Birlik İlmi
  İMPARATORLUĞUN İLMİ - 23.Kasım.2019
 

 

23.KASIM.2019 TARİHLİ İMPARATORLUĞUN İLMİ (2)

 

DAVET

Dostlarım, Her Cumartesi olduğu gibi 23.11.2019 tarihinde 14.00-18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde; yaşamın sessizliğini dillemek, dinlemek üzere öz bilişimizi aktive ederek gerçekleştireceğimiz öz çözümlemeler kapsamında çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Özellikle kendi öz sessizliğini dinleyebilen, dilleyebilen ve yaşamı çözümleme yetisine sahip olup çözümleme gayreti içinde olan tüm dostlarımızı aramızda bulmaktan ve bilmekten mutluluk duyacağımızın bilinmesini isteriz.

İlgi duyan ve öz bilişi ile sürece katkı sunmak isteyen herkesi bekliyoruz. Buyrun bilelim, bulalım ve yeni program veya programları birlikte açalım…

Saygılarımla,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Av. Nezire SELÇUK

 

23.KASIM.2019 TARİHLİ İMPARATORLUĞUN İLMİ (2)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Devinimi artırabilmek kolay değil canlarım. Doğanın gücüyle bunu yoğunlaştırıp dillerken, herkes kelam etmeye çabalar.

Hasatımız her bir dirilikte meknuz olan insanlıkladır. Hakkımız olanı, hak ilmiyle dillemekteyiz.

Hamur yoğurarak bütüne hizmetçilik yapmadık; insanlık ilmiyle yaptık ama hasat ilimle olmadı, dirilikle oldu. “Öyleyse, dirilelim ve dillenelim.” dedik.

Yeni dünya görevini kodlarken muradımız şuydu; her şeyin gücünü artırmak. Ve Türkiye topraklarını toplumların kulluklarıyla kayıtlamak…

Türkiye’de Rahman olanın kelamı kodlanmıştı. Bu kelamı Mikail’in kervanına kodlayan insanlık, mükafatımız olan bilişiyle kervana kalem olmuştu. Çok özel bir dürümdü dün ve yüreğe inenlerin tümünde gürzi sahalar vardı.

Teminat istendi insansılardan. İnsansılar diriliği artırabilmek için, imparatorluğun kelama inmesi için ve yoğunluğu kodlamak için Bir’e hizmetçilik yapmaya niyetlendiler ama kendilerinin kontrol kuramayacağını bilerek, bu kontrolun kalemimizle kurulmasını dilediler ve bizden bu konuda teminat istediler.

Başka bir doğanın başka bir kurul kayıtlamalarının imparatorluk diriliğinde koruyuculuğu olmayacağı da kesindi.

Yalın ve hakim olan insana dönüp baktığımız zaman, o insanın yoğun ışığının kodları kayıtlardan ayırmaya çabaladığını da gördük.

Sayın Bayanlar, Sayın Baylar, ruhsal insan tohum ekebilir mi, yarınları kodlayabilir mi diye sorgu sual ettik bizler.

Dünyada rahman olanın kelamı vardı ve bunlar olacaktı ama bugün bu olmuş olabilir miydi?

Kardeşlerim, “Dert mi insan?” dedik hep. Muhammet kapısından ötedeki dert, insanlığın kervanıydı. Ve o kervana kaynak olmamız şarttı.

Denir ya “Allah, ilmi hak edeni kodlar.” “Peki; aklın kalemi varsa, Allah kelama vardığında mı kodlar, hakkın kapısını bulduğunda mı kodlar?” diye sordular. Allah; tahtında kelam, hak ettiğinde de dildir.

Ama bunu bilebilmek herkes için sorumluluktur. Yaradan ve yarattığında yaşamı kodlayan her insan, nefes alıp nefes vermeyi öğrenmelidir.

Ulular Diyarı olan bu dünyada, Kurandan Öte Bir Kuran olan insanlığın, hakkı olanı hak edip elde etmesi de gereklidir.

Yer kapılarını açtık ve dünya diriliğinde kelamı kontrol altında tutarak savaşımız, barışımız diye bildiğimiz o yoğunluğu kontrol ederek bütüne hizmet ettik.

Kaynakta hiç kimse yoktu ve biz kaynaktık. Ama Yaradan’ın yaşamında da yoktuk. Bütün mesele ağır yükün hafifleyebilmesi için devinimin artmasıydı.

Devinimi artırmak kolaydı ama yaşamları kodlayıp devinimi artırmalıydık. Aksi taktirde devinim, mutlak kurulların kodlarında oluşan yeşeren o yaşamlarda kontrol dışı kayıtlamalara da yol açabilirdi.

Bütün amacımız dünya planetindeki bu yoğunluğu hak teknikle kontrol etmekti. Vakit geldi ve dedik ki “Oğullarım; Düzen’i kurun, yolu kodlayın ve muktedir olun. Vakit geldi ve dedik “Sanal boyutların kontrolunda kayda girin ve yaşayın. Yeni dönemde bütüne hizmetçilik yaptın.” Ve dedik ki “Alıp götüreceğiniz kim varsa, aklın kalemi yapın ve alıp götürün.” Ve yine dedik ki “Orta kapıların tümünü açın ve bütüne hizmetçilik olsun her yaptığınız.” Ve dedik ki “Ardın önün yoksa, ak sırda has olan insan ol. Ol ama yol ol. Kontrol kur. Çok mutlu ol.” Ve yine dedik ki “Elleriniz insanlık ilmiyken yaşamlarınız kelam olsun.”

Vakit geldi canlılar. Ayrı gayrı bitti. Hepimiz dünyadayız. Ve bütüne hizmetçiyiz. Ayrı gayrı bitti.

Rabbi kapıların tümünde Muhammi Kapılar kodlamışken, koruyucu kalemle mutlak kurullara kaynak olduk.

Yer kürenin gücünü artırdık ve tabuları yıktık. Yemin etmiştik, doğanın gücünü kodlayacaktık. Yemin etmiştik, muktedir olacaktık. Yemin etmiştik, hakkın sırrı olan dilde dirilecektik. Yemin etmiştik, kalem olup kaynak olacaktık.

Umutlarımız kaybetmedik, hep çalıştık. Yerin ilmini dilledik. Bütüne hizmetçilik yaptık. Huzurlu bir dünya için bugün buradayız.

Haşrı ka olan, ha olan insana şunu söylemek isteriz ki yerdeki geçiş ağır yükün hafifleyebileceği bir yücelikledir.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/E0Q7PzOWpYY

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

23.KASIM.2019 TARİHLİ İMPARATORLUĞUN İLMİ (2)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

DOSTLARA SESLEŞME

Allah ile sükün bulmak, huzur bulmak, İlm-i Hak olmaktır yolumuz. Hangi konuda olursa olsun; Hakk'ın rızasına uygun bir hayat çizgisidir amacımız. Kul şükrederse Hakk'ın eli onun anarlar. Şükür; nimeti vereni tanımak, O'nun yetiştiriciliğini ikrar etmektir. Bilge kişiler Allah'a dua yerine Allah'a şükretmeyi tavsiye ederler.

Şükür etmek; tığla bereketi örmek, çoğaltmak gibidir. Örgü örerken desenler motifler yapmaktır örgüyle bereketi desenliyorsunuz, tohumlar kayıtlıyorsunuz. Tohumlayarak çoğaltıyorsunuz; dedi bana meleğim. Sizinle bu bilgiyi paylaşmakta bir tohumlama, bir çoğalmadır. Hep beraber tohumlayalım ve hep beraber çoğaltalım.Karanlığın aydınlığı tohumladığı gibi olsun. Olsun..Amin!

Geçmişten geleceğe , gelecekten geçmişe..İnsandır kalem olan, insandır kelam olan.. İnsandır kerim olan..İnsandır Kuran olan, bu böyle anlatılır ve tekrar edilir, hep!

Canın, candan cana varışı.. Canlanıp, canlanan her şeyde CAN KAYNAK oluşu. Cennetin cematini cennet kulu oluşu; Candan dolayıdır hep!.. Aha bu!..

Rahmin, Rahman'a ışık ışık ile indiği bir dünyada Rahim, her yüreğin ışığında BİZ'dir. Rahmin yoğunluklara Kutsal Dil ile inişinde ve kotlarını yoğun ışığa katışında yeni bir safahat gerçekleşir. Şimdi artık sonsuz sınırsız " BİZ" olanın Allah'a kendi dili oluşu safhası gerçekleşir.

Rabb'ın tabiatında Rahim hakikiyeti vardır. RAB, Rahmin tabiatında huzur olursa; Sultanlık ışık yakar; Bilgeler Divanı nurlanır, nur saçar.

Ve derim ki " Hey zaman"!Allah'ın Tahtı olan insanlık; işte bu nurdadır. Hey diriler!Aklın Kalemi olan İnsanlık Kapıları; halik-i Hakk'ta taht olur. Ve bizler hepimiz yerkürenin gücü oluruz.

Ben eşrefül mahlukat; Hakk Halifesi; Yüce Allah'a vekil olurum. "Ben, Enel Hakk'ım" derim. "Hani Hallac-ı Mansur nerede" derim,Sorarım?

Vardır derunundan içre, senin senden ayrı "SEN" ol, senden ayrı "SEN" kim ola? Bu bir ayrılık mı? Yoksa bir Birlik midir?

Ve aslında "Ayrılık" ne ve "Birlik" nedir? Senlikte yoktur, benlikte bizde; zerrat-ı abız bir denizde.

Zira biz "Bezm-i Ezelde içmişiz meyinün cü'asın, şol cür adan kim ta ebed ser-mest-ü mahmur olmuşuz.

Yani Vahdet, birlik şarabının bir yudumunu Bezm-i Elest'te (ruhların yaratılıp, Hazret-i Allah'ın "Elestü Birabbiküm, "Ben sizin Rabb'iniz değil miyim diye sorduğu anda içmişiz, içmişiz a canlar.)

İşte o yudumla ta ebediyete kadar sarhoş ve mahmur olmuşuz.

Ne derlerse desinler, biz sarhoş ve mahmurlarız.

Hancı sarhoş, yolcu sarhoş, hepimiz sarhoş. Ah ne hoş, ne güzel hoşluk!

Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İMPARATORLUĞUN İLMİ (2/1)

23.11.2019

Karşımıza gelen “BİR TEK KELAM”dır. KELAM olan KALEM olup geldiğinde, biz onu “KÖK GEÇİŞLER”le dilledik. “SİYAH”tık. Sınırlar çizdik yarınlara… Kurullar ile kodlandık ve TOPRAK olduk. Şükrettik ki burada, bu yoğunlukta; dürümler, KÖK GEÇİŞLER yapıyorlar.

Orada, bir İLİM var. Kibri olanlar, o ilmi dillemezler. İLMİN KAPISI’nı bulanlar, o kibirli kirli kalemi kontrol ederler.

Perdelidir yaşamlar. Her bir “DİL”, KELAM İLMİ ile kodlanırken; her “DİRİ”, kervan olurken; her perde, piraye olan “CEVHER-İ KERVAN”da dillenir… DÜZEN, insandır ve insan, “KALEM” olup “YOL” olur.

Umut, mutlaka gerekir. Dünya Planeti için mutlaka umuda ihtiyacımız var. Dünyanın Işığı olan her insan; mutlaka ummanlara umutla ulaşır. Unuttuklarını hatırlar ve son sözünü söyler…

Hem Dünya için, hem de diri olan tüm planetler için, IŞIK KAPILARI kodlandı. Tek bir “Kaynak Dünya” var diye düşünülür. Özellikle bilmenizi isteriz ki Dünya Planetinin kontrol kurucu “KAYNAK SAHALAR”ı, çok küçük dürümlerde, her planette mevcuttur. Bu sahalar, her planete, kodlar halinde ekilmiştir. Her planet, kendi “LEVHİ KAPI”sında, DÜNYA İLMİ’ni kodlayacak ve çözümlemelerle “KALEM”e varacaktır.

SÜPER İNSANLIK KULLUĞU, teknik olarak kayıtlara inmektedir. Bu kulluk ile tek bir cennet kurulacak. O cennet, “KELAM OLAN İNSAN” olacak. O cennette, kemal olan kervan olacak. Unutmayın ki herkes, “KALEM”dir; herkes, “KELAM”dır; herkes “IŞIK”tır… Iraklara ve kontrol kuran kaynaklara ulaşanlar olacaktır. Bunların mutlaka anlaşılması gerekir.

Arzu ederiz ki Türkiye Çalışmaları, “Terk-i Yaşam Sahaları”nı da kodlar ve kontrol kurar. “Biliş hali”ne varılır ve BİLGİ KALEMİ kontrol kurarak, KAYNAK IŞIK ile dirilir.

Erdiğiniz her yer, “BSUİ”dir. Erdiğiniz her yer “IŞIK”tır. Bulup hak ettikleriniz; Halik olup yolu bulduklarında; Din Kapıları, has kelamla, kodları dirilikten çıkaracak ve kervan, insana YOL olacak… O YOL, İmparatorluğun insansılara KELAM olduğu yol olacak.

İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

23.KASIM.2019 TARİHLİ "İMPARATORLUĞUN İLMİ (2)"

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ - 2.BÖLÜM

Görevi kontrollü olarak kodlayabilenler, murat ettikleri her ilmi hak edip, alabilirler. Et kemik olan insan, hasat olabilir ve hak kapıda, mutlak kurullarda, kaynak olabilir.

Erkek, kadın, hepimiz, dinin kelamından ötedeyiz. Din; Allah'ın tahtında olur ama şarkısında yoktur. Din; hakk'ın kaynağında olur ama hat sırdır. O hat, dilden öte dilde dirilir ve hattın ötesine geçildiği zaman hayra hak olunulunur.

Boşa konuşmadım. Hep dillendim ki dünya planetinde dirilik artsın, yarınlar kodlansın ve mutlak kurullar, kaynağa varsın diye.

Halkın hakkı olan insanlık, has olan dilde ve has olan dürümde vardır. Hakkınız olan yaşamları hak edin, elde edin, canlılar.

Hakkınız olan yaşamları, hak olup elde edin ki har yükseldiği zaman kendi yolunuzu bulun, yaşamınızı ka ha yapın, halikiyetinizi, hakikiyetinizi dilleyin ve doğanın gücünü bütüne hizmetçilikle, Mikail Kayıtlamalarıyla, katiyetle, hakikiyetle dinletin.

Hatta "Din" dediğiniz, o yaşamları da anlatın. Deyin ki "dinde ilim yoksada insanda ilim olduğu sürece dini, ilimle dilleyebilir"...Ya da deyin ki "Allah tahtında kervan olan insan, hak sırrı dillediği zaman hata yaptırmaz... Şarkısında ağır yük hafifler ve dürümlerinde dillenen insan, Mesih olan o yoğunlukla, muktedir olur.

Muradımız; dünyadır. Başka bir muradımız var mı? Var. Tüm planetler ama bugün bu dünyada kontrol dışı hiç bir şarkının okunmamasıdır, dileğimiz.

Eğer dünya planeti koruyucu kalemiyle mutlak kurulları kontrol edebilir de her anı hak eder, hak olur dilleyebilirse evrenlerin sistemleşmesi de kolaylaşır...Eğer evrenler ekmek ilmini anlarlarsa etkin ve hakim olan dil, her birinde düzeni kurar...Bunu herkesin iyi anlaması gerekir.

"Alo Si Ka Ha" diyor, yaşam... "Alo Si Ka Ha"... Dedim ya "Allah'ın tek bir ilmi vardır". "İnsandır, o ilim".. Onun ötesinde hiç bir ilmi yoktur, Allah'ın....Allah'ın tahtı kervan. O kervanı hak olarak hakim olarak dilleyen, imparatorluğun ilmi ve biz o ilmi, bütünün ilmi haline dönüştürdük.

Çabamız, bütüne hizmet içindir. Çabamız, hak teknikle kontrol içindir. Çabamız, halik olup, hakk'a varmak ve hakim olmak içindir. Emek sarf ederek dünya planetlerini kodlarken, herkesin kendini dinlemesi ve kendiyle bütüne hizmetçilik yapmasıdır, iman ilmindeki dileğimiz.

Basıncın artması devam edecek. Hepimiz o basınçla, bütünün kübra kelamında kodlamalar yapacağız.

Atonların kapısından ötede bir kapımız oldu. O kapıya, kalemleri kodlayacağız. Şafak söktükten sonra dünya planetinin görevi başlayacaktı. İşte şafak sökmektedir.. Ve dünya planeti geçişini tamamlamaktadır.

Devinim arttıktan sonra kar kayıtları baş kapılardan geçecek. O kar kayıtları, kardeşlerimizin dürümlerinde, diriliklerinde dilleşenlerle, tabuları yıkacak.

Sonsuz sırdır insan ama bu insanı, Allah'ın tınısı diye bilin. Bu insanı, hakk'ın kapısını diye bilin. Bu insanı hak teknikte bütüne hizmetçi diye bilin. Ama insanı anlayın, anlayın, anlayın...İnsan; nurdur, ruhtur ve kurulların türevlerini tohumlayan, kürzi siyahlıktır.

Onlar, Ran Kapılarından geçebilenler, Ran Kebesinden, kapıları kodlayıp, tohumları kontrol edebilenler ve Rahmana karanlık, aydınlık olup, kök görevle, kök geçişle varabilenlerdir.

"Din" dediğinizde, ilimdir.Ama insanlık ilmi değildir. O farklı bir ilimdir. Dini bilen, dili bilir ama insanı bilen, ilmi bilir. Onun ilmi mutlak olan ilimdir...İnsan olur ama oldurur da olur. Bunların artık bilinmesi gerekir...Olduran, olduğunda mutlak olan her an "ol" der ve olur.

Merkez kapılar vardır, canlarım. O kapıların her birinde şafağımız vardır. O merkez kapıları bilenleriniz, Bir'e Hizmetçilik yapanlarınızdırlar.

Uzun çok uzun bir sırdır, yaşamın ilmi. Bunu anlatmak için hiç bir zaman sahası yeterli değildir.

Ben size her şeyi dipten sona kadar anlatabilirim ama o dibe, insan olan inemez. İndiğinde kendini dillediğinde, halik olduğunda, mutlak olduğunda, kodladığında, rüştünü kanıtladığında diriliklerde o zaman o, bu bilgileri anlayabilir.

Eğer sevgili, Allah tahtındakiler derlerse ki "ben, o dibin, dibiyim.".. "Onlara, ben sormam, geçişin var mı diye?".. "Elini al, yolunu bul, insana var" derim. Ama ölüyse, örtülü ise yolu kodlanmamışsa, şavkında kalemi yoksa cennetten kovulmuşsa, ölüler diyarına, onu kontrollü olarak kayıt ederim ki kardeşim kalemini bulsun, hakkını alsın, yolu hak etsin ve düzene varsın diye.

Kurandan öte bir kurandır insan ama kendini anladığı zaman hasatını yapmış olur.

Çamur yoğuranda, çamurluk vardır. Yaşamı kodlayanda, insanlık vardır. Ulular diyarına varanda, kurullar vardır. "Ol "diyebilende, oluşlar vardır. Ama oluşları hak etmek, hak olmakla ve hasat yapmakladır.

https://youtu.be/HF-1ktJRjrI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İMPARATORLUĞUN İLMİ (2/2)

23.11.2019

(HAKK KATLARI VE İNSANLIĞIN BU KATLARDAKİ YOLCULUĞU:)

Dağlarım, doğal dünyanın ışığında GÜÇ KAPILARI vardır. Bu kapılara ulaşanlar, kendi LEVHİ KAPILAR’ını açık bırakırlar. GÜÇ KAPILARI’nın her biri, bir “DİRİ”dir; bir, “YİRMİLİ KÜLT”tür ve “YİRMİLİ KAYNAK IŞIK”tır…

Yirmili derken ne demek istedim!?

Her insan, kodlarını kontrol altına alarak; HAKK KAPILAR’dan. KÖK GEÇİŞLER yapar… GÜRZİ SİSTEM, 20 kapıdan oluşur. Her bir kapıda, IŞIK KAYITLARI vardır. IŞIK SAHALARI bu kayıtlarladır. Bu kayıtları, Halik kılıp HAKK İLMİ ile HAKK olup dilleyebildiğiniz zaman, o kapıdan geçişinize imkan verilir.

Kaleminiz, İLİM ise kapılarınız, kervan olur size ve sizi, sizden size götürür. Her bir katta, sizi sınayanlar olur. Sınar yarınlar sizi… Sınar yaşamlar sizi… Ve sizin, sizi hak etmeniz ile birlikte, o yaşam sahasına girişinize imkan verilir.

Girersiniz o sahaya. Sizi kodlayanlar; sizi, kontrol etmeye çabaladıklarında; siz, sizi Halik kılarak; o yoğunluğu, hologramdan aşıp dinletebilirseniz; cevheriniz, orada görevinizi size kodlar.

O görev ile o “CEVHER-İ KAYD”a, insanlığı katarsınız ve insanlık; sizi, “BSUİ İLMİ” ile kontrol eder.

İşte! HAKK olarak orada bulunursunuz. Bu bir kattır. Her katta, bu tür biliş kayıtlamaları yaparsınız. Size görevler verilir o görevleri halikiyetinizle kodlarsınız. Sonsuz sınırsız ışık sahalarıdır bu sahalar ve dürümlerinizde, kervanınız, IŞIK KODLAMALARI ile koyu yoğunlukta yol alır.

Savaşınız, kendi yüreğinizledir. Kendinizledir… Kendinizi hak ettiğiniz sürece, yalın Halik olarak; yolunuz, SÜPER SAHALAR’’a kadar kodlanır ve sürer…

İşte “HAKK KATLARI” dediğimiz katlar, bunlardır. Gürzün en üst sahası 20. Kattır. Bu kata ulaşanlar, “BİLİŞ HALİ”ndedirler. “BİLİŞ HALİ”nde olmaları; yoğun ışık altında bulunmalarıdır. Bu yoğun ışık, kodlanmış yaşamlara kaynak olan sahadır ki bu sahaya bizler “NÜSA” dedik.

NÜSA, SİSTEM KODLAMALARI ile kontrol kurar. Bu yoğunlukta, tüm ZAMAN SAHALARI’nı kayda alanlar, IŞIK KAPILARI’nda bu yaşama, SİSTEM olarak inerler. Her birimiz, “BİZ” olup bu younlukta bulunuruz ve bu yoğunlukta yaşamın şafkını kodlarız.

“YAŞAMIN ŞAFKI” derken; bu şafk, YAŞAMIN İLMİ’dir ki bu ilim ile kodlanmış olan; “KO SAHASI” olarak ifade ettiğimiz, koyu IŞIK KAYITLARI gerçekleştiririz. Her bir IŞIK KAYDI, “BİLGİ KAPISI” olarak dillediğimiz; kontrol kurduğumuz, cevhere güç katar.

Cevhere güç katarken, her bir “KO SAHASI” bir SİSTEM olarak kod halinde kervan kayıtlamalarına dahil olur. İşte o kervan kayıtlamaları; dürümlerde dinleşen “CEVHERİLER”i, kaynaktan “KALEM”e çeker.

“KALEM”e çekilen CEVHERİLER, kodlar halinda kontrol kurarak yaşam kayıtlamaları yaparlar. Bu yaşam kayıtlamaları toprağa tohum olarak iner. İşte yarınlar için kodlanmış olan YAŞAM SAHALARI, bu şekilde oluşur.

Her insan, bu yoğunlukta değildir. Bu yoğunluğa varmak için “HAKK TEKNİK”i iyi bilmek gerekir… Halik olmak gerekir… Hasat yapmak gerekir… Kontrol kurmak; RUH olmak; “SON SÖZ”de “GÖZ olmak gerekir…

Hep dinden söz edilir. Din, “KELAM”da yoktur… Din “HALİK”te yoktur… Din, tahditli olanda olur. Tahdit, Halikte “KELAM”ı kırar. Bu nedenle, her insanın “TEK BİR KELAM” olması ve “RUH” olması mutlaka gerekir.

Işığınızı hak edin!... Yarınınızı hak edin!... KELAM olun!... RUH olun!... Mucizeleri hak edin ve yaşayın!... Sizlerden beklediğmiz budur.

Mucizedir insan. O insan mutlaka bilinir; BİRLİK TEKNİĞİ’nde dillenir ve dürümlenir. Olgun sahalar kodlar, o yoğun ışık ve korur tek tek tüm zamanları.

Alıp ilmi yaşama kodlayanlar; insanı alıp diriliklere kodladıklarında; iyi anlayacaklar ki muktedir olan insan; KÜRZİ SİYAHLIKta “MUTLAK”tır.

Huzurla kalın!.... Huzurlu kalın!... Hepiniz ışığımızdasınız ve bizim ilmimizi, “BİZ” olup dillediniz. İşinizi hak edip başardınız. İşinizi hak edip hologram olan o yaşamlardan aşıp gerçekten yaptınız. Sizleri kucaklıyoruz…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

23.11.2019 Tarihli İMPARATORLUĞUN İLMİ(2)

Baktığın yere göre değişir gördüğün

Niyetine göre şekillenir yaşamın.

Ön yargılardan sıyrılıp, tabularından kurtulup bakarsan dünyaya;

İnsanın ettiği sözde, eylemde, davranışta kusur aramazsan;

“Taş, toprak benim; bitki hayvan benim, ateş ben, su benim”

Dediğinde genişler yüreğin.

Genişledikçe sevgi dolar, muhabbet dolar

O yürek, Barışın kaynağı olur, umutlar yeşerir o yürekte.

Sevgi alır sevgi verirsin, herkes sevsin diye;

Yol olur yol verirsin, herkes dirilsin diye

SES olur SES verirsin, yaşam sonsuzlaşsın diye.

Verdiğin ses, Allah’ın sesi

Yaşamlara uzattığın el, Allah’ın eli

AN’da, aşağıların aşağısından yukarılara bak ama

“360 derecelik çemberin neresi aşağı, neresi yukarı?” demeden bak!

Yürümen gereken yolları gör!

Açman gereken kapıları gör!

Şimdi yukarıdan bak!

Durup dinlenmeden BÜTÜN’e hizmet için çalışanları gör!

Allah’ın dediğini duyup; Aklın Kalemi olup

Hakk’ın kapısını bulanları gör!

De ki; “Ben küçücük planette, büyük yaşayanım.”

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

 

 
  Bugün 77 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol