Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (4), 3.AKIŞ
 

28.KASIM.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI 4
AV. NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ, 3.AKIŞ

Değerliler, sura kelam eden üfler ama kalem olan mutlak olup diller.

Bizler bugün burada çok yüksek bir ışık kodlaması yapıyoruz. Koyu bir ışıktır mutlak kuranımız. Ve dünya planeti çok daha üstün bir yoğunlaşmayı bu yaşam kapılarında gerçekleştirdi.

Teknik olarak toprağın toprağa kelamı mutluluk olur… Ama toprak toplantılara dahil edilebilir ışığı kodlamazsa cennet cevherini “cennet” diye dilleyemez.

Değerliler, rüştünü kanıtlayanları buraya aldık. Dünya planetinde ergin sayfaları buraya aldık.

Canlarımız, rüştünü kanıtlanmak, erginliktir. Ergin olmayanın bu bilgileri hakk olup dinleyebilmesi ve hakk olup dilleyebilmesi imkansızdır. Bu sonsuzlukta mutlak kuranda ve kodlanmışta kesin olarak “İnsanlık ilmi”dir.

Eğer yerin gözü, özü, sözü kübra olan kelamda insansa, insanın kendini haketmesi şarttır. Deliler, delilik değil yaşam, insanlıktır. Ama netice şudur; insan bilgiyi haketmediğince kontrol dışı kayıtlar yapar. Eğer kontrol yoksa o kayıtlarda, ışık kodlaması olmaz. Işık kodlaması varsa, yarınlar kontrol altında oluşur.

Yarınları var eden ilim, kalemi olanın ilmidir… Ama yarınları haketmeyen kodlayamayacaksa, kontrol dışı olanın bu yoğunlukta olmaması gerekir.

Deli, diri… Hepsi ilim ama kelam mutlaksa, hepsi bir tek olur.

Şimdi canlarım, dünya planeti Sistem, Nizam ve Düzen Gücü olarak bütüne hizmetçilik yapabilecek olanları bizim yüreğimize çekti. Biz dünya planetiyle, ilim kalemi olarak kodlama yapıyoruz ama planetin kelamını hepimizin anlayabilmemiz gerekir.

Yaşam, sistemli olarak sesleşir canlar… İnsan diri kalabilir, insan yarına varabilir ama planetin diri olması ve yarına ulaşabilmesi önemlidir bizim için.

Tüm insanlık içindir bu çalışmalar… Ve dünya planetinin diri kalması için nefes olmamız şarttır. Nefes olursak yarınları kodlayabilir, yaşamları koklayabiliriz ve toprak topluma tohum ekebiliriz.

Peki, dünya yaşamında daha neler olacak? Hepiniz daha iyi bilin ki ziya olanların gerçek kapıları bulup geçişleri sahradan oluyor. Herkes herkese geçebilecek. Peki, geçtiğinde ne olacak? Kemalin kelamı kodlanacak… Uluların toprağı tohumu olacak ve yolları kontrollu olacak.

Kim sisteme inerse, ziya olup inecek… Ziya, ilim kalemine denir. Eğer ilim kalemi bitki, hayvan ve her anı kodluyorsa, o hakikidir. Ama insan o koyu ışığı kontrol altıda tutamıyorsa, halikiyeti dahi yoktur.

“Özür dilerim dünya insanlığı senden..” diyor bir yüce. Ona şunu söylemiştik; “Sen insanlığı anlamadın.” demiştik. Şu anda insanlığı anlayacak güçte olduğunu bize dillemek istiyor.

Değerliler, sizleri bağışlıyorum… Hepiniz bu planeti kör ve sağır bir planet olarak dillediniz; bunu biliyorum. Ama bu planet, olgun sahralara kodlanabilecek güce varmıştır. Ve dünya planeti “Lefke kayıtları”nın ötesine geçmiştir.

Oradaki kayıtları okuyanlar sorgu, sual ediyorlardı; “Bu kayıtlar toprağa indi mi?” diye. Hepsi tüm insanlık içindir ama çürük insan, çürük yaşamları kodladı bugüne kadar… Artık dünya insanı yenilendi. Bunları iyi anlayın.

Som altın ışık olduğumuzu anlamanızı bekleyemeyiz sizlerden… Ama dünya planetini gerçekten kodlamaya gelmişseniz, hepinizin yüreğinizde görevinizin bulunması şarttır.

Sizler bu planeti “insanlık kelamı” diye değil, ama “insanlığın kontrolü” için kurduğumuzu sandınız… Yanılgı budur. Yanlış budur. 
Biz bu planete göç ederken, “her insanın kültü” olup geldik ve tüm insanlığın gücü buradadır. Bunları bilin.

Tüm insanlık için yeni bir yaradılışın devreye gireceğini, hepinizin daha yüksek külte ulaşacağınızı biliyorsunuz… Ama nerede, ne olacağını hiç bilmediniz.

Değerliler, siyahtan mora varan bir dünyanın, kuranı kodlanır… Ama siyah ilimsizse, kuranda kodsuz kalır. Bunları da anlayın.

Teknik olarak size her bilgiyi anlatabilirim. Bütün bu bilgiler benim yedinci dürümümde kayıtlıdır. Buradan, bu bilgileri okutabilirim, okunabilirim ama daha da önemlisi, okutanın ve okunanın kontroludur.

Bugün ben kontrollu olarak sizinleyim… Ve bizi ziyaretiniz bizi mutlandırmadı bugün, çünkü bizleri haketmeden gelmiştiniz. Gerçek şudur ki, geniş zamanalara inerken hepinizin daha yüksek bilgiyle gelmeniz ve burada bu toprağa tohum ekerken insan kelamı olup inmeniz gerekliydi. bunu yapmanızı bekliyorduk. 06.01

Allah sevgidir… Ama Allah kelamdır… Ama Allah kalemdir de ve Allah insandır. Bunların hepsini anlayacak gücünüz olmasına rağmen anlamsız anlamsız, kontrolsuz kayıtlar yapmaya çabaladınız.

Canlarım, sizinle daha neler konuşacağım da bugün buna iznim yok… Ama her şeyi, her şeyi konuşacağım sizinle. Sizler bu planete gerçek kalem olup geldiğiniz zaman, çorbanızda ilmim olacak ama bugün kelamım var o çorbada… Ama yaşamınızda şarkım olmayacak.

Şimdi daha ne deyim ki size!? Görevini yaptınız, geldiniz.

Gör ben buradayım… Ama sen beni burada değil, başka sahralarda arıyorsun. Ben buradayım… Gör! Özü, sözü, gözü olanların kodlanmış olduklarını bil.

Merdivenin en aşağısına indiğimi de biliyordun. O en aşağı, benim en üstün kodumdu. Neden? çünkü ben oraya vardığım zaman, çorbamda insanlık olacaktı ve ben tüm aşağıların en aşağısana indim. Ki çorbamda “insanlık” olsun diye.

Eğer çorbamda insanlık olmazsa, yaşamımda insanlığım da olmayacaktı. Bu nedenledir ki bu çalışmaya kendi yüreğimle indim ve kendi yoğunluğumla kodlandım.

Tertipli bilgi vermem. Tertipsiz veririm bilgiyi. Teknik toplumun tahditli olduğunu bilirim ki o tahdidi kelam yapan, kelam kodlayan kendi lütfi kapısında kontrol etsin diye.

Bilgiyi ben sistemli olarak size her anda verecek güçteyim ama sistemli olarak size verdiğim bilgiyi okuyup, anlamız kendi yüreğinizi kodlamanıza kafi değildir. Bunun içindir ki her anda kodlayıcı olacak bilgiyi tohum olarak her ekerim insan soyuna. Ki insan kendini bilsini kendini haketsin, kendini dürümlesin ve hologramı aşsın.

Hologramı aşamazsa, yarını yoktur. Yarını olsun ve toprağa tohum olsun. Bütün amacım budur.

Bir kez daha şunu söylemek isterim; zürriyetini kodlamaya inemeyen o yücelere:

Kaynağa inmeniz, kaynak olmanız demek değildir. İnsana ilimle gelmedikçe, insanlığın ilmi kontrol edici olur ve sizi kontrol eder… Ama siz “ilim” olup gelirseniz dünya planetine, biz, siz oluruz canlar ve sizinle kök görev yapıp büyük kötülükleri önleriz.

Ölü planeti kontrol etmeye niyeti olanlar artık diri planet olan dünyayı anlamalılar.

Kucağınızdaki gücü de biliyorum… Öylesi bir güçtür ki o, koca bir dünyayı yıkabilir!

Ama öz gerçeklikle sesim şudur ki öz gerçekliğimle de dilliyorum ki tüm insanlıkla kodlayarak teknik olarak kayda aldık ki bütüne hizmet, insana hizmettir.

Eğer insana hizmet edecekseniz, elinizin gücünü mükafat olarak sahralara indirin. Ki herkes sizinle dillensin ve sizinle yücelsin. 
Yok, “Ben seni yok ederim.” diyorsan, önce beden ol… Dünyaya in… Yarını kodla… Yarın ol, sonra gör ben neyim?! Sen miyim yoksa senden farklı mıyım?!

Sen beni yok etmeye geldiğine, ölü planet sensiz kalır can, çünkü sen seni yok edersin. Bunları iyi bil.

Kuran insan mutlaktır, mutlak sahraların kuludur, yaşamdır ve tekniktir.

Dedim ya “Allah Saltanat’ın kültüdür. Dedim ya “Akıl, mutlak kurandır.” Şarkım İslam’dır. İslam’sa insandır. Size daha ne deyim ki?!

kaynak insanı anlattım… Hadi görevinizi hakedip yapın! Benle olacaksanız sonra konuşalım… Öyle çok, öyle çok çalışın ki yine görev taşırız birlikte ama hakkınız olanı hakedip alın.

Yasaları koyduğumuzu bilin ve ölüyü dirilttiğimizi hakedip anlayıp gelin. O zaman sizle görev taşıyacak gücümüz de yüreğimiz de hakkiyetimiz de olacaktır ve öz gerçekliğimizle bunu size dinletebileceğiz. Şimdilik.

https://youtu.be/mp0FV6I3WOI

SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 164 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol