Birlik İlmi
  AK SAHALAR - 16.Kasım.2019
 

AK SAHALAR

 

16.KASIM.2019 TARİHLİ "AK SAHALAR"
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3.AKIŞ - 1.BÖLÜM
Cevheri Cennette Kelamı hak olmak için has olmamız gerekir Canlılar. Ruhi kapıların tümünü kodladık ve mutlak kurullarımızı kayda aldık. Her ilim kapısı bir diridir. Hepimiz kontrollü olarak bu yoğunluktayız, bütün köklerimizle buradayız. Toprak toprak denir ya hani her ilim kalemi bir tohumdur o toprağa, iyi bilin. Her ilim kalemi bir tohumdur o toprağa ki o toprak mutlaktır, muhakim, hakim ve hakikiyetin takdimi olan isradır.
Kısır bir çalışma değil burada yapılan. Sistemli olarak ses kodlamaları yapılır burada. Her kodlayıcı Allah’ın tınısını kodlar. Bütüne hizmettir burada yapılan. Dili hak olanların kodlayıcılığıdır, hakikiyetle dillenişidir burada yapılan. Sistemin gücünü size anlatmak isterim.
Her insan sarf ettiği çabayla sisteme dâhildir. Ama sarf ettiği çaba Kelamla sarf edilendir. Hepimiz Kelamla dirilikleri kodluyoruz. Hepimiz Kelamla mutlak kurulları kodluyoruz. Ve muktediriyetle kayda giriyoruz. Bitki hayvan ve her şey sesin ürünüdür. Sanmayın ki sessizliği dilleyen sesi anlayacak. Sessizliği dilleyen sesleştiği an anlayacak sesi ve dinletecek.
Bütün kötülükleri aşabiliriz, yarınlar için mutlak kurulları kodlayabiliriz de saltanatın kodlanışı farklıdır. Eğer saltanatın kodlanışıysa maksadımız kardeşlik olmalı yaşamda. Yetkin hale gelmeliyiz. Kardeşlik kalem olarak Kelam olarak kodlanışla mümkün değildir. Hakkın kapısını bulup Hakka varışla mümkündür.
Koruyucu olmamız şart mı? Devinimi arttırırken korumak, kodlamak gerekir deriz ama Kelam kalemine varıldığı zaman artık korumak kontrol dışılık olur. Süper İnsanlık diye ifade ettiğimiz kodlayıcılıktır. Ama koruyuculuk ayrıdır. Eğer insanı korumaya kalkışırsanız saha yoğunluğunu kaybeder. İnsan Kelama varıp kendini korumalıdır. Eğer siz ben onu koruyacağım diye düşünürseniz yasa der ki “organ nakli gerekir.” İlmin naklidir organ nakli, ona Kelamınızı nakledersiniz. Ona yaşamınızı nakledersiniz. Ona karanlığın ilmi olan ve hakkınız olmayanı nakledersiniz. Ona hak etmediğini vermek ona kötülüktür, unutmayınız….
Öyleyse Hak olun, Hak ilmini anlayın ve mutlak kurullarla kodlayıcı olun. Dünya ilmini bütünün ilmi diye bilin, kurullarımızın gücünü bilin. Unutmayın ki dünya insanı ark akarken yolu bulur. Akarken ark Rohi kapılara varır. Akarken kaleme varır, Hak olur
Emin olun ki dünya isradır, yaşamdır ama yorulduğunuz an anlatın yüreğinizi. O zaman bileceksiniz ki yeşil mor her şey kendi yolunuzdadır. İnsanlık boyutlarını anlatın. Deyin ki “ben dünyalıyım, ben muktedirim, ben hologram ötesindeyim, ben mutlak kurullarla kodlayıcıyım ve mesih değilim ben, ilimim” deyin. Eğer ilimseniz hakikiyetinizi hakim kılabilirsiniz. Eğer ilimseniz koruyucu olabilirsiniz.
Hani koruyuculuk yoktu demiştim ya bugün burada bu farkı size izah edeyim;
Eğer ben korumam diyorsam Hakkın kapısındayım demektir. Eğer ben korurum diyorsam hasat yaptım demektir. Hakkın kapısında olmak ayrı hasat olmak, hasat yapmak ayrıdır. Ekmek yapmakta ayrıdır. Ekip kurmak gibidir ekmek olmak, eğer ekmek oldunuzsa ekmeğiniz Kelamınız olacak ve yoğunluğunuz artacak.
“Süper insan nedir?” diye sordu bir yücemiz. İzah edeyim;
İmparatorluğun ilmini dilleyebilendir süper insan. Yarınları kodlayabilendir süper insan. Ruhi sahaları kontrol altında tutandır, toprak olandır. Tanık isteyen tanık bilir, tanık olur ama tarıkta tanıklık yoktur. İlimde tanıklık yoktur. O her anda olanın tahditsizliğinde hiçbir şey için tanık gereksizliğindedir. Gerekli değildir onun için.
Karanlık dedik aydınlığı kodladık ama aydınlık dedik levhiyi kayıtladık. Peki, ne oldu? Şevkin şarkısını okuduk. Dünya planeti için görevimiz var. Hepimizin, insanlığın görevi var. Bunu artık insansıların anlamaları gerekir. Nedir görev?
Mutlakiyet, İmparatorluğun ilmini dillemek, yalın Halik olmak ve muktedir olup bütüne hizmetçilik yapmak. Ama bütün bunları yaparken sistemli sesleşmek gerekir. Eğer sesiniz yoksa yaşamınız yoktur, yarınınız yoktur.
Öz göreviniz sestir Canlarım. Dünya insanın tek geçiş ilmi var, oda ses… Eğer ses varsa geçişiniz olur. Geri çekilişiniz olur. Eğer ses yoksa geçişiniz yoktur…
Ve tüm sesleşmeler kontrollü olarak kayda girer. Eğer kodlama yapıyorsak kontrollü olarak kayda giriyoruz demektir. Türevleri tohumluyoruz demektir. Ve kurulları kayıtlıyoruz demektir. Bütün amaç sestir.
Bütün Canların sesi var ama her biri alelusul değildir. İyi anlayın. Hayvanata bakın, tümü ayrı bir sesle dillenir. Acaba neden? Neden? Çünkü her birinin sesi kodlar halinde mutlak kurulları kaydeder. Ve türevleri tohumlar. Ama onun formal kaydı farklıdır. Ve o formal kayıtta fakih haliki olur ve Kelama Hak olan ilmi olur.

(Devamı 2.bölümde)

https://youtu.be/q5bX3f00Whk

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.KASIM.2019 TARİHLİ AK SAHALAR

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4.AKIŞ 1.BÖLÜM

Ya Ha Sa Ha Si Ka Ha Şa Si Ka Ha Sa Ha

Değerliler, kodlarınızı hepiniz bir tek kılıp bütüne hizmetçilik için kontrollu olarak kayda aldınız.

Hep değerli olduğunuzu söylerim ama bugün buraya tahditli olarak geldiğinizi görüyorum. Kaynağa inmeniz mutluluktur ama muktediriyetle geçmenizi beklemiştim.

Şimdiye kadar 7. dürümde bütünün kültü olacağınızı dinletmiştiniz. Ne yazık ki kontrol dışı olan bütüne kodlanmayan ışığınız, bugün, Bu Meclis’e dahil olmanıza engel oldu.

Bu dönem çok önemlidir tüm insanlık için. Bu dönmede kök, kati, hakiki ilim sahaları oluşacaktı ve sizlerin de burada olmanızı beklemiştim.

Yazdıklarımı okuyacak gücünüz olduğuna eminim ama okumanız için bedeninizin halik olması gerekir.

Bu dünyada ölüler ya da diriler kalem için dinletildiklerinde, hakkın kapısını bulmaları ve o kapıdan hakk olup inmeleri gerekir yaşama.

Kör gözün sözünde ses olmaz ama özün gözüyle söz söyleyenin dilinde, ilim olur. Bugüne kadar kardeşlik ilmini anlatmaya çalıştım sizlere… Türkiye Çalışmaları’nı bunun için başlattım.

Devinim arttığı zaman herkes kendini bilecek, bulacak ve kontrol kuracaktı. Yoğunluğunuzu hologramda kodladınız. Ne yazık ki kaleminiz kodlanmadı ve bütünün gücü olamadınız. Yerde gerçek insanlık var. Ama bunu bile anlayamadınız.

Kurullarınızın kök geçişini yapma niyetiniz var. Ama kayıt dışı olduğunuzu görüyorum. Savaş, ilmin sahrasında olur ama kelam, insanla olur. Eğer insan yoksa hak teknikte, Saltanat’ın kültü de yoktur. Bütün kontrol buradadır.

Bu çalışma, öz görevlilerin ilmiyle gerçekleşiyor. “Ekibiniz güçlü.” Dediniz. Kesinlikle öyledir ama ekmeğimiz de güçlüdür. Bunu iyi anlayın.

Kurullar bugün burada mutlak kusursuzluğu kodlayacaktılar. Netice olarak yargıç değiliz ama yarın için kalemimiz yargı olabilir.

Bütün kapılarımız insanlığa açıktır. Kayda inenlerin kayıtlarında dilleri yoğun olduğu için mutlakiyetleri de kodlanmaktadır.

“Karanlık” dedik. Yaşam kati olarak kanatlananların ilminde kapkaranlığı kodladı ama aydınlık muktediriyetle kontrol kurdu.

Çözümlemeleriniz bizim için öz gerçekliği gök çözümlemeleri diye dilleyenlerin diriliğinden ötede kayda çekti ama gerçek aşk, bütünün şarkısında kodlandı.

İşte o şarkı, hepimizin gerçeğiydi. Yerdeki görev, Allah’ın ilmiyle kodlanmışlıktı ama gökteki görevi de hak edip dillememiz şarttı.

Dünya dışı varlıkların bugün burada bizi bizden anlamaya çalıştıklarını görmek onların kontrollarının kodlarda bulunmadığını gözlemlemek, hepimizi çok ama çok incitti. Çünkü yolunuzda olmak için değil, yol olmak için buradayız biz.

Eğer sizin yolunuzda olmamızı bekliyorsanız, yanlış yapıyorsunuz.

İnsan soyu, arzın gücüdür. Bunu artık anlayın.

Siz dünya ötelerinden gelmiş olabilirsiniz… Siz yarınlar için bütünün kültü olabilirsiniz… Kayıt dışı bilgileriniz mutlak kurullarda kaleme inmiş de olabilir ama kaptanınız Allah’ın ilmini kodlamıyorsa, tohumlamıyorsa, sizin yolunuz aklın yolu değilse, bizimle çalışmanıza iznimiz yoktur.

Uzun zamandır doğal dünyanın gücünü anlamaya çalıştığınızı görüyorum. Uzun zamandır kök geçişlerle bütüne hizmetçilik yapmak istediğinizi de biliyorum.

Netice olarak doğanın gücünü de anlamaya çalışıyorsunuz ama yolun henüz başında olduğunuza eminim çünkü savaşınız kelamınızda, Muhammet kervanında ve mutlak kurullarda görevlilerce olurken, yaşama inmeniz ve bizimle olmanız karanlıktaki ilmi hak teknikle kodlamaya çalışmanız, Sultanlar Sistemindeki geçişi yapamamanızdır ki beden almanız gerekir.

Bugünden sonra burada yapılacak çalışmaya dahil olabilmeniz için bedenlerinizi alıp gelmenizi bekliyorum. Eğer bedenlerinizi alıp dünya planetine inebilirseniz, kardeşlerimiz olursunuz ve sizinle doğanın gücü, halikiyeti ve hakikiyetiyle dipdiri dönem başlatırız.

Şimdiden sonra dünyanın et, kemikten ibaret bir kapısı bulunmayacak.

“Savaş” dediğiniz şudur; herkes Allah’ın ilmini diller ama etten, kemikten ibaret olan insanın, hakkın kalemi olması için doğan güç olması da gerekir.

Doğan güç olabilmesi içinse, şafak olması gerekir. Şafak olabilmesi, diriliği kodlayabilmesiyle mümkündür.

Saltanat’ın kelamını hak etmeden savaşı hak edip anlama imkanınız yoktur.

Yer; kelam, gök; kalem olsa da yol; kontrol kursa da şafak; isra olsa da yeşil; moru kodlasa ve bütüne hizmetçilik yapsa da kardeşlerim; asla hata yapmamalısınız! Asla hata yapmamalısınız ki dünyanın etkin ve hakim ilmini öğrenebilesiniz, dilleyebilesiniz.

(Devamı 2. Bölümde)

https://youtu.be/KoOmlVDl2-4

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.KASIM.2019 TARİHLİ AK SAHALAR
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2.AKIŞ

Dağlarım....
Şu ana kadar yaptığımız her çalışmada ilimle kodlama yaptık... Bugüne kadar yaptığımız her şey İsra Kapılar'ında kodlayıcı oldu...

Hususiyetle bilmenizi dileriz ki doğanın gücüyüz... Herkes herkes doğadır... Ve insan doğal dürümleri dillerken doğanın kültü olarak diller...

Ekmek yaparken kelam ilim olur... Hakkın kalemi olduğumuzda sesiniz kural koyar ve der ki vakit tamdır...

Yek değerim dediğiniz an biliniz ki diriliğiniz kontrol dışıdır... Ziya olduğunuzu bilin... Herkesin o teklik olduğunu artık bilin... Bedenim ilimse yolum ilim ve hakikiyetim ilimdir...

Sistem, Nizam ve Düzen diye dillenen bir tek olan bilişin kapılarını bulanlara şunu anlatmak dilerim ki düzeni kurmanız için halik olmanız... Hak olmanız... Hasat olmanız yeterlidir... Ardınıza bakmayın... Çünkü ardınız yoktur sizin...

Herşey herşey bir tektir... Bunları artık kavrayın... Düzene insanı kodladığınız an insan o düzen olur...

Ama ruhunuz yokken tohumunuz da yoktur... Ruha hak olup halik olup varılır... Kervan ilimle yol alır ama kendini hak edip anlamayanın hasatı yoktur...

İkmal tamamlamak diye bilinen hiç bir şeyi anlatamadı insansılıkta yarınlardakiler... Anlayın ki bütün bu kötülükler aşıldığı zaman artık herşey bütünün gücü haline dönüşecek...

İkmaller tamamlanmış olacak... Yarınlar için doğal dünyanın gözü olmaya çabalayın... Dolandığınızı biliyoruz... Tanrı kalemi olduğunuzu biliyoruz...

Yaratılanın yaşam olduğunu artık bilin... Her yaşam Allah'ın ilmiyle yaratılır... Ama yaratan insanlıktır... Yaptığınızın yarınlar olduğunu bilin... Allah sen, sen o sun unutma...

Eğer ben yokum orada diyorsan, iyi bil ki Allah'ın tahtında değildir insan.... Ünlü bir Dünyalı mı olmak istiyorsunuz?...

Varın olun... Ama burada ün yoktur... Her insan kendini bilir... Kendini bulur... Kendi olur... Ünlenmeye niyetiniz varsa gerçek kapıyı bulamamışsınız demektir...

Yarına varamamışsınız demektir... Hakkın kapısında halik olunur hakikiyetle tahditsiz olunur... Tanık isterse yaşam sizin için tanık olalım ona diyelim ki oldu...

Ama tanıklığı tahtid diye bilmeyin... Bedene girmek her insanın dileği değildir... Bunu iyi anlayın...

Planetler arası bir toprak kod vardır... Bir koordinasyon kuruldu orada.. Bu koordinasyonsa her bir dil Allah'ın tekniğiyle kodlama yapacak dendi...

Ama planetler arası o koordinasyonu kodlayacak olanların hakkın kapısına varabilmeleri şarttı... Hakkın kapısına varmak için de hasat yapmaları ve hasat olmaları şarttı...

Nerden Dünyaya geldik diye sorarlar... Halka halka genişleyenin ilmi Ka olup türevlenişinde bütüne hizmetçilik var iken, hakkın kapısına varıp kök geçişi yapmış iken, ben neden ve nerden geldim diye soran arkadaşım ekmeğini hak etmemiş demektir...

İyi anlayın ki dört milyar tahtımız var... Her bir tahtta tahditsizliğimiz var... Hasat yapabilenlerimizdir onlar...

Has sahaları kodlayabilenlerimizdirler ve şevkle şafak olup çalışırlar... Türev türev olurlar tahditsizleşirler..

Hakka varıp hakim olurlar... Yedi doğa tek bir halikiyet ama hak insanlıktır... Şükredin ki Dünya planeti gerçek kapısını buldu bu kapının açılmasıyla birlikte Dünya'nın ruhu mutlak kurulları kodlamaya başlayacak... Dünya sırrı Allah ilmiydi ve bunu hak teknikle anlayanlar mutlulukla kontrol kuracaklar... İnsanlığın daha güçlü olması için bunların gerçekten olması gerekliydi. Ve bunlar olmaktadır...

Seviyeniz çok iyi... Bunu görüyoruz ve bunun güçleniş için önemli olduğunu biliyoruz... Masiva kapılarının üzerinde bir kapıdır burası... Bu kapıya vardığımız an canın can olduğunu... Cevherin cerahatı önleyip cennete kodlandığını ve yolun mutlak olduğunu gördük...

Hakkımız olanı hak ettik ve bulduk... Buradayız artık bizler de... Yeni dönem başlayacak Analar... Atalar... 2 milyar yıllık bir sürecin sonuna gelindi... Yeni bir iki milyar yıllık süreç başlayacak...

Diyeceksiniz ki nasıl bir süreç bu?... İnsansılığı insanlığa kodlamak mutluluk oldu bizlere... Bundan sonraki süreçte, insanlığın çorbası pişecek dünya planetinde... Bu çorbayı pişirebilecek olanlar hologram ötesinde kodlanmış olanlar olacaklar...
Yaşamın ışığı olacak onlar ve ruh olacaklar...

Mutluyuz ki Dünya planeti gözün gördüğü en büyük nüveyi kodluyor şu anda... Hususiyetle bildirmek isteriz ki rahman olan rahmi kalem mutlak kurullarla kontrol kurabilecek düzeye ulaşmıştır..

Yeri yaradan ak sahaları kodladı... İşte o kapı açıldı canlarım... Yeni dönem hepimiz için huzur dönemi olsun...

Bütün kötülükler aşılsın... Ve bütün kodlarımız türevleri tohumlasın ve güç Kapılarından himmet olmasın ilim olsun...

Buyurun hoş geldiniz yer kürenin kelamı olanlar... Gözümüzün gördüğü en yüce şafakla görev alıp geldiniz sizleri kucaklıyoruz.. Hocaların hocası derler ya hani... Yaşamların yaşamı olan insanlık hoşgeldiniz...

https://m.youtube.com/watch?v=5xzv7r8I1Rw&feature=share

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.11.2019 AK SAHALAR

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ 2. BÖLÜM

Eğer insana bakarsak, insan çok farklı bir sese sahiptir diğer canlılardan ayrı şekilde. Onun yaptığı çok daha özeldir, bilirsiniz ki suptil tahditsizlikde kodlanış farklıdır, suptilite aşıldıktan sonra hak teknikle kontrol kurulur ve oradaki kodlayış farklıdır.

Dünya planeti için bunun büyük önemi vardır, yaşamsal forumların tümünü yaratan ilimdir ve ilmi ko olan biliş mutlaktır ve her şey insansıların insanlığı kodlamaları ve tohumları kontrol edişleriyle yaşama inmektedir.

Bileceksiniz ki cevheri kod insanlığı kayda almaz ama insan cevheri kodu kayda alır. Hepiniz rahman kodu olarak bütüne hizmetçilik yaparken kontrollü olarak kayıtlarsınız bütünü, işte orada kaynak ilim vardır ve tüm sahalar orada kontrol altındadır. Enerjetik sistemi hak etmeniz için kontrollü olarak cevheri kodlamanız gerekir. Eğer cevheri kodlayamamışsanız enerji sahalarına inemezsiniz. Enerji sahalarına inemediğiniz zaman temizlik olmayan bir yaşamınız olur.

Dağlarım, ben dünya planetini kontrol altında tutabilecek ilmin ses olduğunu size anlatmaya çalışıyorum. Tüm insanlık için ses büyük değer taşır ama daha da önemlisi insanlığın geçişini yapması için de bu gereklidir. Geri çekiliş esnasında ses gerekir. Sessizliğin dili diriliği mutlu huzurlu bir dürümde kontrollü olarak kayda girip, o sessizliği seslendirmekle kaydı halikiyete dönüştürebilirsiniz.

Dağlarım, sevgililer; yaşam sizi bizi değil tüm insanlığı kodlar bunu iyi anlayın, eğer yaşıyorsanız ilimle yaşıyoruz diyebilin ve o sonsuzlukta mutlak kurullarla kontrol kurun. Dünya insanının gerçek gücü budur. Hiçbir zaman evrim için dünya planetine geçilmez, bunu da artık insansıların anlamaları gerekir. İnsan kontrol kurucudur, insan yaşamı kodlayıcıdır, insan yaradandır; yarattığını halik kılandır, insan tanıkların tahtından ötede tahditsizlikde kodlayıcıdır.

Eğer ben insanlık ilmini anlamıyorsam, ben beni bilmiyorum demektir… Eğer ben beni bilmiyorsam evrim ihtiyacım var demektir ama bu gerçek gelişimin nedeni olamaz. Bugüne kadar insansılar hep evrim için geldiklerini düşündüler, hatta, hatta reenkarnasyona inandılar… Arzın gücünde erginlik varsa re geliş, re gidiş yoktur! Bunların artık bilinmesi gerekir.

İnsan mutlaktır canlılar, mutlaktır ve Muhammet kodundan çok çok güçlüdür artık bunların kelamla anlaşılması gerekir.

Tarık ilminde tahdit varsa, tarık kelam değilse, kaleminde kaynak yoksa o kendini anlatamaz ama hakka varmışsa, hakikiyeti dilliyorsa mükafattır insan mutlak kurullara.

Bütün kapılarımızı insansılara açtık canlar, hepimiz buradayız ve muradımız tüm insanlığın kendini bilmesidir başka bir dileğimiz yoktur. Ve yarınlar için büyük görevinin olduğunu anlaması gerekir insanlığın… Yaratmak gerekir yaşamları, yaratmak gerekir insan sahalarındaki İsra kapılarındakileri… Yaratalım, yaratalım, yaşatalım canlar; dilek budur! Büyük kök görev de budur…

Bundan sonraki süreçte insan artık koruyucu olmayacak ama hak edip kontrol kurucu olacak çünkü korumak o insana haksızlıktır, onun kelamsız kalışıdır; bunları da artık bilmemiz gerekir… Ben sadaka veririm, yok yahu; sadaka vermen onu kontrol dışı sayman demektir. Bırak hak etsin, hak olup elde etsin. Bunlar önemlidir canlar, ben ona yardım ettim; zavallı, yavrum o sen değil midir, senden gayrı mıdır o, kimsin ki ona yardım edeceksin, o kelam olur hak olur, hak ilmini hak olup diller ve kendini bilir ve her dilediğini elde eder. Bırakın, bırakın hak etsin, bırakın, bırakın hak etsin, bırakın… Yok çorba yaptım ona da bir tas götüreyim, o çorba aklın çorbasıysa götür ama o çorba kodların, tohumların kontrolsüz kaydıysa bırak götürme. Verdiğin her şey seni senden koparır can bunları artık anla! Vakit tamdır artık ilimle dinlen, sen ör yüreğindeki kelamı, ör yarınlarını, hak sırrı dinle ve de ki; “o ben, ben oyum, onun özeliyim ben, onun gözüyüm, göreniyim, göldeki en büyük yüreğim ben, ocağım ben, o benden ayrı değil ki” bunları deyin bakın neler olur.

Harımızı yükselttiysek çay zamanı geldi demektir…

https://youtu.be/3I3e7RapBp0

Süper İnsanlık Realitesi

 

16.KASIM.2019 TARİHLİ "AK SAHALAR"
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 4.AKIŞ - 3.BÖLÜM
Dünya da öz görevlilerimiz bütüne hizmetçidirler ve onlar ruhlarıyla çalışırlar. “Hakkımızı hak ettiğimizi biliyoruz” dedi biri şuanda. “Özür diledi” bir diğeri. “Hastalığı olduğunu düşündüklerimizdiniz” dedi bir tanesi. Ve bir diğeri de “almışsınız bilgiyi ama okumamışsınız” diyor. Onlara ne diyeyim ki? Bilmem…
Şöyle söyleyeyim. Bildiğiniz gibi konuşun, bildirdiğiniz Kelamınız, kendi yüreğinizin dilidir. Bildiğinizi diller bildiğinizi dinlersiniz. Biz size sizi değil bizi dillettik ama siz sizi dinlediniz.
“Uyumak gerekir mi?” diye birisi dillendi. Uykuya dalan koruyucu olmaya çabaladığında Kelamsız kalır mı acaba? Uyku nedir? Anlaşma gereği uyumaya gerek gören kimdir? Uyumak kil ve kum oluştur Canlarım. Yolu kontrol kurup kodlayamayıştır. Uykuya dalan hakkını hak edip dilleyemeyendir.
Her insan koku yayar dünyaya. Yaydığı kokuda şarkısı vardır. Kokuyu bilen kokuyu alır ve der ki onun kokusu bu ama Kelamsa kalem, kokan ilim olur. O zaman ilim hepimizin dilinde iradi ve hakiki bir tiraj yükseltici olur. Ve o tiraj yükseldikçe aşk şavkı has şarkıya dönüşür.
Yürü yolcu yürü… Yürü ama yürürken Kelamla yürü. Yolun Allah yoluysa ilimle yürü. Ama LA Fİ KA HA’ysa Kelamın sahada insanlaş ta yürü. Yüzeyin sözsüsse özel dürümlerde dillen ve yürü. Özel dürümlerde dillen ki yaşamın hologram ötesinde mükâfatın olsun.
Çok mu zor dünyayı anlamak? Anlamak kolay da Hak olmak zor… Anlattım ama anlattığım hak ettiğimdi. Anladım, ben anladım ama beni anlayan anladı bildirileni. Ben bildirdim. Bendim dillenen diriliği dinleyen beni dinledi ama Kelam olduğunda kendini dinleyecek. Bunu bekliyorum.
Yeri yaradan insanlıktır Canlılar. Yeri yaradan insanlıktır da kendini halik kılan her insan muktedir olduğu zaman yaşamı dinler. Yarattığını yaratıp yaşatmadıkça, Hakkın kapısını hak olup bulmadıkça, yorulduğunda, yoksul kaldığında Kelamından, kısırlaştığında kendini bilmediğinde, nesilleri hak toprağa tohum oldukları zaman o kendinde olacaktır. Ama bugün çok çok özellikle bildirmek isterim ki planette çok ama çok az şarkımız var. Çünkü Halik-i Hak olmak kolay değil. Olmaya çalışır ama olması için hasat olması gerekir.
Deri kemik olan insan nesillerini hak etmedikçe yeri hak edemez. Bugüne kadar her ne yaptıysak insanlıkla yaptık Canlar. Bugünden sonra da her ne yaparsak insanla yapacağız. Kesindir…
Daha önce ve daha sonra yok. Hep andayız. Tek bir an… Ve tek anda hepimiz Hak sahadayız. Borç insanlık borcu, önemlidir. Yaşayan her kes yaşama borçlu kalır. Bunu da bilin… Bu borcun ödenmesi zor değil ama kontrol kurulduğu zaman ödenir borç. Dünya insanı borçlu gittiği zaman yaşamdan o borcu, savaşı olur onun. Her şarkıda o borç onun yoğunluğuna varır ve der ki “önce borcun var, bil…” Ama o borcu ödemek korkmadan kontrol kurup kaynak olmakla mümkündür.
Sevgililer, büyük bir görev taşıyoruz. Kusur aramıyoruz kimsede. Kusurlu olanı da dinletmek niyetimiz yok ama yeri yaradan insanlık, yeşili mora kodlayan da insansılığı kontrol edebilendir.
Ziya olun… Hak olun… Hologramı aşın… Yolu bulun… İsteğimiz budur. Çantanız bütünün ilmidir. O ilmi de bilin ve o ilimle kontrol kurun. Yıldızlar sizi dinler bunu da bilin. Yıldızların diriliğinde hepinizin ilmi var. Bilin. Ve deveyi kaldırdığımızı bilin. Bu deve mutlu huzurlu bir ilimle yol alacak. Şükredin. Şarkınız bütünün şarkısı oldu. Bu şarkıyı hepimizi teklikle kodladık. Şükredin…

https://youtu.be/0pKsiuGj_cI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

16.KASIM.2019 TARİHLİ AK SAHALAR,

AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3.AKIŞ, 2.BÖLÜM

“Düzene girdi dünya.” dediğim zaman, “Dünyada Düzen mi var ki?” dediler. Yoktur. Doğaldır ki yoktur ama Düzen’e girmesi, yaşamı kelamla dillemesi ve muktedir olması için doğanın geçişinin yapılması gerekir.

Bu geçiş, hakkı ve hakikiyeti dilleyenin geçişidir… Yerden gerçek kaleme inmesidir… Yol olmasıdır… Yorulmadan dürümlenmesi ve Düzen kurmasıdır. Ama doğanın kök geçişinin yapıldığı bu günde, muktedir olan Muhammet’in mutlak kurullarının da bu toprağa tohum ekmesi gerekir.

Şikayetim mi var? Yaprak yaprak okuyun yaşamı… Şikayetçi olup olmayacağımı görün. Bundan sonraki süreçte, çamur yoğurarak insanı hak etmeye çalışanların, orada yarattıkları insanın Atem olmadığını, kalem olmadığını görecekler.

Her insan “Ben insanlığı kodladım.” Diyebilir. Ama “Ben yaşamı yoğurdum, yarını kodladım ve Adem’i halik kıldım.” Diyebilmesi, dara düşmesi demek olmayacak, sadece dar olduğu anlamına gelecek.

Biz dünya planetini gerçek kalemle kodlarken herkesin kendini anlamasını bekledik. Ve sizler planetimizi ziyaret edenler, bugün formal yaşamınızı kodlayacak gücünüz var ki buradasınız. Ama yolunuzun daha güçlü olmasını beklerim.

Planetimizi gerçekten kodlamaya çalışanların rahmi kapıda, Rahman’a tahditsiz olarak, kontrollu olarak kayıtlanmaları şarttır.

Şimdi; devenin kalktığı bir günde, deve olmanız gerekir ki yolu bulabilesiniz, yaşamı hak edebilesiniz.

Suptilitede tekniği tehditsiz olarak dillemeniz de şarttır. Gerçekten; yeni dönem için bunlar gereklidir.

Bütün kapılarımızı açtık tüm insanlığa… Kimler geldi, kimler gelir; biliriz… Ama dünyaların ötelerinden gelenlerin kontrollu gelmelerini dileriz.

Değerliler, dünya planetine gelen birçok görevli oldu bugüne kadar. Çokları dünya insanının hak tekniği kodladığını düşünemedi.

Dünyayı sürü olarak nitelendirdi ve dünyaya hak olup, hakim olabileceğini düşündükleri çobanları kodladılar. Dünya insanı çoban ister diye düşündüler… Dünya insanı insanlık ister; çoban istemez. Bunların artık bilinmesi gerekir.

Dünya insanı ilim ister. İnsansılığı kelamdan ayrı tutar. Yaşam ister, yarın ister. Ama dünya ötelerinden dünyamıza görev taşımaya geldiklerini zannedenler, bizi, bizden sordular.

Kurullarımız bugün burada ve onlara şunu söylüyoruz;

Üstün insan, öz görevli olabilmek için üstün olmaz. O insan gözdür. Bilir, görür ve yapar. Ama o insan kontrol kurar ve özün sözünü söyler. O insan, gerçek ilimi hak teknikle kodlayabilir.

Gerçek insan, hasat olanları Hakkın Kalemi diye dinler ve onlara göz olur. Süper sahralarda sürekli olarak Saltanatın sesi’ni duyar ve diller yürekleri.

Şikayet eder mi? Asla, çünkü bilir ki insan, soru sormadan yolu bulur. Ve o insan şikayet etmeyecek kimseden, çünkü şikayet şirktir onun için…

Bilir misiniz ki şikayet şirktir, çünkü insan ölüyü dilleyebildiği sürece, özün sözünü söyleyebildiği sürece her andır. Onun hikaye dinler gibi insanı dinlemediğinin bilinmesi gerekir.

Onun yarınlar için dillenişi, dinlettiği dirilikte genişi, hep yarınları kodlamak içindir. Soru sormadan bilir, sormadan diller ve sonsuz sır olan bilgiyi kodlar ve dilletir.

Ekip kurmaya gerek duymaz ama kurduğu ekipte mutlakiyet olduğu sürece koruyucu olur türevlere… Eğer türevleri korursa, koyu ışık mutlak kurulda kaleme iner. Ve yarın yaşam olur.

Hırsı varsa, Hızır’ı halik sayar ama hırsı yoksa Hızır olur, hırssız has teknikle toprağı tohumlar.

Şikayetim var mı dünyadan? Bunu sordu birisi şu anda. Beden almamın nedeni insanlıktır can. Eğer ben insanlık için buradaysam, itibarım var ki buradayım. İtibarı olmayanın insan olma imkanı yoktur.

“Dünya insanlığından daha ne bekliyorlar bilmem.” Diyor ki “Sürü olana isra diyelim ve onları hak teknikle kodlayalım.”

Yaradan yarattığında yaratılır.” dediğim andan itibaren, iyi anlayın ki insanlık artık sürüden kurtulmuştur; sürü değildir.

Ve dünya insanın daha iyi anlaması gerek bir diğer konu; İsmail-i kapıların tümünün gücünün üstü bir güçtür Allah’ın tınısını duyan… O tınıyı duyabilmek için yaşamı halik kılmak gerekir.

Eğer aklınız yoksa has olmadığınızdan mı? Yo yo, hakk olmadığınızdandır. Hak olduğunuzda, aklınız kodlanmış demektir.

Burası Düzen’in kurulduğu bir dildir, diriliktir, daimi kalemlerin kelama indiği bir yaşamdır.

(Devamı 3. Bölümde)

https://youtu.be/zFso4Nxlfgs

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 
  Bugün 172 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol