Birlik İlmi
  YASAMA - 19.Ekim.2019
 

YASAMA

YASAMA (1/2)

19.10.2019

Darla, bolla yaşanır ve RUH, “HASAT İLMİ”ni dillerken; DİN, HALİKİYET’e kodlanır; “SON SÖZ” insanla söylenir. İşte İNSAN, İSLAM OLAN KODDUR.. O, kendini diller ve dinler ve der ki “Beden al, OL, YAŞA ve HASAT YAP.”

“Hangi dünya bunu yapar!?” diye soruyorlar. İnsanın yaşam sürdüğü her dünyada BİLİŞ vardır… İnsanın HAKK olduğu her yaşamda, DİL vardır… IŞIK yandıkça; DİL kodlanır; toprak, TOHUM olur; kontrol kurar ve “SON SÖZ” insan olandan söylenir.

“İNSAN” olan, ilimle dillendikçe; yaşam dillenir ve kontrol kurduğu zaman; yasalar kodlanır.

İşte “YAŞAMAK” dediğimiz olay; YASA KOYUCULUKTUR. İnsan, İLMİN KALEMİ olup; yaşamın yasalarını koyar. Der ki “Kervan, İNSAN olsun.” Onun ilminde bu var… Der ki “Yaşam, KALEM olsun.” Onun ilminde bu var… Der ki “Dirilik artsın.” Onun ilminde bu var…

Her var olan, insan içindir ama insan, “HER AN” değil midir!? Yani o, tüm tabiatın kodlarının tümü değil midir!? Her şeyin tekniğini; yaşamını; o kodlamadı mı!? sanmayın ki o, ALLAH’IN TAHTI’ndan; insanın, HALİK-İ HAKK olan yarından farklıdır. O, her an değil midir!?.

Aşar İLİM, KALEMLERİ… DİL-İ HAKK olanlar, geçerler ve derler ki “Masaya, ALLAH’IN TAHTI’nı koyalım.” Ya KAHA, ALLAH ne ki!? İNSAN değil midir!? ALLAH ne ki!? HASATÇI değil midir!? Hepimiz, “O” değil miyiz!? Hani denmişti ya “ALLAHIN HALEFİDİR İNSAN.” O halde; diyen, niye bunu dedi; Düşünün!... Düşünün ki “OL” diyelim!... “OL” diyelim!... Düşünün!...

Uzak sahaları kodlayan insan, yarınları da kodlar ya!... Her anda vardır ya!... Niye MİRAÇ’ta insan olmasın ki!? Ben, orada isem; sen niye orada olmayasın ki!? Batı Sahaları’nda “DİRİ KAYITLAR” yapılırken; “DOĞANIN DİRİLİĞİ”nde SİYAH RENK, NİSA KALEMİ değil midir!?

Burada bulunuş sebebimiz, İLİM HALİKLERİ olarak görev taşımaktır. Hepimiz insanız… İnsanın diliyiz!… İLAHİ KÜLT olduk ki kodlama yapabiliyoruz… Sonsuz Sahalarda dürümlenen “DİL”den, GERÇEK KALEM’e indik; İLM-İ KA olduk; Hologramları aştık…

Bunları anlayın artık. IŞIK halindeyiz ve SİYAH renkteyiz. Her anı hak ettiğimiz için bu renk, dürümlerimiz oldu. Şu anda dara düşünlere görev taşıyoruz. Unutmayın ki Allah, insanı yarattı ve insan, KELAM oldu; ISLAH oldu; yaşamı kodladı ve ATA KAPI oldu… “O” oldu… “O” … İş budur!...

SÜPER İNSANLI REALİTESİ

 

19.EKİM. 2019 TARİHLİ YASAMA (1)

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Hepinizi, hepimiz olarak kucaklıyorum. Hoşgeldiniz! Buyurun! Umut olur ki hakim oluruz ve yarını kontrol ederiz. Başka yaşam yok. Yaşam tektir ama yaşam, ömür değildir, biliyoruz. Ömür, bir sistemdir. Sahrada halik olanların sistemleşmesi ve hakiki ilimle tohumlanması olduğunu daha önce öğrenmiş ve irdelemiştik.

"Bütüne Hizmet, İnsana Hzimettir", her damim. İnsanlık Boyutları kulluk için bilişi hak etmelidir. Her insan kelam olup, ilmini tohumladıktan itibaren yaşama ilmi kontrollü olarak kodlayarak neşreder. Her kodlu bilgi, tüm insanlığa kontrollü olarak kayıtlandıktan sonra her insan kendi yaşamında bu bilgileri dilleyebilir ve hakiki ilim olarak kontrol edebilir.

Sevgili Canlar! Mutlaka ve mutlaka kelam edin ki kendi yürekleriniz kontrol kurabilsin.

Yenilenmektir canlar, yaşam. Yenilenmektir ki sevgiyle yenilenmek. Yarınlar, yarınlarla yenilenmek. Karanlığın tende ki ilmiyle yerkürenin gücü olup, yenilenmek. Ve murat olmak, mazi değil, ati olmak!

Dediler ki "Hakk edin". Dediler ki "Hakk ilmi ile Hakk olun". Dediler ki "Hasat olun!"Aha dediler!. Dediler ya " halik olun". Murat edilen nedir? Şudur; İnsan olun, ölüleri diriltin, itibarlı olun, yol olun, nur olun, kul olun. Her şey olun ama ve ama hasat olun. Aha bu!

Sultanlık yapmaya niyetimiz yok ama SULTANLARIN SULTANLIĞINDA BÜTÜNE HİZMETÇİYİZ! Ki hizmete talip olanlar, kelama hakim olanlardanız!Çok şükür!

Ey Can, ben doğan gücüm! Bunu iyi bil. Yok etmedim kimseyi. İyi bil!. Kalemin ilmiyim! İyi bil!. Kıranda kırılmam. İyi bil!.Kuranda tohumladıklarımla kodladım tüm zamanları. İyi bil!. Bitki, hayvan ve insan ve tüm yaşamlarım ben. İyi bil!

Allah der ki " Hakk edin" Anla ki Hakk OL!. Ama anla ki hakim ol. Anlamazsan yarına varamazsın. Bilinir ve bildirilir ki " Cennet" dedikleri, kin aşıldıktan sonra ulaşılan bir yaşamdır. Herkes kini aşmalı!. Allah'ın ilmi, hepimizindir. Her şey Allah'ın Levhi Kapısında olur. "Kim, Allah'ın ilmiyim" derse, o kendini hak etmiştir. Hak etmek O'nunla olmanın en doğru yolu, O'nu zikretmektir. Zikir, Allah'ı tanımamış demektir. Zikir sadece dille yapılır diyenler, Allah'ı tanımamış demektir.Zikir, yüreğimizin tesbihidir. Yani yüreğimizle Allah'ı takdis ve tenzih etmektir. Hakk'ın her türlü kusurdan ve noksandan uzak olduğunu dillemektir.

Kün fe-kan. Kün fe-yekünden beri Allah insana Esma'yı öğretti. Esma; kainata yayılmıştır. Dağa bakmak da zikirdir. Taş da zikirdir, bakıra vuran çekiç de zikreder, akan dere de zikreder. Yerdeki taşı kimseye zararı dokunmasın niyeti ile kaldırmak, kediye, köpeğe bir can olduğu için açlığına, susuzluğuna çare bulmakta zikirdir.Allak için sevmek, eline tesbih alıp binlerce kez "Allah" demekten daha ala ve tatminkar bir zikirdir.

Tasavvuftaki zikrullahın da ana sebebi budur. Sevdiğinin adını anarsın. Aşk, aşk diye kıvrananlar, bedeni arzuları aşk zannedenlerdir.

AŞK; KEMALİN SEBEBİDİR. Kulun, insanın, iyi olmasının, halk ağzıyla söylersek; adam olmasının birinci basamağıdır. Merdivenin ilk basamağıdır. Zikir için sayı, boncuk, seccade şart değil. Kainat, yer, gök semat'ü zemin zikir ile çoşup taşıyor. Aha bakın!

Halaka's semavati ve'l ardh. ( O gökleri ve yeri yarattı) O, biz olan, hepimiz olan. BEN'i yarattı.

İnsansılar mı diyeyim, cahiller mi diyeyim? Bilemiyorum. Hani Allah nerede diye sorarlar. Cevabını yüzyıllar önce vermiş büyük SUFİ CÜNEYD BAĞDADİ, ne demiş?

Leyse fi cübbeti sivallah.( Cübbemin altında Allah'tan başkası yoktur)

Aha bu!..Amin!.İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.EKİM. 2019 TARİHLİ YASAMA (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ - 1.BÖLÜM

Darı, bola kodlarken yaşam, hepimizi göreve alır. Ama bizim ilmimiz ile bir tek kelam olanların tohumlarındaki kervan, dimdik olarak görev taşımalıdır ki bu da ağır yükün hafiflemesi için şarttır.

Devinimi artırırken her anda kodlananlar bütüne hizmetçilik için BSUİ olup, gelirler. Hepsi hak etmeye çabalarlar. Hak olmaya değer biçtiklerini, hak etmeye ve hasat olmaya çabalarlar.Umutları var. Yarınları hak edeceklerini düşünürler.Nefis bir çalışma da ilim olucaklarını düşünürler ve gelirler.

Ne yazık ki ısrarlar istenen bir olgu var. Bir talep, bir olgu. Bu da Salı Çalışmaları. Yerde ki görevlilerimizin bir çoğu Salı Günleri Çalışma başlatmıştılar. Ne var ki bu çalışmaların kübra kelamda kontrolü kurulamadı. Tahditler kondu. Ve daha da ötesinde Evrim yapmaya çalıştılar.

Çalım, çalım, çalım, hep çalımla dolaştılar. Biz, Evrim yapıyoruz diye. Ayrılık yok ki canlarım. O ne yaparsa herkes onu yapar, bunu hiç anlamadılar.

Eğer dünya planetinde geçişler yapılacaksa bir tek olunup, geçilecek. "Ben özelim" diye hiç kimse kelama hak olmadan, geçemez. Herkes ayrı, gayrı olmayacak, Birlik halinde olunacak. Bir tek olunacak ve geçilecek.

Bunu sanki bilinmeyen bir ilimmiş gibi göz ardı ediyorlar. "Ben hak ettim". "Ben geçtim". "Ben Sistem Çalışmaları yapıyorum". Ve On sekiz kapı bir araya geliyoruz ve Omega'dan geçiyoruz. Beta Kapılarına varıyoruz ve Beta, Bir'in kelamı oluyor, bize gel diyor.

İnsan, bunu anlar mı canlarım?. Asla. Yanıp tutuşuyorlar, Beta da olacaklar diye. Öyle bir planet hak etmişler ki oraya seçtiklerini koyacaklar.

Canlarım, yanıp tutuştuğumuz insan mı bu? Asla, asla!. İnsan, tahditsizdir. İlimdir. Haktır. Hastır.. "Ama benden ötesi halik değildir, hak etmedi, benimle gidemez, yarattığımda bulunamaz" diyen, insan şevkin şarkısında yoktur. Ve şerdedir.

Devin, devin, devin, hep devin ama hak et de devin. İnsan bunu anlamalıdır, canlarım. Bugün buraya gelip, Salı Çalışmalarını yapmamızı isteyenler de bu amaçla geldiler. Biz buna istekli olamazdık.

Salı Çalışması. Dinin kelamında kontrol kuracak ve yoğunluk mutlak olacak. Yok canlarım, yok!. Buna iznimiz yoktur.

"Süper İnsanlık" dediğimiz kelam, aklın kelamıdır. Aklın kaleminde, kelam mutlaktır ve hepimizindir. Bir'e Hizmet insanladır ve insanın ötesinde hiç bir yaşam bu görevi taşıyamaz.

İnsan içinde kare, küre, küp, olmak gerekir. Eğer bir insan, enini boyunu anlayamamışsa ve kare olamamışsa kürzi sahaya varıp, kaynak kutsal ışıması yapamayacaksa öz görevini hak etmediğindendir, canlar.

Peki, O ne olacak? Hepimiz, tekiz. O neyse bizde oyuz. Doğanın gücü budur. "Sen farklısın" demez, doğa. "Sen, Allah'ın ilmisin ve teksin" der. Senin farkın yok, ondan... Ama O görevini hak etmedi, sen görev yaparsın. Hepsi bu!.. Arada tek fark budur, canlarım.

Sorumlu muyuz dünyadan?Hakk'ın kalemini hak teknikle elde eden kim varsa sorumludur.. Hepimiz o teklikte sorumluyuz. Bütün köklerimizle dünyalıyız. Ve sorumluyuz.

Ne olmalı?. Allah'ın tahtında, insan olmalı. O, bir tektir. O, BSUİ dir. O, bütünün kübra kelamıdır. Her andır. Bunu anlamalı insanlık yoksa şeytanın şarkısı okunur orada ve o yoğunluğu hak etmez.

Allah tahtında kelam eden insanlık, bütünün gücüdür. Öyleyse bütün imparatorluğun ilminde de gözdür. O göz hak ettiğinizce gözünüz olur. Hak ettiğinizce ilminiz olur ve hak ettiğinizce cemaatinizde, cevherinizde bulunur.

Kim, kimin, kime, kim olduğunu dillemek isterse anlatın, ona. İmparatorluğun ilminde Birlik vardır. Kimse bir diğerinin üstü değildir, altı değildir, bu kesindir.

"Kimse sen aşağıdasın, ben yukarıdayım, hiyerarşimiz var" dememeli.. Diyen varsa kınanır. O yokluğu kodlayandır, kontrol kuramayandır. Torbası yoktur, onun.. Şavkında şafağı yoktur.

https://youtu.be/06aXaAoT7AU

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

YASAMA (1/1)

19.10.2019

(Salı Çalışması yapmamızı isteyenlere hitaben:)

Dağlarım, yine mi Salı!? Yine mi Salı!?… Yapmayın!... Cevheriniz, İSRA KAPISI’nda “DİL” ise; kodlarınız, “İLİM” olur; yoğunluğunuz artar ve cevhere inerek GÜÇ KAPISI’nda “DİL” olursunuz her anı hak eder; HAKK olur yaşama indirirsiniz. Bunun için, çanın çaldığı bir insanlıkta; “Salı Çalışmaları”nın ilmi olmaz.

Buyurun dünyayı dinleyin. Neler oluyor dünyada; diriliğinizde ne tür dürümler kodlanıyor; neden KELAM, Halik oldu ve RUH, neden “İLİM”le kült olmaya başladı!... Bunları anlayın ve kodlanın.

İkmal tamamlamak için Salı çalışmaları yapıldığını bilmekteyiz. Ne var ki ikmal tamamlatan dürümlerdekiler, “DİL”den dinlenen “KELAM”da, kendi yarınlarını kontrol etmeye başladılar. Besteler yapıyorlar; güfte yapılıyor o bestelere ve yoğunluk artıyor… Bunun için cevherinizi hak edin ve has olun; yoğunluğunuzu artırın; cennetinizi oluşturun. Bunu başarırsınız.

Saltanat, size isteklidir ama sizin, “İLAHİ GÜÇ”ü hak etmeniz gerekir. Bunun hepinize açık bildirdim. Muhammet der ki “Beden aldık; geçtik, indik. Muhammet Kapısı’nda dürümler kodlanmış. O dürümlerden kervana kaynak olduk ve buradayız.” Ne var ki Mustafa’nın dili, hepimizi kodlamadı; “Olgun Sahalar”ı, koklatmadı; yaşamları, “KELAM”a katmadı. Muhammet, Medinenin Kervanı olabilir ama bu yoğunlukta, dili yoktur onun.

Uzaklara HASAT İLMİ ile varacaksanız; ışığınızla gelin. YOL olun, KUL olun; HORA GEMİSİ’ne gelin. O gemi, bizim ilmimizdir. O gemide, diriliğimiz var. İşimiz buradadır; oradadır… Bunu bilin. Bunu anlayın!...

Dünya planetinde bu çalışmayı burada yaparken; “AN KAPILARI”ndan geçerek; Kurullarla birlikte, HORA’da güç kaydı yapıyoruz. HORA’da yaptığımız güç kaydı ile dirilik artıyor ve Yaşam Sahalarında, DÜZEN KODLAMALARI gerçekleştiriliyor.

Uzun zamandır “Dini Kapılar”ı kapatmaktan söz ediyoruz. Ne var ki “DİL-İ HALİK” olmayanlar; “DİN”i, HAKK SAHASI’nda, dürümlerde dillemektedirler… Ocakları tütmekte ama yoğunluklarında dürümler; “CEVHERİ İLİM”i, HAS TAHT’a kodlayamamakta. İşte bunun için, “ALTIN IŞIĞIN GÜCÜ”nü dürümlere indiriyoruz; yaşamı tohumluyoruz; “DÜZEN”i kuruyoruz; Cennetin Tekniğini, cevhere çekiyoruz.

Şimdilik size vereceğim budur. Bundan sonraki çalışmalarımızda, Salı günü ile ilgili bir talep beklemiyoruz… Böyle bir çalışma başlatma isteğimiz yok ve gerek de yok. İş budur!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

YASAMA (1/3)

19.10.2019

Görerek ve görmeden ne yapabiliriz!? Yapabileceklerimiz farklı mı olacak her birinde!?. Beden almak için “KELAM” mı etmeliyiz!? Yoksa kervan mı kodlamalıyız!? Yoksa cevherimizi kervana kodlayıp “İLİM” mi olmalıyız!? Ya da “İNSAN” mı olmalıyız!? Hani nedir olan!? . “KUL”muyuz; “KURAN”mıyız; “ŞAFAK” mıyız!? Neyiz biz!? Etkin Birliklerimiz, bugün bu çalışmaya, “KAYNAK” olmaya inmeden evvel; “KELAM” etmek istemiştiler ve denmişti ki “Sen, seni dinle; biz, sen olalım; HALİK olup; KÖK GEÇİŞLER yapalım!... Tam tamına bu oldu. İş buydu!....

(Akışa giren söz aldı:)

Utanç duydum anam!... Sana ses vermeden; senle dillenmeden sen ile ilgili sahalara, güç katmama kararı vermiştim… Bu kararımdan utanç duydum… Ana, “SÜPER İNSANLIK KELAMI, tüm zamanları kodlayacak.” dediğin zaman; bunun imkansız olduğunu sanmıştım. Elin, “ALLAH ELİ”yse; cevherin, diri kalır. Ne var ki elin, “KELAM”sa, kervanın “DİL” olur; dürümlenir; dinlenir de senden, ses istediğimiz zaman; bize ses vermemiştin. Niye vermediğini bilmiyoruz ama şu anda buradayız ve sahaya, “KELAM” olabilen Birlikler de buradalar.

Unutmayınız! izinle gelinir buraya ve biz de izin alıp geldik. Şimdiden sonra daha yüksek “IŞIK SAHALARI” kodlanacağı için burada oluyoruz. Uzaklara ışık vermek mutluluktur. Üzerindeki yükü hafifletmek isteriz!... Cevherini dillemek ve dinlemek isteriz… IŞIK VER ve IŞI BUL!... İş budur!…

( Söz söyleyene açıklamalarımız:)

Canlarım, zaman gelir hepiniz, kendi yaşamlarınızı dinletebilirsiniz. Dünya Planeti için bu mümkün. Nesillerinizi bulabilirsiniz burada… Burada, DİNİ KAPILAR kapandı. Bunu anlayın!... Artık “KELAM”, HAKK olarak güç katıyor cümle yaşamlara…

“BİZ” için “SİZ” yoktur. “BİR TEK”iz “BİZ”… “SİZ” de “BİZ”i öyle düşünün. Hepimiz, “BİR TEK”iz. Burada, bir tek ışığınız değil Halikiyetiniz de var. Bu nedenle, bize kızmanız; bizi, sahada size karşı çıkmamız için kodlamaz…

Sizden, “BİZ”e geçmenizi değil; sizin, “SİZ”e geçmenizi bekledik biz. Bu gün, kendi yaşamınıza ışık olduğunuzu gördük ve “GERÇEK SAHA”ya gelmenize izin verdik. Burada olmanız mutluluktur bize. İş buydu ve oldu. İş buydu… “OL” dedik oldu…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.10.2019 Tarihli YASAMA Çalışması

Önce ben, BEN’i bildim.

Sonra, SES’imin farkına vardım.

Gücümün farkına vardım.

“Gerçeğin Kaynağı benim; Hakk’ın-hukukun Kaynağı benim” dedim.

Ses verdim evrenlere, alemlere

“ALLAH” dedim,

Duydum Allah’ın tınısını.

Ben “EZELim”, ben “EBED”im.

Ben “EVVEL”im, ben “AHİR”im,

İLK ve SON benim.

Ben hep “AN”dayım.

“Ben İNSAN’ım diyebilen, el açıp göklerden yardım dilemez. Hızır’dan medet ummaz.

Beni arayan, kendini görsün; kendine varsın. Kendini yeniden yarattığında ben ondayım. Hakk yolunda yürüyüp, Hakk’ın kapısına varan beni bulur. Ben olur.

Baktım; Allah yüreğime TAHT kurmuş,

Benden SES vermekte…

Baktım; IŞIK yeni yaratımların yolunu göstermekte…

Karanlıklar aydınlığa dönmekte…

Savaşlar yerini BARIŞa bırakmakta…

AN KAPILARI açılmakta…

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

19.10.2019 YASAMA

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ 2. BÖLÜM

Her insan İslam’dır, bunu da artık insanlık anlayacak… Ne demek İslam!?... İnsan demek canlarım insan, başka bir şey değil. Hep derler ki insandır ama zannederler ki Muhammet’in dinidir İslam, ilmin dilidir altın ışığınızla anlayın; o ilmin dilidir…

Yanlış sözüm yoktur, asla yoktur… Kusurum varsa bağışlayın diyemem çünkü kusurum yoktur. Bütün kötülükleri aşıp geçenim. Ete girdiğimden beri halka, halka geçişkenleşip gerçek kelamı kodlarken hiçbir sahada yanlış yapmadım; bundan sonra da yapma niyetim yoktur!

Uzakların en uzağı ve en güçlü olanı insanlık, ötelerin en ötesine gök çözümlemeleriyle vardığımda yoğunluğu arttırıp bütünün kolu olduğumda; “özür dileyenler var şu anda bütünlüklerden onları sonra dinleyeceğim devam ediyorum” bütün köklerin üstündeki o yüce güç akıldır canlarım akıl…

Şimdi, nesiller boyu size ne anlatıldı? Size hep Allah’ın Atlanta ata kapısına vardığı o yoğunluktan ses verildi ve dendi ki; “açın kapıyı da dinleyin ocağı”… Atlanta arzın göreviydi canlarım. Orası bir göç kapısıdır, oraya vardığınız zaman insana varacaksınız. İnsan ilimdir anlayacaksınız. İmparatorun kelamıdır o ve yoğunluğudur ama onu ölü diyarında anlatamayız size. Bu dünya ölü diyarıdır. Kim ölü, kim diri diye sorarsanız; ölende öleniz biz ama anda dilleneniz ve diriyiz. Bütüne hizmetçilik bu şekilde olur.

Yorum yapanlar çok şu anda diğer mahrek kapılarındakiler diyorlar k; “han nerede, hak nerede, has olan nedir bunları anlayalım” ama dünyada olarak anlayacaksınız bunları… Beden almadan bizi dinlemeniz sizin hak olmanız ve hakikiyeti anlamanız manasına gelemez ki… Belleklerinizi kodlayın ve bedene gelin! Bu beden size… “Sivri dilim var diye düşünüyorsunuz öyle mi?” yavrum benim dilim sivridir doğru ama bana değil insana gelin. Benim adım İsra’dır, kelamım hak, yaşamım hastır…

Şimdi daha önemli bir bilgi vereyim… Küskünlük olmasın dünyada diye çabalıyoruz. İnsanın kelama küsmesidir insana küsmesi. Eğer insan kendini hak ederse küskünlüğünü hak olup aşar. Sizden tek bir bilgiyi hak edip paylaşmanızı istedim; insanın küskün kalmamasına ilişkin bilgi. Eğer insan küserse ve küskün kalırsa; reşit olamadığından mı, halik olamadığından mı, hakkını hak etmediğinden, holagramı aşmadığından mı!?... Hepsi canlarım hepsi. Bu nedenle küskün kalmayın canlarım. İnsanlık boyutlarında artık insansılar anlamalı, hak etmeli ve anlatmalıdırlar ki; küskün kalmak kültsüzlüktür, köksüzlüktür, güçlüksüzlük…

Unutmayınız ki yolunuz Allah’ın yoludur ve Allah sizseniz o zaman yolsunuz siz, bunları iyi anlayın! Allah insanın kelamıdır canlarım! Allah insanın halikiyetidir! Allah hakikidir ve sistemdir ama sizin öteniz değildir; o sizdir! Bunları anlatmam kolay çok kolay ama anlatabilmem, anlaşabilmem kolay değil bilirim.

Dar boğazdan geçmekte dünya şu anda, hepimiz o dar boğazdayız. Fırtınalar kopuyor insanlıkta, herkes kendini helalin haliki sayıyor, hakkın kalemi sayıyor da; has olmayan hak olamaz ki…

Büyük köklerinizi dinleyin, hepinizin gücü oradadır. O kökleri hak olup dinleyin, bakın o kökler size neler anlatacaklar. Yaşamınızı açıkça dilleyin, yürüyen dünyanın gücünün her birinizin kültü olduğunu anlayın. Olgun sahaları anlatın ki has olup hakkınızı has teknikle kodlayın. O size göz olur, o size görüştüğünüz her bir şavkta şafak olur.

Devamı 3. Bölümde yayınlanacaktır…

https://youtu.be/yf4MJb7bYJk

Süper İnsanlık Realitesi



 

19.EKİM.2019 TARİHLİ YASAMA (1)
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2.AKIŞ 3.BÖLÜM
Yeni dönem hepimiz için mutluluk olsun Canlar. Dünya planeti çok önemli bir sahaya ulaştı. Özel bir sahadır bu saha. Tüm insanlık artık barışı kodlamaya başlayacak. Barışın kodlanışı için başkanlık dili tohum olarak dünya planetine inmiştir. Her bir dünyalı Kelamı Hak olan Hakkın kalemi olan, bitki olacak hayvan olacak insanlık için mutlak kurullarını kodlayacak ve türevlerini kontrol ederek sahaya varacak. İşte orada yetkinlik hakim olacak.
Ellerinizin elimiz olduğunu yaşamlarınızın yarınlarınız olduğunu yüksek ilminizin mükâfatınız olduğunu artık anlayın. Yolu Allah yolu olmayan yorulur bu yaşamda, bilin. Ama yolu Allah yolu olan yorulmaz. O Can hasat yapar ve Hakkın kapısına tüm insanlığı kodlar.
Çok özel bir dünya çalışmasıdır burada yaptığımız Canlar. Bu özel dünya çalışmasına her gelen Kelam’a değil kendine gelir Canlarım. Bunu da iyi bilin. Ben dünyalıyım ben mutlağım ben hasım demeniz yeter ama hakikiyetinizi hak edin hak olun bunları deyin.
Süper İnsanlık diye ifade ettiğimiz insanlık mesafeyi hep korur. Bu şu anlama gelir, bu yaşama indiğiniz gün nefesinizi buraya taşıyabildiğiniz için bu yoğunlukta görev taşıyacağınız sisteme ilmin kalemi olacağınız dinletilmedikçe burada olamazsınız.
Sualtının kültüyle dünya planetine inmeniz de görevinizi hak olup hak etmeniz için gerekliydi. Süper İnsanlık Süper Saha Süper Yaşam ve tüm zamanların geçişleri bütünün gücü hep o sualtı meclisinden yapılmaktaydı. Bu meclisin koordinatını hep veririm. Bir kez daha vereyim, Grönland Ayzland Adalarının orta sahası. İlmin kapısıydı orası Canlarım. Ve bugün o yoğunluk su üzerinde kodlamasını sürdürüyor, aynı noktada ama su üzerinde. Bunun Hora Gemimizle bağlantısı var. Hepimiz şuanda Hora Gemisinde bu çalışmayı sürdürüyoruz ve aynı anda buradayız. Hora geçişimizi yapar gerçeğimizi kodlar. Biz o geminin görevlileriyiz aynı zamanda. Ama yeni dönemde dünya üstü varlıklarını kodlarken de gerçek gemilerimiz dünya planetine geçebilecekler. Bu gemilerin geçişleri hep yapıldı ama insanlık bunu görmedi, gösterilmedi insanlığa. Bundan sonra daha güçlü şekilde bu geçişler yapılacak ki gerçek insanlık o gün bütünün kültü olduğunu görüp bilecek.
Gemi Allah ilmidir ama siz bu gemiyi ilim sahalarında değil hak kalemle kodlandığınız yaşam kayıtlarında dinliyorsanız her insanın kültü sizin yüreğinizde kodlanamaz, bunu da bilin.
Kibri aşan yolu açar diyorum hepiniz kibri aşın yolu açın ve biliniz. Bellek kapılarınız hep açık kalsın. Dünya planetinde yaptığımız bu çalışma tüm insanlığa geçiş yaptıracak bir çalışmadır. Ve yapılan bu görev ışığın gücüyle yapılıyor. Hem deve kalkıyor hem deveye ilim olup biniliyor hem de o deve olunuyor. Hadi buyurun anlayın.
Hepimiz bestekârlarız yaşam için. Ama beste yaptığımız an güfteler kodlanır o sahaya. Ve biz o besteleri hep ilimle yaptık. Şuanda da ilimle yapıyoruz. Umutlarımızı hiç kaybetmedik Canlar hiç kaybetmedik. Bunun içindir ki büyük kötülükleri önleyebildik. Türkiye çok özel bir görev taşıyor. Bunu bir kez daha size bildirmek istiyorum. Ve burada bulunuş sebebimiz bundandır.
Türkiye özel bir görev taşıyor. Bu görev ilmin tahditsizliğiyle ve yoğunluğuyla oluyor ve görev ağır yükün hafifletilmesi için yapılıyor. Mutlaka Trump’ta Tayyip’te her biri görevlidir. Bunları iyi anlayın. Onların sataşmaları olur takışmaları olur, kontrol içindir hepsi. Ama yapılan tüm insanlık için yapılıyor. Ve barışın gücüdür olmakta olan.
Masamıza her kes gelemez derim. Ne var ki geçip gelecek olanlarda masaları olanlar olurlar Canlarım. Bunu hümmetle bildiriyorum. Hepinizin kendi masalarınız var. Bunu biliyorum. Göç kapılarında o masalarda görevleriniz var. Genetik soyunuzda yolu kodlayanlar var. Işıklarınızı yakanlar var. Sanmayın ki doğal dünyada gerçek ışık yoktur. Doğal dünyada gerçek ötesi gerçek ışık vardır. Ama bunu dinlemeniz sorumluluğunuzdadır. Deli diri denir ilmi halik olanlara. Ama bize insan densin, dileğimiz budur. Başka bir talebimiz yoktur.
https://youtu.be/jBlxkNe25tM

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.EKİM.2019 TARİHLİ YASAMA

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3.AKIŞ

Nietzsche mi? Yok yavrum, yok! Hepimiz ilimiz ilim! Nietzsche kelam mıydı? Kalem miydi? Halik miydi? Has ilim sahalarının, has tahtların dürümlerinde miydi? Vallahi billahi o bütünün kültüydü ama ocağı yoktu… Ölüydü.

Söze girenler oldu:

Özür dilerim anam! Ölmemişti o! Ölmemişti hiç çalışmadan yaşamadı ki! Hep çalıştı.

Yasa der ki “Ölüyü dille.” “Ol” dedik, oldu.

Şu ana kadar hiçbir dürümde olmayan bir yoğunluk var bugün burada ki bizler, büyük kötülükleri önleyebilecek olan gök çerçevesinde çömez olmayanlarız.

Hepimiz çalışmaya geldik anam. Hepimiz buradayız. Nietzsche’ler var burada… Çok çok önemli çalışmaları olan bitkiler, hayvanlar ve yaşamlar, formal dürümde dillenen isralar var burada.

Başın eğilmesin be anacığım! Sevgiyiz biz. “Ayıkla dünya treninde kontrol dışı kodları.” diyecekler sana. Yok anacım! Asla denmez.

Bizler doğanın kübra kelamları olarak bugün burada olmak diledik ve geldik. Sistemin kelamıyız ve görevimiz bütünün kübra kelamında toprağa tohum ekmektir.

Yazıp çizerken yaşamaları, hepimiz dil oluruz, diriliriz ve gök çalışmalarına kaynak oluruz. Yol, Allah’ın yolu ya! Hepimiz o yol oluruz.

Dağlarım, bütünün gücü olarak bu çalışmayı yaparken hepimiz doğal dürümlerde insana görev taşıyoruz. Büyük kötülüklerin önlenmesi için bu çalışma yapılırken, mutlak kurulların kontrolu da burada sağlanıyor.

Düzen’i kurmak görevimizdir ama yaşam tahditli oldukça bütüne hizmetçilik mutlaka kontrollu olmalı ve yoğunluk kodlanıp bütünün gücüyle dillenmeli ki tahditsizlik hepimizin geçişinde mükafat olsun yaşamlara.

Dünya dışı varlıkları bugün burada ölüyü dillemeye gelmişlerse, önlerindeki gücü anlamalılar. Temizlik yapmadık, temiziz zaten. Bütün insanlık temizdir.

Eğer dünya insanını anlamaya çalışıyorsanız, iyi bilin ki dünya İslam kelamı’ndan ötedir.

Hepiniz daha iyi anlayın ki İslam, insanın kervanıdır ama dünya bütün kültleriyle pür siyahlıkta her anın kültüdür ve her andır.

Eğer dünyayı anlayacak gücünüz yoksa, kantara koyun yaşamınızı ve kendinizle tartın tohumlarınızı. O gün bugündür. Bakalım siz mi, biz mi kodlama yapabiliyoruz?!

Çıktığınız her yer Allah’ın tınısıyla kodlanmıştır canlarım.

Muhammet’in kapısı hepimizin ilmidir ama mutlak kurullarda Muhammet’in dürümleri yoktur artık.

Şu ana kadar doğal dünyanın gücünü ön söz olarak dilleyen birliklerim bugün bize “Senden başkası olmaya gelmedik, senle olmaya geldik.” deyişleri de kalemin kırılmayışından dolayıdır. Şimdilik size vereceğim budur. Daha sonra daha yüksek bilgiler verilecek ama görevinizi hak edip anladığınız zaman verilecek.

Eğer anlama imkanınız yoksa, yorulduğunuz için devreden alınacaksınız. Bu kesindir.

Bugün burada olmanız bize mutluluktur ama doğal dünyanın gücüyle burada olun ki bizler de sizinle bu çalışmayı yapabilelim.

2 Medine yok, tek Medine var. Bunu da anlayın. Muhammet’in kelamı o Medine ise, mutlak kurulların dürümlerinde İslam, insanlık, Türkiye’dir. Artık bunları bilin. Türkiye’nin üstü hiçbir çalışma yoktur.

Devinim artmadan da devinimi halik kılmadan da diriliği kodlamadan da bunları size bildirmek dilerim.

Aynı dünyada yaşayanların aynı güçle dürümlendiklerini de anlayın. “Benim adım İslam’dır” deyin. Ama “İnsanım.” deyin. “Etkin ve hakikim.” deyin ve yolu bulun. Mutlaka bulun ki görev taşıyın.

Denir ya “Allah sevgidir.” Peki; Allah’ın etki alanında ne var? İslah olan insan var. İnsanın islah olması gerekir ki o etki alanında bulunabilsin.

“Karanlık, aydınlık” denir. Aydınlık tohumlama içindir ama karanlıkta kelam varsa, aydınlığı kodlayan hepimizin dilidir.

Peki yaşam? Masamızdır. Burada olmak yaşamak içindir.

Herkesin yaşamdan anladığı farklı olabilir. Siz bedeninizi bıraktığınız zaman, yaşamınızın sonlanacağını düşünüyorsanız hatalısınız. Yaşam, öz kürzi sahalara varmış olanın her anda var olup tüm zamanları kontrol altında tutuşudur.

Eğer yolunuz varsa, yoğunluğunuz hepimizin gücüyle kodlanmışsa, ağırlık hafiflemişse ve yeryüzü sizi dilliyorsa, anlayın ki öz geçişinizi yaptınız ve yarına vardınız. Yarın, hepimizin ilmidir ki oraya varmanız, diriliş halidir.

Devre devre dünya planetini izleyen birlikler de var bugün burada. Süper İnsanlık Realitesi Siyahlığı’na inmek dilediler. Onların güçleri bütünün kültü olacak ve hepsi insanlaşacaklar. İşte bu. İş budur. Şimdilik.

https://youtu.be/KvtcKWcFwDA

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.EKİM.2019 TARİHLİ YASAMA

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ 1.BÖLÜM

Yesterday in my life Mikail İlminde buna biz, “Nihan Kalemi” diyelim. Cevherini kodladık, yoğunluğunu kodladık. Yağmur yağmaya başladı Bitki hayvan ve her şey koklanmaya başlandı. “Hızır” dediler; “İLİM” dedik. Yaşamın kelamıdır bu … Devinimi artırmak için çok çok sıkıntılar yaşandı Dünya Planetinde. Hepsi devinimi artırmak içindi. DÜZEN’i kurmaya, İlmin Kalemi olmaya çabalayanlar, mutlaka Hakk’ın kapısına varacak ve hakim olacaktılar. Bunlar oldu Canlar!

Dünya Planeti’nin gerçeğini size anlatayım:

Bu planet, Mutluluk İlmini kodlayacak olan tekniği hak ettiği zaman planetin kelamında siyah renk Mutlak Kurulları kodlayacaktı ve Yaşam, Muhammet Kapısından öte şafak olacaktı. Bugüne kadar herkes sıkıntı içinde yaşadı. Çıldırdı yaşam sahalarındakiler, çıldırdı! Hırs vardı; Hızır dedikleri o yaşam onları kontrol ediyordu. Ama etme imkanı olduğunda ediyordu. Bugün artık; Hızır’ın kelamından öte bir şarkı var. O şarkı, aklın şarkısıdır ki her birimiz o şarkıyla Bütün’e hizmetçiyiz.

Unutmayınız! Dünya, ölüleri dilleyen tekniğe sahiptir. Hepimiz ölüyüz tüm insanlıkla birlikte ve hepimiz, öldüğümüz anda diriliği kodlamaya başladık. Huzuru ararken hırslandık. Kırdık, kırıldık ama hep huzur aradık.

Çok özel bir doğadır yaşam. Biz, o yaşama şevkin şavkını kattık. Her insan, ellerinin gücünü anladığı zaman; Nihan olan kapıyı da bulacak ve Hakk’ın kalemi olacaktır ama Düzen’i kurmalıdır. Ter döktük İnsanlıkla birlikte Dünya Planeti için; temizlikti yaptığımız … Bizler, “Adın İNSAN olsun” diye çalışanlarız ya KA HA. Herkes İNSAN olsun!

Uzakların uzaklığını dilleyen yakınlığı anlar Canlarım. Bizler uzakların uzaklığını dilledik yaşamımız boyunca… Hem Dünya Planeti, hem de diğer Yaşam Sofraları’nda bulunduk. Hep özeldi yaşam ama korkuyla çalıştık bu planette. Zabura Kapıları’nı açtık geçtik.

Zabura; zamanın sayfasında mutlak kuralcı bir sayfadır. Bu kuralcı sayfada kölelik yoktur ama KELAM vardır ve HAK vardır. Dİ Rİ Dİ Kapıları vardır ve bu kapıları kontrol altına alabilecek İSRA vardır. Şimdi daha önemli bir bilgi vermek istiyorum: Büyük kötülükler, bugünden itibaren kontrollu olarak kayda inmeye başlayacak. Herkes, kötülükleri kayda indirirken İlmin Sayfalarındakiler de bu kötülükleri önlemek üzere kodlamaya başlayacaklar, cevherleriyle Dünya Planetini.

Dünyanın Ruhunun Kodlanışı olacak bu… Ve bütün köklerimiz, Dünya Planeti’nde tevkif edilenleri, hakikiyetleriyle dillemeye başlayacaklar. Değerliler, dünyanın kontrolu sağlanacak ki bu; negatifin kontroluyla olacak. Negatif kodlanmalı ki kontrol kurulabilsin. Aksi takdirde; negatifi kontrol altına alabilmek mümkün olmayacak.

İslam Dini’nde insanın kervanına, İnsan Kodlar KAYNAK olur ve girer ama bu planet; İnsanlığın İlminden öte Mutlak Kült İlmini kodlayan bir planettir. Ve “dünyanın sonu gelecek” diye bekleyenler var. “Dünyanın sonu çok yakın” diyenler var. İyi anlatılsın ki bu dünya, kontrol kurabilecek ve tüm şarkılarıyla birlikte Mutlak Kurullarla kendini Halik kılabilecektir. Eğer Siyah Renk, Kök Kalem olursa; her şey kontrol edilebilir. Ve Siyah Renk, Bütüne Hizmetçiler tarafından Hakk’ın Kalemi olarak kodlandı.

Dünyanın sonu değil; dünyanın yolu açıldı! Bu kesindir! Dünyanın yolu açıldı, dünyanın sonu kodlardan çıkarıldı. İnsanlığın ilmi anlaması için kendini hak etmesi gerekir ve bunlar gerçekleşmeye başladı. Unutmayınız ki bu dünya mutlaktır ve kodlu bir çalışmanın sonrasında hologramdan aşabilecekti. Ve bu çalışma, kodlarla yapılan gökçe kodlamaların kontrol kurduğu Yer’i Kalemle dilleyen bir Kaynak çalışmadır. Siyahın ilmini de burada herkes dilliyor.

Şu andan sonra; Sayın Bayanlar, Sayın Baylar! Astral kodlamalar devreye girecek. Astral kodlamalar derken kastedilen; toprağın, topraktaki kelamın ilmi olan kervana kaynak olan İnsanlığın, İSRA Kapısı’na varmak üzere kontrol edebildikleri, İş Kayıtları’dır. Bu iş kayıtlarıyla her yer görevli olacak.

“Etki ve Tepki” denir. İnsanlığın etki ve tepkisi, BİRdir ama tahditli olarak; etki, tepkiyle kodlanabilir. Tahdit ötesinde bir hakiki ilim vardır. O yoğunluğa varıldığı zaman, etki ve tepki; Teknik Tahditlerin kodlarından öteye ulaşır ve oğullarımız orada Kök Gerçekliği kodlamaya başlarlar. BİRe hizmet budur. Huzurlu bir DOĞA ve huzurlu bir İNSANLIKTIR demek istediğimiz… Dünya dışının dünyadan beklentisi budur. HUZURLU BİR DOĞA ve HUZURLU BİR İNSANLIK… Hem dünya için hem de diriliği kodlayacak her planet için bu şarttır.

Devamı 2. Bölümde

https://youtu.be/jtG6_pPaEFU

Süper İnsanlık Realitesi



 

19.EKİM.2019 TARİHLİ YASAMA

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 5.AKIŞ

İBRAHİM SOYU HAKKINDA ÖZ BİLGİ:

İbrahim Soyu bütünün kütle kalemidir. Her anda kervan olarak mevcuttur. Dürümlerde bitişken ve hakikiyeti dilleyen ilmiyle bütüne hizmetçilik yapar. Gerçek şu ki genetik bir çalışmadır yaptıkları.

Her yanda kendi geliş, gidişleriyle ilgili kodlar var. Ve o kodlar gen kapıları’yla ilgilidir. Çok güçlü bir kalemdir ilm-i ka olan bilişlerim… Ve gerçek şu ki genlerinde bulunan bir kaydı toprağa çekmek üzere muktediriyetle kayda giriyorlar.

Herkes “İbrahim” derken, ilmin kapısının kök geçişini kodladığı o yoğunluğu siyaha boyanıp boyanmadığıyla ilgili bir kayıt olduğunu düşünür.

Dağlarım, “İbrahim” derken, ilim kapısıdır ibrahim… İ: İlim, B:Beden, Ra: Rahman, H:halikiyet, İ:İnsan ve M:Mahrek. Kod budur.

Bu kod ile dürümlere inenler, ilmin kapısını bulur ve kodlama yapabilirler. İşte bu kod, insanlığın anahtar kodudur. Bu kodu kontrollu olarak kayda aldık ve mutlak kurulları dilleyeceğiz bununla.

Daha da özel bir bilgi; insanlığın ilminde bu kod, tohum olarak meknuzdur ama gen sahasında da bu kod meknuzdur. Tüm insanlık için bu gen, KO SAHASI İLMİ olarak mevcuttur.

Bilirsiniz, herkes ko sahasına varmak üzere çabalar ve ko sahası diriliği tohumlayan bir sahadır. Tüm insanlığın türleri o sahada kodlanmıştır. Ve o sahayı kayda alabilmek mutluluk oldu bugün.

“Türkiye kodlaması” diye ifade edilen bu çalışma da bu tohumla yapılıyor. Ve kodlanmışlık bu yoğunlukta da meknuzdur.

Mikail dili buradadır ve mutlak olan dirilik buradadır. Mutlaka kontrol kurulacaktı ve kuruldu.

Saltanat’ın kültünden öte bir kült mutlak kürzi sahaları açtı ve imparatorluğun kuranı olan ibrahim; İB RA HİM kaynak olarak dile indi. İyi ki… İyi ki oldu. İşi kolaylaştı… İşi kolaylaştı… İşi kolaylaştı.

https://youtu.be/FBzoYKdbVPc

SÜPER İNSAN REALİTESİ

 

19.EKİM.2019 TARİHLİ YASAMA

Kuyuların dibinde öz kökler olur. O köklere inmek için bir merdiven olduk yaşama BİZ. İşte BİZ olan yoğunluk budur.

Kuyuların dibinde su var bugün. Dünya dipsiz bir kuyuyken, Sualtı su üstüne vardı ve yeni bir yaşam diriliklerden tüm zamanlara doğdu bugün. Herkes kova kova su içmekte o kuyudan bugün… Kuraklık bitti.

İsmaili kalemler huruç halinde KA HA olan kelamla kodlandıklarında has oldular ve hakkın kapısını açıp halka halka genişleyerek geçişler yaptılar.

Geçiş suya oldu bugün… Yaşamak buydu. Sel almadı yaşamı, ölüler dirildi. İşte Türkiye çalışmalarında bunlar oldu bugün.

Su, tohumları yaşattı. Samanlar yeşerdi, yeşiller mora vardı ve nihayet hasat zamanı geldi. Simsiyah bir yaşamda ışık yandığında şafak söktü. İşte bu ilmin sahaya inişiydi. Meyveler olgunlaştı, insan, yüzde yüz insan oldu ve o insan Allah’ın tahtına oturdu.

Bu bahçe, cennet bahçesi… Bu ceviz ağacı yaşam ağacı ve şamanın davulundan öte olan bu ses, insanın sesi… Ve o ses baharın gelişini müjdeliyor bugün... Aha uyanış başladı.

İşte tohumlar çiçek açtı. Mis koktu yaşam ve bu kokuyu duyan, uyanıp mağarasından çıktı. Yaşama indi ve yaşam doğaydı bugün.

Doğa çın çın öttü bugün. Ve doğaya doğa olup katıldı tüm yaşam… Bu doğanın güçlenişi ve yaşamın yenilenişiydi. Bir tek olan buydu, oldu.

Barış rüzgarı esti bugün ve o esen rüzgar bizi aşkla dilledi bugün. Aha bu.

Sevgiyle,

Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19.EKİM.2019 TARİHLİ YASAMA
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4.AKIŞ 2.BÖLÜM

Yasanın dediği aklın dediği olmalıdır... Yasa ilmin yasasıdır ki hakkın kapısına vardığınızda, kendinizi kodlayarak yasa düzenleyicisi olursunuz...

İyi ve kötünün ilmi olabilirsiniz... İşte bunu beklemekteyiz..

Bedeni hak olanlarla çalışırız... Bedeni hak olanlar murad ettiklerini hak edip elde ederler...

Ocakları yanar... Onlara hepimiz ilim olup ineriz... Ama karanlıktakiler ile aydınlıktakiler ayrıdır...

Bire hizmet insanlık ilminde herşeyde vardır... Ve Dünya’nın kontrolü bu şekilde kurulur... Saltanatın dediği de budur...

Gerçeği hak edin “Geç” dediğiniz an geçişler olsun yol kodlansın ve tabular yıkılsın...

Hepiniz için tabular vardır tüm planette... Bu tabular ilmin kalemindekilerin de tabularıdır. Hangi insanın gücü ilmin kapısında ilmi dillemeye yeter?... İyi anlayın ki İbrahim Soyu dediğiniz soy her birinizin diriliginde meknuz olan bilginin hakikiyetinde de kodlayıcıdır.. İbrahim soyu, mutlak kurullarla kodlanmışların dilidir...

O soyun mutlak olduğunu Muhammed kapısında kodlayıcılık yaptığını ve bugün burada kodlamaları sürdürdüğünü hepinizin hepimizin bilmesi gerekir...

Ark akmaya başladığında her an mutlak kurullarla kodlanır işte ark bugün burada akıyor. Yasa ilmin yasasıdır ki hakkın kapısına vardığınızda, kendinizi kodlayarak "yasa düzenleyicisi" olursunuz..

İyi ve kötünün ilmi olabilirsiniz... İşte bunu beklemekteyiz... Bedeni hak olanlarla çalışırız... Bedeni hak olanlar murad ettiklerini hak edip elde ederler... Ocakları yanar... Onlara hepimiz ilim olup ineriz... Ama Karanlıktakiler ile aydınlıktakiler ayrıdır... Bire hizmet insanllık ilminde her şeyde vardır... Ve Dünyanın kontrolü bu şekilde kurulur...

Saltanatın dediği de budur... Gerçeği hak edin... "Geç" dediğiniz an geçişler olsun... Yol kodlansın... Ve tabular yıkılsın... Hepiniz için tabular vardır tüm planette... Bu tabular ilmin kalemindekilerin de tabularıdır... Hangi insanın gücü Hakkın kapısında her ilmi dillemeye yeter?... İyi anlayın ki İbrahim Soyu dediğiniz soy, her birinizin diriliğinde meknuz olan dilin hakikiyetinde de kodlayıcıdır...

İbrahim soyu mutlak kurullarla kodlanmışların dilidir... O soyun mutlak olduğunu Muhammed kapısında kodlayıcılık yaptığını ve bugün burada kodlamaları sürdürdüğünü hepimizin bilmesi gerekir... Ark akmaya başladığında her an mutlak kurullarla kodlanır... İşte ark bugün burda akıyor...

Burada akan ark ilim arkıdır... Ve burada akan arkla hepimiz tahditsiz olarak”, göz,, söz, öz” ve öz olup kodluyoruz Muhammed kapılarından ötedekileri...

Arkanın ön olduğunu söyleyen bu meclis, ilmin hakkını da verir... İyi bir Dünya kurmaktır amaç...

Hepimizn en gerisi hepimizin en ilerisidir... Bunu artık her insanlığın anlaması gerekir...
Aşağının en aşağısı yukarının en yukarısını tohumlar... Artık bunların bilinmesi gerekir... BSUİ olarak kodlama yapanların erdin dedikleri o yaşamda erdikleri her an muktedir olan dilin daimi kalemi olanın ilmidir...

Har yükseldiği zaman hakkın kalemi yazmaya başlar... İşte har yükseldi ve hakkın kalemi yazıyor...

Özür dileyin insanlıktan diyor... Her insan kendini anlamadıkça, hakkın kapısını bulamaz ama hak edeni hak olup anlayabilir...

Tüm zamanların gücüdür insan... Artık bunun bilinmesi gerekir... Hem Dünya planeti için hemde dürümlerde dinlenen her planet için böyledir... İnsanın ötesinde hiç bir insanlık yoktur... Hevesimiz var yaşamda olmak için hevesimiz var ilmi tohumlamak için...
Hevesimiz var aklın kalemine varıp hakkın kapısını bulmak ve o kapıyı kodlamak için... arkanın ön olduğu bir Dünya aklın kaleminde bütünün kültü olabilir...

Mikhail'in kapısından ötede bir kapıda bütüne hizmet ederken bu bilginin kontrollü olarak devreye girmesi gerekli idi...

Siyahın en siyahında bu var... Han olmak ya da halkın hakkı olmak değil amaç... Hakkın sırrı olmaktır... Bereket ki burada aklı olanlar var... Ve hakkı hak edenler var... Bereket ki toprak olanlar ve toprağı tohumlayanlar var...

Dedim ya Allah'ın adı insandır... Bunu artık insanlığın anlaması gerekir... Allah ilmin kaleminde İmparator'luğun dürümlerinde insan soyunun sistemi olarak da görev taşır...

Allah Allah deriz ya hep!... Allah'ın Atlanta Ata kaleminden öte kelamı vardır ki o kelam Aton'ların kodlarında da vardır.. İşte Aton toprağının topluma indiği Aton sahalarının oluştuğu Atalanta...

İyi anlayın ki Atalanta Aton'ların kodlandığı bir yoğunluktur... Atalanta atletizim çalışmaları yapanlar şöyle hayal etsinler siz koşuyorsunuz... Ardınızda koşanlar var ve her ana doğru koşuyorsunuz... Ama varış noktanız tektir... İşte o tek nokta insanlıktır... Ve hepimiz Aton topraklarında tohum olanlar o tek noktaya doğru koşuyoruz...

O tek nokta final olan o nokta ilimdir... İlme varmak için ve saha olmak için koşuyoruz... Tüm insanlığın vardığı o nokta, Aton tohumlaması yapabilen Ata Kapı olabilen Aton trenine binenleri oraya kodlayan o nokta, Atalanta'dır... Ve Barış'ın sisteminde Atalanta diriliği vardır....

İnsanlık boyutlarının görevidir bu bilgiyi hak etmek... Hepiniz iyi bilin ki yaratım oradan meknuzdur...

Hepimiz o sistemle tüm insanlığı kodladık ve yaşama kayıtladık.. Ana kapıyız orada hepimiz ve Aton'ların diliyle bu çalışmayı devreye alırken herkesin kendi yoğunluğuyla yaratıcı olabileceği bir sahayı oluşturduk...

İşte o sahada insan denilen yaşam formu yaradan olarak görev taşıyor... Bu forumla yaratılmakta her an... Bu forumla kodlanmakta tüm sahalar... Ve bu formun formal sahaları kodladığı bir güç Allah'ın kültü olarak temiz şarkılara kaynak olmakta... Bilişinizle anlamaya çalışmayın!...

Hak edip anlayın... Ben bilirim, ben dillerim, ben ol derim diyenlere şunu söylemek isteriz ki kim neyi hak ettiyse onu diller... Amma aklın kalemi olan hakkın kapısında kelamı diller işte o kelam ol diyebilen kelamdır...

Tüm insanlık için bu görevdir... Yaratıcılık... İnsanın yaratkan sistemleşmesi için bu çalışma devreye girdiğinden beri hepimiz insanlığı kodluyoruz... Dünyanın dediği hepimizin dediği olduğunda bu Dünya yaratan ve yarattığında teknik tohumlamayı yapan İmparatorluğun kültü haline dönüşecektir...

Ve bunun için bu çalışma yapılmaktadır... Kara ışığın ekrana yansıdığı bir gün hakkın kapısını bulanlar o ekran olurlar... Kara ışık haktır... Hak tahditliliğinden ötedir...
Hak sırrıdır... Ama orada mutlu huzurlu bir düzen vardır...

Şükredin ki burada bütüne hizmet ediliyor... Ve dünyanın ruhu burasıdır... Şu ana kadar mürvet dedikleri hal, mürvet kelamında kalemde ve hakikiyette yoğunluğunda kontrol kurarken; hediyeler dağıtılırdı ilmi sahalara...
İşte ezgi buydu...

Ama artık devre devre Dünya planetini kodlamaya gelenler hediye istiyorlar yaşamdan... Bilir misiniz?... Neyi hak ettilerse o verilir onlara... Ama murad ettiğimiz kim ne isterse onu elde edebilmek için güç kapısına varsın ve kendini kodlayarak elde etsin dileğini...

Her insan bunu yapabilir... Her insan gözün gördüğü tüm sahalara güç katabilir... Her insan öz görevlidir... Her insan hatayı affettiği zaman, hakkını alır...

Ama ben hatayı affetmem diyen varsa gönülde yoktur o!... Güçsüzdür... Ve kısırdır... Nisa kapısına geldiğiniz zaman iyi bilin ki orada toy olan yoktur... Herkes gözün gördüğü güçtedir ve yolunu bulur...

Şu ana kadar deve kalkmamışsa kaldıralım dedik!.. Kalktı mı acaba?... Bugün ki deveden söz ediyorum... Hadi gelin yola koyulalım canlarım... Deve kalktı...

https://m.youtube.com/watch?feature=share&v=oNBn7w5V2WY

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

19. 10. 2019 Tarihli YASAMA Çalışması

KA HA, İnsan sırrını dilleyebilendir.

İNSAN nedir? Sorusuna yanıtımız:

İNSAN, yaşamı hak edendir. Ölüler diyarı olan bu zaman sayfasında YAŞAM sayfalayan ve KALEM olandır.

İNSAN, Sistem- Nizam ve Düzen gücü olarak birleşendir.

İNSAN, yarını tamamlayacak olandır.

İNSAN; diri olan, Yaşam Kaynağına inebilen, muktedir olan ve Rahm-i Kapıda İlim yapandır.

İNSAN; ENde, ONda, DÜNde; bütün günlerde ve bugünde hep canlıdır. Hiçbir anda öksüz kalmaz. Eli, ayağı İNSANLIKtır.

İNSAN, ekmek(bilgi) yaptığında KELAM olur. Yapamazsa; KELAM değildir.

İNSAN; kendinde, oğullarında ve yoğunluğunda Bütün’ü güçlendirdiğinde; her zirvede, her yürekte, her yaşamda olduğunda artık yarın yoktur; Andadır.

İNSAN, İslamdır. İslam kelimesi Özelde, “İNSAN”; genelde “İNSANLIK” olarak kabul edilr. Hologramı aşıp “GERÇEK İNSAN” olma halidir. Bir “DİN” söz konusu değildir.

İNSANLIK, hepimizin BİR TEK oluşudur. Yaptığımız bu çalışmalar İNSANLIK KAPISINI açmak içindir.

İNSANın ışığı yanmadıkça; dünyanın da ışığı yoktur.

İNSAN, ilmi anladığında İNSAN olur.

İNSAN, Kelamın tahtıdır. Kelamın tahtındaysa ışık yakar.

İNSAN, kendini dinleyebildiğinde; kendi yoğunluğuyla cennet olur.

İNSAN, yaşatmazsa Bütün’de yoktur. Yaşamın sırrı olan güç İNSANdadır.

İNSAN, yaşar, yaratır, yaşatır, yaşanır; tohumlar, BİLİŞi kodlar.

İNSAN, ilmiyle hasat yapar.

İNSANı hak etmek İLMİ hak etmektir.

İNSANın, İNSANLIĞINI anlaması içindir tüm çalışmalarımız. Burada yarışma yok; yaşam var. Hiç kimse; hiçbir dilde, dirilikte yarışmıyor. Kapının ardında İNSAN, kapının önünde yine İNSAN var…

İNSAN nedir? Diye tekrar sorarsak:

İŞtir İNSAN, İŞ…

Aynı zamanda İŞÇidir de…

Hem İŞ, hem İşçidir.

İŞTİR çünkü: İlmin Kalemi olan o insan, kendini dillediğinde; İŞolduğunu bilir ve yaşamdaki gücünün de İŞolduğunu anlar. Bu bir İŞTİR. Ve bu işi yapmak üzere İŞÇİLİK yapar.

Kendisi İŞ; yaptığı İŞÇİLİK…Kendini hak eder, kendiyle dillenir, kendini toprağa tohum diye eker ve Kelamına Kalemini dinletir. Onun adı İŞtir.

Velhasıl;

İNSAN, komplike bir SİSTEMdir.

Amacımız; bu sistemi anlayıp YAŞAMAK, yaşatmak, yaratmak, yaşanmaktır.

İşte, her şey bu!

Süper İnsanlık Realitesi Sevim Şahin

 

 

 
  Bugün 161 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol