AKLIN KELAMI (6/2)
12.12.2018
Yazar mıyım yaşamları!? Yaratır mıyım “KELAM”ı!? HALİK olur muyum!? Yoksa ilim yapıp KURAN mı olayım!? Olmasam olmaz mı!? Olmalı mıyım!? Yakışır mı bana KERVAN olmadan KUL olmak!? Ohh Canlarım ohhh!... ASA, benim lekesiz kalemim!... O ASA, bana benden verildi!… Ve bana, BİLİŞ ile veridi. Bana bir emanettir o!... Bir an gelecek; ASA, İLİM olacak ve O, ben olacak.
Bir an gelecek; itibar, kaleme inecek ve Dünya Planeti, KERVAN olacak… Ama o an gelmeden; beden, KELAM ederse; yarınlar HALİK olur. Olur mu!?... Olmaz mı!? Mutlaka olur!...
Çok mutluyuz canlar. Çokk!!!... Toydu Dünya ve bugün, DÜZEN kuranlar, etken bilişleri ile “BİR”e hizmet için insanlığa geldiler… Sofra kurduk insanlığa. Sofraya, KALEM’i koyduk. Döndük, DÜNYA İLMİ’’ni anlamaya çalışanlara güç kattık. Dilledik onları ve dinlettik!...
Israrla “Dini Kalem” olmaya çalışanlar var. Ocak olduk onlara… “SU”ya “YUAN” tahditini koyduk. “YUAN”ı KALEM yaptık ve “TUAN SİSTEMİ”ni kodladık.
“TUAN” tahditliydi, DİRİLİK’ti ve SİSTEM’di. Nesiller boyu kodlanan “İNSAN SİSTEMİ” olarak KAYNAK oluşturmuştu. Orada, yarınlar vardı!… Ocak olanlar vardı!… KELAM edenler vardı!... Hepimiz ocaktık o yaşamlara. Ki bizler, “TUAN” olanlar olarak görevliydik.
Orası, biz için SİYAH renktir. Oraya varabilen, yaşamı kodlayabilecek görevi hak edebilir. Oradaki KELAM, HALİKİYET’tir… Ve ordan IŞIK çekenler, insanlığı hak edenlerdir.
IŞIK; KELAM’la kodlanır ve sarfedilen KALEM KAYITLARI ile kodlanarak sonsuz zamanlara çalışmak üzere indirilir. Orası bir SESSİZLİK’tir ve orayı tohumlayanlar, orada İLİM olurlar ve orayı seslendirirler.
İşte SES, yerküreyi kodlar ve yerkürede, IŞIK KAYNAKLARI oluşur. O IŞIK KAYNAKLARI, tahditsiz olarak görevlileri HALİK kılar. “MUTLAK İNSANLIK KURANI”bu IŞIK SAHRALARI’dır. Her birimiz, bu IŞIK SAHRALARI’ndan DİRİLİKLER’i kodlarız. Çok özeldir İnsanlık Boyutları’ndaki DİRİLİK. Çok mutluyuz ki burada, bu yaşamda; bunları öğretebildik KELAM edenlere.
Sırrın sınırı, İLİM’dir. Sırrı, SİYAH renge boyayan, “TEKNİK HAKİKİYET”tir. Sırrın insanlığı, “MOR”u tohumlar. Sorumludur tohumladığından ve sonra, kuluk yapar ve cevherini, hasata kayıtlar. İştir bu!... Bu işi, KERAM İLMİ’ni HALİK olup anlayanlar dilerler!...
Huzura vardığınız zaman; size sorulur; “ilim var mı?” denir. Sonsuz zamanlarda, İNSAN KALEMLER, İLİM’le dürümlendiler. Her bir KELAM, HALİK olurken, ilimle KERVAN oldu ve YOL oldu.
Tüm insanlık için bizler, İLİM SAHRALARI’yız ve “İNSAN SİSTEMLERİ” için bu çalışmaları sürdürmekteyiz.
Azgın Sistemler, azgın kelamla kodlama yaparken; İnsan diriliğinde, her şey şafakla kodlanır.
Netice olarak, her bir DİRİLİK, İLİM SAHASI olduğunda; şafak, onlar için söker. İşte insan, itibarı Halik olan BİLİŞ olup HAKK olur. Şu anda, etken BİZ bilgisi; bizi, “BİZ”e kayıtlıyor. Şu anda etken insan; ilmini diliyor ve yolu kodluyor… Şu anda OTAK, insan için kodlama yapıyor. Şu anda, et ve kemik olan insanlık, kulluk yapıyor. Aşkla kalın!…
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ