Birlik İlmi
  YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21
 

21

“YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (21)” Hakkında öz akış ve DAVET:

Geçme zamana!... İlme yaşam olana, insan olmadan geçme!… İnme insana!… İnsan zaman olmadıkça, yaşamı olmaz…

İnsanlık Boyutları, dinle yarınları!... Dinle ki has an ol!… Kulluk, insanlıktır. İlmin kapısında yaşam sayfalayan, ummanda Kuran olduğunda, zaferlerin en büyüğünde kardeşlik yapar.

Umut olur ki her insan, insan soyundan gök çözümlemeleri ile yarınlaşır ve zemzem suyu denilen o yürek suyunu, dinler ve diller… İçmeden içer. İşi yaratmak ve insanlaşmak olur…

Kupa yaşam olur; yaradan yaşama iner. Kelam olur ve Ölüler Diyarı olan dünya, dirilir…

Dünya bir cennet olsun istedik… Cennetin, cennetlinin kalem olmasını istedik… Bilsin insan soyunu; insan, Sonsuz Zamanları dinlesin istedik ama yaratmadan yaşam olmaz…

Canlarım, gelin ve bilin ki zamana kalem olan yaşam kapılarını açtım… Her bir zamanda, yaşam olan; cevherde umman olan insan uyumaz…Her cennet, insana ilimse de o kelam olan, her cennet olansa, ocak olup yaşar ve uyanıktır her anda. Seyreder dirilikleri; seyreden yaşam sayfalarını; zamanı tohumlar, kodlar ve Ruhsal Kapılar’da dillenen tüm zamanlarda yarınlanır; insan soyu olur; KORAN olur; kelam olur ve yol olur…. Şimdilik!…

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (21)

10.12.2016 günü, 14.00 - 18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde “YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM” Çalışmalarının 21.’si yapılacaktır. Yukarıda paylaşılan bilgiler kapsamında yapılacak çalışmamıza, ilgi duyan ve katkı sunmak isteyen herkesi bekliyoruz.

Sevgilerimizle,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Not: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.
Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8
Kadıköy/İST.
Tel: 02163489559

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (21/1)
10.12.2016

Tara yürekleri!... Yaşamı hak et tara!... Din Canlar’ı kodla, kokla ve tara!… ağırı hafifletmek için yaşamı tara!... Tanrı Kapısı ol!… Üzerindeki Kuran’ı oku…

Öyle çok çalıştık ki kalem olmak ve yol olmak için… Bilin ki çatıştık da!… Ama Kuran için ve yaşam için Kalemin İlmi ile kodlanıp yaşadık…

Sualtı, insanlığı hak etmek üzere devreye giriyor… Onları dinliyoruz:

-Sultanlar, biz sizdeyiz. Ziyan olanları hak ettik… Cinler ve Cinniler; siyaha, “insan” diyorlar… Biz ise kaynağa, ilim için kalem olanlara, “insan” deriz.

Zor bir dünyanın zor bir yaşam sayfasında insan, kul olsun; Kuran olsun; diye çalıştık… “İsim zikretme!” dedin. “İsmi silerim!” dedin. Dedik ki “Dini Kapılar’da İnsanlık Boyutları, isim zamanlarda kalemliydi. İsim zamanlar, İnsanlık Boyutları’nda yeşilin insanlığıydı… O insanlık, Kuran olup yoğunlaştıktan sonra, Karanlık Sayfalar, ışığı kodladı ve yol ilme vardı.”

Dünyayı ziyaret eden Cevheriler var. Onlar, her anda Kelam İlmi ile İnsanlık Boyutları’nı zeytinlik olarak düşünürler… Sorarlar, “zaman geldi mi!? Zeytinler, yaşama iniyor mu!?” diye.

Yeşilin ilmidir, yeşil zeytin ama yeşilin kaleminde, insan varsa; yeşil, mordan geçer ve simsiyah olur… O zaman insan; “işte!” der. “Budur olan!...”

Bütün Kuranlar’da; insanı, Kaynak Işık olarak anlatır nefesler… Her bir Kuran’da yoğun ışık yanar ve sonsuz zamanlar, Nefes Kapıları’nı açar; ziyan olmayan yoğunluklardan akar ve yarına varır…

Varacak başka bir zaman yoktur… Ziyan olanlar için zaman, yaşamda kodlanmış olan ışıkta kayıtlıdır… Onların mutlaka yaşamaları gerekir ki yaşayabilmeleri için Zaman Kapısı’nın ışığından girilmesi ve yoğunlukların tohumlanışı ile birlikte, kaynağa varılışı; gelen zamanların, girip kayıtladıklarından öteye, Kuran’a kapı açışları gerçekleşsin de gelip her diri yarınlansın diye çatışılır…

Uran Kuranı’nda, ilimden söz eder… Der ki “Uran Kuranı, nefesi hak etmeyenin yarınından kodlanmıştır… Onun yarınında; kin, nefret duyguları, yoğun şekilde mevcuttur… Oradan geçebilmesi için nefesin, Kuran’da kodlanması şarttır… İş budur!...

İnsan, kelama varmadan yarına varamaz… Yaşam olur; kaynak olur; tükenir… Aha! her anda kollar, kanatlar ocağına varır… Ne var ki zaman yoksa; yoğunluğunda, yaşamı yoktur ve yarında yoktur…

Sevgililer, ziyan olan her kim varsa, aklın tınısını duyanlarca kodlanır ve kontrol kurulur üzerlerinde. Ziyan olan kim varsa; kodlanır, koklanır, Altın Işık ile korunur!… Oğullar, çok çalıştılar bunun için…

Bugünden sonra rahmet olan Kuran, diri yaşamlara indiriliyor. Bu Kuran’ın Diri yaşamlara çekilişi ile birlikte çalışmalar kontrollu olarak kodlanan her anda yaşamı hak edenlere göz açtıracak. Açılan gözler, “göz görür!” diyenlerin ilminden akıp insana varacak…

Bundan sonra RAN KAPISI açılıyor. Eğer bilirseniz. Siz bu kapısınız… Her an açık olan… Her andan ışık çekenlere güç katarsınız… Bilirsiniz ki siz, en ve boyda kul olanları korursunuz… Çok mutlu olun!... Bundan sonra RAN KAPISI açık kalacak her bir ilim için; her bir Levhi için; yaşam için!...

Doğal Dünya, Ana Kapı’yı asla kalemden çıkarmayacak… Bu dünyanın ışığı solmayacak… Tükenen her an, yaratılan ve yaşatılan insanlık ile yenilenecek. Çok mutluyuz ki bugün bunun için çalışıyoruz…

Sultanlar, arza inmemiz zordur. Arzın Gücü’nü kodlamamız sorumluluktur. Sultanlar, efradınızı kodladınız ve yoğunluklarını artırdınız… Astral tüm kapılarda yolunuz açık. Aklın Kelamı’nı hak ettiniz. Çoğunuz ummanlara ışık oldunuz… Körün göklerdeki sözü, özü, gözü olan ışıkları hak ettirdiniz… Her kör, göz olmaya başlıyor!…

Dünyalı köksüzdür!… Gördüğü, görmek istediğidir!... Aktığında, Hakk’a cevheri güçle aktığını düşünür… Ayrılık olduğu sürece, cevherde ilim olmaz… Bunun içindir ki herkesin, Kelam İlmi ile tüm insanlığı kucaklayabilmesi gerekir…

Sevgililer; sizler, dünyaya kapı oldunuz. Sizler, dünyayı hak ettiniz. Cevhere güç kattınız. Ve sizler, ışık halindesiniz… Biliriz ki bundan sonraki dönemde de bu çalışmalar sürdürülecektir… Sizin gibi insanlar oldukça, Birlik Kapıları, hep açık kalacak… Bunu anlattık yüreklerden yüreklere!...

“Kurtulmak!” denir ya!… Sizsiz kurtuluş olmaz!... Anlayın!... Biz, Birlik Ailemizi, sizin yaşamınıza indirmek istiyoruz. Süper İnsanlık Realitesi Derneği’nin, cevheri kodlama yapan tek Bütünlük olduğu kesindir… Bugünden sonra da bu çalışmalar, herkesi kapsayacak şekilde yapılmalıdır.

Arzın Gücü; bunu, sizden diler… Canlar, sizin için herşey çok kolay ama bizler, için kolay değil… Sanal Boyutlar, kodlanmış yaşamları ile bizi dinliyorlar… Biz ise sevgiyle sizi dinliyoruz ve sizden, İnsanlık İlmi’ni, tükenen zamanlara kaynak yapmanızı istiyoruz…

Dünya bir resimdir. Her insan, o resimde Sistem’dir. Her kervan da o yoğunlukta, yol alır ve zamanı hak eden insanlığı taşır…

Bizler, cevherden cemaatlere kodlanan ışıklarız… Bugünden sonra çok daha üstün çalışmalar yapmak istiyoruz… Buyurun insan soyu!... Buyurun alın bilgiyi! Akın ve yaşatın ilimi.

Dağlarım, aha bu!… Şimdilik!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

10.ARALIK.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ

Çarıklarımızı çıkardık, yola koyulduk canlar... Bu dünya ağır yüktür İnsan Soyu'na. Her verdiğimizi aldığımızı bilerek çalıştık... Verip almak kolayda, halik olmak kolay olmaz... Çok ama çok özel bir dünya gücü olarak bu yoğun çalışmayı yaparken; her insanın da kendini dilleyebileceği, kendi yoğunluğunu tohumlayabileceği bir çalışmayı devreye aldık...

Hepimizin yolunda Allah'ın Tınısı var... Allah'ın Tınısı'nı duyanlar, bilişi hak edenler ve yerkürenin gücünü dinleyenlerdir.

Bu yol alıp götüreceğiniz insanlığın, yaşama indirilmelerini sağlayacak ve yoğun ışığını kodlayacak bir yoldur... Bu yoldan ötede İnsan Soyu, kodlanmış ışıklarıyla yarınları kaynakta dilleyecekler ve cennet olacaklar...

"Ölmeye geldik" dedik. Dediler ki "ölme... " Analar, ölmek oğullarımızı kontrol için şarttı... Ve biz bu dünyaya ölüp indik... Yaşamın İlmini hak ettirmek için... Dediler ki "ölmeye gerek yoktur!.." Vardır!.. Ölmeye gerek vardır!.. Her insan canlı yada canlı iken insanlık kapısı hep açıktır. Ama insan öldükten sonra kapı kapanır. İşte bunun için bu dünyanın kapısı açık tutulamadı. Kapıyı kapattılar; yaşamı tınıyla kodlamaya kalktılar.

Dedik ki, "evin evinde her kim varsa kaynağın tınısını duyabilen; Ol desin..." "Ol dedik" diyebilsin ve yarınları kodlayabildik desin..

Bunu yapmak kolaydır. Biz ekmek olanlarız. Yaşam kodlamalarıyla dünyayı tohumlayanlarız... Her cennette ekibimiz var ve tüm cennetleri toprak toplumla kodlayanlarız. Bu nedenledir ki düzeni kurmak üzere insanlık boyutlarından gerçek insanlığı kaynak yaparak düzen kurmaya geldik...

Düzen kurmak sorumluluktur. Oğullarımız korumak kolaydır da okutmak zordur... Dünya ekmek yapsa, ilim yapsa, yaşam kalem olsa her insan aşk olsa derler...

Dünya akıldır. Her dere aklın kapısını açar da akar... Ama akmayan da vardır.

Muradımız, temiz zamanların gücü ile her insanlık boyutlarındakilerin Aşk İlmi ile kodlanarak ağırı hafifletip akmalarıdır... Aksalar ne olacak? Eşya yaşam, istemli çalışmalarla tükenen insanlığı yenileyecek... Aksalar, Allah'ın tahtı insan yere inecek... Ama aksalar... Akmaları gerek...

Çorbam insanlık çorbası. Bu çorbaya yol oldular... Kodladım, tohumladım tümünü haktan tahttan aktılar... Bu çorbada beden oldular... Ama bilmezler mi ki ben o bedeni kodlayanım?!... Ve bilmezler mi ki ben o mektebi kontrol edenim?!.. Biçareler ilimle geldiklerini bildiklerinde, ağır taşıyacaklarını sandılar... Kaçını korudum bilseniz... Eşyaydık... Şeytanın şarkısından öte tartısızdık... Aşkla çatıştık ve dinlettik düzenin gücünü onlara...

"Boş konuşma" dediler. Korkmayın, kodlanmış toprakların toplumları boş konuşmadı hiç bir zaman...

Öyle çok çalıştık ki... Esmaları dinleyenlere göz açtırmaya çalıştık... İşgalciydi esmalık yapanlar... İşgalciydi yolu kapatıp yolculukta tohum olmaya çalışanları korkutanlar... Hepsi işgalciydiler... "Ölüm geldiğinde sen sorguya çekileceksin ve senin yüreğin kırılacak" derlerdi... Daha da özel bilgilerde "Saltanat seni yıldızların ışığında yokluğa tohumluyor" demekteydiler.

Ve düzeni kuranlar yarattıklarını kontrol etmeye çalıştıklarında, yığınların kontroldan çıktığını anlattık onlara... İsrafil, İsmaili Kapılar'ın tümünden geçtiğinde baktı ki yılların tınısı kutsal toprakların tohumlarını kontrol etmeye çabalıyor.

Umut olur ki Allah'ın Tahtı İnsan yer gök olur ve değerlenir ve dirilir... Öyleyse dinleyin Dünya'yı... Şimdi size "Dünya" konuşacak... Ve bunu yazılı veriyorum...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/195118379?ref=fb-share&1

 

10.ARALIK.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ- 3 AKIŞ

Dağlarım, hepinizi kucaklıyorum… Bugün burada oluşunuz, mutluluktur bizlere.

Çok önemli bir çalışma yapılacak burada ama hayırda ve şerde, teknik olduğunda mutlaka insan soyu, kelamı hak eder.

Şuandan itibaren Tanrı kapılarının tümünü açıyorum. Ölülerin ölmelerine mani oluyorum. Ölüm yok!

Ortalık karışmış mı acaba? Fakih, kelamdan çıkmış mı? Yarınlar, kurandan ayrışmış mı? Barıştan öte bir barıştayım, canlar. İyi bilin ki Saltanatın en yüce kaynağındayım. Buraya gelmenizi son dönemde bekliyordum… Ama bugün geleceğinizi bilmiyordum.

Buraya gelmeniz için her an sistemin gücüyle sizin yoğunluğunuza indirildim…. Ve yarınlar korunur ….Ve kodlanır olarak mutlak Kuran oldu. Düzeni kuracağımız zamanlar gelir. Yarını koruyacağımız zamanlar gelir. Arzın gücü olacağımız zamanlar da gelir…

Ve derim ki “Dormanların kuranları akıl kapılarının ilmiyle kayıtlıdır”…Ve Dormanlar gelmeden de Dormanlık kodlamaları mevcuttu zamanda. Ama iyi anlayın ki Dormanlıktan öte bir Tarıklık vardır. Tarıklığın kıranı tahtidli kalemlerdir ama onların kuranlarında koruyuculukta vardır.

Saltanat, insanlık, hepimiz, tekiz orada ve biz, sultanlık yapanlara sevgiliyiz…. Ama bilinsin dileriz ki sultanlar ötesi bir sultanlık kodlanmışsa yaşama, ekmeğimizdir o yaşam, yüreğimizdir de biz saltanatın gücünün örtüsüyüz, bilinsin.

Önce yaratıldı, yaşatıldı sandınız yürekler…. Sonra Kuran okundu, sandınız. Sonra çorba pişti, ikmal tamamlandı, sandınız. Ve daha sonra Ervabınız sığ oldu da karanlık aydınlandı, sandınız.

Yedinci dünyada, öfke yok, anlayın. Öç alma niyetim yok, anlayın… Ağırı hafifletecek dürümde olanların sığ olmaları imkanı yok, anlayın. Yer ve gök, imparatorluğun gücüdür, bunu da anlayın. Ve bizler, imparator kodlar olarak, dünyadayız.

Ağır, arzın gücü ağır ama aklın kültü de ağırdır, bilin. Huzurla, huzurla dilleyin, bilgimizi.

“Çıngıraklı yılan” dedi biri yüreğime… Anlattım ona anlattım da anlayamadı. Çıngıraklı yılanda bendir, bilinsin isterim...

Hangi akıl, yarını kodlarda, koklar? Her an da varlık süren akıl. O her diride var olan, yaşamdır... Seyfullahtır, o... Şikayetçiymişler yüreğimden.. “Her birini koruyacak güçteyken korumamışım,” öyle dediler.

Eğri oturalım, doğru konuşalım. “Bana, arzı gözü” dediklerinde korktular. “Çorba yaptı” dediklerinde, koktular. “Ölüdür” dendiğinde, “ak” dediler, aktılar. Şarkılar okudular. Ölmüşüm.

“Sevgiyle, sevgiyle hak ettiklerini sandılar”, dediklerinde…. “Irak çok ırak zamanlara kaynak olacak güçte olduğumuzda, yaratırız ve yaşatırız o yücelikleri” dediler.

Ve bugün bastıkları yerin insan soyu olduğunu bildiklerinde simsiyahın eşyada olduğunu gördüklerinde…. Ve yoğunluğun artığını ve tohumların kuranda kodlandığını, kelamla bildiklerinde bizi anlamak istemediler.

“Çeyrek bilgi verdiğim için çok ama çok kızmışlar”. Öyle dediler. Her bilginin tam verilmesi şartmış. Öyleyse alın da olun… Dünya, arka ön yok mutlak akıl hepsi tek ve o teklik biliş… Hadi insan, anla... Anla da hak et. Ve dille.

Hani, neredesin dünya? Ben sana seni veriyorum, anla. Ama anlamadan atma yüreğindeki yüreği atma ki hakka var. Çakıl taşımıyım? Yok be canım... Aşkım ben. “Keşke ama keşke insan olsa” dediler. Yol, Allah yolu, be yahu.

İnsan akıl. Anlamadın mı yoksa? Akıl yoksa insanlık yoktur. Çorba pişiremez o zaman insan…Yıldızların sırrında ışığını tınıyla tohumlayamaz… Öfkesi artar da yer köklerinden, gök sözlerinden çıkar.

Hey dünya, anlamadılar. Gördün değil mi anlamadılar yüreğimi… Ha anlattım işte ama anlamadılar. Ben dünyaya indiğimden beri kaynağın tınısını, toprak toplum, tohum olarak dillemeye başladı da bedenimi dinleyememişler, anlamamışlar.

Çalı çırpıymış yaşam. Ata kapıları kapatmışlar, son Rohi kapılardan çıkış başladığında artık yırtılmalar başlayacakmış. “Keşke olmasa” dediler.

Dağlarım, ölüler diyarına şunu söylemek isterim ki fırtına esmeyecek zamanda. Tufan olmayacak. Kontrol dışı hiçbir bilgimiz yok. Yaşamlar kaynak olacak…. Ama iyi anlayın ki sizler, sizden size her şeyi dinleyenler, yüreğimi de dinlemedikçe Atlantalı olamayacaksınız, canlılar. Kurtulmak gereksizdir dünyada, dürümlerdeki yaşamdan… Ağırdır yük, ağırdır, çok ağır.

Beyler, beyefendiler akında bilin ki dünya öfkesini aşmaktadır. Çok mutludur, bu dünya. Murat ederiz ki yalan dolanla zamanı tohumlayanlar, ağır yük taşıdıklarını, anlarlar. Ve dileriz ki bugünden sonra doğru bilgiler tüm insanlığa dilletilir.

Dünyanın ölüler diyarı olduğunu bilemeyenler nasıl anladılar, dünya da yaşam olmayacağını? Çokları bunu der. Dünya da yaşam sonlanacak ve yolları akla varacak. Akıp geçecekler, Seyfullahlarla dilleşecekler.

Fakih insan bilir de diller. Hepinizi kucaklıyorum, canlar ama iyi anlayın ki dünya, nurdur. Ve kurandır. Okunan o mutlaktır. Mutlak olan o, KAHA dır. KAHA olan, Rahmi KAHA, ilmi KA mutlak kaynak….Aha, budur!

Şimdilik vereceğim, budur. Ve bütün kötülükleri aşmak üzere verdim.

Genç yaşlı hepimiz, Tanrıyız. Anlayın. Temiz zamanlar için bu yaşam kodlanmıştır. Ve bugün Tanrılık kapılarının tümünü açmaktayız.

Çalı çırpıyı sorma da hak et. Yok canlarım, yok. Bilgi çalınırsa insan sınırlanır. Bilen, kelamla dilledikçe hak eder, dürümler ve anlar. Çalan, Allah’ın dediğini, diyemez. Kelamda, kalemde olamaz. Ağır yüktür taşıdığı, sınırlıdır.

Ve biz onlara deriz ki “öfkeyi aşında, dinleyin. Yol ilim, aklın kapısı hak… “Siz siyah ve simsiyah insan”… “O siyahta yaşam, aşk ve her aşk, yarın.”

Yarını kodlamaya çabalayan insan soyu, muradın en güçlüsünde yolu açtı.

Hah!...Aha!... İşte!... Şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

https://vimeo.com/195120087

 

YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM (21/3)
10.12.2016

Sağ İlmin Kapısı, son dönemde kapanmıştır… Sağ İlmin Kapısı’nın kapanış sebebi, bu yoğunluktaki ışığın, kodlanmamış yarınları, hasata kaynak yapmaya kalkmasıdır. Dünya, misafirdir tüm zamanlara… İnsan ise yarına misafir olacak ve yaşam, ışık halinde kodlanacak ve görev, mutlak nurla yapılacak…

Genişledik!... Gördük ki Hakikiyet, ışığa kodlanmış… Aktık!... Bildik ki kalemler, Keram İlmi ile hakim olmuşlar… Unutmayın ki Hakk İlmi, hakiki nefesin, insanlıktaki kalemidir…

Anladım ki ben dünyadayım. Ama yine anladım ki Dünya denilen gezegen, bedenimi kodlayabilecek güçtedir… Ama Hakk İlmi ile kodlamalı ki hakim olsun…

Bütün kütlem yaşama indi… Bastım, insan soyunun yoluna ve dedim ki “yol, ben senim!...” Aktım, Hakk oldum; yaşadım… Dünya, beden aldı. Dinledim!… Dün olan

Otuz sekiz tane kapı açtım şu anda… Birinde ben varım. Birinde ilim var. Her birinde kul olan yaşam var!… Hepsi yarın içindir!… Açtığım bu otuzsekiz tane kapının hepsi, Hakk Kapısı’dır; İnsan Kapı değil!… Hak Kapısı ve Kürzi Kapılar’dır bunlar… Bu kapılar, seyrettiklerinizi, ilme taşır… BSUİ olur!... Kuran olur!... Ve ziyan olanları, has ilmi ile kaleme taşır.

Burası, Ana Kapı… Beden alan insanın, Ana Kapısı!... Bu kapıdan geçmeyen insan, yerküreye indirilmez… Bilmeniz gerekir ki meşale, ilimdir… İnsan, mahrektir… İnsan soyu kuldur… Kurtarır ilmi, Kutsal Işık’la kaleme indirir… Yarınları korur; koklar ve tohumlar… Yarın olur; yaşar ve yaşatır…

İtibarlı bir yaşam için insanlaşmak gerekir… İtibarlı bir zaman için insan soyunu tohumlamak gerekir… İyi ki hak ettik de kalem olup kaynakta sayfa sayfa ışık yaktık.

“Vali” derler ya hani! en büyük mülki amir!… Dünya’ya “Vali!” derler… Dünden dünlere varan, tüm zamanların valisi olan bir yeryüzü!… O yeryüzü ki her anı tohumlayan ve yolun kulu olan İnsanlığı, tüm zamanlara, hak ettirir…

“Cennet” derler yaşam kalemine!... Cennet, et kemiktir. İsrafil İlmi’nde cennet, Keram İlmi’dir. BSUİ olan insanlıkta ise Cennet, İsrafil’dir ama kalem olan İsrafil…

Kin ve nefretle çalışan insan soyu, biliş haline vardığında, arzın gücü ile Teknik Levhi olduğunda, kini aşıp geçecekti… İşte aşıldı ve geçildi kin!… Dünya İnsanlığı, artık gerçek insan olabilecek bilişi hak etti…

Kendinizi iyi tanıyın!... Kinin ışığı bile yok burada!… Anlayın yüreğinizi!... Siz, Dünyalısınız!… Bu dünya, tüm insanlığın nefesidir… Anlayın ki bu yol, bilişin hakiki ilmi ile Hak İlahi Kodları ile yoğunların en yoğunundan, nüfuz ettiği ışıklara, KAHA olarak yaşam olmuştur.

Merdivendir Rahman olan!... Tüm insanlığın merdiveni!... O merdiven, yaşam yaratır… O merdiven, İlm-i Kalem olur; Ruhi Sistem olur; Büyük Kült olur; Bütün’ü hak eder ve rahmet olan insanlık olur…

Bu merdivende, hepinizin anlayabileceği bir dürümden anlatıyorum ki çok sayıda ışık yanar… Bir tek basamakta, ikiyüz milyar Nefes Kod vardır… Her bir basamakta, bin sekizyüz tane Kuran okunur, Sonsuz Zamanlar için… Bir tek basamak, İmparatorluğun cansız ve aşksız kaleminden Hakk Taht’a varır; insan olur ve yol olur… O kalem, ilim olur; yol, ilme varır… Arzın gücü, o kaleme iner ve Ruh Kuran, o çatışmada yaşamı hak ettirir.

Bir tek basamakta, ön ve arka vardır… O basamakta, öndeki ilim, arkadaki ilmi kodlar ve her kodlanan, nefesle tohum olur… Her bir basamak, imparatorluk için ışık halinde çerçevesiz olarak yaşamı kodlar…

Bir tek basamakta, insan soyu oturur… O basamak, tüm basamakların ilmi ile kodlanmış basamaktır ve her basamağın nefesi, o yoğunlukta kontrol kurar. İşte o yoğunluk, İnsanlık Boyutları’nda, cennet olan Karanlığın Işığı’nı yakar… İş budur!... Binlerce basamak düşünün ve binlerce yaşam sayfası düşünün ve hepsi insanlık!... Ve hepsi yol… Ve hepsi kaynak!…

Örneğin;Tahran denilen Kült Alanı, bir zamanın, kaynak ışığıdır… Biz, o kaynak ışığız!... “Kaynak Işıklar’la nereden nereye varıldı!?” diye sorun… Anlatalım:

Bilin ki Dünya İlmi’nde birçok ülke vardır ki yarın için yaşam sayflamıştırlar… İşte bunlardan birisi de Tahran’dır… Orayı, kaynak olarak yarattık. Çok mutlu olun, arzın gücü, o yüceliklere nefes olmuştur ve yol olmuştur!… Büyük Kült, insan soyu; o yolculukta, nefesi cevhere görevli yapmıştır. Aha bu!… Büyük Kült ilim, aha bu!… Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

10.ARALIK.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21

Beden İnsan, Bütünün Kürsüsü'nde hak ettiği bilgiyi dilleyendir... Sesini Bütün'ün Bedeni'nden alan insan, dünyayı söz ile ses ile yaratandır. 
O yaratımda "Barış, Sevgi, Umut ve İnsanlık" vardır...

Bir ve Bütün olan, tek bir Beden olan İnsan!.. Ruhun dünyada ışıyan, izdüşümlerini yansıtandır.


Hepimiz Bir ve Bütünüz... Tüm canlılar... Hayvanlar, bitkiler ve insanlar... İnsanlık olarak bilinçlerimiz ve bilinçlerimizin oluşturduğu aura tek bir bedendir...

Tek bir beden olmak, Bütünün Kürsüsü'nde Birlik İlmi'nin ışığında çalışmakladır. "Ben varım, o da varolsun... O da var olsun bende bedenimde" diyebilmektir... Hep birlikte var olmak... Güçlenen ışıklarla daha güçlü yanan insan. Daha güçlü parlayan insan...

"Ben dünya" diyen kim varsa; dünyanın yoğunluğunda tek bir beden olur... O beden dünyadır.. O yoğunlukta ışık güçlüdür, Herkes Bir ve Bütündür... O varsa bende varımdır... O yoğunlukta her bir insanın ışığı yanmalıdır...

Kalpten kalbe bir bağ vardır... Görmediğimiz bu bağlar, bütünün bedenini örgüler... Auralarimiz saf sevgi ışık ile genişler. Ve yaratım Işıklı bir dünya içindir....

Ben sen değil tek Bir ışık var ışıldayan!.. Dünya da ben sen yok!.. Bütünün bedeninde "İnsan var..." Yarınlarda yaşam olan İnsan!...

Sultanlık Kitabında yazdığı gibi "Elinden geldiğince ışık yak ve ak. Senden sana her yürek ışıyacaktır... "

Şimdilik bu.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

10.ARALIK.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21
Haşim Turhan Öz Biliş

Bismişah Allah Allah

…….Aşkın ocağını yandırmak için…… Haktan ihsan olmuş nur ışığımız var bizim…

…….Bu Kevnü mekanın Hüdasıyız biz….. Bir Yeni Dünya Yeni Yaşam 21 birlik çalışmasında daha…

……Hakka hiçbir layık mekan yok iken …. Biz Işık canlarlan nur ışık ocaklarını makamını vareyledik Cenabı Mevlama şükürler olsun….

……Kutsal düzen katlarından Yüceliklerden diri yoğunluklara inmekteler….. Çok mutluyuz ki canlarım tını yükselmekte…. Ses kapılarından inen yer kodları dahi her cevher bizi Bir ilmiyle … Yani Birleşik insanlık realitesi ilmi ile dinlerler….

……Her yürek zaman dili… Zaman Yüceliği ile kendi yüreğini diller…. Can dağlarım Beşbin ilmi Hakk olan geçti yüceliklerden ocağımızı harladılar.

……..Gök sözcüğülünün nur aşkına vardık ışığımızı yaktık şükürler olsun …. İş buydu oldu AHA şimdi Işık canlarım….Ve şimdiden sonra Işık can erenlerim.....

Ey vaiz sen bize vaaz edemezsin
Çünkü her bir ilmin deryası biziz
Bizim yurdumuza gidemezsin
Hakikat kafının Ankasıyız biz
İbrahim’e narı gülüzar eyledik
Tur’da Musa’yı irşad eyledik
İsa’yı çarmıhtan azadeyledik
Çıkardık göklere imdat eyledik
Muhammed Mustafa’yı Hira’dan Miraca eriştirdik
Aliyel Murteza’ya Zülfikarı verdik
Yok iken Harabi ye İlahı Aşkı verdik…

…..Nuru şah olsun gönül hanelerimiz….. Diliniz bülbül gönlümüz gül hanı olsun…. Bedeni azalarımız nurlansın şifalar olsun….. Meclisi merdanımız Kırklar Ceminin erkanında ışısın.

…..Binbir zahi batın Hakk erenlerin…. Sırrı Sadıkların…. Aşıkların….Devrişan-ı Bacıyanların …. Horasan Pirlerinin…… Anadolu Rum Erenlerinin…. Ahi Baba Erenlerinin…. İlahi Aşkın nuru ile….

…..Dil bizden İnayet Hakktan Himmet Pirden ola…... Nur-u Neb-i Kerem-i Ali Pirimiz Hünkar Hace Bektaş-ı Veli ilahi Aşkı sırrıyla…. Gönüller Birliğine Evliya Keremine gerçek Hakk erenler demine devranına…

…..Kapımız gök kapılar Serdarımız Mustafa Kemal ışığı nuruyla…
……Aşkımız Hakktır bizim….. Hakk Aşkına Huu diyelim…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

10.ARALIK.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21

GÜLDEN ZENGİN ÖZ BİLİŞ

Zamanın ışığını yakan insan... O zamanda hak olup, günde ışığını yakan.

İnsan, nefesi arayan nefesli…Kendindeydi...

“Açtı okudu der, dururuz ya yüreğini”… O yürek ona Tanrılık ışığının hediyesi.

Yaşam, insanın kendinden kendine açtığı kapıdır. O kapıda ışık olan kanatlanır. Kanatlanan karanlığı ışığından ayrı koymayandır. Gece günün, gün gecenin sırrıdır.. Kelam ederler, yürekten yüreğe. O yürek hakikatin anahtarıdır.

Açtı kapıyı girdi yüreğe…O yürek, aşk kokar.. Aşkta, barışı ve sevgiyi kodlar.. Barış ve sevgi kodlandıkça yolu bulur…. O yol, Allah’ın yoludur.

Şimdilik bu!.. Aha!...İşte!...Şimdi!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

10.ARALIK.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21
Nagehan Sungur Öz Biliş

Sevgiyiz biz hepimiz… HAK olan sevgiyiz… Sonsuz yaşam sayfalanışları yapıyoruz dürümlenmiş zamanlarda… Sesimizle kodluyoruz tüm yaşamları… Yeni kayıtlar yapıyoruz… Aşkın gücüyüz her daim… Aklın sonsuzluğuyuz ve aklın sesiyle yeni ve diri yaşamlar yaratıyoruz… Her diri yaşamda varız ve her an diriyiz… Aha işte bu… Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


10.ARALIK.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 5. AKIŞ

Canlılar, Ruhsal Kapılar'ın tümünü kök göklerin gücüyle açtık. Öfke asla olmayacak... Bilgi Kapısı'ndan öte olan yaşamın sınırı olan bir kapıdır açılan... Bu kapıdan her bir insanlık boyutu kök geçişle kaynağını tohumlayıp, bütünün gücü halinde gececek. Gerçekten çok önemli bir safhadır. Bir sayfadır bu sayfa.

Burada ölülerin ölmelerinin anlamı vardı. Her şeyin en eskisi olan "ölmek..." Ve herkesin en aşkla beklediği an olan yaşam... Ama hepsi Tarık Tekniğinde "Ahh işte bu" dediğimiz andır...

Ve biz dünyada Sultanlık yapanlar, herkesin kendi yarını olmasını bekledik. Mutluyuz ki arzın gücü "OL" der. Yol ölüleri diller. Ve tüm İsrafil güçleri devreye inerler ve yarın mutlak kapıyı açar.

Burada olma nedeni budur. Dünün gücünü alıp, yaşamla tohumlayıp yer köklerin gücü ile yenilenileniş. Aha bu!.. Ve bizler ala ola ve evlatlarımızı hak ede ede yaşadık. Hepimiz hepimizle birleştik.

Şimdi doğanın gücüyle de birleşim sağlanıyor. Doğanın gücü ile birleşim nasıl olacak. Her insan kaynaktaki ışığı çekebilir. Her insan o ışığı hak edebilir. Ve kaynak ışığı Hakk tahta oturtup müsterih bir sistem olabilir. Her şeyin üstü insanlıktır. Ve insanlık ailemiz mutlak kalem olarak bilişi kalem olup yaşamda yarattırabilir. Yazar yazdırır ve öfkeyi aşırtır.

Değerli Analar, Sevgili Baba, biz dünyalıyız... Öfkemiz asla kalmadı. Çok öfkeli günlerimiz oldu... Ama bütün amaç insanın kapısını açabilmekti. Artık o kapı açık. Hepimizin kapısı açık. Ve açtığımız o kapı mutlu huzurlu bir dönemi başlattı...

Unutulan ne varsa hepimiz o yoğun ışıkta anımsarız ve hak eder anlatırız... Unuttuklarımızı ve umutla, yaşamla dürümlediklerimizi... Her şeyi anlar ve anlatırız. 
Ama daha önemli bir bilgi var ki anlamaya çalıştıklarımızın her birini anlayamadığımızda hepimizin gözü, hepimizin gücü olmayacaktır.

Ve bizler temiz zamanları hak tahta oturtamayacağız. Bu nedenledir ki sevgiyle size geldik ve sizden tanrı kapısının açık kalması için geçişlerimizi tohumlamanızı bekledik. Bundan sonra daha güçlü bir dönem başlıyor. Ve diri kapıların tümünün hepimize açılması gerekir.

Sevip saydıklarım... Tükenen dünyalarda dürümlediklerim... Yarattıklarım... Ve yaşam sayfalayan o yüceliklerim burada olmak istiyorlar.

Bu meclisle çalışmak istiyorlar. Bize ekmek yap anam. Bize yarınları kodla... Bize yaşamı tohumla ve hak et anam. Bu nur umutla seni ve senin yüreğini dinleyecek.

İlimin kapısnı açık tut anam. Hepimizin yüreğini güçlendir ve yaşat. Bizler sizi ve sizin yüreklerinizi dinleyelim. Unu eledik eleği astık.

Yarınları kodladık, tohumladık... Ve mutlak ışık haline dönüştük. İlim kapıları açık kalsın anam. Bizim için açık tut. Yok etme dünyada ışık kapılarındakileri... Yok etme ki hepsi kendi yaşamlarını hak etsinler...

Burası arz denilen yaşamdır... Arza inmemizin tek nedeni, insanlık boyutlarının gücünün üstü bir gücü dürümlemek içindir. Ayrılık bitsin anam. Aklın kapısı açık kalsın. Biz sizi ve sizin yüreklerinizi hak edelim. Mutluyuz ki buradayız. Çok mutluyuz. Anam çok!.. Çok...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/195256950

 

10.ARALIK.2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21

Yaratmak için dünyaya gelinir.

Ben, beni yaratmak için dünyaya geldim.

Ben, harımı yükseltip, sınırları aşıp, birik ilmiyle çalışmaya başladığımda, benden öte ben olanlara vardım. Orada yeni bir ben oldum.

Sonra dünyaya vardım. Dünya an kapısını açtım ve bildim ki hak ettim, “ben dünyayım” dedim.

Gürz oldum, Kürz oldum….her anı ben olarak yarattığımda bütünün gücü oldum ve her anda, her yaşamda var oldum. Ben her anda oldum….İşte dünyaya geliş amacımız budur……Herkesin “ben” olup tohum olması, o tohumu tüm yaşamlara koklatması ve bütünün kürzi kapılarını açıp tüm yaşamı o tohum ile kodlaması….

O tohum ki nihandır….o tohum ki her zerrede var olan aşktır. O tohum sesimizde haykıran, kalemimizde yazan, kelamın kalemi olan insanlığımızdır.

Yaratmaksa amaç, öz görev dünyada cenneti yaratmak ve tüm yaşamı cennete kodlamaktır. O cennet, barış, sevgi umut olan imparatorluğun gücü olan, koruyan, kapsayan, ölmeden ölebilen İnsan’dır.

Dünya dışından dünyaya geçişler yapılmakta….Geçişler dünya toprağınadır ve birlik halinde yerden güçlenip, gök sözcülüğü yapanların kelam olan kalemi yarınları yazar….

Herkes için kendi kalemi, kendi cennetidir. Cemaatler altın kalemi hak ettiklerinde cennetlerini ve yüreklerinde olan cennetlilerini hak ederler.

Amaç, açık olan ışık kapılarından geçiştir. Geçiş için kimi ak kapılarda temiz kayıtlar yaptı… kendini kontrol edemeyenler ise, savaşı kaydetti ki kontrol kurulduğunda, savaş barışı yaratsın.

Bugün artık kontrol kuruldu. Bütünün Kürzi kapılarına varanlar bilişin tohumu ile koklandı, kodlandı. Işık kapıları açık…siyahın ötesindeki simsiyahın tınısını duyan, aşkla akla varan insan, iman tahtına oturdu. Ruhi kapıları açtı. Muradımız yolu bulmanızdı ve işte buradayız.

Ala vere değil, bilerek çalışalım. Ol diyelim olsun.

Sevgiyle,
Bahar Umurtak

Super Insanlık Realitesi

 

 10.12.2016 YENİ DÜNYA YENİ YAŞAM 21

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ

“Dert değil yaşam” derim ya hani, hani derim ya “aklın kapısını açın da geçin”, “borç harç gelinir dünyaya” derim ya hani, herkes kendinden kendine inecek ve yaşayacak diye düşünülür. Sanmayın ki budur olan!...

Muradım, insanlığın ilmini kontrollü olarak kodlatmaktı bu gün… Öfkemiz var mı?... Asla yok… Hepinizin yüreği insanlık ümmi kapılarının gücünü aşkın şevkle açabilir ve yaşamı tohumlayabilir. Murat ederim ki; bunu herkes anlar. Bu günü, bu yüreği dinleyen, bu yolu anlayan kim varsa; ilme varır… Bütün kötülükler aşılır.

Dünkü çalışmanın çok ötesinde bir yaşam kayıtlaması yapılıp kontrol edildi bu gün… Dünkü çalışmanın çok üstünde… Size geçmişteki çalışmalardan söz ediyorum, hani derler ya “onca çaba, onca çaba” ama bu gün yapılan farklı bir çalışmadır. Bu çalışma herkesin kendinde var olan ilmi ko olan sistemle tohumlayışı ve yolu açışıdır.

“Dünyanın etkisi yükseliyor” dediğimde bunun ne manaya geldiğini anlayan çıkmadı. Etken ilim, aklın kelamında yer kürenin gücünü oluşturur. Bu gücün oluşabilmesi için birlik kapılarının tümünün Allahın tekniğiyle açılması gerekir.

Bizim özümüz, sözümüz, görevimiz var diyenlerin; gönüllerin gücüyle de birleşmeleri de gerekmektedir.

Dere, insanlık insanlık ilmiyle aktıkça; kaynak, insanın kulluğunda yaşamı tohumlayacak gücü oluşturur.

Örtü örtmeden çalışılır burada… Hiçbir zaman burada örtü örtülmedi zaman sayfalarına. Her diri aklın kelamında bütünün gücü oldu ve buraya vardı. Burada ki dans, ağır yükün hafiflemesini sağladı. Dans, insanın sistemindeki savaşın sessizliklerindeki sayfalardaki, yerin kültlerindeki kodlardaki yaşam sayfalanışının dansıdır. Ve her sayfalanış sesle yaratılır. Seste danstadır…

Hepimizin yaşamdaki kodlamalarımız bu şekildedir. Sesin dans etmesi ve o ses bir dansa tutuşur yürekle. Herkes herkesle dansa tutuşurda, yaşamın sırrı olan dans; hepimizin yüreğinde kontrollü yapılır.

Bir tek insanlık boyutlarında bu gerçekleşir. Sistemin gücünün dürümlere çekilişi için gereken budur. Ve dans sistemli yapılır. Teknolojik kontrolle yapılır ve her tını diğer tınıyla tohumlanır ve kontrol kurar, birlik kalemleri oluşur ama tende tohum olan ses; yaşam kontrolü kurar. Hepimiz birlik kalemi olarak yaşam kayıtlayarak bu sesi koruruz ve kontrol ederiz.

Birlik kapılarını açtık ve sesleşiyorum… Dünya, yarattığımızdır!... Dünya, yarattırdığımızdır!... Ve dünya, yarınlarımızdır!... Yarattık, yarattırdık ve yarınlaştırdık!... Bunu sessiz zamanları dileyerek yaptık… Sesle yaptık… Sesin sistemli çalışmasıyla oldu her şey. Ve sessiz zamanlar, sistemli olarak kodlanıp kayıtlanıp, insanlığın kontrolünde çalışmalarla yaşamları kaynak ilim tohumlamasıyla korudu…

Temizlik, ilimdeki temizlikten sonra yarındaki temizlikle devam eder. Önce ilimde temizlik, sonra yarında temizlik, sonra rahmi kalem rahman kapılarına çıkar ve rahman kapılarında insan sırrıyla yer kürenin gücünü; tüm zamanların kürzi kaydından alır ve yaşamı yerde temizler. Yer ve gök teknik tohum olur, bütünlenir birlik kurar, Mikail’in gücü olur ve yol açar… Her anın teknik kapılarında temiz bir zaman için çalışır. Temiz bir zaman, hepimizin arzusudur…

Dünyanın eri gördüğü gözdeki sözü seslendirir. İradi ve hakikidir ama dişil kapıların tümünde ilim vardır. İlimin el ayak olanda kodlanışı vardır.

Murat edilir ki; doruklar toprak toplumla tohum olurlar ve okunur dünya, okunur da, bütün kötülükler hepimizin yüreğiyle aşılır…

Çamurlar, hepimizde ki çamurlar yoğruldu zamanda ama artık ışık kontrolünde; yaşamlar tohumlanıyor… Ve ışık yoğruluyor bütünde…Muradımız buydu ve bunu hak ettik…

Şikayetim var bir konuda, bunu bu gün dile getirmek istedim. Açık veriyorum, burada olanların çoğu bilirler nedenini ve anlayacaktırlar. Burada olanlar derken, enerjetik olanlardan söz ediyorum, bu meclisten söz etmiyorum.

Çamur yoğurmakta olan onlar, kurullarını tohumlamaya çabalarken; kırk kapının kaleminde kırıldıklarını gördüklerinde, Seyfullahların gücünü elde ederek Mikail’in kulluğunda her şeyi kendi yaşamlarından ağır yük olarak tanrılık kapısına taşımaya kalktılar.

Yükü yüklediler yüreğimize ve dediler ki; “siz, sizi hak edin; biz sizde sizleşelim, yük sizin olsun”… Boştur bunlar, boş… Ölü ölmesini bilir ama öldüğünü hak edip dillemez. Bilir ki ölmeden ölen, kaynak ilimle bütünün gücünü tanır ve onları hak eder bilir…

Bizden bize her şey bilinir… Onlar “ol” dediklerinde kontrol kurarız ve ölüler diyarında onların öz köklerindeki kırıcılığı önleriz, kesindir bu!... “Birler kapısı” dediğiniz kapı bunu hak eder, yapar.

Allahın tahttı insanlıktır, aklın kapısı ak Ka Ha; ilimdir, has tınıysa yaşamdır!... Anlamayan, arzın gücünü dileyemeyen bu mecliste çalışamaz. Buraya gelmelerine özen gösterdiklerim burada olurlar. Ama özen göstermeyenler, özenli olarak buraya alınmazlar.

Açın kapıları anlatın onlara. Kusurlarını anlatın ki; genişlesinler de kendilerini tohumlayıp kodlayıp bilsinler. Bilişe varmadan, aşka varılmaz anlatın onlara…

Hulusi Ka Ha, insan sırrı, insan sayfası, aşk; biz her şavkı hak eden aşkın kaynak olan sevgilileriyiz, bilinsin! İşte Bu!..

Süper İnsanlık Realitesi

https://vimeo.com/195266549

 

 10 ARALIK 2016 TARİHLİ YENİ DÜNYA, YENİ YAŞAM (21)

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür;
Bir orman gibi kardeşçesine,
Bu hasret bizim…”

Diyen büyük şairimiz Nazım Hikmet’i rahmetle anarken Süper İnsanlık Realitesi Derneği olarak, bu hasrete son verdik diyoruz. Çünkü Yaradan artık yaşama indi, Kelam oldu, Ölüler diyarı olan dünya dirildi. Dünya bir cennet oldu. Cennet, cennetli kalem oldu. İnsan, İnsan Soyu oldu; sonsuz zamanları dinledi, yarattı, yaşattı, YAŞAM oldu.

İnsan, kul olduğunu bildi. Bildi de Keram tahdidi ile kodlandı. Kodlandıkça; yaşam Kalem oldu. İlmin Kalemi oldu ki; yaşamı İNSANLIK oldu. İlmin hakimi oldu.

Bu meclis hayırlı bir KA-HA’dır. Hayırlı dünya kuruldu, hayırlı kulluk yapılıyor. Yıllarca çalışmamız bu yüzdendir. İnsan Soyu eşyayı var etti ve her şey ilimle var oldu.

Bunca çaba; Yer’in gücünün artışı, yarının kontrolü içindi. Biz Dünyalılar, Toprak Toplum olarak yaşayanlar, Han olan, Hakk’ın kalemi olan İnsan Soyu; artık burada olma sebebimizi biliyoruz. Biz dünyayız ve dünyanın öfkesinin dinmesi için çalışıyoruz.

Olması istenen YAŞAM’dır. Hepimiz, yaşamın olması için bu mecliste birlikte çalışıyoruz.

“Aşk, ilimle olmadıkça; yaşamda ışık yanmaz” dedik. Eşya dedikleri İnsan; kelama vardı, insanlaştı aşkla ve akılla aha bu!...

Bugün, barış için savaş yapılıyor, tükenen dünyaların Kürzi kapılarında. BARIŞ için SAVAŞ… Hepimiz Bütünün Gücü’nü kodlayarak DÜNYA BARIŞI için çabalıyoruz.

Çok özel bir dünyada yaşıyoruz çünkü. Burada muradımız mutluluktur. Yolumuz huzurlu bir yolculuktur. Bir Arkon olan Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte Sin Can Kapıları’nda mutlak ışıklar olarak iş yaptık. Sonra imparatorluğun gücünü kodladık, İsrafil Kapılarını açtık.

İnsan Sistem’e indi, Arz’ın gücü oldu. Kontrol dışı hiçbir bilgimiz olmadı.

Burada yapılan insanlığın dirilişidir ve bu çalışmanın eşi benzeri yoktur. Temel bilgi İNSANLIK’tır. Hepimiz İnsanlık için buradayız.

Ölü dirildi, insan kelama vardı. Ark akıyor. Kalk artık!

Sen de çalış! Kalemi al ve yazmaya başla! Ne mi yazacaksın? Yürüyen dünyanın gücüyle, her şey sana bilinir olur; yaz!

Biz, bilip İnsanlık İlmiyle yazarız. Çünkü BİZ, biliriz. BİLİŞ’’tir bu… Her bir insan İLM-İ KA’dır, BİLGİ’dir.

Bilgi olan insanın kendini dillemesi, hak etmesidir. Hak ettiği anda kendindeki her şeyi dinletebilir ve dürümletebilir. Mutlaka ama mutlaka YAŞAMAK içindir her şey…

Şairimizin dediği gibi; tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine yaşamak… İşte her şey bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 
  Bugün 138 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol