14.HAZİRAN.2017 TARİHLİ İLİM 09 
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

“Bulamadık Allah’ın İlmi’ni” diyenler, “bulamadık yarını diyenler” burada, bugün, bunu anlamaya çabalayanlar ve yaratıp yaşattıklarında kendi yüreklerini hak etmeye çalışanlar…

Deliler işte buradalar!... Bizler… Temel diri hakiki nefesler!... Ama deliler… Neden bilir misiniz? Bunca yoğun iş için, netice kelâm etmek, netice Hakk’a varmak mı? Yoksa ocaklarını yer ve gök olup yaşatmak mı?

Bizim için sorumluluk mu bu? Yolun kontrolu mu? Ya da koruyucu muyuz? Burada oluş sebebimiz neydi aslında? Onlar için miyiz yoksa herkesle her şey olmak için miyiz?

Kini, nefreti aşmış mıyız acaba? Ölüyü diriltebiliyor muyuz? Kontrol kurabiliyor muyuz? Ve robotik timlerin kültlerininin, kontrol dışı levhilerdeki kayıtlarını hak edip, hasatla kontrol altına alabiliyor muyuz?

Ömür bütüne hizmetle geçti… Hani nerdeyiz..? Şikâyet etmeyin… Andayız… Hani..? Hangi an? Her daim… Her an… Her tahditsiz insanlık… Çamur mu yoğurduk?

“OL”deriz, olur canlar… Çamura gerek yoktur… Ölüyü dirilttik biz… Buyurun… Allah’ın tınısı budur… Öz görev budur…

Çörek yapanlar, çörek yerler… Ama çörek İlim’de kodlama yapmaz!... Ya insan? İnsan ne yapmalı? O, kendi yolunda kalem olmalı, yarını tohumlamalı, kodlamalı ve ekmek yapmalı… Ekmek lezzetli midir? Kesin… Ama çörek daha lezzetli öyle mi? Ah canlarım, en büyük yanlış bu!... Çörek size sevgidir ama sistemin kültünde yoktur çörek… Sizin için değildir… KARE KÜRE OLANADIR ÇÖREK…

Boyu boyuma uygun, ölü dirilirse eğer o ben olur mu acaba? Canlarım, orta kapılarda ilim varsa, tüm zamanların kelâmı olan Levhi, Hakk’ın kalemidir ve her andaki tahditsiz kelâmdır ve tükenenlerin tümüdür…

Şu ana kadar “ben” diyen çıkmadı… “BEN…” Değerliler, nedir ben? “MUTLAK OLANDIR!...” Hangi ben? “MUKTEDİR BİRLİĞİN BENLİĞİ!...” O, muktedir BİRLİĞİN BEN’liğini, ilâhi kul olarak hak eden kaç insan vardır? İkmal tamamlamış… Siyahın en siyahına varmış… Suyu kontrol etmiş… Yarını hak etmiş… Mutlak olmuş ve bütün kültlerin kodlarını has tende tahditlemiş… Ve yolu kontrol edebilmiş… Öylesi insan, o kadar çok ki… Ne mutlu ki, bugün Dünya bu yoğunluğa vardı… Ne mutlu ki, bugün bu dünyada yasalar kontrollu olarak konmakta…

Öyle günler yaşadık ki bu Dünya’da, kapı kapı gezenlerin, çemen istedikleri, çalı çırpı diye çıktıkları her anda kontrol dışı kaldıkları, Ruhi Kapı’larda kırıldıkları bir zaman ama, ayrılık bitti canlar… HEPİMİZ TEKİZ, BU KESİNDİR… Ve bu TEK’likte hiçbir canımız, kelâmın kaleminden ayrı tutulmayacak!... Bundan öte bir bilgi olmaz…

Ümmetin Kervan olduğu, yüreğe inanmayanların yarına varmadığı bir günden, bütüne hizmet edilen bir Dünya gücüne ulaşıldı…

“HAVUNYA” dedikleri bir insan vardır… ANA KAPI… Herkesin Ana Kapı’sı olan bir insan… O nedir bilir misiniz? HER ŞEYİN GÜCÜDÜR!... O, KODLANMIŞ YARINDIR!... İşte Havunya İnsan, Teknik Kalem olarak, BÜTÜN’ün Kültü ve Yüceliği’dir… Burada, her diri bir Havunya’dır…

Yaşıyor, yaşanıyor… İsmaili kalemlerin tümünde o kült mevcuttur. Bunu hepinizin anlaması gerekir… Dünya’nın Ümmi Kalem’leri, koruyucu kapıları, tükenen dürümlerde diriliklerden çıkarttıkları o Yüce Görev kayıtlarında bilindi…

Bugün, nesillerimizi korumak üzere geçiş yaptık… Her birimiz, kendi Yüceliğimizle buradayız… ANT OLSUN Kİ, YARADAN KELÂMA İNDİ!... Ve yarattığı, hepimizin Yüceliğiydi… Yarattığı, yarattığımız oldu… Yarını kodlarken Yücelik, Kuran okudu…

Öfkeyi aştık ve geçtik… İblislerin hepsi yaşama indiler… Her Dünya bir leke sürdü yüreklere… Bugün her Dünya yol açtı… Dediler ki “İBLİSLİK BİTTİ!...”

“HAC DÖNEMLERİ” derler… HERKESİN, HERKESE VARDIĞI DÖNEMLER… İŞTE BUGÜN, O DÖNEMDEYİZ!... HERKESİN, HERKESE VARDIĞI O DÖNEMDEYİZ… Ve bugün buluştuğumuz için, hepimiz mutlandık…

Eğer BİLİŞ YOKSA, İNSAN YOKTUR!... Eğer bilmeden İLMİ KA olunmuşsa, Hakk’ın hakiki Levhisi’nde yarın yoktur…

Öz körün gözündeki söz İlim’sizse, yaşam yoktur… Daha da önemlisi, AKIL yoktur!... Aklın olmadığı bir sayfada, KÜBRA KAPILAR’ın hiç biri yoktur… Ve burada, bu RAHMAN KALEMİ’nde, AK KAPI’ların Teknik Kelâmı’nda hep SİSTEM için misafir olanlar kayıt yapıcaktılar… Buyurdular, yaptılar…

Eh, işte bu… Sizler hepimize görev taşıdınız ve bizler hepinizle dillendik… Bu sesleniş, BİR’den sesleniştir…

Hulusi KA HA olanda, Hakk KALEM’de, MUTLAK olanda sistemli çalışmadır sesleniş… Ve Can Kalem seni dinlemek isteriz…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ