Birlik İlmi
  NİSA - 16.Kasım.2019
 

 

DAVET

Dostlarım, Her Cumartesi olduğu gibi 16.11.2019 tarihinde 14.00-18.00 saatleri arasında Dernek Merkezimizde; öz bilişimizi aktive ederek gerçekleştireceğimiz öz çözümlemeler kapsamında çalışmalarımıza devam edeceğiz. İlgi duyan ve katkı sunmak isteyen herkesi bekliyoruz. Buyrun yeni program veya programları birlikte açalım…

Saygılarımla,

Süper İnsanlık Realitesi Derneği

Av. Nezire SELÇUK

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.

Tel: 0 216 348 95 59

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

 

16.KASIM.2019 TARİHLİ AK SAHALAR

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yaprak yaprak okuduğunuz her şey ilimle kodlanacak. Yaşamak için mutlak kurullarımızı kodlayacağız. Yağmur yağmaya başladı… Her bir ilim kapısı Allah’ın tınısıyla kodlanacak ve yarınlar muktediriyetle kayda girecek.

Gerçek çan çalmaya başladı. Bu çanın çalmasıyla birlikte kala kala bir tek insan kalsa, bir tek kapı olsa o yok edicilikte, biz burada oluruz ve tahditsiz şekilde mutlak kurulları kayda alırız ve teknik tahditleri kaldırır, her bir cevheri mutlak kayıtlarımızla doğal düzen için müthiş bir şarkıya dönüştürürüz. Ve o şarkıyla geri çekilişi tamamlanır.

Yağmurun yağması çok büyük bir görevdir ilmi-i sahalara… O yağmur yağdığında her şey yetkin ve hakim hale dönüşür.

“Bu yol aklın yoludur.” dediğiniz sürece, hasatınız tamdır. Şikayet etmiyoruz; dünyanın lütfi kapısında murat ettiğimiz kimse yok diye. Bilmekteyiz ki doğanın gücü tüm sahaları kodlamaktadır. Ki kontrol tahditsiz şekilde kurulmaktadır.

Ulu bir tohum ektik yaşama… Bu tohum hepimizi göreve aldı. Bu tohumun kültü vardır. Bu tohumun göz, öz, söz olan şer yarattığınız zaman şevki şavka dönüşen ve kontrol kurucu olan insansılığı insanlaştıran levhi kaydı vardır.

Hem dava ilimi, hem de halikiyet ilmi mutlak kurullarladır ve mutlak kurulların kök geçişlerini yapmaktayız şu anda.

Hevesimiz hepimizin ilminin kelam oluşuyla ilgilidir. Hepimiz bütüne hizmetçiyiz ve hepimiz gerçek kapılardan geçerek planete indik. Hakkımız olanı diledik ve hakk olduk; elde ettik.

Hak ettiğimiz, hakk olup dillediğimiz her şey bütünün girdaplarındaki o yoğunluğu kontrol edebilmek içindir.

“Havunya” derler yaşam sahlarında ilm-i ka olanlara… Havunya diriliğinde mutlak kurulları kodlayanlar, esma olurlar ve Yaradan ve yarattığıyla yaşama kodlanan olurlar.

Muradımız teknik, hakiki ve hakim olan ilm-i ka’ların hakk sahalara kodlanmasıydı. Bugün burada bunlar olmaktadır.

“Horlanan her ne varsa, horladığından horlanır.” dedik ama horlayanın horlanması hologramdadır. Hologram aşıldığında horluk kalmaz. Artık her şey, her şeyle kayda girer. Ve sorumluluk başlar.

Bu sorumluluk ilahi kültün topraktaki ilmin ve mutlak kulluk ilmindeki o yoğunluğun dildeki diriliğinin sonsuzluğundaki kayıtlarında devrededir. Ve dünyanın sırrı insanlıktır. İnsanlığın kapısı, Allah’ın ilmiyle açıldığında, artık tüp takmanın gereği kalmaz. Her insan sonsuz sır olan ilmini halik kılar ve geri çeker yüceliğini… Hakkı olanı hak olup alır, has olup alır, hakikiyetiyle alır ve tahditsiz olur.

Düren dürülen insanlık, dürtüleri artık aşar ve yarınlara ulaşır. Yardımcısı insanlıktır onun. Her anda insansılıktan insanlığı kodlayanlar, murat ettikleri her anı halik kılabilirler.

Ve bütün kapılar açılır. İşte; Yaradan’ın yarattığında yaşamı tohumlaması bütünün gücüyle bu şekilde gerçekleşir.

Şafak söktüğü zaman şafağın gücünü anlayacak yarınları kodlayanlar oluşursa eğer, o lütfi kapıda o kodlayıcılıkta hakkı ve hakikiyeti dinleyenler resmi çalışmalar yaparlar.

Halkın hakkı olan ilim, has olmadıkça halk, hakk ilmini dilleyemez. Ama halik olup hakk olanlar, halka halka genişleyip hasat yaptıkları zaman artık her şey yarın için kodlanabilir.

Mucizedir yaşam… Mucizedir ilim… Mucizedir her şey ama daha önemlisi islah olanların ilmi muktediriyeti ve toprağa tohum olup inişi mucizedir.

Darı, bolu bilin; ölüyü dilleyin… Yolu bulun ve ruh kapılarına varın. “Oğullarımı aldım, geldim.” deyin. “Olgun sahaları göreve çağırdım, geçirdim.” deyin. “Yeri yarattım, yarınları kodlattım deyin.” Ki kontrol kurun.

(Devamı 2. bölümde)

https://youtu.be/QzXvV-QwNJ8

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

AK SAHALAR (1/1)

Dert mi yeryüzü bize!? Asla değil!... Dünya için IŞIK SAHALARI oluşturduk. Ama o sahalara, “GÖZ” olanları kodladık. O sahalara, dirileri kayıtladık… İşi bilenleri; kat kat diri olanları; ruhu olanları kontrollu olarak aradık, bulduk kodladık ve hakiki dirilikleri ile “KALEM”e çektik.

IŞIK halinde olanlar buradadırlar. Burada olanları, TOHUM olarak göreve aldık. Işığa varmak için İLİM olmak gerekir; irade gerekir; diri kalmak için cevhere varmak gerekir; kaynak olmak gerekir ve son sözün söylenmesinde, diriliği dillenen kervan olmak gerekir!...

Alın Dünyayı!... Alın “İLAHİ KÜLT”ü; alın DİR olanı, RUHu olanı, “SON SÖZ”ü söyleyeni ve KAYNAK olanı alın doruklara kodlayın ki o, lokomatif olsun tüm insanlığa.

Alıp götürecekleriniz, İLİM SAHALARI’ndan geçerlerken; o lokomatif olan, yarınları kodlayanlar; IŞIK KAYITLARI yaparlar. Ocak olsunlar; kodlama yapsınlar ve RAHMAN olsunlar diye çabalayın.

Aşkın siyahlığında işçilik yapılır. SİYAH renk, her rengin KAHA olan şarkısıdır. O şarkıda dürümlenenler; her diride kodlama yaparlar. Ayrılık biter; herkes “BİR TEK” olur; tohumlar kodlanır ve savaş sonlanır.

İşte savaşın sonlanması için yaşamların toprağa inmesi gerekir. Diyeceksiniz ki “Yaşam yok mu toprakta!?”

Yaradan, yarattığında yaratıldığını bildiğinde; o zaman yeryüzünde yaşam olur. Her insan, beden taşıyabilir. Ne var ki taşıdığı beden, “KELAM” değilse yarında yoktur o.

Sorgu sual başladı şu anda… “Ben, ölü müyüm!?” diye. Her insan, “KELAM”a vardığı zaman, dirilir. Dirilebilmesi için “KELAM”a ulaşması gerekir. KELAM, yarındır… Yaşamdır KELAM… Yaradan ve yaratılanın diriliğindeki “DİL”idir yaşam… İşte ÖZ GERÇEKLİK budur!...

Tüm insanlık, “KELAM”la dirilir. “KELAM”la Halik olur ve “KELAM”la hasat olur.

Önce cennet olun; dirilin. Aha dirilin ama HASAT İLMİ ile kodlanıp dirilin… Sonra TOHUM olun. Her bir cana kontrollu olarak kodlanın ki her can, SİSTEM olarak dirilsin.

Yerdeki güç budur… ANA KAPI’da sizi karşılayan her insan; size bilgi vermek ister. Bilin ki alan insan; olan insandır ama alamayan da yoğun ışıkta kodlandığı zaman; tek bir cennet olacaktır. İşte cennet, her İlmin Haliki olanın diriliğidir. Orada olmak; O’nun cennet olması anlamına gelir.

Kasalarınızı açın bakın bakalım bugüne kadar hangi bilgileri aldınız!... Bu gün anlattıklarım ile o bilgiler bağdaşıyor mu!? Hangi dilde dinlendinizse, o dili dillediniz; O dili kodladınız; o dil, sizin sizi kodlayan şarkınız oldu ve siz, o yoğunluk ile kontrol kurdunuz. Ne var ki İnsanlık Boyutları, çorba pişirirken, her bir dil, o çorbaya konulur ve o çorba, tüm insanlığın diriliği olur. İşte o çorbada, tahdit yoktur.

Türkiye Çalışmaları, bu nedenle türevleri kodlayarak; çalışma diriliği ile kayıtlamalar yapmaktadır ve Tarık olan İlim Sahaları, kaynak olmaya başlamıştır. İşiniz daha kolay şu anda; çünkü, diliniz daha güçlü ve sizler cevherinizi Halik kılabıliyorsunuz..

İş KELAM; iş HALİKİYET; iş MUTLULUK Canlar!... Şimdilik…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.KASIM.2019 TARİHLİ "AK SAHALAR"

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Canlara,Dostlara Sesleşme!

Yaşam ve yaşayan! Her biri bir sistem ve yaşamak bir ruhi tohumlanış. Ve insan bir canlı ama cansız ışığı ile tam bir sır. Öyle bir sır ki sırların sırrı. Sır içinde sır. Efsunlu bir muhteşemlik.

"Ama ben varım diyebilir mi?".. "Ya da ben varlığımda yaşamaktayım ama yokluğu da dinliyorum", diyebilir mi?

Diri, canlı bir yaşam ve diri bir sistem. Ama yol, insanın yolu. Ve o yol, ilim!..Peki o yaşamla hercümenç olan insanın ilmi, has mı öz mü? Yoksa yaşam üstü yaşamların etkisi ile köklenen, dallanan, budaklanan, köklenen ve göklenen bir harika.

Sistemle mi, eşi olmayan bir mekanizmayla mı çalışmaktadır? Sırrına erenler var mıdır acep?

"İnsan, ikametgahı olan bu seyyare veya planet" ne dersek diyelim, bu dünya arıcıların evet arıcıların ve balcıların tohumladıkları gibi ilimle kodlanmıştır.

Arı, bal verdiğinde balı alan, her nefesi koyu bir sessizliğe dilleyebilir. Ve balı hak edip de yiyen, kaynağı hak ederek, görev taşır. İşte bu yoğunluk ve Bu Muhterem Hazirun!..Ve Dünya masmavi bir su bilyesi iken bu koordinatta olduğu gibi..

Dünya yaşam sayfalarında görev yapmak, iş yapmak, sorumluluk gerektirir. Birimiz bir görev, iş yapsak, hepimiz o işi insiyaki olarak ve irticalem yaparız. Ama ben bunları yapıp, herkese bunları anlatıp, dinlettiğimde; herkes bunların idrakinde biliş açısını genişletip, o idrakte tekamül edip, yaşama kayıtlanmak, bağlanmak ister. Ki bu son derece doğal, olağan bir sonuçtur. Her şey her şeyle rabıtalıdır...Dünyada ne var, ne yok hepimizce malum!

Önce kendini bil!..Kendini bilen, yarını bilir. Yarını bilen, kaynağı bilir.

İnsan kendini okuyabilir ve mutlaka okumalıdır da. Böyle öğretildi bizlere. Yaşadığımız halleri kavrayabilir, anlayabiliriz.

Tasavvuf öğretisi "insan büyük bir alemdir" der.Özgür olanlar, serazat yaşayanlar, dervişane bir ruha sahip olanlar ve sözüm meclisten içeridir, bu yoğunluk erbabı olanlar, içindekileri okuyabilir, kendini okuyabilir.Çünkü karanlıklar aşılmış, perdelerini kaldırmışlardır. Mekan dışına yükselirler, zamanı aşarlar. Evreni seyrederler, alemleri seyrederler.

"İSRA" dedik, yürüyüşe geçtik. Yürüyoruz gündüz, gece.Her menzil bizim menzilimiz.

Dedik ki "Allah'a kul olduk kaal-ü bela'da". Bu yolda verilmiş ikrarımız. Üç günlük ömür için fani dünyada kula kul olmak, insan olmak kararımız var!

Her şeyin sonu hayra varır.

HUU EYVALLAH!..HUU!

İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.KASIM.2019 TARİHLİ "AK SAHALAR"

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ - 2.BÖLÜM

Sırdır, insanlık. Saltanatın kübrası olan kelam ilimse, insandır ilmi kontrol eden ama yolu kodlamayan, yaratmayan dili, diriliği kervana kalem yapmayan, "iyi ki iyi ki yaşıyorum" dese de onun ilminde yarınlar yoksa öz görevini bilemeyense onun ölmüş olduğu mutlaktır.

"Ve bizler, dünyanın sınırı sırdır" diyenlere, şunu söylemek isteriz ki insanlığın ilminde, sır yoktur. Savaşın ilmidir, sır. Alırsın onlarca görevli, dinler sizi, ses kapılarını kodlarsın ve dersin ki "bul, ol". Ama bulup, olmak için ilmi bilmek, dillemek gerekir.

Bunu yaptığınız zaman, hepiniz oğullarınızın gücünü anlarsınız.. Ki alıştığınız her şeyin ötesindeki o şarkıyı okursunuz. O şarkı, hepimizin şavkıdır...İşte o şarkı, bizi bizden bize götürür.

O şarkı, mutluluk getirir, yüreklere. O şarkı, hakk'ın kapısını bulmanızı sağlar. O şarkı; mutluluktur, has tekniği kontrol altında tutan, tüm insansılığı insanlaştıran ve ruhu kodlayanlara.

Daha önemlisi yaşadığımız her anı anlayalım. Yarattık mı? Yarattığımız, kontrol kurdu mu? Kurulan kontrolden kök gerçeklik, hak ettiğimiz midir? Hakk'ın kapısına varıldı mı? Saltanın tahditsizliğinde dirilik oldu mu?

Önce gözün gördüğü o yoğunluğunu bilin. Olgun başaklar olduğunuzu bilin. Oğullarınızın görevinin herkes olmak olduğunu bilin. Gerçeği bilin ve yarınları bilin. Yıllar yılı süren bu çalışmanın sonrası nedir, diye sorun.

Herkes iyi anlamalıdır ki bu çalışma bitki, hayvan ve her bir yaşam formunun dilidir... Bu dil, İşçiliktir... Bu dille dillenen her şey ağırı hafifletmek üzere dillenmektedir...İnsanlık kodlamasında ilmi ka ha olanların sahalarında her şey sesten ibarettir ama sesi anlamak, siyah renge varmakla mümkündür.

Tren kalktı mı acaba diye sordular? İnsanlık treni her anda kodlanmış olarak yol almaktadır. Bu trenin kalkması demek, hakk'ın kaleminin hasat olması demektir.

Yaradanın yaratılan olduğunu bilmek, yarattığında yaşamının kodlandığını bilmek. Yolun kontrolünü kurmak ve koruyucu olmak, göç kapılarını hak ka ha yapmak için şarttır.

Sayın Bayanlar, Sayın Baylar, murat ederiz ki dünyanın özelidir insanlık ve o özel insanlık, herkesin kendi yolunu bulmasında geçiş sahaları oluşturur.. Özeldir, insanlık. Özeldir, tahditsizlik. Özeldir, yürek. Her yürüyen dünya, hep görevli olarak yürümektedir.

Göreviniz, ağırı hafifletmektir. Altın ışığın gücünü anlamadan, bunu yapamazsınız. Altın gücü hak toprağa tohum diye indirmeniz gerekir. Hakk'ın kalemi olmanız, yolu bulmanız gerekir. Saltanatın şarkısını okuyabilmeniz gerekir.

Onlarca göreviniz var. Ama bilmekte ve bildirmekte olduklarınız sanılır ki her şeydir. Sizin size varışınızla, BSUİ olarak birlik tekniğini kodlayışınızla gerçeğe varmış değilsiniz. Her şeyin ötesinde daha güçlü şer yaratıclar ya da halik kılıcılar olur.Onların da ötesine ulaşmanız gerekir.

Unutmayınız ki düzenin kurucuları vardır. Düzeni kurmadan, yarına ulaşmanız mümkün değildir. Elin gücüyle dirilin ki Eril'i dilleyin ama Dişil'i kodlamadıkça hasat yapamazsınız.

Burada oluş sebebiniz; Geçiş içindir. Gerçeğin ilmiyle Geçişe hazır edildiniz. Gerçeği bildiğiniz için buradasınız. Gerekli dünya çalışmalarının öz göklerdeki süper sahaları kodlayışı mutluluktur da.

Darı, bolu bilmeniz de gerekir. Kaç bin yıldır doğanın gücünü kodlamaya çabalayanlar var. Kaç bin yıldır doğayı kontrol tutmaya çabalayanlar var. Doğanın geçisini yapmak için mutlak kapıların kontrollü olarak açılışı gereklidir. Bunların yapılması müthiş bir dilin kontrolüyle ve kodlanışıyladır.

Hastalıklı olmayanlar, hasat yapacaklar. Hastalık, kelamsızlıktan doğan bir haldir. Eğer hastalığınız ilimdense kontrol kurun, ilmi Ko olun, hakk'ın kapısını bulun ve oraya varın ama bunu yapamamışsanız, şans dilerim, sizlere.

Kimsenin kimseye faydasının dokunamayacağı bir dürümde, hepiniz kendinizle, kendinizi dinlemeli ve kendinizle, kendi yarınlarınızı kodlamalısınız.

https://youtu.be/2aDv8Km8sR4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

AK SAHALAR (1/2)

16.11.2019

Yer gök ve ses söz; ÖZ, GÖZ, SÖZ; Sessiz Sahalarda dirilik ve dirilik, KELAM… Hologram ötesinde bir yarınlaşma. İş buydu bunu başardınız. Sizi, beşere kodlamaya niyetimiz vardı. Siz, sizi kodladınız; kodlandınız ve sır olan yarınları Halik kıldınız.

Yaşayan ve yaşanan insan, daha güçlü bir şarkı okuyacak bugünden sonra. Daha güçlü bir ışık yakacak ve “RUH”a kontrollu olarak ulaşacak.

Haziran çalışmaları yapılır dünyada. Bu yılın sonunda, yeni bir haziran çalışması başlatılacak. Yeni dönemde, yeni bir devre açılacak ve yeni bir “SİYAHLIK” dürümlere indirilecek. Olgun sahalar oluşacak. Yaşam, porlar haliden gökçe ve gözce kontrol kuracak…

İşimiz daha yeni başladı. Buyurun!... Buyurun!... Buyurun ve HAKK olun; HALİK olun; İLİM olun; yolu bulun; korunun!... Korunun!... Korunun!...

HALİK, HAKK SAHA’da “İLM-İ KA”dır… İNSAN, HAKK SİSTEM’dir… İSRA, “KAYNAK”tır ve RUH, “MUTLAK”tır… Işığınız, kültünüz ve Rüya Boyutlarında diriliğiniz olsun ve siz, geçişinizi yapın. İşiniz budur!... “OL” deyin!... “OL” deyin!... “OL” deyin!...

Doğal dünyanın diriliği ile sizlere gerçekten güç kattık. Burada olmanız, bizlere mutluluktur. Işık halindeyiz ve sizi, size dilledik. Şimdiden sonra ruhunuz, kontrol kuracak. Aşk Sahaları oluştu. Ayrılık bitti.

Artık dirilik artıyor. Artan dirilik, “KALEM” olanları tohumlayacak. Diri kalmanız; hasat yapmanıza bağlıdır.

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.11.2019 AK SAHALAR

AV. NEZİRE SELÇUK 1. AKIŞ 3. BÖLÜM

Unutulan her şey bilinir… Unutan unuttuğunu dinletir ama umutlarımız mutlaktır ki umutlarımızla kodlarız tüm sahaları ve unutulanların tümünü hatırlayabiliriz. Doğal dünyanın görevi budur, doğal dünyanın geçişi budur ve doğal dünyanın dili budur.

Ağır yük taşıtmayın insansılara… Ağırı hafifletin ki insansı olan ilmi ko olsun ve insanlaşsın… Ağırı hafifletin ki yarınlar kodlansın. Halka, halka geçişken hale gelin ki ilminiz kontrol kursun. Unutmayınız ki dünya planeti büyüyen bir görevlidir, öyle bir görevlidir ki bu planet; alıp götüreceğiniz her neyse burada ol diyebileceğiniz düzende, dürümde koruyuculuğu kodlayacak ve hak kalem hak sırrı dinleyecek burada. Bütüne hizmetçilik olacak burada ama bu hizmetçilik her bir dilde ve her bir dinde olacak. Hem dünya planeti, diriliği kodlayan her planet, tüm sahalar bütünün gücü haline dönüşecekler.

Dağın tepesine çıkan biri varsa bilir ki her şey ayaklarının dibindedir ama o çok güçlüdür çünkü tohumdur, en diride, en dürülen dürümde kült olandır. İşte o tepe noktası var ya hani; bir koni düşünün onun tüm insansılığı kodlayan sistemli kayıt noktası… En tepe nokta, işte o noktada her insan yılların ışığını bulacak. O noktada her insan yargılanacak ve dinlenecek. O noktada yargılanan insan yaşamını dinletecek, sorulacak ona “neden geldin” diye ve diyecek ki; “basınç altındaydım geçtim” ama basıncı kodlayabilir miydin, koruyabilir miydin dürümlerini, yolu bulamazsan nesillerin kontrol dışı kalacak anlamalıydın ve sorgular devam eder.

Önce “gencim” der, yine “gencim” der ve yine “gencim” der ama hep genç kaldığını diller. “Ol” dediğimiz an öz görevini bilir ve hak ilmiyle diller. Onun ruhu imparatorluğun kurullarındaki ruhtur çünkü o hep gençtir… Onun gençliği kelamı, haliki ve tahditsizliğinden doğan bir dildir. O dili bilir ve o dille dinletir yaşamını.

İşte canlarım Ran kapılarının tümünü açıyoruz bugün. O kapılar insanlık kalemiyle açılacak, o kapıya her gelen o diriliğe varacak, hani o tepe nokta olan, hani o koninin en diri olan noktası; orada olacak ve oradaki o şavk bütünün şavkı olacak.

Bizler Türkiye çalışmalarını bu nedenle devreye aldık, her birimizin gerçek çalışması bunun içindir… O diriliğe her ilmi ka olanın varmasını dinlettik, dillettik ve hakikiyetiyle dürümleyerek kodlattık ki; “ol” diyebilelim ona diye…

Huzursuzluk yok, huzuru hak etmeden yolu bulamazsınız. Hologramı aştığınız zaman savaşınız bitmez; yeni bir kaleme varırsınız ve yeniden geçişler yaparsınız. Yeri yaradan ilim Allah’ın tınısını kodlar ve siyah renge bürünür. O ilmin kapısını bulun ve açın, aşka varın şarkılar okuyun; okuduğunuz şarkılar sizi size dilleyecektir. Erdiğiniz anda elinizin ekmeğinizi bulacağını biliniz, işte o ekmek kelamınız olacak, o ekmek halikiyetiniz olacak ve hakikiyetiniz olacak. Saltanatın gerçeği de budur…

Kapılarınız açık kalsın canlarım, düzeniniz mutlaktır unutmayın… Yaşamlar boyu görev aldınız geçtiniz, geldiniz, her biriniz Mesihlerin kelamından ötesiniz ve kurtarıcısınız unutmayın! Davayı kaybetme imkanınız asla yok, böyle bir risk hiç yok bunu unutmayın.

Bugün burada olmanızı bekledik ve geldiniz, buyurun hologram ötesindekiler buyurun hap içmeyin, ilaçlarınızı artık kaldırın sıhhatli olacaksınız. Bunu unuttuğumuzu düşünmeyin artık ilaçlarınızı unutun.

Sevgililer size görevli diyelim, size geçişi yapanlar diyelim, size yarını bulanlar, bilenler diyelim ama BSUİ olduğunuzu unutmayın.

Sevgililer başkanlık dili olarak bugün burada bütüne hizmetçilik yaparken her birimiz kelamla buraya vardık ve bugünü kodladık. Bundan daha öte hiçbir kelam yoktur biliniz. Ve hepimiz, her birimiz mutlağız unutmayınız.

Aşık olduğumuz kelam aklın sırrıdır canlılar. Hasat yaptığınız zaman hak tını, hakikiyet tüm islah kapılarında türevleri tohumlar. Korkuyu aşında anlayın; düzeni kuranlar mutlak kurullarımızdılar ve onlar düzen kurdular. Yakıştı dünyaya insan, yakıştı yarınlar mutluluk, huzur ilmi kalemlere. Yaşam yakıştı saha da olan her insana…

Sevgiyle hepinizi kucaklıyoruz…

https://youtu.be/Jts88Ix5iyk

Süper İnsanlık Realitesi

 

AK SAHALAR (1/3)

16.11.2019

ALLAH der ki; “OL” deyin!... “OL” deyin ki hologramdan aşın geçin. Perdeleri, tek tek açın. Açtığınız her perdenin gerisinde, sevginiz olsun!... Sevgiyle dillenin ve dinlenin. Olgun sahalara ulaşın. Yaşamı anlatın ve anlayın… Yaşayan insan olan herkes, “BSUİ”dir. Yaradandır ve yaratılandır. Yarattağınız, “KELAM”ınızdır ve o “KELAM” Halikiyetinizdir. Bunları anlatın. “DORAN SONSUZLUĞU”ndan dürümlenin; dillenin, dinlenin… ET olun, İLİM olun…

Her ET, DİRİLİĞİ KALEME ÇEKEBİLİR. Her bir hücreniz, ZİYA olarak görev taşıyabilir ve her hücreniz, kendi dilini dinletebilir. “BİR TEK”siniz ama hücreleriniz, tahditsizdir; bunları anlayın… Her hücrenizi, HAKK olarak bilin. Her bir hücre, HAKK’tır, hakikidir ve sizi, SİSTEM olarak bilir; SİSTEM olarak size kodlama yapar.

Yorulduğunuz zaman dinlenmek için kendinize, KAYNAK olun. Deyin ki; “Ben beden; ben olan her hücreyim. Tüm hücrelerim, bana BEN olur KAYNAK olur. Ve ben, her hücremin diliyim. Onun, ilmiyim ben. Ben, insanlık için bu bedendeyim. Ben insanım ve bedenli olarak GÜÇ KAYITLAMASI yaparken; hücrelerim, beni benden benlere taşır…

Her hücrem, SES KODU’dur. Sesleşir, Sessizliği diller; dirilir ve din olur; dürümlenir. Ben olur; bana ilimle dönüp gelir ve benimle olur. SES olan hizmeti, SESSİZLİK’te sürer. Her hücrem helezon halindeki sesini; tahditsiz olarak her ana zerk eder.

Zerk, “ZİYA”dır, “DİRİLİK”tir, “DÜRÜM”dür ve DÜNYA DİLİ olarak KAYNAK SAHA’dır. İşini, bilir yapar. Basınç yükseldiğinde; kodlamalar, “SON SÖZ”de “SES”e kodlanır. Her basınç, hücrelerimizi kodlar ve koklatır.”

Dünya insanı; yeni dönemde, bedenini anlamalı ve hakim olmalıdır bedenine… Hastalıklarınızın bilgisi ve engellenişine ilişkin bilgi, sizin ilminizde vardır. Bunların öğrenilmesi gerekir.

Hepiniz şifacısınız. Ne var ki “KELAM”ınız yoksa şifa veremezsiniz. Şifa verdiğinizi düşünmeniz şifa verici olduğunuz anlamına gelmez… Öz Göreviniz “İLİM”se “BİLİŞ” haline varın ve kendinizi, kodlayarak şifalandırın. Bunu yaparsınız!... Yapın!... Yapın ve bilin ki “KADİR ENERJİ”niz var. Bu enerjiyi BİLİN!... BİLİN!... BİL İN!...

Değerliler, erdiğiniz en yüksek mertebe, KAYNAK olarak kodlandığınız İNSAN SAHASI’dır. O sahaya vardığınızda; yarınlarınızı hak edeceksiniz.

“Zİ” dediğimiz bir Cevheri Görevli var. Bunu size yine anlatmak isterim. ATONLAR, kült halinde görev taşırlarken; Yaşam Sofralarına, “KELAM” olup kodladıklarını davet ederler ve onlarla çalışırlardı. Her birinin diriliğinde, “KERVAN”ı vardı ve ”RUH”u vardı. Saygılı ve sahi olan IŞIK ile KÖK GEÇİŞLER yaparlar ve sararan diriliklerden “KELAM”a “KALEM” olurlardı. Onlara güç verdik… Onları Halik kıldık… Onlara sır verdik… Sınır çizmedik kendi yarınları için. Ne var ki KURAN olup kodlanmadılar ve koklanmadılar.

Yaradan ve yaratılan insan, kendini hak etti ve “KELAM” oldu ama hologramda “IŞIK” olamadı. DÜNYANIN IŞIĞI, kendi yarınıydı. DÜNYA İLMİ”ni anlayabilmesi; hasat yapabilmesiyle mümkündü.

Dünya insanı, “KAYNAK IŞIK”ını, her bir dürüme dillerken; kendi yolunu buldu ve son sözü söyledi. “Kemal, “KELAM”sa; İSRA, “KULLUK İLMİ”ni anlar” dedi. Asıl önemli olan yolun kodlanışıydı. Yarınlara varmak için “IŞIK”ı hak etmek ve “SES” olmak gerekir.

Gerçek insan mahrektir ve hakimdir. Bunun için mutlu olmalı ve MUTLAK olmalıdır.

Aşağıda ve yukarıda her olan, “KULLUK İLMİ”yle olur. SÜPER İNSANLIK, kontrollu olarak ışığa kayna olurken; kervan, İNSAN olup YOL olur.

Umut, mutlaka gerekir ama hologramdan aşmadan, “MUTLAK HALİK” olunmaz.

Cennet istiyorsanız, Halik olun; hologramdan aşın insanlaşın… İMPARATORLUK olarak size, sizi anlattık. Şükredin ki siz, sizden çok daha güçlüsünüz. Şükredin ki Sevgililer, “SESSİZLİK”te, “SES”e güç katmaktalar. İş budur!... İş budur… İş budur…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

13.11.2019 NİSA
AV. NEZİRE SELÇUK 3. AKIŞ

Ya havle... Yahu nesiller boyu doğanın kübra kelamını kodladık... Nesiller boyu kod, kod, kod olduk.. Kodlandık, tohumlandık... Nesillerimizi halik kıldık.... Hakkın kapısını bulduk... Yaşamlara indik... Nesiller... Nesiller... Nesiller... Nesiller...

Tabular yıkıldı... Şikayetçi miyim?... Yoo yoo değilim çok güzel bir çalışma başlatılmış... Ne diye bu konu açıldı bilmiyorum ama yaprak yaprak okunacak gücümüz varsa okuyacağız...

Ana bize ses ver dedi... Biz ses verecektik baktık ki Ana sesleşiyor... Ha dedik ki dinleyelim bakalım ne olacak?...

Keşke keşke dinleyebilsek... Aha bu... Kapımızı hep açık tut Ana seni anlamak istiyoruz...

Mucize olduğumuzu bil!.. Biz mucizeyiz... Dünya mucizeleriyiz bizler... Kaynakta olmamız sizinle olmamız ruhi kapıları modlarla kayıtlamamız; neden, neden yaşam? diye sorgu sual etmek...

Hepimiz bunu dinlemek isteriz aslında... Yaman bir rahman ram sahasında Ka Ha olmuş nesillerimiz halik kılmak için buradayız...

Ağır yük taşıtma hiç kimseye Anam... Ama sessizce dille herkesi... Bize söz verdin söz olduk geçtik... Seninle olmaya çabalıyoruz... Ağır yük taşıtma bize sorma ne diye?...

Biz seninle olalım yeter... Sorma bize Anam!.. Sorma!... Ama anacım sen anlat biz dinleyelim... Anlat be Anacım... Dinleyelim seni... Hadi be anam anlat...

Dağlarım, hepiniz kucakladım... Mutlaka anlamanızı beklediğim husus şudur... Büyük kötülüklerin önünü alabilmek için hakkın kapısına hak olup varmak gerekir...

Eğer hak olamadan o kapıya gelmişseniz; kodlarınız kontrol dışı kayıtlamalar da yapar.. Buna izin veremeyiz... Bu nedenle sistem olarak sizlerin ilminizi dilletmemiz için sizlere sorular da sormaya başlayacağım...

Bu kötülük değil iyiliktir... Bugüne kadar yaptığımız her şey ilimdi ama bundan sonra yapacaklarımız göze göz... Söze söz, yola yol olan biliş olacak... Herkes kendini anlatır anlatır ama hasatını hak ilmiyle yapmalıdır...

Başı eğik olmayanların, barış için Dünya planetine geldiklerini artık herkesin iyi anlaması gerekir...

Eğer bu planet; Sistem, Nizam ve Düzen gücü olarak türevleri tohumlayabiliyorsa, muktedir olanların diriliği ile oluyor bunlar...

Dünya planetinde gözünüz var... Özünüz, sözünüz de olmalıdır.. Eğer görmeniz size sizi kayıtlayamayacaksa ölüsünüz sizler bu nedenledir ki artık bilişinizi hak etmenizi bekliyorum..

Kara ışığın mükafatınız olduğunu, mutlak kurulların kontrolunda olduğunu ve ruhların da kurullarıyla kaynak olduklarını artık bilmek gerekir...

Sıhhatli bir çalışmadır burada yapılan ama görüyorum ki hakkın kalemine hak olup varan hiç kimse yok...

Bundan sonra hakkın kalemi olmanız, hak olmanız ve yolu bulmanız için herşeyi denemeye ve hak ettirmeye kesinlikle kararlıyım...

Büyük kötülüklerin önünü alamız bu şekilde olacak... Çamur yoğurmanız çorap giyip, çorapları kontrol etmenizle mümkün değildir... Ben çarık çıkardım ama çorapla geldim... Yok canım?.. Ardı önü olmayanın çorabı çorap olandan öte değildir...

Burada olmanızı istemedim ama geldiniz... Eşya dediğiniz bu yaşam hepinizin dilidir ama ilmi de olsun istiyorum...

Ben Dünya planetinin gerçek ilmini Sistem, Nizam ve Düzen gücü olarak sessizlikte dinletirken, herkes kendi anladığını kalemine indirdi ve seslendi...

Bir çok bilgi burada bu yoğunlukta kodlandı ama onu alabilen bir çok planet, kendince aldı... Kendince dilledi... Doğanın gücünün bu kodları burada bu tohumlarla kontrol kurmalıyken, kısır kayıtlamalarla bu tohumlar kendince dilledi...

Doğanın gücünün kodları burada bu tohumlarla kontrol kurmalıyken, kısır kayıtlamalarla bu tohumlar korunamadılar...

Şimdi davayı kaybetme zamanı mı yoksa kaybettiren o yoğunlukları kontrol etme zamanı mı?... Biz kayda girdik ve dedik ki artık kontrol kuracak dürümdeyiz...

Bütün amacımız tüm insanlığın kontrolüdür... Ve verdiğim bilgiler İnsanlığın ilmi ile verilecek. Asla hata yapmayız... Hak teknikle kodlarız... Muktediriyetle kayıtlarız bilgiyi...

Hata yapar mıyım asla!... Hakkı hakkı Hakikiyetti dillediğim an hiç bir hatam yoktur...
Vakit tamam derken vaktin haliki olup derim...

Şimdi davayı kaybedenlere şunu söyleyim... Esen dünya ilmini anlayın... O ilim sizin yüreğinizde esecek...

O ilmi dinleyin... Size bir de şunu söyleyim... Yakın zamanda size gerçek çantalar verilecek... O çantalar bütünün ilmiyle tohumlarıyla dolu olacak... O çantaları alın hak edin okuyun... O çantalarda develer olacak ve sistemler olacak...

Hepiniz bir deve olun... Ve tüm sahaları kodlayıp, yaşamlara yol alın... Size badana boya yapmaktan söz etmiyorum... Size yaşamdan söz ediyorum... Dünyayı ben yenilerim ama nasıl yenilerim? Badana boya yaparım ve yenilenir...

Dünya senin meclisin... Sen badana yapsanda, yapmasanda... Bu dünya hepimizin insanlığıdır...

Ve bu Dünya hepimizin insanlığıdır... Değersiz olan değil insan ama değerini anlamayandır...

Umutlarımız var... Yalın hak olan yaşam olan sararan ve sahalara ilmin kapısını bulup indirilen yüceler var... Ve düzen kuranlar var... Burada onurlu bir çalışmadır yaptığımız... Ve kardeşlik dediğiniz o yaşamın ötesindeyiz bizler...

Dünya 'da yaşam insanlıktır... Kardeşlik ayrılık değil ama itibar da değildir... Ben Birleşik İnsanlık Realitesi diye bilinen çalışmayı da dinledim... Ama o çalışma da kardeşliğin diliyle dillendi... Bu nedenledir ki Sultan sisteminde islah kalemi kontrol dışı kayıtlamalar da yapmıştır... Bunu da gözlemledim...

Bundan ötesi, bitki hayvan ve herşey olabilmektir... İşte bütüne hizmet budur... Tüm bilgiler budur... Eğer ben insanım diyorsak, ben bir sineğim de diyebilmemiz gerekir...

Bunu demedikçe bilişiniz yoktur... Ve benim organım her andır... Hiç bir şey benim ötem, benim gerim, benim berim değildir...

Ben her anım... Tüm böceklerim... Çiçeklerim... Kuranım... Ve toprakta tohumum ama kare küre değilim... Türevleri tohumlayandan ötedeyim...

Netice şu... Başımızı asla eğmeyiz... Zira her anda olanın eğilen başı yoktur... Dünya'nın lütfi kapısıdır insan... Bunları anlayın... Ve hak edin canlarım... İş budur...

https://m.youtube.com/watch?feature=share&v=kwjA8e_qbOk

Süper İnsanlık Realitesi

 

 

 
  Bugün 188 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol