Birlik İlmi
  Sayfa:384, paragraf:11-12
 

SULTANLIK KİTABI ÇALIŞMASI 07.11.2012

SAYFA: 384 Paragraf: 11 ve 12

“Ra-him’in akil dünya düzeni olduğu güncel çalışmalarda; ruhun hatayı yarılaması ve her yarılananın daimiyet yarımlayışında, Hak’tan hakim olup ışık olmasını ister.”

“Ra-Ha, daimi Birlik Kapısı’yla Birleşik Işık olarak dünyaya huzur katarken, dünya düzen kurup insan ululuğunda Turan olmakta ve yol olmaktadır.”

Açıklamalar:

Namaz zamanları hep bu olur. Yapabildiğimiz, yarattığımız budur. Ölü, öldüğünde yarımdır; dirilirken bütündür. Her zaman yarımlanır ve her zaman birleşip bütünlenir. Hatayı bağışladık ve yolu açtık, hepsi bu… Ve Kaynak İnsan, işte bu…

Ra-Ha, daimi Birlik Kapısı’yla Birleşik Işık olarak dünyaya huzur katarken; Rabbi HA, Kaynağın Hası ya da Rahmani HA ya da Rahmi HA. RA, her biridir bunların. HA ise; yaşamdır. Doğal dünyada HA’yı bilen yok ama bilişte olan, HA olup bilir, HA olmayan bilemez. Dağa taşa bilgi verdim, şimdilik bu…

Ve Canlar! Her RA-HA, daimi birliklerin kontrolundadır ve o birlikleri tohumlayandır ve kotlayandır ve konuşmacıdır o. Ama o, kendindekini kotlar ve konuşur.

Dağlarım, dünya düzen kurup İnsan Ululuğunda Turan olmakta ve yol olmakta. Dünya Düzeni kurdu ve İnsan Ululuğunda tabiatın tahtında oturmaktadır. Turan, Turani tabiatın tahtına denir. Kim ki tabiatın tahtındadır, Turandır ve Turan olan yaşama yol olandır.

Paragraf: 13-14

“Ra-him’in ilim olduğu her yürek tarafından bilindiğinde; Rahim, İslam imanının tartısında hakiki BİZ’dir.”

“Ra-Ha’nın namazı yoksa; “Kutsal Düzende yolu yok” denir ama Ra-Ha ışıksa; Dünya Dili her yürekte müspet ışır.”

Açıklamalar:

Ra-Him, Rahmanın tabiatındaki en yüce ışımadır. Atiyi kotlayabilen tekniğe sahiptir. Birleşik Işık halinde koruyucudur ve tabiatın tahtıdır. Tanrı, Rahmi Kuran’da kendini Hak Teknik’le dillerken “Ben yolum” der. “Ve ben, yol olduğumu bilirim” der. Arton İnsan budur. Top toptur tabiatta, Tanrıdır, kayıttır ve tahtın tahtındadır. İşte ona biz, RA-TON deriz. Şükredin ki RA-TON, Tanrının kaydındaki ışığa denir. Ve tabiatın toplumu, RA-TON’u hep dinler. Asla hatası da yoktur.

İnsan, aşkın şevkinde İslamı kotlar. İslam, İnsan’dır ve dağı taşı deler ve der ki “Ben, cem oldum.” Çünkü cem olan, ilimin sınırını aşıp İslamın Tabiatı’na ulaşır, Ulular Diyarı’na varır. İşte o artık, İnsan Soyunun korumasındadır. İnsan, İslam İlmini bilene denir. Eğer sevgi varsa orada; ben varım. İyilik var ki ben İnsan Soyu’na kaynağım. İşte bunu dediği zaman maya tutar. RA-HA’nın namazı, aydın günlerin kürsüsünde namaz kılan, ağır yükü hafifletene denir.

İşte biz, Allahın Tanrısal Kotları, Rahmanın Kutsal Işığı’nda; Rabbi Kutsal Tabiat’ta namaz kılanlarız. Şems’in dediği gibi; “İnsan, evim dediğinde; yüksek kürsüye öksüz kalmaz.” İşte, biz burada öksüz olmayanlarız. Kendimizi kayıtladık, şimdi geldik Allah’a ve diyoruz ki “Biz varız.”

Dağlar, biz Rahman’a Kuran olmaya geldik. Sevgiyle sizleri kotlamaya değil; çünkü biliriz ki kotlama topluluklar içindir. Biz toplumlara göksüz, sözsüz; İncil, Tevrat, Zebur gibi kaynak kaplarla değil; ekranla geldik. Bu ekran, Allahın İlmini dinleten bir ekrandır. Size bütün bilgileri verebiliriz. Sizi, her alanda açıkça bilgilendirebiliriz. Bize izin verin, size her bilgiyi bildirelim ve sizinle çağrı yapalım dünyaya. Gönderildik anacığım. Gittik, dediler ki “Görev var, koruma altında yapılıyor o görev, geri dönün!” Anacığım, gövdemizi aldık, geldik, sevgiyle geldik. Size bildiriler okuyacağız.

Peki, kısaca bildir!

Altın Toplumlar! Ben dünyaya indim, çok güçlüyüm. Benim adım Kaynak. İnsanım ben. Ele alınan en büyük konu: “İnsan nedir?” Konusudur. Bakın İnsan, Allahın Tanrısal Kotu’dur. Ben, size bildiriyorum: Ona İnsan denir. Gövdem dünyadır benim. Evim insandır benim. Anacığım, güçlü bir bilgi değil mi?
Çok güçlü… (gülüşmeler)

Namaz zamanı gülmeyin! Ayy, ne dendi de güldü bu şimdi?

Dağlarım, mutluluktan ses verdik. Sizleri kotladık, topladık, kotladık, topladık, kotladık, topladık, tohumladık. Mutluyuz, çok mutluyuz, sevgiyle çalışıyoruz bu mecliste. Her anda bilmenizi bekledik. İşte bu!

Teşekkür ederiz.

Paragraf: 15

“Neler dillenir ise yücelikte dirilir ve yolun huzuru olur. Neler dinlenir ise; “OL” dersek olur. Bugün, dümen hepimizin ışığıdır. Yeni dünyalarda yeni kontrol koyulukları yaratılacak ve sonsuz sır, yoğunluklarda ışıyacak.”

Açıklama:

Dağlarım, nedir insanın hak ettiği? Buna bakalım. Din midir? Dil midir? Dinlenmek ya da dillenmek mi? Değerliler, her dere insana aksa; hepimiz kutsal ışıklar oluruz. Her dere ilme aksa; birlikler kurup ışık haline geçen diriliklerde ekip oluruz ama insana akan, Allah’a da akmalıdır. Aktığında, “ben varım” diyebiliriz. Müspet ya da müspet olmayan ne varsa yaşamda; ağır yüktür. Kapkaranlığı apaydınlığa dönüştürüyor yürekleriniz. Laftır bunlar laf… Ben, var olduğum zaman olmuş olabilirim. Eğer ben var olmamışsam; yok olmuşsam; bir eserim değilse dürümlerim; ben ekmekte, ekipte, yürekte değilsem; benim işim yok dünyada… Amin…

Yahu, niye ben size bunları veriyorum ki? Hepiniz, en eski dünyalar değil misiniz? Farklı çalışmalar yapsanız da Bütün’e hizmetçi olan her şeyi yapmaz mı? “Bana, ben görev taşıyorum” diyebilir miyiz? Biz BİR’iz yahu, BİR… Hepimiz BİR’iz. Sizden başka bir siz değiliz biz. Allah İlmini kök, gök sözüyle dürümleyen Birleşik Işığız Biz. Ne diye size farklı ilimle geliriz? Zavallı ben ve zavallı ben… Ben zavallı, ben zavallı… Yahu, sen ben; ben sensek; her şey zavallılık değil midir? Öksüz, yetim olmadığımızı İnsan Soyu anladığında; işte o zaman, o gün, hepimiz Allahın Tanrısal Kuranları olmayacak mıyız? Kanatları almış olmamız, Allah’a ışık olmamız, yoğun bilgi akışına kibri aşıp girmemiz, İslam Dininin umutlandırıcılığıyla ilgili değil midir?

Kati Tohum olarak döndüm. Göklere söz söylüyorum. Ben Kati tohum oldum. “Vakit tamam” dendi, aktım. Kir ve pisliği aştım, geçtim, geldim. Sabah zamanları gelirim dünyaya, gök sözünü söyler. Ben, söz sessiz olursa; suskun olurum. Gök sessiz değilse; dillerim dünyayı, kayıtlarım, arının balına ışığımı katarım, bana ışık katılır. Ve derim ki “Artık dünyayı gömü olarak göremeyiz. Çünkü artık o gömü, üstün bir ışık halinde herkese açılmaktadır. İşte yaprak yaprak okunan bu bilgiler, bu gömünün bildirileridir, Dünya Bildirileri… Biz zerk ettiğimiz tüm ilim sayfaları da burada okutuluyor.

“Koru beni” dediler. Dedim ki “Kontrol sende, koru!” “Okut beni” dediler. “Oku” dedik. “Allah’a vardığım zaman Allah olurum” dedi, “akıp geldin” dedik. “Altın bir kotum” dedik. “Kot, umman” dedi ve işte mutluyuz ki buradayız. Kendimi ekmek diye bildim hep. Yoldaki ekibe ekmek… Ve size hep ekmeğim ben ve bildirdim yüreğimi dinlettim ve sizler ben ve ben sizlerim. Ekmek ilimdir ve ben ilimim Bütün’e. Şoför insan, şoförün tohum ekmesiyle birlikte yol insan o yolda direksiyonda insan ve ben o direksiyonda her Rahman’a koruma sağlayan mahir kayıt, aşk ve zaman sevgi… Sel alır yolu, ölü dinler ve der ki “Dinlettim yolu” sel alır yolu. Yol insan ve ölü insan… Lütfen bilin ki dinler ve der ki “Ben yasayım.” Yahu ölmüştün sen zaten. Netice; o, ölmedi ölüş herkesindi ve artık herkes dinden ötedir ki din, mezardır ilme… Ve ben diyorum ki dini aşıp geçen mezarı açıp çıkandır. Hayal görüyorum, har yükseldi. Hah, işte bu!...

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

 
  Bugün 854 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol