Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (1), 1.AKIŞ 2.BÖLÜM
 

7.KASIM.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI (1)

AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 1.AKIŞ – 2.BÖLÜM

Ve biz, “dağa; ilim” dediğimiz, yolu kuran saydığımız ve bütünün kült olarak dillediğimiz, günden bugüne, bunu dinletiyoruz.

Yasa der ki “ol”.. “Öl ve ol”...Peki, ölmek nedir?” Kodlanıştır. Her bir ilmin kapısında, kodlanmaktır ölmek ama bedensizlik değildir, ölüm. Ölüm; kök görevin, tüm sahralara, kelam olup, inişidir ve imparatorluğun gücünün, hologram olan, ilim sahralarından geçişi ve hakikiyete varışıdır.

Hani nerede, insan? Sura üfürüyor ya. Her insan, bir ilim sahrasıdır ya. Hangi dünya da biliş kodlanmadı da sessiz kayıtlar, mutlak kurana, indi? Bunu sormayın, bile. Anlamadığınızı görüyorum.

Uyumayın. Uyanın artık tüm insanlığın uyanma günüdür, bugün. Nasıl uyanacak, insan? Şarkısıyla, türküsüyle mi yoksa halikiyetiyle mi uyanacak? İlimle uyanacak, canlarım. İlimle uyanacak.

Her insan kendini kodlayacak, koklayacak, toprak olup, tohum olacak ve biliş haline varacak. İşte bilmek, uyanmaktır. Hanginiz, bildiğinizi anladınız? Bilmeden, ben bilirim mi dediniz? Yolun kontrolünü sessizlikle mi dilledik yoksa?. Çorba da ilim yok muydu?

Yasa der ki “anlayın”. İnsan, imparatorluğun gözüdür, özüdür, sözüdür. İnsan, kıranın kırıldığı bir toprağa, ilim için iner. İnsan, kendini hak ettiğinde, hak tahtında, insanlığı kodlar.

“Soyu; Allah soyu olanlar” dediğim, zaman umutlar, kodlandı, Allah’ın soyu mu olur, dendi? İlmin soyu, Allah’ın soyu, yaşamın kontrolü, bütünün kübrası ve kelamın kalemi, hepsi teknik değil midir?

Hangi, hangi teknik tahditte insan yoktur ki? Allah olmadan ya da insanlık olur muydu ya da insan yoksa Allah olmuş muydu acaba? Ve Biz sorgu sual ederken çokları, bunlar ne diyor, diyor?...

Biz, evren, evren gezen sahraların, kütle kodları olarak, her anı tohumlarken, mutlak olarak da büyük kötülükleri önleme imkanına sahibiz.

Elimizdeki güç, aklın kübra kelamıdır. Biz bu gücü, mutlak kıldık. Herkesin gücüdür, bu güç ve insan, kelamı hak ettiği zaman, gücünü hak edecektir. Kelamı hak, ilmi hak, mutlak kuranı hak, tahditsizliği hak, yarınları hak, her şeyi hak etmek, hepimizin gücüyledir.

Ben, beni hak edemem mi?...Ettim. Ya ben, bütünü, hak ettim mi? Etmeden, ettim mi diyeyim?.. Canlarım, bütüne hak etmem, mükafatımdır ama ben bütünlüğün kürzi kapısını bulmalıyım önce.

O kürzi kapıyı, hak edip, açmalıyım ve o kapıyı açtıktan sonra, aşkla kayıt yapmalıyım. Medine’yim ben ama ben mutlak kuranda kontrol kuran, her anım ya. Ama yarınımda vardır, ya benim.

Peki, ben cemaat ilmini de biliyor muyum?... Kesinlikle. Ya ben, ekmek yapmış mıyım mı? Kesin olarak. Peki, ben toprak olmuş muyum? Mutlaka. Yolu bulmuş muyum?. Kesin olarak. Ekmek, ilim olduğunda bedenim kelam mıydı? Kesindir, bu.. Canlarım, peki bütün bunlar olduktan sonra kürzi kapıyı bulmamam diye, bir olay var mıdır, acaba?

Ben, bütüne hizmetçiyim, canlar….O kapı, insandır. Bunun iyi anlayın. Bir tek insan mutlak olduğunda tüm sahra mutlak olur. Bunun içindir ki bu çalışmalar, devam ediyor. İnsanı mutlak olması, her anın mutlak anlamına gelir.

Şafak insanlıkla, ilimle, çözümlemelerle, söktüğünde, iyi bilin ki o şafakta, yasalar kodlanacak ve biz, o yasaları kodlarken, hepimiz, teknik tahditle, bütüne hizmetçilik yapacağız.

Israrla, dünya sonsuzluğunu dillemek isteyenler var, bugün burada. Onlar diyorlar ki “bizde konuşalım”. Yakışır mı konuşmamak, onlara?….Elbette ki konuşacaklar ama kasaları boşsa, konuşturmayız onları.

Biliniz ki o kasaların dolması gerekir. Ölüyü diriltmektir, kasayı doldurmak. Ölümün kültü olan insan, mutlak olduğundan, mutlaka kodlanacak ve kontrol kuracak ve yerkürenin gücü olacak. O güç, bütünün gücü haline dönüşecek ki o gücü hak eden, kelam olacak.

İnsanlık, insanlığı kodlanacak. İlim kelam olup, mutlakiyeti kodlayacak ve torbamız, hepimizin torbası, haline dönüşecek. İşte o torba, ilim torbasıdır. Ve o torbaya konulan bilgiler, tüm bilgiler tahditsiz olarak, herkesin olacak. Ve Biz, bunu yapmaya çabalıyoruz.

Estikçe eser, yaşam. Yaşar da eser. Ama estiği, kelamıdır. Hakkıdır, hakikiyetidir dili, dinler de dürümler yüreği, düzeni kurar.. Esmekten öte eser ama eskidir, eskilerin esişi. Eskidir, yarınların kelamı. Her yarın, bir eskidir. Ama bilin ki her eski, bir yenidir. Ve biz, burada bugün, çorba pişiriyoruz.

Hangi çorbayı kodlarsak, orada yarınlar oluşur ve yaşamlar kodlanır. Vakit geldi, canlar.

Şıra si ka şıra si ha!.

Şimdilik!. Aşkla kalın!.

https://youtu.be/1OL6Wg8NiWA
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 292 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol