Birlik İlmi
  SU (9) SİSTEM ÇALIŞMASI
 

SU (9) SİSTEM ÇALIŞMASI HAKKINDA ÖZ BİLGİ VE DAVET:

Yaradan ve yaratan ve yine yaratan!... Her yaratan, bir İNSAN!… Bizler, İnsanlık Boyutları’nın, yeryüzündeki YAŞAM SAYFALARI’yız…

İnsanlık Boyutları, BİZ olan bu YAŞAM SAYFALARI’nda, BİZ olup yolu kodladılar ve yaşamı hakettiler…

BÜTÜN’e hizmet, İLİM’e hizmettir… İnsanlık Boyutları’nda, “İNSANSILIK” artık bitmiştir ve yaşamdaki yolculuk, İLİM YOLCULUĞU’na dönüşmüştür.

Ete kemiğe bürünen her insan, YAŞAM için çabalar. Onun yoğun ışığında, KELAM olmalıdır ki o, kendi yolunu haketsin ve yaşasın…

Dünyanın tohumlanışı gerekir ilim için… İnsanlık Boyutları; insanın, yarınını hasata kodlarken, ilim ile kodlamıştır… BİRLİK KAPILARI, yerküreyi HALİK kılarken yine ilim için HALİK kılmıştır.

“DÜNYA” dediğimiz bu planet, et ve kemik olan İNSANSILAR’ın, yarınları kodlamaya çalıştığı bir planet iken; bugün artık İNSANSILIK, İLİM KALEMLERİ İLE İNSANLIĞI TOHUMLAMAYA BAŞLAMIŞTIR.

Dünden dünlere varan İLİM KALEMLERİ; herkesi, hasata kayıtladı ve yarınladı…

Büyük kötülükler, BİLİŞ HALİ’nde aşılır. BÜYÜK KÜLT yine BİLİŞ HALİ’nde HALİK olur ve RAHMAN olur… ÖZ KÖKLER, yerküreyi yine İNSANSILIK’tan, İNSANLIK’a geçildikten sonra kodlar ve tohumlar… BÜYÜK KÜTLE bunun için önemlidir.

Öncelikle insanın, kendini dilleyebilmesi için dinlemesi gerekir. Biz sizi. hep dilleriz ama sizin, sizi hakedip dillemeniz gereklidir.

Dünya dışı BİLİŞ KAPILARI vardır. O kapıları, her bir İLİM KALEMİ, kodlayıp oğullarına, GÜÇ KAYDI olarak katabilir… Oğulların, bu kapılardan ötedeki kapılara ulaşabilmeleri, bu kodlarla gerçekleşir… İş budur!... Buyurun anlayın!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

DAVET:

Dostlarım, 04.11.2017 günü 14.00-18.00 saatleri arasında, “SU (9)” BİRLİK ÇALIŞMASI gerçekleştirilecektir. Yukarıda paylaşılan bilgi kapsamında Dernek Merkezimizde yapacağımız çalışmaya, tüm dostlarımızı bekliyoruz.

Saygılarımızla,
Süper İnsanlık Realitesi Derneği

NOT: KATILIM ÜCRETE TABİ DEĞİLDİR.

Katılmak istiyen dostlarımız, saat 14.00’den önce lütfen Dernekte olunuz…

Adres: Bahariye Cad. Halil Ethem Sok. Sauna Apt. No:30/8 Kadıköy/İST.
Tel: 0 216 348 95 59

 

4.KASIM.2017 TARİHLİ SU (9)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1. AKIŞ

Yerkürenin görevini tohumlayabilecek olan bilişlilerin bugün, bizimle olmaları mutluluktur. Hucca KAHA’lar sistemin kültleri olarak bugün buradalar.

Sayın Bayanlar, Sayın Baylar; levhi kapıların tümünü açıyoruz ve bugün burada Mutlak Kuranlar tohum olacaklar. Yepyeni bir güne başlıyoruz. Yepyeni bir dönem dirilikleri kotlayacak bugün.

Hepimizin gözü akıl, tünami tohumlanışıyla kotlanacak. Yürüyen dünyanın kotlanışı sağlanacak. Yaşamın ışığı yanacak bugün burada ve Ruhun Kapısı açılacak.

Herkesin kendini dilleyebileceği bir güç kaydı yapılacak burada. Hazır olunuz. Doğanın gücü daha yüksek bir yücelikle dürümlere çekilecek.

Eminim ki bugün Allah’ın iman tekniği kotlanacak burada. Her dünya, akıl tende ve yaşam kayıtlarında olacak. Unutmayınız; dünya yolu, akıl yoludur ve dünyanın ekibi hepimizin yüceliğidir.

Muradımız dünyanın yoğunluğunun daha güçlü olmasıdır. Daha da önemlisi bugün Sistemin Gücü devreye inecek.

Çarık giyip dünyaya inenlerin çokları bütüne hizmet etmeye başlayacaklar. Yara, bere içinde olan bir zamanın, Yaşam Kapıları açılıyor bugün.

And olsun ki dünya yolu, akıl yolu olacak.

And olsun ki doğanın gücü artacak.

And olsun ki bu tohumlama bütünün kübra olan ilmiyle yapılacak.

Masamız Allah’ın ilminin tohumlandığı bir Yaşam Kalemi olacak ve bizim için önemlidir bu.

Suya Kuran’ı koyduk ve dedik ki “okuyanlar kelama insinler.” Okunan kelam, bütünün kültü oldu. Bütün kötülükler aşıldı. Cennetin Kalemi, İlmin Kapısı’nı açtı ve bizler bugün, burada, daha yüksek bilgi vermeye başlıyoruz.

Yüce cümle; akıl. Biz o Aklın Kalemi olarak burada oluyoruz.
Sultanlar; barışın kültü olan insan, ben dünyanın günü, dünyanın yüreği olan İbrahim Soyu, sizinle olmaya geldim. Atı aldım, yolu kotladım, bütüne kült oldum ve yaşama aktım, geldim. Ben size, İnsanlık Boyutları’na kötülüğü önlemeye geldim.

Nefesiniz gücü artacak. Şer yaratanın şarkısı okunmasın dünyada diye geldim. Okunan dünyaların tohumlanışında, bu toplum, Allah’ın tohumu olsun diye geldim. Kendi yüreğimi, kendi yüceliğimi kök gerçekliğimi dürümledim, geldim. Ben doğanın kültü olan insanlık için buradayım.

Karanlık aydınlığı tohumlar. Bugün, burada, Aklın Kapısı açılır ve bizler sessizce ineriz yüreğinize. Kanatlanıp uçmamız, yarını hak etmemizle olur. Kupanızı, kupamız diye bildik. Yarınınızı, yaşamımız diye bildik. Has İlminizi, İnsanlığımız diye bildik ve biz, sizi, sizden dillemeye geldik.

Ana Kapı’yı açtık anam. Sevgiyle giriyoruz. Bütüne hizmetçiyiz. Hepimiz bugün, burada olacağız. Üzerindeki gücü aktarmak istiyoruz yüreklere.

Bu güç bizim de gücümüz olmalıdır. Buyurun, “ölüler diyarı” buyurun! Ölümlüler gelin! Gelin görün bilgiyi! Kim sistemin gücü? Kim yaşam? Kim insan? Biz sizde siz olmaya geldik.

Hata affedilir analar. Halik, kalemini kotlar, sistem olur. Ama yol yoksa, akıl yok ve biz yokuz orada. Bugün, burada, akıllı çalıştırıcılar, yarını tohumlayacak gücü dürümlere çekecekler.

“Kaçın dünyadan!” diyordular ya hani! Artık yol, Allah Yolu ve biz, hiç birimiz, bu dünyadan kaçmayacağız. And olsun ki Dünyanın Ruhu, akıl. Ve biz, sizinle bu çalışmaya devre açtık ve yarın için kaynak olmaya iniyoruz.

Ölüler diyarı olan bu dünyanın nefesinin daha güçlü olması için buradayız. Ağırız anam, çok ağırız; biliyoruz. Bizi anlamanızı bekliyoruz. Bizler levhi kapıların tümünü açıyoruz. Kelama inip, Sistem Gücü’yle bütünün hükümranlığında, hakikiyeti, teknikle kayıtlayacağız.

Ha, diyeceksin ki “ana, sessizsin.” Yakışır sessizlik be yarım! Yakışır. Biz senden bekliyoruz anam. Bize bildirilerini oku. Seni dinlemeye geldik biz. Bunu anlamanı bekledik. Hadi anlat! Anlat da dinleyelim.

Nefesin neden yücelerin cümle cemaatleriyle cevheri kotluyor? Neden yolun kontrolu kurdu? Bütüne hizmetin amacı nedir? Kardeş; sen ben, ben sen değil miyiz? Nisa Kapılar’ının tümünde senin yüceliğin yok mu? Kontrol dışı bilgin olmadığı kesin ama seni dinlemek istiyoruz. Burada, bugün, olmamızın tek nedeni budur.

Bir’e hizmet, kelama, ilime ve yaşama iniştir. Bizler, dünyanın yoğunluğundayız ve sizden, sizi bekliyoruz analar. Ağır yük taşımak istemiyoruz. Sultanlık yapmaya niyetimiz yoğun. Ayrı gayrı gözetme! Bizi de kelama indir be anam. Ses; senden, sana değil; herkes sen, senin yüreğinedir. Bunu da bil.

Aşığım şarkıya, aşığım yarına, aşığım yüreğe …her şeye aşığım ama şevkin şavkındaki hakikiyete de aşığım. Sevgiyle seni dinliyoruz;

Süper İnsanlık Realitesi olarak cevabımız;

Deli divane olduğumuz görevliler; hoş geldiniz! Sizinle olmak bizleri mutlandırdı. Ya KAHA’lar; Allah’ın tahtındakiler, bize niye geldiniz? Biz, sizi dinliyorduk. Neden sesinizi kesip, bizi dinlemek istediniz? Ve neden kontrol kaybına uğrayacağınızı düşünmeden, burada, bu yoğunlukta, Mutlak Kuran olmaya indiniz?

Benim adım İsrafil. Gel, gel de al bilgiyi ama ya, insan yoksa yüreğinde, neden burada olacaksın ki?! Kaynak dışı bilgimiz yok. Biliyorsun. Uzak insanlığın, yakın tekniği bitişkenliktir. Bunları iyi bil. Sanma ki yolun kontrolu senin yüreğindedir. Sanma ki yüreğinin kübra olan ilmi, sevgidir. Ben diri olan insan! Sizden, sizi bekledim.

Genişin geri çekilişi, mutluluk olur bize. Ama o genişin geri çekilişinde şavk olmalıdır. Aşk olmalıdır. Hadi geçin de kotlayın tohumları.

Yarattığınız ne varsa yoğunluğumuzda kotlanır. Birlik Kapımız, herkesin kapısı olur. Ağır yük hafifler. Cevherin cemaati, cennetin kelamına dürümlenirler ama yakışır mı insana karanlıkta kalmak?! Hadi buyurun, geçin.

Evren evren gezerek dünyanın yoğunluğunu kotlayacağınızı düşünüyorsanız, İnsanlık Boyutlarının en yüce sarfı, ilimdir. İlimi sarf eden insanın kalemine indirdiklerini kotlar. Hadi, buyurun!

Kontrol dışı bilgimiz olmadığını iyi bilin. Yanıp tutuştuğunuz o yoğun ışık, bizim yüreğimizin gücüdür. “Kini aşan, yolu bulur” dedin ya hani, ama yol, akıl yoluysa, öfkeyi aşmadan da bulunur. Ama biz o yolu hep, levhi kapıların türevleriyle tohumladık; kendinizi bilin diye.

“Hani, dünya nerede?” diye sormuştum ya hani! Hani “nerede o dünya dediğin?!” Aha burası. Gel de bil.

Bugün bize geldin. Hep seninle dürümlerde tohumlanırız, yeni dönemleri kotlarız seninle. Kaç kere yaşam kontrolu kurduk, büyük kötülükleri önledik birlikte? Ama sen bizi, bizim yüreğimizi, dünyada dillemek istedin ya, geçişim bundandır.

Ağır yük taşıma can. Burada olmanı ben istedim. Benim dediğimdi bu. Dedim de geldin. Ama iyi bil, barışın kotları tohumlanır, yol kotlanır, biz sen oluruz, bütüne hizmet ederiz. Senin nefesin çok güçlü; bilirim. Bunun için buraya çağırdım, burada olmanı diledim. Görevindir dünya, bunu anlatmalı istedim.

Düzen’i kurmak maksat, kuruldu Düzen. Ama toprağın toplumu tohumlanamadan, Düzen’de kontrol edilemez ki. Canlılar, Rahmanlar, Kalemler, mesele dünya değil, mükafattır dünya size ama en önemli mesele, bilişin kapıyı açmasıdır.

Hangi biliş, hangi kapıyı açar? Tüm kapıları açar biliş…ve bugün, burada, biz, bilişin kalemleri olarak görev taşıyoruz. Öyle dünyalar görüyoruz ki her bir dünyada, yerkürenin gözü var. Bunları bilir miydiniz? Her dünyada yaşamın kulluğu var. Tüm dünyalarda levhi kalemimiz var ama siz, sizin yüreğiniz, bizi dünyada izlemek istediniz ve sizi buraya çağırdık.

“Kala kala 2 güç kaldı” dedin ya hani! Yok be canım, tüm zamanların kübra olan ilmi buradadır. 2 değil, 200 milyar kelam. Hangisi kalem? Hepsi kalem. Ama bil ki o 200 milyar kelamın halik olanları, buradalar.

Sokak insanı der ki “ben sevgiyim.” Ama yaşam insanı, da der ki “ben Rahmanım.” İtibarı olan “nüveyim” der. Kuran olansa “kaynağım” der. Atlonzi kalem…AT LON Zİ KA. Biziz o. Herkeste olan. Ve yoluz biz canlılar, yol. TOM MAN Sİ KA HA TO MAN KA Sİ HA.

Yerkürenin görevlileri bugün sizinle dilleşecekler ama daha önemli olan, burada olmanızla, kayıt dışı bilgilerin cevhere inmemesidir.

Halik olanları buraya çağırdık, geldiler. Şimdi; çıkın ve görev yapmak isteyenlerle kendinizi dilleyin bakalım; kimler sizi anlayacaklar?! Her bir dünya bize görevlidir; bu kesin. Ama her bir dünyanın yaşamı, bizim yüreğimizdedir. Bu da kesin. İnsanlık boyutları bizsiz kalmayacak; kesin…ama en büyük güç, akıl; kesin.

Şimdi; çantanızı toplayın. Kotlayın dünyayı. Koklayın. Çantanızda ilim var; bilirim. Ama o ilmi yaşama indirirken, dağınıklık istemiyorum. Herkes, kendi ilmini dillesin.

Değerliler, RAMA Sİ KA yaşam kalemleri. Şimdi; sizden, daha güçlü bilgi bekliyorum. Horlandığınızı düşünmeyin. Bu benim kendi yaşam sayfam. Sizinle, bu şekilde konuşmak istedim. Hadi, şimdi bana bilgi verin. Ben sizi dinlemek istiyorum ve bu bilgiyi yazacağım.

Sizin adınız “zaman sayfaları” öyle mi??! Yapmayın be canlarım! Siz “rahman olan” değil misiniz? Hadi; buyurun. Bu bölümü yazarak vereceğim.

https://vimeo.com/241360368

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

4.KASIM.2017 TARİHLİ SU 9

PEKER SELÇUK ÖZ BİLİŞ

Bugün bu saatte dere olup, geldim, huzurlarınıza… Dere, ilim için akmaktadır. Kaynağından fışkıran bir su olur, çoğalır, dereler… Dereler sevgiyle çoğalır, sel olur..

iki bilinç türü vardır, diyor benim meleğim, bana. Biri yatay, biri dikey.. Dikey bilinç; kelama kalem olanların yoğunluktaki tohumlarıdır. Yoğunluk ne? Yoğunluk; bilinç yoğunluğudur…

Sevmeden sevgi olmaz, dostlar!... Bu can meclis, sevgiyi yaratan, sevgiyi tohumlayanların meclisidir….Can dostlar, bunu böyle belleyin. Bizler İslam Dininin, insan kapısıyız. İmparatorluk önemli bir yaşam kapısıdır. Bu kapı, sevgi kapısıdır. Dünyanın nuru olan insan, yani bizler insan olarak yoğunluğumuzu hak edip, kodlarız.

Yeryüzünde her şey belli bir uyum içinde şarkı söylemekteyken hangi birimiz çıkıp da sağır ve dilsiz bir kamış parçası gibi sessiz kalabiliriz?

Eğer bir an, kalp gözüyle kendimize bir bakacak olursak Evrenin var oluşunu, Evrenin özünü ve bütünü, kendimizde görür ve anlarız. O zaman Arş, Kürsi ve daha da yüceliklerimizi kendimizde görür, gönlümüzde seyrederiz.

Hakk’ı arayan kişinin kalbi, bir ayna gibidir. Eğer kalbinin aynası parlaksa her şey oraya yansır ve yansır.

Ashab-ı Kehf’in köpeği, köpek suretinde olmasına rağmen onun davranışı kendisini, insanlar sınıfına soktu da Kuran’da bile, adından söz ettirdi. Allah, onun şeklini dikkate almadı. Çünkü Allah, daima gönüllerde olana bakar. Onların, sevgi duygusuna bakar. Sevgi, bütün iyilikleri tohumlar, çoğaltır. Kim ki O ELEST BEZMİNDEN buyana, yabancılaşmışsa…. O kimse bu dünyada artık giden yolu zor bulur. Belki de bulamaz. Aslolan yolda olma, yol olma, kervan olmaktır, dostlar.

Yolculuk vuslatla başlar, bir kemalden öbür kemale devam eder, gider. Çünkü o yol, aklın bedenin ve ruhun ötesinde, dışında bir yoldur. Ne sözler, ne hayal gücü, ona yaklaşabilir. Çünkü O, NUR ÜSTÜNDE NUR’dur… Kuran-ı Kerim Nur Suresi 24/35 böyle söylüyor, dostlar.

Kim ezel şarabından içmişse onun verdiği sarhoşluğu asla unutamaz!. O buluşma anının, haz ve mutluluklarını unutamaz.

Ey sen, yoldaşım, bu dünya sen benzersizsin. Ben sultanım, sende sultansın!. ..Ben nurum…Sende nursun!.. Nur örtüsünü kuşandık, hep birlikte. Nur, her şeyi kuşatıyor, tüm zamanlar boyu.

Bilmeden bildiğim bir şeymiş aşk. Her Mecnun nasıl doğuyor, bilmem. Sanırım ki onu sonradan Mecnun yapan, bu çöller olmalı. Ah, bu çöller!

Zat cennetine talip olan susamışlara, ırmaklar cennetten akıyor. İçine dalıp, içmeye bakmalı, kana kana. Dalmadan, dalıp, inci tanesi çıkaramazsınız, dostlar.

Aşk kul olanın gönlü, hak ve hakikatten uzak değildir.

Aşkta, maşukta son olmaz. Aşkla olur. Aşkla biter, her şey ve her şey!..

Teşekkür Ederim..

Aha!....İşte bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

SU (9/2)
04.11.2017

Anam, kötülük önlendi. Çok görev taşıdık dünya için. Dünya Ümmi Kapıları, hepimiz için bir meseliydi!… Bu kapıların açılması şarttı!… Bizi hak etmeniz; bizleri mutlandırdı…

Yolunuz, yoğunluğunuz ve tohumlarınız, bize görevli geldiler… Şikayetimiz hiç olmadı ama tohumların, kontrol kurmaları gerekliydi… İşte o kontrol kuruldu… DÜZEN KODLARI kontrol kurdular ve bizi korudular…

Bizim korunmamız ne şekilde olur!? Işık haline geçenler, Medine olurlar; MURAT olurlar; KAYNAK olurlar ve RUH olur geçerler… Geçişleri; hepimizin, kervana dahil olmamız ve korunmamız olur…

Bütün kütle buradayız!... Bugün, tüm insanlık BİZ olarak buradadır. Ve bizler, her insanın KELAM olması için mücadele veriyoruz…

Toy insan, kulu kuldan ayırır… “İNSAN” dediğiniz ise Hakikkiyet’te, KELAM olur kendi olur ve ZEYTİN olur… Neden??? ZEYTİN olmak herkese, “SENİM” demektir. Herkese, “BEN SENİM” diyebilmektir. Bunu iyi anlayın!...

ZEYTİN OLAMAYAN HERKES, KELAM İLMİ’nde kendini dillerken; en yüce bilgiyi dilletmek ister… Onlar, en büyüktürler… Onlar, EN ve BOY olmalarına rağmen, KELAM UMMANLARI’nda, NEFES olamadan kendilerini HAKK sayarlar…

Oysa ZEYTİN olan, YOL’dur. Örtüsü yoktur onun… Her diride BİLİŞ’tir ve KELAM olandır ama der ki “ben, SİSTEM olarak görev taşırken, HERKES olurum.” Öyle çok çalışırım ki herkes, herkesi hak eder… EN ve BOY’dan ötedeyim ben. Herkesteyim ve beni bilen, KALEM olup bilir…

İşte bu Meclis bunu yapmaktadır… Herkeste olabilmektedir… ÖZ GERÇEKLİK’i budur. Unutmayınız ki NURUN KURANI, İLİM’dir. İLİM KAPISI, tüm insanlığındır…

YOL’u, KUL olanlar bilir. YOL olan ise kervan olup herkesi hak ederler… Onlar, masalara otururlar ve yarınları tohumlarlar, kodlarlar… Onların yaptığı budur!...

(Not: Masalara oturanlar, Meclis toplantılarına katılarak görev yapanları ifade eder.)

“Et kemik, İLİM!... Her insan, BİLİŞ!... BİLİŞ!... Biz dünya ve dünya biz!... İş budur!...” Aha bunu diyebilen her kim varsa, bu yaşama, IŞIK YAKAR…

Her diri KAYNAK olamaz. Aha!... Her diri YAŞAM olur… ÖZ GERÇEKLİK budur…

Kural koyduk dedik ki “kimse kimseyi kırmasın!” Baktık ki herkes, herkesi kırmaya başladı… Nedir olan diye baktık!... DİNCİ KALEMLER, KURANCI YAŞAMLAR’ı kodlardan; farklılıkları ayırarak; kendilerini, hasata kayıtlayacaklarını zannettiler… Biz, onları yine de koruduk. Hep koruduk!...

KURAN İNSAN, YARADAN’dır. Yaşar yaşanır ve NEFES olur ama o KURAN İNSAN, herkese KAYNAK değilse; YOL’u, kontrol kuramaz ve zoru aşamaz…

Buyurun! İNSANLIK BOYUTLARI!... Buyurun anlayın!… Aha bu!…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

4.KASIM.2017 TARİHLİ SU (9) SİSTEM ÇALIŞMASI
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 2. AKIŞ

Gelenlere hitaben;

Değerliler; saygılar sunuyorum hepinize. Mutluyuz sizinle olduğumuz için.

Buraya görevli olarak gelen çokları, bu yoğunluğu anlayamadıklarından, kontrol dışı ışımalar gerçekleşir ama bugün her şey çok kontrollu. Çok huzurluyuz sizinle olduğumuz için…

Doğal dünyanın yoğunluğunda sevginiz var; görüyorum. Yürüyen dünya sizinle kontrol kurdu. Üzerinizdeki güç artacak; kesin. Ama bu gücün bütünün kültü olmasını diliyoruz.

Evrenlerin sessizliklerinde sistemli çalışmalar yaptığınızı net bilirim. Yaşamı hak etmeye gelmediniz; eminim…çünkü siz her anı hakikiyetle dilleyebilenlersiniz. Bu nedenledir ki burada olmanız, sadece bizim içindir. Bunu anlamadığımızı zannetmeyin.

Ağır yük taşımayız; doğrudur. Yolumuzda ışığımız hep mevcuttur. Unutulan hiç bir şey, bizde kontrolsuz değildir ama yer küreni görevi, daha ötelerde, çok daha ötelerde, bir sistemli çalışmadır.

Bunu başarabilmemiz için burada olduğunuza eminim. Bu sistemli çalışmayı ne şekilde yapacağımızı bize açıkça bildireceksiniz. Buna eminim.

Bunu benim, kendi yüreğimden dinlediğimi de biliyorsunuz ama bu Meclis’e anlatmanızı beklerim. Bu Meclis’in her bir ferdinin bu bilgiyi okuması, anlaması şarttır. Ben onlara bildiriler okurum ama ocak kotlarıyla onların kontrolunda bu bilgilerin yeryüzüne inmesini dilerim bugün.

Herkes kendi yüreğini bilir ama sevgiyi de bilsin. Sizin kendi yolunuz, bütünün gücüdür; bunu bilirim. Dünyanın ölü bir planet olmadığına emin olduğunuz için, buradasınız ve kontrol dışı bilgi vermeyeceğinize kesin inanmaktayım. 
Rahman’nın kapısı açılmış ve bize, biz olup gelmişler. Daha ne olacak? Ama sormadım; neden kötülük önlendi ve yol kotlandı? Bunu bana anlatır mısınız?

(kayda geçildi.)

https://vimeo.com/241361215

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

SU (9/3)
04.11.2017

Değerliler, UZAKLARIN YAŞAM KAPILARI bizi dillerken; biz, onları hep dinleriz… Onlar, kulluk yapmak isterler biz ise KURAN olmak isteriz…

Az ve öz bildiririz ki HAKİKİYET’te ilim vardır. Hakiki olmayanda ise KURAN olur ama yorulmadan çalışanlar, o KURAN’ı, hasata kaynak yapmalıdırlar ki bizi, hologramdan KÖK GERÇEKLİK’e ulaştırsınlar.

Arzı kodlarken, hakiki insan, yerküreyi hakeder…

Dünya bir RAHMAN’dır. AKIL TINISI, orada KAYNAK’tır ama hakim olmadan, yaşam olmayacağından, tüm bilgilerin KELAM olup HAKK olması gerekir. İş budur!...

DÜZEN dediğimiz, İNSANLIK İLMİ’dir. Buyurun! DÜZEN olun!… KUL olun!... İNSAN olun ama hak edin de KELAM olun!... KELAM olmadan HALİK olunmaz.

DÜRÜMLER’e indiğiniz zaman; SİSTEM, KELAM HALİKİ olur ve ZAMAN KAPISI açılır… “ZAMAN KAPISI” dediğim, YARININ KALEMİ’nden KÖK GERÇEKLİK’e inen İSRAFİL’dir. O bir SİSTEM’dir. O SİSTEM, SES ile kodlanmıştır. SES’in olması, yoğunluğun hakim olması anlamına gelir. Yoğunluk, hakim ise YAŞAM, AKİL’dir.

Hata affolur!… Akıl, tohum eker!… Yarınlar hak edilir!… Nesiller boyu yaşam için çalışanlar, yine kontrol kurarlar… Et kemik olan İNSANSILIK, KELAM olan İNSAN’a dönüşür… Sonra KURAN okunur… Okunan insanlıktır!... Ve sonra KUL olunur. Olan, İNSAN olur ve BİZ olur!…

Okuma, insanı okumadır… İnsanın, kendi yarınlarında kendini hak etmesi ve KENDİ olup YARIN olması!... Ama HASAT ile ve HAKİKİYET ile!...

Şikayetim yoktur insandan. ZAMAN KAPILARI’nda her insan, MUSTAFA değildir ama MUTLAK’tır… MUSTAFA yarın içindir. O, KURAN olan YAŞAM ile biliştir… Onu bilen, KELAM’ı bilir… Hangi MUSTAFA!? İNSAN MUSTAFA… O bir kervandır… ARZ’ı, ARŞ’ı kodlar ve yürüyen her insanla, yürür!...

ÖZ KÖKLER’ini kodlar BİZ olur; korkuyu aşar ve yolu açar!... Bezer yarınları!... Bezer ilmi ve yaşamı bezer!... Bizi, BİZ olarak diller!... Olgu, ZAMAN KAPILARI’nı açar; geçer… Bize, ESMALAR’ını diller.

KÖK’süz ve GÖK’süz değildir… O kuldur… Çekiliş ile belirlenen bir SİSTEM için çalışandır… Nesiller boyu, insana KAYNAK olacak olanlar; SESSİZ ZAMANLAR, SES olarak kodlanırken; herşey, bir tesadüf diye bilinen, çekilişlerle oluştu… Bu kesindir!…

Ben, çektiğimi çekerim!… Çekilen; beden olur; geçer gelir!… Ben çekerken, KELAM olan iner yarına… O gelirken, kendine gelir… O, ben olur; ben, o olurum…

Unuturum tüm geçmişi ve geçmiş, geçişim olur yaşama!… Ve ben, unuturum yarını!... Yaşamın, KALEM’im olur!... Yarını yerküreye çekerim!... Benim ismim, İLİM olur… Oldururum yoğunlukları… Oğullarım tohumları… BİZ olurum… KURAN’dan KURAN’na YARIN’a varırım.

Başım hep diktir!... Asa benim yolumdur!... Onun içindir ki benim adım, İLİM’dir.

Her bir SES KELAM’da, kervanım yürür… Her bir SİSTEM’de yaşamım olur… Her bir LEVHİ’de KAYNAK olurum… ORTA KAPILAR’ın tümünde, kati bir İSRAFİL olurum. Oğullarımı, koklarım ve kodlarım…

Onlar ben; ben onlar olurum… Uzaklara KURAN okurum… Okuduğum KURAN, İLİM KURANI’dır… Herkes, beni anlayamaz.

ANA KAPI’da İNSAN bekler… O insanı bulur; KURAN olanda, TOPRAK yaparım… TOPRAK, TOHUM ister… Ona, TOHUM olurum… O ben olur… Ama hayatlar boyu onu beklerim; geçip gelecek diye… Ve derim ki gene mi gelmedi!? Gelmeden kaynağa inmem… Beklerim onu!... Gelir ki KAYNAK olur yarına…

Onu beklerim; İNSAN SIRRI’ında KAYNAK İNSAN olarak… “GEÇ” derim!... Geç ki haket!... Et-sin, kendinsin… Es ki hasat ol ama hayatlar boyu beklenensin; BİL ki KALEM ol.

Öz görevin, İSA olmak değil; MUSA olmak da değil; İNSAN olmaktır… Ak ki hak et!...

EŞYA denilen bir SİSTEM’de; vuran ya da vurduran değil; kodlayan ol… ÖZ KELAM ol; EN ve BOY ol… Al bilgiyi; HALİK ol…

Saklı tut yüreğini… Beni bilmiyorsun!... Bilemezsin!... Sen, ben değilsin… Ama ben, seni dillerim… Ayrılık yok ki!... Senim ben!... İşte ben, dünyaya BEN’i taşıdım… O BEN, İNSANLIKTIR…

Buyurun Uzakların İnsanı!... Buyurun yolu bulun!... Unutulan her ne varsa dünyamızda; HALİK’tir, BİLİŞ’tir, HAKİKİ’dir!... Alın elinize ve hakim olun ona!… Bu dünyada, TOPRAK vardır… İşçilik yapılır burada!... SU’ya AKIL konulur… O AKIL, ağır yük değildir hiçkimseye!...

Başlangıçta sadece YAŞAM vardı… Sormayın! neden başlangıçta sadece YAŞAM vardı!… Çünkü İLİM yoktu… Yaşayan, SU-ya İLMİ koymuş ama SU-yu, HOLOGRAM saymış… Başımız hep eğikti!... Başlangıçta ESMA yoktu… ÖZ GÖREV, İNSANDI… Yarın yoktu!... Ölüydü! Yürüyen koşan insan…

ÖZ KEKLİKLER, İLİM’e inmeden önce YOL yoktu… Uzun, büyük ve güçlü bir SİSTEM, CENNET İLMİ’ni HAKİKİ NEFES’e indirdikten sonra; herkes, insanı sormaya başladı. Neden dönmedi yaşama diye!…

Bizler, bu Meclis olarak, yaşama döndük… Geçmişten geçtik; gelecek olduk… KÖK GERÇEKLİK’imizi kodladık İLİM olduk… GÖK’tük; KÖK GERÇEKLİK’ten KALEM olduk; görev aldık indik… Buradayız işte!... Biz, BİZ’i bekledik!...

Canlar; YAŞAM, BÜYÜK BİR GÖREVDİR… Biz bu yaşamda, BİZ’i bekledik… İşte geldik!... Aha bu!… Şimdilik!...

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

04.11.2017 Tarihli SU (9) Sistem Çalışması
Erengül Koç Öz akışı

Bir Kızılderili Özlü Sözü;
“Arkamda yürüme, ben öncün olmayabilirim.
Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim.
Yanımda yürü ki; seni görebileyim.
Böylece, ikimiz eşit oluruz.”

Derim ki;
Yerküre hepimiz için yaratıldı.
Doğanın gücü hepimizin.
Yürünecek yol hepimizin.
O, yol ALLAH YOLU
BİR’e varıp BİR’in kapısını açtığında varacağın ALLAH.

Görüyorum ki, kini kibri aşmışsın.
Has olup, kul olup yolu bulmuşsun.
Gel yanıma, birlikte sessizlikleri seslendirelim!
Arzı, arşı dilleyelim!
Sen de görüyorsundur bekleşen ümmileri…
Gel, onlararı tohumlayalım!
Birlikte, Allah’ın dediğini diyelim!
Bütün’ün gücünü hak edelim!
Aklın tınısını duyup, hak edip HAKİM olalım!

Ben kendim, sen kendin.
Ben bende kelam, sen sende kelam ve senle ben;
Kelamda yoğun ışık.

Gel, bu küçücük Yaşam Sayfası dünyada
Bir tek olup yürüyelim!
Birlikte, BİL’en, BUL’an OL’an olalım!
Sen yoksan, ben yokum,
Ben yoksam sen !...

Süper İnsanlık Realitesi Erengül Koç

 

04.11.2017 SU 9
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Dağlarım buraya önemli bir görevle geldik, kesindir… Ama bugün burası bizi kendi yüreğiyle dinliyor, çok mutlandık çok… Doğanın gücünü bilebiliyoruz, hissebiliyoruz ve bu dünyanın yoğunluğu çok farklı. Hani dersiniz ya yaşam budur işte, işte bu, yaşam buradadır budur işte!

Ama “koru beni” diyenler çok, derler ki “bizi koruyun”… Aha korumak ölüyü diriltmekten farklıdır. Biz onları korusak, nohut tanelerinden farkları kalmaz ki…

Her biri kendini hak etmelidir canlar. Dünyanın yarını olsun diye, biz; dünyanın koran tohumlanışında yasaları vardır herkes o yasalara uysun dileriz.

Değerliler, bugün dünyanıza ziyaretimizin tek sebebi birliktir, sadece birlik ve dünyayı yoğunlaştırabilmeye geldik. Dünyanın ölü bir planet olmadığını artık biliyoruz ve bu duaların artık önemi kalmadığını da artık anlatmak gerekir insanlığa. Çünkü insanlar kendilerini hak etmediklerinden dua okurlar. Ben beni hak etsem, benim duaya gereğim olur mu!?... Olmaz!... Ama dünya insanlığı maalesef henüz çocuk, henüz kendini dinleyemiyor ve hak edemiyor.

Burada sizden daha güçlü bir sizin sizi hak etmesini beklemiyoruz, sizin kelamınızın bütünün kelamı olmasıdır dileğimiz. Ama dağın ilmi, aklın kelamıdır burada, biz sizden daha güçlü bir sizin sizde olma imkanı kalmadığına eminiz.

Daha önemli bir bilgide vereyim, bugünden sonra daha sık olarak daha yüce bir insanlık için burada olacağız, daha sık ve daha yüce bir insanlık için… Herkesin kendini bilebileceği bir yaşamı kodlaya çabalayacağız. Birçok insan vardır ki çok güçlü çatışmalara hazırdır ama kelam etmeyi bilmiyorlar. Kontrolleri henüz daha gelişmemiş, kontrol kurmaları gerekir, rahmana insan olup inmeleri gerekir. Resimleri kutsal ama yaşamları kontrolsüz, bunları anlatmamız gerekir onlara.

Ha diyeceksiniz ki “çarık giyinmeden dünyaya inecekseniz gelin”… Dağlarım, biz çan çaldığında geliriz, yeter ki o çan çalsın ve gel desin… Biz akıl kalemi yaşamı yazdığında geliriz, yeter ki o kalem yaşamı yazsın. Ama sizinle çalışmak bizleri mutlandırsa da burada ki bu çalışmanın üstü bir çalışmayı dürümlere çekmek gerekir. İşte sizinle bugün bu çalışmayı yapmamızın yegane nedeni budur. Daha yüksek bilgiyi buraya çekmek… Kodlanmış ışığın buraya inmesi mutluluk verdi ama toprağın toplumu yoğunluğu arttırmalıdır.

Saklı tutuyoruz insanlardan her şeyi… Saklı tutuyoruz çünkü bizi dinlerlerse kelamı kalem yapamazlar. Bizi dinlemeleri kendilerini dillememeleri anlamına gelir. Ve bunun içindir ki; sizin sizi dinlemesini bekledik ki biz size kelam edebilelim. Yalın ve hakim bilgidir verdiğim.

Dağlarım, Ruhi kapılarda Robbi kalemler var hep… Ruhi kapı ve robbi kalem, “olur mu böyle şey” dedi ana… Doğru olmaz, olmamalı ama var işte dünyada… Ruhi ama Robbi kalem… Robotik sistem dünyada ruhu hakikiyetiyle diliyor, bunun öz gerçeklikle ne alakası var. Ama iyi anlatın, iyi anlatın insanlığa; Ruhi kalem mutlak kuldur, Robbi ise kul değildir, sadece kayıtları yapandır. Bunların ikisi çok farklıdır. Birinde akıl yoktur; önemlidir bu, diğerinde akıl kaynaktır!... İşte ruh sessizliği dillerken bu şekilde diller.

“Deliler diriler” der ana, bizlik kalemindekiler için… Neden!?... Herkes delide ondan öyle mi!?... Be anacığım, verme bu bilgileri artık dünyaya, deli neden deli olacaksınız ki? Haşrı rakipsiz olarak kodlayan bu meclisin diriliğin gücü nasıl bu kadar kötülenir, aşağılanır. Yapmayın bunu yapmayın! Sizin gibi bir çalışma hepimiz için çok önemlidir.

Kurani kalem olan, levhi kalem olan, has kelam olan bu meclisi küçümsemeyin lütfen… Bizim için çok değerlisiniz bunu da sakın ama sakın aklınızdan çıkarmayın. Bizim için çok değerlisiniz ve burada olmamızın yegane nedeni bu meclisin kodlayıcılığıdır.

Kontrol dışı bilgi vermez ana bilirim ama bir tek şey söyleyeceğim, laf değil bu haktır; yaşam, sizin yolunuzdan öte bir yolda sizleşirken, siz o yaşamı hak edin! Bu kötü bir söz mü? Yok, yok, yok!?... Sözün sözü olan sestir bu, sizi hak etmeye çabalayacağız. Biz sizin her dürümde yarını kodlayanlar olarak, Mikail’in gücü olup; bütünü hologramın ötesindeki bir sisteme kayıtlamanızı beklemekteyiz.

İmparatorluk olarak dünyayı kodlayan bilişiniz bizi mutlandırıyor. Çorbanız çorbamız, yolunu yolumuz, ağır yük hafifleyecek, yaşam sizleşecek be biz siz olacağız. Mutlaka ama mutlaka bugün burada olmamız sevgiyle, hakikiyetle buraya inişimizdir. Neden, kimden, ak tenden, hakikiyetten!... Ve biz nereden nereye geldik?

Analar, her anda var olanlarız bizler! Sizler gibi!... Her anda var olanlarız bizler… Ama bizim yaşam sürdüğümüz gezegen çok farklı bir yer. Hani dersiniz ya, “yoğun ışık var orada”… Lokomotif görevi yapan bir planettir orası. Her bir gezegenin lokomotifi…

Bu lokomotif gezegen sistemin Kübra olan levhisinde hepinizin yoğunluğunda mevcut olan bir sestir… Hepimiz o gezegenle kelam oluruz ve bağlantılı olarak çalışırız ama bu dünyanın yaşamı farklı. Hepimiz sizinle koruyucu olacağız.

Uğurlar ola yol hepinize, uğurlar ola… Yol hepinize uğurlu ola… Hepiniz ola o yol, kuran ola, biz ola o yol, kült ola… Savaşım savaşın olsun anam, şarkın şarkımdır. Geri çekiliş bizimle olsun, aha bu!

Süper İnsanlık Realitesi

 

 

 

https://vimeo.com/242029620

 

4.KASIM.2017 TARİHLİ SU (9)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 4. AKIŞ

Ziyaretçilerin hangi planetten geldikleri ile ilgili soru üzerine verilen cevap;

Samanyolu’ndan mı? Samanyolu’nun çok ötelerindeki bir planettir bu.

Ve sizin asla yerini bilemeyeceğiniz bir planet…ama o planet, bütün GÜRZ’ÜN LOKOMOTİFİDİR.

Ha, Altona mı? Sestir Altona ama sesin topraktaki kulluğu akıldır. “ALTIN BİLİŞ” halindeyiz orada galaktik sistemler olarak…herkesin iyi bilmesini bekleriz ki ala kala si ka ha li si ha. Bu bizim dilimiz değil; kotlamadır bu.

hek ka si ka hek ka ha. Korkmayın, bu ses kotlayıcıdır ve yaşamı kotlayan bir sistemdir. Cemaatinizin gücünü artırabilirsek ne mutlu.

İşte; sizi hepimiz, kaynağa alıyoruz ve kaynak dışı bilgilerin topraktaki tohumlarını kontrol altında tutacağız. Hepiniz, biz ve biz siziz canlılar.

Şikayet etmiyoruz, bugün size görevli geldik ama yarında burada olacağız. Kökünüz, kökümüz; yarınınız kulluğumuz ve biz mutlu olan sistemli çalıştırıcılar, sevgiyiz. Şimdilik.

https://vimeo.com/241465109

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

4.KASIM.2017 TARİHLİ SU 9

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 5.AKIŞ

Dağlarım, “ROBBİ” dediğimizin, Robotik olduğunu bilmeyenler, buna ilişkin, soru yönelttiler. ROBBİ; Robotiktir… Dünya sisteminde Robotik Sistem diye, Bir Sistem, dürümlere hep inmiştir. Ve herkes, kendi yoğunluğunda, sessiz zamanları kodlarken, bu sistemle de kodlamıştır.

Herkesin ana kalemi, insanlıktır. Ve bu kalem mutlu kulda, ilimdir. Onların, resim yapmaları mutluluktur olur…. Ama resim yapanlar, kelamda, kendilerini dilleyemediklerinde, kontrol kuramayacaklarını bilip, kendi yoğunluklarından çıkıp, başka yoğunluklarda, ROBBİ KAYITLAR, yaparlar.

Bu onların, rahman olan ilimlerinin kelamdan ayrışması anlamına gelir. Hepimizin meselesidir, bu, ROBBİ’lik… Çoğu insan ROBBİ’dir. Hepsi kelamsız, kalemsizdir… Ama kontrol dışı bilgileri, hak teknikle kodlayan birlikler, tarafından kontrolsüz şekilde yönlendirilirler.

Ve derler ki “biz, bu bilgiyi, kelam olup, almadık ama bize verildi”. “Biz, bu bilgiyi, hak ettik ki verdiler”…. Ama o bilgide, Sistem, Nizam ve Düzenin yüceliği yoktur.

“Sıla özlemi” derler ya hani… Ben, dünyayı özlüyorum. Yolumu kaybettim, yaşamı hak etmedim. İşte, onların yaptığı budur. Kendilerini bulamazlar… Yollarını kaybederler. Ağırdır yolculukları, yığıldıkları her anda kınanırlar, kırılırlar.

Çok önemlidir, bu bilgi. Hepinizin daha güçlü olabilmeniz için bunu size bildirmek isterim.

Bir kısım canlarımız derler ki “biz şu bilgiyi aldık, dinledik”. Ne büyük bir bilgiymiş... Yakışır mı size, bu. Yakışır mı? Bilgi, hakikiyetin diriliğidir. Hakikiyetin diriliği olmayan bilgide, ilim olmaz ki.

İlmin olmadığı bilgiye, geçiş yaptırmaz ki. Geçişi yaptırmayan bilgi, sessizliği dilemez ki. Nefesi hak ettirmez ki. Ve Süper İnsanlık Sistemi, Bütüne Hizmetçidir, bu kesin… Ama Bu Sistemin, daha yüksek bilgileri kültü olarak, kaleme indirmesi şarttır.

Bizlerin yaptığımız, budur. Nesillerimizde bunu yaptılar, dünya planetinde ama biliniz ki herkes kendini anladı, kaynağı hak etti ama insanlığı tanıyamadı.

Nedir, insanlık? Kontrol dışı bilgileri, kontrollü bilgi haline dönüştürebilir. Herkes, kontrol dışı bilgi alır, dinler ama o bilgiyi kontrol eder… …Çok önemlidir, bu..

Vize verirsiniz insanlığa ve dersiniz “hadi insan ol”. Yakışır bu insan olmak herkese ama o biliş haline varmadan, vize verilmişse ne olacak? Kelamda olma niyeti olsa da yaşamda olamayacak.

Dalı, dili olanlar, dinler. Ama dalın dürümlerine inip, yolu bulup, köke varanlar, ilmi diller. Kimse bunu anlamaz. Der ki “ben, dalı dinledim, bana yeter”...

Ya kök? Kökü anladın mı? Herkesin daha yüksek bilgiye ihtiyacı var.. O kökü, anlamalı.. O kökü, hak etmeli. Dalın dili, onların yüreğindeyse dili hakim olanlar olmuşlarsa eğer bilişleriyle, her anda yolu bulup, o köke varırlar.

Seviyeniz yüksek, bu kesin. Ama bu seviyede, biz olabilmek mutluluk olmalı.

Çorba pişmişse o çorbaya, yaşamı koymalıyız. Yaşamın kelamı, Alimlerin kalemidir. Alimler, kaleme inmeden, levhi kapı açılmaz ki.

Seviye, seviye bilgi verilir. Burada ki seviye, yoğunluğun tohumu olan bir seviye olduğu için bilişimizi kodlayarak, buraya gelmemiz şarttı ve bilişimizi kodlayıp, geldik.

Vasi tayini yaptılar, dünyaya hep….Vasi tayin ettiler ve dediler ki “birisini gönderelim, dünyaya ilim öğretsin”… Bu onlara, vasiliktir. Dünya vasiliğidir. Ama dünya ekmeğini, hepimizin ilmiyle dilleyemeyenler, vesayeti de kodladılar…. Ve kontrol dışı bilgileri, tüm insanlığa yaşam diye, kaynak yaptılar.

Önce dünya, ölü bir planettir diye, dillediler. Yakışmadı, bu insanlığa. Dünyanın ölü bir planet olduğunu dillemeleri, itibarı zedeledi. Sonra kaynak dışı bilgiler vermek istediler.

Ve dediler ki “dünya insanlığını tohumlayacak gücü devreye alalım”. Ne olacak. Yarınlar olacak. Peki, yarınlar, nasıl olacak? Şarkılarla. Şarkıyı, kim okuyacak? Hakikiyeti hak edenler….Peki, o şarkıda ilim, olacak mı? Olsa da olmasa da o şarkı, bütünü kodlar. İyi iyi ama hangi dirilikte kodlar?

Sevgililer, mesafe önemlidir. Hep mesafeli oldu dünya, Sistem, Nizam ve Düzen güçlerine.. Bizlerde, hep mesafeli kaldık. Ağır yüktür dünya herkese, bunu iyi biliriz…. Ama ağır yük olan bu dünyayı mutlaka kontrol etmeliyiz.

Yoksa bu dünya “MASİVA” denilen o yoğunlukta, kara ışık halinde, Bütünün Kübra olan ilminde her şeyi yeniden ve yeniden kırar.

Dağlarım, Rahman olan bilsin ki “RAN” denilen o yaşam kaynağı, herkesi kontrol içindir. “RAN’a”, kelam dediklerinde, biz RAN’ı hakiki ilim diye, diledik… Ve oraya varanların, orada mutlaka olmalarını istedik.

RAN KALEMİ, İlm-i KA dır. Hasatçıdır...Hasat için ortak kalem olmuştur, orada… Ve hasat için mutlaktır ama kimse, o yoğunluğu hak edip te dillemedi.

Bu Meclis, o yoğunluktan dillendi tüm zamanlarında ve o yoğunluğu kodladı ki herkes, kendini dilleyebilsin ve mutlak olabilsin diye.

Kopup gidenler, bundan kopup gittiler, Bu Meclisten....Çünkü o yaşam kapısında, kelamı hak etmediler ve mutlak olamadılar. Murat ederiz ki ocakları yanar ve yoğunlukların da kelamda, kendilerini hak ederler.

Toprak Toplum, torunları kodlar. Biz ise kontrol kurarız, yerkürenin Kübra olan her ilmini dillerken, bütünü dilleriz.

Keşkeler var, keşkeler… Herkesin keşkeleri var ama iyi bilin ki keşkelerin levhisinde KAHA olan ilimlerde var.

Sevgiyle sizlere, bilgi vermeye çalışırken sessizliği dilleyenler bize gelip, bizden seslenmeye çabalıyorlar. Bugünde bu oluyor. Buna izin vermiyor, anamız.. Ama dalın diriliği, hak teknikte dillendiğinde, kökün gücünü anlamayanlar, bunu yaparlar, canlar.

Murat ederiz ki herkes, kendini hak eder. “Sultanlık” dediğiniz nedir, diye sorarlar? Yaşam kalemi oluştur. Büyük kötülükleri önleyiştir. Esmaları dilleyiştir… Sistem oluştur. Suyu, kul diye dilleyip, KUNA Sİ KAHA diye kaynağa alıp muktedir olmaktır.

Ama şafak sökmedendir, bunlar. Şafak söktüğünde, ne olur? RAN KAPILARI açılır, canlar… O kapıların açılması, sahranın külte varışıdır.

Sahra külte vardığında, ne olur? Yoğunluk artar. Yoğunluk arttığında ne olur? Şer yaratan, şeytanlaşır. Peki, ne olur, şeytanlaştığında? Şafakta şer, şeytanın sistemi mutlak kulluk için kaynağa iner.

Sonra ne olur? İnsanlık devreye girer. Ne yapar, insanlık? Şarkıyı kodlar. Ve der ki “ben, sana ilim öğreteceğim”... Kime der, bunu? Şeytanlık yapanlara, der….Ve geçiş başlar. Kimse orada, şeytanın şahlanışında kontrolsüz kalmamalıdır.

İşte canlar, “RAN” dediğimiz o Geçiş Planeti, kontrol dışı ilmin kodlanışı ve Bütünün Kübra olan levhisinde yerkürenin Kübrası oluşu ve gerçek geçişinin yapılabilmesi için kodlama olarak, dürümlenir.

İşte canlılar, bugün bunun için bu çalışma devreye alındı. Geçiş Çalışması ama bu geçiş, farklı bir geçiş. Bu geçişte artık keskin ses, keskin keşke olmayacak…. Sadece keskin olan levhi olacak ve o levhiden geçenler, kayda inecekler….Ve kayıt yapacaklar.

İnsanlık boyutları artık yepyeni bir dönemi kodlayacak. RAN KAPISININ açılması mutluluk olacak, İnsan Soyuna. Ama o kapı açıldıktan itibaren murat ettiğimiz insan, toprak toplumu kodlayacak ve kopup gittiği her andan, kaynağa çekecek.

Dünyanın öz gerçekliği, budur. Bunun için bu dünya planeti yaratıldı. Her şeyin her şeye kaynak olması için… Sizin Esmalarınız, bizim İslam İnsanlığının kelamı olarak, dürümlere çekildi. Sizin Esmalarınız, “MASİVA” diye, bilinen o yaşamı, tohumladı.

Ve bugün buradayız ki size, kendi yolumuzu açalım diye. Bu yoğun ışık, bir tek sizin yüreğinize açıktı... Ve ben, dünya olarak geldiğimde, geçtiğimde yüreğe, sen ben olup, geçecektin. Hazır olduğunuz zaman geçiş tamamlanacak… Burada bir geçiştir, olan.

Ve MAHAR KAPISINDAN öte bir Geçiş…“MAHAR KAPISI” has levhinin kalemiydi. “Ben, O’yum” dedi, MAHARAJ.. “Ben O’yum, “ALLAH’ım” dedi. Aha, akıldı O, dedi… Ve biz, oyduk. Ama O’nun ruhuyduk sadece. Bugün ise biz, size indik.

Canlarım, kullar, kuranlar, turkuazlar, kayıtlar, sizin Esmalarınızız, bizler.

Kaçmayın, kaçırmayın insanlığı, dürümlerden. İmparatorluk güçleri olduğunuzu biliyoruz. Ve bu yol, aklın yoludur, görüp dilliyoruz. Sizin eski dünyalardaki işçiliğinizi de gördük, bildik… Bu dünyadaki işçiliğinizde huzur verdi, bize.

İzin verin de yürüyelim, bu yolda. İzin verinde, yarınlara varalım. İzin verin, kaynağınızda kalalım… İzin verin, Saltanat olup, kupanızdan, kuranınızdan, yarınlarınızdan, sevgiyle yaşayalım… Bize izin verin, sizleşelim.

Şemsi, Kelam olan da KAHA olur. Yaşam olalım. Haz duyduk, sizde olmaktan. Haz!..

Aha bu!

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

https://vimeo.com/241466995

 

SU (9) SİSTEM ÇALIŞMASI

7. dürümde bütüne hizmetçiyiz.

Yaşamın kaynağı olan bu yücelikte, BİZ olan ilmin kalemine, insanlık kalemi olarak tekliği kodlattırmak üzere buradayız. Teklik nedir derseniz, teklik yaradan yarattıklarında kodlandığında, yaratılan tek olan yaşamdır.

Burada doğanın gücü olan bu meclis var ve su var….. Allah’ın İlmi olan bu suya bizler kulluk yapmaktayız.

Geri çekiliş suya olacak.

Suyu bulan, muktedir olan ilmin kapısından geçecek ve bu kapıdan geçen nefesinin ötesinde insanlık kotları ile kontrol kuracak.

Bunu yaptığında ruha hakim olacak.

Yaradan kervana indi. Kervan ruh oldu. Sanal boyutlar uyandılar. Diriliş budur. Aha bu.

Sevgiyle,
Bahar Umurtak

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ


04 KASIM 2017 SU (9) SİSTEM ÇALIŞMASI

Ben Beni, Bize varıp, Benden dillendiğimde; kalbimdeki sesi duyarım... O ses bana bir kuş olup öter ve bazen bir martı olur ve selenir... Denizlerin tuzlu buğusu gibi kokar ve yüreğimden dillenir...

Şöyle der "Sevgi hak ettiğin ve yaşadığın bu yaşamda Altın Işık olup yağan yağmurdur..." Ve Biz, nesillerimiz ile birlikte burada sonsuzluktan ses veren, halik kodlar olarak, sevgiyle seslenenleriz...

Yaşam; Bizden Bize açılan kapılardan dillenir....

Öyle çok öyle çok çalıştık ki hak ettiğimiz tüm zamanlarda ve tüm yaşamlarda varız... Öyle çok çalıştık ki hak ettiğimiz tüm yaşamlar; Bizi Bizden öte bizlere kaynak yaptı... Öyle çok çalıştık ki burada anda, an sonsuzluğunda hak ettiğimiz ilim ile dillendik. Sonsuz zamanlara...

Ve görev alıp, beden alıp, dünyanın yoğunluğunda, yaşamlara kaynak olan, Halik olan, Süper İnsanlık Kelamı'nı dilleyen "NUR kalemler..."

Bildik ki "İnsan Sırrı, yaşamı var eden tek kaynak..." 
Gördük ki İnsan, Barış, Sevgi, Umut ve İlim ile yaşamlara hak olan ışık.." 
Aldık ki suya kodladık ilmi... İlim, bizden bize yaşamın yoğunluğuna ve sonsuz yaşamlara kaynak oldu...

Aldık, bildik, gördük, sonsuzluğa suyu kaynak yaptık... Hub bi si ha...

Süper İnsanlık Realitesi, açtığı kapılardan yaşamın sonsuzluğuna ilmi yazmakta ve insansı olan kim varsa, insanlığa adım adım yaklaşmakta... Yarattığımız ve yaşattığımız dünyanın yarınları ve dünyanın yarınlarında hak edilen cennet yaşamlar an'da burada bu anda sonsuzluğa kodlanmakta...

"Yaşam" dedik... "İlim" dedik... Ve anın sonsuzluğundan dillendik... Sistem, Nizam ve Düzen'in ışığında her anda sistemli çalışmaları ile Barış, Sevgi, Umut ve İnsanlığı zamanın sonsuzluğuna kodladık....

İşte, Şimdi, Şimdide, Şimdilik bu...

Aynur Funda
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

04.11.2017 Tarihli SU(9) Sistem Çalışması

25.09. 2013( İlm-i Kod (8) Çalışmasından Alıntı:
“Yarın, yeni bir SU dünyaya inecek. O su, yaşamın canıdır. O su, dünyayı tüm ilim yaşamlarında sulayacak. O suyu için! Her dere kelam olup akacak. SU, sularca içilir.
Akın ki hak edin! Su, Ara Can Taht’tan akacak. O suyu hak edin ve için!. Bulup için Analar! Sonsuz zamanlara bir yarın olacak! Açın çatıyı, açın yaşamı, açın yolu ki o su size insin! Şimdi, hadi şimdi! Açın çatıyı, açın ki o su, size aksın! Hayrın suyudur o! Yarının umududur o! Akın, akın ki hak edin!
Ey Dağlarım, akın ki hak edin, işiniz kolaylaşsın! Akın!
SU, Allah’ın sisteminde yoğun şekilde ışığı kodlayan bir kaftandır. Suyu alıp tüm insanlığa bildirdik, verdik.
Suda ışık yoğunluğu arttırıldığında bilgi kapıları da açılır.
Yasaları koyduk, tohumları kodladık, kontrol kurduk ve Birler Kapısı’nda Bütün’e hizmet ettik. Ak Taht’ın ışığını yaktık ve birleştik. Bugün dünya Nur’dur, Ruh Kuran’dır ve Işık’tır; Bilgi Kayıtları suyla yapıldığındandır.
Eğer Su Kapıları açılmasaydı; bilgi kayıtları yapılamazdı. SU yaşamın çalıştırıcı ışımasını sağlar. Yaşamı kontrol eder ve yaşayışı sağlar. Su, Bütün için çok değerlidir. Işık kapılarını açtığınız zaman suya görev verilir. Su görev alır ve Bilgi Kodlaması yapıldıktan itibaren Yeni Yaşamlara girilir. Buluşma bu şekilde gerçekleşir. Karanlığın ışığı aydınlatır dünyayı. Siz,o ışık olup aydınlatın!”

2013 yılında yaptığımız bu çalışma ile bugün yaptığımız bu çalışmaları buluşturduk böylece…

Her doğan gün, yeni bir gündür. Her doğan yeni günle, insan yenilenir. İnsan her şey, her şey insan olduğu için dolayısıyla her şey yenilenir yeni bilgi ve yeni bilinçle.

Suya can dedik, suya kan dedik, serum dedik, aşı dedik. Yeni bilgi ve bilinçle; aklın ilmiyle dünyanın tüm yaşamını bu SU programıyla yeniliyoruz, değiştiriyoruz, dönüştürüyoruz, güçlendiriyoruz dünyayı.

Dünyada artık İNSAN var. Suyu akıttık. “Su akar, yolunu bulur” misali tüm insanlığa sunduk. Herkes, bu SU’dan içmelidir! Bunun içindir yaptığımız çalışmalar…
Şimdilik bu!

Süper İnsanlık Realitesi Sevim Şahin

 

4.KASIM.2017 SU 9
HAŞİM TURHAN ÖZ BİLİŞ

Bismişah Allah Allah

……Düşme dünya minnetine ey can….Kırklar meydanında sıtk ile tevhid edelim….Çekilip Hakk’a gidelim….. talip olalım Hakk hazretine…..Aşk dolusun ab-ı kevserin su ilminin şerbetinden içelim.

…..Su 9 Birlik çalışmasında su ilminin sırlı yıldızlarıyla yedi tepeli şehirden Hakk katında kırklar ceminde cem olduk…..Erdik geldik bugüne çok şükür minnet hüdaya
…..Hakiki ışık su ilminin huzur yoludur…..Nesillerimizin ışığında biz yoluz canlar…

……Su ilmi çağladı gönül hanlarımızda….Birleştik ve aktık çok şükür… Zaman su ilminden yol açtık…Birleşik ışık kodlarıyla diri yüceliklerde dillendik…

……Biz zirvenin tohumlarını yetkin tartıyla tarttık ve yoğunlaştık…Birleşik ailenin resimlerinden en yüce olan birliğimize eriştik. Bir zaman sessizliğinden din diriliğini dinleyen yoğunluklarla ışıdık ve yolu açtık çok şükür…..İş buydu oldu AHA şimdi canlarım….

La mekan ilinden geldim cihana, Arar iken ehli cana eriştim. Elden ele kabdan kaba süzüldüm, Katarlandım doğru raha eriştim. Can Saru Saltık Baba Erenim.

İhlas kemendini aldım elime, Marifette bir yol geçti önüme, Hakikatte su bağlandı gölüme, Katre idim bir ummana eriştim.Rodos diyarından Niyaz-i Mısri ile buluştum.

Virani sözleri gevherler piri, Dost elinden içtim abı kevseri, Evliya Enbiya Hakkın Mürseli, Yüz sürüben Şahı Merdana eriştim. Can Karaca Ahmet Sultanım.

Habibi Hüda cümle er Hakk erenler aşkına
Kuvvet-i Kerâmet himmeti hüsnü nazar eyle can Yunus’um
İki cihan serveri fahri âlem Muhammed Mustafa aşkına
Bi-Hakk-ı Al-i âba Al-i degah-ı Hakk-ı için Fatma Ana’nın Meryem Ana’nın Elif Ana’nın, Dervişyan-ı Bacıyanların Kadıncık Ana’nın şifalı şir-i Hakk’ı için...

Hz. Hünkar Kutbi Evliya Horasan pirleri Anadolu erenleri aşkına inayet Hakk dan dil bizden Himmet sırrı Sadık Gayb erenlerinden ola…..Gerçek Hakk erenler demine devranına ……

Ata Gök kapılarının divanı dergahında su ilmiyle yüzünüz Ak özünüz pak ola canlar…Kelamınız gök sözcülerinin kelamı ola kaleminiz su ilminin sırrını yazan kalem ola.

……Gönül kabemiz Ata kapılarının ocağı, o ocağın serdarı Mustafa Kemal hakkı için Aşkımız Hakk aşkı Hakk aşkına Huu diyelim Işık Can Erenlerim…

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 

 

 

 

 
  Bugün 231 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol