Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (6), 3.AKIŞ
 

12.12.2018 AKLIN KELAMI 6
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 3. AKIŞ

Anlayacak ya da anlatacaksınız nesillerinize bilişin kelamı nasıl olunur diye... Şunu da anlatın seviyenizin her birinizin kelamı olduğunu anlatın...

Yazı yazacaksanız ve diyecekseniz ki ben dünya planetine geri çekilmek istediklerimi çekmeye indim, süper sahraların gücü olduğunuzu da dilledim o yaşamlara...

Kile imparator görevini anlatacaksanız itibarınızı, hakiki tekniğinizi ve hak teknikte tohumladıklarınızı da anlatın ve sormadan hiç kimse anlayamaz. Soran bilişin kelamı olduğunu sorar ama sorduğu bildiğidir. Ve planet insanın kelamını tek bir ilim olarak diller...

Yollar insanlığı kelama kodlayarak ulaştırır ya da koklayarak tohumlar ama kim insan umutlarını hak teknikle kodlamışsa her an onun için mutluluk olur...

Kucakladık tüm insanlığı ama yakıştı mı insana kelam ya da insana kutsal tohum? Onlar kübra oldular mı acaba? Acaba biz mi hata yapıyoruz yoksa biz bizlik kelamında ocakları kontrol etmeye mi indik? Niye biz kucaklıyoruz, niye yoğunlukları kodlamaya kalkıyoruz? Ölüyü diriltmekten öte ne maksat olabilir ki!?...

Borçlar hpimizin borçlarıdır canlar... Ödemek gerektiğinde , ödetmek de gerekir... Hangi borç ödenir, hangi borç ödettirilir; bunu bilir mi insan? Bilebilecek dürümü varsa kesirleşmeden dillenecek dürümdeyse, insan insanlığını anlayacaksa, halikse eğer kesin anlar!

Yazıp çizerken yaşamı, yazıp çizdiklerinizin kendi dilimizle tüm insanlığı dinlettiğini de biliyor muyuz?... Kusur arayacaksak yaşamda o kusur insanın kelamıdır ama kusuru insanla dinleştireceksek, irtibatlandıracaksak iyi bilin ki; kurulların tümü kusurludur...Hepsi birdir ama biz olamamışsa o birlik beşeri kelam olmaktan öte değildir ki...

Kucağınızdaki görevi biletek mi çalıştınız yoksa siz izin alıp mı geldiniz ilme?... Hatta hatta izinsizliği biri mi verdi size?... Yarı yarıya insan olmuşsunuzdur o halde.... Eğer böyleyse peki yarı yarıya insan olan nakarla birleşirse tohumu kodlanır mı? O dilleşmede mutlak kuran olacak dürüme varır mı?

Mektep kurmadık dünyaya canlar, ilim kalemi olup indik ama mektebi kim kurar bilir misiniz? İzinle gelen kurar!... Biz izinsiz geldik yaşama... Hepimiz gerçeğiz...Hakkın kapılarıyız bizler... Bizi kim dünyaya çekebilir ki bizim dışımızda, bizden öte?

Fıthat dilini kelam, yarını kuran diye dilleyende kutsal saha olacaksa; şemsi kapılarında kelam yaşam insanlık olacak... Kürzi kapıların teknik kapısı insansa, ocak odur...

Korkmayın dört gerçek ışık biz olup dillenir ki; o ışığın türev tahditi yoktur... Her şeyi türevleyip kodlar ama tahditli değildir. İşte bizler buyuz, tahditimiz yoktur... Ve bizler hep türevleyici kayıtlar yaparken sistemli olarak sesleşiriz...

Çamur ilimle yoğrulur bunu bilebilir mi insan? Çamuru yoğurdum der, peki ilmin kalemini bulmuş mu? Nesillerini kodlayıp tohuma indirmiş mi? Kaç din kelama indi de o bu dini dillerin kelamı oldu? Çorba pişmişse o çorbaya şarkı okuttu mu acaba? Şarkısız bir çorba aşksız bir şafak da kelam ise hani nerede o insan? Bütün köklerimizle tüm insanlığı kodlamaktayız canlar...

Çınarlar var yaşamda, ölü planete çınarlar indirdi siyah renktekiler... Hangi çınar, hangi dili kodlar acaba? Ve dünya neden elinin gücü olur tüm ziya olanların? Fakihi hakihi sayın ama hakikiyetteki fakihi halik de sayın, hakkın kalemi de sayın o ocağını, ölüyü dirilttiğini de dilleyin... Elinin eli olduğunu, kervanın kelam olduğunu, yarının turan olduğunu da anlayın...

Dağlarım, dört gerçek ışık mutlak kuranlarını dünya planetinde kodlarken siyahın en siyahını tükenen tüm zamanlara kodlar... Ve dünya planeti bu renge varmıştır canlarım... Ve tüm renklerin ilmi vardır o simsiyahta... Eğer lekeli olan varsa insanlık boyutlarının kelamını kontrol edemeyeceğinden lekelidir. Eğer yırtılmışsa o yaşam kısır kaldığında yırtılmıştır. Çırpmışsa yüreğini kültün kelamıyla insanlık boyutlarının kaynağı değildir o...

Kumpaslar yapılır bilir misiniz? Hani nerede o kumpaslar? İnsanlarda! Her şey her şeye kumpas olur ama yokluğu kodlarken gerekir bu... Ve biz o yokluğu kodladık hakikiyeti tahditsizleştirdik... Varın kalemi olduk, muktedir olduk... Evim insanın ilmidir dediğimiz zaman, hem insanız hem de o evin halikiyiz...

Yığınlarımızı göreve aldık canlar biz bugün bilir misiniz? Öyle kalabalık ki bugün tüm sahralar... Can diye bikdiklerine indi hepsi de... Ama kapıların hiç biri kapanmadı, tümü açk... İşte bunun içindir ki bu çalışma bu doğumu gerçekleştirmek üzere yapıldı, ve büyük kötülükler Allah tahtından önlendi.

Şükür, çok şükür önlendi...

Ben dünya planetinin görevini bilip aldım canlar ama bu planet nakarın kalemidir, yaşamın kuranıdır diye değil; İbrahim soyunun kalemi olsun diye aldım! İyi bilin ki o soy Allah soyudur ve o soyu kodlayabilenler hologramı aşanlardır. İzin almadan gelmeyen, izin alıp gelen ayrıdır... Bu soy Allah'ın soyudur ve izinsiz buradadır...

Diyebilirsiniz ki Allah'ın soyu mu olur?... Aklın kulu olan herkes hakkın kalemiyse, akıp geçerken her ana, her anda o muktedir oldukça, tüm sorumluluk onun oldukça, tükenenlerin dahi kübra olan kelamı oldukça, ölüyü dirilttikçe, eli elimiz yarını halikiyetimiz ve yoğunluğu şeytandan öte şerri yaratabilen eşgali dil olan ilmidir tüm insanlığın ve biz onu kontrol ederiz canlar... Bunun sonrası bugün Muhammedin gözü açıldı, yoktu vara döndü... Bakın daha neler olacak teknik olarak ve hakikiyetle... Ağır yük hafifleyecek, daha neler neler olacak...

Oğul ben doğanın gücüyüm, ölüyü dirilten ilimdir anla!

O gücü anlayın, doğanın gücünü... Mutlaka anlayın...

Sual istemiyorum sormayın ama anlayın!... Anlayın!
https://youtu.be/b-SpC-xvgec
Süper İnsanlık Realitesi

 
  Bugün 201 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol