Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (4), 1.AKIŞ 3.BÖLÜM
 

28.KASIM.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI (4)
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 1.AKIŞ 3.BÖLÜM

Her insan kendi lekesiz kaydını yapsın diyeydi bu çalışmalarımız… Ve dünya “Allah ilmi’ni artık öğrenmelidir.”

Nedir “Allah ilmi”? İnsanlığın hakettiği insanlıktır.

Eğer insanlık, “insanlık”ı haketmişse, o insan Allah’ın tınısını bilir, o tahditsizliği hakeder, yarını kodlar tüm insanlığı kodlayıp tohumlar. Onca çaba bunun içindir canlar.

“Yeri göğü Yaradan”, insandır.

Kelamı kodlayan, insandır.

Yarını koklayan da insandır.

Ve insanın insandan öte insanlığında altın ışığı vardır. İşte o ışığa “Allah” dediler. Biz o ışığa “aşk” dedik canlar; aşk.

Hadi görün onu! Öyle bir güçtür ki o! Kimin adı kimin adına kayıtlıdır orada. Ancak insan anlatır… Anlaşılır şekilde anlatır. Ama anlamayan nesillerini hiç anlamayandır.

Ve dünya planeti, yoğun ışık altındadır canlar. Ölü, öz görevini bitirmiş, tamamlamış ve diriliyor. Artık bu planet “diriliş safhası”na ulaşmıştır.

Deri kemik olan da dirilecek… Yarını bulan, bilen olan da dirilecek… Türevlerini kodlayan, yoğunlaşan da dirilecek. Ve “din” dedikleri arzın kültünde, kontrolda, kayıtlarda bugün de duracak. Ama yerküre kelama inmeden evvel, her biri kök görevi bitirip, dışarıya akıtılacak; dünya planetinin dışarısına…

Bu süreç bizleri mutlandırıyor canlar… Irakların en ırağındakiler ve yolun kodlanışını kayıtlayanlar hepsi çok mutlular, çünkü “santral görevi” yapan Bu Meclis, ayrılığı asla gözetmeyen bir meclistir.

İnsanlığın en büyük kötülüğü ayrılıktır. İnsan her bir insanı kendinin harici sayar. Bu büyük bir yanlıştır. Tüm insanlığın o teklik olduğunu ve tüm insanlığın bir bedendeki hücreler olduğunu anlayacaktır artık!

Düşünebiliyor musunuz, bedeninizin bir organı bir siyahlığa büründüğünde, her organ o siyahlığı kodlar. Ama siz o üreyen dürümlerde her siyahlığı kodlayarak tüm bedeni kodluyorsunuz… Ve beden sizin size varışınızı “sahra” olarak kodluyor ve bizler bunun için bu çalışmaları sürdürüyoruz canlar.

Ölü planette bugüne kadar sizlere “öğrenmeniz” için bilgi verildi. Sadece öğreticiydi bilgi ama yaratıcılığı, yaşatıcılığı yoktu. Bu enkarnelerinizin (Geçmişte yaşayanların “ses” olarak geri gelişi) sahralarında da böyleydi. Artık öğreniş safhası tamamlanmıştır.

Yaşamların yaratıcılığı safhasına geçiliyor…

Ve yaratacaklarınız yaşayacaklarınız olacak… Ve tüm insanlık öksüz kalmayacak, çünkü siz “sistem” olup yarattıklarınızla “teknik tahdid”i kaldıracaksınız ve her anı yaşayıp yaşatacaksınız.

Partiküler kelam, partikül kelam; her biri kervan… Ama cennet İnsandır canlar… İnsan ama o cenneti BSUİ (Barış, Sevgi, Umut ve İmparatorluğun İlmi olan İnsanlık)olarak bilen sizler, “İnsanlık” olarak da bilin.

Dert mi insan? Akıldır insan. Ama aklını bilir, ya da bilmez. Bilirse hakeder, bildiği hakikiyeti olur ama bilmezse hakikiyetinde kelamı, kontrol dışıdır.

Muhammet demişti ya “Allah, insana görevlidir.” Ama bunu kimse anlamadı. Ve sormadılar da… Ve o bölümü çıkardılar kayıtlardan bilir misiniz? Çünkü bunu anlayacak kimse yoktu.

“Allah, insana görevlidir.” Kim anlayabilirdi ki o çağda? Ama dünya artık farklı bir dünya oldu ve “insanın kelamı”dır Allah. Bunu biz açık veriyoruz. 
Tertip, temizlik yaptık. Hepsi “insanlık ilmi”dir. Hakkın kalemini kodladık. Yaşamdır insanlık… Az, öz vermiyorum bilgiyi. “Devrin kapısı insan”; açtık da aktık canlar. Akmadan olmaz ki!

Neden süper sahraları kodluyoruz? Öksüz kalmayalım diye. Neden yolu kodladık? “Şarkımızda insanlık olur da köksüz kalır mı, göksüz olur mu?” diye.

Peki, Rahmi kapı’yı açtık da ne oldu? Şafak döktü.

Ha, diyeceksiniz ki “Esmer, sarışın tüm insanlar farklı renklerde. Nedendir bu?” Etkin, hakim ve hakiki insan nettir. “Ben an sahrasıyım.” der. “Her anım.” der. “Benim rengim fark etmez der.” Ama biri çıkar da “Ben ondan daha ayrıyım.” Diyebilir. İşte o ayrılığı tohumlarken renkler farklılaşır ve insanlar farklılaşır…

Bizler “ayrılık”ı kodlardan çıkaralım, bakın renkler ne olacak?! Her insan aynı sahrada olacak ve tüm insanlık “Hakk taht”a varacak.

Size “renk” derken, sanmayın ki beden renginizden söz ediyorum canlarım. Auralarınızdan söz ediyorum… Hepinizin rengi farklıdır. Ama o “aura” dediğimiz, tahditsizdir. Her birimizin kültü, gücü, yüreği neyse “aurası” odur.

Deli, diri ilim; hepsi dürüm ama biz o dürümlerin tümü olan “bütünün gücü”yüz canlar. Bu güçte tüm renkler mahfuzdur. Şükür ki bunu hakedip dilledik.

Nesiller boyu dünya planetinin gözünün göreceği günü beklemiştik ve bu güç artık görevini haketmiştir.

Tüm insanlığın yüreğinde “insanlık kültü” oluşuyor ve bu gücün “bütünün gücü” haline dönüşmesidir hedefimiz.

Ellerimizin gücünü bilelim. Rahman olup, Rahim olup, Hakk olup, Rab’da “rahmani kayıtlar” yapalım. Her şeyi kodlayalım ki deli, diri bütünün gücü her şey “mutlak kuran” olsun.

Seviyeniz çok iyi canlar. Mutluyuz. Burada olmak bizler için de büyük bir onurdur, çünkü Bu Meclis bütünün gücüdür. Süper sahraların yoğunluğunda buradayız ve sizinleyiz.

Dili; Allah İlmi olan sizlere çalışmak bizleri mutlandırıyor. Yoğun ışık altında sizlere görev vermek hepimizi mutlu kıldı.

Şeytanın şarkısı okunmaz burada. Burada yaşamlar okunur… Ama yaratıcı olanla okunur, “yaşam kuranları” olanlarla okunur ve toprak olanlarla…

Şikayet etmiyoruz, Allah’ın insana verdiği güç, “birlik gücü”, “bizlik gücü”dür. Bunu anlayın. Ki bu güç, “aklın kültü”dür. Hepimiz Allah’ın ilmi olarak bu gücü “bütünün gücü” yaptık. Ağırı hafiflettik ve yaşamı tohumladık.

Sanal boyutların gücünden öteye varan insanlığa “iş” veriyoruz. “Yap.” Diyoruz. Yaptırırız… Ama insan o işi, kendi ilmiyle yapmalıdır… Ve bizim için önemli olan budur.

İnsan, verilen verdirilen ne varsa, kendiyle kendi yüceliğiyle bilip olmalıdır ve yapmalıdır.

Seviyenizi ölçmeye niyetim vardı; ölçtüm, çok güçlüsünüz.

“Tüp insanlık” bitmiştir dünya planında.

Sevgililer, “Tüp insanlık nedir?” diye soruldu. Kaynak ışığını kodlayamayanlara sofra kurdururken, hep tüpler verildi. O tüplere “görevlilerin kelamı” kodlandı… Ve o tüplerle bütünün gücü dürümlere indirildi.

Bugün artık o tüplere ihtiyaç kalmamıştır, çünkü her insan kendi nefesini kendi yüreğiyle anlayacak yüceliğe varıyor… Hepiniz çok güçlüsünüz ve bunu görüyoruz… Ve insan siyahtan öteye varmışsa mutluyuz ki bu da olmaktadır.

Hep “dünya” dedik. Ama bilin ki tüm planetler hakkedip, sistem olarak türevlenişleriyle kodlara indirecekler ve “bilişin kapısı” tüm insanlığın kaydı olan “İnsanlık” olacak. Ama “insanlığın sahrası” Türkiye’dir bunu iyi bilin. 
Türkiye’nin çok değerli olduğunu anlayın. Bu ülke, Allah’ın ilmiyle kodlanmış bir ülkedir.

Temizlik tamamdır. Buyurun, aşka varalım yeni kayda girelim.

https://youtu.be/SrJjnoK7agI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 243 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol