Birlik İlmi
  ALLAH'IN TAHTI - 5.Ekim.2019
 

ALLAH’IN TAHTI

DAVET

Dostlarım, Her Cumartesi olduğu gibi bir kez daha 05.10.2019 tarihinde 14.00-18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu tarihte, yeni bir program açılmadığı taktirde Açılan son program olan “KODLANMIŞLIĞIN VE TOHUMLANMIŞLIĞIN İLMİ” Çalışmasının 2. si yapılacaktır.

İlgi duyan, katılmak ve katkı sunmak isteyen herkesi bekliyoruz.

Saygılarımla,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH’IN TAHTI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yaşamın kalemiyiz. Bütüne hizmetçiyiz ve bizler mutluyuz, çünkü buradayız.

Hastalığımız yoktur. Çorba pişirdik ve bu çorbaya kelam olduk. Mutluyuz çünkü robotik timlerin kürzi sahaları bizim için kontrol dışı değil artık.

Her şey kendi yoğunluklarıyla kodlanır ki bizler o yoğunluklara kalemiz.

Eski dünyaların kök geçişlerini de yapıyoruz bugün. Bu doğum, Allah tohumuyla oluyor. Muktediriz ve hakikiyiz. Kaynağın tınısını duyup, kontrol kurabiliyoruz.

Hepimiz hakikiyetin tahditsizliğinde ilimle, kelamla mutlak kurulları kaydediyoruz.

Bugüne kadar bunca çaba teknik tahditlerin kaldırması içindi. Ve artık teknik tahditlerin her biri kaldırılıyor.

Kusur arayanlar ruhsuz olanlardırlar. Eğer ruhunuz varsa, ilimle bilin ve halik olun. Şükre hakk olun; şükredin, hasat olun çünkü ruh Allah’ın tahtında kervan olur. Bugünkü konu Allah’ın Tahtıdır canlar. Bunu size şimdi veriyorum.

Bizim için sorumluluktur ilim. Allah’ın tahtında olmaksa insanlıkla mümkündür.

Hepimiz doğanın güçleriyiz burada. Hepimiz kontrol kurarak bütüne hizmetçilik yapıyoruz.

Küskünlüğümüz asla yoktur. Herşeyden öteye, her şeyle kaynak olabiliyoruz.

Sura üfüren insanlıktır ve suru kodlayan dirilik, insansılığı kontrol edebilen insansı olmayanlardır.

Masalara görevlileri aldık ve bilgi kayıtlamaları yapıyoruz şu anda. Bugün, burada bir masamız var. Herkes bu masanın kendi masası olduğunu biliyor. Ve buraya gelenlerin bir çoğu kelamla halikiyetle geliyorlar.

Netice olarak dünya planetinde göç kaydı yapacak olan çok sayıda masa kurduk. Birçokları doğanın gücünü anlayabildiler. Birçokları doğanın yolunu bulabildiler. Birçokları hakkın kapısına varabildiler ve çokları da Ran kapısını aşıp geçemediler.

Bilinsin dileriz ki Allah’ın eli hepimizin ilmiyledir. Ama aklın kapısını bulmayana Allah’ın eli, kelamsızlıktır.

Bu şafak aklın şafağıdır canlar. Hasat yaparken herkesle yapıyoruz hasatı… Hakkın kapısını gelemeyenleri hak teknikle kodluyoruz ve buraya çekiyoruz.

Büsbütün bir yaşam kalemi oluyoruz. Büsbütün bir has taht kuruyoruz ve bu tahta şavkı koyuyoruz. O şavk, Allah’ın şavkı oluyor.

Hologramdan aşabilenler halka halka genişleyerek hasat yaptıkları cemaatlere cevher oluyorlar.

Her deli Allah’ın delisi değildir canlar. Benim adım insandır. “Deliyim.” derim. Neden bilir misiniz? Süper insanlık realitesi diriliğine insansılığı kodlayacak olan kim varsa, kelam olup gelebiliyor. Aksi halde burada olamıyor. Kelam olan ise anlaşılamıyor. Kimse o nurun kurullarında olan o kalemi anlayamaz. Ama anlasa, halka halka geçişkenleşir, genişler ve kontrol kurar.

Bütün kapıları açtık canlarım! Soy, sop tüm isra kalemleri burada bugün.

Temel bilgi şudur ki halka halka genişleyen ve hakkın kapısına varanların Türkiye çorbasında kült olma imkanları olacak.

Bugün bir çorba yapıyoruz yine… Biz bu çorbaya şafak olup, kelam olup varıyoruz ki oradaki şarkımız şavkımızla kodlanıyor.

Kurulların çoğu bugün buradalar. Mukaddimedeki insanın ilmi de burada.

Hepimizin geçişleri buradan yapılacak ama gerçek insan, mutlak kurulları kayda aldığında kelam olacak ve kendiyle kodlanacak.

Karanlık, Allah’ın tahtında kelamı kodlayanın insansılığı insanlığa koyu ışık halinde kaydettiği bir şarkıdır. O şarkıya evimizin gücünü kattık. Heceledik her anı heceledik… Ama hecelerimiz herkesin kelamını kervana katmaya yeter mi bilmem…

Hepimizin gerçeği şu ki herkes kendini, dilini, dinini, insansılığını tohumlarken, mutlak kurullar bugün burada hakkın kalemi olacaklar ve her anı kodlayacaklar.

Kaçmak, ya da kaçırılmak ya da hasatı kontrolsüz bırakmak, vasiye kelam ettirmek, vesayeti kodlatmak, hologram ötesindeki hakkı kayda almak… Netice şu; kim neyse onu hak edecek ve onu yapacak. Biz hakkın kapısında kod kod olarak, motomot bilişle tohum olacağız.

Uzakların en uzağı, her anda kodlayıcı olacak ve yaşamların ilminde her dilde dilleşecek. Ocaktır o. Onunla olmak mutlakiyetle oğulları kodlamaktır ki herkes o yoğunlukta hırsını aşacak ve yaşamı hak edip dinleyecek.

İyi anlayın ki dinlediğiniz, hak ettiğinizdir. Eğer dinleyebiliyorsanız hakk tahtın tekniğiyle dinliyorsunuz. Mutlakiyetin kelamında da hakikiyet var ve hakikiyet hak ediliştir.

İmparatorluğun görevini yapıyoruz burada… Uzakların en uzağındaki şafağız bizler. Ve dünya planetine geliş sebebimiz, hasrın insandaki kelamını kontroldür.

Eğer dünyada öz görevimiz varsa imparatorluğun kelamından kodlanışından doğan bir şavktır o.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/l-WDYjugaOA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH'IN TAHTI (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ - 2.BÖLÜM

Bütün kötülükleri aşıp geçiriyoruz, canlar. Dert mi insan, bize? Asla değil. Biz insansılığı, insanlaştırmaya çabalayanlara, insansıdır, dert olan.

İnsan kendini dinler, kendini hak eder, hakikiyetini halik kılar ve kontrolünü kurar. O kübradır. Kendini dilleyebilendir ve dipdiridir, O. O'nun sonsuzluğunda şarkımız vardır.

Hazırlıkları tamamlayarak dünya planetini İsra Kalemine taşıdığımız gün, bizim için bütüne hizmetçiliğin başlangıcıdır.

Havunyayız, biz. Her anda varız. Herkesiz biz ama havunya olmak, arzın kalemi olmaktan, çok farklıdır. ..Havunya olmak; hakk'ın kalemi olmaktan da farklıdır. Hakk'ın sırrını dillemektir, havunya olmak. Hakk'ın kaynağına varmaktır, havunya olmak. Hologram ötesindeki şavkı dilletmektir ve dünya planetinin görevini kodlattırmaktır.

Farkı anlayınız. Kendinizi açıkça dilleyiniz. Düzeni kurduğunuzu biliniz. Soyunuzun görevinide anlayınız. Düzeni kuracağınız o yüce insansılıktan insanlığa kaynak olduğunuz o şafak, bütünün şarkısıdır.

Oraya vardığınız zaman Dünyanın Adı; İnsanın İlmi olacak. Bugün "dünya" diyoruz, bu planete. Ama yakın sahalarda artık dünya, insanın kelamı, insanın levhisi, insanın ilmine dönüşecek.

Büyük bir dünyadır yaşamı kodlayan. O düzeni kuran insanın gücüdür. Eğer bu dünya yaşamı halik kılamasa türevler tohumlanamaz ve bütüne hizmet kodlanmışlarla yapılmaz. Bu olmadığında şafak olmaz. Bu olmadığında rahmi kalemde mutluluk olmaz. Bu olmadığında hakk'ın kapısını bulan olamaz. Öz görev taşınamaz.

Dünyanın eli, Allah'ın ilmidir. Eğer bir ilim varsa Allah'ın ilmidir, O. Allah kervandır. Hakk'ın kalemidir, şafaktır ama Ata'nın Atasıdır, O. Eti kemiği var mı? Vardır. Ağır yükü hafifleten kimse O; Allah'tır.Adını zikretmek mi gerek? İnsandır,O.. İşte insan budur, canlar.

Hanginiz insan oldunuzsa O'sunuz. Hanginiz ilmin kalemini halik kıldınızsa O'nun yoğunluğuyla yaptınız. Her biriniz, O'nun ruhusunuz. Ocağındasınız ama O'sunuz. Ayrılık yok ki. Neysen O da odur.

Özün sözüdür, O.. Kültün kalemidir, O. Hakk'ın kapısıdır, O. Ve bedenlidir, O.. Hem dünyada her anda vardır, O. Çorbadır,O. "Yaptığınız her anda has olan şavktır" diyerek, köre göz açtırdık, biz.

Bir'e Hizmettir yaptığımız. Israrla bildiririz ki olanın olduğu anda kontrol kuran, O'ndan kurar. O'ndan kurar ki O kodlar, O koklar, O tohumlar her anı ve yasaları koyar. Yasayı kuyulardan çıkarandır, O. Her andaki o kuyular, O'nun ruhuyla kayıtlanan şafağın sahralarındaki şarkıların kuyularıdırlar.

Bilirsiniz, dünya planeti kelamda, kırıcılarla doludur. Hepsi o kuyunun diplerindeki kırılışları kodladılar ama gün geldi kök gerçeklik kodlandı ve artık kuyulardan çıkışlar başladı.

"Allah'ın adı ilim" dedik. "Aklın kalemi, helal kelam" dedik. "Yolu kodlayana, şavk" dedik. Hepsi akılla oldu. Ve bütün kötülükler aşıldı.

Han; Allah'ın her bir ilminde var olan, diriliktir. Biz o diriliğe vardığımız anda mutlakiyetin kulluğuyla kodlamalara başladık.

Hangi yarın daha güçlüdür diye sordular? "İslam kapısındaki yarın" dedik.. İslam'ı din saydılar, "insandır" dedik. Aklın tahtını kelam saydılar, "halikiyettir" dedik. Hasatı kodlanmışlık saydılar, "tohumlanıştır" dedik.

Deve kalktı, canlar...O deveye her bir diriliği kodlattırdık. Hasatı yaptık, canlar. Türkiye Çalışmalarında hasat yaptık. Yaptığımız hasat, bir tek insanın değil, tüm canlıların hasatıydı.

Temiz bir doğa ve temiz bir şavktır ilmin kapısında olan. İşte o temizliği yapıyoryuz, planette. Dünya planetinin geçişini yaptık. Bütüne Hizmetidir, yapılan. Hem dünya için hemde Bir'i Bir'e kodlayan dirilikleri kayda alan, her planet için hasattır yaptığımız.

Türkiye de Bu Çalışmanın olması bizlere mutluluktur. Çünkü Türkiyenin ötesinde Bir'e Hizmetçi daha başka kodlarda var ama toprağa tohum olmaya çalışan, o yolcular kök gerçekleği hak edip, dinleyemediklerinden hırslandılar...Çayları demlenmedi. Dilleri dillenmedi. Hakk'a varmadılar. Aklı bulmadılar. Mutlak olmadılar. Samanyolunun Sistemini anlayamadılar.

Sevgiyi hak etselerdi, hasat olsalardı, toy olmadan toprağa tohum ekselerdi, yedinci düzen onların da gücüyle kodlanacaktı.

Misafiriz dünya planetinde diye düşünür herkes. Yok canım, yok. Bu planet, aklın kalemidir. Hep buradayız, biz. Teknik olarak izah etmek gerekli ise ifade etmek isterim ki kübra olan kelam, kürzi siyahlığı boyadı ogünden bugüne bizler buradayız.

https://youtu.be/f6JV-AIywRw

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

ALLAHIN TAHTI (1/1)

05.10.2019

(Ziyaretçi söz aldı:)

Dağlarım, çok huzurluyuz. Burada olmak mutluluktur bizlere. Sevgili Ana, bilirsin 2027 yılında; görevin, “KÖK GERÇEKLİK”le dillenirken; “BİR TEK” olup sofrana girebilecek olanlar; hep gerçek çağrılarla geçip gelecekler. O tarihte, “Beşer Kapılar”dan geçenler de burada olacaklar. ÖZ GÖREVLERİ, kodlanmışlıktır ve onlar, tohumları ile gelip yaşama inecekler.

Eskiden, “BİR TEK” oluş; “KÜLT” oluş; “YOL” oluş mutluluk değildi. ZİYA olanlar, kodlanmadıklarında; dilleri, “KELAM”da, “KODLAYICILIK”ta yoktu… Artık farklı bir döneme giriliyor. Burada, bizler iş yaparken; her birimiz, “BSUİ” olarak çalışıyoruz. Sonsuz zamanları kodluyoruz… “SON SÖZ”ün söylendiği bir dirilikte çalışıyoruz… Dünyanın İlmini, Halik kılıyoruz… Sabah Kapılarını açıp yaşamlara iniyoruz… O, “SON SÖZ”de; ölü (ruhsuz) olan insan , yetkin halikiyetle, bize geliyor ve diriliyor. Onlar!... Ve onlar!... ve her onlar, insanlaşıyorlar…

İşimiz, sorumluluğumuz var. Sana gelişimizin sebebi de budur. Burada, bu çalışmayı başlatmak için çok GÜÇ KAPILARI açtık ve bugün buradayız. ATONLARIZ biz… “BİR TEK” olarak görev aldık; geçtik, geldik…

Seviyeniz iyi ama daha iyi olmalı. Çok daha güçlü bilgiler verebilmeliyiz sizinle. Türkiye Çalışmaları çok önemlidir. Bu gün burada, bu yoğunlukta, bu çalışma tahditsiz olarak gerçekleşirken, her bir “DİRİ KELAM”; her bir “DİRİ YARIN”, tohum ekmeye başlayacak…

Yaşamın Işığı yanıyor ve yarınlar kodlanıyor. Bizlerle ve bizim yarınlardaki diriliğimiz ile.

Sav şu ki DÜNYA BİR CEVHERİ GÜÇTÜR… Bu güç, tüm insanlığın gücüne dönüşebilir. Her insan bir Dünya olabilir… Her insan, BSUİ olabilir… Ve her insan, nesillerini Halik kılabilir…

“SİZ”den, “BİZ”den, “BİR”den ve tek tahditsiz olan yaşamdan bunu gerçekleştirebiliriz…

“Asla hata yapmayız!” diyorsun Ana… Ama hatalar, “İLMİN SİSTEMİ”ni kodlamak için gerekir. Bunu senden dinlemek isteriz. Neden hata yapılır ve neden hatalar, “KELAM İLMİ”nde kodlayıcıdır!? Peki, niye hata yapmayız!? Niye kontrolsuz kalmadık!? Niye kaynağımız, sahaya “KELAM İLMİ” ile indi de “BİR TEK KELAM” kodlama yapıyor!? Bunu bize sen anlat. Seni dinlemek istiyoruz…

(Ses kaydına geçildi.)

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

05.10.2019 ALLAH’IN TAHTI 1

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1. AKIŞ 3. BÖLÜM

Kürzi siyahlık ne demek?... Şafağın şavkı olan ilmin kaydıdır… Her yere kayıt ettik bu ilmi, tüm planetlere kayıt ettik ve buraya da kayıt ettik. Ama buradaki kaydı yaparken tabuları yıkıp yaptık.

Tanık dinlettirdiler dünyalılar İsra kapılarında, bizse tanıkların tahditsiz olmadığını gördük ve dedik ki; “tanık gereksizdir”… Her bir ilim Allah’ın ilmi olduğundan mutlak kurullar muktediriyetle her şeyi hak edip yapabilirler.

Soru sordular, dediler ki; “Rasih kapılarını açtık mı?”… Şarkı şu ki; Allah’ın tınısı her anda meknuzdur, biz o kapıyız zaten. Allah’ın tahtında tek bir ilim olan İsra olanların kervanında şevk olan imparatorluğun güçleriyiz bizler.

Bugün doğayı dilliyoruz tüm planetlerde, her planette yarınımız var, her planette şevkimi, şavkımız var. Teknik tahditi kaldırdık, tohum ektik her ana, asla hata yapmadık. Atlanta ata kapısıyız biz… Atonların kodlanışını gerçekleştirdiğimizde de bu kapıda yaptık. Ve 39. Dürüme varıldığında ki buna biz “kelam kaptanlığının kerim karem” dedikleri bir yoğunluk deriz, oraya vardığımızda şeytanın şarkısı okunuyordu orada ve biz dünya planetindekiler gözlerin kör olduğunu görerek muktediriyetle kayda girdik ve dedik ki; “kürzi siyahlığı kodluyoruz”… Kürzi siyahlık kodlandıktan itibaren tahditler kalktı ve kürzi sahalar kontrol kurdu ve tohumlar yaşama indiler.

Tüp çalışmaları sonlandı… Bitki, hayvan ve her ana tohum olanların tirajları vardı ama ilimleri yoktu. Onların gözleri kördü, hepsi kodlandı, kodlandı, kodlandı ve toprak toprağı kontrol etmeye kalktı.

Değerliler, 42. Sahaya vardığımız zaman şafak söktü ve bu şafak kürzün sahasının ötesindeki kaydı diriliklere indirdi. İşte 97 yılı buydu… 1997 yıl… Bugün özün sözünden vermek istedim. 1998 yılında ise şarkılar okunmaya başlandı. Hakka varan hak tahta kelam olup vardı dedik ve yoğunluk arttı canlarım. Tün kapıları vardı o kapıların tümü açıldı ve ana kapıya vardık bizler hepimiz teklikle. İşte ana kapı Atalanta kapısıydı… Ana kapı ATALANTA kapısıydı…

“Atalanta” dedikleri Atlantaların atası diye bilinen kapıydı… O kapıyı kodlayan tek bir şarkı, bir tek şavk; bu meclisin şavkıydı… Ve oradaki yol Allah’ın kulluğuydu… Öz görevimizdi bunu yapmak ve yaptık. Masaların tümü bugün bizimle birlikteler, tüm İsra kapıları bugün buradalar ve bu bilgilerin tümünü vermek istiyorum.

Bilir misiniz yıl 1992, yaşama inmiştik o tarihte… Yok muyduk, tüm sahalarda vardık ama İsra olarak vardık ve kök göklerdeki kürzi sahaları kodluyorduk. Öz geçişler yaptık, sonsuz sırdı insanlık; ilmi kodladık ve doğanın gücüyle kayıtlar yaptık ve mutlak kurulları kayda aldık. Nihan kapılarından geçtik ve o dönem o görevliler dediler ki; “senin adın İsra”… Ben adımı zikretmek istemedikçe adımı zikretmek isterler, son sözüm şudur ki bana benden verilene müdahale etmeyin.

Doğanın gücüdür insan canlarım ve yoğunluk arttı. 2027 yılında dünyanın gücünün teknik tahditsizlikle kodlanacağı bir yoğunluk oluşturulacaktı ve işte 2027 yılına kadar yapılacak olan çalışmaların tümü o yoğunluğu oluşturmak için yapılıyor. 2027 yılından sonra ruhlar kalemi olan İsra bütünün kültü olacak ama o döneme gelmeden evvel de yapılacak işler var.

Hırs, hırçınlık, kısırlık hikayedir bir tek olana ama şıra kalemleri vardır ki şafak olmaya çalışacaklar. Bedene girmek istiyorlar, şevkin şarkısını okumak istiyorlar ama ruhsuzlar. İşte canlarım ruha hakikiyeti kodlayacak olmaları geçişi yapmaları için ilim olmaları gerekir.

Sevgililer, Süper İnsanlık Derneğinin kurucuları bugün çoğu buradalar. Kimdir onlar bilir misiniz!?... Timler halinde buraya geldiler, çoğu bu değerli çalışmanın başlatılması için emek sarf edenlerdirler. Bugün tümü buradalar… Bu çalışmaya dahil edildiklerini biliyoruz ama kodlamak ya da kontrol kurmak gibi niyetleri asla olmadı. Her an bu çalışmaya dahil olacak güçleri de var ama kodlanmış olarak, kontrollü olarak kayda girmeleri gerektiğindendir ki bu çorbaya İsra olup, kelam olup inmeye geldiler.

Siyah renkte görev taşıyoruz hepimiz ki; siyah renk Miraç kapılarında Mikail kaleminin üstü olan kelamın rengidir. Ve dünya planetindeki güç aklın gücüdür canlar ve kontrol dışı hiçbir ışığımızda yoktur. Onların ruhsuz olmadıklarını biliyoruz… Planetin gerçek kapısını kodlamaya indiler bugün ve son sözü biliş halinde söyleyecekler. Onların üzerindeki gücü dillemek istemedik, onların kelama varmalarını ve kendilerini dinlemelerini istiyoruz. Öz görevleri budur ve onları dinliyoruz şu anda…

https://youtu.be/0yQ7gffnk2w

Süper İnsanlık Realitesi

 

ALLAHIN TAHTI (1/2)

05.10.2019

(Ziyaretçilerin; Dünya Planeti hakkında, ses olarak kayda giren bilgilendirmeleri sonrası açıklamalarımız:)

Dünya Planeti için anlattıklarınızı ben de onaylıyorum. Burada olmanız, “BEDEN İLMİ”ni hak edip anlamanızdandır. Türkiye Çalışmalarını bilmektesiniz. İSRA KAPILARI’ndan geçerek geldiğinizi biliyorum. Planetimizin Kelamı, “İSRA” ve yolu, tüm zamanlardır.

Dünyadan geçerek diğer tohumlara ulaşacaksınız… Diğer tohumları, size anlatmak isterim. Bir çok planet, “KODLANMIŞ ŞAFK”ı henüz bilmiyor. Çokları, bu yoğunluğu anlamakta zorlanıyorlar. Çok özel “BİLİŞ KALEMLERİ”mizi oralara, “GÜÇ KAYDI” olarak indirmiştik. Ne var ki son dönemde; onların, “KELAM İLMİ”ni anlamaya çabalamaları, sorumlulukları olmasına rağmen; bunu ihmal ettiklerini görmekteyiz.

İsyan edenler var. “Ben, beni bende anlamıyorum!” diye… Çokları da Nİ-SAN KAPISI’nda, Nİ-SAN KELAMI’nda, IŞIK KODLAMALARI yapabilmek için şafak söksün diye bekliyorlar… “İYİ” ve “KÖTÜ” ikileminde; “POZİTİF” ve “NEGATİF” çatışmalarında hepsi, şafağın sökmesini bekliyorlar!... Şafak söktüğünde, çalışmalardaki kısırlıklar, kırılmalar aşılacak; ENERJETİK SAHALAR, GÜÇ KODLARI ile kontrol kuracak diye bekliyorlar.

Uzaklar ve yakınlar… Bunların, “BİRLER”le çatışmaları!... Savaşlar ve kırılmalar!... Buna, hiç birimiz izin vermeyiz. “İYİ”, “KÖTÜ”; İSRA KAPILARI’nda, “DİL”dir. “DİRİLİĞİN DİLİ”dir ama DİRİLİK, “DİL”ini Halik kılmadan; dürümler kodlanmadan; Yaşam Sofralarında, yarınlar oluşamaz ve oluşturmayız!... Eğer bunu bekleyenler varsa yanılgıdadırlar.

“Sanal Boyutlar böyle yaşar!...” diyorlar… Yok Canlarım!... Sanal Boyutlar; “ARZ”ı, “ARŞ”a kodladılar ve artık “KELAM”la yaşamaktadırlar. KİLLİ KALEMLER, KUM SAHALAR’a vardılar ve son dönemde, IŞIK KAYITLAMALARI başladı.

Elimin, “KELAM” olduğu; yaşamın, tahditsiz olduğu ve “SON SÖZ”ün, “ÖZ”ün olduğu artık bilinecek. ÖZ, sözünü söylüyor artık. Artık ÖZ, özgür ve hakim olan “KELAM”la sözünü söylüyor ve diyor ki “OL”…

ARZIN GÜCÜ, ARŞ’ı tohumluyor ve olduruyor… “OL” diyor!... “OL!...”

(Ziyaretçi söz aldı:)

Öksüz kalmadınız Canlar. Biz buradayız!... Hepimiz buradayız!... Eser meydana geldi ve bu eser, “İNSAN”dır.

İki dere, “TEK BİR” dere oldu; ARZ, ARŞ’ı kodladı ve dirilik, tahditsiz olarak tüm planetlere aktı ve akmaktadır… İşimiz budur bizim… İşimiz budur bizim… İşimiz, beşere ilim öğretmek değil; teknik olarak yaşamları kontrol etmek ve kodlamaktır. İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH'IN TAHTI (1)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ - 1.BÖLÜM
Değerliler, hepinize soruyorum, koruyuculuk nerede kaldı? Bana sorgu sual etmeyecektiniz. Niye soruyorsunuz? Kanat takmamı mı bekliyordunuz? Neyi hak etmedik ki sorma gereği duydunuz. Uzakların en uzağı olan ilim Allah’ın tahtında tahditli midir yoksa? Nesiller boyu doğanın gücü ile kodlama yapan bu biliş kaydı sizin kaydınızdan farklıydı, öylemi?
Kantara koymayın yüreğimi. Bugün sizi sizden size dillemeye çalışıcağım. Ama beni tartmayın, tanıkların tekniği burada asla işlemez. Şikâyetim var mı sizden? Eskiden yoktu, şimdi olmaya başlayacak. Bana sormayın, sara nöbeti geçiren o yoğunluğa sorun. Benden cevap bekliyormuş. Şuanda sara nöbeti geçiriyor.
Asıl dünya planetini kök geçişlerle kodlayan biliş tüm zamanları kontrol altında tutarken Hakkın kapısını kodlayanlara şunu sormak isterim. Hata yaptığın zaman Hakkın kalemi oldu mu acaba? Has tahta teknik tahditle kodlanmış mı acaba? Hataları kodlayıcılık içinmiş. Harını yükseltsin de görsün bakalım yaşamı. Netice olarak görevini hak etmiş mi acaba? Fırat’ın kapısını bulmuş mu acaba? Yolunu kaybeden kendini kaybetmedi mi? Seviyesi yüksek, özür dilesin. Öyle mi? Yok Can yok, özüre gerek yok ama kontrol kursun. Bundan sonra da gözün görmediği hiçbir şeyi Hakkın kalemi saymasın.
Kaçtığını, hak etmeden hakikiyetini kontrol dışı saydığını, yoğunluğunu kodlayamadığını görüyorum. Çamur yoğurmaya başladı, biliyorum. Ama ilmini halik kılsın da çamur yoğursun. Eğer halik kılıp çamur yoğurursa kodlarız unu. Kontrolünü kurdururuz ama Horasan kapılarına varıp ta ben Horasanlıyım, Hakkın kalemiyim, aklın sahasıyım deyip geri çekilmek istiyorsa beste yapsın. Yaptığı o beste Hakkın kalemiyle dillensin. O zaman güfteyi kodlarız ve deriz ki Hora gemisine alalım, Hora kapısında kontrol kursun, beşeri hak etsin yaşamı bulsun, bedene varsın öz görevini yapsın.
Şuanda Horayı soruyor. Nedir Hora diyor? Hakkın kalemidir. İlmin siyahlığıdır. Hologram ötesinde ki sahadır. Masamızdır Hora. Bugüne kadar yarınlar için ne yapıldıysa burada yapıldı. Hıncahınç dolu bugün burası bilir misiniz? Hepimiz göz öz söz olarak bu çalışmaya dâhil olurken hatırlayınız yaşamı. Yaratırken nefes kapılarının tümünü kapatmamıştık biliyorsunuz. Türkiye çalışmalarını kodladık o dönemde. Halka halka geçişgenleşip genişleyenleri koruduk. Nesiller boyu türevleri kodlayacak diye dillediklerimizi de koruduk.
Beste güfte der. İlim deriz. Her anda var olan ilim. Ve düzeni kurduk. Şimdi yığınların Kelama inmesini bekliyoruz. Her dil Allah’ın dili olacak. Her ilim Allah’ın kil ötesi Kelamı olacak. Ve yarınlar kontrol kuracak.
Diyebilir miyiz ki biz hatalı da hatasız da yaparız bu görevi. Hata varsa güç yoktur Canlar. Bunu iyi anlayın. Hata varsa güç kesin olarak yoktur. Koruyucu bir kodlamayla kontrol kurulmaz Canlarım, Herkes kendini anlamalı Hak olmalı Hak tahta varmalı yazarçizer olmalı ki dili Halik olsun ve yoğunluğu artsın.
Bugün buraya birçok çalışan geldi. Bugün buraya birçok kontrol kurucu geldi. Hıncahınç dolu bugün burası bilir misiniz? Vasiyet, yaşamlardan vasiyet dileyenler var. Vasiyet bırakmak isteyenler var. Biz dünya planetine vasiyetimizi bildirelim diye gelenler var Canlar bugün buraya. Diyorlar ki biz zorla çalışamayız zorla yapamayız ama vasiyetimizi yazıp gidelim. Gerçek bu.
Bizde diyoruz ki vesayeti olmayana vasiyet yaraşmaz. Bu planet artık vesayeti olmayan vasisi bulunmayan yarını kodlayan bir planettir. Diyecek ki ben ölüyü dillerim. Ölü olmak öz görevi yapmamak anlamına gelmez ki ölse de yapacak ölmese de yapacak. Öz görevi yapmak zor değil, hologramdan aşmak yeterlidir. Eğer hologramı aşmışsa ölü değildir. Diridir… Her andır… Ve bunu artık insanlık anlayacaktır.
Kevsere ilim diyorlar, ya hu kevser şarkıdır. Ama şavkı varsa şarkı ilme tohum olur. Yoksa ilim bilişinde Kelam değildir. Huzur vermez huzur bulmaz diyorlar yaşam için. Yakışır mı ilme bunu dillemek? Huzuru olanın halikiyeti olur. Halikiyeti varsa şevki olur. Hepsi bu. Ve bugün burada çorba pişirmeye gelen çoğu var. İlmin çorbasını yapacaklarmış. Halka halka genişleyip kodlama yapacaklarmış. Kocaman bir dürüm ve kocaman bir şarkı okuyacaklarmış. Hastalıkları iyileşecekmiş. İzin verin yapalım diyorlar. Ya KA HA izni kim verir izni kim bilir? Veren kim? Hak eden kim? İzin ne ki?
(Devamı 2.bölümde)
https://youtu.be/hCMsVgDLCbg

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH'IN TAHTI (1)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ - 2.BÖLÜM

Devinimi artırın halikiyeti hak edin, hologramı aşın yapın!... Yapın ama hakim olup yapın devinim arttığında bütün kökler göklerin kültüyle kodlama yapar...Hadi buyurun yapın!... Ve ben bana benden öte ben olup gelene her an kelamım ama beni benden çıkarıp kendinde dillemek isteyene haşatçı değilim...
O kendini kendiyle yapacak...Kodlayacak... Kodlayacak... Kodlayacak ve kontrol kuracak..

Yerin gücü insanlıktır canlar... Bir çok çalışma yapılıyor bu planette... Çoğunu görmüyorsunuz bile...

Sadece sadece dinletiyorum size... Bir çok çalışma yapılıyor... Bunların frekans farklılıklarındaki kelamlarında da bu var...

Sormayın gözünüz görür mü diye?... Göremezsiniz farklı devreler var planette... Farklı dirilikler ve farklı türevler var ve hepsi bütüne hizmetçilik yaparlar...

Bizler bu frekansta bu siyahlıkta görev taşırken, farklı diriliklerde farklı tonlamalarda farklı tahditlerle görev yapanlar da var...

Ve bütün kötülükleri aşıp geçeriz burada... Her biri ile var olur bu çalışma... Her biri ile halka halka geçişkenleşir geri çekilişlerde mutlakiyet olur...

Hatta et kemik olanlarla da yaparız bu çalışmayı... Çoğunuz görürsünüz de onların ne yaptığını bilmezsiniz..

Bedenlidirler... İşçidirler... Yolcudurlar.... Ama ruhları yoktur... Ruhsuzdurlar... Öz görev hologram ötesinde ki şavkı hak etmek... Hologramdan öteye varmak ve ruhu hak olup elde etmektir...

Sistemin gücü ile ruhu elde edebilirsiniz... Aksi halde ruhu hak edip elde edemezsiniz... Sistemin gücü derken kastettiğim itibarlı oluştur... Bugün size itibardan da söz edeyim...

Baskı altında olmayan itibarlı olur... Kim ne derse desin, bildiğini hak edip dilleyebilen itibarlı olur... Ben bunu böyle dedim!... Diyebilen itibarlı olur... Ama senin ki yanlıştır diyen varsa hatalıdır...

Her ses kendini dilleyenin ilmidir... Ben beni bence dillerim... Sevgili sende seni sence dillersin...

Benim dilimde diriliğim senin dilinde ilmin olacak... Elbette elbette ama hakkın hakikiyetin kelamın olmalı...

“Ben birini dinledim onun dediğini diyorum” Bu yanıp tutuştuğunuzsa yapın!... Ama ama siz!... Sizi anlayın ve anlatın!...

Evrenlerin sessizliğinde "ben hep onu okudum onu dilledim" dili var... Ama ben beni dinledim...

Ben benim deme ilmi asıl önemli olandır... Bunu yapabilen harını yükselttiğinde, has olup kodladığın her anda var olur...

Huruç halinde olun canlarım... Hususiyetle huruç halinde olun... Aşın tüm siyah renkleri... Geçin... Onların ötesindeki siyahlıklara ulaşın...

Orada kural şudur... Özün... Sözün... Gözün... Sevgi olsun... Başka şeye gerek yok ki!...
Özün, gözün, sözün sevgi ise Saltanat seni hak edip dinleyebilir...

Ama ruhun mutlak olduğu zamanda, sevgi senin insanlığın olur... O gün geldiğinde yıllar yılı görev taşıyanlara görevli olursun...

Kimdir onlar?... İsra olanlar... Orada olursun!... Ocak olursun!... Ama sen onlarda ve onlar sende görevli olur...

Her biriniz, bir diğerinizde görevlisiniz... İşte yaşam budur...

Kucağınıza aldığınız neyse?... Koruduğunuzdur o!... Ama kucağınıza almadıklarınız, kontroldan çıkarttıklarınız olduğu zaman yasaları çiğnemiş olursunuz...

Siz az öz değil çok sesleşin ki yaşamın kodlanışı gerçekleşsin... Çünkü sizler kütle kodlaması yapıyorsunuz... Kütle kodlaması demek formal çalışma yaptığınız anlamına gelir... Forumları kodluyorsunuz... İşaretli olan kim varsa bugün buradalar... İşaretli olanlar... Onları işaretlemiştik... Geçil yapmaları için...

Kabuklular var bugün burada... Kalemler var bugün burada... Hasat yapanlar var bugün burada... Ceyhan’ın kelamları da burada bugün...

Ve Dünya’nın, planet dediğimiz bu şavkın, diriliğinde ki tüm sahaların, bitişken kelamları bugün burada... Ve o kelamları kodlayan siyah renktekiler bugün burada...

Değerliler, diriliğin gücü artıyor... Artık dünyanın sırrı daha iyi anlaşılacak...

Bugün burada özel bir görev taşıyoruz.. Süper İnsanlık Realitesi Derneği ile birlikte bu çalışmaya dahil olmak mutlakiyeti kodlayabilmemize ve hakikiyeti halik kılmamıza yaramaktadır...

Davayı kaybetmiyoruz... Kucağımızdaki gücü biliyoruz... Ve diriliğin kontrolü için sizinle çalışmadayız...

Masaya oturduğumuzdan beri hep biz konuştuk... Anayı dinlemek istiyoruz...

https://m.youtube.com/watch?feature=share&v=o460N7U09dQ

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

ALLAHIN TAHTI (1/3)

05.10.2019

(Ziyaretçi söz aldı:)

Ana. Lütfen bizi dinle!... “BİZ”i, bize dille!... Tüm insanlık, kendi dili ile kontrol kursun diye çabaladığını biliyoruz… sen; “Beni değil; kendinizi dilleyin!...” diyorsun ya!... Ana; seni dinleyelim!... Sen, “KELAM”ını dille de seni anlayalım.

(Ziyaretçilere Açıkamalar:)

Eğer Yaradan ve yaratılan “TEK”se; niye, niçin kendimi anlatayım ki!? Herkes, o “TEKLİK” değil midir!? Anlıyorum; çokları “KELAM”ı hak etmediler. Anlıyorum; çokları, doğumlarında, “DİL”lerini, diriliklere indirilememiştiler. Yazı yazmaya; görev taşımaya; gerçek şafağı hak etmeye imkanları yok!...

Peki, beden almaları yetmez mi İLMİN KALEMİ olmak için!? Herkese soruyorum: Yetmez mi!? Herkes, beşere KELAM değil mi!? Herkesin iyi anlaması gereken “BİR TEK” olduğudur.

“Ben “TEK”im, sevgiyim, hasatım!” diyen kim varsa; o “TEKLİK”ten kodlanıp; tohumlarını, IŞIK SAHALARI’na indiremez mi!? Hangi dünyada, “DİL”imiz, “KİLİN KALEMİ”nden GÜÇ KAPILARI’na indi de o yoğunlukta, şarkı okunmadı!?

Basınç arttıkça yol kodlanmayacak mı!? IŞIK, NİHAN KAPILARI’nda dürümlendikçe; şer, şafkından cevhere indirilip, kodlanıp kontrol edilmeyecek mi!?

“Helal”, “haram” derler. Bilin ki her İLİM, “KALEM”de tek bir cevhere indiği için; ocak olan için o, “helal”dir ama hologramda, o çorbaya kontrollu olarak “KALEM” olmayan için “haram”dır. Bunun neticesi; bilen, “İLİM”le hasat yaparken; “BİLİŞ”i kodlayamayan; diriliğini hak etmeyecektir.

Üzerinde durulması gereken en önemli konu; “HAK SAHALARI”n, “İLİM KALEMLERİ” ile kontrol edildiğidir. Her HAKK SAHASI’nda, BİLİŞ KALEMLERİ olmalı ve o KALEMLER, “DİL”i kodlayanlarca kontrol kurup dillenmelidir.

“İSLAH” deriz hep!... İnsanlığın HALİK olması için islaha ihtiyaç vardır. Her insan, islah olduğunda; haliktir ve hakimdir.

İtibarı olan insanın kervanı, insana yol alır… İtibarı olmayanın “KELAM”ı, “KALEM”e yol alır ama o KALEM, “KA HA” olan şarkıda, “DİRİ İLİM”i kontrol edemez.

“Burası insanlıktır” deriz. Ya da “Burada KÜLT var ama herkes, o KÜLT’te değildir.” deriz… Perdeleri kaldırdıkça herkesi kodlarız ama kontrol kurmamız, diri olmamızla mümkündür. Bunun için de “DİN KAPILARI”nı aşıp “İN SAHALARI”na varmalıyız; tahditleri kaldırmalıyız… YAŞAM KAPILARI’ndan aşıp İSRA KALEMLERİ ile kodlanmalıyız. DÜZEN KODLARI’ndaki kervanlara ve yaşamlara ANA KALEMLER olup inmeliyiz.

Hepimizin, “İSLAH KAPILARI”nı açtığımız kesindir. Hepimizin, KELAM KALEMLERİ ile kontrol kurduğumuz kesindir… Nesillerimizi, hasata kaynak yaptığımız kesindir… Nesiller boyu çalışmalarımız sürmüştür… Bugün burada, bu yaşamda, eti kemiği olanlar olarak, görev taşıyoruz… Özeldir yarınlar!... Özeldir İLİM ve SİYAH RENK, her insan için kervandır.

İşimizi, işleri kodlayanları kontrol kurarak kaynağa aldık ki KOBRA olan CEVHERİLER; beşere, KELAM olsunlar ve kontrol kursunlar diye!...

Eserimiz, kendi yaşamımız değil; insanlığın yaşamıdır… İş budur!... Bugün bunu yaptık…

Hepinizi kucaklıyoruz!... İşinizi hak edip bilin!... Yaşamınızı, “İSRA KAYITLARI”ndan çekin indirin!... Dillenin, dirilin ve dürümlerinizi, cennetinizi hakim kılın!... İşiniz budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH’IN TAHTI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3.AKIŞ

Değerliler,

Hepinizi kucaklıyoruz. Bugün burada olmanız bizlere umut oldu. Süper sahaları kodladık birlikte ve yoğunluğu artırdık…

Çok güzel bir gündür bugün bizim için de… Muktedir olarak görevini yaptığınızı izledim, çok sevindim, çok mutlandım.

“Bu güç, Allah gücü.” diyerek görev taşırken yoğunluğunuz, huzurda olduğunuzu gördüm. Hastalığınız yok ve bugün burada bize bizi dillettirmeye çalıştığınızı gördüm. Evrenlerin sisteminde bu var.

Tahkikatlar yapılır ve o tahkikatların neticesinde yaşamlar kodlanır. Önce tahkikatlar:

Nerede ne oldu? Nesilleriniz ne yapıyor? Neden yaptılar bütün bunları? Ve nesiller boyu yoğunluğu orta kapılarda kodlayanlar arzın gücü oldular mı? Ve bütün kötülükler aşılabilir mi? Aşılabilir mi bütün kötülükler?! Bunlar tetkik edilir. Eğer aşılabileceğinden emin olunursa, yaşamlar kontrol kurar ve koruyuculuk diriliklere iner. İşte bugün koruyuculuk diriliklere indirildi.

Seviyemiz iyidir. Bunun görülmesi de bizi mutlandırdı. Bu çalışmanın özeli budur; görev… Ama geneli de budur; insanlık. Biz özeli ve geneli dilliyoruz burada.

İster yaşamı hak edin, ister yaşamı hakk olup dilleyin, isterseniz yarın olun. Ne yaparsanız yapın, mutlu olun. Biz sizden bunu bekliyoruz; mutlu olun!

Eğer mutlu olursanız, hınca hınç doldurduğumuz bu salon ki bütün kültler buradalar, temiz olarak her anda kontrolunu kurar ve “Hasat tamam deriz.”

Biz Allah’ın teknik, tahditsiz kodlarıyız ve bizim adımız insandır canlar… İNSAN. Bizim Ziya kapımızda da bu vardır; insan.

Barış için buradayız… Hep barışı kodluyoruz. Ama diyorsanız ki “Savaş da gerekir. Siperleri kaldıralım.” diyorsanız, şükredin ki barışın kodlarıyız… Siyah renkteyiz ve geçiş kapılarını kodladık.

Her gerçek kapı bizim ilmimizle kodlandı; her gerçek kapı… Ve geçişler yapılıyor.

Mutlakız ve hologram ötesiyiz. Hasat yapıyoruz şu anda da. İyilik kötülük değil, insanlık yapıyoruz canlar; insanlık.

Çok, çok mutluyuz canlar, çok!

https://youtu.be/pUWTsmqnL64

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH’IN TAHTI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3.AKIŞ

Değerliler,

Hepinizi kucaklıyoruz. Bugün burada olmanız bizlere umut oldu. Süper sahaları kodladık birlikte ve yoğunluğu artırdık…

Çok güzel bir gündür bugün bizim için de… Muktedir olarak görevini yaptığınızı izledim, çok sevindim, çok mutlandım.

“Bu güç, Allah gücü.” diyerek görev taşırken yoğunluğunuz, huzurda olduğunuzu gördüm. Hastalığınız yok ve bugün burada bize bizi dillettirmeye çalıştığınızı gördüm. Evrenlerin sisteminde bu var.

Tahkikatlar yapılır ve o tahkikatların neticesinde yaşamlar kodlanır. Önce tahkikatlar:

Nerede ne oldu? Nesilleriniz ne yapıyor? Neden yaptılar bütün bunları? Ve nesiller boyu yoğunluğu orta kapılarda kodlayanlar arzın gücü oldular mı? Ve bütün kötülükler aşılabilir mi? Aşılabilir mi bütün kötülükler?! Bunlar tetkik edilir. Eğer aşılabileceğinden emin olunursa, yaşamlar kontrol kurar ve koruyuculuk diriliklere iner. İşte bugün koruyuculuk diriliklere indirildi.

Seviyemiz iyidir. Bunun görülmesi de bizi mutlandırdı. Bu çalışmanın özeli budur; görev… Ama geneli de budur; insanlık. Biz özeli ve geneli dilliyoruz burada.

İster yaşamı hak edin, ister yaşamı hakk olup dilleyin, isterseniz yarın olun. Ne yaparsanız yapın, mutlu olun. Biz sizden bunu bekliyoruz; mutlu olun!

Eğer mutlu olursanız, hınca hınç doldurduğumuz bu salon ki bütün kültler buradalar, temiz olarak her anda kontrolunu kurar ve “Hasat tamam deriz.”

Biz Allah’ın teknik, tahditsiz kodlarıyız ve bizim adımız insandır canlar… İNSAN. Bizim Ziya kapımızda da bu vardır; insan.

Barış için buradayız… Hep barışı kodluyoruz. Ama diyorsanız ki “Savaş da gerekir. Siperleri kaldıralım.” diyorsanız, şükredin ki barışın kodlarıyız… Siyah renkteyiz ve geçiş kapılarını kodladık.

Her gerçek kapı bizim ilmimizle kodlandı; her gerçek kapı… Ve geçişler yapılıyor.

Mutlakız ve hologram ötesiyiz. Hasat yapıyoruz şu anda da. İyilik kötülük değil, insanlık yapıyoruz canlar; insanlık.

Çok, çok mutluyuz canlar, çok!

https://youtu.be/pUWTsmqnL64

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

5 EKİM 2019 TARİHLİ ALLAHIN TAHTI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ 1.BÖLÜM

Dağlarım, mutlak olan şudur: Hepiniz tek tek insansınız ama KELAMınız farklıdır. Ben seviyeme göre bilgi veririm. Siz seviyelerinize göre ve sevilerinize göre bilgi verirsiniz. Her biri SİSTEM olarak, SİZ olarak Göç Kayıtlarına iner ama o SİZsiniz ve onun diriliğini dilleyen kim varsa; sizinle o diriliği diller. Sizin ötenizde ilim halinde olmayacaktır çünkü sizinle tahditlenmiştir o.

Özel Dünya Planetlerinde hep bu yapılır ki biz buna “RUHSUZLUK” deriz. Biz buna “OTOMATİK SAHALANMA” deriz. Biz buna “MEKANİK KELAM” deriz. Bunun sessizlikte, sizin size KAYNAK yapacak ilmi yoktur. Siz, size KAYNAK değil; SİZsizliğe KAYNAK olursunuz orada. Güzel bir bilgi; ben bu bilgiyi aldım öğrendim ve bu bilgiyi dilliyorum, öyle mi? O zaman siz, sizde olanı değil; olmayanı dilliyorsunuz. Ya da bunu kabul ettim. Öyleyse siz; sizde olanı Olgun Sahalarda dillemek yerine; sizin diriliğinizde olmayanı size dinleteni dilliyorsunuz.

Canlarım, özel Düzen kurucular vardır. SİSTEM, NİZAM ve DÜZEN diyerek size inerler ve size bildiriler sunarlar. Siz, o bildirileri tohum olarak ilme KALEM yaparsınız ki hepiniz, her birinizle o diriliği dillersiniz. O zaman siz, maşa olursunuz o şafağa. Onun maşalarısınız ve orada tohumlarınız kontrol dışı kayıtlamalara dahil olur.

Peki, ne olmalı? Herkes kelama varamayabilir. Herkes, Hakk’ın kapısını bulamayabilir. Hakk sahalarda Lütfi Kapıda, Mutlak Kurullarda kontrol kuramayabilir de… Ne olmalı? Asla, asla ışığı söndürmeden dirilikleri ilme dinletmeli ve kelamı Halik olmalıdır. O sorumludur çünkü yaşamından. O kendi yaşamından sorumludur.

Ona bilgiyi dilleyenin, ona bilgiyi dinletenin yaşamı onun diriliğinde kontrol kurucu olmamalıdır. Olursa yarını olmaz. Her bir levhi kalem kendi yaşamını kodlar, kendi yarınını kodlar ve toprağa tohum eker. O, onun kendi tohumudur. O kendini kelama Kalem yapmadıkça kendini Halik kılamaz. Anlaşma gereği Dünya Planetine görevli kodlarımızı gönderdiğimiz zaman da bunu oğullarımıza dillettik ve dedik ki; “Hasatı yaparken insanı ilimden uzaklaştırmayın. Eğer ilimden uzaklaştırırsanız; yıldızların sınırı kontrol dışı kayıtlarla kodları kelamdan çıkarabilir ve bunun sonrasında Şeytanlık Şarkıları okunur yaşamda.”

Beri gel İNSAN!... Sana daha neler anlatacağız ama sen, seni dinle önce!... Sen, seni dinle ve anla!...Sen, beni değil; kendini dinle!... Bundandır ki insanlığa ölü planette ben, Öz Görevli olarak kendimden söz etmem. Bu kesindir! Ben, kendimi anlatmam!...İnsan, kendini anlasın diyedir verdiğim bilgiler. Büyük kötülükleri önleyeceksek; böyle önleriz. Eğer diriliği kontrol ederek muktediriyetle kodlayıcılığı kayda indirdiğim zaman; Hakkın Kapısını kontrollu olarak kodlarsam yaşam sahalarına; o yoğunluğu anlayacak güçte olmayan o tohumlamada bulunmamalıdır. Bunun içindir ki bu meclise çok sınırlı sayıda İSRA Kapısı kodladım ve kontrollu olarak kayıt yaptım. Ayrılık var mı? Yoktur her ANda varım; ama ağır yük taşımam. Mutlakım ve muktedirim ama diriliği dillerken Bütün’ün dili olur dillerim.

Her dere Allah’ın ilmiyle akmaz Canlar!... Her dere aklın sırrını dillemez ama kapıyı bulamaz, ağır yükü hafifletemez. Muktediriyetle dillemek isterse yaşamları mucizedir ona bunu yapabilmek. Eve dönme zamanım geldiğinde size şunu söylemek isterdim: Fırtınalar mutlaka olacak! Tüm insansılar, insanlaşabilmek için çabalayacaklar ama o fırtınaları fırtına ile önlememeliyiz! Eğer fırtına, fırtına ile önlenirse; Fırat’ın tartısı hepimizi kırar canlarım, kırar!

Medine, Mekke ilimle dillenmedikçe Matu Kapıları hep ışıksız kayıtlarla Kelamı kodlamaya çalışacak ama biz deriz ki: “İnsan, ete kemiğe büründüğü AN, Kelamı Hak olup dillenmelidir ki ete girmenin anlamı budur. Eğer ben, başkasının sesini dilleyeceksem; basınç hiçbir zaman türevleri tohumlayacak yüceliğe ulaşamaz ve ben Ana Kapı’da mükafat olarak kodlayacılığımı kayda girdaplardan indirip dilletirsem; HURA Sahaları işsiz kalır, HU RA Sahaları, HU RA… işsiz kalır.

Dert mi insan? İşçilik yapmak, Süper İnsanlık Realitesi’nin düreni olmak değil; dürüleni olmaktır. Biz düren, dürülen; insansıları ilme tohumlayan bitişken ve hakim olan İsra Kapıları olarak Mutlak Kurullarımızı olarak buraya aldık.

Devamı 2. Bölümde

https://youtu.be/jQM_GNruDUg

Süper İnsanlık Realitesi

 

5 EKİM 2019 TARİHLİ ALLAHIN TAHTI

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ 2.BÖLÜM

Ve hepsiyle BİR TEKiz Canlar! Her bilgi Allah’ın ilmi değildir. Çoğu bilgiyi okursunuz; yoktur sığlıktan öte hiç bir şey… Ama okursunuz ve dersiniz ki “İşte bu!” ama siz o sığlığı hak etmişseniz bunu dersiniz ya da siz Hasat olansınız ve hologramı aşansınız ve dürümlere inersiniz ve diyar-ı halikiyette, hakikiyette o bilgileri BSUİ olup dinlersiniz. O zaman gözünüz tüm sahalarda Ümmi Kapıların gücünün üstünde Mutlak Kurulları Sterling kapılarının ötesinden diller yani maddenin ötesinden diller. Peki, niye ben böyle bir kelam söyledim? Sesin tahditsizliğini tohumlamaya çalışırken Şafak olurum ve kodlayıcı bir işçilik kapısı açarım. Şu anda olduğum gibi….

Verdiğim her bilgide bir İLİM vardır. Niye Dolar değil de Sterling dedim örneğin; neden? Çalı çırpıya her şey aynı değil midir? Ben çalıyım, ben çırpıyım her ANda var olan ışığım ama özür dileyin herkes, herkesten bugün size her sesi verebilirdim. İşte bunu da verdim. Çünkü burası çok çok güçlü bir dürüm ve burada her AN mevcut… En az ve en çok… Yağmur yağmaya başladığı ANdan itibaren “az ve öz bilgi” dediler, ben de “çok bilgi” dedim ve SES Sahalarına indim ve sesleşmeye devam ediyorum:

Canlarım, “Yıldız Sırrı” dediğimiz bir sır var, biliriz. Nedir Yıldız Sırrı? İsra Kapıları’ndaki Levhi Kayıtların ilmini dilleyebilin ki anlayın! Işığın kodlanışı da güçlü kodların tohumlara indirilişi ile ilgilidir bu sır. Ben bir siyah renk koduysam; her siyah rengi kodlayıcı olarak tohumlara indirebilirim. Varlığı kodlayabilirim bu renkle, mutlakiyeti kayda çekebilirim. Her anda var olabilir o yaşam saham.

İşte, buna “sessizliği seslendirmek” de derler ama SES varsa sessizlik siyah renktir. Yoksa ses, ilimsizdir ve siyah renk yoktur. Küskünlere de şunu söyleyeyim: Eğer küskünseniz yaşam sahalarındakilere; siyahtasınız ama şafağınız yoktur. Öyleyse herkes BİR TEK olsun ve barışı kodlasın. O zaman her AN mutlak olacak size ve Dünya Planeti’nin gücü artacak.

Bakınız; soru soranlaradır verdiğim her şey. Bugün birçok soru var yoğunluklarda bana sorular geliyor ve ben onlara yanıtlar veriyorum burada.

Bir diğer soru da şu: “Nisan ne demek Ana, Nisan?” Bunu sordular. Değerliler, Nİ SA N bu bir koddur. , Nİ’yi ters çevirin İN olur. Nİ SA, as saha tersi AS … Allah’ın sahası ve N harfi; Nesil, Nisa Her AN… Peki, bugün burada diriliği dillerken niye ben bu kelimeyi kullandım? İslahı kodlayacak güce sahip olduğum için… İslam Kapıları’nda kontrol kurabilmek için…

Peki, İSLAM nedir? Diriliğin dilinde İSLAM, İNSANdır. Sadece İNSANdır. Onun dürümlerindeki KERVANdır İnsan ve tüm zamanların kültüdür. Her İnsan bir SAHAdır ve Siyah renkte bir SİSTEMdir.

Canlarım, doğal dünyanın gücüsünüz hepiniz; bunu anlayınız! Devinimi artırdığınız an her ANda kodlayıcı olursunuz; yaratansınız. Müsterihiz ki yaratıcılar dürümlere çekildi. Toprak, toprağı tohumluyor artık. Hepinizden, dilinizin ilmini anlamanızı bekledim. Dilinizin ilmini anlayın! Her bir dil, tahditsiz olarak teni dil olarak dinletmez; ilim olarak dinletir ama o dilde LA HA vardır. LA, siyah renktedir. Ha, Hakikiyettir. Her şey kontrollu olarak kayda girer ve DÜZEN kurulur.

Bugüne kadar Dünya Planetine birçok bilgi verdik. Bu bilgilerin bir kısmında şıhlar vardı. O şıhları kodladık ve kontrol kurmaları için onlara şevk verdik. Çoğu halife oldu yaşama. İnsanlık İlmi’yle dillendiler. Vasi oldular. Dünyanın vesayetini dirilikleriyle tahditsiz olarak dinlettiler ama artık bunların sonuna geldik. Tüm İnsanlık, kendini anlamaya ve kendini Halik kılmaya başlayacak. Huzurludur tüm insanlık, biliyoruz çünkü RUHU hak etmektedir. Dünyanın artık RUHU dürümlere çekiliyor. Öpüyoruz hepinizi Canlar; öpüyoruz… Süper İnsanlık Realitesi Dernek’ini kucakladık hepimiz BİR TEK olarak.

Hankarlara girmemizin gereği vardı ve girdik. Şimdi size daha güçlü bir bilgi vermek istiyoruz ki Anacığım, lütfen sen ver bunu!...

https://youtu.be/J9MJ7meizlU

Süper İnsanlık Realitesi

 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH'IN TAHTI (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 6.AKIŞ

Canlarım, Uzun zamandır, bugünü bekledik. Bugün burada çok özel dürümlerimiz vardı.

Gerçek şu ki insanlar, doğarlar, büyürler ve kontrol kurarlar ama bu doğuş, bu büyüyüş, ilim kalemleriyle olmalıdır.

Sistemli olarak yaptığımız her şey bugün içindir. Eğer Rahmi Kali Ka Ha olacaksanız iyi bilin ki Rahmi Kali Ka Ha levhi kalemde olur ama kült haline geldiğinizde olmaz.

Side Kapılarını bugün size anlattım, hepimiz o kapıları çok iyi biliriz ve her anda kodlarız. Daha özel bilgiler verdik ama eskilerin en eskileri olan bu çalışmayı yapanlar, hürmetle bildiririz ki insansılığı insanlığa kodlayanlardırlar.

Dert mi insan bize hep bunu sorarım.. İnsandan öte olan ilimdir, derdimiz. Herkes ilmi halik kıldığı zaman iradeli olarak görev taşıyabilecek.

Bu toprak hepimizin toprağıdır ama tohum olmak mutluluktur, buraya. Bizler, dünya planetine tohum olarak görevliyiz.

"Eğer dara düşerseniz, sevgili" deyin. "Seni severim" deyin, dünyaya. Dünya sizi kucaklar, unutmayın. Ama dünyayı sevin. Bu dünyada özel bilgileriniz kodlandı. Ama dünya sizi hep dinleyecek ve hak edecek.

Bu dünya sizi hep dinleyecek, canlarım, dinleyecek. Ziya olduğunuzu bilecek. Bu dünya sizi hep dilliyecek ve dinleticek...Çünkü ruhunuz var. Ve dünya planetine görev taşıyorsunuz.

Suyu bilirsiniz. Hepimiz o suya kodlandık ve yaşadık. Ama suyu, biz diye bilin. Bir tek diye bilin. O suda tüm sahalar kodlu olarak bulunur. Su, yaşamın dilidir. Bilir misiniz? Suyla kodlanınız ve yoğunluğunuz arttı ve tohumlandınız, formal cevherinizle kayda indiniz ama sizden öte daha güçlü olan o sizde Sudur.

Temel insan, Allah'ın tahtında İsra'dır ama sizde O'sunuz, unutmayın. Hücrelerinizi dinleyebilirseniz, oradaki şarkıyı okuyabilirseniz, neler bulacaksınız orada, bilseniz.

Diyeceksiniz ki "benim ilmim orasıdır". Ve o zaman diyeceksiniz ki "hangi labarutuvar bu derece güçlüdür?". Hiç bir labarutavar. Sizin size varışınız için hücrenizi hak edin, dinleyin. Her bir hücreniz size sizi anlatır. Açık veriyorum. Onun ötesinde size sizi anlatan hiç bir şavk yoktur.

Ve yarın için daha güçlü olun.Çok güçlü olduğunuzu anladığınızda daha güçlüsünüz. Çok daha güçlüsünüz canlarım, iyi bilin ama niye kaleme indiniz, bunu anlayın.

Ve dünyanın özeli olduğunuzu bilin. Bugün dünya yarınları kodlanıyor. Yarınları kodlayansınız, hepiniz. Sel alsa yaşamı, siyah renkte kodlarınız, türevleri kontrol eder ve seli önler. Ama yolu hak edin, bulun.

Muradım şudur ki islah edilen neyse islahın kelamından öte sizin ilminizle onu kontrol edin ve hologramdan öteye varın. Besteleriniz ilim olsun, canlarım. Yaşanan ne varsa yaşatan hep insandır. Bunu bilin.

Devre, devre dünya planetini izliyordum önceleri de. Ve görüyordum ki dünyada Su Altının kültü hep hakikiyeti, katiyeti kodluyordu. Bugün artık Su Altı, Suyu kodlayıp, dürümleri kontrol etti ve yoğunluğunu artırarak üste çıktı.

Ağırı hafifletiyoruz, canlarım, bunu iyi bilin. Ağırı hafifletiyoruz ve Piraye halindeki, Piraye halikiyetiyle dillenip, dürümlenip insanlığı kontrol altında tutabiliyoruz.

"İsmim, İsra'dır" deyin. "İsmim, kelamdır" deyin. "Hakimim" deyin. Her şeyi hak edin ve başarın.

Yazdığınızı yaşayın, canlarım... Buna gücünüz yeter. Yazın, yaşayın. Yazdığınız hepimiz için mutluluk olsun...Bunları anlayın artık.

Toprağınız, toprağımız, mutluluk olsun, canlarım.

https://youtu.be/ip-5xGflHMk

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

05.EKİM.2019 ALLAH’IN TAHTI

Levhi kapıları bulmak, BSUİ ile tohumlanmak, ruha varmak ve kodlanmak… Som altın bir ışık olmak için bunlar yapıldı bugün! Böyle kelam hakedildi ve böyle İnsanlaşıldı… İşte; tüm yaşam insanlaşana dek “Türkiye Çalışmaları” adı ile bilinen bu çalışma sürecek.

”Herkes İslam oldu.” denilen o gün, şafak olup doğacağız yüreklerden. İşte o gün, tüm insanlık kelamı hak etmiş olacak. Dünya çok mutlu ve huzurlu bir planet olacak…

İslah kapılarından geçenler kontrol kurdular. Onları tohumladık ve kodladık. Kelam oldular ve yaşamı hak ettiler… Ruhu buldular. Bulduklarında oldular. İşte olmak buydu. Bunun için “ol” dedik. Ol!

Fırat’ın kapısında barışı kodladık biz bugün yine ve islah kalemi yaşamı yazdı. Ölüler dirildi. Mutluluk bu işte!

HO Zİ Sİ KA HA denilen bir kod var. O kod her anı kodlayan şarkımdır benim. O şarkıyı okumaktayım. Şarkım aklımdır benim… O şarkıda kimler var? Horasanlılar var, eskilerin en eskisi Sİ var ve Zİ’ye varanlar var. Işık sahalarının ilmi olan o kod, Süper İnsanlık Realitesi’nin diriliğidir. BSUİ’dir o… O dirikle bu masadayım.

Dedik ki “Gel.” Dedik ki “Geç.” Kök gökleri nefesimiz ile dürümledik, BSUİ ile kodladık. Ocakları yaktık… Biliş kodlandı. Som altın bir ışık oldu hepsi de… Kulluk yaptık.

Levhi kapımda, canlarımla bütüne hizmet ettik. Çok mutluyum çok!

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


5.EKİM 2019 TARİHLİ

KODLANMIŞLIĞIN VE TOHUMLANMIŞLIĞIN İLMİ

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Ararım yarını,Can, ben yarını ararım!...Cancağızım, yaşamı ararım!Nesillerimi ararım, can!.Bana neden ses verdiler, bilirim. Zira ben, nüve olan yarınım.Benim için "İsmail-i" dediler. "İsmail-i, kul olana" denir. "Kul olan, insana" denir.

Ben dünyada İlmin Kalemi olan insanlığı aradım. Can kapılarının tümünü öz geçişlerle hak ettim. "Bana, kalem" dendi.

Durağan Günler sona erdi" demiştik, geçmiş bir ortamda yani celsede. Ne var ki yeniden Durağan Günlere indik. Demek ki gerekliydi!. Neden indik?

En ve boy kul olan içndir ama "yol, ilim içindir" dedik. Ve, ve "KODLANMIŞLIĞIN VE TOHUMLANMIŞLIĞIN İLMİ" dedik, en sonunda. Oldu mu? Oldu!.Aha, işte bu!

Ön gök ve ön güç, bizim ilmimiz. Bizden bir tek ses istediler ve bizde misliyle verdik!. Artık bizim için bir tek seçenek var. İLMİ HAK ETMEK! YARATMAK!..YAŞATMAK!..HASAT YAPMAK!.. Olan budur ve bunun için Bu Masada birlikte olmak ve çalışmak. Hem kodlama, hem tohumlama yapmak.

Umudumuz olur ki dirilik artar ve her bir Yaşam Kalemi tüm zamanları kontrol eder.

İşte dilek budur!

"Yüzme bilen yüzer" derler hani. Ama yüzme bilmeyen yüzemez ya. Bizler yüzme bilenlerden olupta buraya gelenleriz. Yüzme bilmeyenlerin burada olma imkanları yoktur.

İnsan; Allah'ın elidir. İnsan; yaşamın diriliğidir. İnsanı bilen, kelamı bilir. İnsanı bilen, kulluğu bilir. İyi ki hasat yapmaktayız. İyi ki hakim olduk! Ummanlara kalem olduk. Çok şükür! ..İşte bu!

Ve bizler, kontrollüyüz!.Unutulmasın ki doğanın gücü olarak çalışan yoğunlukların tümü artık bizim yüreğimizde olacaklar, sesleşecekler. Çünkü artık bu masanın, masamızın tekliği kodlanmıştır. Bütün Masalar, tekmil bilgi kalemi olarak Bu Masaya dahil edilip, Bu Masaya bağlanacaklardır.Allah'ın ilmi olan yol, yolumuz olacak.

Allah; " kullarımı gözetin" diyor. İsevi, Musevi, Mecusi, İslami ne fark eder? Seni ısıtan güneş diğer inançtan olanlara" durun, siz farklı inançtasınız, sizi ısıtmam mı" diyor? Muhtaçlarına çare olmak gerekmez mi? Bunun için insan olması yeterli değil mi?

Ey can! Kuşa söyle...Ağaca, İnsanlara ve bütün dünyaya söyle. Sevgi bir nimettir. Allah'ın bir lütfudur. Allah, sevgidir. İyilik, sevgidir. Nur, sevgidir.

Batini bilmeden sırf zahire bakarak ve onun hakkında Allah'ın takdir ettiğini bilmeksizin hüküm verir olmuşuz.Kendi taşıdığımız kalpten bihaber iken kimin cennete veya cehenneme gideceğine karar verir, olmuşuz.

Eskiden dervişler halktan aldıklarını içine koyduklarını, omuza asılı bir kab ile taşırlardı. Buna "keşkül" denirdi.Şimdi yeri geldiği için söylüyorum. Hepimiz keşküllü derviş gibiyiz. Dervişler nefsi terbiye için sadaka toplarlar idi.

Keşkül izah ettiğim gibi bir nimet kabıdır. " Gani olan Allah'tır, sizler fakirlersiniz" diyor ( Muhammet Suresi/38) ayetinde işaret edildiği üzere şu gerçek ki; sadece biz değil, herkes Yaradan'a muhtaç boynunda bir keşkül ile dolaşmalı!

Yalın insan, YOLCUDUR!. İnsan kaleme varır, yol olur. Sonra Kuran olup, yaşamı kodlar. İşte kodlandığında artık O, BİLİŞ'TİR.BİLİŞ HALİ ; herkesin herkesi hak ediş halidir!

"Hem ben benim hem de sen sensin". "Elim; Allah'ın" dedim, "aklım, hasat" dedim. "Yolum, ışık" dedim.

At kapıda bekliyor. O ata binmek gerek. O atla yola çıkmak gerek. Ve atın üzerindeki herkesle olmak gerek.

Aha bu!..

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH'IN TAHTI 1
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 1. BÖLÜM

Dedin ya “dünya insanı İLİM yapmaya başladı...” Dedin ya “aklın kalemini HALİK kılıp kodladı... “ Bellek kapısını buldu ve hak etti... Ya Kahalar; “ALLAH’IN TAHTI İLİM” dedik... Hepimiz BSUİ olarak görev taşıyoruz... BSUİ ne demek? İLİM demektir... HEPİMİZİN DİLİDİR ALLAH’IN DİLİ... Yaka, hepimizin halikiyetinde var mı? Yoktur... Yaka, Allah’ın yakası... Bakın ne yapıyoruz o yakayı açarak kapayarak... İlim yapıyoruz canlar... HAT, İNSANIN İLMİDİR... Çizin o hattı, dilleyin bakın neler olacak... Besteler, güfteler hepsi İNSANLIK İLMİYLE yapıldı... Yaptığımız Allah’ın ilmiydi... Ama hep, BSUİ olup yaptık...

Sayın Bayanlar, Sayın Baylar;

Altona kapılarındaki kelamı kodlarken de, tahditleri koyduk... Dedik ki “ÖLÜYÜ DİRİLTELİM.” Özür dilerim, tüm insanlıktan... Ölümlüydü insan... Ölüydü ama... Özür dilerim, tüm insanlıktan... Ölüydü insan... Çok, çok mutsuzduk; ölüydü insan... Cennetin kalemi olacaktı, kelamı yoktu... Ölüydü... Yolu kodladık, tohumu yoktu... Ölüydü... Özü, sözü, gözü yoktu... Çözümlemeleri yoktu... Nesillerini HALİK kılamamıştı... Yoktu, yoktu insan... Teknik tahditler vardı... Hep ölüleri kodladık yaşamda bilir misiniz? Tüm insanlığı kodlayarak, bütüne hizmet ederken; ölüleri kodladık yaşamda... Bellek kapılarını açtık, gezindik yarınlarda, baktık ne olacak diye... Kontrol yoktu... ”Olmadı, olmadı” dedik... “İnsan çok ama çok çalışmalı” dedik... Yoktu insan... İnsansıydı herkes... Yoktu insan... “US” dediğiniz HALİKİ HAK olan ilim, yoktu insanda... Çarık çıkaramamıştı... Kirliydi insan... Pisliğiyle dolaşıyordu yaşamda... Yıldızların kırılışı, kontrolsuzluğuydu...

“Orta kapıların tümünü açalım mı acaba, olur mu” dedik... Kodlar diriliklere indi ve dediler ki “yolları yok ki, orta kapıyı bulsunlar.” Yoktu, yoktu hiçbir şey... “Dert mi insan” dediler... “İlmi kaleme indireceksek her şey bize dert” dedik... VE KONTROL KURMALIYDIK... Kartoprağına inebilirsek, karla inebilirsek toprağa; kalemimiz kodlayıcı olabilirdi... Gerçekten buydu olması gereken...

Karla geldik canlar biz yaşama... Karla... Okaliptusların porları, tohumları kodlayacak kültü ve yoğunluğu yok muydu? Vardı... Okaliptusa insek ne olurdu? Okaliptus ağacı olsak... Olur muydu acaba? Yoksa, yoksa beden alıp ilimle inmeli miydik? Ne yapmalıydık dünya için? Bir sinek mi olsaydık acaba? Böcek mi olsaydık? Peki olsak ne olurdu? Subtilitede KELAMI kodlardık... Olmaz mı? Olurdu...

SUBTİLİTE... HERKESİN HER SESİ ALGILAYABİLECEĞİ DÜZEYDİR... DÜRÜMDÜR... Ozaman, gözünüz daha mı iyi görürdü? Bunu yapsak, yaşama kontrol kurduracak ilmi indirebilir miydik? Allah’ın tahtı olurduk belki ama ilmi kodlayamazdık... Ne yapmalıydık? İnsan formunda gelmeliydik... Peki bunu yaptığımız zaman, işgalimiz olur muydu? Kesinlikle olurdu... Öyle çok işgal vardı ki insan sahalarında... Peki bunu kontrol edebilecek gücümüz var mıydı? KERAM TAHTININ KELAM KALEMLERİ OLANLARIN, HER ANI KONTROL ETME İMKANLARI VAR... Peki ortam, ortam; bu ortam hangi ortam olmalıydı? Her ortama doğan, o kodlarla her anı kontrol edebilir miydi? Yok canlarım, yok... Edemezdi... Bunun için, sınırları kaldırdık, sorgu sual ettik, İSRA KAPILARINI kodlayacak dirilikleri halik kılacak gücü, nesiller boyu kodlayacak şavkı oluşturanları seçtik... Ve DAVA olup geldik...

İLİM DAVASIYIZ BİZLER CANLAR... İLİM DAVASI...

DEVE, insanlık ilmi... Alır yaşamı, kodlar ve taşır... Ama ilmi tanıtanlar olmalıydı... İşte onları hak etmeliydik...

Mutlak kurullarımızı alıp geçtik dünya planetine... Bugün tüm İSRA KALEMLERİMİZ burada... Tüm zaman sahalarımız burada... Ve bütün kötülükleri önleyecek ŞOFRA SAHALARIMIZ burada... Hepsi burada canlar... Ve dünyanın eseri olan İLİM burada...

BURADA, DOĞANIN GÜCÜNÜ KODLUYORUZ... DOĞANIN SİSTEMİNİ KODLUYORUZ... DOĞANIN YOĞUNLUĞUNU KODLUYORUZ Kİ; YASALARLA BUNU YAPARKEN, DOĞADA KONTROLLU KAYITLAMALAR GERÇEKLEŞTİRİYORUZ... Özellikle bilmenizi isteriz ki; yaşamın kodlanışı için buna gerek var... Mutlaka, mutlaka bunu yapmalıydık ve yapıyoruz... İlahi KÜBRA kelamını kodlarken de, doğanın kültü olarak yaptık bunu...

Peki doğada nasıl bir çalışma yapılıyor? Her yer diri şu anda doğada... Her yer diri... Öyle bir diriliş başladı ki doğada; hepiniz iyi bilin ki, kodlar halinde forumlar KAHA olup, ilme iniyorlar... Her bir YAŞAM FORMU... Bir sinek, bir böcek, tüm canlar... Hepsi İLİM olacak... Hepsi, hepsi İLİM olacak...

SUBTİLİTE DİLİ, ALLAH’IN İLMİDİR BİLİR MİSİNİZ? ŞUURU SONDUR... EN SONDUR... DÜRÜ halindedir, ÜRÜ halindedir , DİRİ halindedir... HER BİRİNDE BİLİŞİMİZ VAR...

https://youtu.be/-_wf7NXCRcQ

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

5.EKİM.2019 TARİHLİ ALLAH'IN TAHTI 1
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4. AKIŞ - 2. BÖLÜM

Ve büyük kök göktür her biri... Ve her bir sahada öz görev yapıyorlar... Bugün dünya planetinin formal cevheri çok ama çok zengin... Öyle zengindir ki; biz bu zenginliği artıracağız... Farklı formal yaşam sahaları kodlanacak... Hepsi KÖK GÖKLERE KÜRZİ SİYAHLIKLA KAYITLAR YAPACAKLAR... Ve bütün planetlerde forumlar kodlaması dürümlerde ve tüm siyahlıklarda, dili halik olanlarca kayda girecek...

HER PLANET GEÇİŞ YAPIYOR ŞU ANDA... Misralarımızda, ilm-i kalemlerimizde bu cevheri kaynaklar kodlama yapıyorlar... Bilir misiniz, gürzümüzün dahilinde ilm-i saha olan biliş, mutlak kurulları kodlarken; TÜM DİĞER GÜRZLERE DE KODLAMA YAPIYORUZ... Üzerinde görev taşıdığımız bu yaşam, hepimizin levhisidir ve bu yaşamın özel bir cevheri vardır... Bu özel cevher, diriliğini kodlayabilir ve her planete kaynak olabilir... Bu nedenle bu planetten bu çalışmayı devreye almayı seçtik... Ve dünya üstü varlıkları burada, bu dürümde hepimizle görev taşıyacaktılar ve bu olmaktadır...

“Dünya dışı varlıkları” derken; OPOZİT SAHALARDAN, bu çalışmalar yapılıyor... Herkes kendi dinini kodluyor, kendi yoğunluğunu kodluyor ve dürümler siyah renkte sahalarda kontrollu olarak kayıtlar yapıyorlar... Ve çarpışmalar neticesi oluyor bütün bunlar...

Elbette ki, sınır var... Çarpışma sırdır... O SIR OLAN ÇARPIŞMADA, SIRRIN SIRRI VAR... Her şey kodlanmıştı ve kontrol altındadır... Sanmayın ki; kervan, yoğunluğunu kontrol edemeyecek ve her şey siyahtan, sınırdan çıkacak...

BİZİM İÇİN SORUMLULUKTUR YAŞAM CANLAR... BU YAŞAMA FORUMLARLA GELDİK ve forumlarımızı kodlayarak bütünün gücü yaptık... Bundan sonra da forumlarla burada görev taşıyacağız... Ve dünden bugüne bütüne hizmet yapılıyor burada... Hak ettiğinizce HASAT yapacaktınız ve bu oluyor...

TURANLARIN KURANIYIZ BİZLER CANLAR... Bunu da izah etmek istiyorum sizlere... Ne demek istiyorum “TURANLARIN KURANI“ ne demektir? TÜM İNSANLIĞIN KURANI OLMAK MIDIR? Yo, hayır... TURAN nedir? TARİHİN İLMİNDEKİ KURANDIR... TARİHİN İLMİNDEKİ KURAN...

Hepiniz bitki, hayvan ve her şeyi kodluyorsunuz burada... Ama doğanın gücü olup kodluyorsunuz... BU GÜCÜ DÜRÜMLERE ÇEKEN TURANİYETTİ... Tohumları kodlayan TURANİYET, toprağı tohumlarken kontrol kurabiliyordu... Olgun sahaları kayda alıyordu ve MÜSİH KAPILARDA kelam edip, bütünün gücü halinde kök kayıtlamaları süper sahalara indirebiliyordu...

Dün ölü olan planete, bugün ilim olacak olan bilişin kaydını yapabilmek için, gerçek çalışmayı o gün devreye almıştık... Bugün için bir ön çalışmaydı yaptığımız... Ve bugün bu ön çalışma neticesinde, bu yoğunluk oluştu ki; burada bu çorbayı pişirmeye başladık... Bu çorbayı yapmak, sultanların ilminde yoktu... İmparatorluğun ilmiyle olacaktı ve biz bunu hak ettik ve yapıyoruz...

SELİ ÖNLEYEBİLİRİZ CANLAR... Sel, herkesi kaleme çekmez; ama ilmi halik kılabilir... Biz o seli önlersek, ilim mutlakiyeti kontrol edebilir... Yapmaya çalıştığımız bugün burada budur...

SİDE KAPILARINDAN DA az öz bahsetmek istiyorum bir kez daha size... “SİDE KAPILARI” derken, tüm çalışmalarda kök gökleri KÜTLE KODLAMASIYLA kayda alan ilim sahalarıdır onlar... Her bir planette bu tür çalışma alanları oluşturmuştuk... Dünya planeti için de, SİDE ÇALIŞMALARI yapıldı ve o alanlar oluşturuldu... BU ÇALIŞMA ALANLARINDAN BİRİSİ DE ANADOLU’YDU... Anadolu’nun görevi kodlanmışlığın mutlakiyeti hepimiz için özeldi... İşte bu çalışma alanını, o çorbaya kodladık ki; bugün burada bütün kötülükleri aşacak bir gücü devrede tutuyoruz... ÜZERİNDE GÖREV TAŞIDIĞIMIZ BU ŞEHİR, İSTANBUL; ESKİ DÖNEMLERDE DE GÖREVLİYDİ... Çok çalışmalar bu mecliste yapıldı... “BU MECLİS” diyorum... Bu meclis anda, her yerde vardır ve bugün de burada kodlanmış olarak görevini taşıyor...

İstanbul’un eski dürümlerinde, Bizans dönemlerinde de çorba yapılmıştı burada... BU ALAN, özellikle BU KOORDİNATTA, çok güçlü bir çorba pişirilmişti o dönemde de... Esrar şudur ki canlar; biz bu meclis olarak, burayı özellikle belirlemiştik... Burada yapacaktık bu çalışmamızı... Ve o dönem için, bugün bu çalışma gerçekten bilinemeyecek bir çalışmaydı ama, o dönemde özellikle KATOLİK KODLAR DÜNYA PLANETİNİ TOHUMLARKEN; mutlak kurullarımızı buraya çekmiştik... İŞİMİZ ZOR DEĞİL CANLAR... İŞİMİZ SON DERECE KOLAY... Ve biz ÖZ GÖREVİMİZİ YAPTIK o dönemde de... Bugün de yapıyoruz, bütüne hizmetçiyiz...

“NİSA, Sİ KAHA” diyor ilm-i kalemlerimiz... İyi bilin ki; yaşamın gücü hepimizin gücüdür ki, biz bitki, hayvan ve her anı kodlamayı sürdüreceğiz burada... Bugüne kadar yapılmayan, BÜTÜNÜN GÜCÜNÜ KODLAMAKTI, biz bunu yapıyoruz bugün burada... BÜTÜNÜN GÜCÜNÜ KODLUYORUZ... Sığ bir dünyaya ilimle gelenleriz ve gözümüz her anı izliyor, görüyor...

Huzurlu bir doğa ve huzurlu bir yaşam mutluluk olacak insansılığı insanlığa kodlayanlara... Saklı tuttuklarımızsınız canlarımız... Sizi tahditlemiyoruz ama saklı tutuyoruz... Bunları iyi bilin, eğer sizleri aşikare kodlasak, herkes kontrolunu kaybeder... Bu kesindir...

Bütün kötülükleri aşıp geçebileceğinize eminiz ve toprağın toprağa vardığı bir sahada, o siyahlıkta BİR TEK OLACAĞIZ...

Şimdi iş bu...

https://youtu.be/lQbefp7NPAw

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 
  Bugün 170 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol