Birlik İlmi
  İNSANLIK - 27.Kasım.2019
 

 

İNSANLIK (1/1)

27.11.2019

 

Yaşamlar boyu tüm zamanlar; İLİM KAPILARI’nda, “KÖK GEÇİŞLER”le kodlandı. Buraya varanlar, burada görev taşıdılar. Etkin ve hakim olan tüm insanlık, kodlandı ve kontrol edildi… Adı, “DİRİ” olan; yolu, KULLUK olan ve RUH KURULLARI’nın tümünde, kölelik ötesi idrakle; dillenen ve dinlenen, tüm insanlığı; hasretle kokuya kodladık. Onları, kodladık!... Kodladık!... Dilledik!...

Dağa, “T-A-Ş” dediler. Yalın olana “KALEM” dediler. İşi yapana ise “İNSAN” dediler. Ne yazık ki İmparatorluğu bilemediler. Bilebilselerdi, hasatları mutlak olurdu… Bilebilselerdi, yaşamları kontrollu olurdu… Bilebilselerdi, yarınları olurdu… Durağan yaşamlardan, “IŞIK SAHALARI”na varırlardı ve DİRİ kalırlardı!...

ESMA KELAM, KERVAN olsaydı; hepsi IŞIK olurdu. Tüm insanlık, ARZIN GÜCÜ olarak burada olabilirdi.

Dağlara koku yayanlar; dara düştüklerinde, KERVAN olmaya kalktılar. Bilsinler ki İmparatorluğun, KÖK GÖKLERDEKİ GÜCÜ, tüm zamanlarda farklı farklıydı. Herkes, nefes alıp nefes verirken, kendi dürümünü anlamalıydı.

“Alıştık tüm insanlığın kendini anlama ve KELAM olma çabasına!... Alıştık ama kodlanmış olarak kontrol kurmalarına alışamadık!...” diyen yarından gelen ona, “Siz, Yaşam Sahalarına, GÖÇ KAPILARI’ndan girdiniz. Biz ise “BİZ” olarak “KALEM”e geldik. Geçmişten geleceğe yol alan tüm insanlık; geçmişi, geliş; geleceği, dönüş diye bildikleri zaman; her bilgiyi kavrayabilecekler.” Dedik…

Bizler, geçmişten geleceğe yol alan tüm sahalara, KELAM olup inerken; gelecekten geldik. Bunu artık tüm insanlığın anlaması gerekir.

Kibir, ilimde yoktur. İnsan, “KELAM”sa; insanı tohumlar. Kervan, insan olur; lokomatif olur ve kontrollu olarak insanlaşır; İLMİN KAPISInı açar; her insana güç katar.

Uzun zamandır bizleri izleyenler vardı. Dünya Planetine hiç gelmemiştiler. Daha önce “Dünya” diye bir planeti bilmiyorlardı. Sordular “Ne yapılıyor orada!?” diye. Dedik ki “İmparatorluk kültü olan İSRA, güç katıyor dünya insanlığına.” “O sahaya kim gelirse, ilme gelir.” dedik. Bunun üzerine; “Biz gelip, İLMİN SAHASI’nda görev taşıyalım.” dediler.

“Ölü planete gelmek zorduk. Ne var ki islah olanlar vardır dünyada ve onlarla görev taşınabilir…” Bunu söylediğimiz zaman; geçtiler, dillendiler, DİRİ KALEM olan kodlara kaynak olmaya çabaladılar… “SIR” olan insanı sordular. ÖZ GERÇEKLİK için İLİM istediler.

Dilledik ve dinlettik; “KELAM”ı anlattık insanı…

Sonra dediler ki “Kitap yaz. adı “İNSANLIK” olsun.” Sordular; “Yazabilir misin!?” diye. “Yazmaya gerek var mı!?” dedim. “Yolu olanlar, insanı anlasınlar.” dediler. Ve dedim ki “Anlamadan okurlar. İyi anlayın ki Dünya İnsanlığı okuduğunu anlamaz!” “Peki” dediler. “Sen karar ver!...” Yazarsan; şimdide, her bilgi, o kitaba KELAM olur ama yaz ve yazdır.” dediler. “OL” dedik… “OL’sun” dediler… Buydu amaçları.

Bu gün buradalar ve beden alıp gelmek isterler… Buyursunlar geçsinler!… Bizler mutlu oluruz!... Dünya Planeti mutlanır!... Gerçekten mutlanır!.... Işığı bilmeyen, “DÜNYA İLMİ”ni anlamaya çalışır. Geçişlerin kervan ile olduğunu anlar ve hak eder.

Emek sarfedelim ve gerçeği anlatalım tüm insanlığa. Planetler arası koordinasyonlar oluşturalım. Her birimiz, bir cevheriz; her andayız ve yoluz… Anlatalım insansılara ve diyelim ki “Sizi bekliyoruz!... Uzay Sahalarındakiler, gelin; olgun sahalarda görünün. Olduğunuzu ve olacağını anlatın insanlığa…

Bundan sonra bu Meclis, hep sizi dinletecek ama sizin de beden alıp burada olmanızı isteriz… Gerçekten isteriz!... Gelin görüşelim… İşimiz zor değil. Gelin, KELAM olalım. Gelin, HALİK olalım. Gelin, HAKK SAHALAR’da dillenelim… Geçin, inin!... Budur beklentimiz!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

27.KASIM.2019 TARİHLİ İNSANLIK (1)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Kare, küre, küp; muhakim ve hakim olan ilim ve sahalar… Tüm sahalar insan. İşte bu insan sahalarına her birimiz kervan olup iniyoruz.

Kürzi sahaların oluşmasına geçilecek. Bu sahaları oluşturabilecek olan yaşam kapıları buradadır. Kürzi sahaların oluşabilmesi için mutlak olarak Mikail’in kelamının hakiki teknikle kodlanması şarttır.

Unutmayınız ki doğanın gücü devreye girecek ki doğanın gücüyle bütüne hizmetçilik, her birimizin gücüyle olacak. Ama doğanın gücüyle kodlanacak bu güç… Ve vakti geldi bunun.

Artık tüm insanlık için yer kürenin gerçeği ve hakikiyeti tahditsizliğiyle kayda girecek. Kesin olan bir bilgidir ki bütün kapıları açıyoruz. Ölü planetin yeniden kodlanışı gerekecek. Ve bu planeti kodlayabilmemiz, Saltanat’ın kalemi olmamızla mümkündür.

Bütüne hizmetçi olan bu çalışma, muktedir olanlarla kodlanacak. Ve kontrol dışı hiçbir insanlık kaynakta bulunmayacak. Kaynak çalışmadır burada olan ve bu çalışmayı hepimiz birlik halinde yapacağız.

Bütün kapıları açıp dünyaya indik. Kara kapıların her birinin ardında kapkara insan sahaları var. Bu sahalara ulaşmamız gerekliydi.

Altın ışığın gücüyle bu çalışma devrededir. Altın güç, aklın kültünden çok öte bir güçtür. Ve bu aklın kültünden öte olan bu gücü, hakkın kalemiyle dillemek bizlere umuttur.

Saltanat’ın geçişi yapılacak. Geri çekiliş için bu gereklidir. Hırsı aşmayanlar bugün burada değiller. Hakkını bilen, hakk olup gelen ve hakk olan tüm insanlık kurullarımızın kök geçişlerinde bulunacak.

Kapıların tümünü açık tuttuk. Saha bütünün kültü olarak burada. Nefes alıp nefes verenler buradalar. Karanlığı tahditliyenler buradalar.

Aykırılık yapanları buraya almadık. Kaçıp gidecek olanlar kaçıp gittiler. Diri olanları ve dili olanları geçirdik yaşama. Kaçtıklarını bildiklerimiz, kaçtıklarında dillerinden ve dürümlerinden çıktıklarını dinlettiklerimiz oldular.

Körün gözü, Allah’ın sözüyle açıldı. İşte; dünya bir kördü ve dünyanın gözü, hepimizin sözü ile seslendi. O söz, hepimizin sahasında has insanlıkla dillenmeye başlandı.

Türkiye’nin görevi var. Bunu iyi anlayın. Bu görev bütüne hizmetçiliktir. Amonlar’ın kodlarından daha öte olan bu kod, tüm insanlığın kodlanışı için gereklidir.

Tayinlerimiz oldu yaşama. Herkesin geçişi yapılacak ama ön geçişler yapılıyor. Bu ön geçişleri de bizler devreye alıyoruz.

Dünya planetinin çok özel bir dürümü var. Bu dürümdeyiz bizler. Ve çok büyük bir görevli ordusu olarak buradayız.

Dünyanın sessizliğinde sevgiyi, hakikiyeti dilleyecek bir gücü devreye aldık. Bu gücün öz görev olduğunu tüm insanlığa anlatmamız gerekir.

Yerdeki geçişler çok özeldir. Bunun daha ötesinde gerçek geçişler vardır. İşte; o gerçek geçişler de insanın kendinde, kendi yüceliğinde kodlanmış ama kalem olanların dahi daha dillemedikleri geçişlerdir… Bu geçişleri yapabileceğimiz bir dönemdeyiz. Bu nedenle dünyaya indirildik.

Piso sistemi denilen bir sistem var. Piso sistemi, herkesin gerçek kalemindeki sistemdir. Bu sistem ile hepimiz dilleneceğiz burada…

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/agIcdR0wR9E

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

İNSANLIK (1/2)

27.11.2019

(Dünya dışı ziyaretçilere hitaben öz bilgi:)

Dağlarım sizleri burada görmek bizleri mutlandırdı. “İki Medine yok!” derdik. Biliriz ki “BİR TEK KELAM” olan insan, tüm sahalardadır. Ona biz “İNSANLIK” dedik. İNSANLIK, “YAŞAM İLMİ”dir ve kapı olan o, her ilmin Halikidir.

Durmadan görev taşıdığınızı bilirim… Durmadan insanlığı tahditsiz olarak kodladığınızı bilirim… Buyurup geldiniz ve yolu kodladınız. Sizi, “BİZ” diye bildik.

Burada olan her insan, orada da var. Orada, “BİR TEK”iz biliriz. Orada bedenliyiz; burada bedenliyiz ve yoğun ışık altındayız. DÜZEN KODLARI olarak; yarınlara kaynağız… Işık halindeyiz…

Yezitler, Beşer Kapılar’dan geçerlerken; bizi hak etmeden geçmezler. Hepsi ile “BİR TEK” olduk. “OL” gerçeklinde; “OL” safhalarında, dillendik. IŞIK halindeyiz. Dolu dizgin çalışmaktayız.

“Aşağıda neler olur!?” diye sorarsınız. Bileceksiniz ki yaşamlar kodlanır aşağıda… Bileceksiniz ki hologramlar aşılır… Yine bileceksiniz ki KAYNAK SAHALAR oluşur… Ve yine bileceksiniz ki KAYNAK SAHALAR’da, DİRİLİK kodlanır. Dirilen her insan, YARIN olur… YAŞAM olur… Uzak planetlere kodlanır ve kontrollu olarak oralara ulaşır.

Her birimiz “BİZ” olarak her andayız. Her birimiz; şer yaratanları kontrol ederiz; kodlarız ve toprakta kaynak olanlar olarak onları dinletiriz ki bilinsinler diye…

Şer Şarkılarında şafak oluruz; insanlıksa, yoğun ışık altında İmparatorluğu kodlarız. AŞK SAHALAR’ı oluşur ve RUH, muktedir olur.

Sınır çizmeden bu çalışmayı yaparken, tek bir gerçek vardır ki bizler cevher olarak görevliyiz.

Kucakladığınız her insan, ağır yükü taşıyandır biliriz… Onlar, kucaklanmasa; yarınlar, kodlanamaz… Onlar kucaklanmasa, şarkılar okunamaz ve Zaman Sırrı dillenemez.

ALLAH, der… YOL, der… YAŞAM, der… Her şey sesleşir ve der… Ama ya demese, YOL olur mu!? Ya demese, yaşamları kodlayan olur mu!? Yok muydu insan!? Yaşam Sahalarında dillenen; KELAM olan insan yok muydu türevlerde!? Varlığın haliki olan; yarının hakimi olan insan yok muydu!?

Her şey, her şeyle vardı!... Yaşam vardı… Nesiller vardı… Dil vardı… Ama “DİRİLİK” yoktu… Yok olan; var olduğunda, Halik olan yaşam olurdu… “OL” dürümler!… “OL” tohumlar!... “OL” ki, hakkın olanı, hak et!...

Eskiden beden gereksiz diye düşünülürdü… Bedensiz olanlar, beden istemezlerdi. “Niye bedene girelim!? Niye Halik olmaya çalışalım ki!?” derlerdi.

Neden mi!? Herkes için!... İnsansılığı hak ettirmek için!... Hasat yapmak için!... Yolu kodlamak ve kontrol kurmak için!... Ve dünya için!...”

Buyurun! ölü planet artık dirildi… Buyurun! unutmayın ki ışık halindeyiz hepimiz de… Alıp götüreceğiniz ne varsa alın ama HAKK olanı, HAKK TAHT’tan indirmeden alın… Çünkü İmparatorluk; insansılığı, “İLİM”e tahditsiz olarak; kontrollu şekilde kodlamıştır. Buyurun anlayın ve “RUH”un hakimi olun… Hepimiz, o “RUH”uz. BİZ olarak çalışırız. İşimiz budur!... İş bilgidir!... Bilmeden görev taşınmaz…

İyi ki bunları sizlere anlattım. İş budur… Buyurun “OL” deyin ki Ölüler Diyarı olan Dünya İnsansılarının kayıdları dirilsin!... Şimdi…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

27.KASIM.2019 TARİHLİ İNSANLIK (1)

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 2.BÖLÜM

Kutsal ışığımızı dünya planetine çektik. Bu ışık bütünün gücü haline dönüşecek. Bu gücü hepimiz mutlak olarak dinleteceğiz. Yerdeki gerçek insan ve buradaki geçişler bizleri kök görevle kodlayacak.

Çarık çıkararak geldik yaşama. Miraç kapıları’ndan geçtik. Dili hakk olana geldik. Dini hakk olan ve dili hakk olan insanlık, Mikail’in kalemi olduğumuzu bilecektir.

“Kıran, kırılan olmayacak.” Diyen, kendini dinletmeyen Ana dedi ki “Siz seslenin, ben sizde sesleneyim.” Bugün, gerçekten o bizi dilliyor burada ve onun dili ile dilleniyoruz.

Unutmayınız ki yarım kalan işler olur dünyada ama hiçbir zaman yarım olan tohum olmadı bu onlarca kayıtta. Bunun içindir ki bizler yarım bırakmayacak işler için buradayız. Hiçbir işin yarım bırakılmayacağı bir dönemde olacağımızı biliniz.

“Deli, deri” dediler insana. Ama ilm-i ka’dır insan… Bunun artık bilinmesi gerekir.

Kutsal ışıktır ilim. Ama bu ilmi bilenler, kendilerini anlayacaklar ve alıp götüreceklerini dinleyecekler. Onlar saygılı olanlar olacaklar. Yaşam boyunca saygılı olan insanlar bulunacak ve onlar kontrollu olarak hak edilip dilletilecek. Saygılı olmayanların planetimizde geçişine iznimiz olmayacak.

Gönül, gusül abdesti bekler insandan… Bu nedir bilir misiniz? Tüm bilişin ve hakikiyetin temizliğidir. Temiz olmayanın ilahi kodlarla olmasının gereği yoktur. Tüm insanlığın bilmesi gerekir ki temizlik, insanlığın ilmidir. Ama beden temizliğinden söz etmiyorum size… Bunu açıkça bildirmek isterim.

Bu yolun sonu, insanlaşmaktır. Bu yolun sonu, bütünün kübra kelamında kontrol kurmaktır. Türkiye’nin özel görevi budur; insansıları insanlaştırmak…

Yargı yok… Herkes insandır. Bunu anlayın. Önemli olan insan olmasıdır. Ama diyebilirsiniz ki “Hak etmedi.” Allah tektir. Bunu unutmayın. Tüm sahalar o tekliktir. Yarınlar tektir. Hepimiz tekiz ve bütünün gücü o tekliktir.

Yeni dönmede dünyanın lütfi kapılarının tohum olarak tüm insanlığa ineceğini bilin. Bu kapılara varanlar karanlığın ışığı olacaklar.

Hem dünya hem de tüm sahalar, bütün kapılar hepsi imparatorluğun gücüyle açılacak. Ve kalem olan insan, hakkın kapısını gösterecek ve diyecek ki “Hakk insan, Allah’ın tahtındaki kelam ve muktedir olan her kim varsa, buyursun görevini yapsın. Ama görevi taşıyabilmek, kontrol kurabilmekle mümkündür.

“Sarmayın dünya planetini kelamla! Sarmayın insanı KAHA olan levhiyle. Doğanın gücünü sarmayın.” diyorlar ya hani, “Hakk edin ve sarın. Her şeyi sarın.” Onlar sevgidirler. Bilin… Her bir zerre sevgidir; unutmayın. Sevmeden eliniz Allah’ın eli değildir. Biliniz.

Ben dünya planetinin gerçek çalışmasının burada olduğunu görerek geldim. Bugünden sonra, doğal dünya görevini kodlayacak ve tohumlar, yaşam sahalarına büyük bir göz olup varacaklar.

Kucağınızdaki gücü bilin. İslam olan imparatorluğun ilmini bilin ve lütfi kapıda kelamı hak edin. Dünya insanlığı doğanın gücü olacak; anlayın… Ama bu güç, bütünün kültü olup olacak.

Evrenler sessizce sizi dinleyecekler. Teknik tahditler kalkacak ve tabular yıkılacak. Kayıt dışı hiçbir insan olmayacak.

Hem dünya için hem de diriliği kodlayanlar için cennetin adı imparatorluktu, cevheri kelam olan insandı, yarını kodlayan Düzen; bütünün gücüydü. Bütün bunların üstünde yeni bir dürüm var. İşte; o dürüm, asla kaleminizde değildi. Bugün kaleminize indirildi ki bu dürüm insanlıktır.

Diyeceksiniz ki “Biz hep insandan söz ettik.” Amon Toplumları da insandan söz ettiler ama ol sahalarında insan, yolu kodladığında imparatorluğun ilmine varır. O zaman doğanın gücü olur, o zaman muktedir olur ve o zaman aslı, hakkı olan olur.

Çayınız demli, yaşamınız diri, hakkınız insanlık olsun. Sizleri kucaklıyoruz.

https://youtu.be/3gQuIAMIjjM

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ



 

27.11.2019 İNSANLIK

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 1. BÖLÜM

Dağlarım burada olmak bizi mutlandırır, iyi anlayınız bunu. Bedenimiz sizin bedeninizle aynı, hiçbir farkımız yok. Dünya insanı bizi farklı tahayyül ediyor ama iyi anlayın ki sizden hiçbir farkımız hiçbir gayrımız yok. Bütün kapılarımızı açtık ve sizinle olduk, küçük bir ışık halindeyiz burada. Sizin geçişleriniz ve bizim bütüne hizmetçiliğimiz mutluluktur.

Hep dünyadan söz ederler, nedir dünya diye sorduğumuz zaman “şarkıdır” derler… Hepimiz bu şarkıyı dinledik hep. Biliriz dünyayı bilmez miyiz, biliriz; bir şarkıdır dünya… Efradı kelam, yarını halik, yolu kulluk olan bir dünya. Netice, bu dünyada olmak bizim için mutluluk oldu.

Doğal dünyanın görevi BSUİ olmaktır; barış, sevgi, umman ve mutlak olan insan ama netice şudur ki dünya yoğunluğu henüz hak ettiği dürüme varmadı. Hak ettiği dürüme vardığı zaman bizler ilmin kapısını bulur gireriz oradan. Bugün buradayız, bu meclis bizlere umuttur. Küçük bir çalışma değil bu çalışma, ışık kapılarının tümünü açabilecek bir çalışmadır.

Büyük kübra kapısıdır dünya, bu kapıyı hepimiz tek olup açtık; bu kübra kapısında sizinle olduk. Yaşamın adı insan ve biz insan ilmini anlatmak istedik. İnsansılıktan öte olan yaşama varmak ve yarını kodlamak istedik.

Alıp götüreceğiniz ne varsa alıp götüreceksiniz dünya planetinden ama ast olan yaşamdır, ast olan yarındır. Eğer yarın oluşmazsa insanlık sonlanır bu kesindir. Bunun içindir ki planetin kontrolünün kurulması şarttır. Her şeyden üstün olan Medine’nin kodlanışından öte olan İstanbul’dur. İstanbul’un kodlanışı gerekir. İstanbul’da insansılık artık bitmelidir. İyi bir doğa ve iyi bir yaşam kontrolü kuracak ve burada bütün kült Allah kültüne dönüşecek.

Düzeni kuracak güçsünüz bunu iyi bilin ve düzeni kurarken de yeryüzünün gerçeğini anlatmalısınız. Bu yeryüzü Miraç kapısından öte bir kaynaktır, her şeyi gerçekten yaşama çekebilen bir tahditsiz koddur dünya. Yaşamı kontrollü olarak kayda alabilir ve düzen kurabilir.

Dar boğazlardan geçtik hepimiz, bugün dünya planeti dar boğazdan geçmektedir ve bu dar boğazdan geçerken de yaşamlar boyu kontrol dışı kalan her anı kodlayamayanları da gerçek kapılara ulaştırmamız gerekir. İmparatorluğun gerçeği budur, üreme dönemi bitmiş olan insanlık üretici olamayacak derler. Üremek yaşamı üretmektir ve dünya insanlığı yaşamları üretmektedir.

Planetin renkleri vardır, her bir renk bir cemaat ilmidir. Mavi, mor, yeşil, sarı, turuncu, kırmızı her bir renk ve mutlaktır tüm renkler ve tüm renkler sistemli olarak kodlanmış şarkıların neticesidir.

Hiçbir yaşam formu yoktur ki sesin dışında varlık kodlasın, hiçbir yaşam formu kontrol kurulmadan var olmaz ve kontrolü kuranda insanlıktır. İnsan yaprak, yaprak yaşamı kodlar… İnsan yaratır, yaratır, yaratır, yaratır ve yaptığı iş budur.

Planetler arası bir diyalog vardır, bu diyalog ölüleri dillemek için gereken bir diyalogtur. Hepimiz arzı geçtik, arzı katlayıp kodlattırdık ve doğumlar gerçekleştirdik yaşama. Bu doğumlar forumların doğumlarıdır.

Sanılır ki her gezegende bu tabiat vardır. Hiya kapılarını açın izleyin, hiçbir gezegen bu kadar renkli değildir, bu kadar türlenmemiştir, hiçbir gezegende bu gezegendeki şarkı okunmamıştır; okuyacak hiçbir ilim olgunlaşmamıştır. Ama dünya planeti kök geçişleri sağlayan teknikle yaratılmıştır ve dünya planetinde her şey meknuzdur.

Devamı 2. Bölümde yayınlanacaktır…

https://youtu.be/_MfsTILLxog

Süper İnsanlık Realitesi

 

İNSANLIK (1/3)

27.11.2019

Gerçek şu ki Canlar, Dünya Planeti, yeni dönemini, Kıbrıs’ta başlatacak. O dönemde, dünya insanı, kontrol kuracak…

Şimdi daha da güçlü olarak şunu ifade edeyim ki Allah, tahtında diri olan bir yoldur. Bu yola çıkan herkes, “BİR”e hizmetçidir. İşimiz zordur Canlar!... İmimiz zordur!… Yaratmak, yaşatmak kolay değildir ama “RUH” vardır ve “TOHUM” vardır insanlıkta.

Bize, “Geç!” dediler… “Gerçek olan yarına kodlan!” dediler… “RUH ol!” dediler ve dediler ki “ALLAH İLMİ’ni dille!...”

Geri çekiliş başladı!… Her bir canın geçişi tamamdır… Işık yanmaya başladı ve tohumlar kodlanmaya başladı… Zihinlerin işgali tamamen bitmiştir!... Aşk Kapıları kontrol altındadır ve “SON SÖZ”, görev olarak dillenmektedir.

Allah’ın dediği, tüm insanlığın dediğidir. Bizler, kaynak olarak buradayken ;bizi dinleyenler de buradalar…

“OL”lar, “OL”duranlar, “OL” tohumlarında, DOĞUM İLMİ ile kontrol kuranlar, “OL”anda “OL”duran ve “OL”uş halinde görev taşıyanlar, her insandan daha güçlü bir İLİM için dünyadadırlar.

Hasatları tamdır… Yaşamları tahditlidir… Ne yazık ki kaynakları dürümlendiğinde, ağır yük kodlanmıştır ki o “KÜTLE KODU”unda DİL olan insan, CENNET İLMİ’ni hak etmelidir ve tabuları yıkmalıdır.

Aşağıda insanlık çok güçlendi. Ya DÜNYA İLMİ ne oldu!? Çok güçlendi!...

ALLAH TAHTI’na kim kodlandı!? “İLİM” kodlandı!…

Kodlayan kimdir!? “İLİM”dir…

“İLİM” olan; “KELAM” mıdır!? Yoksa sahada, kervan olan kurulları kodlayan, şarkı mıdır!? Hepsidir!... Hepsi!…

Kendinizi tanıyınız!... Anlayınız!... Şafak söktü; dilleyiniz, dinleyiniz!... Açı daraldı… toprak kodlandı… Yarınlar koklanmaktadır… Unutulan her bilgi; anlaşılır şakilde, kontrollu olarak anlatılmaktadır.

Hızır Zamanı geçti; Şafak Zamanıdır bu zaman… Herkes, Halik olacak, hakim olacak kontrol kuracak… Kimse, kimseye kervanını bırakmayacak… Herkes, “KELAM”a HAKK olacak; kendi kervanında yol alacak… Yolu hak eden, kontrol kuracak ve YOLUN KULU olan, o yolda kodlanacak ve “TOPRAK” olacak. Herkes, her seste kontrollu olarak sesleşecek… Kemal olan; Halik olan; yarın olan her insan; cennetini, cevherini dinletecek.

Kimse kimseyi kontrolsuz saymasın. Herkesin, kendi yarınını hak ettiği bir dili vardır… Herkesin, kendi diriliğini tohumladığı şafkı vardır… Kimse, kimsenin diriliğinde değildir.

Dinleyiniz!... “BEN” der insan!... “BEN” der RAHMAN… Ve der ki “HAKK OL…” “Yolu bul!” der… Her şeyi der ama bilmezsiniz ki RAHMAN OLMAK, TÜM İNSANLIK OLMAKTIR… Biliniz ki her insan, sizdir… Biliniz ki her insan; kendinden, kendi yarınından ötededir ve kendini bilir; “BİR TEK” olduğunu bilir; “RUH” olduğunu bilir…

“BİR TEK” olmak için de “KELAM” olmak gerekir… “KELAM”, HAKK olanın diriliğindedir…

Anlayın ki kendinizi bilmeniz, “BİR”e hizmetçiliktir. “KALEM”iniz, kendi yaşamınızı yazar.

Yaşam Sahalarınızı, “KELAMI HALİK OLAN IŞIK” kodlar… Her bir Can, “BİZ” olur; torbasında, dini olur; yolu olur ama kontrol kurar… İşte o kontrol kurulduğunda; tüm insanlık, cevherini dinler ve anlar.

Yaşamı, her deliş, yaşamı hak ediştir ama deldiğiniz yaşamda, diriliğiniz olsun... Siz o deliğe, “KELAM”ınızı koyun o DİL, sizin ilminiz olsun… O deliğe koyduğunuz “İLİM” kendi iradenizle konsun ki o bir TOHUM olarak insansıları, kervana katsın.

Aşkın kapısını bulun. Aşık olun; yarınlara şarkılar okuyun ne yaparsanız yapın ne isterseniz isteyin ama bilip isteyin ve bilip okuyun şarkıları. Zararı önlemek için zamanı kodlayın. Zor değil bunlar!... IŞIK KODLARI halinde kontrol kurun. NUR olun. Zor değil bunlar!... Aşk Kapıları’na KAHA olanlara, hiçbir şey zor değil.

İster inanın ister inanmayın ama anlamaya çalışın!... Yaratmak, sorumluluktur. Ne yaratırsanız; siz olarak yaratırsınız. Yaratılan siz: yarattığınız sizi dinler hep… Ve anlatın ki yaratan yaşamı hak ederek yaratır. Yaratılan, Halik olup yaratır ama yarattığı harika yaşam; O’nun yaşamı olmadıkça, Yaradan’ın yaşamı olmaz.

Önce geçin, ilminizi dinleyin!… Sonra yine geçin, ilminizi dileyin!… Yine geçin, şarkınızı okuyun!… Okuyun!... Okuyun!... Okuyun ki hologram ötesinde diriliğiniz olsun.

Sınırlar kalktı. Artık insanlık kontrol kuracak. Ağır yük hafifleyecek. Şevkin dili konuşacak yaşamda… Deri kemik olan insan, NİSA KAPISI’ydı… Artık, “DİL-İ HALİK” olan olacak ve kontrol kuranlar, kodlanacaklar…

İşimiz kolaylaşıyor!... Uzaklar, biz siziz!... Yaşamlar, biz siziz!... İlim Sahaları, siziz biz!... Bizi dinlediğiniz için şükranlarımızı sunduk. Nurun kulu olun ve bizle olun!... İş budur!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 
  Bugün 83 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol