Birlik İlmi
  AKLIN KELAMI (2), 2.AKIŞ
 

14.KASIM.2018 TARİHLİ AKLIN KELAMI 2
AV.NEZİRE SELÇUK ÖZ BİLİŞ 2. AKIŞ

Bütün kötülükleri aşıp geçtiğiniz zaman, tüm ilim sahraları bütüne hizmet etmeye başladığında; yerin gücü arttığında, dünya ölü planet olmaktan çıkar... Ve çıktı... İnsanlık kendini dinlerken, bilgiyi hak etmeye başlayacak... Süper sahraların gücü dürümlere inmeye başlayacak... KODLANMIŞ OLANLAR, KONTROL KURABİLECEKLER... Yarınlar için her şey, hak tahditle devreye indirilmiştir ki; bu, nüve olanların mutlak kurana kaynak oluşlarıydı, yeryüzünün göreviydi ve yeni dönem bütünün gücü olarak devreye inmişti...

SİYAH RENGE VARILMASI SORUMLULUKTU... TÜM İNSANLIĞIN SİYAHA VARMASI, HER RENGİ HAK ETMESİ ANLAMINA GELMEKTEYDİ... TÜM RENKLERİN, O SİSTEMLE BİRLEŞTİRİLMESİ... VE HER ANIN KONTROLU... İŞTE SİYAH RENKTE BUNLAR OLDU... Ve bütün kötülükler, bu türevlenişin ötesindeki bilişin tahditsizliğiyle kayıtlanışı ve tekniğin kontrollu olarak kodlanışı olmasındandır ki; HER ŞEY YERYÜZÜNÜN GÜCÜ HALİNE DÖNÜŞTÜ... Ölü planet işte BÜTÜNÜN GÜCÜ oldu...

DİPDİRİ BİR DÜNYA OLUŞTU... Her şey hepimizindir canlar... Sistem, nizam ve her an biziz... Ve biz, her bir dilde konuşuruz... Ama kontrollu olarak... Tarık tahditli, halik teknik, hak taht, BİZ AKILIZ CANLAR... Ve bundan öte bir insanlık yoktur... Düzen kurulurken de buydu olan... Mikail kültünde MİTOSLAR KODLAMA YAPAR... “Ömer” dedikleri kelama inmek ister... İznimiz yoktur şu anda... Devam ediyorum... Yerkürenin gücü arttı canlar... Ve bunun sonrasında, her şey her şeyle oluşmaya başladı... Ve yeni dönemde, arzın gücü dürümlendi...

Bütün bunların sonrası ne olacak? İşte yıl 1800... Hani geriye mi gidiyoruz yoksa? Hayır canlar, 1827 YILI, KALEME İNİŞ YILIYDI... Bu yıl, insanlık için çok önemliydi... Bu dönemin sorumluluğu vardı ve o dünya kültü; dün ölü olan bugün dirildi...

Peki, devinim arttı mı? Kesin olarak... O ölüyken, bedeni yokken nasıl dirildi? ŞAFAK olduk da ondan... Hadi canlarım, yaşama bakalım yine...

Değerliler!..

Eksi artık diriliklerle kodlanmış planet... Bugün artık teknik tohumların ötesinde, her anda ve nötr... Ama öylesi bir nötrlük ki; teni teknik olanların bütünlükleri... İşte o teknik, NÖTRLÜKTÜR...

Çarpışan var mı? Vardı... EKSİYLE ARTININ ÇARPIŞMASI... NÖTÜRÜ DOĞUMLADI... NÖTÜRÜN DOĞUMLANIŞI MUTLULUK OLDU...

Canlarım!...

Hani dersiniz ya “planetimiz, insanlığın dışındakilerle yönetiliyor.” Yaprak yaprak okuyun onları... Bakın bakalım... Kelamlarına bakın... Neden çarpışıyorlar... Anlattık... Her şeyi anlattık... Ölüler diyarında; söz, ses insanın ilmidir ve onlar çalı çırpı değiller, çarpıp bölecekler yürekleri ki; kontrol kuracaklar... İşte NÖTR oluş budur...

Çarpan, çarptığında çarpıldı... Kodlandı... Mutlak kurandı... Aktı, geçti... Ve ne oldu biliyor musunuz? Dünya planeti, yaratılan ve yaşatılan insanlığın kelamına dönüştü...

Peki, bütün bu savaşların, amacı neydi? NÖTÜRÜ KODLAMAK... Her şey, nötürü kodlamak içindi... Evren, kelama kalem olmadan da kendini doğumlayabilir... Ama kendini tohumlayabilmesi, kelamla olur... Bu nedenledir ki; her şeyin hakikiyeti gerekir...

Dünya planeti, türevlenişini sahralarda kodlarken, dönüşmeye başladı... Yeniden ve yeniden dönüştü... KONTROL, AĞIR YÜKTÜR... VE DÖNÜŞMEK, SÜPER SAHRALARLADIR... Ve yeniden ve yeniden toprak olmak gerekir... Hepimizin yapmakta olduğumuz budur canlar... Ve bugün artık, düzen kurulabildi...

İşte, yıllar yılı süren bir çalışma, bütüne KÜLT olanların kontrolunda bugüne vardı... Ve bugün, EKMEK yapmaya başladı yaşam... Mikail kök gerçekliğiyle dünyadadır... Ve 2027 yılında, YASALAR KODLANIRKEN; TÜM İNSANLIK KOKLANACAK CANLAR...

2027... Bu dönem, ön gerçekliğinizin gücünün, TEKNİK TAHDİTLE kontrol kuracağı bir dönemdi... Ve diri kapı ALLAH İLMİYLE kontrollu olarak açıldı... Şimdi ne oluyor... MEDİNE, İNSANLAŞIYOR... Ya, insan değil miydi Medine? İnsanlığın hakikiyetini kodlayacak güçteydi ama, ilmi kontrollu değildi... İşte artık, ilmi kontrollu hale dönüşecek...

Kodlamalar, kodlamalar, kodlamalar... Ve sonra... Ve sonra ne oldu? ŞEVK, AŞK işte... Yeniden ve yeniden hakikiyete varış... Ve yeniden ve yeniden kök görevi kodlayış... Mutluyuz ki, bunlar oluyor canlar... Çok mutluyuz... Ve dünyanın, öz gerekliliğiydi bu... Bu planet bize, BEDEN İLMİNİ gösterdi... Bu planet bize, bizi gösterdi canlar... Bu planet, insana kendi yolunu açtı... ÇÜNKÜ BU PLANET, TANRI KALEMİDİR... Ve bizler, bu planeti Mikail kalemi, diye değil; İLİM KALEMİ diye dilledik... Gerçeğimiz, gerçekliğimiz insanlıktı ve BİZ İNSANLIĞI, HOLOGRAMDAN ÖTEDE KODLADIK... Ve biz bu planeti, çalıştırdık canlar... Hep birlikte çalıştırdık... Ne oldu? Kokumuz, koku halindeki o yoğunluğumuz; bütün gözlerin görebileceği bir gücü dürümledi... İşte ilim buydu... KOKUSU ÖYLESİ GÜÇLÜDÜR Kİ İLMİN; ANLAMAYAN DA ANLAR, AKMAYAN DA AKAR... HASATI OLAMAYANDA, KONTROL KURAR... Her şeyi, her şeyi yapar...

Ve burada ön gerçeklik, MİRAÇTIR... MENİ KA HA olanda kelam, ALLAH’IN İLMİ... Biz O’yuz canlar... ŞU ANDAN İTİBAREN; SOFRA, ALLAH SOFRASIDIR... Bu sofra, imparatorluğun kontrolsuz olmayan bir çalışmasıdır... İmparatorluğun çalışması, hepimizin hak ettiğidir... Ve, dili HALİK olanlar, burada olacaklar... DİLİ HALİK OLMAYANLARIN, BURADA İLMİ YOKTUR... Unutmayınız; sol insanlık, sağ sahraları kodladığında, SALTANAT GÖZ OLUR, ÖZ OLUR... Ama, sağ insanlık solu kokladığında; SİYAH, MOR renklerin tümü, şarkımız olur... Haydi gelin, şarkı okuyalım... Ama öyle bir şarkı okuyalım ki; yenilik, yeşerenlik, şafağın şefaati ve kelam... Tek bir cevherimiz olduğunda, Muhammed Mustafa ve tüm çalışanlar dirilsinler... Haydi gelin... Teknik tahditle hepsini diriltelim canlar...

Onlar; soylarıyla dirildiklerinde, her şey yaşanır... Ve tüm çalışanları dirilttiğimiz an, kaynaklar kodlanır... Biz bunu başardık canlar... “YAP” dedik, yaptık... Hak ettik de yaptık...

Ağır yük hafifledi canlar... Üç bin yıldır, yazıp çizdiğimiz her an... Beş yüz milyarlık bir cennet!... Cemaati cevherini kodlayacak diye, dürümlerdeki dillerle dillettiğimiz sahra ve bütün çalışanlar... BİR TEK OLUP DİRİLDİLER... AŞKLA VE HAKLA VE HAK OLUP TOHUM OLMAKLA... Mutlaka ama mutlaka bunların olması şarttı ve oldu...

Uzakların en uzağı ve yakınların en yakını BİR TEK oldu... Üzüm, sözüm, gözüm... Öz görevlilerim... Ben sizim... Sizin ilminizde, insanlığı kodlayanız biz BİR TEK olarak... Yarınlar içindi bu çalışma, yarınları kodladık... Hattı, Hakk’ı bilenler, bizle dillendiler... Çan çaldı... Şevkle kalın...

Aha bu...

https://youtu.be/qzyZgUIL9Xs
SÜPER İNSANLIK REALİTESİ

 
  Bugün 133 ziyaretçi kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol