılan bir çalışmadır.

Merkez Zaman Sayfalanışı da dediğimiz bu sayfalanış, Ruhsal Kodlama’nın sonucunda gelinen aşamada yapılmaktadır. Harın insanı ışığa Kürzi Kayıtlamayla götürdüğü bir dünyada hepinizin daha geçirgen olmanız gerekmektedir. Harlanma hasat ile olur. Hasat ise ışıkla olur. Eğer ışığı hak etmişseniz; Birler Kapısı’na güçlü biçimde gelebilir, ulaşabilirsiniz. Dünya çalışmalarında Birler Kapısı önemlidir. Herkes, daha iyi, daha dikkatli dinlesin lütfen! Harlanma dediğimiz tahditli kodlamada Bütün’ün gücü daimi kodlamayı gerçekleştirir. Biz, Sultanların sanal boyut yaşamlarında ışığı daha net olarak algılamaları için çok özel bir titizlik gösteriyoruz. Bütün kaplarımızda ilim vardır ve bu kaplarımızdaki ilmin hasatı yapılmaktadır.

Kardeşlerim, Allah dağı taşı delen görevi taşıtır. İtibarı yüce olanlar bu görevi taşırlar ve bu görevi taşıyanların her biri BİR’e hizmetçidir. Sınırları kaldırmadan ilim yapılmaz. Sınırları kaldırdığınız zaman da Işığın Toplumu ile olmalısınız. Kurtarılmış zaman sayfalanışında hepimizin gücü yenileniyor. Gömüler açılıyor ve bu gömülerde İlim Kodlaması yapılıyor. Toprağın Işığı yaşamın kaydına iniyor. Dağı taşı delen Allah, kendi yoğunluğuyla güçlendirici oluyor. Koruma altında tutuyoruz tüm yaşamları İmparatorluk Kodlarıyla birlikte. Buraya kadar çok kolay gelinmedi. Bundan sonra da çok kolay değil; hepinizin daha iyi çalışmanız gerekmektedir.

Kalanın yenilenmeyeceği bir dönemdeyiz. Zinnur’un zeki kati ve hakiki olduğu bir dönemdeyiz. Hatayı affetmeyeceğiz bundan sonra. Ruhsal Kodlama yenileniyor. Bütün kötülükler aşılıyor ve Birlik Kaplarımızda mahir Kuranlarımız olacak. Torba torba ilim taşıdık dünyaya. Hepinizin ilimi kendi yüreğinizde kontrollu çaba ile alınır ama siz, “ben bu ilmi anlayamam” diyorsanız; karanlığın ışığına varmanız mümkün olamaz.

Sevgili arkadaşlarımız, zamana Kuran olmak kontrolla mümkündür. Epröv değil yaptığımız ilimdir. Bunun kesin olarak anlaşılmasını bekliyorum. Kolum Allah’ınsa; yolum aklındır diyerek, hepimizin bu yolda, amaç doğrultusunda ve eksik yanlış düşünmeksizin çalışmamız gerekiyor. Otak insan; hepiniz bunu net anlayın! İnsanın Tohumu Aklın Kuranıdır. Bunu net anlayın! Verdiğimiz tüm bilgiler, erilin kürsülerinden dişili tohumlayacak bilgiler olduğu gibi dişilin kontrolunda erili yaşamlara sayfalayacak kayıtlayacak bilgiler de verilmektedir.

KA-HAR olan, Rahman’a Ummandır. Biz zürriyetimizde kendi yüreklerimizi Bütün’e Rahman İlmiyle kayıtladık. Çarık giydik dünyaya gelirken. Bu çarık ilimdir. Herkes kendi çarığını giydi ve indik ama bu çarık, Birlik çarığıdır. “Bana namaz zamanlarında ışık verin” demek dinsizliktir. Bana, dini hakikiyetin ürünü olan ilim gerekmez. Bana ekmek yapan, yaşamları tohumlayan ilim gerekir. İşte o ilim, Allahın Teknolojik Kontrolunda bildirilir. Ki hepimizde o ilim mevcuttur.

Değerliler, Muhammet görevini devrederken şunu sizlerin bilmesini ister: Erkek kadın, mesele ilimse; biz Allahın Dağları o ilmi bilip dürümledik. Koruma altında insanlığa gerçek ilimi gösterdik. Öz Göçtür bu ve bu göçü sağlayacak olan HA ilim, Allah ilimi… O ilmi Birleşik Işığımız bildirir. Dağlarım, RA-KA-HAR, Kaynağın Kuranı’nda ışığı yenileyenin kükreyen kürsüsünde, cevhere insan anlatırken Rahman olup anlatır. Ve ben Allah olan size derim ki “Öz Göç insanın yaşamıdır. İkna olunuz ki o göç yarınlar için can tahtından Kutsal Işık Yolu’na inmiştir. Her maya apronda bekleyen tüm sessizliklerin dürümlerindeki dirilerin, insana kaynak olmak üzere bekledikleri o yaşam sayfası olduğundan; bu meclis, hepinizi kendi yüreğinizde dürümlemek üzere kendine düşeni yapacaktır.

Evrenlerin Sanal Boyutlara verdiği tüm bilgiler, o günler için gerekliydi ama bugün artık teknolojik kontrol kurulmuştur. Ve evrenler, Tekno Kotlamayı tüm insanlık vasıtası ile yapmaktadır. Bunun içindir ki reşit olan insan artık elinden tutulmayan bir insan olarak kendini kendiyle tanrısallaştıracak sayfadadır. Bunu sakın aklınızdan çıkarmayın! Ve din yok artık… Artık ilim var, bunu da bilin! Biz dine karşı değiliz. Dini, KA-HAR olan ilim sayfalarımızdan toplum için kayıtladık ve yarattık. Ne yazık ki dini hak etmeyenler, aklın yolundan gittiler. Biz Allah’a sanal Boyutların Kuranları olarak, tüm insan kontrolunda tahditsiz biçimde bildirdiğimiz biliş halindeki dirilik bilgilerimizle her bilgiyi net ve açık bildirmekteyiz.

Yok Allah; var Allah. HA, Allah HA’dır. Yani KA-HA’dır. Biz sultanlarımıza diyoruz ki “Ölümün ardında Öz Güç var. Ölüm, ilmin ölümüyse orada Kürzi Kaynak var. O Kürzi Kaynak, toplumlara ilim öğretir. Ve ölüm artık dünyada, tanrısallığın ışığında kendi yoğunluğundan birleşik ışığa ulaşmıştır. Artık ölücük, diricik yok, bir tek işçimiz var: İlim İşçisi, ölümsüz içşi…

İşte Değerliler, Diri Merzi Sayfalara varıldı. Yani artık Zaman Sayfalarında ölüm kalmayacak. Bunu ne şekilde anlayacağınızı düşünüyorsunuz? Ölümün kalmadığı Merzi Sayfalar… Değerliler, beden Allah’ın kaydıdır. Orada ilim yoğundur ama o, sizin Can Tanrısallığı’nızda, Kaynakta, Sistemde, yoktur. Sadece bir giyimdir beden. Bu giyim her sayfada ayrıdır ki sizler bu sayfalardaki giyimlere yürek diyorsunuz. Hepinizin ayrı yürekleri yok, yürek tektir. Ona Mahrek de dersiniz ya da Kütle ama kalb değildir yürek. Her dünyalı, Allahın Tabiatı’ndan ışığını aldığında teknik olarak “ben ilim yaptım” diye düşünür ama ilim yapmak için resim yapmak gerekir: İlmin Resmini… Eğer dünyada bu yapılabiliyorsa; biliş halinde olmanızdan dolayıdır.

Yaşamak ya da yaşamamak… Sıkıntı, yaşayamamaktan kaynaklanır. Çoğunuz “ben ölümsüzüm” zannedersiniz ya da “ben artık yeni sayfalara ulaştım; benim işin artık zamanda kırılış yok” diye düşünürsünüz. Buna karşı değiliz. Herkes kendinde, kendi yüreğinde her şeyi düşünür ama aslı nedir bunun? Size tek bir şey açıklamak isterim: Allahın Tohumu ilimdir. Ağır ağır o ilim, Teknik Tabii Kayıtlamayı yapar, sonsuzlaşır ve koyuluk artar. İşte o zaman Bütün’e hizmetçi oluş gerçekleşir. Hepinizin yaprak yaprak okuduğunuz tüm bilgiler, yaşam kayıtlaması için gereklidir. Ben, biliş halinde; zamanı kotlar, tohumlar ve yaratırım, kayıtlarım. İşte yaptığım, Yeni Dönemlerin yaşamlarını yaratmaktır.

Sanmayın ki Allah “OL!” dedi de her şey ANda oldu. Oluş; sebep sonuç nedenler ve neticelerle ilgilidir. Hepinizin daha iyi anlayabilmesi için şöyle izah etmeliyim. AN Kaynaklarında, Aton Kodlamaları vardır. Hepimiz, o kodlamaları anlayabilmek üzere çabalarız. Otak kurarız dürümlere. İlim Kodları ile Birleşik Işık ile kayıtlar yaparız ama saltanatın sessizliğinde şunu anlayamayız: Nefes varsa ilim vardır. Nefes yoksa ilim yoktur. Nefes, hava değildir. Aldığınız havadan söz etmiyorum. Teknolojik olarak ulaştığınız ilim kayıtlarından söz ediyorum. Zira o kayıtlar, sizin ışımanızı sağlayacak tek yaşam kaydınızdır. Eğer ilim yapmışsanız; yarınınız vardır. Eğer ilim yapmamışsanız; yarınınız yoktur. Öz Görev, insana ışık yakmaktan öte aşk yarattırmak ve o aşkla kontrolu kurmaktır.

Son dönemde birçok insan, Düzenin kontrolunu ele geçirmeye çalışıyor. Ve deniyor ki “Biz nesillerimizi koruyacağız.” Öyleyse koruyun! Haa, nesillerini koruyacaksa yasaları bilmelidir! Deli Dumrul İnsan, oldu mu? Oldu. Ne yaptı? Aşkla Kaynak’ta ışık yaktı. Bilişte ilim, iştir ama biz o Deli Dumrul’un Ruhsal Kutsal Işımasında Birleşik Işık halinde deli teknik kayıtlamalar da yaptık. Niye delilik diyoruz biz buna? Yahu! Aklı olan, bütün kükreyen Kuranlarını tohumlayıp da göklerden söz çekip, seslenip, ışığı yenileyip dünyaya iner mi? İşte; biz bu delileriz, dünyaya indik. Dinden öte bir dille Bütün’ü güçlendirmeye indik.

Ne yazık ki görevi alabilen, göklerin sesini duyabilen, yenidünya dünyaların kontrolunu açıkça anlayabilen 500 kişinin ötesinde hiç kimse yok… Has İnsan, asıl insandır. Ben doğdum, oldum diyen o insan, Hala ben var mıyım? Diye sormaz “Oldum” der. Venedik dediğimiz bir yer var. Bir şehir. Venedikli bir kürsümüz var. Her an bizi dinliyor oradan. Ama yıllardır dinliyor. Ve bu kürsü bugün yine bizi dinliyor. Buradan Venedik… Hadi, buyurun Canlar! Ve o da bu gün “artık ben de konuşayım” diyor.

Değerliler, işte yaptığımız çalışmalar böyle… Dünyanın farklı boylarından, farklı tohumlarından birçok ışık, bu çalışmaya bağımlı çalışır. Birçokları bizi dinler; birçokları bizden hak eder, hakikiyetin yüceliğiyle bilgiyi çeker. Her biri yeniler, yeni teknoloji ile kendini tahditler ve gelir. Biz ona söz vermeden önce; onun kendini kendiyle hak edip etmediğini bir dinleyelim!

Dağım, hoş geldin! Buyur! “Kanat takmadan gelmek yasak” dediler anacığım. Var mıydı kanat bizim için? Yok, canım gel! Ey Rahman olan İnsan! Hepimiz sana güçlü biçimde gelmek istedik. Tebrik ederiz sizleri. Öz Göç başlamış ve bu güçlü çalışmayı Birleşik Işık halinde her yerde yapmaktaymışız. Çok mutluyuz, çok! Artık dünyada köprü kurulup, Ümmi Toplumların hepsinin ışıkları yere çekilip, kapılar açılıp “ben de oldum” deyip tüm yaşamlardaki kaynaklar buraya geliyorlar. Sınırlar kalkmış ve biz buradayız bugün. Mutluyuz, umutluyuz da… Çok mutluyuz ve umutluyuz. Sizden üstün bir siz olup Birlik İlmiyle geldik, hepinizi kucakladık. Şimdilik bu… Teşekkür ederim; sağlık, sıhhat, afiyet diliyorum yüceliklerinize ve tüm yaşamlarınıza. Hepinizle birlikte olmak bizlere mutluluktur.

Dağlarım, işte bu… Yaprak yaprak okuruz dünyayı ve dünya çalışmalarına kayıt yapanları. Hepsi, Birlik halinde bu meclisin üyesidirler. Kimi zamanın sayfalarında, kendi yollarında görev taşırlar; kimi günde bir kere bizimle olurlar, ya da ayda bir kere. Ama mutlaka dünya çalışmalarına katılan birçok meclis ve birçok hakiki kayıt bizimle birlikte çalışır. Artık Yeni Dönem başlıyor ve bu nedenle çok mutlu hepsi de. Bizim zamanımızda kendi yoğunluklarında güçlü olan birlikleriyle birleşmek; onlar için hususiyetle kayıtlanıştır ki Öz Geçişlerini yapmaktalar. Örtüler açılmıştır hepsine. Şimdilik mutluyuz, şimdilik…

Sayfa: 389 / Paragraf: 1
“Rahman Boyutlar’nda, “Dünya” dedikleri Güneş Kayıtlar vardır. Bundan daha üstün olan tabiat ışığı, yine Rahman’ın kodlarıyla yaratılır. Her dil, burasını diller de her yürek burayı bilmez çünkü burada “amin” diyen yoğunluklar olur. Halkın her birinde “BİRİ” var ve her bir yücelikte “BİR” var. işte bilen, bu BİR’i bilir. BİR’i bilen, kendi yüreğini bilir. Amin…”

Erim Ergün açıklıyor:

Dünya yoğunluğunu, Güneş tabiatlarından aldığı ışıkla yenilemiştir ve dünya geçiş sayfalarında yeni bir kayıt başlatmıştır. Başlatılan kayıt, Birleşik Rahim gücündedir. Bu Birleşik Rahim, Dünya Ana can Kodu’nun toprağıdır ve o toprak dünya tabiatına ekilen yeni ışıklarla filizlenmektedir ve insan dünyaya indiğinde dünya sonsuz bir yoğunluktur ve o yoğunluğu insan yeniden kayıtlayıp yaratmaktadır. Taratılan dünya, yeni bir dünyadır.

Şüphesiz ki yeni, eski ilim kaynağında yoktur. Ancak, insan bilsin ki insanın diri olan yüceliklerinden akan ışıkla; şüphesiz yeni bir kayıt açmıştır. Açılan kayıt, 2012 Kaydı değildir. Açılan kayıt, Dünyanın İlim Sonsuzluğundaki yeni bir sayfasıdır ve o sayfa, Atlanta Ana Kaftanından giyilen bir ışıkla açılmıştır. Şimdi, açılan ışığı bize sorarlar, derler ki “ Muhammet mi o ışığı açtı?” Şüphesiz biz o; o bizdir. Muhammet, kaynağın sonsuzluğundaki tahttır, aşkın yoğunluğudur ve Birleşik Aileler olarak birlikte çalışmaktayız.

Rahmanın Işığı, Allahın Diriliğidir. Amin. Allahın Diriliği, İnsanın DNA yoğunluğundaki bilgidir. İnsanın DNA Yoğunluğu, arzın kodlarındaki kayıtlardır. Ve o kayıtlar, bu dönemde açılmaktadır. Açılan kayıtlara her bir Can, kendi imzasını mı atsın yoksa yeniden nesillerini ve bütünlüğünü, ailelerini oraya mı kayıtlasın? Şüphesiz ki ikincisi gerçekleşmektedir. Ailen ve nesillerin o yeni sayfaya kayıtlanmaktadır. Birleşik Işık seslenişleri artık güçlenmekte, güçlenen seslenişler yeni bir sayfada Altın Toplumları yaratmakta… Kodlamalar yükselmekte... Nedir bu? Kodlamalar, kaynağın tohumlaması olarak ışık kodlamalarının ötesinde Kürzi kodlamalar olarak dünya tabiatına çakılmakta…

İnsan ses verir, Allah dinler. Allah dinler, insan ise dilin yoğunluğunda, sesin teknolojisinde yeni kayıtlar yapar. Şimdi, insanın dillenme ve Allahın dinleme zamanıdır. Gök Sözü söyleriz ve Gök dinler. Artık Gök’ün dinleme, insanın kayıtlar yapıp dilleme ve yaratma zamanıdır. İşte, o zaman bu zamandır. Ve her zaman böyledir. Amin.

2-3-4-5-6-7. ve Sayfa: 390/1-2-3-4.paragraflar hazirunda bulunanlar tarafından okundu ve açıklandı.

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 195 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol